Kalbini İyileştirmek İster Misin? - Metin Karabaşoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kalbini İyileştirmek İster Misin? kimin eseri? Kalbini İyileştirmek İster Misin? kitabının yazarı kimdir? Kalbini İyileştirmek İster Misin? konusu ve anafikri nedir? Kalbini İyileştirmek İster Misin? kitabı ne anlatıyor? Kalbini İyileştirmek İster Misin? PDF indirme linki var mı? Kalbini İyileştirmek İster Misin? kitabının yazarı Metin Karabaşoğlu kimdir? İşte Kalbini İyileştirmek İster Misin? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Metin Karabaşoğlu
Yayın Evi: İz Yayıncılık
İSBN: 9786053262336
Sayfa Sayısı: 176
Kalbini İyileştirmek İster Misin? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hindistan’daki sucu, yaşlı bir Kızılderili, Japon adalarındaki iki keşiş, Bağdat’taki tüccar ve daha kimler kimler… Dünyanın dört bir ucundan nice insan kalkıp senin yanına geldiler bu kitapta. Onlar, geçtikleri yollarda güzel davranışlarıyla örnek oldular. Çevrelerindeki insanların kalplerini iyileştirdiler. Hastalanmış kalplere çareler buldular.
Peki, sen de onların yaptığından kendine bir hisse çıkarıp senin de kalbin iyileşsin ister misin?
Kalbini İyileştirmek İster Misin? Alıntıları - Sözleri
- Huzur, hiçbir gürültü veya sıkıntının olmadığı yer demek değildir. Huzur,bütün bunların içinde bile, kalbimizin sükün bulup huzura ermesidir.
- Başarısız mıyım? Hayatta hedeflediklerine ulaşamamış bir adam herkesin akıl danıştığı dostuna anlatır bu durumunu... Dostu "Dönerken kütüphaneye uğra New York Times'ın 1970 almanağının 930. sayfasına bak." Adam kütüphaneye uğrar büyük heyecanla almanağı açar, 930. sayfada beyzbol istatistikleri vardır. Ty Cobb 3.67 vuruşla bu alanda en iyi olduğu yazıyordur. Adam anlamaz arkadaşını arar, yanlış olmasın der. Arkadaşı "Ty Cobb rekoru halen elinde tutuyor ama o bile 3 atıştan birine doğru düzgün vurabilmis." Adam, anladım der beklentileri daha düşük tutmalı...
- Hayatın bir parçasına bakıp da hayatın tamamı hakkında karar vermekten kaçının.
- Uykuya dalmış bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak toprağa tohum atmak gibidir. Ahmaklık ve bilgisizlik yırtığı yama tutmaz.
- Kuma yazı yazmak... İki samimi arkadaş çölde giderken nedensiz bir şekilde tartıştılar. Biri birine tokat attı. Tokat yiyen adam kuma "bugün arkadaşım bana tokat attı" yazdı. Küs küs giderken tokat yiyen adam farkında olmadan bataklığa battı. Daha derine giderken arkadaşı gelip kurtardı. Bu sefer adam bir kaya buldu ve elindeki bir taşla kayaya " Arkadaşım hayatımı kurtardı" yazdı. Arkadaşı birinde neden kuma ve neden kayaya yazdığını sordu. Adam "Dostum yaptığın hatayı kuma yazdım ki rüzgar çıkınca silinsin ki yine iyi olalım, İyiliğini kayaya yazdım ki o yazı silinmesin, hep hatırlatayayım ve kalbimden hiç çıkmayasın"
- Karşılaştığın her insana, o insan dünyadaki son gününü yaşıyormuş gibi davran.
- Ben kendime hep şunu derim dedi büyük teyzesine. "Her gününü, o gün hayattaki son gününmüş gibi yaşa." Loretta Teyze ise; "Çok güzel" dedi ve ekledi: " Ben de kendime şunu derim: Karşılaştığın her insana, o insan dünyadaki son gününü yaşıyormuş gibi davran."
