İtiraflar 1. Cilt - Jean-Jacques Rousseau Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İtiraflar 1. Cilt kimin eseri? İtiraflar 1. Cilt kitabının yazarı kimdir? İtiraflar 1. Cilt konusu ve anafikri nedir? İtiraflar 1. Cilt kitabı ne anlatıyor? İtiraflar 1. Cilt kitabının yazarı Jean-Jacques Rousseau kimdir? İşte İtiraflar 1. Cilt kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Jean-Jacques Rousseau
Çevirmen: Osman Sarıkaya
Orijinal Adı: Les Confessions
Yayın Evi: Kaknüs Yayınları
İSBN: 9789759483272
Sayfa Sayısı: 320
İtiraflar 1. Cilt Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kıyamet borusu çaldığında ben, elimde bu kitapla yüce yargıcın huzuruna çıkacak ve şöyle haykıracağım: "İşte yaptıklarım, işte düşündüklerim ve işte ne olduğum. Bu kitapta ben, herşeyi olanca açıklığıyla dile getirdim: Yaptığım bir kötülüğü gizlemediğim gibi, yapmadığım bir iyiliği de söylemedim. Olduğum gibi görünmeye çalıştım. Gerek rezil ve sefil olduğum, gerekse asil ve iyiliksever olduğum zamanları tüm içtenliğimle gözler önüne serdim. İç yüzümü, tıpkı senin bildiğin gibi dışa vurdum. Ey ebedi Varlık! Kullarını etrafıma topla da itiraflarımı dinlesinler. Topla ki kederlerim karşısında inleyip çirkefliklerim karşısında utansınlar. Ve hepsi birer birer taht'ının dibine gelip, kalplerindeki aynı içtenlik ve dürüstlükle itiraf etsinler. Sonra da içlerinden biri çıkıp cesaret edebilirse "Ben, bu adamdan daha iyiydim" desin.
İtiraflar 1. Cilt Alıntıları - Sözleri
- Gerçek saadet tasvir edilmez, sadece hissedilir ve tasvir imkânı ne kadar az olursa o kadar iyi hissedilir.
- Onu kardeş gibi seviyordum. Fakat âşık gibi kıskançtım.
- ...İyilikleriniz ne kadar kıyıcı!
- . Sahip olduğumuz para özgürlüğün aracı, peşine düştüğümüz para ise köleliktir. ...
- Hayatta çok tatlı bir duygu varsa o da kaderin bizi tekrar birbirimize bağışladığını gördüğüm zamanki duygumuzdur.
- Aşk gibi kin de insanı aptallaştırıyor.
- Kendi kalbini saklamaya çalışmak, başkalarının kalbini okumanın her zaman kötü bir yoludur..
- İnsana itirafı en zor gelen şey cinayetler değil gülünç ve ayıp olan hareketlerdir.
- Yemek yerken, candan bir kimse ile başbaşa bulunmadığım zaman, kitap okumak benim için daima bir keyif olmuştur. Yalnız yemek yediğim zaman kitap benim için sofrada eksik olan cemaatin yerini tutar. Sıra ile bir sahife kitap okur, bir lokma yemek yerim ve bana kitabın benimle beraber yemek yiyor gibi gelir.
- Ey doğa! İşte sadece senin kanatların altındayım; burada seninle benim arama girecek becerikli ve kalleş kimse yok..
- Bana göre iyi, insan kalbine uygun tek felsefedir..
- Her şey beni ürkütür, her şey beni yıldırır; söylenecek bir söz, yapılacak bir hareket tembelliğime dehşet salar; korku ve utanç beni öylesine etkisi altına alır ki bütün ölümlerin gözünden silinip kaybolmak isterim..
- Ona âşık olmaktan korkmaktaydım ve bu korku şimdiden beni yarıyarıya ona âşık ediyordu.
- Fakat merak ve tecessüs, kadın denen aşüfte mahlûkları o kadar sokulgan yapar ki bir erkeği tanımaya muvaffak olmak için ilk önce onun başını döndürmekle işe başlarlar.
