Kaç Kiloya Programlısın - Nil Gün Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kaç Kiloya Programlısın kimin eseri? Kaç Kiloya Programlısın kitabının yazarı kimdir? Kaç Kiloya Programlısın konusu ve anafikri nedir? Kaç Kiloya Programlısın kitabı ne anlatıyor? Kaç Kiloya Programlısın kitabının yazarı Nil Gün kimdir? İşte Kaç Kiloya Programlısın kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Nil Gün
Tasarımcı: Ebru Öner
Yayın Evi: Kuraldışı Yayınevi
İSBN: 9789752751682
Sayfa Sayısı: 267
Kaç Kiloya Programlısın Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bedeniniz hangi içgüdüsel programla çalışıyor?
Metabolizmanızı nasıl hızlandırabilirsiniz?
Bedenin doğal set noktası nedir?
Plato evreleri nasıl oluşur?
Duygusal açlık nedir?
Duygusal şişmanlık nedir?
Bilinçaltı kalıplarınız kilo vermenizi nasıl engelliyor?
Metabolizmayı etkileyen temel hormonlar hangileridir?
Kilo vermek isteyen çoğu insan, bedenini bir düşman gibi görür. Siz kilo vermek istersiniz ama bedeniniz sizi dinlemez ve fazla kiloları vermemek için direnir. Yaptığınız diyetler, bedenin direncini kırmaya yöneliktir. Bedeninizle bir savaş başlatmışsınızdır. Ama ne kadar diyet yaparsanız yapın son sözü söyleyen yine bedeniniz olur; iradeniz değil.
O zaman bedeninizi tanımak, ondan öğrenmek daha bilinçli bir seçim olmaz mı?
İyi bir dinleyici olduğunuzda bedeniniz harika bir öğretmen olur. Bedeninizin niye kilolu kalmak istediğini anladığınızda diyet yapmaya son verir ve onun rehberliğine güvenirsiniz.
Bedeniniz yağ biriktirmeyi istediğinde, diyet bir işe yaramadığı gibi bedeninizin daha da fazla yağ biriktirme güdüsünü harekete geçirir.
Bu kitapta kilo ile ilgili sorunlarınızı yaratan nedenleri ve doğal çözüm yollarını öğrenecek, belli uygulamalarla çözümü hızlandıracaksınız.
Kaç Kiloya Programlısın Alıntıları - Sözleri
- Fiziksel hastalıkların nedenlerini, fiziksel sağlığın nedenlerinden çok daha fazla biliyoruz. M . S COTT P ECK
- Birisi size ömrünüzün sonuna kadar hamamböceği yemekten mahrum kalacağınızı söylese umurunuzda olur muydu? Hatta hamamböceği yeme düşüncesi bile midenizi bulandırırdı. Sahte gıdalar için de aynı şey geçerli. Bu sahte gıdaların sizi zehirlediğini ve sürekli acıktırdığını anladığınızda, onları hamamböceği kadar çekici (!) bulacaksınız. Özetle; canlı gıdalar canlılığımızı artırır, ölü gıdalar ise bizi cansız kılar
- Önemli bilgi: Bedeniniz yağ yakmak istediğinde daha çok suya ihtiyaç duyar. Daha sık susadığınızı fark edersiniz. Yağ yakma sürecinde bedende birikmiş toksinlerin atılması için daha fazla su içilmesi gerekir. Sabahları ilk uyandığınızda bir ya da iki bardak su içme alışkanlığı kazanın. Kendinize büyük iyilik yapmış olursunuz. İçine birkaç damla da sıvı Himalaya tuzu koyun. Hem kilo vermenizi hem de toksinlerin bedenden atılmasını hızlandırır. Bir şey daha; çok az su içmek kadar çok fazla su tüketmek de zararlıdır. Bu kez de beden için faydalı birçok mineral, aşırı suyla birlikte dışarı atılır. Buna da dikkat! Her şey kararında olduğunda yararlı oluyor.
