Katip Bartleby - Herman Melville Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Katip Bartleby kimin eseri? Katip Bartleby kitabının yazarı kimdir? Katip Bartleby konusu ve anafikri nedir? Katip Bartleby kitabı ne anlatıyor? Katip Bartleby PDF indirme linki var mı? Katip Bartleby kitabının yazarı Herman Melville kimdir? İşte Katip Bartleby kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Herman Melville
Çevirmen: Hamdi Koç
Orijinal Adı: Bartleby, The Scrivener A Story of Wall-Street
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053328674
Sayfa Sayısı: 50
Katip Bartleby Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Herman Melville (1819-1891): Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından biridir. Küçük yaşta çalışmak zorunda kaldı, dört yılını denizlerde geçirdi. Bu tecrübesi tüm eserlerine, özellikle de en büyük eseri sayılan Moby Dick’e yansıdı. Moby Dick, Kâtip Bartleby, Benito Cereno, Billy Budd gibi bugün hepsi birer klasik olan eserler vermesine rağmen yaşarken pek ilgi görmeyen Melville, yirminci yüzyılın ilk yarısında âdeta yeniden keşfedildi.
İlk kez 1853 yılında Putnam’s Monthly Magazine’de tefrika edilen Kâtip Bartleby, 1856’da Piazza Tales adlı hikâye kitabında yayımlanmıştır. Melville bu kısa ama çarpıcı hikâyesinde “en iyi hayat en kolay hayattır inancına derinden bağlı” bir Wall-Street avukatının, “yapmamayı tercih eden” Bartleby’yi işe almasıyla bu inancının ve hayatının temellerinden sarsılmasını anlatır. Yirminci yüzyıl edebiyatını derinden etkileyen Bartleby dünya edebiyatının simge karakterlerinden biri, hayata karşı takınılan alabildiğine net bir tavrın ismidir.
Kâtip Bartleby bir reddedişin, bir direnişin, nihayet insanın kendisi olarak kalma iradesinin ölümsüz simgesidir.
Hamdi Koç (1963): İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Hokka dergisinin yayın kurulunda bulundu. 1992’de Çocuk Ölümü Şarkıları’ndan başlayarak hemen her yapıtıyla dikkati çeken Hamdi Koç’un o tarihten bu yana altı romanı ve 2010 yılında Rüyalarıma Giren Kadın adıyla denemeleri yayımlandı. Eserlerini çevirdiği yazarlar arasında W. Shakespeare, W. Faulkner, S. Beckett, J. Joyce ve J. Austen yer alıyor.
Katip Bartleby Alıntıları - Sözleri
- Size yeni bir buyruk veriyorum :Birbirinizi sevin.
- "Ah, mutluluk ışığı sever, biz de dünyayı şen sanırız; ama sefalet kendini vakurca saklar, biz de sefalet yok sanırız."
- "Size yeni bir emir veriyorum, birbirinizi seveceksiniz."
- Vücuduna merhem olabilirdim, ama ona acı veren vücudu değil, kederli ruhuydu ve ruhuna ulaşamazdım.
- Ama hastalığı bedeninde değildi ki;acısı ruhundaydı ve o ruha erişemezdim
- Yoksulluğu büyüktü ama yalnızlığı ne kadar korkunçtu!
- …dar görüşlü kişilerin bitmeyen uzlaşmazlıkları, sonunda daha yüce gönüllü olanların en iyi kararlarını bile yıpratır.
- Ama tek başınaydı sanki, yeryüzünde tek başına. Atlas Okyanusu’nun ortasında bir gemi enkazı.
- Ah, mutluluk ışığı sever, biz de dünyayı şen sanırız; ama sefalet kendini vakurca saklar, biz de sefalet yok sanırız.
- Dar görüşlü kişilerin bitmeyen uzlaşmazlıkları, sonunda daha yüce gönüllü olanların en iyi kararlarını bile yıpratır.
- Hayatımın akışı içinde birçok istisnai tesadüfe tanık olmuşumdur.
- Ona acı veren vücudu değil, kederli ruhuydu.