İtiraflar 1. Cilt İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Ey ahali Rousseau nasıl bilirsiniz?" diye sorsam büyük bir çoğunluğunuz översiniz. Özgürlük, eşitlik, adaletin savunucusudur. Adam fikir babası tek kelimeyle dersiniz. İnsanın doğası gereği iyi olduğuna inanır. Bunun üzerinden yürür dersiniz. Jean Jacques da size soğuk bir duruşla: "Beni onurlandırıyorsun sevgili okurum der ve beni benden bütün çıplaklığımla oku, adı 'itiraflar' eserimin. Seni şaşırtırsam şimdiden üzgünüm." der. Neresinden başlasam, ne yazsam bilmiyorum. Ne desem vay spoiler diyen çıkabilir. Ne diyeyim Janjak'ın hayatı, okudum- bitti- tavsiye ederim mi diyeyim yani:) Şunu belirteyim öncellikle biyografi diye sıkıcı olduğunu düşünmeyin. [Ama 2 cilt onu diyeyim.] Bence bu eseri bir roman diye yazsaydı daha iyi pazarlardı. İki çift lafımı söylemeden geçersem rahmetliye içimde kalır. Sen değil misin iyilik üzerine doktrin savuran? Vay insan doğası gereği iyidir, vay her şeyden önce iyi olalım sonra mutlu oluruz diyen? Bunları yaşlılığında savurduğunu düşünüyorum. Bu dünya fani kötülüğün kimseye faydası yok yaptığın iyilik yanına kâr" diye düşünen pişmanlıklarla dolu ihtiyar bir adamın gider ayak sözleri gibi.. Çünkü gençliğindeki attığı iftiralar; kendisine ait olduğu hâlde çocuklarını devlete bırakması için bir anneyi mecbur bırakmalar gibi gibi. Senin doktrinin önce kendine işleseydi JanJak kusura bakma. Tavsiye konusunda; oldukça akıcıydı Reşat Nuri'den çeviri okurken korkmuş eski Türkçe kelimelerden zorlanırım diye düşündüm; öyle olmadı. İkinci cildi de yarıladım sayılır. Hatasız kul olmaz diyerekten biyografi sevenlere, Janjak'a hayranlık duyanlara tavsiye ederim. (Verda)
Rousseau deyince biraz gözüm korkar açıkçası felsefeciler ve eserleri genel olarak gözümü korkutur, ben mi anlamıyorum yoksa onlar mı bir şey söylemiyor endişesiyle pek çok felsefe dersi almışımdır. İtiraflar kitabını da okulda atılmak üzereyken buldum. 1955 basımı nadide bir eser olduğu için alıp saklamıştım ancak okuma niyetim pek yoktu doğrusu. Okunacak kitaplarımın tükendiğini fark etmemiştim, elde bu kalınca hadi dedim başlayayım :) İyi ki de başlamışım. Rousseau'nun samimiyetle içini açışı, sohbet üslubu, sohbet arasına sıkıştırdığı ve benim de bol bol alıntıladığım bir sürü güzel sözüyle süslenmiş bu eseri çevirideki cümle düşüklükleri, kelime yazımındaki hatalara rağmen keyifle okudum. Şimdi ikinci cildini bulmak için sahaflara dalacağım. (S.E.)
Kral günah çıkarmış. Net, temiz. Klasik Rousseau. Diliyle, konusuyla, kurgusuyla vermek istediğini vermiş. Tuvalette okunmaz. Rousseau candır, heyecandır. (Ömer Çevik)
Kitabın Yazarı Jean-Jacques Rousseau Kimdir?
İsviçre'nin Cenevre kentinde doğmuştur. Bir saatçinin oğludur. Babası Topkapı Sarayı'nda saat tamirciliği yapmıştır. On yaşında eğitimine bir din adamının yanında başlayan Rousseau, daha sonra bir gravürcü ustasının yanında çalışmıştır. 1728-1738 yılları arasında, sekreterlik, müzik hocalığı ve tercümanlık yaparak, Fransa, İtalya ve İsviçre'de dolaşmıştır. Fransa'da yazıları yasaklanınca daha sonra aralarının açıldığı dostu David Hume'un daveti üzerine İngiltere'ye gitti. Daha sonra Batı İsviçre'de Neuchatel'e sığındı. Kalvenist olarak vaftiz olmuştu. Torino'da Katolikliğe geçti, daha sonra tekrar Kalvenist oldu. Bu sebeple doğduğu şehir olan Cenevre'de ateist suçlamalarına mâruz kaldı. 1749'da Ansiklopedinin müzik bölümünü kaleme almıştır.
