diorex
life

Kabuk Adam - Aslı Erdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kabuk Adam kimin eseri? Kabuk Adam kitabının yazarı kimdir? Kabuk Adam konusu ve anafikri nedir? Kabuk Adam kitabı ne anlatıyor? Kabuk Adam PDF indirme linki var mı? Kabuk Adam kitabının yazarı Aslı Erdoğan kimdir? İşte Kabuk Adam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 28.03.2022 08:00
Kabuk Adam - Aslı Erdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aslı Erdoğan

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752893090

Sayfa Sayısı: 155

Kabuk Adam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Lire” dergisi tarafından “Geleceğin 50 Yazarı” arasında gösterilen Aslı Erdoğan’ın ilk romanı Kabuk Adam, Karayipler’de, şiddetin bataklığında yaşanan korku ve tutku dolu sıradışı bir aşkın, ölümle yaşamın sınırında kurulan mucizevi bir dostluğun hikâyesi.

“Tropiklerde, o gözden ırak adada öğrendim ki, cennetle cehennem iç içedir, ancak bir katil bir peygamber olabilir ve insan bir başkasına, aynı kara büyü ayinlerindeki gibi, dönüşebilir, çünkü insanın tam zıddı gene kendisidir.”

Kabuk Adam Alıntıları - Sözleri

  • “Kişisel tarihim, kendimi hep acı çekenlerle özdeşleştirmeme neden olmuştu; Kızılderili direnişçileri ya da toplama kampları avuçlarıma kazılı gibiydi.”
  • Ve aşk. Ve yitirmek.
  • Hayatım boyunca okuduğum yüzlerce kitabı, dinlediğim insanları, anlamaya çalıştığım kavramları düşündüm; fizik, edebiyat, felsefe, tarih... Hepsinden geriye kalan tortu, bir avuç kumdan daha fazla değildi. Yirmi beş yıl boyunca, yaşamın özüne ilişkin hiç ama hiçbir şey öğrenmemiştim. Beni, kendimi, temelden ilgilendiren bu soruyla yüzleşmiş miydim gerçekten? Bu çeyrek yüzyılı, tek bir ağacı sabırla izlemeye adasaydım, kesinlikle daha bilge biri olmuştum bugün. Kabuk Adam, Aslı Erdoğan
  • Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özel­likle de mutluluğu hatırlamak kadar...
  • Yalnızca kötülüğün en dibine inenler, erdemin doruklarına varabilirler.
  • Her insanın, gün gelip de düşük parçalanmaktan kendini güçlükle alıkoyduğu bir uçurumu vardır.
  • Bana kalırsa, kişisel tarihimin tek bir teması vardı; hayal kırıklığı
  • Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı vermez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı.
  • Hayatın bize verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz.
  • Bir balona şekil veren hava gibi, benim de hayatıma şekil verecek bir şeye gereksinimim var.
  • İnsanın tam zıddı gene kendisidir.
  • Bu hem basit, hem de çok zordur. Sadece kendin olmak.
  • Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar.
  • Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insa­nı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlan­mayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.

Kabuk Adam İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bazı kitapları okurken, kitabın kapağını kapattıktan sonra izler kalır geriye, hissettiğimiz duygular belki kendi hayatımızla bağdaştırdığımız için bazı düşünceler, cevap verseniz bile artık bir anlamı kalmamış sorular, hepsini hissettiren derinden etkileyen bir kitap oldu benim için. Hindistan cevizinin hikayesi zaten insanın bu hikayede parçalanmasına yetiyor da artıyor bile. Bundan sonra ne yapmıyoruz? Geriye söylenmemiş sözler bırakmıyoruz ki keşke demeyelim.. (Çiğdem BAŞ️)

