diorex
Dedas

Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 - Muhammed Esed Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 kimin eseri? Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 kitabının yazarı kimdir? Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 konusu ve anafikri nedir? Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 kitabı ne anlatıyor? Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 PDF indirme linki var mı? Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 kitabının yazarı Muhammed Esed kimdir? İşte Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.05.2022 04:00
Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 - Muhammed Esed Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Muhammed Esed

Yazar: Pola Hamide Esed

Yayın Evi: İşaret Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı: 352

Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Önce camide binlerce cemaati görmemin ve sonra da kürkçüde yaşadığım deneyimin sebep olduğu beklenmeyen bir şevkle Türkiye’nin Başbakan’ı Celal Bayar ve Yasama Meclisi’nin Başkanı Adnan Menderes ile ilk görüşmemi yaptım. Kahvemizi yudumlarken, büyük nüfusundan, askeri gücünden ve en önemlisi ‘İslam’ın aslanları’ olarak yüzyıllarca süren tarihlerinden dolayı, oluşturulmasında Türkiye’nin elbette çok belirleyici bir rol oynaması gerektiği Müslüman Milletler Birliği’nin kurulması planını açıkladım.

Hem Bayar ve hem de Menderes Pakistan’ın çabalarını onayladılar ve Adnan Menderes ilaveten şöyle dedi: ‘Pakistan’dan gerçekten beklentilerimiz var. Allah’tan dileğim şudur ki, dünyanın her tarafında Müslümanların uyanışına ülkenizin öncü olmasını sağlasın!’ Aynı zamanda, kendilerinin çok yavaş ve temkinli bir şekilde ilerleyeceklerini, çünkü Kemal Atatürk’ün baskın mirasının ülkede, özellikle şehirlerde hâlâ çok güçlü olduğunu ve İslam üzerinde güçlü bir şekilde vurgu yapılmasının şu anda gücü ellerinde tutanlar üzerinde şiddetli bir tepkiye sebep olabileceğini açıkça ifade ettiler.

O büyük Türk liderlerin hiç birisi o gün o tepkinin ne kadar şiddetli olacağı hususunda herhangi bir fikre sahip değildi ve (Başbakan Menderes ve iki Bakan’ı) kısa bir süre sonra darağacında şehadete yürüyeceklerdi.

Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 Alıntıları - Sözleri

  • Fakat aniden, neredeyse unutmuş olduğum, yıllar öncesinden Kürdistan'daki yaşlı bir adamın sesi kulaklarımda yankılandı: "Eğer su havuzda durgun kalırsa bayatlar, bulanıklaşır ve kirlenir; ancak hareket ettiğinde ve aktuğında berrak kalır."
  • Hindular ticaret ve eğitim kazanımı üzerine yoğunlaşırlarken, Hindistan yüzyıllarca Müslüman hanedanlar tarafindan yönetildi ve Müslüman ordular tarafindan bir arada tutuldu. Uzun vadede bu, Hinduların lehine çalıştı: Çünkü Müslümanlar geçmiş zaferlerin temasası içinde kaybolurken, toplum olarak durağanlaştılar, Hindular ise hızlı bir şekilde ilerlediler ve Hindistan ekonomisinin çok büyük bir kısmını ellerinde tuttular. Özellikle Ingiliz idaresinin kurulmasından beri de ülke idaresindeki rolleri Müslümanlarınkini çok büyük oranda geçti.
  • Müslüman toplumun sadece görünüşte değil, aynı zamanda genel doku ve amaçlarında da gittikçe yavaş bir şekilde yabancı bir medeniyeti taklit içine gömüldüğünü fark ettim. Bu eğilimin, önlenemez bir şekilde adım adım Müslümanın hem sosyal hayatında, hem de nihai aşamada manevi hayatında özgün ve değerli olan her şeyin çözülmesine götürdüğünden adım gibi emindim.
  • İkbal bana hafif ve muzip bir gülümsemeyle baktı: “Esed, niçin bir şeyler yapmıyorsun?” Ona bir baktım: “Ben... Ne yapabilirim ki?” Cevap verdi: “Hadislerden bazılarını Arabça'dan İngilizce'ye tercüme edebilirsin. Niçin yapmayasın?! Bu ülkede hiç Arabça bilmemelerine rağmen Ingilizce bilen milyonlarca insan olduğunu düşün; eğer gayret edersen onların çoğuna Peygamber'in sesini duyurabilirsin. Bir dene!” Ve böylece o anda, orada temelli olarak gazeteciliği bırakmaya ve gelecek yıllarda kendimi Sahih-i Buhari’yi tercüime etmeye ve yorumlamaya adama kararı aldım.
  • Ölümsüz Sahih-i Buhári’nin içine gömülmemin ilk anından itibaren, Hadislerin dili ile Kur'ân'ın dili arasındaki farkla çarpıldım. Hadislerin dili, Peygamber Hz. Muhammed’in ve Ashabı'nın içinde yetiştiği çöl atmosferinin saflığını ve keskinliğini yansıtırken, Kur'ân Arabçası, her türlü zaman ve mekanın üstünde ve ötesinde, tamamıyla kendine özgü garip bir ışıkla doluydu.
  • 1939 Ağustos'unun sonlarıydı. Birkaç gün sonra II. Dünya Savaşı patlak verdi. İngiliz Büyükelçiliği ve Konsolosluğu Viyana'dan çekildi; artık vize almak mümkün değildi. Avusturya pasaportumdan dolayı ben de tutuklandım ve "düşman uyruklu saportumdan bir kişi" olarak gözaltına alındım.
  • Kudüs’ün Titus tarafından tahrip edilmesinden kısa bir süre önce, şehrin o zamanki rahibi, yaklaşan felaketi işaret eden bir rüya görür. Halkını bu felaketten korumak için erkeklerden, kadınlar ve çocuklardan oluşan küçük topluluğunu, doğuya doğru Ürdün'ün karşı tarafına gönderir. Hristiyan dünyanın geri kalanından tamamıyla kopuk olarak, 200 yıldan daha fazla bir süre, bir şekilde orada kalırlar. Zaman geçtikçe Filistin Hristiyanlar için tekrar güvenli bir yer olur ve o topluluk tekrar vatan topraklarına döner. Ancak döndüklerinde, iki yüz yiılik aradan sonra, kendi inançlarının Filistin'de kalan Hristiyanlarınkinden çok farklı olduğunu görürler. Filistin'de kalanlar katı bir sekilde teslise inanmakta ve İsa'yı 'Allah'ın oğlu ve Allah'ın vücut bulmuş hali’ olarak görürlerken, gönüllü sürgünden dönen Hristiyanlar ise İsa'yı fani bir insan, Allah tarafindan mesajını dünyaya iletmek ve böylece O'nun birliğini ve tekliğini insanlığın tanımasını sağlamak üzere seçilmiş olan diğer bütün peygamberler gibi bir peygamber olarak görmekteydiler.
  • Eğer su havuzda durgun kalırsa bayatlar, bulanıklaşır ve kirlenir; ancak hareket ettiğinde ve aktığında berrak kalır
  • Kabilin zindanlarında geçirmiş olduğu 10 yıl, dinginliğini etkilememiş, aksine derinleştirmiş ve artırmıştı.Gittikçe farkına vardım ki , bu , Allah a olan inancından ve O'nun varlığının sürekli bilincinde olmasından kaynaklanmaktaydı
  • ...bununla beraber melankolik bir tevekkülle , özlemleri ile gerçek hayatları arasındaki uyumsuzluğun da tam olarak bilincindedirler.
  • Yine evimdi, yabacılar arasında bir yabancı değildim.
  • Fakat onunla asla arkadaş olmayacağımı hemen anladım. Kesinlikle son derece zeki ve çok bilgiliydi ve en azından görünüşte asildi, fakat aynı zamanda çok kibirli ve kendini çok beğenmişti; kısa sürede , herhangi bir konuda kendi fikriyle çelişen herhangi bir düşünceye tahammül edemediği ortaya çıktı.
  • Bebek kızının mezarının yanındaki sığ bir mezara defnettik.20 günlük bir bebek ve 92 yaşında bir adam...
  • Fakat onları sanal bir İslami dayanışma duygusundan dolayı değil, gayr-i müslimlere kıyasla çok daha fazla ortak şeylere sahip olduğu için sevmekteydi.
  • Yoğun bir şekilde ormanlarla kaplı olan dağ etekleri, güzelliklerini seyyahların temaşasına sunmaktaydılar.Dünya, gecenin sükunetini sonuna kadar kanmıştı ve şimdi gündüz, neşeli gürültüsü ile bizimle konuşmaktaydı.

Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İslam insanları birbirlerine ne kadar güzel kardeş kılıyor.Kitabı okurken düşündüğüm tek şey bu olabilir. Müslüman olmasa aynı duyguları hissedemeyeceğim bu iki kişinin vefat etmiş olmasına üzüldüm.Sanki bir roman kahramanı hem kendi hayatının romanını hemde ölümünü aynı kitapta okumak insanoğlunun ne kadar geçici olduğunun gözler önüne serilmesi.Kitabın iki kısımdan oluştuğunu birinci kısımda Muhammed Esed in ikinci kısımda eşi Pola Hamide Esed in yaşadıklarını anlattıkları bir Hatırat kitabının olmasının yanında birinci kısmın su gibi aktığını söylemeliyim. Esed in çok hareketli ve sıradanmış gibi anlattığı olaylarla geçen bir ömür...İlkini okumaya cesaret edemesemde şimdi Esedin inanç yolculuğunu merak ediyorum.. (Azize)

Mekke'ye Giden Yol'un ikinci kitabı. Esed'in üslubunun olmadığı bölümler bariz belli oluyor. Ama onun hayatı üzerinden i dönemi okumak damağımda ayrı bir tat bıraktı. Kendi içinize dönük bir soru çok soru sorma ve cevap arama ihtiyacı da hissedebilirsiniz. Cenneti Arayan Adam da belki bununla birlikte okunması iyi olabilir. (Fuzuli)

Mekke’ye Giden Yol’u iki defa okumuş ve beni etkileyen kitaplar arasında ön sıralara yazmıştım. Bu klasiği okuyup beğendiyseniz Kalbin Yuvaya Dönüşünü de okumanızı tavsiye ederim. Elbette edebi yönü ilk kitap kadar iyi değil ama 20. yüzyılın en önemli müslüman entelektüellerinden birini tam olarak tanımak ve onu anlayabilmek için bu kitap da okunmalı. Mübarek toprakları yuva olarak nitelendiren, İslami bir devletin (Pakistan’ın) kuruluş rüyasına yıllarını ayıran, orada uğradığı hayal kırıklığıyla 6-7 ülkeyi daha mesken edinirken kendini tanımaya çalışan bir mühtedinin hikayesi bu. Son eşi kitabın sonlarına doğru Esed’in Türk kökenli olduğunu belirterek sürpriz yapmasına rağmen, etkilenmesinin daha çok Araplardan ve Hind yarımadası müslümanlarından olduğu kitaptan anlaşılabiliyor. Başta Abdülaziz İbn Suud olmak üzere Suud kraliyet ailesiyle yakınlığı olan, Muhammed İkbal’in yakınında bulunan, Pakistan kurulurken Mevdudi’yi Hindistan’da kalan bölgede muhtemel bir ölümden kurtararak Pakistan tarafına geçiren, Zeki Yamani ile çok yakın dostluk kuran, Habib Burgiba’nın, Ziya ül Hak’ın misafiri olan bu ilginç ve yetkin müslüman entelektüelin hareketli hayatının ikinci yarısı; buyrun, okuyun. (Hakkı G.)

Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 PDF indirme linki var mı?

Muhammed Esed - Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Muhammed Esed Kimdir?

Muhammed Esed (ilk ismi Leopold Weiss) (d. 2 Temmuz 1900 Lemberg - ö. 23 Şubat 1992 Grenada), Avusturya asıllı (bazı kaynaklara göre Polonya asıllı) yahudi bir ailede dünyaya gelmiş, sonrasında İslam'ı seçmiş olan düşünür, reformist, gezgin, gazeteci, din bilimci, yazar,politikacı.İslam Dünyası'nda 1980 yılında yayınladığı Kuran'ın Mesajı The Message of the Qur’an isimli Kur'an tefsiri ile tanınmış ve etki bırakmıştır. Bu tefsir Şii Batıni İsmaili itikadına dayanmaktadır, Sünni itikadı ile birçok noktada ihtilaf içermektedir.

1947 yılında kurulmuş olan Pakistan, kendisine vatandaşlık vermiştir. Ayrıca Pakistan'da, İslami Yapılanma Kurumu Başkanı olmuş, 1949'da PakistanOrta Doğu İlişkileri Şefliğine getirilmiş ve Birleşmiş Milletlerde Pakistan adına temsilcilik yapmıştır.