Jean-Jacques Rousseau'nun yapıtlarındaki karmaşıklık onun; doğal hukuk kuramcısı, doğal hakları yadsıyan biri, aydınlanmacı, aydınlanma ilkelerini yerle bir eden biri, demokrasinin inançlı savunucusu, demokrasiyi ayaklar altına alan biri, burjuva liberal devriminin hazırlayıcısı, öte yandan böyle bir devrimin olumsuzluklarını çok önceden gösteren, hatta reformculuğu bile benimseyen biriymiş gibi birbiriyle çelişen ve çatışan çok karşıt düşüncelerle yorumlanmasına sebep olmuştur. Bu sebeple Rousseau anlaşılması güç bir düşünür olmuştur. Kendisini hep halktan birisi olarak görmüş, halktan kişiler arasında daha rahat etmiştir.
Rousseau, doğru bir siyasal toplumun temellerini ortaya koyabilmek için olguların bir yana bırakılması gerektiğini belirtir. Çünkü ona göre salt olgulardan hareket edildiğinde, çıkarlar, yararlar ön plana yerleştirilmekte ve böylece adalet, hukuk ayaklar altına alınmaktadır. Rousseau, güçlünün haklı kabul edildiği, siyasal toplumun kökenine olguları yerleştiren, olgusal verileri ve kuramları eleştirmektedir. Yurttaşı, ortak benliği, halkı, devleti yaratan bir toplum sözleşmesini ve bu sözleşmeye toplumdaki her bireyin dahil olması gerektiğini savunur. Halk olmanın temelinde egemenliğin var olması gerektiğini düşünür. Yasaların olmadığı bir yerde devletten söz edilemeyeceğini savunmuştur. Yasaların, halkın tümü için geçerli olması gerektiğini düşünmektedir.
Halk sayısı arttıkça, yönetici sayısının azalması gerektiğini savunan Rousseau, demokrasi, aristokrasi, monarşi şeklindeki sınıflandırmayı benimsemiştir. Rousseau'ya göre demokrasi biçimindeki hükümette yönetici, halkın tamamı ya da büyük bir kısmıdır. Aristokrasi biçimiyse küçük bir azınlığın yönetimidir. Monarşik hükümette ise yönetme yetkisi tek bir kişidedir.
Rousseau'ya göre yurttaşlar olmadan erdem, erdem olmadan özgürlük, özgürlük olmadan devlet olamaz. Ayrıca devletin temelinde dinin de olması gerektiğini savunur. Rousseau; devletin iktidara değil, halka ait olduğunu savunmuş ve ulus-devlet anlayışını benimsemiştir.
Jean-Jacques Rousseau Kitapları - Eserleri
- İtiraflar 2.Cilt
- İtiraflar 1. Cilt
- Toplum Sözleşmesi
- İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı
- Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev
- Dillerin Kökeni Üstüne Deneme
- Yalnız Gezenin Düşleri
- Émile
- Siyasal Fragmanlar
- İçimizde Gezinen Sessizlik
- Yeni Heloise (2 Cilt Takım)
- Ekonomi Politik
- 6 Kitabile Rousseau
- Narsist
- Anayasa Projeleri
- Neden Mutsuzdur İnsan?
