diorex

Karanlıkta Bir Ninni Struma - Hakan Akdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Karanlıkta Bir Ninni Struma kimin eseri? Karanlıkta Bir Ninni Struma kitabının yazarı kimdir? Karanlıkta Bir Ninni Struma konusu ve anafikri nedir? Karanlıkta Bir Ninni Struma kitabı ne anlatıyor? Karanlıkta Bir Ninni Struma PDF indirme linki var mı? Karanlıkta Bir Ninni Struma kitabının yazarı Hakan Akdoğan kimdir? İşte Karanlıkta Bir Ninni Struma kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.08.2022 06:00
Karanlıkta Bir Ninni Struma - Hakan Akdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hakan Akdoğan

Yayın Evi: Aylak Adam Kültür Sanat Yayıncılık

İSBN: 9786054849529

Sayfa Sayısı: 173

Karanlıkta Bir Ninni Struma Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Unutmak ihanettir. Topluma iradesini kazandırmak da tarihte yaşanan trajedileri unutmamakla mümkündür. Hakan Akdoğan, Karanlıkta Bir Ninni - Struma ile Türkiye tarihinin unutulmaya yüz tutmuş kara yapraklarından bir demeti okurun önüne seriyor. Nazizmin zulmünden kaçarken Karadeniz’in karanlık sularına gömülen Yahudi mültecilerin yakarışları ile 12 Eylül işkencehanelerinden yükselen çığlıkların iç içe geçtiği anlatı, okurları bir kere daha insanlık onurunun, yaşamı savunmaktan geçtiğini düşünmeye sevk ediyor.

Karanlıkta Bir Ninni Struma Alıntıları - Sözleri

  • Başkalarına güç vermesi gerektiğinde insan daha da güçlü oluyor.
  • Sessiz gecelerde komşu evlerden gelen çığlıklar beni delirtiyordu.
  • Yurtsuzluk! Bir yere ait olamama. "Burası benim toprağım," diyememe. Bir kara parçasının, hayali sınırlarla çevrilmiş bir coğrafyanın belirli bir insan grubuna ait olması.
  • Hayat ne garip. Kısa süre içinde tüm koşullar tepetaklak olabiliyor.
  • İnsan, elindekilerin değerini anlamakta neden hep gecikir?
  • Hiçbir gündoğumu eskisi gibi olamaz.
  • Yaşamdaki en zor şeyin bilinmeyenleri anlamlandırmaya çalışmak olduğunu anladım artık.
  • İnsanoğlu bulunduğu her ortamda bir ceza sistemi kurmak zorunda kalıyor. Yoksa olmuyor. Beceremiyoruz yaşamayı.
  • Yavaş ölüm en zoru. Bir anda ölüp kurtulasım geliyor bazen.
  • Çocuklar; öyle habersizler ki dünyanın kötülüklerinden!

Karanlıkta Bir Ninni Struma İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabın adı:Struma Karanlıkta Bir Ninni Yazarın adı:Hakan Akdoğan Sayfa sayısı:152 İkinci Dünya Savaşının yaşandığı yıllarda Köstence'den yola çıkan bir gemi İstanbul açıklarında demir atar. Bu gemi Nazi mezaliminden kaçan Yahudilerle doludur. Bu gemi Struma dır . Bu gemide bir günlük bulunur. Bu günlükte yazılanlar sahibinin başından geçen acı hüzün doludur. Aka bir kaza geçirmiş hastaneye getirimiş tüm eşyaları beraber geldiği arkadaşı Ali Kemal'e verirler. Verilen eşyaların arasında birde günlük vardır. Ali Kemal Bu günlüğü okumaya başlar. Neler yoktur ki günlükte en başta Aka'ya yapılan işkenceler vardır. Ahhhh bu işkenceler ahhhh (SIDIKA TOPAL)

