diorex
life

Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi - Bernard Werber Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi kimin eseri? Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi kitabının yazarı kimdir? Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi konusu ve anafikri nedir? Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi kitabı ne anlatıyor? Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi PDF indirme linki var mı? Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi kitabının yazarı Bernard Werber kimdir? İşte Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 08.06.2022 04:00
Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi - Bernard Werber Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Bernard Werber

Çevirmen: Radi Başgut

Orijinal Adı: Les Fourmis

Yayın Evi: Arion Yayınevi

İSBN: 9789755710327

Sayfa Sayısı: 392

Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sadece bu cümleyi okumak için geçireceğiniz birkaç saniyelik zaman içinde dünyada kırk insan ve buna karşılık yedi yüz milyon karınca doğacaktır: Minicik, akıllı ve acımasız.

Bizden yüz milyon yıldan fazla bir zaman önce birlikleri, siteleri, imparatorlukları ile bütün dünya yüzeyine yayılmış olarak burada idiler...

..Bu roman diğerlerinden farklı olarak bizi, niçin sorusunu sormağa zorluyor ve çarpıcı bir biçimde şimdiye kadar hiç bilmediğimiz cinayetler, aşırılıklar ve savaşlar alemine sürüklüyor. Bütün hayallerin ötesinde olarak bizi karıncaların gerilim ve korku dolu yaşamlarını sürdürdükleri bir mikrodünyaya götürüyor.

"Bastığınız yere dikkat edin. Bu büyüleyici romanı okuduktan sonra gerçeği alışık olmadığınız bir biçimde algılayabilirsiniz."

Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi Alıntıları - Sözleri

  • “Eskiden gençliğimde bizden sonraki günlerde olağanüstü şeylerin olacağı söylenirdi ve görüyorsun hiç bir şey değişmedi. Her zaman için yalnızlık içinde olan yaşlılar var, her zaman işsizlik var, her zaman duman saçan araçlar var. Düşünceler bile kımıldamadı.”
  • “Ya Adem ile Havva "izlenmek" için yapay bir ortam içine yerleştirilmiş iki kobaysa. Ya kutsal kitabın söz ettiği cennetten kovulma olayı hapishane akvaryumunun değiştirilmesinden başka bir şey değilse?”
  • Ruh ölüm anında, büyük sırları öğrenmeye çalışanların duyduğu hissin aynısını duyar.
  • Aslnda az farklılıklarla bütün hikayeler birbirine benzer. Balangıçta, oluşmaya doğru giden bir konu vardır. Bir kriz olur. Bu kriz onu harekete zorlar. Davranışına göre ya ölecek veya gelişecektir. Size anlatacağım ilk hikâye evrenimizin hikayesidir. Çünkü onun içinde yaşıyoruz. Ve çünkü bütün her şey, ister küçük ister büyük olsun aynı kanunlara uyar ve aynı karşılıklı bağmlılık içinde kalır. Örneğin, bu sayfayı çevirdiğiniz zaman işaret parmağınızla kağıdın selülozuna bir noktadan dokunursunuz. Bu temasta çok küçük bir ısınma, her şeye rağmen gerçek bir ısınma meydana gelir. En küçük halinde olduğu düşünülse bile bir ısınma, bir elektronun sıçramasna neden olur ve bu elektron gelir diğer bir zerreciğe çarpar. Bu zerrecik gerçekte "göreceli olarak' muazzamdır. O kadar ki elektron ile çarpması zerreciği allak bullak etmeğe yeter. Oysa önceleri atıl, bo ve soğuk idi. Sizin sayfayı çevirmeniz yüzünden krize girmiştir. Dev gibi kıvılcımlar onu çizik çizik yapar. Sadece bu hareketinizle sonuçlarının ne olabildiğini hiçbir zaman anlayamayacağnz bir olay başlatmış olursunuz. Kim bilir yeni dünyalar doğmuştur belki, belki de başka dünyalarda yaşayanlar, metalürjiyi, başka yörelerin mutfaklarını ve yıldızlar arası seyahatleri keşfedecekler. Hatta belki de bu insanlar bizden daha akıllı olacaklar. Ve eğer sizin elleriniz arasında bu kitap olmasaydı ve eğer parmağınız bu ısınmayı başlatmasaydı bu dünyalar var olmayacaktı. Aynı biçimde bizim evrenimiz de, belki dev bir uygarlığın bir kitap sayfasının bir köşesinde, bir ayakkabı tabanında veya bir şişe biranın köpüğü arasında yer almaktadr. Bizim neslimiz hiç şüphesiz bu gerçeği saptama olanağına hiçbir zaman ulaşamayacaktr. Bildiğimiz tek gerçek o ki evrenimiz, diğer bir deyimle evrenimizi ihtiva eden zerrecik çok uzun zamanlar önce boş, soğuk, karanlık ve hareketsiz idi. Ve sonra birisi veya bir şey krizi başlattı. Bir sayfa çevrildi, bir taş üzerinde yüründü, bir bira şişesindeki köpük çalkalandı. Yani daima bir neden var. Bizim zerreciğimiz uyandı . Biz bunun muazzam bir patlama olduğunu biliyoruz. Big Bang olarak adlandırdığımız... Belki her saniye, sonsuz kadar büyüklük, sonsuz kadar küçüklük, sonsuz kadar uzaklık içinde, on beş milyar sene önce bizim evrenimizin doğduğu gibi, bir evren doğmaktadr. Bunlar bilinmemektedir fakat bizimkinin en "küçük" ve en "basit" bir, atomun patlaması ile husule geldiği bilinmektedir": hidrojen. Muazzam bir patlama ile birdenbire uyanan bu sonsuz sessizlik boşluğunu hayalinizden geçirin. Biraz önce niçin sayfa çevrildi? Niçin biranın köpüğü çalkalandı. Önemi yok, fakat olay yalnzca, hidrojenin yanması, patlama ve kavrulma. Tertemiz, lekesiz boşluğu muazzam bir ışık kaplyor. Kriz başlıyor. Hareketsiz duran şeyler harekete geçiyor, soğuk durumda olan eyler ısınıyor. Sessiz duran bütün bu şeyler uğuldamaya başlyor. Kor haline gelişte ilk olarak hidrojen helyuma dönüşür, yani kendisinden daha karmaşık olan atom haline. Bu değişime bakarak bile evrenimizin büyük kuralını söyleyebiliriz: HER ZAMAN DAHA ÇOK KARMAŞIK. Bu kural bir gerçektir. Fakat komşu evrenlerde bunun daha değişik olmadığını kimse kanıtlayamaz. Diğerlerinde, bu belki de: HER ZAMAN DAHA ÇOK SICAK veya HER ZAMAN DAHA ÇOK KATI veya HER ZAMAN DAHA ÇOK ACAYİP.
  • " Düşman ne kadar kuvvetli olursa,biz de daha üstün çıkmak için,kendimizi daha çok zorlamak mecburiyetinde kalırız. "

Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Böceklerden pek hoşlanmam hatta bir hayli tiksinirim. Aralarından ilk hatırladığım Uğur Böceği, Arı ve Karıncalar hariç. İlki güzelliği diğerleri de çalışkanlıkları ile gönlümü çelmiştir. Belki de La Fonte' nin fabllarıyla büyüdüğümüz içindir. Bizim çocukluğumuzda, MÖ falan, öyle her evde bilgisayar yoktu. Kendi eğlencemizi kendimiz yaratırdık. Çocukken oturur, karıncaların sabırla yuvalarına yemek taşımalarını hayranlık içinde seyrederdim. Boylarına bakmadan organize bir şekilde en ağır yüklerin altına giren bu küçük canlılar kusursuz işleyen işbölümüne dayalı yaşama sistemine sahipler. Bu ilginç hayvanların başrolü oynadığı, bilim kurgu tarzında yazılan bu kitap hem sürükleyici, hem de faydalı. Finali de sürpriz oldu. (Galadriel)

Yazar Bernard Werber'in bu okuduğum ilk kitabının konusu Karıncaların Dünyası... Kitabın tanıtımındaki şu iki cümle adeta kitabın özeti durumunda. " Sadece bu cümleyi okumak için geçireceğiniz birkaç saniyelik zaman içinde dünyada kırk insan ve buna karşılık yedi yüz milyon karınca doğacaktır..." Ve " Bastığınız yere dikkat edin. Bu büyüleyici romanı okuduktan sonra gerçeği alışık olmadığınız bir biçimde algılayabilirsiniz. " Dahası için tavsiye eder,iyi okumalar dilerim. (Ekrem Özkara)

