diorex

Kanser Koğuşu - Aleksandr Soljenitsin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kanser Koğuşu kimin eseri? Kanser Koğuşu kitabının yazarı kimdir? Kanser Koğuşu konusu ve anafikri nedir? Kanser Koğuşu kitabı ne anlatıyor? Kanser Koğuşu PDF indirme linki var mı? Kanser Koğuşu kitabının yazarı Aleksandr Soljenitsin kimdir? İşte Kanser Koğuşu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.06.2022 17:00
Kanser Koğuşu - Aleksandr Soljenitsin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aleksandr Soljenitsin

Çevirmen: Gönül Suveren

Çevirmen: Özay Süsoy

Yayın Evi: Altın Kitaplar

İSBN: 3990000020234

Sayfa Sayısı: 567

Kanser Koğuşu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kanser Koğuşu; Her insanın hayatında, unutulması imkânsız, umutsuzluk anları vardır. 

Ama insanların bu durumdaki tutumları öylesine farklıdır ki!..

Kanser Koğuşu'nda, insanların kültürlerine, öğrenim durumlarına, dünya görüşlerine göre hastalıklar ve büyük acılar karşısındaki davranışları dile getirilmek istenmiştir.

Herkesin kişiliğinin mihenk taşıdır bu hastalık. İnsanların ruh durumları, bu ruh durumları içinde aşkları, birbirine dayanışmaları, ölüme giden insanların birbirine takındıkları insancıl tavır bu şaheserde başarıyla yansır.

Kanser Koğuşu Alıntıları - Sözleri

  • Hayat karışık, öyle karışıktı ki... Nereye dönerseniz dönün aynı karışıklık vardı.
  • İnsanoğlu anlaşılmaz bir yaratıktır. Neden insan mantıklı, tutumlu olarak tanımlanmak zorundadır?
  • Eksik olan; hayatın kendisine sağlam bir temel sağlayan, kararlı, bilinçli bir süreklilikti.
  • Kimi arıyacağım, kiminle paylaşacağım hayatımın kederli kalbini?
  • Bir insan, yaşayan her insan için olumsuz ve kuşku çekici bir şeyler bulabilir çünkü herkes bir şeyden suçludur ya da bir şey saklıyordur.
  • "Hiç kimseye güvenilmiyor."
  • "Niçin? Niçin okuyayım, yakında hepimiz ölecek olduktan sonra?" ... "İşte bu yüzden acele etmen gerekiyor ya, çünkü yakında öleceksin."
  • "Aptallar öğretmeyi, akıllılar ise öğrenmeyi sever."
  • Güçlü, sağlıklı ve iyi olduğumuz sürece mucizeleri gülerek karşılarız; ama hayatımız, bizi ancak bir mucizenin kurtaracağı şekilde umutsuzca yıkılsın ya da tökezlensin, o zaman mucizeye, yalnız ve yalnız o harikulâde mucizeye inanırız.
  • İki bin yıl konuşmak ya da yetmiş beş yıl bağırmak için harcanan enerji ancak bir fincan suyu kaynatabilir. O da su kaynarken ısının kaybolması şartıyla. Gevezeliğin ne faydası olduğunu siz hesaplayın.

Kanser Koğuşu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabın dili ve konusu beni bir türlü kitabın içine almadı, çok inat ettim okuyabilmek için fakat daha fazla okuyamadım. Kitap çok yavaş ilerliyor, sürekli başa sarıyor, konu bir türlü ilerlemiyor. (Zeynep Mzc)

Yazar ile kitap arasında sıkı bir bağlam var. Kitap İkinci dünya savaşı sırasında geçiyor. Bir kanser koğuşundaki insanların geçmiş yaşamlarını, gelecek yaşamlarını , kanser ile mücadelelerini , birbirleri ile olan siyasal ve psikolojik ilişkilerini ele alıyor. Tarihe pek ilgim olmadığı için kitap beni başlarda çok fazla sıktı çünkü bazı şeyleri anlayamıyordum fakat kitap sayesinde merakım arttı. Kitabın ortalarından sonuna kadar akıcılık artıyor. O kadar güzel betimlenerek anlatılmış ki olaylar , karakterlerin düşüncelerini,acılarını , öfkelerini hissediyorsunuz ve kendinizi direk olay yerinde buluyorsunuz. Kitabın iki üç yeri beni gerçekten sarstı. Bu sarsıntı ters köşe olmakla ilgili değil tamamen insanı duygulardan ileri geliyor. Fakat okuyacak olanlara ipucu vermek istemiyorum. (Selin Alagöz)

