Karabibik - Nabizade Nazım Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Karabibik kimin eseri? Karabibik kitabının yazarı kimdir? Karabibik konusu ve anafikri nedir? Karabibik kitabı ne anlatıyor? Karabibik PDF indirme linki var mı? Karabibik kitabının yazarı Nabizade Nazım kimdir? İşte Karabibik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Nabizade Nazım
Yayın Evi: Kitapzamanı Yayınları
İSBN: 9786051001845
Sayfa Sayısı: 115
Karabibik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
ilk köy romanımızdır! Ertesi gün Karabibik yatağından sıçrayarak kalktığında güneş henüz doğmak üzereydi.Kalkar kalkmaz dolma gibi bir sigara tutuşturdu. Ocak sönmüş, koru bile geçmişti. Huri hâlâ horul horul uyumaktaydı. Karabibik kızını ayağıyla dürterek: "Hey! Huri! Zıpla görem... Gün çıkıyo be... Dihiy..." diye bağırdı. Huri gözlerini yan açarak bir şeyler homurdandı. Sağ yanından sol yanına dönerek babasına sırtını çevirdi. Karabibik'in bu tembel kızla uğraşacak zamanı yoktu. Eski püskü ceketini arkasına taktığı gibi kapıdan fırladı. Hava oldukça ayazdı. Dolunaya yakın bir ay, batı ufkuna doğru inmeye başlamıştı.
Karabibik Alıntıları - Sözleri
- Mümkün değil ben kalbimin bu devamlı çarpıntısından kurtulamayacağım. İşte her zaman böyle ayrılık derdiyle ağlayacak, yazık ki ağlamam bile böyle gizli gizli olacaktır.
- Suç eşekte değil, sahibi olan eşekte!...
- Beklemek, ateşten daha kuvvetli yakar.
- Bir çirkin tebessüm, bir iki bayağı nükte, içinden doğru gelen kısa bir çığlık: İşte ömrünün romanı bundan ibaretti.
- Fakat hayallerinin ufku üzerinde bir karaltı peyda oldu: Para!
- Fakat hayallerinin ufku üzerinde bir karaltı peyda oldu: Para!
- Kabahat eşekte değil, sahibi olan eşekte!
- Derler ki insan her gece rüyasında düşündüğünü görür. Hâlbuki ben her gece onu düşünerek kendimi kaybettim.
- Şu dünyada insan için en kuvvetli ümitlerinin birden bire boşa çıkıverdiğini görmek kadar feci bir eziyet olamazmış.
Karabibik İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İlk Türkçe köy romanı olarak kabul edildiği için Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır. Beş bölümden oluşan eser, roman değil, uzun öykü ya da roman denemesi olarak da sınıflandırılabilir. Toprak sorunu, geçim derdi, insanın doğayla pençeleşmesi, yöresel gözlemle Anadolu gerçeklerimizi yansıtan başarılı bir eserdir. (Çağla Akbaba)
Olayların Antalya'nın Kaş ilçesinin Beymelek köyünde geçtiği romanda kahramanımız Karabibik'in bir çift öküz alma hayallerine ortak oluyoruz. İlk Türkçe köy romanı olarak kabul edildiği için Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır. Toprak sorunu, geçim derdi, yöresel gözlemlerle, o yöreni ağzıyla Anadolu gerçeklerimizi yansıtan başarılı bir eserdir. (yükleniyor...)
Okul yıllarında ismini ezberlediğimiz ilk köy romanımızı yeni okuma şerefine nail olabildim :) İlk realist roman olan kitabımız aslında öykü tadında kısacık bir roman.. Dolayısıyla kitabı eleştirmek ve eksikliklerinden bahsetmemiz anlamsız olur. Çünkü türünün ilk örneği.. Bahsedilen yörenin ağzıyla yazıldığı için kimilerine ağır gelip başlarda sıksa da birkaç sayfadan sonra kesinlikle daha akıcı ve keyifli oluyor kitap. Yalnızca sonuna biraz takıldım :) Fena değildi. İlk köy romanımız olması bile okumak için yeterli sebep galiba.. (Yıldız)
Karabibik PDF indirme linki var mı?
Nabizade Nazım - Karabibik kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Karabibik PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Nabizade Nazım Kimdir?
Nabizâde Nâzım (d. 1862 (?) - ö. 6 Ağustos 1893) Tanzimat dönemi Osmanlı-Türk yazarıdır.
Şiir, anı, hikaye, roman türlerinde ve bilimsel konularda eserler veren Nabizade Nazım, ilk Türkçe gerçekçi köy romanı olarak kabul edilen Karabibikin ve Türk edebiyatındaki ilk psikolojik roman denemesi olan Zehranın yazarıdır.
Nabizâde Nâzım
1862 yılında İstanbulda, Nişantaşında dünyaya geldi. Tam adı Ahmet Nazım idi. Babası Nabi Efendiyi ve annesini genç yaşta kaybetti. Ninesi tarafından büyütüldü. Yadigarlarım' adlı yapıtında anlattığı anılarından öğrenildiğine göre mutsuz bir çocukluk geçirdi.
İlköğrenimini Tophane Mahalle Mektebinde tamamladıktan sonra önce Fevziye Rüştiyesinde sonra Beşiktaş Askeri Rüştiyesinde öğrenim gördü. Okulun İdadi (lise) bölümünü de bitirdikten sonra yüksek öğrenimini Mühendishane-i Berri-i Hümayun (Kara Askeri Mühendis Okulu)'da yaptı. 1884'te topçu mülazım-ı sanisi (topçu üsteğmen) olarak mezun oldu. Öğrenimine Mekteb-i Harbiye-i Şahane (Genel Kurmay Okulu)da devam etti.
İlk yazısını henüz öğrenci olduğu 1880 yılında Vakit Gazetesinde A.Nazım imzasıyla yayımlandı. Bu yazı, Esaret başlıklı bir denemedir. Öğrencilik ve askerlik yaşamının devam ettiği 1880-1890 yıllarını aynı zamanda çok verimli bir yazım adamı olarak geçirdi.
Çok başarılı bir öğrenci olan Nabizade Nazım, 1886da Erkan-ı Harbiye (genelkurmay) yüzbaşısı olarak mezun olduktan sonra kendi okulunda askeri öğretmenlik yaptı; yüksek cebir, istihkam ve topoğrafya dersleri verdi. Keşif ve araştırma yapmak üzere iki yıl Suriye'de görev yaptı. 1890'da İstanbul'a döndü. O yıl, ilk Türkçe gerçekçi köy romanı olan Karabibik adlı eserini yayımladı. 1891de çıkmaya başlayan ve o günlerde bir bilim dergisi niteliği taşıyan Servet-i Fünun Dergisinin ilk yazarlarından birisi oldu.
İstanbula dönüşünden bir süre sonra sevdiği kızla evlendi ancak mutlu bir evlilik yaşamı olmadı. Evlendikten kısa bir süre sonra kemik veremi hastalığına yakalandı. Haydarpaşa Hastanesinde iki yıl kadar tedavi gördü ama iyileşemedi; 6 Ağustos 1893'te öldü ve Üsküdar'da Miskinler Tekkesi yakınındaki mezarlıkta toprağa verildi.
Edebî hayatı
Nabizade Nazım, daha çok romantizm etkiler taşıyan şiirlerini bilimsel konuları işleyen makalelerini, öykülerini Hazine-i Evrak, Mir'at-i Aem , Rehber-i Fünun, Afak, Berk, Manzara gibi dergilerle Tercüman-ı Hakikat, Servet, Mürüvvet gibi gazetelerde yayımlamıştır.
Şiirlerinde ölüm, tabiat, tanrı gibi temleri işledi. Şiirde çok başarılı olduğu söylenemez. Zaten kendisi de bunlara "Heves Ettim" adını vermiştir.
1890 yılında yayımlanan Karabibik adlı uzun hikâye denilebilecek romanı, edebiyatımızda ilk köy romanı olma özelliğini taşır, kendisinin hakikiyyun dediği realist bir eserdir. Zehra (1896) romanı ise bir psikolojik roman denemesidir. Bu romanda Şehzadebaşı tiyatrolarının tulumbacı kahvelerini, kadın kavgalarını gerçekçi bir görüşle aktarmıştır. Eser, bir psikolojik roman kabul edilmez ama Türk edebiyatında psikoloji öğelerinin kullanıldığı ilk roman kabul edilir.
Nabizade Nazım Kitapları - Eserleri
- Zehra
- Karabibik
- Karabibik - Zehra
- Hala Güzel
- Zehra
- Yadigarlarım
- Karabibik ve Diğer Hikayeler
- Karabibik
- Mini Mini Mektepli - Hanım Kızlara
- Karabibik ve Hala Güzel
- Zehra
- Hâlâ Güzel
Nabizade Nazım Alıntıları - Sözleri
- Suç eşekte değil, sahibi olan eşekte!... (Karabibik)
- Sevgiyi yalnız bazı kitaplarda görmüştü. (Zehra)
- İnsanın gönlüne söz geçirmesi kolay değilmiş.  (Hala Güzel)
- İşte en anlamsız, işte en anlamlı kelime. (Hala Güzel)
- Kabahat eşekte değil, sahibi olan eşekte! (Karabibik)
- Sevmek, sevilmek! İşte şu dünyada insanın biraz yüzünü güldüren saadet bu nimetten ibaretti. (Karabibik - Zehra)
- Bu korkunç tabiata karşı aranılan çarelerin hiç birisi çözüm olmadı . Artık herkes de ümidini kesti. (Zehra)
- Aşkı, nefretten doğuyordu. (Zehra)
- Yol alan beyni değil, sadece kalbiydi. (Zehra)
- ...ne olursa olsun mücadeleden ve kendini savunmaktan kesinlikle vazgeçmeyeceğini kararlaştırmıştı. (Zehra)
- ¶¶ (...) sevgiyi yalnız kitap sayfalarında görmüştü. ¶¶ (Zehra)
- Yol kat eden beyni değil sade kalbiydi... (Karabibik - Zehra)
- gökyüzünün denizde yankılanmasından sefa içinde sefa doğar yeryüzünün gökyüzüne varan yankısı ise cana can katar (Karabibik - Zehra)
- İşte aşkın özü! İşte aşk insana böyle aşağılanmayı öğretir. (Yadigarlarım)
- Sevda cihanda neler yapmıyor? Güneşler mi parlatmıyor? Yıldızlar mı söndürmüyor? Âlemler mi icat etmiyor? Dünyaları mı yıkamıyor? Canlar mı yakmıyor? (Yadigarlarım)
- Aşk ve sevda beşerin gönlü için bir mevhibe-i Hüda'dır.* *Allah'ın lütfu (Karabibik ve Diğer Hikayeler)
- Derler ki insan her gece rüyasında düşündüğünü görür. Hâlbuki ben her gece onu düşünerek kendimi kaybettim. (Karabibik)
- Bilirim ki beni medhul sayacaklar olduğu gibi mazur görecekler de vardır. Mamafih benim gerek medhe* gerek kadhe** karşı edecek mukabelem şu söz olacaktır: İnsanım! *övme **yerme (Karabibik ve Diğer Hikayeler)
- Kadınların gönlü oyuncak değildir. (Zehra)
- Zira ay ışığı yapay bir ışığa gerek bırakmayacak kadar güçlüydü. (Zehra)