- Dağdan Yazılmış Mektuplar
- Siyasal Gövde
- Kırdan Mektuplar Dağdan Mektuplar
- Bir Yalnız Gezerin Düşleri
Jean-Jacques Rousseau Alıntıları - Sözleri
- senli benli konuşmalarını dinlemek zorunda kalmam, beni rahatsız etmeye başladı. (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Tüm bilgeliğimiz kölece önyargılara bağlılıktan ibaret; tüm alışkılarımız yalnızca bağımlılık, sıkıntı ve baskı. Uygar insan kölelik içinde doğar, yaşar ve ölür. Doğuşunda bir kundak içinde dirilir; öldüğünde bir tabutun içinde çivilenir; insan şeklini koruduğu sürece, kurumlarımız tarafından zincirlenir. -- (Émile)
- Soyluluğu dikkat çekmeyen güzel kadın yüzünü süslemekten hoşlanır. (Narsist)
- Tanrının bende gördüğü akıl ve hikmet üstünlüğü sadece benim bilmediğimi bilmediğimden emin oluşumdur.” (Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev)
- Ah, gerçek aşkı duymakta bu kadar geciktim ama gönlüm ve duyularım aşka bu gecikmenin cezasını bol bol ödediler. Paylaşılmayan bir sevgi bile insanı bu hale getirirse, ya bizi seven bir sevgilinin yanında duyacağımız heyecanlar ne olmalı acaba? (İtiraflar 2.Cilt)
- Nesnelerin resmedilmesi vahşi halklara, sözcüklerin ve önermelerin işaretlerle gösterilmesi barbar halklara, alfabe de uygarlaşmış halklara uygundur. (Dillerin Kökeni Üstüne Deneme)
- Ey hırslı önderler! Bir çoban da köpeklerini ve sürülerini pekala idare eder, ama yine de insanlar arasında en aşağıdadır. Buyruk vermek güzel şeyse de, ancak itaat edenler buyruk vereni onurlandırdığı takdirde öyledir: Öyleyse yurttaşlarınıza saygılı olun, siz de saygıdeğer olursunuz; özgürlüğe saygılı olun, gücünüz, iktidarınız, günden güne artacaktır; haklarınızı aşmayın, çok geçmeden sınırsız olduklarını göreceksiniz. (Ekonomi Politik)
- Temkinli olmaya ağırlık verdikçe şans ıskalanır. (Siyasal Gövde)
- Çökmekte olan bir devlette suçların çokluğu cezasız kalmalarına yol açar. (Toplum Sözleşmesi)
- ..kaba güç bir hak yaratmaz.. (Toplum Sözleşmesi)
- İlk köleleri köle yapan kaba güçse, onları kölelikte tutan korkaklıkları olmuştur. (Toplum Sözleşmesi)
- o, yüreğimde, her zaman güvenebileceğim saflığını korudu. (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Kendimi sevmemek, yaşamımı daraltmak, sınırlamak olur. (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Uzlaşımın dili sadece insana aittir. (Dillerin Kökeni Üstüne Deneme)
- Yeryüzünde benim için her şey bitti. Artık bana burada ne iyilik edebilirler, ne de kötülük. (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Bitkiler tarımla, insanlar eğitimle yetiştirilir. (Émile)
- Sağlam yapılı bir devlette insanlar öyle eşittir ki ,kimse daha bilgili,hatta daha becerikli olduğu için ötekine yeğlenmez ,olsa olsa en iyisi olduğu için yeğlenir. (Narsist)
- Ne zaman ki ilkelerime göre davranmam, işte o zaman düşüncelerimden ve ilkelerimden dolayı beni suçlamak haksız olmaz (Narsist)
- Quaestor Cato'nun dürüstlüğün dikkatleri çekmesi ve bir imparatorun(Galba) da yetenekli bir şarkıcıyı bir kaç altınla ödüllendirirken bu paranın devlet hazinesinden değil kendi aile servetinden geldiğini belirtmek ihtiyacını duyması Roma için son derece onur kırıcı birer olaydır. Fakat Galba'lar bile nadirken Cato'ları nerede arayacağız? Kötü huy ve davranış onursuzluk nedeni olmaktan bir kez çıkınca, iyi niyetlerine emanet edilmiş kamu gelirlerine dokunmaktan kaçınacak ve çok geçmeden kendi boş ve rezil savurganlıkları ile devletin şanını yüceltmeyi ve kendi iktidarlarını yayma yollarıyla devletin gücünü arttırma çarelerini birbirine karıştırma görünümü içinde, bunları harcamayı adeta kendine görev saymayacak kadar ilkeli yöneticiler bulabilir miyiz acaba? (Ekonomi Politik)
- Hor görülen bilgisizliğin yerine tehlikeli bir inançsızlık gelecek. (Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev)