Kaos Lordu - Robert Jordan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kaos Lordu kimin eseri? Kaos Lordu kitabının yazarı kimdir? Kaos Lordu konusu ve anafikri nedir? Kaos Lordu kitabı ne anlatıyor? Kaos Lordu PDF indirme linki var mı? Kaos Lordu kitabının yazarı Robert Jordan kimdir? İşte Kaos Lordu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Robert Jordan
Çevirmen: Niran Elçi
Orijinal Adı: Lord of Chaos
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9789752731059
Sayfa Sayısı: 1080
Kaos Lordu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Rand al’Thor yönlendirebilen erkekleri topluyor. Efsanevi, erkek Aes Sedailer geri mi dönecek?
Aes Sedai hizipleri Yenidendoğan Ejder üzerinde güçlerini deniyorlar.
Rand al’Thor çekiç ile örs arasından sağlam kurtulabilecek mi?
Salidar Aes Sedaileri yeni önderlerini seçiyor. Yeni Amyrlin, Aes Sedaileri Son Savaş’a hazırlayabilecek mi?
Mühürler zayıflıyor. Şafakla Gelen hazır olana dek dayanacaklar mı?
Robert Jordan, ‘Kaos Lordu'nda, beklenmedik olaylar ve sürprizlerle okuyucuyu yakalamayı yine başarıyor.
Kaos Lordu Alıntıları - Sözleri
- Dünya nasılsa öyle yüzleşmek gerekirdi onunla, nasıl olmasını dilediğiniz de değil.
- Ateş, kan ve Tek Güç’le geçen bir gün, kehanetin öngördüğü gibi, lekesiz kule kırıldı, unutulmuş simgeye diz çöktü. Aes Sedailerin ilk dokuzu, Yenidendoğan Ejder’e sadakat yemini etti ve dünya sonsuza dek değişti.
- Bırak ölüler huzura ersin, sen yaşayanlarla ilgilen
- Onurunun kıymetini ve görevinin derinliğini kim kendisinden daha iyi bilebilirdi ki?
- Zorunlu olmadığın sürece asla bir kadını dürtükleme. Seni bir erkekten daha çabuk, daha küçük bir sebep için öldürür; arkandan ağlayacak bile olsa.
- Dilenci olarak gelmişse, ne gerekiyorsa onu söylemeliydi insan.
- " Bir erkekten özür dilemenin en iyi yolu, " dedi Breane, " onu bahçenin gizli bir köşesine götürmektir. "
- -iki insanın bir ömür boyunca uyumlu kalmasına inanmak mantıksızdı-
- Her zaman dilediğimizden daha fazla korkarız, ama her zaman beklediğimizden daha cesur olabiliriz.
- Herkes başka herkes kadar cesur olmayabilirdi, ama korkaklık rezillikti.
- "Talih onu inişe zorladığı zaman bir budala sızlanır ancak, ama talihin onu yukarılara çıkarmasına sızlanmak için gerçek bir budala olmak gerekir. Benim bilmek istediğim eskiden ne olduğun değil, hatta şimdi ne olduğun bile değil. Bilmek istediğim, içinde ne taşıdığın..."
- Eylem ve bilgi konusunda dört kuralı vardı. *Düşman hakkında ögrenebileceğin kadarını öğrenmeden asla plan yapma. *Yeni bilgi aldığında planlarını değiştirmekten asla korkma. *Asla her şeyi bildi gine inanma. *Ve asla her şeyi bilmek için bekleme.
- Çayır'da, Badeçay'dan biraz ötedeki iki bayrak direği çatıların üzerinden görülebiliyordu. Birine, Perrin'in simgesi olan, kırmızı çerçeveli kırmızı kurt kafası bayrağı çekilmişti. Diğerinde, Manetheren'i simgeleyen, kanat açmış kızıl kartal bayrağı asılıydı. Manetheren iki bin sene önce, Trolloc Savaşları'nda silinmişti, ama bu topraklar o ülkenin bir parçasıydı ve İki Nehir bu bayrağı neredeyse bağıra çağıra dalgalandırıyordu.
- Bugün kötüyse, yarın, olmazsa öbür gün daha iyi olacaktı.
