Ixtlan Yolculuğu - Carlos Castaneda Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ixtlan Yolculuğu kimin eseri? Ixtlan Yolculuğu kitabının yazarı kimdir? Ixtlan Yolculuğu konusu ve anafikri nedir? Ixtlan Yolculuğu kitabı ne anlatıyor? Ixtlan Yolculuğu PDF indirme linki var mı? Ixtlan Yolculuğu kitabının yazarı Carlos Castaneda kimdir? İşte Ixtlan Yolculuğu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Carlos Castaneda
Çevirmen: Nevzat Erkmen
Orijinal Adı: Journey to Ixtlan
Yayın Evi: Söz Yayınları
İSBN: 9789759549152
Sayfa Sayısı: 304
Ixtlan Yolculuğu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yaqui Kızılderilisi Don Juan'ın bilgelikleri yalnızca Zen, Geştalt ve Taoculuk gibi öğretilerle iç içe olmakla kalmıyor, bize dünyanın gizlerini açacak olan yepyeni görme yöntemlerini de öğretiyor.
Ixtlan Yolculuğu Alıntıları - Sözleri
- "Yaşamımızdaki her şeyi istediğimiz zaman, şıp, diye, kesebileceğimizin pek az insan farkındadır", deyip parmaklarını şaklattı.
- "Sen hep, eylemlerini açıklaman gerekirmişçesine davranıyorsun, sanki bu dünyada bir sen varmışsın gibi yanılgı içinde olan," dedi. "Gene senin o eski kendini beğenmişliğin. Bu duygudan çokça var sende; kişisel geçmişin de aşırı taşırı. Buna karşılık, eylemlerinin sorumluluğunu aldığın da yok; ölümünü bi danışman olarak kullanmiyorsun, hepsinden önemlisi de ulaşılabilirliğin pek fazla. Demem şu ki, senin yaşamın hâlâ, seninle tanıştığım zamanki gibi bok üstü bok"
- İyi bir avcı avının sıradan davranışlarını bilir. Onu iyi bir avcı kılan şey de işte budur.
- Sözleri bir katalizör etkisi yapmıştı. Geçmiş eylemlerimin ağırlığını taşınılması olanaksız ve ket vurucu bir yük gibi duyumsuyordum. Benim için bir çıkar yol kalmadığını kabul etmekteydim. Yaşamımdan söz ederek ağlamaya başlamıştım. Çok uzun bir süre boyunca gezip dolaştığımı ve kendi yalnızlığımı ve çaresizliğimi kavrayabildiğim nadir anlar hariç acıya da hüzne de duyarsız hale geldiğimi söyledim.
- Savaşçı, bir avcıdır. O her şeyi hesaplar. Bu denetimdir. Hesaplaması bitti mi, eyleme geçer. Kapıp koyverir. Bu, kendini bırakmadır. Bir savaşçı, rüzgarın önüne kattığı yaprak değildir. Kimse itip kakamaz onu; kimse kendisine ya da sağduyusuna karşın bir şeyler yaptıramaz ona.
- Kızılderili Büyücü: "Bir savaşçı için düş demek gerçek demektir. Düş gücüyle verir kesin kararını ve ona göre davranır. Ya seçer alır, ya da defeder. Elindeki araçlardan, kendini başarıya ulaştıracakları seçer. Onları kullanır... " Genç Etnolog: "Don Juan Matus, düş ile gerçek arasında bir ayrım yoktur; düş gerçeğin kendisidir: Demek istediğin bu mu?" Kızılderili Büyücü: ''Hiç kuşkusuz, düş gerçeğin ta kendisidir. '' Genç Etnolog: "Yani şu anda yaptığımız şey kadar mı gerçek?" Kızılderili Büyücü: ''İlle de bir karşılaştırma istiyorsan, daha da gerçek, derim. Düş görmek, düşlemek, bir güce sahip olmak demektir. Elindeki bu güçle çok şeyi değiştirebilir insan. Gizli kalmış nice şeyi bu güçle bulup ortaya koyabilir. Dilediği her şeyi denetimi altında tutabilir... "
- Sadece bir savaşçı ,bilgi yolunda sağ kalabilir.Çünkü bir savaşçının sanatı ,bir insan olmanın dehşetiyle,bir insan olmanın görkemini dengelemektir.
- ''Ama çok saçma bunlar,'' diye karşı çıktım. ''insanlar beni niçin tanımasınlar? Bunun ne zararı var ki?'' ''Zararı var: zira bir kez seni tanımaya görsünler, artık seni kullanırlar da kullanırlar, ve o andan başlayarak onların düşüncelerinin seni bağlamasını önleyemezsin. Ben kendim, tanınmamış olmanın getirdiği özgürlüğe tutkunum. Kimse beni, örnegin seni bildikleri gibi,şaşmaz bi kesinlikle bilemez."
- ''Anlamaya çalışarak kendini helak etme,'' dedi don Juan aklımdan geçenleri okumuşcasına.Bu dünya bi muammadır. Bakmakta olduğun her şey, göründüğünden başka bi şeydir de. Dünya düşündüğümüzden çok fazlasını içerir, öyle fazlasını ki, sonsuz, diyebiliriz. Böyle olunca, onu anlamaya çalışmak demek, aslında onu bildiğimiz bi şeye benzetmek demek olur. Sen de ben de, burada, senin gerçek, dediğin dünyanın içindeyiz ; zira ikimiz de onu biliyoruz. Ama sen erk dünyasını bilmiyorsun, o yüzden onu bildiğin bi sahneye benzetmektesin."
- "Bi avcı olmak, avını tuzağa düşürmek değildir sırf," diye sürdürdü don Juan. "Avcı denilmeye layık bi avcı tuzak kurabildiği için ya da avının sıradan alışkanlıklarını bildiği için değil, ama kendisinin sıradan bi alışkanlığı olmadığı için yakalar avını. Ona üstünlük sağlayan şey, budur. O yakalamak istediği hayvanlar gibi değildir hiç; ağır, sıradan davranışları yoktur onu bağlayan, yoktur tuhaf hareketleri önceden bilinebilen; özgürdür, akıcıdır, ne yapacağı önceden kestirilemezdir o."
Ixtlan Yolculuğu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sanrılandırıcı -hallucinogenic-bitkiler üzerine çalışmalar yapmak üzere Kızılderili don Juan ile yolları kesişen yazar Carlos Costaneda'nın o günlerde başından geçenleri yazmış olduğu not defterini okuyoruz. Kitabın ilk başta kişisel gelişim, kızılderili bilgeliği gibi ilerleyeceğini tahmin ediyordum.(yazar/dogan-cuceloglu)'nun kendi '(kitap/savasci--121114 )' kitabında sıkça bahsini açtığı bu kitaptan bolca psikolojiye dair beklentilerin oluysa da, kitap ilerledikçe ruhsal bir dünyanın -üstelik hallüsyonejik bitkilerin gücünün dahi ötesinde- varlığından başka mühim mesele kalmıyor. Bü dünya terimsel olarak şöyle ifade ediliyor: Tonal ve naugal dünyalar. Tonal yani olağan, görünsüsel madde alemi. Naugal, olağandışı olan, tüm görüngünün temelindeki 'noumenon' (ancak varsayılan, asıl, öz) İşte bu kızılderili don Juan'a göre gerçeklik ya da hepimizin bildiği dünya yalnızca bir betimlemeden ibarettir. Bu sözü kitapta çeşitli durumlarda kendini gösteriyor. Gerçeklik bükülüp kişinin gözlerine uyum sağlıyor her ne kadar beni inandıramasa da. Kızılderilini don Juan'ın aksi, huysuz, hırçın ve alaycı gözükmesi bir yana, öylesine güzel huyları var ki: Otları koparmadan önce onlarla konuşup, bir gün kendi bedeninin de toğrağa karışıp onlara yeniden kök vereceğini söylüyor, onlarla iletişim kuruyor, önemli anlarında hep soluna dönüp kendi ölümüne danışıyor. Kendini savaşçı diye tanımlıyor ve Carlos'un da bu yolda ilerlemesi için arka oluyor. DonJuan'ın hayatında öylesine ya da mış gibi hareketler yok. O ne yaparsa sarsılmaz bir istençle