diorex
Dedas

İşaret Çocukları - Cahit Zarifoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İşaret Çocukları kimin eseri? İşaret Çocukları kitabının yazarı kimdir? İşaret Çocukları konusu ve anafikri nedir? İşaret Çocukları kitabı ne anlatıyor? İşaret Çocukları kitabının yazarı Cahit Zarifoğlu kimdir? İşte İşaret Çocukları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 04.03.2022 10:00
İşaret Çocukları - Cahit Zarifoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Cahit Zarifoğlu

Yayın Evi: Beyan Yayıncılık

İSBN: 9789754735406

Sayfa Sayısı: 96

İşaret Çocukları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Cahit Zarifoğlu’nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir.

Rasim Özdenören

Cahit Zarifoğlu’na ait hangi metin olursa olsun, O'nun dünyasına, bir iklime geçer gibi girerseniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa, nasıl değiştiriyorsa insanı öylece değişirsiniz.

Alim Kahraman

Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, O'ndan sonrakiler, O'nda ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine mahsus kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından.

İsmet Özel

Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki, kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı zaman, bir algılama olduğu zaman, onu hemen anında şiire döküverirdi.

Erdem Bayazıt

Kanaatimce Cahit’in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi.

Akif İnan

Türkçe’ de hem ahenge ulaşmak hem de duygu iletişimini sağlamanın belki de en çetin bir şairlik görevi olduğu günümüzde, bir de buna ‘avucunda kor tutmayı’ eklemişti. ‘Hâl’ini iyiye doğru sürekli yüceltirken, ‘şiir’ni de yeni ‘hâl’ine uydurma savaşımında idi.

Prof. Dr. Hüseyin Hatemi

Ece Ayhan’a sordum, ona göre “Cahit Zarifoğlu” şiirde yapı sorunun en iyi kavramış bu konuda örnek gösterilebilecek sanatçılardan biri. Kolsuz Bir Hattat’ta da ayrıca belirtmiş bunu.

Cemal Süreya

Cahit Zarifoğlu’nun şiirini ve düzyazısını o uzaklık, ayrılık gayrılık içinde ancak kendi uzlet köşemden izleyebiliyordum. Kamplaşma havasında kendine yer bulamayacak bu ince şiir, kapalı ama mutlaka sanatkârca düzyazı, kendine özgü değerleri daima korurdu.

Selim İleri

Cahit Zarifoğlu’nun şiiri, bütün diğer yapıp ettiklerini de, hatta müstear adla yazdığı ‘okuyucuya cevaplar’ a varıncaya kadar bir çok şeyi aydınlatan veriler olarak alınabilir sanıyorum. Bu şiir, insanı çok yalın halinde kavrayan bir şiir.

Nabi Avcı

İşaret Çocukları Alıntıları - Sözleri

  • Kendimden yorulduğum günlerdeyim..."
  • “Kendimden yorulduğum günlerdeyim.”
  • Öptüm sonsuz gidişinden
  • Ne kazandık, Yaşamamızdan...
  • Tarifini sorsalar; her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi.. az kalsın ölüyormuşum gibi...
  • • Ne korkunç bir iklimdi çocukluğum…
  • • Çünkü gece zamanın katranıdır…
  • Sen benim durup durup saplandığım.
  • Ve oturdu mu bir masaya Hakkını verir çay içmenin
  • Ya bu kez ölenleri görmeliysek Ya sen kuş olup gitmeliysen bir trenle
  • • Sen benim durup durup saplandığım…
  • Sen benim durup durup saplandığım
  • bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi öptüm sonsuz gidişinden.