Ufuk açan bir kurgusu var. Her ne kadar çeviriden kaynaklı bir zayıflığı olsa da oldukça güzel bir bilim kurgu romanı olduğu söylenebilir. Özellikle karıncalar ile ilgili yazarın yaptığı gözlemler, "acaba bu gerçek mi" dedirtecek cinsten kurgusal ögeler karıncalara olan merakımı arttırdı. Bir başyapıt değil ancak okunursa da dünyada birlikte yaşadığımız ve çoğunlukla varlıklarını ~umursamadığımız ~bu küçük canlılara bakış açımızı değiştirecek nitelikte bir eser. (Furkan Varol)

Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi PDF indirme linki var mı?

Bernard Werber - Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Bernard Werber Kimdir?

Bernard Werber (Doğum: 18 Eylül 1961, Toulouse), 90'lı yıllardan beri aktif biçimde bilim kurgu yazarlığı yapmaktadır. Daha çok "Karıncalar" üçlemesiyle tanınmaktadır. Bernard Werber'in kitapları 30'dan fazla dile çevrilmiştir. Eserlerinde felsefe, maneviyat, bilim kurgu, gerilim, bilim, biyoloji, mitoloji, bilinç ve daha birçok konuyu bir araya getirmiştir.

Yazı stili

Bernard Werber "Salon du livre de Paris" de Mart 2012 .

Werber'in yazım tarzı, saga, bilim kurgu ve farklı felsefi fikirleri içerisinde bulundurur.

Romanlarının çoğunda aynı yapıyı kullanır. Ansiklopedik bilgi ve düzyazı arasında geçişler yapar. Ansiklopedik bölümleri düzyazı üzerinde biçimlendirir ve büyütür.

Romanlarının çoğu ortak karakter, hikaye örgüsü ve temaya dayanır. Örnek olarak karakter Edmond Wells, hem "Karıncalar" üçlemesinde hem de "Meleklerin İmparatorluğu" romanında görülür.

3 Ekim kitap çıkarımları

Birkaç yıl önce, Werber, her 3 Ekim'de bir kitap çıkarmaya karar verdi. Amacı, "prix Goncourt" dışında kamuya yeni yazılar vermek idi.

Sahne ve ekran

2007 yılında yayımlanan filmi Nos amis les Terriens'e (Dünyalı Arkadaşlarımız), ek olarak Werber, kısa bir filmde çekti La Reine De Nacre (İnci Kraliçesinin Annesi) ve Nos Amis Les Humains'ı (Arkadaşlarımız, İnsanlar) yazdı ve oynadı.

Edebi Teması

Werber'in kitaplarında, yunus, sıçan ve karınca gibi hayvanlar, akıllı yaratıklar olarak sunulmaktadır.

"Ruhun evrim aşaması" nı yansıtmak için sembolik figürler kullanır.

Werber kitaplarında "dünya polisi" görevini gören kollektivist küresel hükümeti savunur ve doğum kontrolünü empoze eder.

Olağanüstü Olaylar

Weber, INREES üyesidir, Olağanüstü Deneyimleri Araştırma Enstitüsü , olağanüstü ve olağandışı olayları araştırmaktadır.

Weber'in bazı romanlarına paranormal ve maneviyat önemli konular olarak yansır. Örnek olarak , yakın ölüm deneyimleri ve ahireti Thanatonautes'de (Thanatonauts) spiritualist bir şekilde aktarmıştır. L'Empire des Anges (Meleklerin İmparatorluğu) and Le Mystère des Dieux (Tanrılan Gizemi), ruhlar, melekler ve tanrılar arasındaki bir tür bağlantıyı anlatılır ve Nos Amis Les Terriens'da (Dünyalı Arkadaşlarımız) Uzaylıların dünyalıları kaçırmasını anlatır.

