Kadınlar - Charles Bukowski Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kadınlar kimin eseri? Kadınlar kitabının yazarı kimdir? Kadınlar konusu ve anafikri nedir? Kadınlar kitabı ne anlatıyor? Kadınlar kitabının yazarı Charles Bukowski kimdir? İşte Kadınlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Charles Bukowski
Çevirmen: Avi Pardo
Yayın Evi: Parantez Yayınları
İSBN: 9789758441792
Sayfa Sayısı: 320
Kadınlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bukowskinin en çok okunan, üzerinde en çok konuşulan, tartışılan romanı.
Kadınlar, Bukowskinin en çok okunan, üzerinde en çok konuşulan, tartışılan romanı. Hayatında önemli yer etmiş, aşık olduğu, peşlerinden koştuğu, birlikte yaşadığı kadınları anlattığı romanı.
Kadınlar, Bukowskinin kadınlarla ilişkilerini ve cinsel hayatını olabildiğince açıklıkla anlattığı en önemli romanı olarak da kabul ediliyor. Rahat ve serbest bir anlatımı tercih etmesiyle dikkati çekmiş Bukowski, kısa kısa bölümlerden oluşturduğu ve bol diyalogla kurduğu bu romanında Hemingway ve Fante ile kıyaslanıp onlar kadar başarılı ve özgün bulunmuş.
Yaşam öyküsünün yazarı Howard Sounes şöyle yazıyor; Bukowskinin eski kız arkadaşlarından pek çoğu, kendilerini kitaplarına malzeme yaptığından habersizdi. Seks hayatlarını bütün açıklığıyla anlatırken onların iznini almadığı da ortadaydı. Kadınlar nihayet 1978 Aralıkında yayınlandığında Linda Lee Beighle ile evlenmeden önce yaşamını paylaştığı kadınlar hayli rahatsız oldu. Kadınların, yazarın diğer kitaplarından fazla satması bu rahatsızlığı daha da artıracaktı.
Kadınlar, iyi, rahat anlatımı ve konusunun ilginçliği yanında taşıdığı mizah unsurlarıyla da dikkati çeker. Kahramanı Henry Chinaskiyi ve onun kadınlarla ilişkilerini neredeyse okuyucuya kahkaha attıracak kadar tatlı bir dille ama eleştiri oklarını eksiltmeden anlatır. Sık sık kendini eleştirmeyi de ihmal etmez.
Kadınlar, Avi Pardonun türkçesiyle tekrar okuyucularıyla buluşuyor.
Kadınlar Alıntıları - Sözleri
- ... “Bir odanın kapısını kapatıp yalnız kalmak,her zaman hayatımın en güzel şeylerinden biri olmuştur.”
- "Hıçkırarak ağlayan bir kadının gözyaşları, ağlatan adamın başına geleceklerinin altına atılacak imzadır.."
- "İyi bir kadının karşınıza çıkmasını beklemeyin çünkü iyi kadın diye bir şey yoktur."
- İnsanlar birbirlerine karşı ilgisizler.
- Her şeye hep geç başladım ben.
- Savaşlara, enflasyona, işsizliğe, hava kirliliğine ve başkanlara rağmen bir yıl daha hayatta kalmayı başardık .....
- İnsanlar başlangıçta ilginçtiler. Daha sonra, yavaş yavaş bütün defolar ve çatlaklıklar ortaya çıkardı.
- Kadınlar soğumuşsa, unut gitsin.
- İyilik bazen cehennemin ortasında da çıkabilir insanın karşısına.
- Perdeleri çekilmiş bir odada tek başıma oturmak istiyorum.
- İyi kadınlar; onları tanımadan önce anlamak, üzerinde düşünmek, tasarlayabilmek kolay mıydı? Bu yüzden onları elimden geldiği kadar keşfetmeye çalıştım ve bunu yaparken içlerinde insanı buldum.
- Dışarıdan gamsız bir pezevenk gibi gözüküp iç dünyamda duygusal biri olmak beni mahvetti.