- İlaç firmalarının yaygın kullanılan bir ağrı kesici ilaçtan kazandığının üç mislini bu ilacın yan etkilerini gideren ilaçlardan kazandığını biliyor musunuz? Sistem böyle işliyor. Ağrı kesicilerin yanına reçeteye neden bir ilaç daha yazılıyor sanıyorsunuz? Tüm ilaçların (bazen ölümcül) yan etkileri vardır. Bunu ne kadar tekrar etsem azdır. Lifli, organik ve canlı gıdalarla beslenmek, bol su içmek toksinlerin zararlı etkisini büyük ölçüde azaltır.
- Ensülin duyarlılığını arttırdığı için diyabetin tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca yüksek tansiyon, kabızlık, depresyon sorunlarına da iyi gelir. Mide ve bağırsak florasını, asit alkali dengesini korumaya yardımcı olan stevya, Japonya’da da otuz yılı aşkın bir süredir milyonlarca kişi tarafından tatlandırıcı ve gıda katkısı olarak kullanılıyor. Türkiye’de de bir süredir satılıyor. Bu bitkiden elde edilen şekerin, kan şekerini düzenleyici etkilerinin olması çok hoş. Ayrıca tamamen doğal, sıfır kalorili, bol lif içerikli olması da tercih sebebi oluyor. Stevya bitkisinin içindeki steviosid maddesi, vücudumuzdaki tat duyuları tarafından normal şekerin 250-300 katı daha tatlı olarak algılanmaktadır. Bu nedenle bir tutam stevya tozu, bir litre çay, kahve veya diğer içecekleri tatlandırmaya yeterli oluyor. Agave: Agave anavatanı Orta Amerika olan bir kaktüs türüdür ve tekilanın hammaddesidir. Kökündeki özsuyunun damıtılmasıyla agave şurubu elde edilir. Kalorisi vardır ama bala ve şekere göre çok daha azdır ve baldan da şekerden de daha tatlıdır. Bu nedenle az miktarda tüketilir. Glisemik oranı düşük olduğu için kana yavaş karışır. Ağızda garip bir tat bırakmaz. Sadece çay kahvede değil, tatlı yapımlarında artık birçok bilinçli insan rafine şeker yerine agave şurubunu kullanıyor.
- Her öğünde kendinize şu üç soruyu sorun: 1 Protein alıyor muyum? (Hayvansal ve/veya bitkisel) 2 Canlı gıdalarla besleniyor muyum? (Güneş yüzü gören sebze ve meyveler) 3 Omega 3 alıyor muyum? (Yumurta, sardalye, uskumru, deniz somonu gibi balıklar, ceviz, ketentohumu vs.)
- YAK programı devrede olduğunda stresli anlarda iştahınız kesiliyor. Kronik stres YAĞ programını aktive eder. Akut stres (geçici stres), YAK programını aktive eder. Bedeni YAĞ programıyla çalışan kişilerde, akut stres anlarında bile YAĞ programı işbaşındadır.
- Ne kadar çok ensülin, o kadar çok androjen. Bu da kadınlarda polikistik over sendromu denilen sorunları yaratıyor. Kan şekeri yakılarak enerjiye dönüşemediği için, kişi yemek yedikten sonra bile kendini aç, dinlendikten sonra bile yorgun ve halsiz hisseder. Bu durum Tip 2 diyabet olarak da biliniyor.
- Afirmasyon: Hayata güveniyorum. Ben hayatın özgün ve biricik ifadesiyim. Kendimi varlığımın biricikliğiyle ifade ediyorum.
- Kurban rolünden vazgeçmek ne zor geliyor çoğu insana. İçinizde derinden bir özlem varsa korkularınıza rağmen risk alın. Korkan ile korkak arasında fark vardır. Cesur kişi de korkar. Korkak korkularının kendisini durdurmasına izin verir. Cesur, korkmasına rağmen istediği yolda adım atar.
- Ensülin direncinin yarattığı sorunlar: Obezite, tatlı krizleri, şeker hastalığı, açlık nöbetleri, uyuklamalar, çarpıntı, terlemeler, kötü kolesterol yükselmesi, trigliserit yükselmesi, karaciğer yağlanması, tansiyon yükselmesi, anlamsız, ani ve aşırı tepkiler, uyku bölünmeleri ve uyuklamalar, her türlü çabaya rağmen kilo verememek, polikistik over sendromu, metabolik sendrom, uyku apnesi.
