diorex
Dedas

Kambur - Necati Tosuner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kambur kimin eseri? Kambur kitabının yazarı kimdir? Kambur konusu ve anafikri nedir? Kambur kitabı ne anlatıyor? Kambur kitabının yazarı Necati Tosuner kimdir? İşte Kambur kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 28.02.2022 10:00
Kambur - Necati Tosuner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Necati Tosuner

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053605096

Sayfa Sayısı: 208

Kambur Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir pencereden izlenen şimdiki zaman, öteki pencerenin önünden geçerken değişiyor, Kambur'da ilk gün son güne dönüşerek akıp gidiyor. Necati Tosuner'in bu kitabında anlattığı öyküler çekinerek, gizlenerek, kaçarak, umuda dair bir küçük çıkış yapamadan yaşamanın öyküleri... Yılgınlık içinde oyalanırken yine de umut bilinmedik bir yerden çıkıp geliyor, satırlara yerleşiyor. Ama umutla şımartılmayı isteyen kişi, kendini durmaksızın yanıltan umuttan da bunalıyor...

Ortalıkta yaygın ve yapışkan dolaşan umudu görüyorum. İspirto kokusu gibi mavi. Sarıyor. Korkuyorum. Söyle, beni yanıltmadığın oldu mu hiç? Diyorum, bulaşmayayım. Bırakmıyor. Ben ürktükçe inatlaşırmış gibi, sarıyor. Hani, beni aramışsın, işte, umut... Bakmışsın, taş duvarda bir tutam dal yeşillenmiş. Bir cami avlusunda, yüksekte ve oymalar arasında, umut da öyle yeşillenir. Hiç ummadığın bir yerde ve anda... Ama, ben bu işten usandım, umut yeşertmeyi bıraktım artık. Erken soluyor. Doyamadan. Ve kalıyorsun kendi başına, -hiç de hoş şey değil doğrusu. Bir baygınlık gibi basıyor umutsuzluk. Eziyor. Bende ezilecek ne kaldı? Eziyor.

Necati Tosuner, yaşamı sadece katlanarak sürdürmenin nasıl bir kamburluk olduğunu anlattığı öykülerden "İki Gün"le TRT Öykü Başarı Ödülü'nü de kazandı...

(Tanıtım Bülteninden)

Kambur Alıntıları - Sözleri

  • "Kitaplarınıza büyük değer veriyor olmalıydınız!" "Nasıl vermem?..." dedi. "Onlar benim çocuklarım falan gibi bir şeydi..."
  • Bir şey kazanacak olmasak da, bir şey başaramayacak da olsak, direniş ne güzeldir. Ellerimizi uzatmayalım derim ben, yumruklarımız sıkılsın.
  • Dost gibi gelir. Birdenbire gelir, umuttur. Bir küçük umuttur, dağ devirir. Düşer içine, yakar tutuşturur.
  • Sevdayı öreceğim. İncinmeye gelmez sevdayı ve umursamaz yalnızlığı ve kavruk acıyı sevdiğim...
  • “Anlamıyorsun.Seni seviyorum ve yaşadığımız bir şeye yarasın istiyorum,anlamıyorsun.”
  • Dost gibi gelir. Birdenbire gelir, umuttur. Bir küçük umuttur, dağ devirir. Düşer içine, yakar tutuşturur.
  • Mithat Bey, serinlerim diye yakasını açmıştı pencereye karşı, -ki pencereden serinlik değil, bezgin bir sıcak doluyordu içeri. Doğrusu, Mithat Bey de terledi mi, iyi terliyordu ve dikiyordu boyalı gazozu. Hiç de kötü adam değildir ya, onda çoğu aman bir ateştir yükselir. Karşısındakine kendisiyle nasıl da ilgilendiğini belirtmek istermiş gibi bir şey... Hani, biraz gö çıkarır bu. Geçende:    "Ne o, daldın yine..." dedi bana. "Karadeniz'de mi battı, Akdeniz'de mi?.."    Böyle anlarda, yüzüne bir yamadır gelir, yayılır. Aman, her şeyi öyle de bilir ki...    "Nerde olması önemli mi?.." dedim.    
  • Bir şeyler yapmam gerekiyor. Beni kurtarıcı, değişik bir şey... Günün birinde bunu başaracağımı ve bu çemberi kıracağımı umuyorum. Bilmem, belki biraz kolay düş kuruyorum. Üç beş günlük düşler... Sonra az az soğuyor, yerine bir yenisi, bir sıcağı...
  • “Biliyorum,ölçümüzden taşkın bir giysidir sevda bize,akar üstümüzden.Aksın.”
  • Koşmak istiyorum. Bir beter, bir bulaşıcı hastalıktan kaçarcasına koşmak... Koşamam. Bırak koşmayı, ben bu insanların içinde hızlı yürümekten bile kaçındım.
  • Bir şeye çok dikkat ederken, birçok şeyi kaçırıyorum. Ben, insanların bakışlarına ve ayağımı onlardan gizlemeye dikkat ettim hep. Bu yüzden, daha, bir fırtına nasıl yaklaşır, bilmiyorum.
  • Öğrenmiştim, yaşamanın benim için altını kara kara çizdiği yerleri ve kimilerinin "alınyazısı" dediği şeyi.
  • sanki, o son umut kırığı yüreği daralttığında, çevrede avunmalık bir şeyler eşeleyerek -ne bileyim, bir şeyler uydurarak kendi kendime işte, o gün havanın iyi ki güzel gittiği ya da bulvara serçelerin birer ikişer dönmeye başladığı gibilerden- oyalanmalara, alttan almalara vurmayacak mıyım yine? daha bir kötü ve daha bir acımasız bir yeni sıkıntıya doğru, sonu hep yalanlı düşlere aldanarak, korkarım bu böyle sürecek.
  • "Sen mi?" diyorum kendime. "Sen mi?" "Ben ya... Ben... Beğenemedin mi?.." İşte bunu çok seviyorum, kendimle dalga geçmeyi.