- "Ya onlar ölecek ya da dünya. Işık'ı terk ettikleri gibi, Gölge'yi de terk etmeye ikna edilebileceklerini mi düşünüyorsun?"
Kaos Lordu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
KAOS LORDU || YORUM: Gününüz aydın olsun! Nihayet Kaos Lordu’nu bitirebildim. Tam tamına 18 gün sürmüş okuma serüvenim. Kitabı asla kötüleyemem, tamamiyle benden kaynaklanan sorunlardan dolayı zaman ayıramadım güzelim Zaman Çarkı’na. Hatta öyle dehşet şeyler okudum ki okuduklarımdan şüphe eder hale düşer oldum. Artık her şeyi bekliyorum bu seriden, inanın o noktaya geldim. Her an her şey olabilir düşüncesiyle okumak sizi inanılmaz diri tutuyor hatta. Seriye olan bağlılığım her kitapta bir kat artarken böylesine kalın olmasına ve okuma sürecim hayli uzun sürmesine rağmen beni okumaktan usandırmadığı için sanırım serinin aşığı oldum. Henüz yolun yarısında bile değilim, ama buna rağmen seri bitecek ve karakterlerden ayrılacağım diye yaşadığım hüznü tarif edemem size. Karakterlerle olan samimiyetimiz, yazım tarzının okuyucuya empati yaptırma kuvvetinin yüksek olmasından ötürü öyle derinleşiyor ki sanki can dostum gibi onlarla seviniyor, üzülüyor ve şaşkınlığa uğruyorum yaşadıklarına karşı. Bazen, seri hakkında tüm sözleri söylemişim gibi hissediyorum, her kitaba ayrı ayrı yorum yazmak ve her kitapta bir önceki yorumlardan benzersiz ifadelerle kitabı tasvirlemek gerçekten çok zorluyor insanı. Çünkü daha önceki yorumlarımda da kitabı her türlü ifadeyi kullanarak aktarmaya çalışmıştım sizlere. O yüzden her yeni kitapta kendimi bir parça daha zorlayarak yazmam gerekiyor yorumları. Umarım yeterince keyif alarak okuyorsunuzdur yazılarımı. Neyse devam edelim biz. Bu kitapta öyle şeyler yaşadık ki hala etkisi sürüyor üzerimde. İlk kitaptaki o her şeyden habersiz İki Nehir’de yaşayan karakterlerimiz şimdi hayal dahi edemeyecekler konumlarda görevlerini sürdürürken bizler de onlarla beraber bu maceralarına eşlik ediyoruz. Bu kitapta Göğün Ateşleri’nde neredeyse hiç geçmeyen Min Faile ve Perrin’i bolca olmasa da görebiliyoruz. Faile’e bu kitapta birazcık kızmış olabilirim. Perrin’i canından bezdirmekte epeyce ustalaşmış olduğu için okurken siz de öfkelenebilirsiniz bence. Min’i okumayı ise gerçekten özlemişim. Doğallığı ve samimiyetliyle resmen kucaklıyor sizi. Sempatisinden ötürü üzülmesini hiç istemediğim karakterlerin başında geliyor. Kitapta en çok merak ettiğim ise al’Lan Mandragoran olmuştu. Ama yalnızca bir yerde geçtiği için kitap bittiğinde epeyce üzüldüğümü söylemeliyim. Umarım 7. kitapta daha çok okuyabiliriz. . Kitabın en sonunda nasıl desem; hikayeyi kadimleştiren, efsanevi bir hale bürünmesini sağlayan bir yazma stili var yazarın. İşte o kısma ciddi manada bayılıyorum! Okuduklarınızı daha gerçekçi kılan ama bir o kadar da çağlar öncesinde geçmiş gibi tasvirleyen o anlatım tek kelimeyle muazzam. Artık o kısımları ne kadar seviyorsam iki defa okumadan kapatamıyorum kitabın kapağını, bağımlılık yaptı bende :) . Seriyi ne kadar sevdiğimden bir kez daha bahsetmeden sizlere veda etmek istiyorum. Mutlaka ama mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Sağlıkla kalın! (Zeynep EGE)