ve benliğini tutuşturan bir arzuyla yapıyor. Gelgelelim 'erk' konusuna. Erk; güç, kuvvet, yetenek, nufüz gibi anlamlara sahip. Don Juan'ın bahsettiğine göre ise: " Bak, yabansı bir şeydir bu erk. Onun tam olarak ne olduğunu belirleyebilmek imkansızdır. Kimi şeylere ilişkin hissettiğimiz bir duygudur o. Erk kişisel bir şeydir. Sadece insanın kendisine aittir. Benim velinimetim örneğin sırf bakarak gözleriyle bir insanı ölecek derecede hasta edebilirdi. Gözlerini üzerine çevirdiği kadınlar sararıp solardı." Don Juan yapıp yapmama eylemleriyle kendi yolculuğunda erk biriktiren biri. Hatta biriktirdiği erki yol boyunca besin kaynağı olan kurutulmuş etine bile yöneltip etin bir erk nesnesi olmasını sağlayabiliyor. Erk kazandıkça tekamül basamaklarını tırmanıyorlar adeta. Bu kızılderili yüksek erk sahibi don Juan gece dağda bayırda konaklayacağı yeri seçerken gözlerini şaşı yapıyor, ve etrafı tarıyor. Sezgisel ve görüngüsel olarak farkedilen ilginç birtakım değişilikler ona konaklaması gereken toprak parçasını yahut mağara önünü belirli kılıyor. Böylece gece uyurken ona ne bir yılan ne de bir böcek ilişebiliyor. Onların dünyası tekinsiz bir dünya, kötü ruhlar var, uzak durmaları gereken bir tehlikede mekanı imleyen kargalar bile var. Doğayla birleşik yaşamlarında rüzgarın çalılara esişi bile bir muştu yahut kara haber. Doğanın dilini biliyor ve mesajlarını okuyor. Bu yol onu bir bilgi adamlığına götürüyor. "Bilgi adamı, öğrenmenin meşakkatlerine gerçekten katlanmış bir kimsedir. Sabırsızsızlanmadan, savsaklamadan, kişisel erkin gizlerini çözmekte sonuna dek azimle ilerlemiş kimsedir o." Don Juan'ın şu sözleriyle bitireyim: "Savaşsının tininin yetkinliğini araması insanlığımıza layık tek uğraştır." (rumeysa)
Yine mest olduğum bir başka Castaneda serüveniydi. Bilgelik yolunda Don Juan rehberliğinde arayışına devam eden Carlos, gerçek ve sahte arasındaki ince sınırda gidip gelişlerini görüyoruz bu kitapta. Don Juan diye anlatılan kişinin gerçekten çok bilgece sözleri var. Hani anlayana diye bir tabir vardır ya, aynen öyle oluyorsunuz okuduğunuz zaman. Carlos dünyevi denilen tanımların dünyasına odaklandıkça Don Juan'ın yöntemleri değişiyor, Carlos yarı uykulu gözlerle diğer dünyaya baktıkça Don Juan daha farklı sözlere sahip oluyor. Seriye devam edebilir miyim? kuşkularını taşıyordum fakat sanırım 12 kitabın tamamını okuyacağım. (Ozan)
Ixtlan Yolculuğu PDF indirme linki var mı?
Carlos Castaneda - Ixtlan Yolculuğu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ixtlan Yolculuğu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Carlos Castaneda Kimdir?
"Don Juan'ın Öğretileri" kitabıyla başlayıp 12 adet kitap yazmıştır. Ayrıca ilk kitabını, sanrılandırıcı bitkiler ve kullanımı üzerine doktora tezi olarak sunmuştur. Kitaplarında değişik mistik olayları anlatması, yaşananların gerçekliği konusunda tartışmaları da beraberinde getirmiştir.
Yazarın, Bir Başka Gerçeklik "A Separate Reality" kitabı; Lost adlı televizyon dizisinin 5. sezon 10. bölümünde Benjamin Linus tarafından okuması için Sayid Jarrah'a verilmiştir.