ölmek istemiyoruz Yaşamak İstiyoruz...: Struma'yı ilk Serenatta duymuştum. Biri bahsetmişti bundan; ama pek ciddiye almamıştım. Hitler'i yeni öğrenmiş, Yahudilerden ise yeni yeni nefret etmeye başladığım zamanlardı... Neyse bundan bahsedecek değilim tabii. Sadece üzgünüm. Şu yaşıma kadar bu faciadan habersiz yaşadığım için. Ve bu facia da tarihimiz için büyük bir utançtır... unutulmaması gereken 769 can... Kitap bir araba çarpması bir baş dönmesi ve bir bulantı ile başlıyor. Ali Kemal Gündüz ve Aka'dan alıyoruz haberleri iki arkadaş iki aşk esiri iki darbe dostu ve ihanet. Sartre'nin havasını duyduğum kitap. Dostoyevski'nin ilk eserlerinin sessizliği ile bitiyor. Ortalar ise büyük bir gürültü. Acı. Kan. Yaşama isteği ile dolu. Ninniler ile. Belki biraz umut ama çokça bir ızdırap... Ali Kemal Gündüz, Aka' nın yanında duran Carol adlı bir kadının günlük olarak yazdığı defterden okuyor. Utanç verici o rezil anları. Kendimi gördüm Struma da... yaşama isteğinin ortasında. Yükselen sesler ile birlikte. İstanbul da sağır bir milletin içinde... Çıkar uğruna, büyük devletlerin istekleri doğrultusunda, insan yerine bile konmayanların; yavaş yavaş umut adı altında Romanyadan çıkılan yolculukta... bombalanmasını ve ölümü... Gördüm. Bir diğeri ise 12 Eylül ve onun meşhur işkenceleri... 7 den 70'e herkes biliyordur artık bu işkenceleri. Elektriğin verildiği, kendi dışkılarında, hücrelerde yaşatılan insanların hikayesini.. Sözde suçların zorla kabul ettirildiği olmaz ise öldürüldüğü meçhulleri... Yoksun diyor. Sen hiç var olmadın diyor. Kimse bilmiyor seni ve çiziliyorsun. "Tarih; cinayetlerin ve felaketlerin bir tutanağıdır," diyor Voltaire. Struma bir cinayettir... Tarih bir tutanak. Unutma. Unutturma... Daha nicelerini. Değil dünya da Ülkemiz de bile var bu cinayetler.. Bunlar sadece Tarihte kalmasın.. Yürekler de bu acıyla susmasın. (minimalist)

Daha önceden "Bandırma Yolcuları" isimli kitabı okurken rastlamıştım sanırım Struma ismine. Orada bu batan gemiyle alakalı kısa bir bilgi vardı. Romanya'dan hareket edip Filistin'e ulaşmaya çalışan, işkence ve zulümden kaçan Yahudiler, onların Filistin'e ulaşmasına izin vermeyen İngilizler, motoru bozulan külüstür bir gemi ve kıyıya çıkmasına izin verilmeyen bu insanlar. Uluslararası toplumun çaresiz kaldığı, el uzatmadığı ve insanlığın ayıbı olarak tarihe geçen bir olay. Hakan Akdoğan Struma olayı ile 80 dönemini bir arada işlemeye çalışmış. O yıllarda ideolojik düşünceleri sebebiyle işkence gören Aka isimli karakterimiz, yıllar sonra bir kaza sonucu hastaneye kaldırılıyor. Ailesi olmadığı için arkadaşı Ali Kemal refakatçi olarak kalıyor. Aka'nın kişisel eşyaları Ali Kemal'e teslim ediliyor ve bu eşyaların arasında bir de günlük var. Ali Kemal bu günlüğü okuyarak Struma olayına dahil olmamızı sağlıyor. Kendilerine dair yaşanmışlıkları da hatırladıkça, geçmişle yüzleştikçe 80 dönemine gidiyoruz. Bazı şeyler havada kalmış gibi hissettirse de kitabı beğendiğimi söyleyebilirim. (Engin Atıcı)

Karanlıkta Bir Ninni Struma PDF indirme linki var mı?

Hakan Akdoğan - Karanlıkta Bir Ninni Struma kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Karanlıkta Bir Ninni Struma PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hakan Akdoğan Kimdir?

Ankara’da 1971 yılında doğan Hakan Akdoğan, Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dil Bilimi ile Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim bölümlerini bitirdi. Ardından, Uludağ Üniversitesi’nde sosyoloji ve felsefe alanlarında eğitimini sürdürdü. Dil ve edebiyat üzerine çok sayıda yazısı çeşitli dergilerde yayımlandı. Dilbilim uzmanı Akdoğan’ın, Yunus Nadi Roman Ödülü alan Nü Peride, Gölge Yaşatan, İlişmek, Struma-Karanlıkta Bir Ninni, Varlık ve Piçlik olmak üzere 5 romanı bulunuyor. Önümüzdeki dönemde, romanları kimi Avrupa ülkelerinin özgün dilinde yayımlanacak olan yazar, halen Dil Derneği Bursa Temsilciliği’ni de yürütüyor.

Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazanan "Nü Peride"nin ardından "Gölge Yaşatan" ve "İlişmek" adlı romanları yayımlandı. Akdoğan Uluslararası Pen Yazarlar Derneği, Edebiyatçılar Derneği ve Dil Derneği üyesidir.