- DİYAFRAM NEFESİ 1 Bir sandalyeye oturun. Ellerinizi dizlerinizin üzerine dayayın. Belinizden öne doğru eğilin. 2 Burnunuzdan hızlı diyafram nefesi alın. Nefes alırken sırtınızı yuvarlaklaştırın ve karnınızı içeri çekin. 3 Var gücünüzle nefesinizi ağzınızdan verin. 4 Tüm nefesinizi verdiğinizde, nefesinizi tutarak karnınızı daha da içeri çekin. Yeniden nefes alma ihtiyacı duyana kadar böylece kalın. 5 Karnınızı rahatlatın. Diyafram nefesi alın. 6 Bu nefes alıp verme rutinini bir dakika boyunca tekrar edin. (Günde on kez) Bu şekilde verilen nefes karın kaslarını çalıştırır ve kilo verdirir.
- Birisi sizi kilo vermeniz için zorluyorsa, ona inat şişman kalmayı seçebilirsiniz; hayatınızın kontrolünün onda değil sizde olduğunu kanıtlamak için. Sizi kilo vermeye zorlayan kişi anne babanız, eşiniz, sevgiliniz, çocuklarınız olabilir. Onların niyetleri iyidir. Ama verdikleri mesaj zararlıdır: “Sen olduğun gibi yeterince iyi değilsin.” “Seni olduğun gibi kabul etmiyorum.” “Senin için en iyisinin ne olduğunu ben bilirim.” Bir kadın duygularını şöyle anlatıyor: “Eşimle ilk tanıştığımızda ince bir kadındım. O dönemde eşime eğer bir gün kilo alsam beni yine de sevip sevmeyeceğini sorardım. O da beni her halimle seveceğini söylerdi. İlk çocuğumun doğumundan sonra aldığım kiloları hemen veremedim. Aslında çok kilolu sayılmazdım ama eşim görünüşümle ilgili şaka yollu iğneleyici sözler söylemeye başlamıştı bile. Bebek tüm enerjimi alıyordu. Eşim ise bebeği adeta kendisine rakip görmüş, benden duygusal ve cinsel boyutta fazla talepli olmaya başlamıştı. Davranışları bana sevilmediğimi hissettiriyordu. Bebeğin ve eşimin taleplerinden kendime ayıracak zamanım hiç kalmamıştı. Gittikçe kilo almaya başladım. Şimdi fark ediyorum ki şişmanlayan bedenimle kendime alan yaratmaya çalışıyordum. Ayrıca eşimin bencilce cinsel taleplerinin sona ermesini istiyordum. Yatakta beni değil, kendisini düşünüyordu. Onu yataktan uzaklaştırmanın yolu olmuştu kilolarım.”
- Stres de YAĞ programını aktive eden bir başka neden. Çünkü stres anında kaçmaya ya da savaşmaya karar veremezsek kortizol hormonu devreye girer. (Kortizon, kortizolün sentetik olarak ilaç endüstrisi tarafından üretilmiş şeklidir.) Sağlıksız beslenme, yeterince ve doğru nefes almayı bilmemek, egzersiz azlığı, yetersiz dinlenme ve uyku eksikliği, elektromanyetik etkiler, reçeteli/reçetesiz ilaçlar da hormon dengelerini bozan diğer etmenler.
- Bedenimize yalnızca ne kadar kalori girdiği değil, bedenimizin bu kaloriyi ne kadar ve nasıl yaktığı da önemlidir. Kilo almak, yediklerinizin miktarından çok sindirilen besinin oranıyla bağlantılıdır.
Kaç Kiloya Programlısın İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabın ismine aldanıp bilinçaltındaki düşünce kalıplarımızın kilomuza etkisi ve bunları değiştirme yöntemlerini bulacağım bir kitap sandım. Tamamiyle fiyasko.. Beslenmeye dair hemen hemen hepimizin bildiği bilgileri yazıp paylaşmış yazar. Ne kadar etik ne kadar çıkarcı bir durum tartışmaya açık.. (Merve Mrv)
Kitabın Yazarı Nil Gün Kimdir?
1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.
1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.
Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.