Carlos Castaneda, Don Juan'ın diğer öğrencileri Carol Tiggs, Florinda Donner Grau ve Taisha Abelar ile birlikte Cleargreen inc adındaki Anonim Şirketi kurarak gönüllüleri ücret karşılığı eğitmeye başlamıştır. Böylece bu bilginin zamanımızdaki uygulayıcıları güçlü bir yasal zeminde toplanmış, öğretinin uygulanması ve kargaşa olmadan çok sayıda insana öğretilmesi için bir destek sistemi ortaya çıkmıştır.
Carlos Castaneda Kitapları - Eserleri
- Zamanın Çarkı
- Don Juan'ın Öğretileri
- Sonsuzluğun Etkin Yanı
- Rüya Görme Sanatı
- Ixtlan Yolculuğu
- İçten Gelen Ateş
- Erk Öyküleri
- Sessizliğin Erki
- Bir Başka Gerçeklik
- Kartal'ın Armağanı
- İkinci Erk Çemberi
- Sihirli Geçişler
- Farklı Bir Gerçeklik
- Güç Hikayeleri
- İkinci Güç Halkası
- Sessizliğin Gücü
- Rüya Görme Sanatı
Carlos Castaneda Alıntıları - Sözleri
- Bütünüyle bizim gibi olanlarla yolumuz kesişmez (İçten Gelen Ateş)
- “Savaşçının özgüveniyle, sokaktaki adamın özgüveni aynı şey değildir. Sokaktaki adam, seyircinin gözündeki kesinliği arar, buna da özgüven der. Savaşçı ise kendi gözlerinde kusursuzluğu arar, buna alaçakgönüllülük der. Sokaktaki adam arkadaşlarına çengellenmiştir. Savaşçı ise yalnızca kendine bağlıdır. Belki de sen akıntıya kürek çekiyorsun. Savaşçının özgüveninin ardında olman gerekirken, sokaktaki adamın özgüveninin peşindesin. Bu ikisinin arasında olağanüstü bir fark var. Özgüven, bi şeyi kesin biçimde bilmeyi gerektirir, alçak gönüllülük, kişinin eylemlerinde ve duygularında kusursuzluğu gerektirir.” (Erk Öyküleri)
- Bak ve etrafındaki mucizeleri gör. Yalnızca kendine bakarsan yorulursun, bu yorgunluk seni başka her şeye karşı körleştirip sağırlaştırır. (Don Juan'ın Öğretileri)
- “En büyük kusurumun açıklamaları gereksinmek olduğu düşüncesindeydim." "Hayır. Senin en büyük kusurun, hem sana hem de senin dünyana uyan açıklamalar aramak." (Erk Öyküleri)
- Kitabımız biter :) Bu odaya büyülü bir kapıdan giriyorduk:doğum.Ve diğer bir büyülü kapıdan da çıkıyorduk:ölüm. (Sessizliğin Gücü)
- "Çok düşünüyor, çok konuşuyorsun. Kendi kendine konuşmayı bırakmalısın.” (Bir Başka Gerçeklik)
- Rüyalar eğer bir kapı değilse başka dünyalara açılan bir ara bölmedir. Bu anlamda, rüyalar çift yönlü bir caddedir. Bilincimizde bu bölmenin içinden başka âlemlere geçer ve bu alemler de rüyalarımıza öncüler gönderir. (Rüya Görme Sanatı)
- Öğrenme isteği, tutku değildir. İnsan olarak öğrenmek, bizim için kaderdir. (Don Juan'ın Öğretileri)
- Paris'te öleceğim yağmur yağarken, şimdiden anımsadığım bir günde. Paris'te öleceğim -kaçmıyorum da- belki bugün gibi bir Güz Perşembesinde. Bir Perşembe olacak,çünkü bugün, bu dizelerin dizildiği Perşembe kemiklerim hissediyor dönüşü, tüm geçtiğim yolboyunca,bu gün olduğunca görmedim kendimi, böylesine tek başına. Cesar Vallejo (Erk Öyküleri)
