diorex
life

İsteri Üzerine Araştırmalar - Sigmund Freud Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İsteri Üzerine Araştırmalar kimin eseri? İsteri Üzerine Araştırmalar kitabının yazarı kimdir? İsteri Üzerine Araştırmalar konusu ve anafikri nedir? İsteri Üzerine Araştırmalar kitabı ne anlatıyor? İsteri Üzerine Araştırmalar PDF indirme linki var mı? İsteri Üzerine Araştırmalar kitabının yazarı Sigmund Freud kimdir? İşte İsteri Üzerine Araştırmalar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.04.2022 04:00
İsteri Üzerine Araştırmalar - Sigmund Freud Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sigmund Freud

Çevirmen: Lütfi Yarbaş

Yayın Evi: İlya Yayınevi

İSBN: 9786054473168

Sayfa Sayısı: 308

İsteri Üzerine Araştırmalar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

...Yazdığım hastalık öykülerinin roman gibi okunabildikleri ve sanki bilimin ciddiyetini vurgulamadıkları, beni bile hala tuhaf bir şekilde etkilemektedir.

-Sigmund Freud-

İsteri Üzerine Araştırmalar Alıntıları - Sözleri

  • Kendisini asık ve karmakarışık bir suratla, soğuk ve acılardan şikayetçi bir halde buluyorum.
  • Sistemli bir şekilde “özel tiyatrom” dediği hayallere dalıyordu.
  • Yine huzursuz, moralsiz ve sinirliydi ve ispat edilebilir bir sebebi olmadığı halde neredeyse hiç iyi günü yoktu.
  • psişik hareketlilik ve enerji fazlası...
  • Yeniliklerin içlerinde iyi şeyler de barındırabileceklerini anlatmaya çalışıyorum.
  • Bilincinin çok açık olduğu zamanlarda kafasının içindeki zifiri karanlıktan, düşünemediğinden, kör ve sağır olduğundan, biri kendi esas kişiliği ve diğer kötü olan kişiliği olarak onu kötü şeyler yapmaya zorlayan iki kişiliği olduğundan vs. şikayet ediyordu.
  • İsterik kişi en çok anılar sebebiyle acı çekmektedir.
  • Bilincin gerçek sebebi algılayamadığı durumlarda, insan hiç düşünmeden yanlış olsa da kendi inandığı bir bağlantı kurmaya çalışmaktadır. Bilinçte var olan bir bölünmenin insanı böyle "yanlış bağlantılara" götürme konusunda büyük bir rol oynayacağı bellidir.
  • Sabuklamalarda travmada olduğu gibi bilincin benzer bir şekilde kısıtlanması ve çağrışımın benzer bir zorlaması hüküm sürmekte, varsanımlar ve sanrılar aşırı kolaylaştırmakta ve aptalca veya özellikle saçma ve mantıksız çıkarsamalarda bulunabilmektedir. Sabuklama: kimi hastalıklarda görülen, anlamsız, taşkın davranışlarda bulunma, abuk sabuk, saçma sapan konuşma gibi belirtiler gösteren ruh bozukluğu durumu.
  • Patojenik açıdan önemli yaşantıların tüm ayrıntılarıyla birlikte bellek tarafından, unutulduğu sanılan ve hastanın hatırlama yeteneğinin olmadığı yerlerde bile sadakatle kaydedilir.
  • İsteriye yakalanmanın vazgeçilmez şartı olarak ego ile egoya yaklaşan bir düşünce arasında uyumsuzluk oluşmasıdır.
  • Duygu değişimi, isterik görüngüler hemen travmadan sonra değil, aksine bir kuluçka döneminden sonra oluşur.
  • Yazdığım hastalık öykülerinin roman gibi olmaları ve bilimselliğin sözüm ona ciddi damgasını taşımamaları benim kendimi bile tuhaf bir şekilde etkilemektedir.
  • Aklı hasta bakımının haftalar ve aylarca sürüp giden yüzlerce görevi ile meşgul olan kişi bir taraftan kendi üzüntüsünün belirtilerini bastırmaya çalışır, diğer taraftan dikkatini kendi izlenimlerinden başka yöne çevirir, çünkü onlarla başa çıkmaya gücü ve zamanı yoktur.
  • İnsanlığın en basit en yaygın tanınmış acıları sanki isteride rol oynamak için yaratılmış gibi görünmektedirler.

