diorex

İşte Deniz, Maria - Ferit Edgü Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İşte Deniz, Maria kimin eseri? İşte Deniz, Maria kitabının yazarı kimdir? İşte Deniz, Maria konusu ve anafikri nedir? İşte Deniz, Maria kitabı ne anlatıyor? İşte Deniz, Maria kitabının yazarı Ferit Edgü kimdir? İşte İşte Deniz, Maria kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.03.2022 06:00
İşte Deniz, Maria - Ferit Edgü Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ferit Edgü

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789750708442

Sayfa Sayısı: 84

İşte Deniz, Maria Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Kadın, Ne çok şey unuttun, dedi.

Adam, O kadar çok şey ansıyorum ki, dedi. Onlar da senin unuttukların.

Uzun bir susuştan, birkaç yudum şarap içildikten sonra, kadın, Üşüyorum, dedi.

Erkek, kulağı, çakıllara çarpan küçük, kırılgan dalgalarda, duymadı üşüyorum sözcüğünü.

Gene de (sözcüklerin garip rastlantısı!), Ben de, dedi."

İşte Deniz, Maria'da Ferit Edgü'nün hem 1950'lerde oluşan öykü anlayışını sürdüren örnekler hem de kısa, çok kısa, tüm fazlalıklarından arındırılmış, ayıklanmış, "dil"in içindeki cevhere varmaya çalışan minimal öyküler yer alıyor.

(Tanıtım Bülteninden)

İşte Deniz, Maria Alıntıları - Sözleri

  • Vaktim olmadı diyeceğim, ama değil. Vaktim vardı. Her şeyi yapmaya vaktim vardı. Ama kimi şeyleri yapabildim. Kimilerini...
  • "- Bana unuttuğun bir öykünü anlatsana? - Hangi öykümü? - Yaşadığın ve unuttuğun bir öykünü. - Tüm öykülerimi mi demek istiyorsun?"
  • ".. - Ben boyuma göre birini bulamadım, hepsi bu. - Peki aradın mı? - Hayır, aramadım. Böyle biri olsaydı, o gelip beni bulurdu. - Sen aramadığın sürece kimse seni bulmaz, dedim ona. - Keşke! oldu aldığım yanıt."
  • "..sevdikleri bir insanı yitirdiklerinde, akıllarını da yitirip onları yaşatmaya çalışan insanlardan biriyle tanışmış olduğumu sezinler gibi olmuştum."
  • "..Ne korkunç bir belleğin var, diyor. Ne korkunç bir bellek senin ki ne acımasız! Sence bir bellek mi bu, diyorum. (Kapanan bir kapının gıcırtısı.) Bellek, diyor. Olmaz olası bellek. Birazdan bu kapıdan çıkan ölüleri de sayacaksın. Nefretin bu mu? Hayır, diyorum. Nefret değil, boğuntu. Benden mi, diyor. Hayır, diyorum. Öyleyse niçin, diyor. Kimlerden? Sende yaşayanlardan da değil, diyorum. Nasıl olur, diyor. Kendinden mi? Ah, gene sorular!"
  • Niçin bilmem, gerçeği öğrenmek, oldum olası benim çok zamanımı almıştır.
  • "Kadın, Ne çok şey unuttun, dedi. Adam, O kadar çok şey ansıyorum ki, dedi. Onlar da senin unuttukların. Uzun bir susuştan, birkaç yudum şarap içildikten sonra, kadın, Üşüyorum, dedi. Erkek, kulağı, çakıllara çarpan küçük, kırılgan dalgalarla, duymadı, üşüyorum sözcüğünü. Gene de, (sözcüklerin garip rastlantısı!), Ben de, dedi."
  • Ne korkunç bir belleğin var, diyor. Ne korkunç bir bellek bu senin ki. Ne acımasız.
  • “Başkalarının değil, kendi sözcüklerinle konuşmasını öğren.”
  • “Ne zaman girsen düşüme, bahçen yok, diyorum.”