İşaret Çocukları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Kanaatimce Cahit’in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi.” (Akif İnan) Cahit Zarifoğlu’nun ilk şiir kitabı olan İşaret Çocukları, benim de okuduğum ilk şiir kitabı. Birkaç yıldır tekrar tekrar elime alıp yarım bıraktığım bir kitap. Sonunda tamamladım. Ama öyle sanıyorum ki, şiir okumaya yeni başlayanlar için doğru tercih değil. Zarifoğlu’nun kendine has bir dili var; kapalı, örtülü, sırlı... Doğrudan anlamlarını avuçlarınızın içerisine bırakmıyor dizeleri. Belki üzerinde birkaç kez okumayı, düşünmeyi gerektiriyor. Bu özelliği dolayısıyla da, çabucak okunup bitirilebilecek bir kitap da değil. Ama tüm bunların yanında, yazarın hayatını, döneminin şartlarını, dünya görüşünü anlayamasanız da hissedebiliyorsunuz. Bunda, kitabı okurken eşzamanlı olarak Yedi Güzel Adam dizisini izlememin de tesiri var. Diziyi izleyince, içine kapalı, esrarlı ruh halini ve dolayısıyla şiirlerindeki gizemin sebebini de daha iyi anlıyorsunuz. İmgelerle dolu dilini anlayabilmek için, dünyaya şairin gözünden bakabilmeyi diliyorsunuz. Kitaplarının hakkını daha iyi verebileceğim bir zamanda, tekrar okumayı istiyorum Zarifoğlu’nu. Okuyucusuna keyifli okumalar dilerim. (Beyzanur Koca)

rivayete göre ki edebiyat dünyasının rivayeti bitmez, satılmayan ilk basımını soba tutuşturmak için kullanmıştır istanbul günlerinde cahit zarifoğlu. sonradan nice yürekler tutuşturdu o şiirler ayrı tabi. (kahraman)

Edebiyatımızın zarif abisi Cahit Zarifoğlu, hayatını insanlardan kaçıp içine kapanarak geçirmiş. Bunda en büyük etken bence küçükken babasını manevi olarak kaybetmesi. Babasının ikinci bir evlilik yapmasını kaldıramayan Zarifoğlu okulda da suskun bir öğrencilik hayatı geçirmiş. Odasında radyosu ile vakit geçirmeyi,insanlarla oturup kalkmaya tercih etmiş. Bunun yanında çok istediği pilotluk hayaline de sağlık kontrolünden geçemediği için veda etmiş. Ardından tüm varını harcadığı "İşaret Çocukları"eserini emanet bıraktığı arkadaşının dayısı tarafından ısınmak için yakıldığını öğrenince yıkılmış tâbi. Hayatında birçok hayal kırıklığı olunca içe kapanmasını da garip karşılamamak gerekir.Bunca açık konuştuğu halde halini anlamayan insanlar olunca anlaşılan şiirler neden yazsın ki diye de insan soruyor kendine. Ama bu kişisel düşüncem. Kanıtlanabilirliği yok. Sanat açısından da bakarsak Cahit Zarifoğlu deyince aklıma ilk olarak "imge" geliyor benim. Klasik yazarlarımızı bilirsiniz. Mazmunlarla birçok eşsiz gazeller yazmış fakat zamanla bunların sırrı çözülmüş. Birçok mazmunu görünce ne anlatmak istiyor artık anlıyoruz. Bugün Zarifoğlu'nun şiirleri ise hâlâ çözülmemiş imgelerle dolu. Eğer onu anlaşılmaz buluyorsanız önce kendinizin sanat ruhunuzun, hayal gücünüzün olup olmadığını sorgulayın derim. Bana kalırsa Zarifoğlu kendince savunduğu örtülü şiir hedefini gerçekleştirmiş zarif ruhlu bir şairdir. Bu eşsiz şairin "Sultan" şiiri kadar sevdiğim "İşaret Çocukları" şiirinden şuraya iliştirmek isterim. Şiirle kalın. Yasin okunan tütsü tüten çarşılardan Geçerdi babam Başında yağmur halkaları Anam yeşil hırkalar görürdü düşünde Daha ilk güzelliğinde Alnını iki dağın arasına germiş Bir devin göğsüne benzer Göğsünden dualar geçermiş Çarşılar ellerinde ekmek iğneleri Cami avlularına açılan Havuz sularına kapılan çocuklar Görmeden güneşin bütün renklerini Götürmezlerdi dükkandaki babalarına ... Hep kaçarmış şehirlerin Demir dağlarına Uyuyunca toprak beşiğimde Sahipsiz kalan Ellerimden kayan aydınlık günlerim... (Sümeyye)

Kitabın Yazarı Cahit Zarifoğlu Kimdir?