- "Kurgu nedir?" "Kurgu yaşamın değerinin arttırılmasıdır."
- "Bir odanın kapısını kapatıp yalnız kalmak,her zaman hayatımın en güzel şeylerinden biri olmuştur."
- “ Eğer berbat bir şeyler olmuşsa,unutmak için içersin; iyi bir şeyler olursa kutlamak için içersin ve hiçbir şey olmamışsa olması için içersin.”
Kadınlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yoo Charles Bukowski bu kitabı sen yazmış olamazsın. Biz kadınlara bunu yapmış olamazsın. Bir yanlışlık olmalı. Ben senin bir şiir kitaplarını okumuştum. Onlar ne kadar güzeldi. Dengemi alt üst ettin. Bu hak sana helal olmaz bilesin. Şimdi gördüğüm kadınlara bacağın ne güzel Liza, vücudun ne güzel İris diyesim var. Bunlar en basitleri tabi ki çok cüretkar diyaloglarda mevcut. Böyle adı sanı duyulmuş ünlü ve büyük bazı yazarlara sanki hissedeceklermiş gibi kitabını beğenmesem bile ayıp olmasın diye zorla okuduğum oluyordu ama üzgünüm Charles sonunu getiremedim. (DUA)
Yeraltı Edebiyatı: Kitap hakkında yapılan incelemeleri okuyunca açıkçası oldukça dar bir perspektiften bakıldığını düşündüm nitekim de öyle olmuş. Kitaba başladığım zaman tarafsız okumak biraz zordu benim için dilin açık olmasından kaynaklı değildi bu zorluk, kitaptaki ana karakterin kadınlara karşı ön yargılı olmasındandı ama okudukça fark ediliyor ki aslında kadınlara karşı olan bu açık sözlülük kırgınlıklarından kaynaklı. Çoğu kişi için kitap oldukça "açık" yazılmış ya da kaba tabirler oldukça ön planda olduğu için rahatsız edici olabilir lakin yeraltı edebiyatı zaten toplumun tabu haline getirdiği konuları açık yazması ile bir araya gelir nitekim benim kitaptan rahatsızlık duyduğum tek kısım akıcılık: Kitap günlük olaylar üzerinden gitmesine rağmen oldukça buhran bir hava ile yazılmış yine de bu göz ardı edilebilir. Bukowski'nin hayatını biraz araştırdıktan sonra okunması gerekiyor kitabın ki neden bu kadar ağdalı bir dil kullandığı iyice anlansın. Kitaba puanım 7/10 önceden yazdığım gibi kitabın akıcılığı benim için oldukça zayıf kaldı ama yeraltı edebiyatı için mutlaka okunması ve kütüphanede bulundurulması gerekli bu kitabın. (ılgın su)
Kitabın Yazarı Charles Bukowski Kimdir?
Charles Bukowski (16 Ağustos 1920 - 9 Mart 1994), asıl adı Heinrich Karl Bukowski olan Amerikalı yazar ve şair. Yapıtlarında bazen Henry Chinaski ismini de kullanmıştır. Hayatının çoğunu ABD'nin Los Angeles şehrinde geçirmiştir.
Eserlerinde genellikle toplum dışı insanlar ile depresyonu konu alması ve alkolizme yatkın bir hayat tarzını anlatmasıyla ünlüdür. Bunun nedeni olarak kendisinin bu hayatı yaşaması gösterilebilir. Bukowski'nin yazılarında kendi hayatını yazıp yazmadığı tartışma konusu olmuştur; hayranlarının bir kısmı bunları kurguladığını, çoğunluğu ise yaşamadan bu tip kurguları yapmasının mümkün olmayacağını ve o karakterde bir insanın bu hayatı sürmesinin zaten doğal olduğu görüşünü savunmaktadır.