Serinin altıncı kitabı biraz durağan başlasa da sonradan çok güzel ilerledi ve karakterlerle ilgili çok şaşırtıcı gelişmeler oldu. Nynaeve'in yalıtılmışlara şifa verme özelliğini keşfetmesi, Egwene'in Amrylin Makamı olması beni en şaşırtanlardı. Ayrıca Rand'ın Galad ile kardeş olduklarını öğrenince de şok oldum. Nynaeve'in tutsak aldığı Terkedilmiş'in sorun çıkaracağı çok belliydi, ondan direkt kurtulması gerekiyordu. * * * Bu kitapla beraber favorim artık Mat oldu. Olver ile baba-oğul ilişkilerini okumak keyif vericiydi. Elayne'den iyice soğudum. Rand'i paylaşmaları, o muhabbetler çok rahatsız etti beni. Perrin-Faile de seriyi okuyan çoğu kişinin aksine sevdiğim bir çift. * * * Yedinci kitapla serinin biraz durağanlaştığını duysam da merakla okumayı bekliyorum. (İrem)
Uzunca inceleyeceğim. Spoiler denen şey bolca olacak yoksa tadı olmuyor. Zaten okusanız bile serinin 1 kitabı bile öyle detaylı ki diğer kitapta ne oldu diye düşünmek zorundasınız. Seriyi okumam uzun sürdü. İşe giden biri için 1200 sayfaya yakın kitap resmen işkence oluyor. Daha doğrusu bu kitap nasıl özetlenir ki. Özeti bile sayfalar tutar. Deneyelim o halde! 5. kitapta ortaya çıkmayan Perrin nihayet ortaya çıktı. Onu bile kitabın ortasında gördük. Faile ile birlikteydi. Bu kitapta Rand'ın en büyük gelişmesi Taim oldu. Onu dizginlemesi ve yeteneksiz adamlardan bir ordu oluşturması için çalıştırması irade isteyen bir durum. Bu irade Rand'ı kitabın en sonunda Aes Sedailerin elinden kurtulmasını sağladı. Eğer Taim gelmeseydi Perrin'in ekibi gerçekten kurtarabilir miydi emin değilim. Şunu da ekleyeyim. Diğer kitaplarda Rand'a yük olan Lews Therin bu kitapta neredeyse akıl hocalığı yaptı. Mat kitap boyu tavernalarda zar atarken, şişelerin dibini de vurmayı ihmal etmiyordu. Rand onu yardım etmesi için kızların yanına gönderdi. Elayne'i aslan tahtına oturtmak istiyordu. Başarılı olduğunu söyleyebilirim. Perrin kurt görüsü gelişmeye başladı hatta çokça ilerlediğini gördük. Egwene tel'aran'rhiod'a bu kitapta çok gitti, geldi. Hatta birinde Gawyn ile sıcak bir temas kuruyordu. Normalde benzeri durumu yaşamak istediğini gösterdi bizlere. Rand'ın kiminle evleneceği konusunda bir fikir ayrılığı vardı. Elayne, Aviendha hatta ben kitabın en başından beri Egwene dedim ama bu şimdilik olmaz. Min yeni doğan ejdere yün kafalı deyip duruyor. O da kendini pek ağırdan almıyor. Nynaeve'in tek hedefi Lan zaten. Ayrıca aralarında 5-6 yaş varmış. İhtimal 4 kişi var ama ben Elayne olduğunu düşünüyorum. Aieller ile ileride ne olur bilemiyorum ama Aviendha ile yattığını diğer kitaplardan biliyoruz. Burada normal Dünya ile kıyaslamayın. İşler çok farklı yürüyor. Rand özetin en başında dediğim gibi bir grup Aes Sedai tarafından kaçırılmıştı. 11 kişilik gruba yolda 2 kişi daha katılınca Rand'ın sevmediği sayıya ulaştılar. Dikkat etse de Aes Sedailer onu kaçırıp, bol bol işkence ettiler. Yalnız bu grup karanlık taraftarı mıydı yoksa Rand'ı dizginlemek için mi kaçırdılar anlaşılmadı. 