International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.
Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.
Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikalgazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.
Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)
Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.
Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.
Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.
Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.
Nil Gün Kitapları - Eserleri
- Çekim Yasası - Hayatın Büyük Sırrı
- NLP - Zihninizi Kullanma Kılavuzu
- Mutluluk Kitabı
- Özsaygı - Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın?
- Küçük Pembe Mutluluk Kitabı
- İçimizdeki Şaman: Duyguların Simyası
- 1440 Dakika
- Küçük Mor Yüzleşme Kitabı
- Küçük Yeşil Affediş Kitabı
- Uygulamalı Çekim Yasası
- Küçük Kırmızı Aşk Kitabı
- Küçük Turuncu Şimdi Kitabı
- Küçük Renkli Dilek Kitabı
- Küçük Sarı Cesaret Kitabı
- Geçmişin Gölgeleri
- Küçük Mavi Empati Kitabı
- Yaşam Cesurları Sever
- Küçük Siyah Yas Kitabı
- Kaç Kiloya Programlısın
- Küçük Ebruli Enerji Kitabı
- Küçük Beyaz Şifa Kitabı
- Bedenin Bilgeliği
- Kadınlar ve Erkekler Nasıl Anlaşırlar
- Nlp İle Satış ve Pazarlama
- Sağlık Olsun
- Kuraldışı Ve Ötesi
- Geleceği Hatırlamak
- Sünnet!
- Meridyen Terapisi
- Minik Adımlar Büyük Kazanımlar
- Aç Olan Bedenin Değil Duyguların
- Eroin
- Küçük Mor Yüzleşme Kitabı
- Kuraldışı ve Ötesi
- Kilolarım Diyetlerim ve Ben
- Pazartesi Rejime Başlıyorum!
- İlişkilerimizde değiştiremediklerimiz karakterlerimiz
- Sünnet
Nil Gün Alıntıları - Sözleri
- Her öğünde kendinize şu üç soruyu sorun: 1 Protein alıyor muyum? (Hayvansal ve/veya bitkisel) 2 Canlı gıdalarla besleniyor muyum? (Güneş yüzü gören sebze ve meyveler) 3 Omega 3 alıyor muyum? (Yumurta, sardalye, uskumru, deniz somonu gibi balıklar, ceviz, ketentohumu vs.) (Kaç Kiloya Programlısın)
- Bu konuda taraf olmalıyız. Sünneti savunmak kolaydır; sadece susmanız ve pasif kalmanız yeterlidir. Sükut ikrardan gelir. Bu da daha fazla sakatlanma demektir. Ama pasiflik boyun eğmektir. Sünnete karşı çıkmak aksiyonu gerektirir. (Sünnet)
- Besleyici değeri düşük, yağ ve şeker oranı yüksek besinler yersen enerjin düşer ve duyguların olumsuzlaşır. (Küçük Pembe Mutluluk Kitabı)
- İnsanlık henüz emekleme döneminde. (Çekim Yasası - Hayatın Büyük Sırrı)
- Affetmediğimizde hayatımizda yanlış giden şeyler için başkalarını suçlamaya devam edebiliriz. Mutsuzluğumuzun sorumlusu da suçlusu da onlar olur. (Küçük Yeşil Affediş Kitabı)
- Aptal olmayan kişi, kendisine aptal diyen birine kızar mı? Güler geçer. Ama kendisini akıllı sanan bir aptal çok kızar. (Geçmişin Gölgeleri)
- Kendimi yalnız, çaresiz ve yetersiz hissediyordum. (Küçük Pembe Mutluluk Kitabı)
- Kedinin nankörlüğü, yılanın sinsiliği, aslanın cesurluğu, devenin kindarlığı, eşeğin inatçılığı bizim halüsinasyonlarımız. Kendimizin gölgelerini yansıtıyoruz hayvanlar alemine. Onlar kendi doğalarını yaşıyor. Biz ise kendi yarattığımız doğamıza uygun olmayan ama egomuzun açlığını umutsuzca gidermeye çalıştığımız dünya düzenimizde umutsuzca mutlu olmaya çalışıyoruz. (NLP - Zihninizi Kullanma Kılavuzu)
- "İnsanlar değişime karşı değildir ama değiştirilmeye karşıdır." (Küçük Kırmızı Aşk Kitabı)
- Gerçek üç basamakta ortaya çıkar: Önce yok varsayılır, Sonra şiddetle karşı gelinir, nihayet kendini kabul ettirir. (Sünnet)
- Affetmemek, kızgınlık duyduğunuz kişileri zihninizde bedava oturtmaktır. (Küçük Yeşil Affediş Kitabı)
- Suçlamanın bittiği yerde özgürlük başlar. (Özsaygı - Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın?)
