diorex
life
Dedas

Kadın ve Depresyon - Peykan Gökalp Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kadın ve Depresyon kimin eseri? Kadın ve Depresyon kitabının yazarı kimdir? Kadın ve Depresyon konusu ve anafikri nedir? Kadın ve Depresyon kitabı ne anlatıyor? Kadın ve Depresyon PDF indirme linki var mı? Kadın ve Depresyon kitabının yazarı Peykan Gökalp kimdir? İşte Kadın ve Depresyon kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.09.2022 01:00
Kadın ve Depresyon - Peykan Gökalp Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Cem Mumcu

Yazar: Peykan Gökalp

Yazar: Suzan Saner

Yayın Evi: Okyanus Yayınevi

İSBN: 9789758420537

Sayfa Sayısı: 112

Kadın ve Depresyon Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kadın ve Depresyon Alıntıları - Sözleri

  • "Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile."
  • "Uyuyamıyorum.Kafamın içinde durdurulmaz bir düşünce akımı var. Uyutun beni."
  • Ölmek bir sanattır, bütün diğer şeyler gibi.Ben de bunu çok iyi yaparım, öyle bir yaparım ki, cehennem sanırsın, öyle bir yaparım ki, gerçek sanırsın. . .
  • "Emin olun ki çılgınlık berbat bir deneyim. Ama sanıyorum ki yazdıklarım çılgınlığımdan fışkıran lavlar. " V. Woolf
  • "İyi haber: Tünelin ucunda ışık var! Umut var. Ben, Susan L. Heisler, yaşıyorum ve iyiyim."
  • "KABUSLAR, BORÇLAR, PARA, ENDiŞE, KÖPEK, iŞ, HAPLAR, YALNIZLIK, ÜZÜNTÜ, LiSTELER, AŞK, UMUTLAR, AClLAMA, UNUTULMUŞLUK, TEK BAŞINA, HER ŞEY, DÜŞÜNCELER, DURMAKSIZIN, EV, ZEHiRLi BiR ÇOCUKLUK, YÜRÜYÜŞ, ARABA. YALANLAR, ACI, SEFALET, ÇiRKiN, HEMEN ŞiMDi, HER ŞEY ALDATMACA, ALDATMACA, ALDATMACA... İntihar, ölüm, bozukluk, kendini harap etme, kaçmanın imkanı yok, düşüncelerde boğuluyorum, eziliyorum, bunlara son verin artık, acı çekmeyi bana bırakın, uyuyamıyorum, kabuslar görüyorum, yatakta dövünüp duruyorum, kafam patlamak üzere, düşüncelerim yarış atları gibi geçip gidiyor, onları göremiyorum, yardım için yalvarıyorum, tükendim, ilacım nerde? Bu bombardımanı, bu sonu gelmeyen düşünce akımın ancak o durdurabilir. Kimse bilmiyor,korku, merhamet için yalvarıyorum. "
  • "Kendimi sana doğru savuracağım, yenilmeksizin ve boyun eğmeksizin ey ölüm"
  • "Gitmekten yılmayacağım. Kentlere gitmek, kocalara gitmek, geri dönmek, ülkelere gitmek, tımarhaneye gitmek, gene gitmek, gene gelmek, hiçbir şey yıldırmayacak beni. Yaşamı, GİTMEK olarak algılıyorum ... "

Kadın ve Depresyon İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Melankolinin Gölgesinde Kadınlar ve Yazın.: Kadın ve Depresyon, 3 yazar tarafından ortaya çıkarılmış ortak bir eser. Yazın dünyasında yer alan sekiz kadından yola çıkan bu eser, bu sekiz kadının eserleri ve psikolojik dünyası arasındaki bağlantıyı ve hayat hikayelerini ortaya koyuyor. Kitap ilk başta melankolinin insan vücuduna etkisini, hava durumunun ve ayın hallerinin melankolideki rolünü ortaya koyuyor. Sonrasında ise her bir yazarı sırası ile ele alıyor. Özellikle hüzünlü kadın yazarları takip eden okuyucuların yakından tanıyor olabileceği Charlotte Bronte, Virginia Woolf ve Sylvia Plath gibi isimlere verilmiştir. Türkiye'den ise güzel bir isim, Tezer Özlü kitapta yerini almış. Kitap, güzel bir referans taşırken, 1-2 kişiyi daha görmek isterdim. Özellikle Plath'in etkisinde kalan Nilgün Marmara ve İran Edebiyatı'nda önemli bir yere sahip olan Füruğ Ferruhzad'ı da bu eserde detaylıca ele alabilmeyi tercih ederdim. Yine de, melankoli ve edebiyat konusuna kadın perspektifinden bakan güzel bir eser olmuş. Kesinlikle okunması ve başucu notlarının tutulması gereken bir eser. (S.)