- Azimli bir insanı pasif direniş kadar çileden çıkaran bir şey yoktur.
Katip Bartleby İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yaşam bir tercihler serüvenidir!: İstemediğimiz halde aman kırılmasın, gönlü hoş olsun, mutlu olsun diye şu hayatta başkaları için ne çok şey yapıyoruz. Bir liste çıkarmaya kalksak sayfalar almaz. Çoğu zaman neden “hayır” diyemedim diye boğazımız düğümleniyor, kalbimiz sıkışıyor. Kendi iç sesimizle konuşup duruyoruz. Farkında olmadan yapmak istemediklerimiz üzerinden kimlik ve kişiliğimizin binasını inşa ediyoruz. Böylece kendimizi değil adeta başkalarının isteklerini yaşıyoruz. Yapmak istemeyip de yaptıklarımızı bir ömür boyu sırtımızda taşıyor ve altında ezilip kalıyoruz. • • • Herman Merville’nin kaleme aldığı “Kâtip Bartleby”nin hikâyesini okurken tüm bunları düşündüm. Wall Street’de bir avukatlık bürosunda çalışan kâtip Bartleby’in hikâyesi patronunun ondan istediği bir işi “yapmamayı tercih ederim” sözünü söylemesiyle başlıyor. Bu öyle bir söz ki o güne kadar duymaya hiç alışmamış patronunu önce şoke ederek öfkelendiriyor, ardında da çaresiz bırakarak büyülüyor. Bartlebey’in hikâyesi bununla bitmiyor elbette. Onun “yapmamayı tercih ederim" sözüyle başlayan hikâyesi, sonra “çalışmamayı”, “gitmemeyi” ve en sonunda da “yememeyi” tercih ederim sözleriyle devam ediyor. • • • Gerçekten de Bartleby’nin hikâyesi, ailemizde, iş ve günlük hayatımızda yapmak istemeyip de yaptığımız şeylerin muhasebesini yapmak, özellikle iş yerlerinde yaşanan örtülü pasif direnişlerin nedenlerini anlamak, pasif direniş karşısında insanın nasıl aciz kalabileceğini görmek, iş yerlerinde yaşanan mobbingin insanı nerelere sürükleyebileceğine şahit olmak için çok etkileyici bir eser. Tüm bunlardan öte kurallarıyla, değerleriyle ve teknolojisiyle bizleri kuşatan modern yaşamda gerçek özgürlüğün ne olduğunu sorgulamak açısından da muhteşem bir eser. Doğrusu Bartleby’in hikâyesini okurken gerçek özgürlüğün aslında yapmak istediklerimizi yapmaktan daha çok yapmak istemediklerimizi yapmamanın olduğunu düşünmeye başladım. • • • “Kâtip Bartleby”in hikâyesi o kadar vurucu ki, insanın kitabı eline alıp okumaya başlamasıyla bitmesi bir oluyor. Yazarın tatlı ve merak uyandırıcı anlatımının da etkisiyle insan, bu hikâye hemen bitivermeseydi, keşke biraz daha derinleşerek sürseydi demekten kendini alamıyor. Kitap kısa olmakla birlikte cümlelerinin anlamı çok yoğun. Bu kısa ama kocaman hikâye, 1853 yılında yazılmasına rağmen “bizi bize anlatan” yönüyle günümüzde hâlâ güncelliğini koruyor. Bireyin pasif bırakıldığı, istenen her şeyi koşulsuz yapması için şartlandırıldığı bir dünyada yapmamayı tercih ederek yaşayan bir kâtibin varoluş ıstırabını anlatan bu kitabı, tüm okurlara mutlaka okumalarını tavsiye ederim. Yazdığı incelemeyle (gonderi/130304572) kitapla tanışmama vesile olan kitaplarafisildayankizz'e teşekkür ediyorum. “Vah Bartleby! Vah insanlık!” sözlerini merak eden okurlara… Keyifli okumalar dilerim! (nalkan)