Hakan Akdoğan Kitapları - Eserleri

  • Nü Peride
  • Kirpi Mesafesi
  • Karanlıkta Bir Ninni Struma
  • Varlık ve Piçlik
  • İlişmek
  • Gölge Yaşatan

Hakan Akdoğan Alıntıları - Sözleri

  • Marazî bir yaşamın orta yerinde ödünç avuntular bulamıyorum. (İlişmek)
  • Koca bir duvar taşıyordun yüreğinde kimsenin aşamayacağı, aşmaya cesaret bile edemeyeceği. (Nü Peride)
  • Yavaş ölüm en zoru. Bir anda ölüp kurtulasım geliyor bazen. (Karanlıkta Bir Ninni Struma)
  • Kişinin gerçek ölümü kendi ölümüyle değil, onu tanıyan son kişinin ölümüyle olur. (Varlık ve Piçlik)
  • İnsan, elindekilerin değerini anlamakta neden hep gecikir? (Karanlıkta Bir Ninni Struma)
  • En dibe indik, yerin altına, hayal kırıklıklarımıza, nefretimize, kendimizden bile sakladıklarımıza. Bu gece yerin altındaki zirvemize tırmandık. Bu gece en büyük sırrımızı anlattık. Bu gece en ağır yüklerimizden kurtulduk. (Varlık ve Piçlik)
  • Mutlu kişi her an mutluluğunun bölüneceği endişesiyle kaygı yaşar. Bu kaygı bile mutluluğun salt mutluluk olamayacağının göstergesidir. Mutsuz kişi ise mutsuzluğun her an biteceği umudunu taşımaya, o kötü zamanın da diğerleri gibi geçeceğini düşünmeye eğilimlidir. İşte temel nokta: Mutsuzluk umut demektir, mutluluk ise kaygı. Umut duymak da mutluluğa kavuştuğunda kaybetme korkusu taşıyacağının göstergesi. Paradoksal rezillik. (Varlık ve Piçlik)
  • Hiçbir gündoğumu eskisi gibi olamaz. (Karanlıkta Bir Ninni Struma)
  • Kurtulmak için kelimelerden kayıklar yapıyordu. Batıyordu. (Gölge Yaşatan)
  • “Seni bekliyordum ama o gün değil. Çok daha önce…” (Varlık ve Piçlik)
  • Çıkmaz nerede, diye düşünürken başka bir çıkmaza giriyorum. Geriliyorum. (İlişmek)
  • Ama asla unutma; her zaman giden kalandan çok acı çeker. (Gölge Yaşatan)
  • Hayat biçimleri pazarlayanlar aslında size özgürlük vaat ederken özgürlüğünüzü parantez içine alıyor. (Varlık ve Piçlik)
  • Eskiyi, hiçbir zaman kopmak istemediği, ama acılarına da bir türlü katlanamadığı geçmişi yaşıyordu (Gölge Yaşatan)
  • ‘Acı çekmeye razıydım, ölüp ölüp dirilmeye. Susamaya razıydım o zaman, ağlamaya, ağlarken titremeye, kendim olmaya sahtelik katmaksızın, kabuslar görmeye, kabuslarda ölmeye, öldürmeye.’ (Nü Peride)
  • İnsanoğlu bulunduğu her ortamda bir ceza sistemi kurmak zorunda kalıyor. Yoksa olmuyor. Beceremiyoruz yaşamayı. (Karanlıkta Bir Ninni Struma)
  • Yavaş yavaş ölüyorum. Korkunun damarlarımda bir diken gibi gezinişini duyumsayarak, görüntülerin silinişini birer birer fark ederek, geleceğimin olmayacağını, geçmişimin hiçbir anlamının kalmadığını, sadece şimdinin, şu anın gerçekliğini, onun da ölüme eşdeğer olduğunu bilerek. Acı çekerek, çırpınarak, yok oluşumu, bakışımın kayboluşunu, kalbimin duruşunu, tüm acıların, sancıların, mutlulukların, umutların, umutsuzlukların, korkuların ve aşkların bittiğini hissederek. Onu, onun bana yaşattıklarını, yaşatabileceklerini, gelecekteki her türlü ihtimali kaybettiğimi bilerek. Kendi ölümümün zamanını seçerek. (İlişmek)
  • fotoğraf çerçeveleri ya da pencere çerçeveleriyse umudunuz, bitmişsiniz demektir. (Kirpi Mesafesi)
  • Dile getirilemeyen düşünce, düşünce değeri taşır mı ? (İlişmek)
  • Gülümsüyordun ve gülümsemek senin için vardı. Oysa acı kemiriyordun, korku emiyordun yaşamın bin bir türlü memesinden. Yüreğin su topluyordu bir işçinin elleri gibi. –Önemli olan acılara gülümseyebilmektir.– (Nü Peride)

Yorum Yaz