Yeni basımı olmadığı için 1970 basımı kitabın çok kötü kopyalanmış pdf formatını e-kitap okuyucusuna yükleyip çok zor şartlarda okuyup bitirebildim. İmla hataları, dizgi sorunları, dipnotlara ulaşamama gibi sorunları da aşıp kitabın sonunu gördüğümde böyle bir eserin yeni baskısının olmamasını bir talihsizlik olarak gördüm. Yazar, farklı kesimlerden ve farklı entelektüel düzeye sahip bir grup kanserli hastanın bir hastane koğuşundaki yaşamlarından bir kesiti verirken, II. Dünya Savaşı ertesi ve Stalin'in ölümü sonrası kendisine bir yön arayan savaş gibi bir travmayı henüz atlatamamış Rus toplumunun, dönemin bürokratik ve gitgide yozlaşan sosyalist devlet düzeninin ve sovyet sağlık sisteminin eleştirisini yaparken devleti yönetenleri de yerden yere vuruyor. Çaresizce ölümü bekleyen hastaların, Tolstoy'un, "İnsan Neyle Yaşar" ya da "İnsan ne için yaşar" adlı kitabından alıntılarla bu sorulara cevap arayışlarını, ölümü akıllarına getirmek istemedikleri halde bir şekilde hayata tutunabilmek için verdikleri mücadeleyi ve tedavilerini yürüten doktorlar ve diğer sağlık personeli ile olan ilişkilerini Nobel almış bir yazara yakışan bir üslup ve güzellikle vermiş ki -anlamadığımdan değil, cümlelerin güzelliğinden- bazı paragrafları dönüp dönüp tekrar okudum. Kitapta Rus Edebiyatı ile ilgili yorumlar, göndermeler de var. İsterse spoiler olsun! Beşyüz küsür sayfalık kitabın en çarpıcı sahnesi; Daha 20 yaşına dahi gelmemiş meme kanserli bir genç kızın hasta memesini açıp bir diğer hastaya emdirmesi ve bir taraftan ağlarken bir taraftan da "Yarın ameliyat olacağım, bir gün sonra kesilip bir et parçası olarak çöpe atılacak. İlerde birisini bulup evlenebilirsem yani biri beni bu halimle kabul edip alırsa doğacak çocuğum bunu yapamayacak" demesiydi. İnşallah yeni basımı yapılır ve bu kitabı bir kez daha okuyabilirm. (Cevat Bayhan)

Kanser Koğuşu PDF indirme linki var mı?

Aleksandr Soljenitsin - Kanser Koğuşu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kanser Koğuşu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aleksandr Soljenitsin Kimdir?

11 Aralık 1918’de Kislovodsk’ta doğdu. Babası o doğmadan önce hayatını kaybettiğinden öğretmen olan annesi tarafından yetiştirildi. Rostov Üniversitesi’nde matematik bölümünü bitirdi. İkinci Dünya Savaşı’na topçu olarak katıldı. 1945’te yazdığı bir mektupta Stalin’i eleştirdiği için sekiz yıl hapis ve üç yıl sürgün cezasına çarptırıldı. Mahkûmiyeti boyunca iki kere kanser ameliyatı geçirdi. 1956’da serbest bırakılıp Ryazan’a yerleşmesine izin verildi. Burada matematik öğretmenliği yaptı. 1962’de, Stalin döneminin çalışma kampı koşullarını eleştirdiği İvan Denisoviç’in Bir Günü’nü yayımladı. Roman, toplumda büyük tepkiye yol açtı ve kısa süre sonra SSCB hükümeti tarafından toplatıldı. Soljenitsin 1970’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü fakat SSCB’nin baskısından korktuğu için ödül törenine katılamadı. 1973’te Fransa’da basılan, SSCB’nin tutuklama, sorgulama ve infaz yöntemlerini anlattığı Gulag Takım Adaları, vatana ihanetle suçlanmasına ve tutuklanmasına sebep oldu. Vatandaşlıktan çıkarılarak ülke dışına sürüldü. Önce İsveç’e giderek Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı, ardından ABD’ye yerleşerek yazmaya devam etti. Sovyet hükümeti vatandaşlığını iade edince 1994’te Rusya’ya döndü. 3 Ağustos 2008’de Moskova’da hayatını kaybetti. Diğer önemli eserleri şunlardır: Ağustos 1914, Kreçetovka İstasyonu’nda Bir Olay, Rus Sorunu.

Aleksandr Soljenitsin Kitapları - Eserleri

  • İvan Denisoviç'in Bir Günü
  • Kreçetovka İstasyonu'nda Bir Olay - Matriyona'nın Evi
  • Kanser Koğuşu
  • Gulag Takım Adaları
  • Matriona'nın Evi
  • İlk Çember
  • Ağustos 1914
  • Kreçetovka İstasyonu
  • Gulag Takım Adaları’nın Devamı 2. Cilt
  • Rusya Nasıl Kurtulur?
  • Gulag Takım Adaları Son Cilt
  • Sovyet Liderlerine Açık Mektup ve Yalanla Yaşamayın
  • Dava Uğruna
  • Soljenitsin ve Batı
  • 13 Numaralı Koğuş
  • Kanserliler Pavyonu
  • Sovyet Rusyada Hürriyet Mücadelesi
  • İvan Denisoviç
  • Lenin Zürih'te
  • Seçilmiş Eserleri