İşte Deniz, Maria İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kısacık, anlatmak istediğini yormadan anlatan, genel olarak keyifli bir öykü kitabı. İçlerinde en sevdiğim “Perisiz Ev” oldu. Kısa öykülerden ikisini alıntılayıp sonlandırıyorum: Yolda Yola çıktım. Ama çok geçmeden gördüm ki, yol yoktu. Yol silinmişti. Ne yapabilirdim? Geri dönemeyeceğime göre bir yol açıp orada ilerlemem gerekiyordu. Ben de öyle yaptım. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Hala yoldayım. Ama bu yol hangi yol ve beni nereye götürecek bilmiyorum. (Syf 66) Giderayak Burda çok iyiyim, dedi. Rahat mısın, dedim. Çok rahatım. Hayatımda hiç olmadığı kadar. Öyleyse üzerine toprağı gönül rahatlığıyla örtebiliriz, dedim. Evet, evet, dedi. İlk toprağı (iki kürek) ben attım. Sonra tüm dostları. (Syf 75) (Beyza)

Edgü, bu kitabın ilk bölümündeki öykülerin 1960'lara dayandığı söylese de öyküler 1985 - 1997 yılları arasında kaleme alınmış. İkinci bölüm ise "Çok Kısa Öyküler" adını taşıyor ve gerçekten çok kısa öykülerden oluşmuş. Yazar, bu minimalist öykülerde düş ile gerçeğin bir arada gittiğini de söylemiş. . Şubat 99'da bu kitap için yazdığı ön sözde şunları söylemiş. "...yalınlığa, daha çok yalınlığa , artık hiçbir fazlalığı içinde barındırmayan yapıya ulaşmak için minimal öykü yazıyorum. Ayıklamak, arıtmak... Tıpkı mermerin içindeki gizli biçemi bulmak için durmaksızın yontan emekçi - yontuç gibi. Yontuç, mermerin içinde saklı cevhere ulaşmaya çalışıyor, bense 'dil' in içindeki cevhere. Hiçbir zaman varamayacağımı bile bile. Ama gene de..." . Yazdıklarında gün geçtikçe küçülmeye giden yazar şiirsel bir dille yazılarını günden güne küçültse de anlatılanlar hiç de küçük değil. . İyi okumalar dilerim. . (Harun Eytemiş)

“Peki niçin minimal, diye sorulacak olursa, yalınlığa, daha çok yalınlığa, artık hiçbir fazlalığı içinde barındırmayan yapıya ulaşmak için diyebilirim. Ayıklamak, arıtmak…”(s.8) • Az, çoktur. Kim demiş, yazmıştı? Kimlerde izleri vardı? Kafka, Çehov, Beckett, Borges? Bizde Demir Özlü, Vüs’at Bener, Bilge Karasu? • Bir mermer yontuç gibi. Bir emekçi gibi. Özüne, mesajına, derinine varmak. Böyle hikayeler bunlar. Edgü’nün kaleminden. Buyurun. (Adem Kara)

İşte Deniz, Maria PDF indirme linki var mı?

Ferit Edgü - İşte Deniz, Maria kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İşte Deniz, Maria PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ferit Edgü Kimdir?

İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde başladığı eğitimini Paris'te sürdürdü (1959- 1964). Acedemie du Feu'de seramik öğrenimi gördü. Sorbonne'da felsefe, Louvre'da sanat tarihi kurslarına katıldı.

Yedek subay öğretmen olarak Hakkari ve Beypazarı'nda askerlikten sonra (1967), bir yıl daha Paris'te kalıp İstanbul'a yerleşti (1968). Man Ajans'ta reklam yazarlığı yaptı. Buradan ayrılıp kendi reklam şirketini kurdu.