İsteri Üzerine Araştırmalar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yıl 1881. Freud 25, Breuer ise 38 yaşındadır. Anna O. vakası olarak bilinen vakayı Breuer, Freud'a anlatır. Genç hekim Freud, mesleki kararsızlık yaşadığı bu dönemde histerinin hipnoz ile tedavisine ilgi duyar. Bu ilgisini Breuer ile paylaşır ancak uzun yıllar kendisini ikna edemeyecektir. Yıl 1893. Breuer her nasılsa ikna olur. Katartik yöntemin sonuçları üzerine tezler yazılır. Bu tezler "ön bildiri" başlığı ile yayımlanır. Daha sonra bu bildiri, söz konusu kitabın girişi olacaktır. Yıl 1895. Breuer - Freud, Histeri Üzerine Araştırmalar (Çalışmalar) kitabını yayımlar. İlk Bölüm, histerik belirtinin rastlantısal gözlem sonucu ortaya çıktığından bahseder. Histerik ile travmatik nevroz arasında bağlantı kurulur. Yapılan bir dizi gözlem ve tedavi sonrası varılan sonuç; "Histerik kişi en çok anılar sebebiyle acı çekmektedir." Yazarlar, dilin katartik süreç etkisi üzerinde oynadığı rolü keşfeder. (Daha sonra Freud, dil sürçmelerini irdeleyecek) Yine bu bölümde bir başka bilinmezden bahsedilir; Bilinçdışı! İkinci bölüme geldiğimizde ise, 5 vaka ile karşılaşırız. Bu vakalar, Freud&Breur ikilisinin kendilerince tedavi ettiği ve ileride devrim yapılmasına neden olacak vakalardır. 1- ANNA O. (Breuer) 2- EMMY VON N. (Freud) Freud'un "katartik yöntemi" ilk denemesi. 3- MİSS LUCY R. (Freud) Freud, hipnozu bırakıp telkine yöneliyor. 4- KATHARINA (Freud) 5- ELİZABETH VON R. (Freud) Üçüncü bölüme geldiğimizde ise Breuer, daha önce Ön Bildiri'de ana hatlarını verdiği varsayımları geliştirir. Breuer burada, ruhsal çözülmeye yoğunlaşır. Daha sonraları için Freud'a ışık tutacaktır. Özellikle histerik konversiyon vakalarında, cinselliğin bastırılmasına değinir. "İtilen ve değiştirilen temsillerin çoğu cinsel içeriklidir." Dördüncü ve son bölümde ise noktayı Freud koyar. Klinik yöntemden yola çıkan Freud, kendi kuramına doğru ilerlediğinin farkındadır ve ipuçlarını burada vermektedir. Psikanalizin temelinde yer alan; bastırma, sansür, bilinçdışı, direnç, cinsel travma gibi kavramlar Freud tarafından tanıtılır. Kitap bilimde devrim yapacak ateşin ilk kıvılcımlarıydı ancak Breuer&Freud ortaklığının bir yıl sonrasında bölünmesine şahit oluyor. Breuer'in isteksizliği 40 yaşına gelmiş Freud'u hayal kırıklığına uğratır. Bunun bir sebebi de, Breuer'in histeri başlangıcına cinselliğin etki ettiğine tam ikna olmayışıydı . Freud ise tam tersi cinselliğin önemini her geçen daha da fark ediyordu. Ek Bilgi: 1925 yılında Breuer vefat edince, Freud, oğlu Robert'e taziye mektubu yazar. Karşılığında gelen cevap ise gözlerini nemlendirir; Babam Breuer, sizin çalışmalarınızı her zaman büyük bir ilgiyle takip etmiştir. (yy)