I. Dünya Savaşı'nın sonlarında Almanya'ya askeri hizmet nedeniyle gelen Polonya asıllı Amerikan bir babanın ve terzilikle uğraşan Alman bir annenin çocuğu olan Charles Bukowski 1920 yılında Andernach, Almanya'da doğdu. 2 yaşındayken Los Angeles'ataşındılar. 1929 Krizi sırasında Bukowski'nin babası genelde işsizdi ve Bukowski'ye şiddet uygulardı. Genelde sessiz bir çocuk olan ve bu özelliğiyle dikkat çeken Bukowski, bazen çıldırış noktasına geliyor kendinden hiç beklenmedik kabadayılıklar yapıyordu. İlkokul yıllarından itibaren korkusuz olan Bukowski, kendi yazdığı bir eserinde ilkokul öğretmenine "sevişelim" dediğini söylemektedir. Bukowski, Los Angeles Lisesi'nden mezun olduktan sonra sanat, gazetecilik ve edebiyat dersleri aldığı Los Angeles Şehir Üniversitesi'nde 1 yıl okudu.
Yazmaya başladığı günden itibaren yazılarını yayımlanması için dergilere gönderen Bukowski'nin yazıları hep geri gönderilmiştir.
Ancak 24 yaşındayken "Aftermath of a Lenghty Rejection Slip" isimli kısa öyküsü yayımlandı. İki yıl sonra bir başka kısa öyküsü olan "20 Tanks From Kasseldown" isimli eseri yayımlandı. Bukowski yayıncılık yöntemlerinden hayal kırıklığına uğradı ve neredeyse 10 yıllığına yazmayı bıraktı. Hayatının bu bölümünü ABD'yi gezerek, çeşitli işlerde genellikle kısa vadeli çalışarak ve ucuz pansiyonlarda konaklayarak geçirdi. Hayatının diğer bölümlerinde olduğundan daha yoğun bir tempo ile açlık ile boğuşan ve kadınlarla zaman geçiren Bukowski daha sonra bu yıllarını Factotum isimli kitabında da anlatmıştır. Bu dönemdeki işlerinin kısa vadeli olmasının nedeni de düzen tanımaz kişiliği ve alkol bağımlılığıydı. Bukowski babasına olan nefretini onun aksine bir hayat yaşayarak göstermiş ve bir yazısında da bu yüzden bir hiç olmayı seçtiğini söylemiştir. O babasının aksine olduğu gibi görünen ve bir şey olmamayı hedefleyen birisi olarak kazandığı paraya önem vermiyor ve barlarda günü birlik bir hayat sürüyordu. Zengin Amerikalı kadınlarla ilişkiye girdiği dönemlerde onlara kaba dahi davransa etkiliyor onların evlerinde yaşamaya başlıyor ama bir türlü o hayata adapte olamayarak eski hayatına geri dönüyordu ki 1969'da da bunu, aç kalmayı seçtiğini söyleyerek ispat etmiş oluyor adeta. Ayrıca ömrünün çoğu denilebilecek kısmını da hipodromlarda geçirmiş ve bundan yazılarında sık sık söz etmiştir. 1950'lerin başında Bukowski, iki yıldan az bir süre ABD Posta İdaresi'nde posta kuryesi olarak çalıştı. 1955'te ölümün ucundan döndüğü alkol komasından dolayı hastaneye kaldırıldı. Taburcu olduktan sonra bir daktilo satın aldı ve şiir yazmaya başladı.1957'de Barbara Fry ile evlendi fakat 1959'da boşandılar. Bukowski, şiir yazmaya ve içki içmeye devam etti ve sonra Los Angeles'taki postaneye geri döndü. 1965'te hiç evlenmediği Francis Smith'ten bir kızı oldu. 1969'da Black Sparrow Yayınevi'nden ömür boyu 100 dolar maaş teklifini alınca postaneden ayrıldı. Bir mektubunda şöyle bir açıklaması vardı "İki seçenekten birini seçmek zorundaydım: Posta ofisinde kalıp delirmek ya da yazmaya oynayıp açlıktan ölmek. Ben aç kalmayı seçtim." Posta ofisini bırakalı bir ay olmadan Postane ismindeki ilk romanını bitirdi. 1976'da Bukowski, Linda King ile tanıştı. İki yıl sonra birlikte Los Angeles'ta bir liman şehri olan San Pedro'ya taşındılar. Bukowski ve Beighle 1985'te evlendiler.
