Kahveler Kitabı - Salâh Birsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kahveler Kitabı kimin eseri? Kahveler Kitabı kitabının yazarı kimdir? Kahveler Kitabı konusu ve anafikri nedir? Kahveler Kitabı kitabı ne anlatıyor? Kahveler Kitabı PDF indirme linki var mı? Kahveler Kitabı kitabının yazarı Salâh Birsel kimdir? İşte Kahveler Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Salâh Birsel
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755701288
Sayfa Sayısı: 278
Kahveler Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
'Salâh Bey Tarihi', Türk Edebiyatının anayazı'larından birini getirdiği için önemli, herşeyden önce: Bizim "deneme" geleneğimizde, modern dönemin güçlü, yolaçıcı örneğini Birsel kurmuştur. İkinci bir özelliği bu toplamın: Öznel tarih yazımının en gözüpek yaklaşımlarından birini getirmesi. 'Salâh Bey Tarihi'nin baskın özelliğini sona bıraktım, belki öne çıkarılması gerekeni odur: Okurda benzersiz bir damak tadı bırakan üslubu. Büyük bir okuma şöleni getiriyor "Kahveler Kitabı." Vehbi "Surname"si ile Disneyland'ı içinde eriten bir bireşim.
(Arka Kapak)
Kahveler Kitabı Alıntıları - Sözleri
- Eyüp tepelerinden görünen İstanbul manzarasına doyum olmaz. Güneş altında pırıldayan cami kubbelerinin altın alemleri ve gökyüzüne boy atmış beyaz minareleriyle ulu şehir... Lord Byron'un dediği gibi, bu güzel memleket için Tanrı'nın neler yarattığını görmek ne hoş.
- Yüce şeylerin ille de anlaşılması gerekmez, onlar sadece duyulur. Duymak ise az şey değildir.
- Çay içen limon istedi mi Hacı kendisine hakaret edilmiş sayar.
- Ya bu kadın delidir, yahut da ben çıldırmışım, Ben ki, birçok kereler kırılmışım, kırmışım Ömrümde duymamıştım böyle derin bir acı; Birden onun yüzüne haykırmak ihtiyacı İçimde alev alev tutuştu yangın gibi, Bir dakika kendimin olamadım sahibi Hiç olmazsa hıncımı böyle alırım dedim, Yola mağrur uzanan gölgesini çiğnedim. Halit Fahri'nin dediğine göre Nazım Hikmet Şifa ve Moda akşamlarında siyah gözlü bir kıza da sevdalanmıştır. "Gölgesi" adını verdiği ve Suat Derviş'e adadığı şiiriyle de bu serüvenin altına bir çizgi çizer.
- Haşim dostlarından birine kızdı mı, onun salonda asılı duran resmini alır ayakyolunun duvarına asar. Kızgınlığı geçtiği vakit de resmini yine salondaki yerine taşır.
- Dinamo'nun burada tek tesellisi şair doğup, şair ölebileceğidir. Doğrusunu ararsanız, o parasız olduğuna pek üzülmez. Çünkü İkbal Kahvesi için yazdığı şiir şöyle biter: Tok şairin zekası vardır. Aç şairin dehası.
- Bu sürekli sessizlik içinde, etrafınızda her zaman sanki göze görünmekten kaçınan bir kalabalık seziliyor. Ortalıkta, efendisinden saklı kalmak isteyen bir uşağın durumu var. Sanki Türkler dünyaya ve bu şehre sadece alışveriş etmek, sonra da ölmek için gelmişler gibi bir hal göze çarpıyor. En çok karşılaştığınız şey alışveriş yapılan pazarlar ve her mahallede bol bol bulunan mezarlıktır...
- Orhan Kemal ve arkadaşlarının içtikleri ilk çayların adı "sabahiyye"dir.
- Pierre Loti İstanbul' a son gelişinde bir gün Beykoz Çayırı'nda yağmura tutulunca bu kahveye sığınmıştır. O gün oradakiler Loti 'yi tanımış, kendisine yakınlık göstermiştir. Loti: "Dünyada şükran duygusunu bu kadar derinden duyan hangi ulus vardır?" sözünü de o gün söylemiştir.
- Ne kadar kahpesin, hey zamane hey!
- Kuşların insanlara güven duyması, yuvalarını onların burunları dibinde yapması Gautier'yi çok duygulandırmıştır. Gautier, Türklerin, Avrupalılar gibi gürültülü ve yüksek sesle konuşmamalarını da onların hayvanları tedirgin etmek istemeyişlerine verir. "İnsanlara karşı çokluk hunharca davranan Doğu'lular hayvanlara karşı çok yumuşaktırlar, onlara kendilerini sevdirirler" der.