- Asla, bir an için bile unutmamalıydım ki özgürlük kuşu kararsızlık konusunda çok az sabra sahipti ve uçup gittiğinde bir daha kesinlikle geri dönmezdi. (Sessizliğin Gücü)
- Bi savaşçının yolunda alçak gönüllülüğe yer olmadığını düşünürdüm. Ne büyük yanılgı! Şimdi, bi savaşçının alçak gönüllülüğünün, bi dilencininkine benzemediğini çok iyi biliyorum. Savaşçı başını kimseye eğmez, ama aynı zamanda kimsenin ona baş eğmesine de izin vermez. Öte yandan, bi dilenci kendisinden daha yüce olduğuna inandığı birisinin önünde isteyerek diz çöker, bi de yerleri silmeye başlar. Ne var, kendinden aşağı birisinin de kendi önünde yerleri silmesini ister. (Erk Öyküleri)
- “Eğer, bi savaşçı teselliye gerek duyuyorsa,” diye sürdürdü, "yalnızca birini seçip, karmaşasını, son ayrıntısına varıncaya kadar bu kişiye anlatır. Bi savaşçının, anlaşılmaya ya da yardım görmeye gereksinimi yoktur; konuşarak, üstündeki baskıyı az da olsa azaltır. Tabii, eğer konuşmaktan hoşlanıyorsa. Yok, öyle değilse, kimseye bi şey anlatmaz. Ama sen tam anlamıyla bi savaşçı gibi yaşamıyorsun henüz. Karşılaştığın boşluklar da son kerte büyük olmalı. Tamamıyla anlıyorum seni.” (Erk Öyküleri)
- ''Anlamaya çalışarak kendini helak etme,'' dedi don Juan aklımdan geçenleri okumuşcasına.Bu dünya bi muammadır. Bakmakta olduğun her şey, göründüğünden başka bi şeydir de. Dünya düşündüğümüzden çok fazlasını içerir, öyle fazlasını ki, sonsuz, diyebiliriz. Böyle olunca, onu anlamaya çalışmak demek, aslında onu bildiğimiz bi şeye benzetmek demek olur. Sen de ben de, burada, senin gerçek, dediğin dünyanın içindeyiz ; zira ikimiz de onu biliyoruz. Ama sen erk dünyasını bilmiyorsun, o yüzden onu bildiğin bi sahneye benzetmektesin." (Ixtlan Yolculuğu)
- Üstesinden gelmenin bir yolu var ama kaçınmanın yok. (Don Juan'ın Öğretileri)
- Görmek, bilmenin garip bir hissidir (İçten Gelen Ateş)
- "Hayatımızdaki herhangi bir şeyi ne zaman istersek bir çırpıda kesip atabileceğimizin neredeyse hiç farkında değiliz." (Zamanın Çarkı)
- "İçsel diyalog, insanı gündelik hayata mıhlar. Dünyanın şu anda olduğu gibi olmasının sebebi, onun şu anda olduğu gibi olmasından bahsedip durmamızdır. Bir savaşçı ancak içsel dıyaloğunu susturduktan sonra şamanların dünyasına geçiş yapabilir." (Zamanın Çarkı)
- Nasıl bir toplum olduk !!!! Baktıkça içim yanıyor .... ve maalesef ki bu sapık ruhlar hala aramızda elini kolunu sallayarak geziyor ne zaman karşımıza çıkacağını bilmiyoruz korku içerisinde evlatlarımızı kendimizi korumaya çalışıyoruz .... artık bir çözüm yalvarırım çözüm EYLÜL LEYLA MEKANLARI CENNET OLSUN (Sessizliğin Gücü)
- Ne ahmaklık ama! Denetimi elden bırakmaktansa ölmeyi yeğlemek. İşin ürkünç yanı, bu durumu değiştirebilecek pek bi şey gelmez elimizden. (Erk Öyküleri)
- Hayatımızdaki herhangi bir şeyi, ne zaman istersek bir çırpıda kesip atabileceğimizin neredeyse hiç farkında değiliz. (Zamanın Çarkı)