Aleksandr Soljenitsin Alıntıları - Sözleri

  • "Insanoğlu biyolojik bir numunedir. .. (Kanserliler Pavyonu)
  • Bir insan, yaşayan her insan için olumsuz ve kuşku çekici bir şeyler bulabilir çünkü herkes bir şeyden suçludur ya da bir şey saklıyordur. (Kanser Koğuşu)
  • Ama sen de bir gün öleceksin usta ! (13 Numaralı Koğuş)
  • ...stalin'i eleştirme cesaretinde bulunmuştu solzhenitsyn. 1945 temmuzunda özel bir gizli polis mahkemesinde sekiz yıl küreğe mahkum edildi. bu cezasını kısmen kamplarda, kısmen de moskova'daki özel hapishanede tamamladı. kamplardaki hayatını ''ivan desinoviç'in hayatında bir gün'' adlı eseri yansıtmaktadır. moskova özel hapishanesinde edindiği tecrübeler ise ''ilk çember'' adlı romanına malzeme teşkil etmiştir... (Dava Uğruna)
  • Herkes kendini evrenin Merkezi Sanar, ne kadar insan varsa o kadar Merkez var demektir (Gulag Takım Adaları)
  • Yanlış deyim kullandımsa, aynı şeyi iki kere yazdımsa, fikirleri biribirine iyi bağlayamadımsa ,lütfen bağışlayın : Rahat bırakıldığım tam bir yılım yoktu. .. (Gulag Takım Adaları Son Cilt)
  • Gerçeği söylemek demek, özgürlüğe yeniden hayat kazandırmak demektir. Modaya, menfaatlere ve baskılara aldırmadan gerçeği söylemek. Bildiğini söylemek, doğru olmak ve onu durmadan tekrarlamak. (Soljenitsin ve Batı)
  • Dostoyevski, genel ve eşit oy sistemini "XIX. yüzyılın en budalaca buluşu" diye kabul ediyordu. (Rusya Nasıl Kurtulur?)
  • "Aptallar öğretmeyi, akıllılar ise öğrenmeyi sever." (Kanser Koğuşu)
  • Dahi olan, zorbaların hoşuna gitsin diye yorum yapmaz! (İvan Denisoviç'in Bir Günü)
  • Yarım nesil sonra çocuklarımızın bizi birer sorumsuz mirasyedi gibi lanetleyeceğine şüphe yoktur. (Sovyet Liderlerine Açık Mektup ve Yalanla Yaşamayın)
  • Yani halk için bilgi edinmiş ve elinde kitap dudaklarında bilgi ,yüreğinde sevgi ile halka doğru ilerleyen bir insan .... " (Ağustos 1914)
  • Bu alçaklar çağında Her yerde , her ülkede Insan ya zalim , ya hain, ya mazlum ! (Kanserliler Pavyonu)
  • Komünizm bir mitos öyle mi? Rusların ve Ukraynalıların, berikiler kadar ötekilerin de 1918'den başlayarak, Çeka'nın zindanlarında gerçekliğini fizik olarak yaşadıkları bir mitos. Volga vadisinde, tohumluk olarak saklanan en son taneye kadar el konmuş ve Yirmidokuz Rus Hükümetini 1921-1922'deki ölümcül açlığa teslim etmiş bir mitos. Ukrayna'yı, 1932-1933'ün aynı acımasızlıktaki açlığına alçakça yuvarlamış bir mitos. (Rusya Nasıl Kurtulur?)
  • ...1970 sonbaharında solzhenitsyn aleyhine yürütülen kampanya, bir diğer büyük rus yazarına yapılan baskıların hatırlanmasına yol açıyordu: isveç akademisi tarafından 1958'de aynı şekilde mükafatlandırılmış olan boris pasternak... (Dava Uğruna)
  • "Kin gözyaşlarını kurutur." (Gulag Takım Adaları Son Cilt)
  • Özgürlük, insanlığın sonu olmalı. Ne yazık! (İlk Çember)
  • "Ama utanıyorum işte. Yerini yurdunu bırakmış insanlardan..." (Kreçetovka İstasyonu'nda Bir Olay - Matriyona'nın Evi)
  • ...knorozov gibi insanlar, sözde ''dâvâ uğruna'' ağaçları kesmekte, su depolarını kirletmekte veya ihtiyaç duydukları ufacık bir parçayı elde edebilmek için pahalı âletleri tahrip etmektedirler. kısacası, sütün kaymağını yemektedir onlar... (Dava Uğruna)
  • Dualar da şikâyet dilekçesi gibidir. Ya yerine ulaşmaz ya da ulaşsa bile red cevabıyla geriye çevrilir. (İvan Denisoviç'in Bir Günü)

Yorum Yaz