- - Bu ne yanık geçmiş özlemi!
- Ne var, İngilizler tütünü ilkin, kimi hastalıklara iyi gelir diye sürmüşlerdir piyasaya.
- Sanki Türkler dünyaya ve bu şehre sadece alışveriş etmek, sonra da ölmek için gelmişler.
Kahveler Kitabı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sadece 'Kahveler' kitabı diyemeyiz, kitaba da yazarına da haksızlık olur. Ben kendime güzel bir kültür şovu yapayım diyorsanız alın okuyun hele ki İstanbul'a ve semtlerine hakimseniz tam bir ballı çörek bu kitap yanii tam bir nimet. İçinde kahvehanelere, halk edebiyatına, şairlere, yazarlara daha bir sürü noktaya rastlayabilirsiniz. Bu kitabı tek yönlü olmaktan kurtarmış ve bir kültürü(kahve kültürü) enine boyuna önümüze sunmuş. Okuyun işte. (Gizem yaz)
Kahveler Kitabı Salah Birsel’ in beş ciltten oluşan Salah Bey Tarihi’nin ilk kitabı. Kitap 1590’larla başlayıp 1957’lere kadar geçen zamanı işliyor. Salah Birsel kahveleri anlatıyor tek tek, yorulmadan.Kahvelerin isimleri, nerede oldukları, iç mekan ayrıntıları, yenilen ve içilenleri, müdavimleri isim isim sıralanmış. Muazzam bir bilgi kaynağı. Kahveler gözümüzün önünde en ince ayrıntısına kadar canlanıyor. Toplum hayatında kahvenin yerini, kahvedeki nadide sohbetleri, adeta insanlar için bir yaşam kaynağı oluşunu gözler önüne seriyor. Kitabı bitirmeye yakın artık ister istemez okuyucu da bir ‘kahve sever’ kıvamına geliyor. Sempati duymaya başlıyor kahvelere. Tüm edebiyat camiasına dair dedikoduları da kitaptan keyifle öğreniyoruz. Eğlenceli anektodlar sayfalar arasında. Deneme böyle mi güzel yazılır dedirten Salah Bey’in üslubu çifte kavrulmuş lokum tadında.Keyifle okuyucularını bekliyor.️ (@dileksmrcrl)
Salah Birsel' in bildiğiniz dili, üslubu ve lezzeti. Ah Beyoğu Vah Beyoğlu kitabıyla aynı özelliklerde bir eser. Osmanlının son zamanlarından yakın zamanlara kadar İstanbul' un edebiyatçıların mesken tutmasıyla ünlenmiş kahvehane, kıraathanelerinden bahsediyor. Kısa kısa anekdotlardan oluşmuş. Derinlikli ve ayrıntılı bir anlatımı yok. Bazı yerlerde sadece mekânın adını ve müdavimlerini saymış. Herhangi bir sıralama yok. Okurken de rastgele okunabilir. Ara ara okumak bile sorun olmaz. Çok basit ve sade bir dil ve anlatımla yazılmış. Söz konusu mekânların ve dönemin edebiyatçılarının sosyal hayat alışkanlıklarının bilinmesi, unutulmaması için önemli bir eser. (Levent Göven)
Kahveler Kitabı PDF indirme linki var mı?
Salâh Birsel - Kahveler Kitabı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kahveler Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Salâh Birsel Kimdir?
Salâh Birsel, 1919'da Balıkesir'de doğdu. İlk şiiri 1937'de Gündüz dergisinde çıktı. Günlüklerini 1950'de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970'den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti. Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1999'da vefat etmiştir.