Kitap aslında Freud ile Breuer'in çalışmalarını içeriyor. Sadece Freud'un çalışmaları yok yani içinde. Bu çalışmalar Psikanaliz kuramının oluşmasına öncülük eden çalışmalar aslında. Freud bu çalışmalardan sonra tek başına devam edip Psikanaliz kuramını geliştiriyor. Kuramın en önemli terimleri olan bilinçdışı, direnç, aktarım ve savunma mekanizması bu çalışmalar sırasında keşfediyor. Hipnozun hastanın gösterdiği direnç ve isterinin etiyolojik belirtileri kaldırmada yetersiz kaldığını görüp katartik tedavi dediği yönteme yöneliyor. Kitaptaki vaka örnekleri ilginç bir şekilde hepsi kadın. (Yahya)

İsteri Üzerine Araştırmalar PDF indirme linki var mı?

Sigmund Freud - İsteri Üzerine Araştırmalar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İsteri Üzerine Araştırmalar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sigmund Freud Kimdir?

Sigmund Freud ( nüfus kaydında Sigismund Scholomo Freud) (d. 6 Mayıs 1856, Příbor, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugün Çek Cumhuriyeti) - ö. 23 Eylül 1939, Londra, Birleşik Krallık), psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenli Avusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram'ın kurucusudur...

Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana'ya yerleşmek zorunda kaldıklarında, Freud henüz 4 yaşındaydı. 1938 yılına kadar burada yaşadı.

Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla da İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Başarılı bir öğrenciydi. Başlangıçta istemediği halde Goethe'nın yapıtlarından etkilenerek tıp okumaya karar verdi.

Üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığıyla karşılaştı, okuldaki arkadaş çevresinden dışlandı. 1876 yılında fizyolojist Brücke'nin laboratuvarına girdi, burada anatomopatoloji ve insan sinir sistemi üzerine araştırmalar yaptı. 1881'de tıp öğrenimini bitirdi. 1883'te dönemin ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert'in yönetiminde psikaytri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. 1884'de kokain üzerine bir inceleme yapmakla görevlendirildi. 1884'te kokainin analjezik özelliklerini keşfetti, anestezik niteliklerini ise sezinledi. (Yaşamım ve Psikanalız adlı yapıtında kokainin anestezik niteliklerini aslında bildiğini, yalnız tıp çalışmalarını bıraktığından dolayı bunların başkaları tarafından ortaya çıkarıldığını ileri sürer.)

Aldığı bir bursla 1885'te Paris'e gitti, Salpêtriê Hastanesi'nde, Jean Martin Charcot'nun yanında staja başladı. Burada histerinin belirtilerini, hipnotizma ve telkinin etkilerini gözlemledi. Charcot'dan çok etkilendi. (Yaşamım ve Psikanaliz 'de Charcot'ya ne kadar düşkün olduğu görülür) Charcot'nun konferanslarını Almancaya çevirdi ve 1886'da yayımladı.

1886'da Paris'ten ayrılarak Berlin'e gitti. Burada çocuk nöropatolojisiyle ilgilendi. Viyana'ya dönerek özel hekimliğe başladı. 1886 ekim ayında 4 yıldır nişanlı olduğu Martha Bernays ile evlendi. Sinir hastalıkları ve histeri şikayetiyle kendisine başvuranlar üzerinde dönemin ünlü tedavi yöntemlerini, elektroterapi ve hipnotizmayı uyguladı. 1887'de Dr. Bernheim'in Telkin ve Telkinin Tedavideki Uygulamaları Üstüne adlı kitabını çevirdi.

