diorex
Dedas

İtaate Karşı - Arno Gruen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İtaate Karşı kimin eseri? İtaate Karşı kitabının yazarı kimdir? İtaate Karşı konusu ve anafikri nedir? İtaate Karşı kitabı ne anlatıyor? İtaate Karşı PDF indirme linki var mı? İtaate Karşı kitabının yazarı Arno Gruen kimdir? İşte İtaate Karşı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.07.2022 13:00
İtaate Karşı - Arno Gruen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Arno Gruen

Çevirmen: Yasemin Wöhler

Yayın Evi: Totem Yayınları

İSBN: 9789944330565

Sayfa Sayısı: 80

İtaate Karşı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“İki genç balık yol boyunca yüzmektedir ve te­sadüfen ters yönde yüzmekte olan yaşlı bir balı­ğa rastlarlar. Yaşlı balık onlara başını sallar ve ‘Günaydın gençler, su nasıl?’ diye sorar. İki genç balık bir süre daha yüzmeye devam ederler ve sonunda biri diğerine bakarak, ‘Su da ne de­mek oluyor?’ diye sorar.”

David Foster Wallace’ın gerçeği oturttuğu bu benzetmede olduğu gibi itaat, yaşadığımız her yerde ve her alanda olduğundan gerçeği algılamak güçleşiyor. Âdeta imkânsız bir hale geliyor. Böylelikle insanoğlu onu hava ,su kadar normal karşılıyor.

Arno Gruen İtaat kavramını medeniyetimizin en temel sorunu olarak öngörürken bunun hastalıklı etkilerini günlük yaşamda, eğitimde, aile ilişkilerinde, politikada inceleyip ilginç saptamalarda bulunuyor

İtaate Karşı Alıntıları - Sözleri

  • Aşırı otoriter bir baba itaate zorlar.
  • İşte bu nedenden dolayı birçok kültür de bizimki gibi gelişir: Sıkı gelenekler refleksel itaat uyandırır, bu da bizi yetkilileri sorgulamamamıza, verilen programa teslim olmaya ve düşünceleri gruplandırmaya ittiği gibi sonunda da kendimizi düşünmekten ve bizi kendi kaderini tayin etmekten aciz bir duruma getirir.
  • İtaatin nedenleri doğrudan yabancılaşmaya bağlanır. Çünkü bizi bize yabancılaştıran güç, bizi itaate zorlayanla aynıdır.
  • Her birimiz orijinal doğduk ama kopya olarak öleceğiz. Edward Young
  • Ebeveynler çocuğun duygularını zayıf ve değersiz olarak sınıflandırdıkça, kendi duygularından ve kendilerinden utanmayı öğrenirler. Böylece çocuğu kendini suçlu hissetmeye iterler. Bu, çocuğun kendine olan saygısını kaybetmesiyle sonuçlanarak kişiliğin derinliklerinde iz bırakır. Benlik saygısındaki bu açık, itaat için teşvik ile ebeveynlerin itici gücüne katılmak anlamına gelir.
  • Kurban olduğunu inkar etmek, kişiyi daha sonra fail olmaya yöneltebilir.
  • Hiçbir çocuk yaralı temel güvenden kaynaklanan bir acıyla yaşayamaz ve kötülük onun eşdeğeri olur. Artık çocuğa acı veren her şey onun tarafından "sevgi dolu” olarak algılanır. Böylece sevginin sapkınlığı başlamış olur.
  • Dünya evet diyen ve kendinden veren insanlardan oluştuğu için, Nietzsche "ideal" dünyayı bir yalan olarak değerlendirmiştir.
  • Yanlış tanrılar, içi boş kahramanlar
  • Bizi bize yabancılaştıran güç, bizi itaate zorlayanla aynıdır.
  • İnsan oluşumuzdaki hangi parçayı kaybettik?
  • Prangalarımızı artık hissetmiyoruz.
  • İtaat bizim için hava ve su kadar doğal bir hale geldi.
  • Gerçek olanı görme korkusu içinde sıkışıp kaldık.
  • İçimdeki bütün şiirler ölü.

