diorex
Dedas

Kardeş Kavgası - Nikos Kazancakis Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kardeş Kavgası kimin eseri? Kardeş Kavgası kitabının yazarı kimdir? Kardeş Kavgası konusu ve anafikri nedir? Kardeş Kavgası kitabı ne anlatıyor? Kardeş Kavgası kitabının yazarı Nikos Kazancakis kimdir? İşte Kardeş Kavgası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.03.2022 14:00
Kardeş Kavgası - Nikos Kazancakis Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nikos Kazancakis

Çevirmen: Aydın Emeç

Tasarımcı: Ayşe Çelem

Orijinal Adı: Οι Αδερφοφάδες

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755105086

Sayfa Sayısı: 304

Kardeş Kavgası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nikos Kazancakis’in bütün romanlarında görülen arayış, ölümünden sonra yayımlanan Kardeş Kavgası’nda da kendini gösterir. Bir köy rahibinin roman boyunca süren arayışı, içsavaşın kanlı çatışma­ları içinde boğuşup duran yoksul insanların arayışıyla bütünleşir.

Kül rengi, acılı bir köy. Akdeniz’in acımasız güneşi altında kavrulmuş adalarındaki kapkara evler; yoksullukla boğuşan, tutkularla kavrulan insanlar. Ve tutkuların en amansızı olan nefret; kardeşi kardeşe kırdırtan öldürücü bir nefret.

Bu haksızlıklar selinin ortasında, çığlığı ıssızlıkta yitip gittiği için umutsuz, umarsız kalmış köy papazı Yan­naros’un gözünde, bu kötülükler dizisi, kendi görevinin de saçmalığını ortaya koymaktadır. Papaz Yannaros, özgürlüğü arayan ye­ni bir düşünceye kapılmıştır. Marx’ın öğretisidir bu. Hıristiyanlığa büyük eleştiriler getiren, çağdaş bir İsa arayan, bu yüzden de Yunan kilisesinin aforoz ettiği Kardeş Kavgası, bu dev yazarın daha yaşarken klasik olmuş en güzel romanlarından biridir.

Kardeş Kavgası Alıntıları - Sözleri

  • Adalet tek başına gerçekleşmez, bacakları yoktur adaletin; onu biz sırtlayacak ve getireceğiz.
  • "İnsanoğlunun en eski dürtüsü, öldürme isteği..."
  • Ölümün taş gibi sağır olduğundan haberi yoktu.
  • Iyilik ve erdemden yoksun özgürlük, Şeytan' ın eseridir!
  • Oysa, seni hatırladıkca yüreğimin eridiğini, badem ağacı gibi çiçeklendiğini hissediyorum sevgili...
  • "Dağlar, evler, insanlar, hep aynı çakmaktaşından oyulmaydı..."
  • Bütün hayatlar denize gider. Deniz bunun için tuzludur, gözyaşlarımızdan oluşmuştur.
  • ... İnsanı kardeşi yaralarsa yara her zaman ağır olur. ...
  • ❝Kirli bir gömlek çıkarır gibi ruhumdan insanların dertlerini atabilsem [...]❞
  • "Insanlık onurum, şiddete boyun eğmemi engelliyor, dedi."
  • Hava biraz daha yumuşadı ama yüreklerimiz eskisinden de katı.
  • "Hayat boyu üç şeyin özlemini çektim: Bir küçük ev, iyi bir eş, bir saksı fesleğen. Hiçbirine sahip olamadım."
  • "Sefil insanoğlu" dedi yüksek sesle. Dağları devirecek, mucizeler yaratacak güçtesin, bunun yerine pislik, tembellik, bilgisizlik içinde sürünüyorsun!
  • Günah işleme yeteneğinden yoksun, yüzyıllar tükenene dek cennetin tutsağı bir melekten başka şey değilsin sen! Ama ben bir insanım, acı çeken ve ölen ateşli bir şey.