Kambur İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hikaye olarak beni etkilemese de dili etkiledi . Bir iç sıkıntısı ancak bu kadar şiirsel anlatılabilirdi. Monologlar da çok başarılıydı bence. Ama umut dolu bir insandan ziyade derdi olan ,derdiyle barışmak için sürekli kendiyle konuşan bir insanın halini anlatıyor. #necatitosuner #kambur (İlknur öztulum)

Dil ve Anlatımda Özgünlük: Şiirsel bir dil kullanan yazar; duygu karmaşıklıkları ve düşünce değişikliklerini başarıyla yazıya aktarılmış. Bazen bir hikâye bazen de bir manzum hikâye havasında akıyor. Hüzünlü aşklara dolanan bir yaşamın karamsar tezahürünü görüyoruz bu eserde. (Berker, Emre)

Yazarın bedensel bir sıkıntısı var. Üstelik bu sıkıntı toplumsal yaşamında başka sıkıntılara da sebep olmakta. Ancak o bu sıkıntılar altında ezilip ne püskürüyor okuruna, ne de ajite ediyor bu durumu. Yalnızca görülsün, bilinsin istiyor. Çünkü ancak böyle farkedilebilir... ve farkedildiğinde sıkıntıları da ancak hafifleyebilecektir. Bunu da doğrudan, ilk elden yapmıyor. Okurun çıkarımına bırakıyor. Hem de yalın.. ama her biri ince ince hesaplanmış söz dizimleriyle. Kolay okunur öyküleri... ama öyle kolay kolay unutulmaz! (ruşyena)

Kitabın Yazarı Necati Tosuner Kimdir?

Necati Tosuner (d. 1944, Ankara), Türk roman ve öykü yazarı.

"İki Gün" adlı öyküsüyle 1970 TRT Sanat Ödülleri Başarı Ödülünü, Sancı... Sancı... adlı romanıyla 1978 Türk Dil Kurumu Roman Ödülünü, "Armağan" adlı öyküsüyle 1997 Haldun Taner Öykü Ödülünü, Güneş Giderken adlı öykü kitabıyla 1999 Sait Faik Hikâye Armağanını ve Kasırganın Gözü adlı öykü kitabıyla 2008 Attilâ İlhan Roman Ödülünü kazanmıştır.