2.'si üzerinde duruyorum. Loial'ın evlenmesi için annesinin bir dişi Ogierle onu araması kitabın en eğlenceli tarafıydı. Benim fikrim Moiraine'in ölmediğine dair ve yakında büyük savaşta olacaklardır. Lan şuan onu arıyor olabilir. Kitaptaki şok ise Egwene'in Amyrlin makamı olmasıydı. Resmen damdan düşer gibi Anne demeye başladılar. Elaide'yı korkutmak için mi yoksa Egwene'deki cehveri mi kullanmak istediler diğer kitaplarda göreceğiz. Ayrıca ben Rand'ın yakalanmasında Egwene'in parmağı var mı diye merak etmiyor da değilim. Nynaeve şifa verme özelliğinin mükemmel düzeye geldiğini de unutmayalım. Morgase taht için uğraşıyorken ortalık son derece karışmış durumdadır. Konu konuyu açıyor derler ya bu kitabın özeti öyle olacak, bitirmeden önce şu alıntıyı yapayım. Lekesiz kule kırılıyor ve unutulmuş simgeye diz çöküyor. Denizler çalkalanıyor, görünmez fırtına bulutları toplanıyor. Ufkun ötesinde, gizli ateşler kabarıyor ve koyunlarında yılanlar çörekleniyor. Yüceltilen devriliyor, devrilen yüceltiliyor. Düzen kavruluyor, onun yolunu açıyor. Ejder Kehanetleri Tercüme Jeorad Manyard, Yüksek Kral Artur Paendrag Tanreall'in Andor İli Valisi (Emre)
Kaos Lordu PDF indirme linki var mı?
Robert Jordan - Kaos Lordu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kaos Lordu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Robert Jordan Kimdir?
Robert Jordan olarak bilinen James O. Rigney (d. 17 Ekim 1948, Güney Carolina - ö. 16 Eylül 2007), Zaman Çarkı adlı epik fantazya dizisinin yazarıdır.
Karısı ve yayıncısı Harriet ile Güney Carolina'da yaşamaktadır. Jordan yirmili yaşlarının sonunda bu yana yazmaktadır ve farklı isimler altında, farklı türlerde pek çok eser vermiştir. Kullandığı isimler arasında Reagan O'Neal, Jackson o'Reilly ve Chang Lung vardır. Jordan adı altında bir Conan dizisi de yazmıştır.
Robert Jordan yazmaya küçük yaşlarda ilgi duydu. Büyürken ağabeyi sık sık ona bakıcılık yapar, kitaplar okurdu. Ağabeyi ona çocuk kitapları okumak yerine Mark Twain ve H.G.Wells gibi kendi tercih ettiği yazarların eserlerini okurdu. Jordan hikâyelere kendini öyle kaptırırdı ki ağabeyinin bıraktığı yerde beklemek yerine kitapları kendi kendine okumak için sözcükleri çözmeye çalışırdı. Bu büyük yazarlardan kendine ders çıkartan Jordan bir gün kendisinin de hikâyeler yaratacağına karar verdi.
Yazar olacağını daha küçükken bilmesine rağmen Jordan yazmaya ileri yaşlarına kadar başlamadı. Yetişirken okuduğu kurgu romanlara benzer romanlar yazmak için ihtiyaç duyduğu yaşam deneyiminden yoksun olduğunu biliyordu. Bu yüzden kendi kendine bir gün gerçekten yazacağını söyleyerek bekledi.
Bu dönemde Jordan epey deneyim edindi. ABD Ordusu'na katıldı ve Vietnam'da iki dönem geçirdi. Orada geçirdiği zamanda pek çok madalya kazandı. Jordan aynı zamanda South Carolina'daki askeri kolej the Citadel'den fizik diploması aldı ve nükleer mühendis oldu. Sonunda, yirmili yaşlarının sonunda, yaralanarak hastaneye yatan Jordan yaşamın o 'bir gün'ü beklemek için fazla kısa olduğuna karar verdi.
Jordan Zaman Çarkı'nın hikâyesini yazmaya başlamadan çok önce düşünmeye başlamıştı. Hikayenin zihninde beklemesine, yazıya dökmeye hazır hissedene kadar büyümesine izin verdi. Gerçekten de düşündüğü kadar hazırlıklı değildi, çünkü Dünyanın Gözü'nü bitirmesi dört senesini aldı. Ana hikâyeye devam etmeden önce, dünya ile ilgili daha fazla kurgu yapması gerektiğini gördü. Ve sonuçta ortaya çıkan dünya öyle dinamik, öyle karmaşıktı ki neredeyse gerçek gibi görünüyordu.