Öykü yazarlığının yanı sıra, resim eleştirileri ve denemeleriyle ün yaptı. 1977 'den beri Ada Yayınları'nı yönetiyor. Kaynak dergisinde edebiyata adım attı. 1952-1953 yıllarında şiirler yazdı. Ama ilk öyküsü ocak 1954'te Yeni Ufuklar dergisinde çıktı . Aynı yıllarda Şairler Yaprağı (1954), Mavi'de de şiirleri yayımlandı (1954). Daha sonraları Yeni Ufuklar, Vatan Sanat Eki, Mavi, Pazar Postası, Dost'taki öyküleriyle (1954-1959); Ataç, Yeni Dergi, Eylem, Papirüs, Ant, Soyut, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri dergilerindeki deneme ve incelemeleriyle tanındı.

Bir Gemide kitabıyla 1979 Sait Faik Hikaye Armağanı, Ders Notları'yla 1979 TDK Deneme Ödülü, Eylül'ün Gölgesinde Bir Yazdı adlı??seriyle Sedat Simavi 1988 Edebiya Ödülü'nü aldı. Ayrıca O adlı romanı Hakkari'de Bir Mevsim adıyla ve Onat Kutlar'ın senaryosuyla sinemaya uyarlandı. 33. Berlin Film Festivali'nde (1983) ve 2. Akdeniz Kültürleri Film Festivali'nde ödüller aldı (1984).

Ferit Edgü Eserleri

Roman

Kimse (1976)

O/Hakkari'de Bir Mevsim (1977)

Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı (1988)

Öykü

Kaçkınlar (1959)

Bozgun (1962)

Av (1968)

Bir Gemide (1978)

Çığlık (1982)

Binbir Hece (1991)

Doğu Öyküleri (1995)

İşte Deniz, Maria (1999)

Do Sesi (2002)

Avara Kasnak (2005)

Nijinski Öyküleri (2007)

Senaryo

Hakkâri'de Bir Mevsim (O adlı romanından senaryo, Onat Kutlar ile birlikte)

Deneme

Tüm Ders Notları (1978)

Yazmak Eylemi (1980)

Şimdi Saat Kaç? (1986)

Yeni Ders Notları (1991)

Seyir Sözcükleri (1996)

Devam (2001)

Sözlü/ Yazılı (2003)

İnsanlık Halleri (2003)

Şiir

Ah Minel Aşk (1978)

Dağ Şiirleri (1999)

Anı

Görsel Yolculuklar (2003)

Biyografi

Abidin (2003)

Avni Arbaş (2001)

Osman Hamdi-Bilinmeyen Resimleri (1986)

Çocuk Kitabı

Doğa Dostları (2004)

Çeviri

Düşüş (Albert Camus, 1961),

Godot'yu Beklerken (Samuel Beckett, 1963),

Bugünün Dünyasında Felsefe (Jean Wahl, 1965), A

Aydınlar ve Toplum, (Antonio Gramsci, V. Günyol , B. Onaran'la, 1967),

Amerika: Şiirler (Allen Ginsberg, Lawrence Ferlinghetti, 1976).

Monografi

Bunların dışında Abidin Dino, Yüksel Arslan, Van Gogh, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Füreya, Aliye Berger, Ergin İnan, Fikret Mualla, Avni Arbaş üzerine yayımlanmış monografileri var.

Ödülleri

Sait Faik Hikâye Armağanı 1979 (Bir Gemide)

Türk Dil Kurumu Deneme Ödülü 1979 (Tüm Ders Notları)

Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü 1988 (Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı)