Necati Tosuner Kitapları - Eserleri

  • Kambur
  • Özgürlük Masalı
  • Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi
  • Sancı.. Sancı...
  • Çıkmazda
  • Güneş Giderken

  • Yakamoz Avına Çıkmak
  • Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!
  • Sisli
  • Kasırganın Gözü
  • Yalnızlıktan Devren Kiralık
  • Dayım Balon Olmuş
  • Çılgınsı

  • Sen ve Kendin
  • Çırpınışlar
  • Necati Tosuner Sokağı
  • Keleş Osman
  • Dur Bakalım Petek
  • Kitabın Adı
  • Korkağın Türküsü

  • Arda'nın Derdi Ne?
  • Bana Sen Söyle
  • Elde Kitap
  • Sisli ve Sonrası
  • Yaz Sevenler Kış Sevenler

Necati Tosuner Alıntıları - Sözleri

  • "Günler bizim değildi, biz günlere tutsaktık." (Özgürlük Masalı)
  • “ Öyle ya çocukluktan sonra hiç şapka takmadın sen.Niçin?.. o kısacık boyunla görünüşünde bir matraklık olmasın diye şapkadan hep uzak durdun çünkü” (Sen ve Kendin)
  • Dost gibi gelir. Birdenbire gelir, umuttur. Bir küçük umuttur, dağ devirir. Düşer içine, yakar tutuşturur. (Kambur)
  • "Bir Werther'in olsun ister miydin?" (Sancı.. Sancı...)
  • "Ama her acımanın içinde, kötü bir "kader"in kendine rastlamayışının sevinci vardır." (Özgürlük Masalı)
  • Çiçek getirmiş bana. Papatya. Hani, yersem mideme bir şey olmasın. (Güneş Giderken)

  • "Sen yokken de, ben sanki hep seni sevmiştim." (Necati Tosuner Sokağı)
  • Bensi Bana beni sevmediğini söyleme. Daha ağırını bulursan söyle. (Yakamoz Avına Çıkmak)
  • "Bir küçük umut ışığı tepelerin ardında batıyor, akşam oluyor. *Bugün de geçti... Gelmedi.*" (Özgürlük Masalı)
  • “Zamanı yaşamadan, zamanı aşmayı daha kimse başarabilmiş değil.” (Güneş Giderken)
  • Kulaklarımda gümbürdeyen sessizlik. Yalnızlık. (Kasırganın Gözü)
  • Uğraşıyorsun, uğraşıyorsun olmuyor. Kendin hep kaderin oluyor. Boyun eğmişsin kendine. (Sen ve Kendin)
  • Özüne dönmeye gidiyorsan umduğundan uzun süreceğini biliyor olmalısın.. (Çırpınışlar)

  • “Seversen yürekten sev. Koparsa, yürekten kopsun!” (Yakamoz Avına Çıkmak)
  • Bir şey kazanacak olmasak da, bir şey başaramayacak da olsak, direniş ne güzeldir. Ellerimizi uzatmayalım derim ben, yumruklarımız sıkılsın. (Kambur)
  • O zamanlar, bir öküz olduğumu bilmiyordum daha. (Çılgınsı)
  • "İyi insanlardan belki herkese iyilik gelmez, ama kötü insanın herkese olabilir kötülüğü." (Korkağın Türküsü)
  • "Uzun ve cefalı yılların toplamı: Acılar ve ölümler.. bitmeyen ölümler.. genç öldürümler. Yıkımlar. Kim kendine hesap veriyor ki?.." (Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!)
  • ACI YAĞMUR Bir zamandır ablam. annemin kafayı üşüttüğünü söylüyordu. Ben pek üzerinde durmadım. Evet, ablam da haklı. Yaşlı bir kadınla her gün aynı evde olmak kolay değil. Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara. Biraz kaynattık işte, eskilerden filan... Artık kalktım gidiyorum, elini öptüm annemin. "Oğlum, bir daha gelişinde anneni de getir..." dedi. İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı. Ablamın yüzüne bakmadan kaçarcasına çıktım evden. Yağmura sığındım dışarıda. (2004) (Yakamoz Avına Çıkmak)
  • "Kaçsan kaçacak yer yok, gitsen gidecek yer..." (Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!)

Yorum Yaz