Dünyanın Gözü yayınlandıktan sonra Jordan uluslararası alanda beğenilen bir fantazya yazarı oldu. Zaman Çarkı dizisi pek çok dile çevrildi.
Jordan yazmadığı zamanlarda avcılık ve balıkçılık yapar, poker, satranç ve bilardo oynar. Antika silahlar, kılıçlar, eski tüfekler, Asya ve Afrika sanatı koleksiyonu yapar. Jordan kendini tarih meraklısı saymakta ve gelecek senelerde yazmaya devam etmeyi planlamaktadır.
16 Eylül 2007 tarihinde, bir yılı aşkın süredir mücadele ettiği hastalık "amyloidosis" yüzünden ölmüştür.
Robert Jordan Kitapları - Eserleri
- Dünyanın Gözü
- Büyük Av
- Yenidendoğan Ejder
- Gölge Yükseliyor
- Göğün Ateşleri
- Kılıçtan Taç
- Kaos Lordu
- Hançer Yolu
- Yeni Bahar
- Kışın Yüreği
- Alacakaranlık Kavşağı
- Düş Hançeri
- Fırtına Toplanıyor
- Geceyarısı Kuleleri
- Işığın Anısı
- The Wheel of Time Companion
Robert Jordan Alıntıları - Sözleri
- Güç, başkalarının sizin ne kadar güçlü olduğunuza inanmalarından gelir. (Yeni Bahar)
- Mat, odada çevresine bakındı, sonra diğerlerine masum masum gülümsedi. Onlardan kuşkulandığını bilmemeleri gerekiyordu. "Neden herkese pis pis sırıtıyorsun?" diye sordu Elayne. (Işığın Anısı)
- Gelenek solmasına izin verilmemesi gereken kıymetli bir şeydir. (Yeni Bahar)
- Ayı kurdu da yense, kurt ayıyı da, kaybeden hep tavşandır. (Dünyanın Gözü)
- Geçmiş, közlerden ve külden ibarettir. (Fırtına Toplanıyor)
- “Gurura verilen zararlar, ete verilen zararlar iyileştikten sonra bile hatırlanır.” (Kılıçtan Taç)
- Bir kadına sinirli olduğunuzu belli ederseniz, üzerine kendi anlamlarını yüklerdi ve duygudaşlık pencereden kaçıp giderdi. (Kışın Yüreği)
- "Her adamın bir yerde ölmesi gerekir." (Yeni Bahar)
- “Başka hiçbir şeye yer olmadığını düşündüğüm kalbimde yer edindin. Benim toz ve taş ektiğim yerde çiçekler bitirdin..” (Gölge Yükseliyor)
- "Yükseklerde, tüm yollar hançerlerle döşelidir." (Hançer Yolu)
- Moiraine’in sakinliğini bozmak için çok şey gerekirdi. (Gölge Yükseliyor)
- Bir kelebek bir dalın üzerinden kanatlarını çırpar ve dünyanın diğer yanında bir dağ yıkılır. (Kışın Yüreği)
- Elindeki elmayı soy, kızım, ağaçtakini değil. (Hançer Yolu)
- “Zamanlar eskisi gibi değil, biz de eskisi gibi olamayız..” (Gölge Yükseliyor)
- Ne dilersen yapabilirsin, çocuğum. Bedelini ödemeye razı olduğun sürece... (Hançer Yolu)
- Ama bugünün doğrusu, yarının doğrusu olmak zorunda değildi. İzleyici bir gündoğumu ile günbatımı arasında doğrunun yüz kez değiştiğini görmüştü. (Kılıçtan Taç)
- Ancak bir aptal, nereden geliyor olursa olsun sağduyuyu reddeder. (Gölge Yükseliyor)
- Onurunun kıymetini ve görevinin derinliğini kim kendisinden daha iyi bilebilirdi ki? (Kaos Lordu)
- Ama bazen tek seçim kötü ile daha kötü arasında oluyordu. (Kışın Yüreği)
- "Çocukların ne zaman büyüyeceğine zaman karar verir Aviendha ve bu zamanda, Yüksek Makam olan bir çocuk artık çocuk olamaz." (Alacakaranlık Kavşağı)