Kabuk Adam'ı ilk kez 2017'de okumuştum ve tüm okuma zevkim değişti. Tarihi aşk romanlarından, fantastik romanlardan bir anda çağdaş Türk ve dünya edebiyatına geçiş yaptım. Aslı Erdoğan'ın ilk kitabı Kabuk Adam ve 1994'te yazılmış. 27 yıl öncesinin hikayesi bugün beni tekrar başına kilitledi ve 2 saat içinde hiçbir şey yapmadan okuyup bitirdim. Hani bazı kitaplar vardır. Düşüne düşüne okursunuz. Yazılanlara siz de kafa yorarsınız. Okuduğunuzda içindeki karakteri o kadar seversiniz ki kitap bittiğinde bir süre sarılırsınız kitaba. Onu kaybetmemek için. Sizi bilmem ama bende böyle etki yaratan kitaplar var ve Kabuk Adam da onlardan biri oldu. Yazım tarzı olsun, verdiği mesajlar olsun o kadar değerli ve kaliteli yazmış ki... Herkesin önemli dersler çıkaracağı bir kitap ve kurgu değil. Yazılanların gerçekten yaşanmış olduğunu söylüyor yazar. Bu kitabı daha da önemli kılıyor. Okuyunca içinizde Kabuk Adam'a karşı bir koruma isteği oluşuyor. Çok değişik bir kitaptı gerçekten. Böyle kitaplar okudukça okumak daha anlamlı, daha güzel geliyor. Okuyun okutun dediğim kitaplardan bu da kesinlikle. Aslı Erdoğan kendi hikayesini anlatıyor bu kitapta. Kabuk Adam Tony ile yaşadığı aşkı okuyoruz, yaşamaya çalıştığı diyelim ya da. Kabuk Adam tehlikeli ama bir o kadar da güven veren biri. Bu hikayeyi onun ağzından dinlemeyi çok isterdim. Şimdi neler yapıyor acaba? Aslı Erdoğan'ın kolyesi kırıldı mı? Yaşıyor mu Kabuk Adam? İkinci okuyuşumda kitabın bir yazarın ilk kitabı olduğunu daha iyi fark ettim. Belli konuların özellikle altı çiziliyor, toplum eleştirisi yapmak için üstüne basılan şeyler de var ama rahatsız edici değil kesinlikle. Mutlaka ama mutlaka okuyun, tanışın Kabuk Adam ve Aslı Erdoğan'la. Ben çok seviyorum, başta tekrar okumaya çok çekindim. Korkuyordum, ya beğenmezsem diye düşünüyordum ama yanılmışım, yine büyüledi ve kalbimi kırdı. (Ecem)