Elizabet von R. adındaki bir kadın hasta kendisini serbest çağrışım yöntemine zorlayınca hipnozdan vazgeçti. 1892 - 1895 yılları arasında Charcot'nun Salı Günü Dersleri adlı kitabının çevirisini, savunma psikonevrozları üzerine bir makaleyi ve saplantılar ve fobiler üzerine başka bir makaleyi Breuer ile ortaklaşa hazırladı. Ancak tıp çevrelerince Histeri Üzerine İncelemeler hoş karşılanmadı. Bu yapıtta psikanalizin temel ilkelerine rastlanır.

1896 yılında babasının ölümü üzerine derin bir bunalıma girdi ve sistematik olarak kendini çözümlemeye başladı. Yine aynı yıl Breuer'le nevrozların cinsel açıdan açıklanması konusunda ters düşerek yollarını ayırdı. Histerinin cinsel etiyolojisi üzerine verdiği bir konferans skandala yol açtı. Bu dönemde W. Fliess'le yazışmaları, özçözümleme süreci, hayatı üzerinde önemli etkiler yarattı. (Bu yazışmaları Freud'un ölümünden sonra eşi ve kızı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Freud psikanalize özel hayatını karıştırmak istemediğinden, kişisel kayıtlar bırakmamış, birçok yazışma ve mektubunu ölümünden önce yakmıştır.) Hayatının 10 yıl süren bu döneminde, Freud hem yandaş, hem öğrenci bakımından yalnız kaldı. Kendini hastaların tedavisine ve psikanalizin yaratılmasına yoğunlaştırdı. Bu sürecin sonucu olarak 1897'de Oedipus Kompleksi, 1900'de Düşlerin Yorumu (iki cilt) adlı eserler ortaya çıktı.

1908'te Viyana Psikanaliz Derneği kuruldu. Bu olay, Freud için bir dönüm noktasıydı, Yaşamım ve Psikanaliz kitabında buna büyük yer verdi. Ancak bu tarihten önce bile Freud'un çevresinde çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902'den sonra "Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği", adı altında başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel ve Alfred Adler olmak üzere, Freud'un ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1904'de E. Bleuer'le yazışmaya başladı. 1907'de Bleuer'in asistanı Carl Gustav Jung tarafından ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürih'te Freud Derneği'ni kurdu. Bu Freud için büyük bir başarıydı, zira psikanaliz artık ülke sınırlarının dışına çıkmıştı. Takip eden yıllarda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi'ne katıldı ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD'ye yolculuk etti. Freud, 1910 - 1920 yıllarında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya Vakası Özyaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler: Başkan Screber, Totem ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas ve Melankoli adlı eserleri yayımladı.

1923'de kendisine üstçene ve damak kanseri tanısı kondu. İzleyen yıllarda 33 kez ameliyat oldu. Sürekli protez takması gerektiğinden dolayı uzun yıllar konuşma ve yemek yeme sıkıntısı çekti. 1938'de Naziler'in Viyana'ya girmesiyle birlikte en küçük çocuğu Anna ile birlikte Avusturya'yı terk etmek zorunda kalarak Londra'ya yerleşti. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada devam etti.

Freud, prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmamış, hepsini yakmıştır. Bu nedenle, Freud'a dair ilk ve en kapsamlı bilgiler ilk olarak yakın dostu İngiliz psikaytr Ernest Jones'un 1953'te yayımlanan üç ciltlik Sigmund Freud'un Yaşamı ve Yapıtları adlı kitabıyla ortaya çıkarıldı.