Sekiz Kadın, Sekiz Söz: Kitap beklediğimden daha iyi çıktı diyebilirim. Çünkü daha basit temeller üzerine kurulduğunu düşünüyordum. İki bölümden oluşuyor birinci bölümü Cem Mumcu, ikinci bölümü ise Dr. Suzan Saner ve Doç. Dr. Peykan G. Gökalp hazırlamış. İlk bölüm 'Kadın, Depresyon, Sanat' üst başlığıyla ünlü sekiz kadından bahsetmiş. Onların depresyonlu hayatlarına değinilmiş ve depresyonun onların üzerindeki etkilerini yine onların sözleriyle alıntı yaparak yorumlamaya çalışılmış. Bu bölümü çok beğendim. Tabii bu bölümde dikkatimi çeken iki yazar karşıma çıktı bir tanesi, Mumcu'nun ifadesiyle ' Türk Edebiyatının Hüzünlü Prensesi: Tezer Özlü' ve diğeri ise yine Mumcu'nun söyleyişiyle 'Büyülü Bir Masal Prensesi: Virginia Woolf'. Bu sekiz kadının her birinin bir sözünü alıntılayarak incelemeyi noktalayacağım ama öncesinde ikinci bölüme de değinmek istiyorum. İkinci bölüm 'Kadın ve Depresyon, Tanı ve Tedavi' başlığı ile verilmiş, bu bölüm biraz sıkıcı geçti benim açımdan çünkü tamamen psikiyatri alanındaki bilimsel ifadeler kullanılarak açıklanmaya çalışılmış. Bu bölümü daha doğru bir şekilde şöyle ifade edebilirim: başlıkla ilgili yapılmış bilimsel çalışmaların derlemesi şeklinde. Kaynakçadan burada kullanılan çalışmalara baktığımda yoğunluklu olarak 1996-2000 yılları arasında yapıldığını gördüm. Bu aralığı şunun için verdim, böylesine bilimsel araştırmalarda her zaman son yapılan çalışmalara dikkat etmek gerekir. Çünkü bugün doğru kabul edilen bir yöntem ya da sonuç 20 yıl sonra red edilebilir. Şimdi sekiz yazar ve sekiz söz: Hildegard Von Bingen: "Tanrı, doğayı, insan vücuduna yerleştirdiği gibi, mevsimleri de onun bedenine sokmuştur." Margaret Cavendish: "Melankoli'ye kanarsan, seni güçsüz bırakır, Yanakların solar, gözlerin çukurlaşır Soluklaşır rengin, tıpkı bir ölü gibi." Charlotte Bronte: "Varoluşa karşı kederli bir kayıtsızlık içine giriyorum sık sık, ümitsiz bir teslimiyet duygusu ile, dünyevi olan her şeyin bir an önce son bulmasını istiyorum." Virginia Woolf: "Kendimi sana doğru savuracağım, yenilmeksizin ve boyun eğmeksizin ey ölüm" Sylvia Plath: "Ölmek bir sanattır, bütün diğer şeyler gibi. Ben de bunu çok iyi yaparım, Öyle bir yaparım ki, cehennem sanırsın, Öyle bir yaparım ki, gerçek sanırsın... " Anne Sexton: "Bilmiyorlar mı ölmeye ant içtiğimi! Alıştırma yapıyorum..." Tezer Özlü: "Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı. " Susan L. Heisler: "Sıfırdım, hiçbir şeydim. Dünya varlığımdan haberdar bile olmadan yanımdan geçip gidiyordu. ' Hey, ben bir insanım, duygularım var, beni sevecek ve kucaklayacak birisine ihtiyacım var' diye bağırmak istesem de yapamıyordum. Görünmez'dim." (RA)