Ferit Edgü Kitapları - Eserleri

  • Hakkari'de Bir Mevsim
  • Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı
  • Yazmak Eylemi
  • Selma Gürbüz İçin Üç Yazı
  • Çığlık
  • Her Şeyin Sonundayım
  • Yaralı Zaman
  • İşte Deniz, Maria
  • Do Sesi
  • Buluşmalar
  • Av
  • Tüm Ders Notları
  • Bir Gemide
  • Kaçkınlar
  • Şimdi Saat Kaç
  • Doğu Öyküleri
  • Leş
  • Kimse
  • Nijinski Öyküleri
  • Giden Bir Kedinin Ardından
  • Cahil
  • Van Gogh - Yüz Yıl Sonra
  • Biçimler, Renkler, Sözcükler
  • Yüksel Arslan: İlişki, Davranış, Sıkıntılara Övgü'den Arture'lere
  • Avara Kasnak
  • İlk Öyküler Kaçkınlar / Bozgun / Devam
  • Yeni Ders Notları
  • Özyurdunda Yabancı Olmak
  • Korkuyorum
  • Ah Min-el Aşk
  • Binbir Hece
  • Abidin
  • Seyir Sözcükleri
  • İnsanlık Halleri
  • Paraboller
  • Kaza Sözleri ve Öteki Metinler
  • Devam
  • Görsel Yolculuklar
  • Sözlü - Yazılı
  • Kültür Emperyalizmi
  • Batı Kültürü Önünde Hiçbir Saplantım Yok - Mektuplar
  • Ergin İnan
  • Dengê Doyê
  • Duo
  • Osman Hamdi Bilinmeyen Resimleri
  • Yolun Gittiği Yer
  • Orhan Duru Ölmeden Önce - Öldükten Sonra
  • Fikret Muallâ - Albastı Defterleri
  • Bozgun

Ferit Edgü Alıntıları - Sözleri

  • ... bir insanın ne kadar gizi varsa, o kadar. (Biçimler, Renkler, Sözcükler)
  • Başkalarının değil, kendi sözcüklerinle konuşmasını öğren. (Leş)
  • "Gelmiş geçmiş hiçbir yazar Kafka kadar kendi çöplüğünde eşelenmedi." (Tüm Ders Notları)
  • Her zaman aramak gerek. Her zaman. Bulduğunda bile. Yeniden aramaya koyulmak gerek. Başka nasıl yol alınabilir? (Devam)
  • Cahil hukuk tanımaz. (Cahil)
  • Çaresizlik, dedim, çaresizlik, çaresizlik, çaresizlik. Ağlama dedi Canan. Sus, ağlama, çaresizliğe bir çare bulunur elbet. O da biliyordu bizim çaresizliğimizin çaresi yoktur. Biz bu yaşamın içinde bir başka yaşamın yolcusuyuz ve bu yolculuk çok uzun sürmez. (Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı)

  • Ateşle çevrili -ya da boşlukla- bir yalnızlık içindeyiz. (Özyurdunda Yabancı Olmak)
  • Jiyan, nexweşîyekê rih e. Novalis (Yaşamak, ruhsal bir hastalıktır) (Dengê Doyê)
  • Dünyadan dargın ayrıldım. (Orhan Duru Ölmeden Önce - Öldükten Sonra)
  • Her zaman aramak gerek. Her zaman. Bulduğunda bile. Yeniden aramaya koyulmak gerek. Başka nasıl yol alınabilir? (Devam)
  • "- Bana unuttuğun bir öykünü anlatsana? - Hangi öykümü? - Yaşadığın ve unuttuğun bir öykünü. - Tüm öykülerimi mi demek istiyorsun?" (İşte Deniz, Maria)
  • Yaşamak, yaşamayı sürdürebilmek için kişiliğini bulmak zorundasın. (Hakkari'de Bir Mevsim)
  • O sıralar bir sözcük arıyordum. Bir sözcük. Bir tek sözcük. Bilmiyorum neydi? Hiçbir şey anlatmayacak olan? (Bozgun)

  • Hep aynı... Dün de bugün de.... (Av)
  • Bir beraberliğin, anlaşmanın kıvancından çok, bir acının, yan yanayken bile aralarında bir uzaklığın bulunduğunu biliyordu. (Av)
  • Bu karanlığın en yoğun noktasından kopmuş ben ben bu muyum? (Paraboller)
  • ''Ben bir insan müsveddesiyim" diyor Kierkegaard " (Tüm Ders Notları)
  • Gün geçtikçe uzaklaşıyoruz birbirimizden ve kendimizden... (Av)
  • Yaz boz tahtası yaşam. Sen ne kadar ölürsen öl. (Kaza Sözleri ve Öteki Metinler)
  • Umutsuzluk insanı her yere götürür. Evet, tabii, intihara bile. (Yazmak Eylemi)

Yorum Yaz