Bu kitap efsunlu... Bu kitaba, kitabın kendi mottosuyla karşılık verip İnceleme "yazmamayı tercih ederim" çünkü, hislerimi yazmayı tercih ediyorum. Aslında tercihlerimin adamı değilimdir. (Adam olmadı sanki, madâm mı deseydim acaba) Çünkü çoğu yaşadığım şey, benim tercihim değildi. Kimi zaman iki seçenek arasında kalacak kadar bile bir tercih hakkım olmadı. İnsanın kendi hayatı ile alakalı karar vermesi bir ihtiyaçtır, lüks değildir. Hani şu varoluş lakırtısı vardır ya, işte insan varoluşunu sorguluyorsa şayet, kendi hayatında söz hakkı olmalı. İşte benim söz hakkım olmadı, su aktı yolunu buldu bu yüzdendir varoluşumu sorgulamayışım. Gelmişiz gidiyoruz işte... Bunun için kimseyi suçlamıyorum. Kendim de arıyorum hatayı. Neden Katip Bartleby kadar cesur değildim ya da inatçı ya da arsız belki de yüzsüz... Hâlbuki amirim, görevim olmayan sorumlulukları üstüme yüklediğinde "yapmamayı tercih ederim" diyecek kadar cesaret ya da babam şehir dışına okula gidemezsin dediğinde "gitmeyi tercih ederim" diyecek kadar bir kararlılık ya da annem, bir gün evleneceksin, çift çizgi yapma, öğren artık ütü yapmayı dediğinde "öğrenmemeyi tercih ederim" diyecek kadar da yüzsüzlük yeterdi bana. Katip Bartleby gibi pasif bir direniş yapmam lazımdı ama ben, pasif kısmını aldım direnmeyi unuttum ve amirimin angarya işlerini yapmaya devam ettim, şehir dışına okula gitmedim yaşadığım şehirde okul kazandım, ütü yapmaya gelince de hâlâ çift çizgi yapıyorum bazen üç çizgi olduğu bile oluyor. İnsan, tercih etmediği şeyleri yapmakta pek başarılı olamıyor sanırım. Belki yapmayı tercih ettiğim şeylerde de başarısız olacaktım ama en azından kendi tercihim olmuş olacaktı. Bu kitap efsunlu demiştim. Öyle bir etki bıraktı ki ben de varoluş sancısı çekiyorum adeta. :) Daha ilk sayfasından büyüsüne kapılıyorsunuz kitabın. İnceden inceye ruhunuza bir şeyler işlendiğini hissediyorsunuz, bazen gülerken yakalıyorsunuz kendinizi, bazen de boğazınız düğümlenmişken suç üstü yapıyorsunuz kendinize. Bazen sinirleniyorsunuz bazen de çaresiz hissediyorsunuz. Ve bunların hepsini 50 sayfalık bir Novella'da yaşıyorsunuz. Bir hikâye kitabı, hayatımın biricik kitabı olmayı başarıyorsa bu kitap efsunlu olmalı diye düşündüm ben de. Böyle bir etkiyi yıllar önce okuduğum Peyami Safa'nın Yalnızız romanında da yaşamıştım. Üzerimdeki tesiri geçmesin diye aylarca kitap okumamıştım onun üstüne. Şimdi Katip Bartleby'nin üstüne de kitap okumasam mı diye düşünmüyor değilim. Kitapla alakalı tek pişmanlığım çabucak okuyarak bitirmiş olmam. Okuyacak arkadaşlar yavaş yavaş tadını çıkartarak okusunlar ve acele etmesinler. Aradığınız cevaplar kitabın sonun da sizi beklemiyor. Bu yüzden merakınızı gidermek adına bir an evvel sona gelmek için 1 saatte okuyup bitirmeyin kitabı. Size "yapmamayı" "etmemeyi" "çalışmamayı' " yaşamamayı" söyleyen Katip Bartleby'yi anlamaya çalışmayın, hissedin. Bir taraftan herkese tavsiye etmek istiyorum bu kitabı diğer taraftan sadece kıymetini bilecekler okusun istiyorum. Kuytu köşelerde kalıp, küflenen kitaplardan olmasına yüreğim el vermez ama ele ayağa da düşmesin, hakkı verilsin Katip Bartleby'nin. Herkese keyifli okumalar. (Rahime)