Bukowski, Pulp romanını henüz bitirdikten sonra 9 Mart 1994'te 73 yaşındayken omurilikten yayılan lösemi sebebiyle San Pedro, Kaliforniya'da öldü.
Bu tip bir hayat yaşadığı için birçok kez tutuklanmış, dayak yemiş olan Bukowski hayatı, özgün dili ve tarzı ile Amerikan edebiyatına damgasını vurmuş, Türkiye'de ise ilk kez Sokak dergisi'nde çıkan öyküleri ile tanınmıştır.
Charles Bukowski Kitapları - Eserleri
- Postane
- Pulp
- Factotum
- Kahramanın Yokluğu
- Ekmek Arası
- Kadınlar
- Ölüler Böyle Sever
- Suda Yan Ateşte Boğul
- Hollywood
- Pis Moruk İtiraf Ediyor
- Kasabanın En Güzel Kızı
- Sıcak Su Müziği
- En Kısa Andır Mucize
- Pis Moruğun Notları 2
- Pis Moruğun Notları
- Sıradan Delilik Öyküleri
- Kaptan Yemeğe Çıktı ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi
- Pansiyon Manzumeleri
- Bütün Atlar Kaybetmeye Koşar
- Bana Aşkını Getir
- Güneş, İşte Burdayım
- Bir Tek Ben miyim Böyle Yaşayan?
- Günler Tepelerden Aşağı Koşan Vahşi Atlar Misali
- Kimse Bilmez Ne Çektiğimi
- Büyük Zen Düğünü
- En İyi Adamlar Yalnızken Güçlüdür
- Kaybedenin Önde Gideni
- Shakespeare Bunu Asla Yapmazdı
- Güneşe Uzan
- Kediler
- Sarhoş Çal Piyanoyu Vurmalı Çalgı Gibi Parmaklar Biraz Kanamaya Başlayana Dek
- Çanlar Kimse İçin Çalmıyor
- Gilles Deleuze ve Amerikan Edebiyatı
- Kapalı Bir Kapıdır Cehennem
- Gülün Gölgesinde
- İlham Perisine Oynamak
- Gece Çılgın Ayak Sesleriyle Yırtıldı
- Kendimizde Açtığımız Yaralar
- Aşk
- Ben Makul Bir Adamım
- Alaycı Kuş Bana Şans Dile
- Canlılar ve Ölüler İçin Fırtına
- Tükenmiş Hissediyorum Kendimi
- Bring Me Your Love
- There's No Business
- New Poems Book 1
- New Poems Book 2
- The Continual Condition
- New Poems Book 3
- New Poems Book 4
- Cehenneme Giden Yol
- The Pleasures of the Damned: Poems, 1951-1993
- Cehennemden Bir Köpektir Aşk
- Aforizmlər
- kadınlar
Charles Bukowski Alıntıları - Sözleri
- bir sonraki şişeden başka hiçbir şeyin önemi yoktu (Cehenneme Giden Yol)
- Haftada 64 saat çalışıp karşılığında 35 dolar alıyordu dangalak ve mutluydu (Kasabanın En Güzel Kızı)
- Bir şeyler biliyormuş gibi görünüyordum, ama yalandı, sahteydim ve insanın birden sahte olduğunu hissetmesinden daha kötü hiçbir şey yoktur dünyada. (İlham Perisine Oynamak)
- Gurur yeni biçimler yaratıp kazananlara aitti sadece… (Pis Moruk İtiraf Ediyor)
- “Şu haline bak. Bitkiden farkın yok.” (Ölüler Böyle Sever)
- Deleuze göre felsefe,kavram icat etmenin,bicimlendirmenin ve üretmenin sanatıdır.Eger felsefe kavramları icat ediliyorsa, o zaman düşünceyi kışkırtmak için icat ediliyor olmaları gerekmektedir. (Gilles Deleuze ve Amerikan Edebiyatı)
- Ölüm değil sorun, gelmesini beklemek. (Gece Çılgın Ayak Sesleriyle Yırtıldı)
- ''Sen paranoyak mısın?'' diye soruyor. ''Elbette, aklı başında herkes kadar.'' (Kasabanın En Güzel Kızı)