Kardeş Kavgası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kazancakisin duygu yüklü eserlerinden bir tanesidir. Bir din adamının ve zamanının derebeylerinin yaşam mücadelesi ve çekilen acıların yoğunluğu ve neticede kazananı olmayan ciddi iç mücadeleler. (Mehmet ince)

Nikos Kazancakis, “Kardeş Kavgası” isimli romanında, Turk- Rum mübadelesi sonrası Yunanistan’daki iç savaşı konu alır. Bu savaşta iki gurup vardır. Kurulu düzenin devamından yana olanlar ve devrimciler. Kuşkusuz her iki grubu da oluşturanlar idealist insanlardır. Bu insanlar romanda, “inançları uğrunda ölmekten asla kaçmayan ve idealleri için öldürmekten de geri durmayan” şeklinde resmedilmişlerdir. Her gün girdikleri çarpışmalarda bu insanların onlarcası ölmekte ve yaralanmaktadır. Baskarakter Peder Yanarros savaş karşıtı duygulu ve inançlı bir insandır. Bu sebeple roman Hıristiyanlık inancından ve incilden yoğun olarak beslenmektedir. Çatişmalar sonucunda Peder de kızıl takkelilerin düşünce sistemini benimsemeye başlar. Özgürlük düşüncesi düşman safındaki öz oğlu tarafından öldürülmesine neden olur. Kitaptaki iç savaş her toplumda yaşanan benzer acilari yansıtması bakımından okunmaya değer.. (Necla Engin)

Kazancakis'in kalemi ile tanışma eserim oldu Kardeş Kavgası başlarda biraz tökezlemedim değil çünkü Kazancakis farklı bir kültürde var olan inanışı ve mevcut şartlar altında ki olağan kabul edilmiş görüşleri sorguluyor. Yunanistan iç savaşının patlak verdiği yıllarda, Meis adasında ki Kastello köyünde geçiyor olaylar, köy halkının yaşayış biçimi çağın yozlaşmasını başarılı bir seviyede sergiler, tek amaçları adeta bu durumu gelecek nesillere aktarmak amacıyla yaşıyordur halk, bu yüzden savaş bu köyü başlarda neredeyse hiç etkilemez ta ki içlerinde biriktiği ve farkına bile varmadıkları nefret ve öldürme arzusunu bir amaç ve gerekçeyle beraber 'yüce bir doğrulama yolunu' bulana kadar. Kara ve kızıl takkeliler, faşistler ve komünistler olarak ikiye ayrılmış toplumda taraf seçmeden şartlarla mücadele için inanışına sığınan tek kişi köyün papazı Peder Yannaros'tur. Halk onun tarafsızlığını hainlik ile itham eder. Peder doğru yolu bulabilmek için bir yolculuğa çıkar ve kendisi gibi papazlar, keşişler ve farklı din adamlarının dini nasıl kullandıklarını görünce sarsılır. Durum karşısında yozlaşmanın ve halkın ayrışmasını engellemek için çareler arar, barışı, umudu arar. Söz konusu barışı bulduğunu sandığında ise çok yanılmıştır. Hristiyanlığı, Yunan halkını, bireyin görüşlerini ve tercihlerini sorgulayan okurken çok zevk aldığım bir eser oldu, okurken bir tek Hristiyanlığa dair kısımlarda biraz zorlandım onun dışında herkese muhakkak tavsiye ederim. (Her Bir Sayfa)

Kitabın Yazarı Nikos Kazancakis Kimdir?

Nikos Kazancakis (Yunanca: Νίκος Καζαντζάκης) (d. 18 Şubat 1883, Kandiye, Osmanlı İmparatorluğu - ö. 26 Ekim 1957, Freiburg, Almanya), Yunan yazar, şair, siyasetçi ve filozof.

20. yüzyılın en önemli Yunan felsefecisi olduğu ve eserleri yabancı dillere en çok çevrilmiş olan Yunan yazarlardan olduğu düşünülmektedir. Fakat şu anki şöhretine, 1964 yılında gösterime girmiş olan Michael Cacoyannis'in yönetmiş olduğu Zorba the Greek adlı sinema filmiyle kavuşmuştur. Bu film, aynı ismi taşıyan kendi kitabından uyarlanmıştır.

Girit'te, ada hala Osmanlı yönetimindeyken, Kandiye ilinde dünyaya geldi. Bu tarihlerde, Girit adasında Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlık kazanma amacıyla ayaklanmalar yaşanıyordu.