Tercihlerimizin Hesap Meselesi..: ‘Yapmamayı tercih ediyorum’’ Kitabı satın alırken tezgahtarın bana söylediği cümle idi. Sonra karşılıklı muhabbet etmek amacıyla sordum ‘’beğendiğiniz bir eser sanırım? ‘’ ‘’ Evet, çok beğendim, siz de beğeneceksiniz’’ ‘’Neler kaldı aklınızda?’’ dedim. Bu tanıtım cümlesini kitabı satarken söyleme gereği duyduysa, tercih etmeye karar verdiği onlarca yapmayacak eylemi olmuştur diye merakla cevap bekledim ama sessiz bir alış veriş sonrası oradan ayrıldım. Kitabı okudum ama o kadar çok soru birikti ki kafamda tekrar tekrar okudum yine de cevaplarını bulamadım. Katip Bartleby, neye karşı pasif direniş sergiliyordu? Düzenli bir hayatı, evi, yemek alışkanlığı bile yokken , düzene karşı gelmek ise amacı bunu neden işe girerek yapma gereği duydu? Tüm sessiz direnişine rağmen, avukatın iş yerini değiştirmesine sebep olması mıydı kazancı ? Ya da tüm çalışanlara ‘’ tercih ediyorum- etmiyorum’’ kelimesinden öte hangi etkiye tepki düşüşüncesi aşılayabildi? Üstelik hiçbir ikili ilişkileye ihtiyaç duymazken, avukatın ne olursa olsun ondan vazgeçemiyor olmasından bile bir nebze mutluluk duymadı. Avukatın yaşadığı vurdumduymaz umursamaz hayatına karşılık ona sınav mıydı Katip Bartleby? Vicdanını rahatlatma, günahlarının bedelini ödeme şekli miydi? (Etme bulma dünyası tabirinin ispatı olarak) Ya da gerçekten çok çok iyi bir insan mıydı avukat? Diğer üç çalışan hava durumu insanlar misali avukatın ruh haline göre her dediğine itiraz etmeksizin fikir belirtmeksizin taraf olurlarken neden silik tip karakterlerin ötesine geçemediler? (kıyakçılığın sonu ayakçılık gerçeği ) Sayfalar ilerledikçe tamam şimdi Katip Bartleby'in bu direnişine sebep olacak , beni doğruluğuna inandıracak bir olay, yaşanmışlık ya da bir örnek anlatılacak diye bekledim ancak kitabın sonunda belirtilen gerekçe bana çok da geçerli gelmedi. Katip Bartleby, bence direnişin sembolü değil kaybedecek hiç bir şeyi kalmayan bir adamın çaresizliğidir. Cevapları aramak yerine neleri yapmamayı tercih etmeliyim diye kendime yöneldim. Yaşayamadığımız hayatların faturasını başkalarına kesmek yerine zamanında yaşamamız gereken anda işte tam da o zamanda yüreğimizin sesini dinlemeyi tercih etmeliyiz. Beklenen kariyerler yerine mutlu olduğumuz yerde olmayı, hesap cüzdanının bol sıfırlı olmasından ziyade tebessümlerimizin kahkahalara dönüştüğü mutluluğumuzun sonsuz oluşunu tercih etmeliyiz. Henüz göremediğimiz şehirlere gidebilmeyi, başını okşayamadığımız çocukların varlığını hatırlamayı , yüreğimize işleyen dostlukları sevgileri kaybetmemeyi tercih etmeliyiz. Bütün gece sigara, dert, düşünce, suratsız bir vaziyette uyanarak sabah sabah yollara düşmenin, her akşam yorgun argın eve dönmenin çilesiyle ah vah etmeyi değil, var olan tüm kötülüklere , tüm dert ve hüzünlere başkaldıracak güce sahip olabilmeyi tercih etmeliyiz. Tüm direnişlerimiz ister sessiz, isterse bol eylemli gürültülü olsun ama bir amaca hizmet etmeli. Bu gerekirse kendimiz, gerekirse şiddet gören bir canlı, eziyet edilen bir işçi, haksızlığa uğrayan bir, çocuk, bir kadın , bir erkek hiç fark etmez değmeli. Kitabı belki farklı ruh haliyle , farklı tepkilere sahip düşünceler ile okuyanlar olacaktır. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim ben kitaptan daha çok incelemeyi beğendim. Kitabı iki kere okudum ancak , kitaptan çok çok daha fazla beğendiğim, Madame gonderi/29233619 incelemeyi defalarca... Niye mi sessiz direnişin sebebini anlamaya uğraşmak yerine senin tercihlerine kör, sağır ve dilsiz kalınması beni çok daha etkiledi. Neyse , ben kendi tercihlerimle hesaplaşmaya gideyim. Okumak isteyenlere keyifli okumalar dilerim. (Ferah)
Katip Bartleby PDF indirme linki var mı?