Şu anda Ukrayna topraklarında bulunan Lyiv şehrinde, zamanın ismi ile Lemberg'de bir yahudi ailesinde dünyaya gelmiştir.Avukat olan babası, I. Dünya Savaşı öncesi Viyana'ya ailesini taşıyınca, 14 yaşındaki Esed(Weiss) okulu bırakarak Avusturya Ordusu'na katılır. Savaş sonrası hemAvusturya İmparatorluğu hem de Weiss'ın askerlik hayyalleri yıkılır. Sonra felsefe ve tarih okumak için Viyena Üniversitesi'ne girmiş ise de, eğitim hayatından umduğu tatmini alamamıştır. Fakat bu dönem Viyena'nın tarihindeki en etkin ve üretken dönemlerden birisidir ki bu yıllarda Sigmund Freud,Alfred Adler ve Ludwig Wittgenstein gibi zamanının önde gelen düşünürleri konferanslar vermektedir. Weiss da bu toplantılara katılmış ve bu öncül düşünürlerden etkilenmiştir.

Hayatının kalanı için Orta Avrupa'ya göçen Weiss, Frankfurter Zeitung gazetesinde 22 yaşında bir muhabir olmuştur. Bu süreçte çok yoğun gezilerde bulunan Weiss, zamanının en itibarlı gazetelerinden olan Frankfurter Zeitung için orta doğu muhabirliği yapmışıtır.Bu gezilerinde Filistin, Mısır, Irak, Suriye gibi ülkelerde bulunmuş ve İslam ile tanışmıştır. Ayrıca 20. yüzyılın en fazla etki yaratan İslam düşünürü olarak kabul edilmektedir.

Muhammed Esed Kitapları - Eserleri

  • Mekke'ye Giden Yol
  • Yolların Ayrılış Noktasında İslam
  • Kur'an Mesajı
  • Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2
  • Doğu'nun Romantik Olmayan Yüzü
  • İslam'da Yönetim Biçimi
  • Sahih-i Buhari İslamın İlk Yılları
  • Yol Ayrımında İslâm
  • İslâm’da Devlet ve Yönetim İlkeleri
  • Hukukumuz ve Ahvalimiz
  • Kur'an Kavramları
  • Nüzul Sırasına Göre Kur’an Mesajı