Bu kitapta; günümüz hastalıklarından birisi olan depresyon'un deyim yerindeyse tarihini ,bu hastalığın kadınlar üzerindeki etkisini ve örnek teşkil etmesi açısından da sekiz kadın ( sanatçı / yazar ) 'ın yaşadıkları verdikleri / veremedikleri tepkiler anlatılıyor. Tavsiye eder, iyi okumalar dilerim. (Ekrem Özkara)

Kadın ve Depresyon PDF indirme linki var mı?

Peykan Gökalp - Kadın ve Depresyon kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kadın ve Depresyon PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Peykan Gökalp Kimdir?

Peykan Gökalp Kitapları - Eserleri

  • Kadın ve Depresyon
  • Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi

Peykan Gökalp Alıntıları - Sözleri

  • "KABUSLAR, BORÇLAR, PARA, ENDiŞE, KÖPEK, iŞ, HAPLAR, YALNIZLIK, ÜZÜNTÜ, LiSTELER, AŞK, UMUTLAR, AClLAMA, UNUTULMUŞLUK, TEK BAŞINA, HER ŞEY, DÜŞÜNCELER, DURMAKSIZIN, EV, ZEHiRLi BiR ÇOCUKLUK, YÜRÜYÜŞ, ARABA. YALANLAR, ACI, SEFALET, ÇiRKiN, HEMEN ŞiMDi, HER ŞEY ALDATMACA, ALDATMACA, ALDATMACA... İntihar, ölüm, bozukluk, kendini harap etme, kaçmanın imkanı yok, düşüncelerde boğuluyorum, eziliyorum, bunlara son verin artık, acı çekmeyi bana bırakın, uyuyamıyorum, kabuslar görüyorum, yatakta dövünüp duruyorum, kafam patlamak üzere, düşüncelerim yarış atları gibi geçip gidiyor, onları göremiyorum, yardım için yalvarıyorum, tükendim, ilacım nerde? Bu bombardımanı, bu sonu gelmeyen düşünce akımın ancak o durdurabilir. Kimse bilmiyor,korku, merhamet için yalvarıyorum. " (Kadın ve Depresyon)
  • Beynimin iç mekanında bilmediğim fotoğrafların izlerini arıyorum gözümün tersiyle (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • Burası deliliğin yeryüzündeki mabedidir (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • "Gitmekten yılmayacağım. Kentlere gitmek, kocalara gitmek, geri dönmek, ülkelere gitmek, tımarhaneye gitmek, gene gitmek, gene gelmek, hiçbir şey yıldırmayacak beni. Yaşamı, GİTMEK olarak algılıyorum ... " (Kadın ve Depresyon)
  • "İyi haber: Tünelin ucunda ışık var! Umut var. Ben, Susan L. Heisler, yaşıyorum ve iyiyim." (Kadın ve Depresyon)
  • ... kronik hastaların yatırılıp ölünceye kadar unutulduğu; kuş uçmaz, psikiyatr asla geçmez L-Blokları'na sadece ilaç araştırmalarında denek lazım olunca kariyer icabı uğranılsa da Bakırköy'de mutluyduk... Çünkü bunları düzelteceğimize dair inancımız vardı ve usul usul başlamıştık. (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • Bir servis şefi, sadece ve sadece hasta onun oda kapısını açıp içeri girdiği için, sadece bu gerekçeyle kapıya çıkıp 'ÜÇ-BİR' işareti yapardı mesela... "ÜÇ HALDOL, BİR AKİNETN ENJEKSİYON olarak bu hastaya uygulansın" demekti bu ve bu uygulamanın tıbbi gerekçesi hastanın, şefin oda kapısını çalarak ya da çalmaksızın içeri girmeye cüret edecek kadar gerçeği değerlendirme yetisinden yoksun olmasıydı şefe göre. Korku filmi gibiydi. Buna da katlanırdık çünkü mücadeleye başlamıştık usul usul... (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • "Uyuyamıyorum.Kafamın içinde durdurulmaz bir düşünce akımı var. Uyutun beni." (Kadın ve Depresyon)
