Kan Çiçekleri - Ngugi Wa Thiongo Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kan Çiçekleri kimin eseri? Kan Çiçekleri kitabının yazarı kimdir? Kan Çiçekleri konusu ve anafikri nedir? Kan Çiçekleri kitabı ne anlatıyor? Kan Çiçekleri PDF indirme linki var mı? Kan Çiçekleri kitabının yazarı Ngugi Wa Thiongo kimdir? İşte Kan Çiçekleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ngugi Wa Thiongo
Çevirmen: Seda Ağar
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9786053143864
Sayfa Sayısı: 480
Kan Çiçekleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kenya’da kavurucu sıcak ve kuraklığa terk edilmiş yoksul, geri kalmış bir köy: Ilmorog. Masumiyetin ve unutulmuşluğun simgesi Ilmorog... Ve Ilmorog’u kendilerine yurt edinmek üzere gelen dört yabancı: Abdulla, Wanja, Munira ve Karega. Herkes gibi onların da bir hikâyesi var. Onlar kendi hikâyelerini, gerçekleşmemiş hayallerini, yarım kalmış düşlerini, en çok da kendilerini geride bırakıp yeni bir başlangıç yapmak istiyorlar. Binbir güçlük ve mücadeleyle sömürgeciliği topraklarından defetmiş ve bağımsızlığını kazanmış bir Afrika ülkesinin, Kenya’nın “tutunamayanları” onlar... Ilmorog ise hem bir sığınak hem de bir son durak...Ancak el değmemiş hiçbir şey bırakmamaya ant içmiş kapitalizmin, bu saklı cenneti keşfetmesi de uzun sürmeyecektir. Nitekim, sahne hızla değişir. Saflığın ve kendi kaderine terk edilmişliğin sembolü eski Ilmorog gitmiş, yerine, kapitalizmin açgözlüce yağmaladığı, masumiyetini yitirmiş yeni bir Ilmorog gelmiştir. Yeni Ilmorog’da her şey mümkündür. Cinayet de...
(Tanıtım Bülteninden)
Kan Çiçekleri Alıntıları - Sözleri
- Hepimiz fahişeyiz; gasp, talan, eşitsizlik ve asaletsizlik üzerine inşa edilmiş bir dünyada, birileri yiyebiliyorken, birilerinin yalnızca ırgatlar gibi çalışabildiği; birileri çocuklarını okula gönderebiliyorken, birilerinin gönderemediği; insanlar açlıktan kıvranırken ya da kafalarını kilise duvarlarına vurarak açlıklarına son verecek ilahi bir kurtuluş umarken, bir prensin, bir monarkın, bir işadamının milyarların tepesinde oturabildiği bir dünyada, toprağına bir kez olsun ayak basmamış bir adamın, New York ya da Londra’daki ofisinde oturup ne yiyeceğime, ne içeceğime, ne okuyacağıma, ne düşüneceğime ve ne yapacağıma, sırf yeryüzündeki yoksulların ellerinden alınmış milyarlar yığınının tepesinde oturuyor diye karar verebildiği bir dünyada, artık hepimiz fahişeyiz. Hapishanede insanlar olduğu müddetçe ben de hapishanedeyim, aç kalan ve üstü başı olmayan insanlar olduğu müddetçe ben de açım, ben de çıplağım.
- “Avrupa'dan gelen yabancı kurnazdı. Topraklarını, alın terlerini ve servetlerini almış, onlara da, yanında getirdiği yenilip içilemeyen paranın gerçek servet olduğunu söylemişti!”
- Öylesine değersiz ve öylesine çocukça olan hikâyesini anlatarak, kendisinden bir parçayı başkalarına emanet etmiş olduğunu, bu durumun da onları kendisine karşı güçlü kıldığını düşünüyordu hâlâ. Edebiyat Kan Çiçekleri, Ngugi Wa Thiongo
- “Misyoner, imanı ve ışığı olan kâr arzusu ile koruyucusu olan silahla denizleri ve ormanları aşıp gelmiştir. Kendisi İncil'i taşırken, asker silahı taşımaktadır, idareci ve yerleşimcinin elindeyse para vardır. Hıristiyanlık, Ticaret, Medeniyet: İncil, Para, Silah. Kutsal Üçlü.”
- "Benden Siyah profesörler tarafından yazılmış kitaplar istedin. Kendin bir hükme var istedim. Eğitimciler, edebiyatçılar, aydınlar, bunlar sadece seslerden, yansız olmayan, gaipten gelen seslerden ibarettirler. Ama her biri belli grubu ve çıkarı temsil eder. Bir sesten yayılan sözcüklerin doğruluğundan emin mi olmak istiyorsun, önce o sesin kime ait olduğuna bir bak. Ses yalnızca sahibinin, efendisinin ihtiyaçlarını, isteklerini, kaprislerini ussallaştırır. Bu yüzden de, efendisinin zekâsı kimin hizmetinde, bunu bilmek gerekir. İşte o zaman sözlerinin manasını hakkıyla değerlendirebilirsin. Ya mücadele eden halka hizmet edersin ya da halkı soyanlara. Soyulan ve soyanın olduğu, yaşlı adamın Sinbad'ın sırtından inmek bilmediği koşullarda, ne yansız bir tarih ne de politika söz konusu olabilir. Öğrenmek istiyorsan, etrafına bir bak ve tarafını seç."
- Ne zaman içimizden biri hor görülse ya da aşağılansa, en küçüğümüz bile olsa, hepimiz aşağılanmış ve horlanmış oluruz çünkü bu, insan olmakla ilgili bir şeydir.
- İnsanlar, şehirde ve başka yerlerde, fazlasıyla tok karınlarıyla yiyip içiyor, gülüyor ve sevişiyorlardı. Burada ise açlıktan ve gıdasızlıktan baygınlık geçiriliyordu.
- Sloganları ya da herhangi bir sağlam dayanağı olmayan deyişleri işine nerede gelirse orada kullanabilirsin. Demokrasi, Özgür Dünya sözleri mesela, tam karşıtlarını ifade etmede kullanılıyorlar.
- Yalnızca savaşın kasıp kavurduğu zamanlarda büyümüş olanlar kalplerinin derinliklerinde bir yerlerde savaşların hiç sona ermeyecegini, değişime uğrayarak başka başka biçimlerde yaşamaya devam edeceğini bilirler.
- Güneyde ağaçlar Tuhaf meyveler verirler Yaprakları kanlı Siyah bir gövde sallanır Güney melteminde Tuhaf bir meyve Sarkar kavak ağaçlarından
- ...1şeyin başka 1şeye yol açması tuhaf...
- Çocuklarımıza, onları sevmekten alıkoyacak her şeyden nefret etmelerini ve özgürce sevmelerini mümkün kılacak her şeyi sevmelerini öğretmeliyiz.
- Neden sömürgeci yerleşimciler ve onların polis gücü gençlerin peşine düşmüşlerdi? Tarlalarını ekip biçsin, ineklerine göz kulak olsunlar diye. Avrupa'dan gelen yabancı kurnazdı. Topraklarını alın terlerini ve servetlerini almış, onlara da, yanında getirdiği yenilip içilemeyen paranın gerçek servet olduğunu söylemişti.
- Munira onu fahişe diyerek aşağılamak istediğinde, Karega ona fahişeliğin tanımının değişmiş olduğunu hatırlatır: "Hepimiz fahişeyiz" der. "Toprağına bir kez olsun ayak basmamış bir adamın, New York ya da Londra'daki ofisinde oturup ne yiyeceğime, ne içeceğime, ne okuyacağıma, ne düşüneceğime ve ne yapacağıma, sırf yeryüzündeki yoksulların elinden alınmış milyarlar yığının tepesinde oturuyor diye karar verebildiği bir dünyada, evet, böylesi bir dünyada, hepimiz fahişeyiz."
Kan Çiçekleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kan Çiçekleri, Kenyalı yazar Ngugi Wa Thiong’o’dan okuduğum ikinci kitap. Daha önce yazarın aslında ilk yazdığı ancak Weep Not, Child eserinden sonra yayımlanan Aradaki Nehir kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Kan Çiçekleri, yazarın ileri dönem eserleri arasında yer alıyor ve çok daha sert ve cesur bir metin. Yazarın fikirleri daha bütünlüklü, oturmuş bir biçimde, daha ince işlenmiş bir kurguyla görülüyor bu eserinde. Kenya’nın kurak bir köyüne yolu düşen birkaç insanın bir yandan burada yaşadıklarını, diğer yandan da geçmişlerine giderek bugüne nasıl geldiklerini anlatıyor. Kitap, bu köyde işlenen bir cinayet soruşturmasıyla başlıyor ve düğümler biraz yavaş da olsa çözülerek sona ulaşıyor. Elbette arka planda ülkenin acı dolu tarihi var ama bu tarihi anlatırken yazar, hiç çekinmeden ve oldukça gerçekçi bir şekilde eleştiriyor sömürgeciliği, dünya düzenini ve kapitalist sistemi. Bir yandan çarpıcı kurgusuyla okura dokunurken diğer yandan gerçekleri tüm sertliğiyle yüzüne vuruyor. Yazarın fikirlerini, bunları aktarış biçimini, dilini çok sevdim. Kan Çiçekleri çok ama çok beğendiğim bir roman oldu. Yazarın diğer eserlerini de edinip okuyacağım. Aradaki Nehir’in yazarla tanışmak için iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Sonrasında Kan Çiçekleri’ni de okumak hem yazarı, hem o coğrafyadan bir yazarın kaleminden Kenya’nın tarihini daha yakından tanımamı sağladı. Aynı zamanda da edebi açıdan da oldukça doyurucu bir eser okudum. Farklı kültürlerle ilgili eserlerden hoşlananlara, Afrika edebiyatına ilgi duyanlara ya da toplumcu gerçekçi eserlerden hoşlananlara mutlaka tavsiye ederim. (İpek Dadakçı)
#1001kitap~~~: BU YAZARI MUHAKKAK OKUYUN Her yıl Nobel'e aday gösterilen Ngũgĩ wa Thiong'o dan okuduğum 3.kitap olan "Kan Çiçekleri" yine benim için en güzel kitaplardan 1iydi henüz hiç Afrika edebiyatı okumadiysaniz kesinlikle bu yazarla tanışın derim yazarın "Aradaki Nehir" kitabı başlangıç için en iyi kitaplardan 1i... "Kan Çiçekleri" kitabı İlk kez 1977'de yayınlandığında büyük 1etki yaratarak yazarı Kenya hükümeti tarafından suçlama olmaksızın hapse attiran ve hapsedilmesi büyük 1yanki oluşturup ve dünyanın dört 1yanında gazeteler davaya dikkat çekerek James Baldwin, Toni Morrison, Donald Barthelme, Harold Pinter ve Margaret Drabble gibi insan hakları grupları, akademisyenler ve yazarlar tarafından protestolar düzenlendi. Kitabın konusu, yabancılara ait 1fabrikanın 3yöneticisinin cinayetiyle başlayan kitap, Kenya’nın kavurucu sıcak ve kuraklığında yoksul, geri kalmış 1köy olan Ilmorog yani masumiyetin ve unutulmuşluğun simgesi Ilmorog (tüm yaşananları içim acıyarak okudum)... Ve Ilmorog’u kendilerine yurt edinmek üzere gelen ve aynı zamanda cinayetle suçlanan 4yabancı: Abdulla, Wanja, Munira ve Karega. Herkes gibi onların da kendilerine göre 1hikâyesi var, gerçekleşmemiş hayalleri, yarım kalmış düşleri ve kendilerini geride bırakarak yeni 1başlangıç yapmak isteyen insanlar. Bin1güçlük ve mücadeleyle sömürgeciliği topraklarından atmış ve bağımsızlığını kazanmış 1Afrika ülkesinin yani Kenya’nın “tutunamayanları”... Kenya tarihine de tanıklık ederek, saflığın ve kendi kaderine terk edilmişliğin sembolü eski Ilmorog gitmiş, yerine, kapitalizmin açgözlüce yağmaladığı, masumiyetini yitirmiş yeni 1Ilmorog oluşarak, yeni Ilmorog’da her şey mümkün hale gelir zira sahne hızla değişmiştir, kapitalizmin köleleriyle... Bağımsız Kenya'daki hayal kırıklığıyla ilgili bu romanın görünen sahnesinin altında yatan bazı durumlarla basit 1hikaye gibi görünen "Kan Çiçekleri", 3.dünya ülkelerinin görünürdeki 1resmi olup, merak uyandıran konusu ve Afrika'ya dair durumlarla pek de yabancısı olmadığımız!!! insanı düşündüren bazen de aslında acı ama neyazikki alıştığımız durumlara göz kırpan 1roman... "Kan Çiçekleri" ölmeden önce okunması gereken 1001kitaptan 1i olup kesinlikle yine çok severek okuduğum 1kitap oldu, tavsiyemdir, bana Afrika edebiyatını sevdiren yazarla muhakkak tanışın derim kulliyatinda okumadığım tek kitabı da okuyarak yeni kitabının çevrilmesini 4gözle bekliyorum zira Kenyalı yazar Ngũgĩ wa Thiong'o ne yazsa okurum ben... (Ayşe...)
çok güzel bir livaneli şarkısıdır malum ama aynı zamanda, anadilde yazılmış bir (bkz: ngugi wa thiong'o) şaheseridir. merkeze aldığı hikaye yanında anlattığı afrikadan insan hikayeleri, yoksulluğun, sömürgeleştirilmenin tarihi müthiş detaylarla kendine yer bulmuş. alkolle aranız iyiyse, okurken istemsizce bira içmek isteyeceksiniz :) (blntylv)
Kan Çiçekleri PDF indirme linki var mı?
Ngugi Wa Thiongo - Kan Çiçekleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kan Çiçekleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ngugi Wa Thiongo Kimdir?
İngilizce ve son zamanlarda Giküyü dilinde eserler veren Kenyalı yazar. Sanatçının çalışmaları arasında romanlar, oyunlar, kısa öyküler, denemeler, eleştiriler ve çocuk öyküleri yer almaktadır. Sanatçı, Gikuyu dilindeki Mutiiri adlı gazetenin kurucusu ve editörüdür. Bunun yanında Kenya'da kaldığı hapishaneden 1977'de çıktıktan sonra sürgüne yollandı. Gittiği Abd'de Yale Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Daha sonraları ise New York Üniversitesi'nde de aynı görevde çalıştı. Öyle ki bir süre sonra bu üniversitede karşılaştırmalı edebiyat ve performans dalında profesörlük düzeyine yükseldi
Kamiti adlı cezaevindeyken, kendine verilen tuvalet kâğıdının üzerine Caitaani mũtharaba-Inĩ (Devil on the Cross) adındaki Gĩkũyũ dilinde verdiği ilk çağdaş romanını yazdı
Ngugi Wa Thiongo Kitapları - Eserleri
- Aradaki Nehir
- Bir Buğday Tanesi
- Kan Çiçekleri
- Kargalar Büyücüsü
- Zihni Sömürgeden Azad
- Öze Dönüş
Ngugi Wa Thiongo Alıntıları - Sözleri
- Sloganları ya da herhangi bir sağlam dayanağı olmayan deyişleri işine nerede gelirse orada kullanabilirsin. Demokrasi, Özgür Dünya sözleri mesela, tam karşıtlarını ifade etmede kullanılıyorlar. (Kan Çiçekleri)
- İnsanlar, şehirde ve başka yerlerde, fazlasıyla tok karınlarıyla yiyip içiyor, gülüyor ve sevişiyorlardı. Burada ise açlıktan ve gıdasızlıktan baygınlık geçiriliyordu. (Kan Çiçekleri)
- Kendilerine hayrı dokunanları Tanrı da gözetir, denir servet ve pozisyon sahibi başarılı insanlar için, ama kendilerine düşen maddi payı asla çoğaltamadan her gün çalışan ve açlıktan kıvranan binlercesi unutulur. (Bir Buğday Tanesi)
- Yalnızca hakikat sizi özgür kılacaktır. (Kargalar Büyücüsü)
- Düşünceler, sözcükler olmayınca, çıkışı olmayan buhar gibidir. (Kargalar Büyücüsü)
- Bir kimse yoksulluk ve okumamışlığın dayattığı tecrit edilmişlikten nasıl kurtulabilirdi? (Zihni Sömürgeden Azad)
- Yaşam, bitkilerin, hayvanların ve insanların yararlandığı müşterek bir ırmaktır. (Kargalar Büyücüsü)
- “Yaşamak, insana asla huzur vermeyen vahşi bir hayvanı arayıp durmanın getirdiği tuhaf boşluktan mi ibaretti?” (Aradaki Nehir)
- “Baskılanmış bir halk için eğitim her şeye yetmiyor.” (Aradaki Nehir)
- “Avrupa'dan gelen yabancı kurnazdı. Topraklarını, alın terlerini ve servetlerini almış, onlara da, yanında getirdiği yenilip içilemeyen paranın gerçek servet olduğunu söylemişti!” (Kan Çiçekleri)
- Hepimiz fahişeyiz; gasp, talan, eşitsizlik ve asaletsizlik üzerine inşa edilmiş bir dünyada, birileri yiyebiliyorken, birilerinin yalnızca ırgatlar gibi çalışabildiği; birileri çocuklarını okula gönderebiliyorken, birilerinin gönderemediği; insanlar açlıktan kıvranırken ya da kafalarını kilise duvarlarına vurarak açlıklarına son verecek ilahi bir kurtuluş umarken, bir prensin, bir monarkın, bir işadamının milyarların tepesinde oturabildiği bir dünyada, toprağına bir kez olsun ayak basmamış bir adamın, New York ya da Londra’daki ofisinde oturup ne yiyeceğime, ne içeceğime, ne okuyacağıma, ne düşüneceğime ve ne yapacağıma, sırf yeryüzündeki yoksulların ellerinden alınmış milyarlar yığınının tepesinde oturuyor diye karar verebildiği bir dünyada, artık hepimiz fahişeyiz. Hapishanede insanlar olduğu müddetçe ben de hapishanedeyim, aç kalan ve üstü başı olmayan insanlar olduğu müddetçe ben de açım, ben de çıplağım. (Kan Çiçekleri)
- ...Dünya yoksulluğunun üzerine dikilmiş o büyük dünya sarayını yıkın ve yeni 1yeryüzünün, yeni 1dünyanın temellerini atın. Yeryüzünde hüküm süren "sefalet içinde saltanat" felsefesine son verin... (Öze Dönüş)
- " (...) taş ocağında kendini üzerine bir sürü motif oyulmuş tabureyi düşünürken buldu. Birkaç dakikalık dinlenme arası geldiğinde hâlâ aynı ruh halindeydi. Gatu'nun yanına oturdu. Gatu'nun yüzü asıktı. 'Ne oldu?' diye sordu Gikonyo. 'Yok bir şey.' Gözlerini taş ocağının ötesine, uzaklara dikmişti. Bir şey düşünüyor gibisin diye ısrar etti Gikonyo, aklında az önce hayal ettiği motifi döndürürken. 'Artık düşünecek ne kaldı?' 'Özgürlük!' dedi Gikonyo. " (Bir Buğday Tanesi)
- ...Bugünün dünyasında günden güne genişleyip derinleşen iki uçurum mevcut: Ilki, ekseriyetle Batılı uluslardan oluşan varlıklı grupla fakir uluslardan -ağırlıklı olarak Afrika, Asya ve Latin Amerika ulusları- oluşan çoğunluk arasındaki uçurum... (Öze Dönüş)
- Erkeklerin hiçbir özellikleri yoktu, onlar yalnızca kadınların heves ve ihtiyaçlarını karşılamak için vardılar. (Bir Buğday Tanesi)
- ...Kendine inanma, gücün başlangıcıdır... (Öze Dönüş)
- Halkımız için özgürlüğün şarkısından daha güzel bir şarkı var mı? Doğrusu, bunu çok uzun, uykusuz geceler boyunca bekledik. Bizden öncekiler, bugün güneşi görmek için yaşayan bizler ve hatta yarın doğacak olanlar bu festivale katılmalı. (Bir Buğday Tanesi)
- Eğitim; insanların engellerin üstesinden gelmek yahut insanlar olarak dış dünyanın doğa yasalarına ilişkin derin bir bilgi edinmek adına, yetenek ve kudretlerine güvenmelerini sağlamak şöyle dursun, onlara gerçeklik karşısında yeteneklerini, acziyetlerini, iş göremezliklerini ve hayatlarına hükmeden şartlara karşı hiçbir şey yapamayacaklarını hissetirme eğilimi içerisinde bulunmaktadır. Onlar gittikçe kendilerine ve doğal, sosyal çevrelerine daha fazla yabancılaşırlar. (Zihni Sömürgeden Azad)
- Öğretmenlik soylu bir meslekti ve bu mesleği icra edenler şan şöhretle işi olmayan, kendilerini özveriyle hizmet etmeye adamış, tevazu sahibi kimselerdi ki bu tüm yurttaşlar için örnek teşkil etmeliydi. (Kargalar Büyücüsü)
- İnsan, bir sözcük yada bir eylemin gücüne inanmadığı sürece o sözcük yada eylemden şifa bulamaz. (Kargalar Büyücüsü)