Kadın Pençesi - Halid Ziya Uşaklıgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kadın Pençesi kimin eseri? Kadın Pençesi kitabının yazarı kimdir? Kadın Pençesi konusu ve anafikri nedir? Kadın Pençesi kitabı ne anlatıyor? Kadın Pençesi kitabının yazarı Halid Ziya Uşaklıgil kimdir? İşte Kadın Pençesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Halid Ziya Uşaklıgil
Yayın Evi: Özgür Yayınları
İSBN: 9789754472912
Sayfa Sayısı: 120
Kadın Pençesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Her edebiyat eseri, bir külliyatın parçası olarak düşünüldüğünde, yazarının portresini tamamlayan ayrıntılarla doludur. Büyük sanatkâr Halid Ziya Uşaklıgil'in ölümünden altı yıl önce yayımlanan ve altı küçük hikâyeden oluşan Kadın Pençesi, onun hikâyeciliğine bu bakımdan ışık tutabilecek eserlerindendir. Yazarın Servet-i Fünun döneminin üslubundan uzak, sade ve yaşayan bir dile yönelme tercihi, bununla birlikte karakter özellikleri itibarıyla Servet-i Fünun'dan izler taşıyan aşk hikâyelerindeki ıstırap duygusu ve trajik unsur, sosyal içerikli denebilecek hikâyelerindeki millî-vicdanî vurgu ile davranış ve ruh tahlillerindeki ustalık, bir çekirdek halinde bu kitapta görülebilecektir.
Kadın Pençesi Alıntıları - Sözleri
- İnsanın hayatında öyle fırsatlar olur ki sipariş üzerine meydana gelmiş gibidir
- “Ya bana derin bir meyli var yahut benden nefret ediyor; fakat bunun ikisi de bir kıymette..”
- Artık görünen şeyler umulmaz birer facia,işitilen şeyler beklenmedik birer badire değil; galiba daha fenasına,daha acısına tesadüf edilmemekten doğan bir his ile, alelade zamanlarda insanın hassasiyetini akt üst edecek olayların yanından kayıtsız bir sıradanlıkla geçiliyor.
- Bir boşluk içindeyim ki orda yalnızca kendi acılarımı duyuyorum.
- Bu saklanan düşmanlar! Hayat bunlarla doludur.
- Onun nesli için hayatının yegane tesellisi hatta tek sebebi olan sevmek nasıl engellerle nasıl zorluklarla çevrilmişti, o halk bile insanlığın elinden alınmıştı, kendi sevgilisine düşündü onu birkaç dakika görebilmek için yollarda geçirilen bekleyiş saatlerini, bir gülümsemesine erişebilmek için fırsat kollayan heyecanları, iki satırlık bir mektup alabilmek için günlerce tertip edilen hileleri, yarım saatlik bir buluşma imkanı bulmak üzere sarf olunan emekleri hatırladı ve böyle zorluklarla vücut bulan belki zorlukların sebebiyle daha derinlere inip bütün varlığını hakim olan sonra bütün etrafına uyanan ümitlerle beraber kendi hayatını da iflasa götüren sevgisi..
- İnsanın hayatında öyle fırsatlar olur ki sipariş üzerine meydana gelmiş gibidir..
- Bir boşluk içindeyim ki orada yalnız kendi acılarımı duyuyorum.
- …Bir Parça eşip çirkinliğinin altında sinmiş duran güzel ve iyi şeyler bir kere keşfedilince bu adamı sevmemek mümkün değildi..
- En basit terbiye bana sessiz bir selam vermelerini icap ettirirdi. Fakat İngilizlere mahsus bir çekingenlik yahut utangaçlıkla beni görmemiş oldular.
- Şimdi bu mektubu bitirdikten sonra odamı karanlıklara boğacağım ve gidip pencerenin kenarında o koltuğa oturacağım. Tekrar dünyayı yaşamak ümidiyle..