Eserleri [değiştir]

Zur Psychopat­hologie des Alltagslebens (Günlük Yaşa­mın Psikopatolojisi)

Die Traumdeutung (Düşlerin Yorumu)

Über Psychoanaly­se (Psikanaliz Üzerine Beş Ders)

Totem und Tabu (Totem ve Tabu)

Zur Einführung des Narzissmus (Narsisizmin İncelenmesine Giriş)

Unbehagen in der Kultur (Uygarlı­ğın Huzursuzluğu)

Jenseits des Lustprinzips Das Ich und das Es (Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd)

Der Mann Moses und die monotheistische Religion (Musa ve Tektanrıcılık)

Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme, 1905

Der Witz und seine Beziehung zum Unbewussten, Nükte ve Bilinçdışı'yla İlişkisi, 1905

Psikanalizin Tarihçesi, 1914

Psikanalize Giriş Dersleri, 1917

Yaşamım ve Psikanaliz, 1925

Tutukluk, Semtom ve Korku, 1926

Bir Yanılsamanın Geleceği, 1927

Kültür İçindeki Huzursuzluk, 1930

Psikanaliz ve Uygulama,

Psikanaliz Üzerine,

Olgu öyküleri

Histeri ile Mücadele

Sigmund Freud Kitapları - Eserleri

  • Kitle Psikolojisi
  • Psikanaliz Üzerine Beş Konferans ve Psikanalize Toplu Bakış
  • Uygarlık Toplum ve Din
  • Amatör Psikanalizi
  • Sevgi ve Cinsellik Üzerine
  • Olgu Öyküleri 1
  • Olgu Öyküleri 2
  • Totem ve Tabu
  • Psikanaliz Üzerine
  • Nevrozlar - Psikanalize Giriş 2
  • Cinsellik Üzerine
  • Rüyaların Yorumu
  • Kokain
  • Bir Yanılsamanın Geleceği, Neden Savaş
  • Grup Psikolojisi ve Ego Analizi
  • Haz İlkesinin Ötesinde
  • Psikoloji Kanalize Ederek Psikanaliz Kuramı
  • Arzu Dürtü ve Çatışmaları Açığa Çıkarma
  • Bilinçaltı
  • Ruh Çözümlemesine Giriş Konferansları
  • Günlük Yaşamın Psikopatolojisi
  • Uygarlığın Huzursuzluğu
  • Cinsiyet ve Psikanaliz
  • Kültürdeki Huzursuzluk
  • Niçin Savaş?
  • Yaşamım ve Psikanaliz
  • Seçme Yazılar
  • Terapi
  • Endişe
  • Rüya Yorumları 1
  • Rüya Yorumları 2
  • Psikanaliz ve Uygulama
  • Psikanalize Giriş Dersleri
  • Ket Vurma
  • Musa ve Tektanrıcılık
  • Psikopatoloji Üzerine
  • Kendi Kendine Psikanaliz
  • Narsizm Üzerine ve Schreber Vakası
  • Mutluluk Dediğimiz Şey
  • Davranış Bozuklukları ve Tedavisi
  • Çocukta Fobinin Analizi
  • Yanılgılar ve Düşler Üzerine
  • Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi
  • Bir Genç Kızın Günlüğü
  • Freud - Jung Mektuplaşmaları
  • Psikanalize Giriş