- Devesiyle çölde yol almakta olan bir bedevi bir tepeyi geçtiğinde, güçlükle yürüyen, sıcakta dudakları kurumuş bir adama rastladı. Issiz çölde susuzluktan perişan olmuş adam bedeviyi görünce, su istedi. Bedevi devesinden indi, adama su verdi. Suyu kana kana içen adam. Birden bedeviyi iterek yere yuvarladı ve hemen deveye atladığı gibi kaçmaya başladı. Bedevi arkasından bağırdı: "Tamam, deveyi al. git! Ama senden bir ricam var. Sakın bu olayı kimseye anlatma!" Bedevinin bu istegini tuhaf bulan hırsız, biraz duraklayıp: "Neden?" diye sordu, "Eğer anlatırsan," dedi bedevi, "bu olay heryere yayılır ve insanlar çölde muhtaç birini gör düklerinde asla yardım etmezler."
- Şeyh Sadi-i Şirazî, küçüklüğünde aldığı bir hayat dersini şöyle anlatıyordu: Bir gece ibadet etmek niyetiyle, babamla birlikte geç vakte kadar oturmuştum. Bir ara pencereden dışarıya baktığımda, komşu evlerin karanlık olduğunu görerek: "Baba" dedim. "Ne olurdu şu evdekiler de kalkıp iki rekat gece namazı kılsalardı. Ölü gibi yatıyorlar." Babam: "Canım oğul." diye cevap verdi. "Halkı çekişti receğine, keşke sen de uyusaydın!"
- Herkeste akıl var ama onu kullanmak için eğitim gerekiyor...
- Zengin bir baba hallerinin ne kadar iyi olduğunu oğluna göstermek için onu bir köye götürür. Dönüşte oğluna sorar, gezi nasıldı? Oğlu cevap verir: "Bizde bir onlarda dört köpek var. Bizim bahçede havuzumuz var onların ise uzun dereleri. Bizim lambalarımız var onların ise sayısız yıldızları. Bizim çimenlerimiz bahçe duvarına uzanıyor onlarınki ise ufka uzanıyor. Çocuk devam etti: "Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için teşekkür ederim babacığım."
- Huzur hiçbir sıkıntı veya gürültünün olmadığı yer demek değildir. Huzur, bütün bunların içinde bile kalbimizin sükun bulup huzura ermesidir...
- “Ben kendime hep şunu derim” dedi büyük teyzesine. “Her gününü, o gün hayattaki son gününmüş gibi yaşa.” Loretta Teyze ise: “Çok güzel” dedi ve ekledi: “Ben de kendime hep şunu derim: Karşılaştığın her insana, o insan dünyadaki son gününü yaşıyormuş gibi davran.”
- Ve anladım ki, hayatımızın önemli anları bizi, biz farkında olmadan, çoğunlukla da önemsiz diye düşündüğümüz bir anda yakalar...
Kalbini İyileştirmek İster Misin? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Siyah ve Beyaz iki köpek: Kızılderili Reis'in kulübesinin önünde siyah ve beyaz 2 köpek yıllarca durmaktaydı. Küçük torunu bunları görünce bilgece tavırla "Dede senin kulubeni 1 köpek koruyabilir, bu siyah ve beyaz köpekleri neden tutuyorsun" diye sorar. Bilge reis "Bunlar benim için simge evlat. İyiliğin ve kötülüğün simgesi. Aynen bu köpekler gibi iyilik ve kötülük içimizde duruyorlar, mücadele ediyorlar" Çocuk şaşkınlıkla; "Yaaa peki hangisi kazanıyor" Bilge Reis gülümsemeyle cevap verir. "Hangisi mi evlat? Ben hangisini beslersem o kazanıyor... İyimser olmak suç ve saflık değildir, İçindeki çocuğu öldürürsen mutsuzluğa mahkum edersin kendini" (Osman Berk)
Kısa kısa hikayeler insana unuttuğu değerleri hatirlatip,kendini değerlendirme fırsatı sunuyor... "Karşılaştığın her insana o insan dünyadaki son gününü yaşıyormuş gibi davran" (H a t i c e)
Hayat sürprizlerle doludur.: Kalbin yaralarına dokunan hikayelerden oluşuyor. Bazen hüzün bazen de mantık ön plana çıkıyor. Mesela bir alıntı : "Ve anladım ki, hayatınızın önemli anları bizi, biz farkında olmadan, çoğunlukla da önemsiz diye düşündüğümüz bir anda yakalar." yazar/Metin-Karabasoglu (Mantık)
Kalbini İyileştirmek İster Misin? PDF indirme linki var mı?