  • "Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile." (Kadın ve Depresyon)
  • Sanat hayatın trajedisini yakalayabildiği kadar mı sanat oluyor? Daha çok acı çekilince sanat yapılıyor da, hayat acı çekilmeden yaşanılmıyor mu? Acı çekerken sanat yapıyoruz, huzurlu yaşayabilmek için de hayatın trajedisini azaltmaya, onu görmezlikten gelmeye çalışıyoruz. Belki de tüm tarihimiz, hayatın trajedisiyle bir başa çıkma süreci olarak özetlenebilir... (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • "Kendimi sana doğru savuracağım, yenilmeksizin ve boyun eğmeksizin ey ölüm" (Kadın ve Depresyon)
  • Türkiye'de modern psikiyatri tarihi çok büyük bölümüyle Bakırköy Akıl Hastanesi'nin de tarihidir (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • Son çeyrek asırdır hastaların makro değil mikromanyak (küçüklük) hezeyanları olmaya başladı; kimisi ufalıp doktorun cebine girmek istiyor, kimisi de görünmez olup arada dolaşmayı arzuluyor. Eskiden Süveyş Kanalını daha derin yarmak, Rusya'ya Çar olmak isteyen megalomanlar varken bugün hiç kalmamış... (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • Son birkaç yüz senede büsbütün tereddiye uğrayan tımarhaneciliğimiz gerek inkılabın bidayetinde, gerek umumi harp mütarekesinde yüz kızartacak dereceye inmişti. Malum ya, Sultan Hamit zamanında deli, mecnun, darüşşifa, cinnet, ihtilali şuur gibi kelimeler yasaktı. Tababeti ruhiye kitabım meşrutiyet ilan olunur olunmaz basılmağa verildi. Muallim muavinliği için müsabaka imtihanına girmiştim, tahrisinde bu gibi memnu kelimeleri kullanmamağa dikkat etmekliğim sıkı sıkı tenbih edilmişti; hatta mektepten çıktıktan beş sene sonraya kadar doktor tabelalarında sinir hakimlerinin ihtisas unvanı, emrazı dimağiye ve akabiye mütehassısı idi. Sultan Murat'ın cinnet mes'elesi padişahı otuz beş sene bir kabus gibi, bir "idee obsedante" gibi iz'aç etti durdu; onu hatırlatacak her kelimeden kuşkulanırdı. Hele ihtilali şuur kelimesi büsbütün turfa idi, hem ihtilal hem şuur. DELİNİN İYİ OLABİLDİĞİNDEN İYİLEŞTİĞİNDEN BAHSEDİLEMEZDİ, ÇÜNKİ MAAZALLAH SULTAN MURAD'IN DA İYİLEŞMESİ HATIRA GELEBİLİRDİ... Tabii böyle bir devirde bimarhanenin ne halde olabileceği tahmin olunabilir. (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • İnsan denen şu canlıda var oldukça ruh. Ruh ki en çok ihtiyaç duyduğunu seçecek Ve kim bilir belki bir gün. (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)
  • Ölmek bir sanattır, bütün diğer şeyler gibi.Ben de bunu çok iyi yaparım, öyle bir yaparım ki, cehennem sanırsın, öyle bir yaparım ki, gerçek sanırsın. . . (Kadın ve Depresyon)
  • "Emin olun ki çılgınlık berbat bir deneyim. Ama sanıyorum ki yazdıklarım çılgınlığımdan fışkıran lavlar. " V. Woolf (Kadın ve Depresyon)
  • O zamanlar 'beleş' kongre peşinde değildi hiç kimse; ilaç firmalarının doymak bilmez, şımarık ergenleri haline dönüşmemişti henüz psikiyatrlar... Kongrelere giderdik ama kendi delik cebimizden. (Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi)

Yorum Yaz