Ön bilgi: Kabuk Adam'ı bana tavsiye eden ve okumama vesile olan değerli arkadaşım elif22/Duvar/'e teşekkür ederim. Her ne kadar kitabın arkasında, "Kabuk Adam, Karayipler'de şiddetin bataklığında yaşanan korku ve tutku dolu sıradışı bir aşkın, ölümle yaşamın sınırında kurulan mucizevi bir dostluğun hikayesi." olarak bir tanıtım yapılmışsa da bence bu tanım son derece yanlış olmuş. Çünkü bu kitaba önce "sıradışı bir aşk" romanı demek, akabinde ise "mucizevi bir dostluğun hikayesi" demek, hem kendi içerisinde bir çelişki oluşturmakta hem de kitabın özünü tam olarak ifade edememekte. Bahsettiğim konuyu önce birkaç bilgi vererek açacağım ve bu açma esnasında size göre spoiler içeren bilgiler ortaya çıkabilir, şimdiden uyarmakta fayda görüyorum. (Bana göre spoiler filmlerde, dizilerde ve fantastik türdeki kitaplarda olur. Fakat bu tartışmaya girmenin yeri değil şu an.) Kabuk Adam, Aslı Erdoğan'ın ilk romanı, benim de Aslı Erdoğan'dan okuduğum ilk kitap. Yazarın dilinin sadeliğini ve kullandığı kelimelerin zenginliğini beğendim. Bir kadın yazara göre son derece cesur ve açık sözlü. Cinsellik ve ırkçılık gibi zor konularda hiç çekinmeden söylemek istediğini söylemiş. Bu açıdan kendisini tebrik etmek istiyorum. İkinci değinmek istediğim konu, kitabın otobiyografik bir eser olduğu. Gerçekten de kitabın isimsiz kahramanı ile yazar arasında birçok benzerlik var. Hatta kitabın anlatım üslubunun da birinci tekil şahıs olması, okurların kuşkularını artırıyor. Aslı Erdoğan gibi kahramanımız da fizikçi ve yalnız bir kadın. Aslında sadece Aslı Erdoğan değil, bence bu kitap yalnız bir kitap. Evet, yalnızlığı tam olarak anlatmıyor; ama içerisinde buram buram bir yalnızlık kokusu alıyorsunuz okurken. Gelelim asıl meselemiz olan konuya, bu kitap kesinlikle bir aşk romanı değil bence. Hele dostluk romanı hiç değil. Daha önce bu kitaba ilişkin inceleme yazan arkadaşların yazdıklarını da okudum; ama maalesef ben biraz farklı düşünüyorum. Kabuk Adam'da bir aşk hikayesi anlatılıyor gibi görünse de insanların yalnız hissedişine ve korkularına vurgu yapan; korkularının üstüne giden insanların ancak korkularını yenebileceklerini ve "kabuk"larını kırarak iyileşebilecekleri anlatan bir kitap bence. Aslı Erdoğan, "Kabuk" Adam'ı bir simge olarak kullanmış ve kadın kahramanımızın kendi içerisinde bir türlü yenemediği korkularını yenmesini, kabuğunu kırarak gerçek kimliğine dönmesini sağlamaya çalışmış. Çünkü Kabuk Adam da tıpkı isimsiz kahramanımız gibi psikolojik sorunları ve geçmişinden gelen hesaplaşmaları olan biri. Kitapta sadece kadın kahramanımızın yalnızlığı, ötekileşmesi, kendini sorgulaması, vicdani hesaplaşması ve pişmanlıkları anlatılıyor gibi görünse de aynı şeyler Kabuk Adam için de geçerlidir. Bu iki kahramanımızın birbirini tanıması, her ikisine de iyileştirici bir etki yaratmış ve ömür boyu unutamayacakları bir ders almalarını sağlamış. Birbirlerine karşı duygusal olarak yakınlık hissetseler de bence bu yakınlığın ismi aşk değil, acıların birbirine benzemesidir. Hani Sabahattin Ali'nin bir cümlesi var ya, "Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende." İşte tam olarak mesele budur. Kitabı elime aldığımda ilk sayfalarda müthiş güzel cümlelerle karşılaştım. Birçok cümlenin altını çizdim ve harika bir kitabı elimde tuttuğum izlenimine kapıldım. Kahramanımızın Kabuk Adam ile tanışmasına kadar geçen dönemi anlatışı, bana göre muazzamdı. Hatta başlarda yazar/Stefan-Zweig'ın kitap/bir-kadinin-yasamindan-yirmi-dort-saat--8057 isimli kitabı gibi bir kitap okuduğumu düşündüm. Klasik Zweig romanları gibi isimsiz kahramanımız da psikolojik durumunu ve başından geçecek olayları müthiş tanımlamalar ile önümüze sunuyordu. Ancak bu tanışma öncesi bölümün devam eden bölümlerinde beklediğim etkiyi bulamadım. Yine Aslı Erdoğan güzel cümleleri ile kendisini okutturmayı başarıyordu elbette; ama o başlarda aldığım edebi hazzı maalesef ilerleyen bölümlerde bulamadım. Bence Aslı Erdoğan'dan çok güzel bir aşk romanı yazarı olur. Çünkü betimlemeleri ve düşünceleri aşık olmuş ve aşkı tanımış bir kadının cümleleri gibi geldi bana. O sebeple biraz da herkes bu kitaba aşk penceresinden bakıyor sanki. Aslı Erdoğan'ın cümlelerinin duruluğu ve çekinmeden her konuya değinebiliyor olması bende böyle bir düşüncenin oluşmasını sağladı. Yazarın bir kitabını daha okumaya karar verirsem bu kitap kesinlikle aşk romanı olacak. (Semih Doğan)

Kabuk Adam PDF indirme linki var mı?

Aslı Erdoğan - Kabuk Adam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kabuk Adam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aslı Erdoğan Kimdir?

1967 İstanbul doğumlu. Bilgisayar mühendisliği ve fizik okudu, yüksek lisansını CERN'de (Avrupa Yüksek Enerji Fiziği Laboratuvarı) hazırladı. Rio de Janeiro'da başladığı fizik doktorasını yarıda bırakarak yazmayı seçti, iki yıl Güney Amerika'da yaşadı.

İlk romanı Kabuk Adam 1994'te, öykü kitabı Mucizevi Mandarin 1996'da yayınlandı. Tahta Kuşlar adlı öyküsü, Deustche Welle Ödülü kazandı, dokuz dile çevrildi. İkinci romanı Kırmızı Pelerinli Kent (1998), Fransızca, Norveççe'ye çevrilerek Astes Sud tarafından yayınlandı, Gyldendal Yayınları'nın 'Marg' (Omurilik) Serisi'ne seçildi. Radikal'de yazdığı köşe yazıları Bir Delinin Güncesi ve Bir Kez Daha adlı kitaplarında toplandı.

Şu anda beş dile çevrilmekte olan Aslı Erdoğan, 'Geleceğin 50 Yazarı' arasında gösterildi. 2004'te Hayatın Sessizliği adlı çalışması yayınlandı. 2009'da çıkardığı son kitabı ise Taş Bina ve Diğerleri.