Abdurrahman Cahit Zarifoğlu (d. 01 Temmuz 1940, Ankara - ö. 07 Haziran 1987, İstanbul), Türk şair, yazar.

Aslen Kahramanmaraşlı'dır. 1940 yılında Türkiye'nin başkenti Ankara'da doğmuş olan şairin çocukluğu Kahramanmaraş'ta geçmiştir. Edebiyata, Kahramanmaraş Lisesi'nde iken şiir ve kompozisyon yazarak başlamış, lise sonrasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde okumuş ve buradan mezun olmuştur. Öğrenciliği sırasında çalışmak zorunda kalınca, sayfa sekreteri olarak çalışmış yine bu dönemde Diriliş Dergisinde çeşitli şiirleri yayımlanmıştır. 1976'dan sonra, kurucularından olduğu, Mavera Dergisinde şiirleri, birkaç hikâyesi, senaryo çalışmaları, günlükleri ve "Okuyucularla" ismini verdiği sohbetleri yayımlanmıştır.

Değişik zamanlarda ilkokul öğretmen vekilliği ve Almanca öğretmenliği yapmasının yanı sıra, Mavera Dergisi'ni çıkartmaya başladığı süreçte TRT Genel Müdürlüğü'nde mütercim sekreter olarak da görev almıştır. 1987 yılında vefat etmiştir. Mezarı Beylerbeyi'ndeki Küplüce mezarlığındadır.

“Yedi Güzel Adam” adıyla anılan isimler Türk edebiyatına damga vuran Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ve Ali Kutlay'dır. Yolları Kahramanmaraş'ta kesişen 7 Güzel Adam'ın eğitim gördüğü 169 yıllık tarihi Maraş Lisesi 2019 mart ayında müzeye çevrilmiştir.

Cahit Zarifoğlu Kitapları - Eserleri

  • Şiirler
  • Serçekuş
  • Yaşamak
  • Bir Değirmendir Bu Dünya
  • Yedi Güzel Adam
  • İşaret Çocukları

  • Menziller
  • Motorlu Kuş
  • Yürekdede İle Padişah
  • Korku ve Yakarış
  • Rilke'nin Romanında Motifler
  • Romanlar
  • Hikayeler

  • Ağaç Okul
  • Gülücük
  • Katıraslan
  • Kuşların Dili
  • Küçük Şehzade
  • Ağaçkakanlar
  • Zengin Hayaller Peşinde

  • Sütçü İmam
  • Mektuplar
  • Konuşmalar
  • Çocuklarımızla Atlara Biniyorduk
  • Radyo Oyunları
  • Okuyucularla
  • Mavera Dergisi - Sayı 1

  • Savaş Ritimleri
  • Deve ile Uçuç Böceği
  • İns
  • Mavera Dergisi 1. Cilt 2. Sayı
  • Mavera ( Aylık Edebiyat Dergisi Cilt: 1 / 12 Sayı Birden )
  • Mavera (Aylık Edebiyat Dergisi Cilt:2( 12/24 Birden)
  • Mavera Cilt:3 (Aylık Edebiyat Dergisi, 25/36 sayılar)