Herman Melville - Katip Bartleby kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Katip Bartleby PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Herman Melville Kimdir?
Herman Melville (d. 1 Ağustos 1819, New York - ö. 1891), Amerikalı yazar.
Bir Amerikan edebiyat klasiği kabul edilen Moby Dick adlı ünlü romanın yazarıdır. Uzun yıllar boyunca unutulmuş bir yazar olarak kalmış; 1920'li yıllarda yeniden keşfedilip büyük bir yazar olarak kabul edilmiştir.
Yaşamı
1819'da New York'ta dünyaya geldi. Sekiz çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğudur. 1830'da iflas eden babası, iki yıl sonra hayatını kaybedince Herman Melville, çocuk yaşta çalışmaya başlamak zorunda kaldı. Bir yandan okuyup bir yandan çeşitli işlerde çalışarak geçen beş yıl boyunca tarih ve antropoloji kadar Shakespeare'in eserlerini okuyarak kendini geliştirdi.
On sekiz yaşında Liverpool'e giden bir gemide tayfa olarak iş buldu; aynı gemi ile tekrar New York'a döndü. Bu deneyim, ona ileride yazacağı romanlar için malzeme sağlayan seyahatlerden ilkidir.
Bir kaç yıl New York'ta özel ders vererek hayatını kazanmaya çalışan Melville, 1841'de Acushnet adlı bir balina gemisine denizci olarak kabul edildi ve Pasifik'te yeni bir seyahate başladı. On sekiz aylık bir yolculuğun sonunda gemidekilerin kötü tavrından yıldığı için bir arkadaşı ile birlikte Markiz Adaları'nda gemiden kaçtı. Yamyam olarak bilinen Typee yerlilerinin arasında bir ay kadar yaşadı. Adaya gelen bir Avustralya gemisi ile yeniden denizciliğe döndü ancak gemide çıkan isyana katılmakla suçlandığı için Tahiti civarında bir yerel hapishanede birkaç gün tutuklu kaldı. 1843 yazını Tahiti'de yerliler arasında geçirdi. İleride yazacağı Moby Dick adlı romanın düşünsel altyapısı bu sırada oluştu. Bir başka balina gemisi ile Hawaii'ye kadar gitti.
Otuzlu yaşlarında Boston'a döndükten sonra artık deniz seferlerine bir son vermişti; ailesinin teşviki ile kitaplarını yazmaya başladı. 'Tippee' ve 'Omoo' adlarını taşıyan ilk iki kitabı 1846'da yayınlandı. Bu kitapları, yerliler arasında geçen günlerine aitti. 1850 yılında yayınlanan 'White Jacket'ta ise bahriye erlerinin zorlu hayatını anlattı. İlk kitapları onu bir anda hem İngiltere hem Birleşik Devletler'de çok ünlü bir yazar haline getirdi. Bu dönemde eski bir aile dostunun kızı olan Elizabeth Knapp Shaw ile evlendi. Çift, dört çocuk sahibi oldu. 1850'de Massachusetts'te bir çiftlik evi satın alan Melville, çiftlik işleri ve yazı ile uğraşarak 13 yıl boyunca bu evde yaşadı. 'Arrowhead' adını verdiği ev, günümüzde müzedir.