Kendisinin evvelki eğitim dönemi hakkında fazla bir bilgi olmamasına rağmen, 1902'de Atina Üniversitesi'nde hukuk okumaya başladığı bilinmektedir. Hukuk öğreniminden mezun olduktan sonra, 1907'de ise felsefe üstüne çalışmak için Paris'e gitti. Burada Henri Bergson'la çalışma imkânı buldu.

1911 yılında Galatea Alexiou ile evlendi. Balkan Savaşları patladıktan sonra ise orduya katıldı. Savaş bittikten sonra ülkesine geri döndü ve felsefe hakkındaki çalışmaları Yunancaya çevirme çalışmalarına başladı. 1914 yılında, sonraki 2 yıl boyunca beraberce Yunan Hristiyan kültürünün ortaya çıkıp geliştiği yerleri gezeceği Angelos Sikelianos ile tanıştı. Bu gezilerinde Sikelianos'un milliyetçiliğinden oldukça etkilenmiş olduğu belirtilmektedir.

1922'den ölümüne kadar birçok ülkeyi dolaşarak, gezi yazıları formatında eserler verdi. Gezdiği şehirler/ülkeler ve bu şehirler/ülkelerde bulunduğu tarihler şöyledir: Paris ve Berlin (1922 - 1924), İtalya ve Rusya (1925), İspanya (1932), ve sonrasında Kıbrıs Adası, Aegina ""(Egina)"", Mısır, Sina Dağı, Çekoslovakya, Nice, Çin ve Japonya. Ayrıca Fransa'nın Nice şehrinde bulunduğu vakitlerde, Antibes yakınlarında bir villa satın almıştır.

1926 yılında ilk eşinden boşandı ve 1945'te, vefatına kadar birlikte olacağı Eleni Samiou ile evlendi.

Berlin'de bulunduğu sıralarda, komünizm ile tanıştı ve sağlam bir Lenin hayranı oldu. Hiçbir zaman tamamıyla komunizme bağımlı bir yoldaş olmasa da, Sovyetler Birliği'ni ziyaret ettiği vakitlerde, Sol Muhalefet yanlısı politikacı ve yazar olan Victor Serge'nin yanında kaldı. Sovyetler'de bulunduğu sıralarda, Josef Stalin'in önemli bir politik şahsiyet olarak yükselişine tanıklık etti ve Sovyet tipi komünizmden soğumaya başladı. Bundan sonra, öncesinde sahip olduğu ve milliyetçiliği ağır basan fikirleri değişmeye ve yerini daha evrensel ideolojilere bırakmaya başladı.

1945'te, Yunanistan'da komünist olmayan küçük bir sol partinin başkanı oldu ve Yunan hükümetinde bakan olarak görev aldı. 1 sene sonra ise bu görevinden istifa etti.

1946'da, Yunan Yazarlar Topluluğu tarafından Angelos Sikelianos ile birlikte Nobel Edebiyat Ödülü için kurula tavsiye edildi. 1957 yılında, bu ödülü 1 oy farkı ile Albert Camus'ya kaptırdı. Camus ödülü aldıktan sonra, Kazancakis'in bu ödülü kendisinden yüzlerce kez daha fazla hakettiğini söylemiştir.

1956 yılında Viyana'da Uluslararası Barış Ödülü'nü aldı.

1957'nin sonlarına doğru, lösemi hastalığına yakalanmış olmasına rağmen Çin ve Japonya'ya son bir gezi turuna çıktı. Dönüş yolunda ise iyice hastalanan Kazancakis, Almanya'nın Freiburg kentinde vefat etti. Ortodoks kilisesi mezarlıkta defnedilmesine izin vermediğinden, Kandiye'yi çevreleyen Venedik surlarının kale burçlarından birinin altına gömüldü.

Girit'te bulunan havaalanlarından birine ismi verilmiştir.