Bernard Werber Kitapları - Eserleri

  • Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi
  • Kasandra’nın Aynası
  • Karıncaların Günü
  • Karıncaların Devrimi
  • Biz Tanrılar
  • Le Sixième sommeil
  • Tanrıların Nefesi
  • Ölüm Kaşifleri
  • İnsan Evriminin Romanı / Atalarımızın Atası
  • Nereden Geliyoruz?
  • Ее величество кошка

Bernard Werber Alıntıları - Sözleri

  • Dünyada insanlar iki yerə bölünür: kitab oxuyanlar və kitab oxuyanları dinləyənlər. Birincilərdən olmaq daha yaxşıdır, inan mənə. (Ölüm Kaşifleri)
  • “Hayatta iki tane trajedi vardır. Birincisi istenen şeye sahip olamamak. İkincisi istenen şeyi elde etmek. Fakat ikisi içinde en kötü olanı ikincisidir, çünkü istenilen bir kez elde edildi mi çoğunlukla hayal kırıklığına uğranır.” (Oscar Wilde) (Tanrıların Nefesi)
  • “Büyük bir yetenek büyük bir sorumluluğu mecbur kılar.” (Tanrıların Nefesi)
  • Sual verən kəs beş dəqiqəliyinə axmaq olur, sual verməyən isə ömrü boyu axmaq qalır. (Ölüm Kaşifleri)
  • “Kendilerine "İşler neden yürümüyor," diye soranlarla "İşlerin yürümesi için ne yapmalı," diye soranlar arasında her zaman büyük bir fark olacaktır.” (Karıncaların Günü)
  • Harekete geçin! Bir şeyler yapın, önemsiz olsa bile! Ölene kadar bir şeyler yapmaya çalışın. Boşuna doğmamıştınız! Niçin doğduğunuzu keşfedin! Sizin bu dünyaya gelmenin sebebi nedir? Tesadüfen gelmediniz buraya! Bunu düşünün! (Karıncaların Günü)
  • “Demir döve döve demirci, kitap okuya okuya kitap kurdu olunur.” (Biz Tanrılar)
  • Ruh ölüm anında, büyük sırları öğrenmeye çalışanların duyduğu hissin aynısını duyar. (Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi)
  • “Yetenek barındırmayan bir yaşam yoktur. Yeteneğin kullanılmadığı bir yaşam boşa harcanmış bir yaşamdır.” (Tanrıların Nefesi)
  • Mən isə talelərin əvvəlcədən yazıldığına inanmıram. Mən insanların seçimlər etdiyine və bu seçimlərlə barışdığına inanıram. (Ölüm Kaşifleri)
  • Bütün kadinlar böyledir. Hepsi birbirlerini kiskanir. (Karıncaların Devrimi)
  • Aslnda az farklılıklarla bütün hikayeler birbirine benzer. Balangıçta, oluşmaya doğru giden bir konu vardır. Bir kriz olur. Bu kriz onu harekete zorlar. Davranışına göre ya ölecek veya gelişecektir. Size anlatacağım ilk hikâye evrenimizin hikayesidir. Çünkü onun içinde yaşıyoruz. Ve çünkü bütün her şey, ister küçük ister büyük olsun aynı kanunlara uyar ve aynı karşılıklı bağmlılık içinde kalır. Örneğin, bu sayfayı çevirdiğiniz zaman işaret parmağınızla kağıdın selülozuna bir noktadan dokunursunuz. Bu temasta çok küçük bir ısınma, her şeye rağmen gerçek bir ısınma meydana gelir. En küçük halinde olduğu düşünülse bile bir ısınma, bir elektronun sıçramasna neden olur ve bu elektron gelir diğer bir zerreciğe çarpar. Bu zerrecik gerçekte "göreceli olarak' muazzamdır. O kadar ki elektron ile çarpması zerreciği allak bullak etmeğe yeter. Oysa önceleri atıl, bo ve soğuk idi. Sizin sayfayı çevirmeniz yüzünden krize girmiştir. Dev gibi kıvılcımlar onu çizik çizik yapar. Sadece bu hareketinizle sonuçlarının ne olabildiğini