Aslı Erdoğan Kitapları - Eserleri

  • Kabuk Adam
  • Mucizevi Mandarin
  • Kırmızı Pelerinli Kent
  • Taş Bina ve Diğerleri
  • Bir Delinin Güncesi
  • Hayatın Sessizliğinde
  • Bir Kez Daha
  • Artık Sessizlik Bile Senin Değil
  • Bir Yolculuk Ne Zaman Biter
  • Kendi İçinden De Geçip Gitti Mi Uzaklara?
  • Avahiya Keviri ü En Din

Aslı Erdoğan Alıntıları - Sözleri

  • Defalarca kendimi aramaya girecek, bulduğumda, ardım sıra bırakmak zorunda kalacaktım, geriye dönebilmek için. (Hayatın Sessizliğinde)
  • Yalnızlığımız çok fazla can yaktığında, acıyı kaptan kaba aktarıyor, aslında zerre kadar anlam içermeyen hayata ne derinliklerine yüklüyoruz! (Kırmızı Pelerinli Kent)
  • Bütün sesleri yutan kentin ortasında, şarkı söylemeye çalışan bir dilsiz gibi hissediyordum. (Bir Delinin Güncesi)
  • — Bir insan ne kadar kötü dövülürse dövülsün, içeriden ya da dışarıdan, bedeni ya da ruhun ne kadar incinmiş olursa olsun, yaşamı yeniden sevebilir. Yeter ki kafasını hep aynı duvarlara vurmaktan vazgeçsin. (Mucizevi Mandarin)
  • “Herkes bir öyküde başrol kapmış ama kimse kendi öyküsünü anlatmıyor.” (Bir Yolculuk Ne Zaman Biter)
  • Son iki yüzyıla dek çok az kadın yazar-şair çıkmasında şaşılacak bir yan yoktu. Asıl mucizemsi görünen, hemcinslerimizin sonunda anonimlikten çıkıp metinlerinin altına imza atışıydı (Bir Kez Daha)
  • Yaşam başka yerlerde, başkalarının, onu koparıp ala­bilenlerin elindeydi. (Kırmızı Pelerinli Kent)
  • "Taşlar mı suskun, insanlar mı sağır?" (Artık Sessizlik Bile Senin Değil)
  • "İstanbul, yorgun ve alımlı bir kadın." diye düşündüm, "onca hor kullanılmış olmasına karşın güzel kalmayı başarmış, kalbi yaralı bir yosma. Değerini hiç bilmeyen erkeklerle yatmış; güzelliğini, her defasında azar azar yitirerek sunmuş onlara ve hep bağışlamış. Kolayca ele geçirilen ama hiç ulaşılamayan mağrur, benzersiz bir kadın." (Mucizevi Mandarin)
  • Avuçlarımı ter basıyor, önemli olan şeylerin başlaması, benim susmam gerekiyor. Ben biraz sussam ve onlar, kendiliğinden başlasa artık! (Hayatın Sessizliğinde)
  • Bir şehir, ancak içinde sevdiğiniz biri olunca yaşamaya başlar. (Mucizevi Mandarin)
  • Gömülme vakti gelmiş bir ölüye sarılır gibi sarılıyorum sana. (Kendi İçinden De Geçip Gitti Mi Uzaklara?)
  • Yalnızlığımı bir zırh gibi ku­şanıp okyanuslara açıldım. (Kırmızı Pelerinli Kent)
  • Bana kalırsa, kişisel tarihimin tek bir teması vardı; hayal kırıklığı (Kabuk Adam)
  • Cesurca kovaladığı gerçek, acımasızca yakalar onu. (Bir Delinin Güncesi)
  • ...beden tüylerine karşı girişilen Sisyphos'vari anlamsız savaşı. Yere serdi­ği gazeteye düşen kıllar gibi hissediyordu kendini; doğal, zararsız ve nedense istenmeyen. (Kırmızı Pelerinli Kent)
  • Sanki söyleyecek çok sözümüz var ama sesimiz kalmamış gibi. (Artık Sessizlik Bile Senin Değil)
  • Onun varlığı, insan üzerine uzun bir şiirdir. (Taş Bina ve Diğerleri)
  • bir şehir ancak içinde sevdiğiniz biri varsa yaşamaya başlıyor (Mucizevi Mandarin)
  • Yoksa biz dünyaya hep böyle mi bakıyoruz, kitap kapaklarına bakar gibi? (Bir Kez Daha)

Yorum Yaz