Metin Karabaşoğlu - Kalbini İyileştirmek İster Misin? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kalbini İyileştirmek İster Misin? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Metin Karabaşoğlu Kimdir?
1964 yılında İzmir’in Tire ilçesinde doğdu. Yazı hayatı, ilkokuldan önce başladı. Ablasına bakarak yazmayı öğrendikten sonra yazdığı ilk yazısı, başlığıyla birlikte sadece iki cümleden ibaretti: “Allah kimleri sever? Allah doğru yolda gidenleri sever, eğri yolda gidenleri sevmez.” (Aradan geçen bunca zaman içinde yazdıklarıyla, hâlâ daha bu iki cümlenin açılımını yapmaya çalıştığını düşünüyor.)
Yazı hayatı bu kadar erken başlamakla birlikte, kendisinde bir yazı kabiliyetine olduğuna ikna olması ortaokul ikinci sınıfta gerçekleşti. ‘Bakmak ve görmek’ farkını bir bahçe üzerinden anlatan yazısına, aynı zamanda okul müdürü olan Türkçe öğretmeninin verdiği karşılık “Dikkat et, sen yazar olabilirsin!” şeklindeydi. (Nitekim, dikkatsizliği yüzünden yazar oldu!)
Yazı hayatı bakımından yaşadığı üçüncü önemli dönemeç ise, lise yıllarının başında Risale-i Nur okumaya başlamasıydı. Bu okumalarla birlikte, ilkokuldan itibaren meslek olarak belirlediği ‘mühendislik’ten uzaklaştı ve lisenin ‘Matematik’ bölümünü bitirdiği halde yazı hayatında ilerleyebilmek için İstanbul’u ve Siyasal Bilgiler eğitimini seçti. Bu arada, henüz lise üçte iken ülke genelinde satışı yapılan bir gazetede üç yazısı yayınlanmış durumdaydı.
1991’de üniversiteye kaydolmak için İstanbul’a geldiği Eylül gününde önce Cağaloğlu’na ayak bastı ve o ayağını bir daha başka bir yere kaldıramadı. Üniversite yılları ile Yeni Asya Araştırma Merkezi ve Köprü dergisi arasında mekik dokuyarak geçti. Yazı hayatı için ‘okulu asmayı’ ise doğru bulmadığı için, üniversite eğitimini, geride hiç ders bırakmadan, okulu üç yıl sekiz ayda tamamladı. Arkadaşları maliye, mülkiye, hariciye sınavlarına girerken, o henüz yirmibir yaşında editörü ve kapak dosyalarının yazarı olduğu Köprü dergisi için çalışmayı tercih etti. Sonuçta, hiç memurluk ve amirlik yapmadı. Bundan sonraki hayatı editörlük-yazarlık denklemi içinde, kendi tabiriyle ‘okuryazar’ olarak geçti. İz Yayıncılık’ın kuruluş heyecanını yaşadı. İnsan Yayınları ve Zafer Yayınlarında editörlük yaptı. Karakalem’i kurdu. Halen Nesil Yayın Grubunun genel yayın danışmanı olarak görev yapıyor ve çok zor yazan biri olarak geriye dönüp baktığında yazmış olduğu yirmialtı kitabı görünce, bu kitapları ne zaman yazdığını bir türlü çözemiyor…
Metin Karabaşoğlu Kitapları - Eserleri
- Oyuncak Tamirhanesi
- Kur'an Okumaları 1 - Kalbimizin Baharı
- Ruh Bakımı
- Peygamberin Bir Günü
- Kur'an'la Yaşayanlar
- Kur'an Okumaları 5 - Kısa Surelerin Sınırsız Dünyaları
- Küçük Şeyler
- Kur'an Okumaları 2 - Henüz İnmemiş Âyetler
- Sizin Yıldızınız Kim?