Nikos Kazancakis Kitapları - Eserleri

  • Zorba
  • Günaha Son Çağrı
  • El Greco'ya Mektuplar
  • Kardeş Kavgası
  • Yeniden Çarmıha Gerilen İsa
  • Kaptan Mihalis

  • Allah'ın Garibi
  • İspanya Yaşasın Ölüm
  • Assisili Francis
  • Kayalı Bahçe
  • Çileci
  • Alexander The Great
  • Serpent and Lily

  • Toda Raba

Nikos Kazancakis Alıntıları - Sözleri

  • Aklımı yargıç olarak ortaya koymak istemem, ona güvenim yok! Yüreğime de güvenemiyorum. Biri her şeyi mahkum eder, öteki her şeyi bağışlar. . (El Greco'ya Mektuplar)
  • "Bir suçlunun ruhu nasıldır bilemem ama dürüst insanın, iyi insanın ruhu bir cehennemden farksız. Öyle bir cehennem ki içinde her türlü şeytan var. Ve biz içlerinde şeytanlar gizleyen, onların dışarı çıkıp kötülük yapmasına, çalmasına, öldürmesine izin vermeyen insanlara iyi, dürüst Hristiyanlar diyoruz... Ama her birimiz, yüreğimizin derinliklerinde, Tanrı beni bağışlasın, birer hırsız, cani, suçluyuz." (Yeniden Çarmıha Gerilen İsa)
  • Xeyr, bunun bir sonu olmalıdır... (Serpent and Lily)
  • Ölümle flört mü ediyorsun? (Günaha Son Çağrı)
  • Sevdiğim çok kişi öldü ve toprağa değil, belleğime gömüldüler. Artık ben ne kadar yaşarsam onların da o kadar yaşayacağını biliyorum. (El Greco'ya Mektuplar)
  • Tanrı'nın yürüyüşünün dizemini bulmaya çabalayalım;ola ki bunu bulursak, elimizden geldiğince onu küçük gündelik yaşamımızın dizemine de uygulayalım. Yalnızca bu yolla biz ölümlüler bengi (ebedi) bir şeyi gerçekleştirmeyi başarabiliriz ;çünkü Ölümsüz'le işbirliği etmekteyizdir... (Çileci)

  • Ruhun da ağaç gibi baharı vardır, o da açar... (Allah'ın Garibi)
  • Ölmez ruhumun yaratıcısı, acının keskisiyle kendi kendimin heykeltıraşıyım; yalnız; tanrısız-ben buyum işte. (İspanya Yaşasın Ölüm)
  • Hiç korkum yok. Burnumu Tanrı'nın işine sokmuyorum ve dünyanın kurtarılıp kurtarılmaması umrumda değil. (Günaha Son Çağrı)
  • İçimdeki sevincin kaynaklarını anlayabilme çabası içindeydim. (İspanya Yaşasın Ölüm)
  • Birbirinizi seviniz. Bu sözü, kuru bir ağaca söylesen çiçek açar; insana söylüyorsun, açmıyor. (Zorba)
  • . Ballı zehirler kalbi boğar. ... (Çileci)
  • "Dağlar, evler, insanlar, hep aynı çakmaktaşından oyulmaydı..." (Kardeş Kavgası)

  • Yaşam güzel,yararlanabildiğimiz kadar yararlanalım...! (Yeniden Çarmıha Gerilen İsa)
  • Bir torbayım et ve kemikle, kanla, ter ve gözyaşıyla (Çileci)
  • İnsan ruhu, kılıfı olan vücuttan çıkan bir kılıçtır. (İspanya Yaşasın Ölüm)
  • ''Bugün insanlar bize her türlü zehri içirdiler. Bu kadarı yeter. Yatıp uyuma zamanı geldi; bırakalım uyku yaralarımızı kapasın ve yarın yeni yaralar almaya hazırlanalım...'' (Yeniden Çarmıha Gerilen İsa)
  • Eğer şehir ile köy arasında dengeyi bozmaktadevam ederseniz, mahvoldunuz demektir.. (Toda Raba)
  • Ama doğar doğmaz yaratma, bir araya koyum, özdeğe can verme çabası da başlar; her an doğmaktayızdır. Bu nedenledir ki pek çokları buyurmuştur: "Gündelik yaşamın amacı ölümsüzlüktür." (Çileci)
  • ''Leo kardeş, insanın vücudu Eski Ahit'teki Nuh'un gemisi gibi. Tanrı da bu gemi içinde yolculuk ediyor.'' (Allah'ın Garibi)

Yorum Yaz