- çok fazla kadın düzmelisin güzel kadınlar ve birkaç düzgün şiir yazmalısın. yaş ve/veya yeni çıkan yetenekler meselesini kafana takma. daha çok bira iç daha çok ve daha çok ve haftada en az bir kez hipodroma git ve mümkünse kazan zordur kazanmayı öğrenmek -her denyo iyi bir kaybeden olabilir. ve Brhams'ını be Bach'ını ve biranı. unutma fazla egzersiz yapma öğleye kadar uyu. kredi kartlarından uzak dur, hiçbir şeyi zamanında ödeme. ve bu dünyada 50 dolardan fazla edcek bir fahişe olmadığını unutma sevme yeteneğin varsa önce kendini sev, fakat hiçbir zaman tam bir yenilgi olasılığını göz ardı etme, yenilginin nedeni sana yanlış ya doğru gelse de- ölümün tadına erken bakmak kötü bir şey olmayabilir. kilisilerden ve barlardan ve müzelerden uzak dur, ve örümcek gibi sabırlı ol- zaman herkesin çarmıhıdır, artı sürgün hezimet ihanet bütün o cürüf. biradan şaşma bira kesintisiz kan demektir. kesintisiz bir sevgili. büyükbir daktilo al, ve pencerinin önünde ayak sesleri ileri geri giderken örsele lanet şeyi, tuşlara ser vur ağır siklet bir dövüş olsun boğa güreşinde boğanın ilk saldırışı gibi ve müthiş dövüşmüş o eski köpekleri hatırla: Hemingway, Celine, Dostoyesvski, Hamsun. onları da senin yaptığın gibi küçük odalarda delirmediklerini sanıyorsan yanılıyorsun kadınsız yemeksiz umutsuz o zaman hazır değilsin demektir. daha çok bira iç. zaman var yoksa bile. (Cehennemden Bir Köpektir Aşk)
- Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren. Çünkü zor zamanlarda, en çok ona ihtiyacın olacak.. (Ölüler Böyle Sever)
- Bizler ölmekte olan kuşlarız Bizler batmakta olan gemileriz - Ayaklarımızın altında yer sarsılmakta ve bizler kollarımızı, bacaklarımızı dışarı doğru atıyoruz aynen çıyanın ölüm öpücüğünde olduğu gibi: ama sonra sırtımızda nazikle dişlerinin sesini duyuyoruz zehrimizi "politika" diye adlandırıyorlar. (Günler Tepelerden Aşağı Koşan Vahşi Atlar Misali)
- Çok tuhaf insanlar vardı pansiyonda. Bir şey söylemeleri gerektiğinde asla konuşmazlardı. (Kahramanın Yokluğu)
- " Sokaktaki adamın ayağında sağlam bir çift kundura olsun, karnı tok olsun. " (Kasabanın En Güzel Kızı)
- “Topluma uyum sağlayamadım nedense. İnsanlardan hoşlanmıyorum.” (Sıcak Su Müziği)
- *** ...saat dörde kadar her şey yolunda giderdi... (Canlılar ve Ölüler İçin Fırtına)
- İstedikleri buydu demek: yalanlar. Harikulade yalanlar. Buna ihtiyaçları vardı. İnsanlar ahmaktılar. (Ekmek Arası)
- her şeyden vazgeçebilmelisin, fırlatıp alabilmelisin, her şeyi. (Gülün Gölgesinde)
- Bir son istiyor musunuz? Siz yazın. (Pis Moruk İtiraf Ediyor)
- Zihnimizin durumu ülkemizin durumudur. (Kaybedenin Önde Gideni)
- *** bu bir ara. fırsat varken tadını çıkarın. (Canlılar ve Ölüler İçin Fırtına)