- Öyle bir gezinti planlıyordum ki, saatlerle sürsün, saatlerce beni tabiatın huzuru içinde sararak dolaştırsın.
- Beni kuşatan bütün manzaraları ve ayrıntıyı unuttum; önümde yalnız o vardı, yalnız onunla meşguldüm...
- Kendisini öldüren bu acı belki onu bugüne kadar yaşatan yegane sebepti, öldürerek yaşatmaya tesir eden bir sebep..
- Kendisini öldüren bu acı belki onu bugüne kadar yaşatan yegane sebepti , öldürerek yaşatan bir sebep...
Kadın Pençesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kadın Pençesi: Öncelikle ilk hikayeyi okuduğumda bu kadar beğenebileceğimi düşünmemiştim.İçinde 6 kısa hikaye bulunuyor. Bu hikayelerin hepsi birbirinden farklı konulardan bahsediyor. Her hikaye kendini merak ettiriyor ve sıkılmadan okuyorsunuz. İlk hikayede sıkılabilirsiniz sakın okumayı bırakmayın. En etkilendiğim hikayelerin Malim menalim ve Alık Abdül olduğunu söylemeden bitirmek istemedim. İyi okumalar. (Sinem Buket ÇELİK)
6 harika hikayeden oluşun, Halid Ziya Uşaklıgil'in 1939 yılında yazdığı bir eser Kadın Pençesi. Doğrusunu söylemek gerekirse öykülerden oluşan kitapları okurken pek keyif almam fakat bu kitaptaki hikayelerin hepsini bir sonraki satırı merak ederek okudum. Türk Edebiyatı Klasikleri okumayı seven biri olarak dili ve kullandığı kelimeler bakımından pek ağır gelmedi bana. Çok sevdim :) (ғ.ᴋ ü ʙ ʀ ᴀ)
Kitap 6 hikayeden olusuyor. Eski dildeki kelimeler kullanilmis cogunlukla ama anlamlari da parantez icinde verilmis. Bu da okuma hizini biraz yavaslatiyor. Kitabin en guzel hikayesi bence malim menalim idi. Bu hikayeden kucuk bir alinti koydum siteye. Yazarin dili ve anlatimi guzel yeni kitaplarini da okuyacagim insallah. (Şevket Erciyas)
Kadın Pençesi PDF indirme linki var mı?
Halid Ziya Uşaklıgil - Kadın Pençesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kadın Pençesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Halid Ziya Uşaklıgil Kimdir?
Bazı edebi yazılarını Hazine-i Evrak dergisinde Mehmet Halit Ziyaeddin adıyla yayımlamıştır. Servet-i Fünun edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir. İlk büyük Türk romanı olarak kabul görmüş Aşk-ı Memnu'nun yazarıdır.
Aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun Sultan Reşat devri Mabeyn Başkatibi (1909-1912), ve Ayan Meclisi üyesidir.
İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu. Babası halı tüccarı Halil Efendi, Uşak'tan İzmir'e göçmüş varlıklı bir ailedendi. Halit Ziya, o sırada İstanbul'a yerleşmiş olan Halil Efendi ile Behiye Hanım'ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Mahalle mektebindeki ilk eğitiminin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi'ne devam etti. 93 Harbi'nin başlaması ile Halil Efendi'nin işleri bozulunca aile, İzmir'e yerleşti ve Halit Ziya öğrenimini İzmir Rüştiyesi'nde sürdürdü. Ardından İzmir'de Ermeni Katolik rahiplerinin çocukları için kurulmuş yatılı bir okula devam ederek Fransızcasını geliştirdi; Fransız edebiyatını yakından tanıdı. Fransızca çeviri denemeleri yaptıktan sonra henüz öğrenci iken ilk yazılarını yayımlamaya başladı. Önce İzmir çevresinde kendini tanıttı. Bazı edebi yazılarını İstanbul'da Hazine-i Evrak adlı önemli bir dergide "Mehmet Halid" adıyla yayımladı. Son sınıfta iken okuldan ayrıldı, babasının kâtibi olarak iş yaşamına başladı. Aynı yıl, Bıçakçızade Hakkı ve Tevfik Nevzat adlı arkadaşlarıyla Nevruz adlı bir dergi yayımlamaya girişti. 10 sayı kadar yayın hayatında bulunan ve İzmir'in ilk edebiyat dergisi olan bu dergide çeviri şiir ve hikâyeler, mensur şiirler, bilimsel yazılar yayımladı. Babasının yanındaki işi edebiyat merakı ile bağdaştıramadığından farklı bir iş aradı. İstanbul'a giderek hariciyeci olmak için başvurdu; başvurusu kabul edilmeyince İzmir'e döndü. İstanbul'da bulunduğu süre içinde Fransız edebiyat tarihi ile ilgili olarak uzun süredir yazmak istediği kitabı yazdı. Garbdan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransa Edebiyatının Numune ve Tarihi adlı kitabı 1885'te 84 sayfa olarak basıldı. Bu eser, onun basılan ilk kitabıdır ve Türkçede basılmış ilk Fransız edebiyatı tarihi olma özelliği taşır. İzmir'e döndükten sonra İzmir Rüştiyesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı, öğretmenliğe devam ederken Osmanlı Bankası'nda çalışmaya başladı. İzmir İdadisi'nin açılmasından sonra öğretmenliğe bu okulda devam etti; Fransızcanın yanısıra Türk edebiyatı dersleri verdi.
Halid Ziya Uşaklıgil Kitapları - Eserleri
- Mai ve Siyah
- Aşk-ı Memnu
- Bir Ölünün Defteri
- Kırık Hayatlar
- Ferdi ve Şürekası
- Nemide
- Bu muydu?
- Ferhunde Kalfa
- Sefile
- Fena Bir Gece
- Hikaye
- Bir Acı Hikaye
- Sade Bir Şey
- Aşka Dair
- Kırk Yıl
- Mai Yalı
- Bir Yazın Tarihi
- İzmir Hikayeleri
- Ruhun Lisanı
- Bitmemiş Defter
- Saray ve Ötesi
- Kadın Pençesi
- Kar Yağarken
- Solgun Demet
- Onu Beklerken
- Bir Hikaye-i Sevda
- İhtiyar Dost
- Bir Şi'r-i Hayal
- Mensur Şiirler - Mezardan Sesler
- Saklanan Düşman
- Füruzan
- Kâbus
- Nesl-i Ahir
- Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı
- Hepsinden Acı
- Bir Başlangıcın Sonu
- Kırık Hayatlar 1. Cilt
- Sanata Dair
- Kırık Hayatlar 2. Cilt
- Küçük Fıkralar
- Bir Muhtıranın Son Yaprakları
- Valide Mektupları
- ذكريات راحل
- Papağan Halit
- Yarın Kardeşler
- Sanata Dair Cilt 2
- Sanata Dair Cilt 1
- Saray ve Ötesi
- Garp'tan Şark'a Seyyale-yi Edebiyye
- Almanya Mektupları
Halid Ziya Uşaklıgil Alıntıları - Sözleri
- Ben mutsuz, kendi kendimden, hayatımdan, geleceğimden kuşku duyan bir gencim. (İzmir Hikayeleri)
- "Zengin olmamakla beraber eline geçen bütün parayı elbiseme, harçlığımı harcar, üç gün sonra para istesem hiç itiraz etmez.." (Aşka Dair)