- Gece Yürüyüşü
- Kertenkele Çukuru
- Melekleri Ürkütmeden
- Hadis Okumaları 1 - İlim Şehri
- Kur'an Okumaları 3 - Firavun'a Gideceksin
- Medeniyetin Arka Sokakları
- Risale Okumaları 1 - Keşif Yolculukları
- Geldim Gördüm Sordum
- Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri
- Düşünceler
- Mucize Avcısı
- Hadis Okumaları 2 - Hakikatin Dengesi
- Risale Okumaları 2 - Büyük Buluşma
- O'nu Tanıdıkça Mutlu Olacaksın
- Kalbini İyileştirmek İster Misin?
- Sonsuzluğun Işığı Seni Aydınlatsın
- Gölgeler ve Işıklar
- Şefkat Yolu
- Peygamberin Kardeşleri
- Seni En Mutlu Günlere Götürebilirim
- Risale Okumaları 5 - Geleceğe Dönüş
- Gelenekle Gelecek Arasında Bediüzzaman
- Yollarda
- Tehlikeli Denemeler
- Saykal
- Risale Okumaları 4 - Varolmanın Neşesi
- Yol Arkadaşım Olur musun?
- Asl-ı Saadet
- Doğruya Doğru
- Hadis Okumaları
- Kur'an Okumaları - 1
- O'na Doğru:Esma - i Hüsna Yazıları
- Kemalizm’in Alfabesi
- Sufi'nin Dünyası
- Neden Başörtüsü
Metin Karabaşoğlu Alıntıları - Sözleri
- … ‘para’ ve ‘mal’ cinsinden gerçekleşen hırsızlık ve yolsuzluk üzerinde bu kadar hassasiyetle durulurken, en büyük hırsızlığın farkına dahi varılmıyor. (Gölgeler ve Işıklar)
- Ancak, görebildiğim kadarıyla, bir beldede huzurevleri inşasına başlanmışsa, o beldede huzur ortadan çekilir hale gelmiş demektir. Huzurevleri ve bir de çocuk esirgeme yurtları, hakkı kuvvete veren, bu yüzden de kuvvetsizleri veya kuvvetten düşenleri horlayan bir medeniyetin icatlarıdır. İnsanlar îşu asr-i enaniyet'te yalnız kendi nefisleri ve kendi menfaatleri için çırpınırken, çocuklar da ayakbağı olarak gözükür, yaşlılar da... (Gece Yürüyüşü)
- Insanların dünyasında gerçekten "akıldan çok akıl veren var." (Kertenkele Çukuru)
- "Ölmeden önce ölünüz." (Hadis Okumaları 1 - İlim Şehri)
- "Sorun" değil, "soru" dur gençliği tanımlayan. (Sizin Yıldızınız Kim?)
- Ruhumuzun inşirah bulması, ayaklarımızın durduğumuz yerden kaymaması, kalbimizin sükûn ve sükûnetle kuşanması için, nice zamandır her nasılsa ihmal ettiğimiz bir büyük dostu, kâinatı hatırlamamız ve onunla yeniden kucaklaşmamız gerekiyor (Şefkat Yolu)
- Müslüman kimliğinin heyecan ve coşkuyla ifade olunacağı müstakbel bir zamanın mevcut olduğunu görüyorum; bilvesile, bunu da belirtmek isterim. (Yollarda)
- Kula yakışan, galiba ' Tek kusurumuz, kusursuzluk' türünden çok kusurlu bir söylem değil; tam aksine, her an hataya ve kusura açık olduğumuzu bilmek. Ve, 'İnsanlar helak oldular.' ile başlayan nebevi ikazın 'İhlaslı olanlar da büyük tehlike içindedirler.' uyarısıyla son bulduğunu unutmadan, velev ki ihlaslı olunsun, 'büyük bir tehlikeye açık olduğumuzu görmek. Ve bir hata sadır olduğunda onun hata olmadığını izaha kalkışmak yerine; dürüstçe 'Ben bir kulum. Acizim, zayıfım, nefis sahibiyim. Hata edebilirim, Allah beni affetsin ' diyebilmek. (Gölgeler ve Işıklar)
- "Sabah olup gün ışıyınca, halk gece yol alanları över." Hz. Ali (Gölgeler ve Işıklar)