İtaate Karşı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hala Nefes Alıyorken Kendine Bir Bak: Her şey çocukken başlıyor. "Aile bir despotizm okuludur" diyor, John Stuart Mill. Kaynayan kurbağa anekdotundaki gibidir bu, bireyi despotizmin etkisi altına alma. Anekdotun anlattığı, kurbağanın kaynayan suya atıldığında dışarı zıplayacağı; fakat soğuk suya konulup yavaşça ısıtıldığında neler olduğunu fark edemeyip yavaşça kaynayarak öleceğidir. Bu anekdot, genellikle insanların yavaşça gerçekleşen değişikliklere nasıl tepkisiz kaldığını göstermek için mecazi anlamda kullanılır. Önce ailede atılıyoruz soğuk suya ve yavaş yavaş kaynatıldığı için su, kaynar suyun içinde nasıl haşlandığımızı, kendimiz olmaktan çıkarılıp da nasıl aklımızı kullanamaz, duygumuzu bilemez ve varlığımızı tanıyamaz hale geldiğimizi anlayamıyoruz. Ve nasıl kendimizi bilmez halde başkalarının kölesi, oyuncağı olduğumuzu. Sonrasında eğitim, iş hayatı, diğer insanlarla ilişkiler, devlet ile kurduğumuz hasta ilişki derken, bir de bakmışız ki itaat zincirinin bir yerlerinde bir halkadan ibaret olmuşuz. Ne yeteneklerimizi kullanabiliyor, ne kendimizi tanıyabiliyor, ne kendimiz olabiliyor, ne de yaşayabiliyoruz. En kötüsü de itaati o denli içselleştirip normalleştiriyoruz ki kitlesel olarak, ona körleşiyor, sanki olması gereken buymuş gibi, bu düzeneğe bakmayı aklımıza dahi getirmiyoruz. Sonuç: Herkes aynı kalıptan çıkmış halde ve tatsız tuzsuz, ruhsuz bir hayat... Psikosomatik hastalıklar, temelsiz derinliksiz ilişkiler, çıkar için satılan ruhlar ve sattığının, satıldığının farkında bile olunmaması. Şansımız var ise günün birinde bunun farkında varıyoruz. İnsanca bir yaşamı seçiyor, kendimize ve diğer insanlara duyduğumuz saygı ve empati sayesinde tekamül edebiliyoruz. Fakat diğer bir ihtimal ve acı olan o ki, bütün hayatımızı başkalarının bir organı, uzantısı olarak yaşamak durumunda oluyoruz. Varlığımızın değerinden, anlamından, içeriğinden bir haber yaşıyoruz. Buna yaşamak denirse... Arno Gruen, bu kitabı ile, itaatin nasıl ruhumuza yerleştiğini ve nasıl bizi ele geçirdiğini ardından ondan nasıl kurtulacağımızı anlatıyor. Herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. İtaatin farkında olan, buna karşı koymaya çalışan, karşı koyan ya da karşı koyacak gücü kendinde bulamayan, neden kendinde bu gücü bulamadığını anlamak isteyen, aslında itaate kesinlikle karşı olduğunu düşünüp içine işlemiş olan psikolojik itaat mekanizmalarından bir haber olan... herkes okumalı. Yine harika bir Arno Gruen kitabı okudum. İçimde tetiklenen itaati, boyun eğme güdüsünü, bu kitap ile daha iyi gözlemlediğimi düşünüyorum. Bir tek bunu değil Arno Gruen'in bütün kitaplarını öneririm. Bana göre, ne kadar bu konularda okursak ve sindirip hayatımıza dahil edersek bu farkındalıkları, o denli içimizde dönüp duran hayatın farkına varıp kendimizi varlığa dahil etme ve bu kokuşmuş düzeni değiştirme şansımız var. Hayat bir tane, onu heba etmemek dileğiyle. Keyifli okumalar dilerim. (Demet Elmas)