Muhammed Esed Alıntıları - Sözleri

  • Maddî başarı İslâm’da da makbul ve muteberdir; ancak gaye değildir. Zira gaye, bütün faaliyetlerimizin ahlak içinde olmasıdır, sonra da insanın ahlâki erdemlerini yüceltmeyi etkilemek üzere ferde ve topluma ait olan bu durumları korumaktır. (Yolların Ayrılış Noktasında İslam)
  • Hiçbir millet, kendi içinde birlik olmadıkça mutluluğu yaşayamaz. (İslam'da Yönetim Biçimi)
  • İnsanların önünde eğilmeyi gerekli bulmayız, insan yalnız Allah’ın önünde eğilmelidir. (Mekke'ye Giden Yol)
  • İslâm’ın “ilim elde etmeyi erkek ve kadın, bütün Müslümanlara farz kılan” prensibine uysaydık, çölde susuz kalan insanın ufukta parlayan seraba göz diktiği gibi, ilim yolunda Avrupa’ya göz dikmezdik. (Yolların Ayrılış Noktasında İslam)
  • İslam, bütün insanların sosyal olarak eşit olduklarını ve dolaysıyla da gelişmeleri ve kendilerini ifade etmeleri için bütün insanlara aynı fırsatın verilmesi gerektiğini savunur. (İslâm’da Devlet ve Yönetim İlkeleri)
  • Resûlullah’ın sünnetini uygulamak, İslâm’ın varlığını ve ilerlemesini korumak demektir. Sünnetin terki ise, İslâm’ın çökmesidir. (Yolların Ayrılış Noktasında İslam)
  • Bilim, daima doğayla ilgili yeni gerçeklerin keşfine, dolaysıyla da önceden tespit edilmiş olan gerçeklerin fasılasız bir yeniden yorumuna ve değerlendirmesine bağlı olarak sürekli akış halinde olduğundan, bilimin tavsiyesi ikircikli, istikrarsız ve bazen de daha önce sunulan tavsiyeyle oldukça çelişkilidir. (İslâm’da Devlet ve Yönetim İlkeleri)
  • İslam hem sosyal hem de manevi olarak ve dolaysıyla da politik olarak ebedî terakkiye bir çağrıdır. (İslâm’da Devlet ve Yönetim İlkeleri)
  • İnsan, bazen zâhid (târik-i dünya) olur, bazen de din çerçevesinden uzaklaşarak son haddine kadar maddî lezzetlerden faydalanır. (Yolların Ayrılış Noktasında İslam)
  • Mutlak olan her şey ilâhî sıfatlar âlemine âittir. (Yolların Ayrılış Noktasında İslam)
  • Bir yurt yaratmak aslında bir ulusun gücünün sonucudur,ne bir handır ne de acı karşısında sığınak. (Doğu'nun Romantik Olmayan Yüzü)
  • Batı düşüncesi ilkesel olarak Allah’ı pratik mülahazalar küresinin dışında tutma eğilimindedir. Allah’ı kesin bir şekilde inkar etmez, ancak mevcut entelektüel sisteminde O’na yer yoktur. (Yol Ayrımında İslâm)
  • Niyeti bu olmuş ya da olmasın, Atatürk Türkleri -kendi insanını- kültürel olarak melez bir topluma dönüştürdü. Ne tamamen bir Batılı ne de büsbütün bir Doğulu: kültürel olarak ne idüğü belirsiz bir toplum. (Yolların Ayrılış Noktasında İslam)
  • " Rabbine inanan kimse hiçbir zaman ziyana ve haksızlığa uğrama korkusu duymaz. " 40:13 (Nüzul Sırasına Göre Kur’an Mesajı)
  • 1939 Ağustos'unun sonlarıydı. Birkaç gün sonra II. Dünya Savaşı patlak verdi. İngiliz Büyükelçiliği ve Konsolosluğu Viyana'dan çekildi; artık vize almak mümkün değildi. Avusturya pasaportumdan dolayı ben de tutuklandım ve "düşman uyruklu saportumdan bir kişi" olarak gözaltına alındım. (Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2)
  • Söyleyin bana, Peygamber'inizin getirdiği o tertemiz, açık ve net çağrı, nasıl oldu da sözüm ona alimlerinizin kısır spekülasyonlarının, kılı kırk yarmalarının enkazı altında kaybolup gitti? Bir tarafta müslüman kardeşleri korkunç bir yokluk ve sefalet içinde hayat mücadelesi verirken sizin prensleriniz ve büyük toprak ağalarınız, Peygamberiniz "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." buyurduğu halde nasıl oluyor da zenginlik ve lüks içinde yan gelip yatabiliyorlar? Peygamber'inizin ve sahabelerinin etrafındaki kadınlar, erkeklerinin hayatında öylesine büyük ve belirleyici bir rol oynadıkları halde sizin, kadınları neden hayatın arka planına ittiğinizi açıklayabilir misiniz bana? Peygamberiniz "İlim talep etmek erkek veya kadın her müslümana farzdır" ve "Âlimin sadece zahit olana üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir" buyurduğu halde siz müslümanlar arasında cahillik nasıl bu kadar yaygın olabiliyor ve okuma yazma bilenleriniz neden bu kadar az? (Mekke'ye Giden Yol)
  • Müslüman toplumun sadece görünüşte değil, aynı zamanda genel doku ve amaçlarında da gittikçe yavaş bir şekilde yabancı bir medeniyeti taklit içine gömüldüğünü fark ettim. Bu eğilimin, önlenemez bir şekilde adım adım Müslümanın hem sosyal hayatında, hem de nihai aşamada manevi hayatında özgün ve değerli olan her şeyin çözülmesine götürdüğünden adım gibi emindim. (Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2)
  • "Irkçılığa (asabiyete) çağıran bizden değildir. Irkçılık uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılık uğrunda ölen bizden değildir." Hadis. Ebu Davut. (İslam'da Yönetim Biçimi)
  • her türü ve şekliyle milliyetçilik, insanlar arasında eşitlik temeline dayanan İslam ilkelerine ters düşmektedir ve bu yüzden İslam birliğinin temeli olarak kabul edilmemesi gerekir. (İslam'da Yönetim Biçimi)
  • Yoğun bir şekilde ormanlarla kaplı olan dağ etekleri, güzelliklerini seyyahların temaşasına sunmaktaydılar.Dünya, gecenin sükunetini sonuna kadar kanmıştı ve şimdi gündüz, neşeli gürültüsü ile bizimle konuşmaktaydı. (Kalbin Yuvaya Dönüşü Mekke’ye Giden Yol 2)

Yorum Yaz