- İmana ve İslam'a hizmet yolunda herkesin bir günü olduğunu düşünüyorum...Ve hakikat dairesinde yer alan herkesi ister tam ortada dursun ister en uç köşede son derece değerli ve önemli biliyorum..o gün gelene kadar ise her birimizin kendini değersiz ve gereksiz bilme talihsizliğine dusmeksizin sebat edip istidadımızı geliştirmemiz gerekiyor....... (Asl-ı Saadet)
- "Gördüğüm herşey, görmediğim Allah'a inanmayı bana öğretiyor." -Ralph Waldo Emerson (Mucize Avcısı)
- "Benim sünnetimi beğenmeyen benden degildir" ikazı.... (Hadis Okumaları)
- Ehl-i dinin kadim problemidir söylem-eylem uyuşmazlığı. Açık toplum ister, kapalı cemaat yapıları kurar. Dışarıya karşı özgürlük talep eder, 'içerideki' özgürlük taliplerini kapı dışarı eder. Yönetim ve yargı mekanizmalarından gelen bir sansüre haklı olarak itiraz eder ama kendi içinde haksız olarak sansür uygular. (Risale Okumaları 5 - Geleceğe Dönüş)
- Bir Kur'ân talebesi olarak Bediüz zaman'ın dikkat çektiği gibi , “ Vahy - i Kur'ân , hayat - ı kâinatın ruhudur ve şuur - u kâinatın aklıdır . Eğer kâinattan Kur'ân gitse kâinat divane olacak ve küre - i arz kafasını , aklını kaybedecek Belki , şuursuz kalmış olan başını bir seyyareye çarpacak , bir kıyameti koparacak . " (Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri)
- "Madem hayat Allah'ın güzel isimlerinin nakışlarını gösterir, hayatın başına gelen her şey güzeldir." Said Nursi (Geldim Gördüm Sordum)
- İmanî şefkat, suçlu bile olsa, insana insan gibi davranmayı emretmiyor muydu? 'İnsaniyet-i kübra' idi İslâmiyet; o halde, insaniyete sığmayan haller imana hiç sığmıyor değil miydi? (Medeniyetin Arka Sokakları)
- “Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini harama kapasınlar, ırzlarını da korusunlar. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah onların yapmakta olduklarından haberdardır.” (Kur'an Okumaları - 1)
- Gözümüzü bürüyen o Avrupai ileri gitmişliğin ardında koca bi dünyanın ahı var. O göz alıcı maddi refah, ayda on dolar karşılığı kömür ocaklarında günde oniki saat calıştırılan insanların sırtında gerçekleşti;bugün de , bu kez Çin'de, Vietnam'da, Kamboçya'da boğaz tokluğuna çalıştırılan "küresel emek gücü " sayesinde devam ediyor. O gözümüzü bürüyen arabaların gerisinde ise, sömürge savaşlarında öldürülen insanların kan izi bulunuyor. (Peygamberin Kardeşleri)
- Bir tarafta, ilk yapıp en mükemmel yapma gibi --Resûl'-i Ekrem aleyhissalâtu vesselam haricindekiler için-- geçerli olmayan bir şık var, ki biz bu iddiaya girsek, bir şey yapamaz hale geliyoruz. Öte tarafta ilk olduğu için eksikleri olan şeyler yapma, ama bunu 'mükemmel' görme gibi bir zaaf var; bu takdirde de, ilk yapılanı en mükemmel gördüğümüz için gene kemâle doğru gitmiyoruz. Üçüncü ve bizim için en makul şık olarak ise, ilk yapmak, yapılanın ilk yapılan olarak eksiklikler taşıdığını görmek, hem kendi başımıza onu gözden geçirebilmek gem dışarıdan gelen teklif ve tenkidlere açık olmak, böylece ikinci, üçüncü, dördüncü adımlarda kemal merdiveninde bir basamak daha ilerlemek var. (Risale Okumaları 2 - Büyük Buluşma)
- Fıtratın marufu olmayan, yani insanın yaratılışında karşılığı bulunmayan bir şey, insanlık âleminde kök salmaz. (Kur'an Okumaları 5 - Kısa Surelerin Sınırsız Dünyaları)