  • Espriler ve Bilinçdışı ile İlişkileri
  • Dinin Kökenleri
  • İsteri Üzerine Araştırmalar
  • Psikanalitik Hastalık Öğretisi Hakkında Yazılar
  • Metapsikoloji 1
  • Metapsikoloji 2
  • Metapsikoloji 3
  • Metapsikoloji 4
  • Psikanalize Giriş
  • Psikanalize Giriş
  • Cinsel Yasaklar Ve Normaldışı Davranışlar
  • Sanat ve Sanatçılar Üzerine Notlar
  • Bir Histeri Vakası Analizi
  • Psikanalize Yeni Giriş Dersleri
  • Psikanaliz Açısından Edebiyat
  • Kültürel Cinsel Ahlak ve Modern Sinirlilik
  • Sanat ve Edebiyat
  • Aşkın Psikolojisi
  • Histeri Üzerine Çalışmalar
  • Metapsikoloji Haz İlkesinin Ötesinde Ego ve İd ve Diğer Çalışmaları
  • Ruh Çözümlemesine Yeni Giriş Konferansları
  • Ruh Çözümlemesinin Tarihi
  • Freud'un Mektupları
  • Psikanaliz Üzerine
  • Bakirelik Tabusu
  • Otobiyografi
  • Psikanaliz Üzerine Vakalar
  • Bilinçsizlik ve Psikanaliz
  • Siz Deli Misiniz?
  • Einstein’a Mektup
  • Psikanaliz
  • Eşeysellik Kuramı Üzerine Üç Deneme
  • Savaş ve Ölüm Üzerine
  • Bir Yanılsamanın Geleceği
  • Yas ve Melankoli
  • Rüya Psikolojisi
  • Leonardo da Vinci
  • Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü
  • İçgüdüler ve Baskılama
  • Espri Sanatı
  • Din
  • Takıntı Üzerine
  • Bilinçsiz-Olan
  • Anksiyete Üzerine
  • Psikanalizin Ana Hatlari
  • Totem ve Tabu - 2.Cilt
  • Kadın Cinselliği Üzerine
  • Ego ve Id
  • Bilinç Dışı
  • Bilinçaltını Keşfetmek
  • Sevgi Məktubları
  • Her İnsan Gördüğü Rüyanın Tabiridir
  • Aforizmalar
  • Sanrı ve Düş
  • Tutukluk Semptom ve Kaygı
  • Ruhsal Kimlik
  • Doğuştan Gelen Sapkın Eğilimler
  • Dora
  • Kendini Koruma İçgüdüsü
  • Psikanalitik İlerlemenin Önündeki Engeller
  • Psikanaliz ve Telepati
  • Cinsel İstismar - Psikoloji Serisi
  • Ensest
  • Yasaklar ve Normal Dışı İstekler
  • Gizemli
  • Düşüncelerin Sınırsız Gücü
  • Kadın Eşcinselliği
  • Totem ve Tabu Barbarlar ile Nevrotik Kişiliklerin Zihinsel Yaşantılarındaki Benzerlikler (Cep Boy)
  • Arzular ve Çatışmalar
  • Sexualleben
  • Введение в психоанализ
  • Sanat ve Psikanaliz
  • Erkeklerin Cinsel İçgüdüsü
  • Ketlenmeler, Belirtiler ve Anksiyete
  • Ego ve Kimlik
  • Libido ve Narsisizm
  • Cinsiyetler Ayrımı
  • Mədəniyyətin sancıları
  • Totem ve Tabu
  • Aşkın Psikolojisi