Salâh Birsel Kitapları - Eserleri
- Dört Köşeli Üçgen
- Kurutulmuş Felsefe Bahçesi
- Boğaziçi Şıngır Mıngır
- Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu
- Paf ve Puf
- Kahveler Kitabı
- Varduman
- Nezleli Karga
- Şiir ve Cinayet
- Rüştü Onur
- Köçekçeler
- Bir Zavallı Sarı At
- Seçme Şiirler
- Şişedeki Zenci
- Amerikalı Tolstoy
- Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde
- Yaşlılık Günlüğü
- Hafiyeler Önde Gider
- Şiirin İlkeleri
- Kediler
- Yapıştırma Bıyık
- Halley Kimi Kurtarır
- Kendimle Konuşmalar
- Aynalar Günlüğü
- Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu
- Hacivat Günlüğü
- Asansör
- İstanbul - Paris
- Geceyarısı Mektupları
- Bay Sessizlik
- Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi
- Sen Beni Sev
- Günlük
- Papağanname
- Haydar Haydar
- Gece Mavisi
- Çarleston
- Yaşama Sevinci
- Sevdim Seni Ey İnsan
- Yanlış Parmak
- Goethe: Işık... Biraz Daha Işık
- Ases
- Rumba Da Rumba
- Seyirci Sahneye Çıkıyor
- Baş ve Ayak
- Beyoğlu'nda Büyülü Geceler
- Fransız Resminde İzlenimcilik
- Hacivatın Karısı
- Kuşları Örtünmek
- Nardenk
- İnce Donanma
Salâh Birsel Alıntıları - Sözleri
- Doğrusu, bilinçaltı denilen o zirzop bilgisayar, insana öyle oyunlar oynar ki, aklı keskinler bile işin içinden kolay kolay sıyrılamaz. (Boğaziçi Şıngır Mıngır)
- Goethe, “ okumayan insanlar, onun ne kadar çabaya, ne kadar zamana mal olduğunu bilemez. Ben okumayı öğrenmek için seksen yılımı verdim. Yine de öğrendim diyemem,” der. (Hafiyeler Önde Gider)
- Ahmet Refik, Sokullu adlı kitabında Kanuni çağında İbrahim Paşa'nın adamlarından Venedik Balyosu (elçi, temsilci) Alvario Griti'nin de Taksim'de büyük bir konağı olduğunu söyler. Balyos “Beyoğlu” adıyla anılır ki Beyoğlu adının buradan geldiği düşünülebilir. (Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu)
- Yaşasın Hürriyet! Yaşasın Vatan! (Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi)
- Kaçın kaçın karayelden Sıkıntıdan bulanımdan Bağlanmayın güzelliklere Mutluluğun berisinde durun (Çarleston)
- Dünyada onlardan güzel şey var mı? Kadınlara düşen şey sevilerek ve de onurlandırarak yaşamaktır. (Gece Mavisi)
- Demokrasinin hayran olunacak bir özelliği de yurttaşlara protesto hakkı tanımasıdır. (Şişedeki Zenci)
- Gülücüklerinizi çoğaltıyoruz (Köçekçeler)
- Ölümünden birkaç ay önce 15 ciltlik romanın sonuna ‘Bitti’ sözcüğünü oturttuktan sonra rahatlar ancak. O vakit hizmetçisine şöyle diyecektir: - Romanım bitti. Artık ölebilirim Celeste. (Kurutulmuş Felsefe Bahçesi)
- Şair, almadan verendir. Şairin Tanrı'ya benzetilmesi de bundan, bu almadan verme yüzündendir. (Hacivat Günlüğü)
- Çay içen limon istedi mi Hacı kendisine hakaret edilmiş sayar. (Kahveler Kitabı)
- Kötü damgası vurulan şeyleri aynen kabul etmek insanların hamurunda vardır. İnsanlar bir şeye güzel dendi mi ayaklanırlar. Kötü dendi mi ses çıkarmazlar. (Sen Beni Sev)
- ...Yağmacılık adam başı Adalet sevenler nerde Eşekleri yolda bekler Açıkgözler hazırolda Yalan üretilir yok yere Yaşa ahlaksız ahlak Herkes suçla uğraşır Suçluları soran nerde... (Seçme Şiirler)
- Uyu bir tanem uyu ... Seni şiir uyandıracaktır (Baş ve Ayak)
- Kapıyı örttükten sonra kendimi yokladım. Neşe diye bir şey kalmamıştı. (Hacivat Günlüğü)
- Bir karanlık kutudur İnsanlık bahçesi Kim kime dosttur anlaşılmaz Kim kime gölge verir (Yaşama Sevinci)
- Bir romanı elli kez okumak! Bu, birçoklarına gülünç gelebilir. Ama tekrar tekrar okumadan bir kitabın iyice anlaşılabileceği düşünülmemelidir. Jean Cocteau, bu konuda şöyle der: “Okumak başka bir iştir. Okuyorum. Okuduğumu sanıyorum. Bir kitabı yeniden okuduğum vakit de, onu daha önce okumadığımı sezinliyorum.” (Kendimle Konuşmalar)
- Bir avuç çılgınlık dönenir içimde. (Bay Sessizlik)
- ...burada 1de Anatole France’nin 1sözüne perende attıralım: — Yazı yazmadan mutlu yıllar yaşamıştım... (Yapıştırma Bıyık)
- Ne olursa olsun ikinci okumalardan alınan tad, birincisinden damıtılan tad değildir. Ondan daha başka şeyler, daha başka büyüler taşır. (Asansör)