Kısa ancak çok etkili kitaplardan. Arno Gruen, itaat etmek kavramının insan yaşamı üzerindeki etkilerini (özellikle de olumsuz yönlerini) ele alarak nasıl bir yanılsamanın içine düştüğümüzü kısa kısa anlatıyor bizlere. Aslında bir kaç sorunun cevabı saklı bu eserde. Mesela, İnsanlar neden itaat ediyor? Otoriteye itaat etmenin kökeninde ne var?, Bu, bir düzen arayışının bir önkoşulu mu? veya Otoriteye bağımlılık, insan eylemlerinin biçimini ve yönünü nasıl belirler? gibi temel soruların cevaplarını bu eserde bulmak mümkün. İnsanın özgürleşmesinin ana koşulunu fikri bağımlılık/bağlılıktan kurtularak kendini bulması olarak gören Gruen, sergilenen hep ezberlenmiş tutumla birbirimizin kopyası olmaya devam edeceğimizi söyler. Belki de insanın duyumsadığı varoluşsal krizlerin özünde bu sorun yatmaktaydı. Kendisine ait olmayan bir yaşamı istemdışı bir şekilde yaşıyor oluşu... (Uğur De Molinari)

İtaate Karşı kitabının en kısa özeti itaat olgusuna psikolojik bir bakış açısıdır. İtaatin çocukluktan hatta bebeklikten tohumlarının atıldığını belirtir Gruen. Bu görüşte anne-baba nın çocuk ile olan ilişkisi oldukça elzemdir. Neden itaatkar bireyler oluyoruz? Bunların kökenleri nedir? gibi sorular tartışılıyor. Sorular oldukça güzel ancak cevapların daha derin ve detaylı olmasını isterdim. Kısa bir kitap, keşke daha çok yazsaydı Gruen. Yine de çok sevdiğim bir kitap oldu. İtaat kavramı birçok parametreye bağlı, haliyle bunun psikolojik kolunu okumak bilgilendirici idi. İlgisi olan okurlara tavsiyemdir. (Şeyda)

İtaate Karşı PDF indirme linki var mı?

Arno Gruen - İtaate Karşı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İtaate Karşı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Arno Gruen Kimdir?

Arno Gruen, 1923 Berlin doğumlu Alman psikolog ve psikanalist.

Eğitim: New York Şehir Koleji

Arno Gruen Kitapları - Eserleri

  • Empatinin Yitimi
  • Normalliğin Deliliği
  • Kendine İhanet
  • İçimizdeki Yabancı
  • İhanete Uğrayan Sevgi - Sahte Tanrılar
  • Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve Terör
  • İtaate Karşı
  • Soğuk Akla Karşı
  • Terörizme Karşı
  • Hayattan Yabancılaşmış