Cahit Zarifoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Beş yüz yıllık saçaklı minareden önce salâ verilir, sonra müezzinin yankılı ve yanık sesi gönülleri kabartırcasına ürpertir, içlerindeki imanın alâmetini dışarıda da görmek isteyen Müslümanların içleri içlerine sığmaz. Dinginlik dolu ortalığı büyük bir heyecan dalgası kaplar. (Sütçü İmam)
  • “Eğer umudum olmasa, bir saniye yaşayamam.” (Ağaçkakanlar)
  • Sen benim durup durup saplandığım. (İşaret Çocukları)
  • Bazı insanların hayvandan bile aşağı olması mümkün, Eğer kalbinde merhametin zerresi kalmamışsa. (Yürekdede İle Padişah)
  • Derken namaz ikmal olmuş. Yüreğe bir cila daha atmış. Göz biraz daha büyümüş, bakışı ıslanmış. Şimdi kainat biraz daha dolu, hayat biraz daha büyük, öte alem bir ganimet gibi el altında. (Yürekdede İle Padişah)
  • Zamanların, yerlerin ve göklerin, ötelerin bilgisi ve yorumu Müslümanın bildirisinde ifadesini bulacaktır. Geçmiş tanıktır buna, zaman tanık olmaktadır, gelecek tanık olacaktır. (Mavera Cilt:3 (Aylık Edebiyat Dergisi, 25/36 sayılar))

  • Çağdaş bir düşünürün de dediği gibi insanlar, 'başkalarının yargı ve düşünce denizinde' yüzerler. (Rilke'nin Romanında Motifler)
  • Emin olun dedi tilki, yolculuğa çıkan bir hayvanın ilk defa silahlandığına şahit oluyorum. Tıpkı bir insan gibi davranmışsınız. Sevgili dostum, dedi aslan, sen de sair yol tedariklerini düşünürken tıpkı bir insan gibi davranmışsın. (Katıraslan)
  • “Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın Denizi mavi olsa ne yazar Olmasa ne?” (Yaşamak)
  • Kendini kendinin içine koydu, kaybolsun istedi; sıkıntısı burnundan taştı... (Hikayeler)
  • -Dünya yüzünde, insandan daha zalim, daha öldürücü, daha vahşi başka bir mahluk yoktur. (Motorlu Kuş)
  • “Çünkü insan bastırdığı duygunun esiri olur.” (Yedi Güzel Adam)
  • Görüyorum ki korkunç olan sadece benim ötüşüm değil, senin beni öldürmek niyetin daha korkunç. (Radyo Oyunları)

  • "Eğer hayvanlar aralarında konuşuyorlarsa, kim bilir neler söylüyorlar insanoğlu için." (Yürekdede İle Padişah)
  • Yol boyunca Beşikten başlayıp Mezarlara kadar Önce besmele En güzel kelime Allahım Yol boyunca Bırakma elimi Düşerim sonra Allahım Niçin halkettinse beni Kalbime söyle iyice Engellerden arınsın yolum Allahım O güzeller güzeli Hangi iyilik diledi senden Dilerim ben de öylelerini Allahım Peygamber efendimiz Hangi şerlerden sığındıysa sana Upuzak tut benden de onları Allahım Yol boyunca Tarih boyunca Başıboş bırakma bizi (Şiirler)
  • Anne Ne olur Eksilme hiç Başımızdan (Deve ile Uçuç Böceği)
  • “Yıllarca aynı kalmış bir şeyin bir saat sonra da aynı kalacağına inanmak yanlıştır. Hayatın garantisi yoktur.” (Rilke'nin Romanında Motifler)
  • - Hiç birimiz Allah'ın bu güzel nimetine layık değiliz ama, Allah cömerttir, lütuf ve kerem sahibidir buyurun şükrederek yiyelim, Allah hiç birimizi nimetine küfredenlefden eylemesin. (Küçük Şehzade)
  • İhaneti onlar adına olsun anlamaya çalışıyorum. (Savaş Ritimleri)
  • Bana kalsa koşa koşa ayrılırdım buralardan. Burnuma insan kokusu geliyor çünkü. (Radyo Oyunları)

Yorum Yaz