hiçbir zaman anlayamayacağnz bir olay başlatmış olursunuz. Kim bilir yeni dünyalar doğmuştur belki, belki de başka dünyalarda yaşayanlar, metalürjiyi, başka yörelerin mutfaklarını ve yıldızlar arası seyahatleri keşfedecekler. Hatta belki de bu insanlar bizden daha akıllı olacaklar. Ve eğer sizin elleriniz arasında bu kitap olmasaydı ve eğer parmağınız bu ısınmayı başlatmasaydı bu dünyalar var olmayacaktı. Aynı biçimde bizim evrenimiz de, belki dev bir uygarlığın bir kitap sayfasının bir köşesinde, bir ayakkabı tabanında veya bir şişe biranın köpüğü arasında yer almaktadr. Bizim neslimiz hiç şüphesiz bu gerçeği saptama olanağına hiçbir zaman ulaşamayacaktr. Bildiğimiz tek gerçek o ki evrenimiz, diğer bir deyimle evrenimizi ihtiva eden zerrecik çok uzun zamanlar önce boş, soğuk, karanlık ve hareketsiz idi. Ve sonra birisi veya bir şey krizi başlattı. Bir sayfa çevrildi, bir taş üzerinde yüründü, bir bira şişesindeki köpük çalkalandı. Yani daima bir neden var. Bizim zerreciğimiz uyandı . Biz bunun muazzam bir patlama olduğunu biliyoruz. Big Bang olarak adlandırdığımız... Belki her saniye, sonsuz kadar büyüklük, sonsuz kadar küçüklük, sonsuz kadar uzaklık içinde, on beş milyar sene önce bizim evrenimizin doğduğu gibi, bir evren doğmaktadr. Bunlar bilinmemektedir fakat bizimkinin en "küçük" ve en "basit" bir, atomun patlaması ile husule geldiği bilinmektedir": hidrojen. Muazzam bir patlama ile birdenbire uyanan bu sonsuz sessizlik boşluğunu hayalinizden geçirin. Biraz önce niçin sayfa çevrildi? Niçin biranın köpüğü çalkalandı. Önemi yok, fakat olay yalnzca, hidrojenin yanması, patlama ve kavrulma. Tertemiz, lekesiz boşluğu muazzam bir ışık kaplyor. Kriz başlıyor. Hareketsiz duran şeyler harekete geçiyor, soğuk durumda olan eyler ısınıyor. Sessiz duran bütün bu şeyler uğuldamaya başlyor. Kor haline gelişte ilk olarak hidrojen helyuma dönüşür, yani kendisinden daha karmaşık olan atom haline. Bu değişime bakarak bile evrenimizin büyük kuralını söyleyebiliriz: HER ZAMAN DAHA ÇOK KARMAŞIK. Bu kural bir gerçektir. Fakat komşu evrenlerde bunun daha değişik olmadığını kimse kanıtlayamaz. Diğerlerinde, bu belki de: HER ZAMAN DAHA ÇOK SICAK veya HER ZAMAN DAHA ÇOK KATI veya HER ZAMAN DAHA ÇOK ACAYİP. (Karıncalar: Olağanüstü Bir Algılama Biçimi)
  • Gerçek, ona inanmayı bıraktıktan sonra da var olmayı sürdüren şeydir. (Biz Tanrılar)
  • “Ne kadar çok bilirsek cahilliğimizin boyutunu o kadar iyi ölçeriz.” (Tanrıların Nefesi)
  • “Bir damla su okyanusu taşırır.” (Edmond Wells) (Tanrıların Nefesi)
  • “Aşkta tek kural, kural olmamasıdır…” (Tanrıların Nefesi)
  • “Ancak rakibimizle mücadele ederken yükselebiliriz.” (Tanrıların Nefesi)
  • Gerçek inandığın şeydir. ... Ülis'i Homeros'un, Sokrates'i Platon'un, İsa'yı Aziz Pavlus'un hayal edip etmediğini kim bilebilir? (Kasandra’nın Aynası)
  • “Daha iyi bir gelecek hayal etmeye başlamak, ona bir gün var olma ihtimali vermektir.” (Tanrıların Nefesi)
  • Bacardığı zaman etmək istəməyən, istədiyində bacarmayacaq. (Le Sixième sommeil)

Yorum Yaz