- "Lakin asıl şiir kadınlardır, bu çiçeklerden teşkil edilerek odanızın yaldızlı hücrelerinde narin çiçekliklerde güzel kokulu anılarıyla size gülümseyen demetlerdir. " (Aşk-ı Memnu)
- "Zaten hiçbir zaman kendisi için alelade bir hayattan fazlasını tasavvur etmemişti. Ta çocukluğundan beri zevkleri sade, emelleri ufaktı." (Mai Yalı)
- mazi ve istikbal aynı ömür kitabının iki sahifesidir, birini yırtmak diğerini natamam [noksan] bırakmak demektir; hele ikincisini yazmak isteyenler birincisini okumamış, görmemiş bulunurlarsa yazacakları bî-asıl bir hurafeden [temelsiz bir saçmalıktan] ibaret kalır. (İhtiyar Dost)
- Sen yalnız benimsin, başka hiç kimsenin olamazsın. Ben bütün içim kaynayarak, bedenimin en küçük parçasına kadar titreyerek senin isteğinle doluyum. Gece gündüz, uyurken uyanıkken gözlerimde kafamda yalnız sen varsın. Anlıyor musun? ... Hep senin için yaşıyorum; ama senin için ölmesini de bilirim. (İzmir Hikayeleri)
- Hâlâ yaşamaktadır lâkin bir yarısını mezara gömmüş bir vücut nasıl hayatta bulunursa öyle... (Hikaye)
- Bir muaşakadan [aşktan] alınan lezzet mahvolur, lâkin bir validenin badi-i felâketi [felâket sebebi] olmaktan mütevellit [ileri gelen] azab-ı vicdanî ebediyyen müteezzi eder [acı verir]. (Sefile)
- O kalp sevmiş, fakat sevdikten sonra kırılmıştı. (Bir Ölünün Defteri)
- Fakat bilinemez nasıl bir ihmalle bir aile kurma tasavvur ve ihtiyacını daima ertesi güne erteleye erteleye bir gün fark etmişti ki saçları ağarmış... (Mai Yalı)
- Aşk, geçtiği yerlerde hazzın öyle izlerini bırakır ki bu görülmese bile duyulur, sezilir. (Sade Bir Şey)
- ...ona en düşman olduğu zamanlar en ziyade sevdiği zamanlardı ve pek emindi ki o da ağır hakaretleriyle, hırçınlıklarıyla beraber onu seviyordu. (Bitmemiş Defter)
- Ne kadar çirkin ve kötü hisler varsa, haset, kıskançlık, çekememezlik, gayz ve kin, her şeyin üstünde tutulmak gerekirken, çıkarlara göre kullanılmak istenen din örtüsünün altında saklanırdı. (Papağan Halit)
- Unutmak istediğim bütün anılar onun içinde idi . (Bir Ölünün Defteri)
- Aralarinda hallolunacak meseleler, paylasilacak seyler, birisine yahut digerine uyarak kabul olunacak fikirler ortaya cikti. Isin baslangicinda her ikisi de digerine karsi, karsilikli yardimlarda bulunuyorlardi. Oyle ki sonunda yaklasa yaklasa ya opusmek ya bogusmak lazim geldi. Opusmediler, bogusmak da istemediler, yalniz ayrilmakla yetindiler. (Saklanan Düşman)
- "Gel. dama çıkalım, sen uçurtmanı uçur, bende çoraplarını öreyim." (Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı)
- Sultan Reşat'ın cülusunun hemen akabinde bir gün Emrullah Efendi (İttihatçı) bana geldi ve oturmaya bile kuvvet bulmayarak yarı ayakta yarı sandalyede söyledi: “Sana mühim bir iş için geliyorum. Biliyorsun ki hünkâr için hükümet yirmi beş bin lira tahsisat teklif ediyor. Biz bunu fazla bulmuyoruz ama…” “Ama hünkâr kendiliğinden bunun beş bin lirasını terk edecek olursa efkâr-ı umumiye üzerinde pek iyi bir tesir hâsıl edecek.” (Saray ve Ötesi)
- "Evet. beni en çok mutlu edecek şey, annesi ve kızını öldürmek olacak!.." (Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı)
- Kaderin akışına engel olacak bir tedbir alınabilir miydi? (Bir Acı Hikaye)
- "Bu evlilik seni mesut etmek değil, aksine, öldürüyor..." (Ferdi ve Şürekası)