- Bizi aldatan ve kandıran kişinin bizi aptal yerine koymasıdır ve hiçbir insan aptal olduğunu kabullenmek istemez. (Geçmişin Gölgeleri)
- Önemli bilgi: Bedeniniz yağ yakmak istediğinde daha çok suya ihtiyaç duyar. Daha sık susadığınızı fark edersiniz. Yağ yakma sürecinde bedende birikmiş toksinlerin atılması için daha fazla su içilmesi gerekir. Sabahları ilk uyandığınızda bir ya da iki bardak su içme alışkanlığı kazanın. Kendinize büyük iyilik yapmış olursunuz. İçine birkaç damla da sıvı Himalaya tuzu koyun. Hem kilo vermenizi hem de toksinlerin bedenden atılmasını hızlandırır. Bir şey daha; çok az su içmek kadar çok fazla su tüketmek de zararlıdır. Bu kez de beden için faydalı birçok mineral, aşırı suyla birlikte dışarı atılır. Buna da dikkat! Her şey kararında olduğunda yararlı oluyor. (Kaç Kiloya Programlısın)
- Aslında abartılan her şey bir zayıflığı gizleme ihtiyacını gösterir. (Özsaygı - Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın?)
- İlk kez deneyeceğiniz her şey, içinde riski de barındırır. Öte yandan, aldığınız riskler kadar gelişirsiniz. Yaşamın kalitesini alınan risklerin toplamı belirler. (Küçük Sarı Cesaret Kitabı)
- "Sahip olduğun maddi şeyleri vermek, vermenin en kolay yoludur. Ama burada bile takılı kalan ne çok insan var. Gerçek vermek, kişinin kendinden, özünden vermesidir. Emerson’un dediği gibi: " Yüzükler ve mücevherler armağan değildir. Gerçek armağanı veremediğin için dilenen özürdür. Gerçek armağan kendinden bir parçayı verebilmektir.”" (Mutluluk Kitabı)
- gördüğümüz manzara evin hangi penceresinden baktığımıza göre değişir. (NLP - Zihninizi Kullanma Kılavuzu)
- Çocuk, sünneti kendisine karşı bir saldırı olarak algılar; bu saldırıya karşı ya içine kapanarak ya saldırganlaşarak tepki verebilir. Gökçe Cansever’in British Journal of Medical Psychology’de yayımlanan makalesi 12 Türk çocuğu üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına yer veriyor. “Çocukların psikolojik değişimleri sünnet öncesi ve sonrası yapılan çizimler ve bazı çizimlerin yorumlanması arasındaki farklardan anlaşılabiliyor. Sünnet sonrası yapılan çizimlerin öncesine göre daha küçük olduğu görülüyor. Çocuklar sünnetten sonra kendilerini daha ‘küçük’ görüyor. Bedensel imgenin küçülmesinin yetersizlik ve güvensizlik duygusu ile de bağlantılı olduğu düşünülüyor. Çocuk dışarıdan gelen saldırıya karşı kendisini daha korunmasız ve aciz hissediyor. Çizimler tamamlandıktan sonra sorulan sorulara verilen yanıtlara bakarak çocukların psikolojik değişimini iki başlıkta özetleyebiliriz.” (Sünnet!)
- Affetmek unutmak değildir. İnsanları adfettigimizde onlarla yaşanan deneyimleri unutmayız... Bu deneyimler bize zamanında acı vermiş olsa da artık kazandığımız derslerdir; yeniden kurban konumuna düşmemek için yaşanmış dersler. (Küçük Yeşil Affediş Kitabı)
Editör: Nasrettin Güneş