Sigmund Freud Alıntıları - Sözleri

  • Devletlerin, bireyleri kötülükten alıkoymasının, kötülük yapmayı ortadan kaldırmak amacından değil, onu tıpkı tuz ve tütün gibi tekeline almak amacından doğduğu düşüncesine kesin bir biçimde inanılabilir. (Cinsiyet ve Psikanaliz)
  • Kadınlar, özellikle de güzelseler, nesne seçimlerinde kendilerine dayatılan toplumsal kısıtlamaların bedeli olan belli bir kendiyle yetinme geliştirirler. Kesin konuşmak gerekirse bu türden kadınların erkeklerin kendilerine yönelik sevgileriyle kıyaslanabilecek yoğunlukta sevdikleri tek şey yalnızca kendileridir. Gereksinimleri de sevme değil ama sevilme doğrultusundadır ve bu koşulu yerine getiren erkek onların onayını kazanan kişi olur. (Metapsikoloji Haz İlkesinin Ötesinde Ego ve İd ve Diğer Çalışmaları)
  • Bastırma bireysel çalışır; bastırılmış olanın her bir türevi kendine özgü bir yazgıya sahip olabilir; biçim değişikliğinin fazlası yada azı başarının sonucunu tamamıyla değiştirebilir (Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü)
  • Biz ölümün yaşamın tek amacı olduğunu iddia etmiyoruz; ölüm kadar yaşamın da olduğu gerçeğini gözardı etmiyoruz. (Ruh Çözümlemesine Yeni Giriş Konferansları)
  • Bilinçaltında "hayır" sözcüğü olmadığını, zıtlıkların bir araya geldiğini biliyoruz. Reddetme ancak bastırma sürecinde ortaya çıkıyor. (Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi)
  • Psikanaliz bize baba kompleksi ile Tanrı inancı arasında yakın bir ilişkinin bulunduğunu ;bize kişisel bir Tanrı'nın psikolojik yönden yüceltilmiş bir babadan başka bir şey olmadığını göstermiştir ve her geçen gün genç bireylerin babalarının otoritelerinden kurtulduklarında dinsel inançlarını nasıl kaybettiklerine dair yeni kanıtlar sunmaktadır. (...) (Leonardo da Vinci)
  • Mutlu kişiler düş kurmaz, bunu ancak yeterince doyuma ulaşmamış kişiler yapar. Doyuma kavuşturulmamış, düşlemlemenin itici güçleridir ve her düş belli bir isteğe doyum sağlama çabası ve böyle bir doyumu ondan esirgeyen gerçek'i değiştirme girişimidir. (Sanat ve Sanatçılar Üzerine Notlar)
  • Olgunluk hazzı erteleyebilme kabiliyetidir. (Aforizmalar)
  • fakat bekâret bir tabunun, dinsel olarak tarif edilebilecek bir yasağın konusu haline gelmiştir. (Bakirelik Tabusu)
  • Temelde kırıcı olan bir düşünce belli bir yoğunluk seviyesine ulaşır ulaşmaz çekişme aktifleşir ve bu kesinlikle bastırmaya yol açar. (Bilinç Dışı)
  • Çocukluk çağında hiçbir gereksinimin bir babanın korumasına karşı duyulan gereksinimin kadar güçlü olabileceğini sanmıyorum (Kültürdeki Huzursuzluk)
  • Birbirleriyle uzlaşması zor çelişkilere düşüyorsunuz.. (Bir Yanılsamanın Geleceği, Neden Savaş)
  • "Efsaneye göre insan denilen varlık, kadın ve erkek olarak iki parçaya bölünmüştür; o zamandan beri aşk yoluyla birleşmeye çalışmaktadır" (Cinsellik Üzerine)
  • "Tam da hastalanacak zamanı bulmuştur büyük anne. Hastamız, sevdiğini, böylesine özlemişken..." (Psikanaliz ve Uygulama)
  • Ve her zaman öylesine güçsüz kalırdım ki, içimi yakıp kavuran tutkuları dışa vuramazdım. Dolayısıyla hep baskıladım kendimi, sanırım bu da halimden belli oluyor. (Yaşamım ve Psikanaliz)
  • İd'de içgüdüye düşen rolü ego da algı oynamaktadır. Ego tutkuları ihtiva eden id'in tersine, mantık ve sağduyu olarak adlandırılabilecek olan şeyi temsil etmektedir. (Ego ve Id)
  • herkes kendi hayatı üstünde hak sahibidir...' (Mutluluk Dediğimiz Şey)
  • Ama sorarım size, insanlar ellerine geçirdikleri bir şeyi ne zaman karmakarışık, ne zaman eciş bücüş bir duruma sokmamıştır? (Kendi Kendine Psikanaliz)
  • Sanki bilinçli olanın direnci, kökensel bastırılmış olandan uzaklaştırılmalarını sağlayan bir işlev görür. (Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü)
  • "Doğa, göründüğü kadarıyla bizi soğukkanlılıkla, zalimce, amansızca ve olasıdır ki tam da bizim doyum sağlamamıza yol açmış şeyler aracılığıyla yok eder." (Bir Yanılsamanın Geleceği)

Yorum Yaz