Arno Gruen Alıntıları - Sözleri

  • Vicdanı olmadan vicdandan söz ediyordu. (Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve Terör)
  • Kendine özgü bir kimliği olmayan bir insan için sürekli onaylanmaktan, kendisi için "iyi adamdır" denilmesinden daha önemli bir şey yoktur. (İçimizdeki Yabancı)
  • Gelişimi Marx tarafından teşhis edilmiş olan mevcut sorunumuz, insanların ihtiyaçlarının ötesine geçen ve onları ekonomik ve kişisel temellerinden mahrum bırakan küreselleşmedir. (Terörizme Karşı)
  • İtaat ve soyut düşünme, empati kabiliyetini zayıflatır. (Soğuk Akla Karşı)
  • Çevrebilimciler uzun süredir, Batı dünyasındaki insanların doğanın bir yılda üretebildiğinden 1,5 kat daha fazla kaynak kullandıkları konusunda uyarıda bulunuyor. Fakat ne elitler ne de ortalama vatandaşların çoğu bu konuyu dikkate almaz, çünkü keder ve acı ile ilişkisi olan her konu kötülük olarak görülüp baştan savılır. (Soğuk Akla Karşı)
  • Siyasi liderlerimiz intikam için vaaz verir ve bu şiddet ve ölüm arayışı hastalığının gerçek sebeplerini göremezler. Ve tam aksine, tıpkı terörist suikastçiler gibi, öldürmeyi yegâne çözüm olarak görürler. (Terörizme Karşı)
  • Öfkelerini saldırgan davranışa çeviremedikleri durumda kendilerini zayıf olarak nitelendiren insanlar da mevcuttur. (Terörizme Karşı)
  • Anne baba sevgisi, kendini kabul ettirmek için boyunduruk altına girmeyi ve bağımlı hale gelmeyi gerektirir şekilde ortaya çıkarsa, topluma uyum bir çeşit itaat sınavı haline gelir. Bunun sonucunda doğan istekler, gerçek duyguların kaybına yol açarak, insanı kendi kötülüğünün kaynağı haline getirmektedir. (Kendine İhanet)
  • Her birimiz orijinal doğduk ama kopya olarak öleceğiz. Edward Young (İtaate Karşı)
  • "Eğer kendini bir başkasının düşüne kaptırırsan sonuçlarını göze almalısın." (Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve Terör)
  • ... kadınların geçmişte genel ekonomiye erkeklerden daha az katkıda bulunduğunu varsaymak için elimizde hiçbir neden yoktur... Buradaki ironi, kadınların vejeteryan temel besin maddelerini toplamak için deri bir çantadan ve kazmak için sopadan başka bir şeye ihtiyaç duymamasında, ve korunamadığından dolayı kazı sırasında bu araçların hiçbirine rastlanmamasında yatar. Bununla birlikte, erkeklerin karmaşık avlanma donanımları ok uçları, zıpkın ve bıçak şeklindedir. Bu sebeple tarih öncesi meskenlerin yorumunda hem vejeteryan beslenmenin hem de kadınların topluma ekonomik katkısının küçümsenme eğiliminde olduğu gözlemlenebilir. (Soğuk Akla Karşı)
  • Gerçek dünyada insani değerlerin yitimine katlanamayanlar "deli" kabul edilirken insani köklerinden kopmuş olanlar "normal" olarak onay bulur. (Normalliğin Deliliği)
  • İşbirliği yapmaya hazır olma durumu anne ve çocuk arasındaki sağlıklı be empatik bir bağdan kaynaklanmaktadır. (Soğuk Akla Karşı)
  • Sevgisiz bir varoluşun katlanılmazlığı, insanların, sahte sevgiye dayalı manevralar yapan demgogların vaatlerine kapılmalarına neden oluyor. Gerçek sevgiye asla katlanmadığımız ve kendimizi çocukluğumuzdan beri kandırmaya alıştığımız sahtesinin peşinden gittiğimiz için bunlar başarılı oluyorlar. Gerçek sevgiden, bizi, başta anne sevgisi olmak üzere anne-baba sevgisinin yetersizliğinin üstünü en başından beri örtmüş olduğumuz gerçeğiyle karşı karşıya bırakacağı için korkuyoruz. Kendimizle ve dünyayla gerçekçi biçimde başa çıkmaktaki yetersizliğimizin kaynağı burada yatıyor. (İhanete Uğrayan Sevgi - Sahte Tanrılar)
  • Siyasi liderler, nüfusun çoğunun içsel mağduriyetlerini kendi hâkimiyetleri için kullanır. (Terörizme Karşı)
  • Başkasının hükmü altına girmek güya bizi kendiliğimize götürecekmiş! Bu öyle bir çeliş­ki, öyle bir dehşettir ki, kendiliğin çözülmesini yaşamın hedefi haline getirmektedir! Bizi ezenlerin işine yara­maktadır, çünkü bu "idealizm" ve "büyüksenmek" ar­zusunun altında özerkliği yaralanmış bir çocuğun bi­rikmiş öfkesi yatmaktadır. (Kendine İhanet)
  • Yalanlar sahici görünmeliydi! (Empatinin Yitimi)
  • Olağanüstü bir şekilde senin gözlerinde Kendimi olurken gördüm. (Kendine İhanet)
  • Yanlış tanrılar, içi boş kahramanlar (İtaate Karşı)
  • İnsanlığı en fazla küçümseyenlere hayranlık duyar ve boyun eğeriz. (İhanete Uğrayan Sevgi - Sahte Tanrılar)

Yorum Yaz