Yazar, en büyük eseri Moby Dick'i 1851'de tamamladı. Başlangıçta, balina avcılığını anlatan bir serüven öyküsü olarak tasarladığı kitabı tamamlamak üzere iken Amerikalı yazar Nathaniel Hawthorne ile tanışıp arkadaş olmuştu. Hawthorne'un tavsiyesi ile kitabını simgesel anlamlarla yüklü bir romana çeviren Melville, eseri dostuna adadı. Ancak kitap yayınlandığında beklediği başarıyı yakalayamadı ve çok olumsuz eleştiriler aldı.
Yayımcısı Harper's bir sonraki romanını basmayı reddedince maddi sıkıntıya giren Melville 1866'da New York'ta gümrük müfettişi olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde yazdığı 'Pierre' ve 'Piazza memories' gibi kitaplar ilgi görmedi. Son yıllarında düz yazıyı bırakarak kendini tamamen şiir yazmaya verdi; şiirlerini kendi parasıyla bastırdı.
1888 yılında emekli oldu ve en büyük eserlerinden biri sayılan 'Billy budd'ı yazdı; eseri bastırmaya fırsat bulamadan 28 Eylül 1891'de New York'taki evinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
Uzun yıllar boyunca unutulmuş bir yazar olarak kalan Melville, 1920'li yıllarda yeniden keşfedildi ve büyük bir yazar olarak kabul edildi. Eserleri Amerikan Kütüphanesi tarafından toplanıp basılan ilk yazar oldu.
Herman Melville Kitapları - Eserleri
- Katip Bartleby
- Moby Dick
- Billy Budd
- Benito Cereno
- Katip Bartleby - Benito Cereno
- Veranda Öyküleri
- Sağlam Adam
- Moby Dick
- Typee
- Katip Bartleby - Billy Budd
- Ne Denizsiz Ne Tütünsüz
- Redburn
- Pierre ya da Belirsizlikler
- Toplu Hikayeler 1
- Israel Potter
- Bir Horoz Öttü
- Pasifik Rüzgarı
- Hawthorne and His Mosses
- The Piazza Tales
Herman Melville Alıntıları - Sözleri
- Ama tek başınaydı sanki, yeryüzünde tek başına. Atlas Okyanusu’nun ortasında bir gemi enkazı. (Katip Bartleby)
- Sen benim yüreğimin en derinlerine dokunuyorsun. (Moby Dick)
- Sen benim yüreğimin en derinlerine dokunuyorsun. (Moby Dick)
- “Kimi zaman kan ağladığımız halde, gözyaşı döktüğümüzü sanıyoruz. Yeteneklerimiz gibi acılarımızı da bazen başkaları bizden daha iyi ölçebiliyor.” (Pierre ya da Belirsizlikler)
- Sahillerini böyle serbestçe kullanan bu insanlara karşı, yerliler korku ve nefretle karışık duygular besliyorlardı. (Typee)
- "Çünkü uykuda olmanın genellikle rahatlatıcı bir şey olduğu kabul edilirse de, yine de uyku sırasında kimse uykunun tadını çıkardığının farkında değildir." (Redburn)
- "Söylesene, ne diye çıldırmıyorsun? Nasıl yaşayabiliyorsun delirmeden?" (Moby Dick)
- Aydınlanmış insanı bir vahşiden ayıran nedir? Uygarlık aparyı bir şey midir, yoksa barbarlığın ileri bir aşaması mı? (Israel Potter)
- "Haklarında korkunç hikayeler duyduğum acımasız vahşiler, kana susamış yamyamlar bunlar mıydı? Bu insanlar birbirlerine karşı, fazilet ve merhamet üzerine makaleler hatmeden, ilk defa yüce ve asil İsa'nın dudaklarından dökülen o güzel duayı her gece okuyan birçok insandan daha iyi davranıyorlar ve çok daha insancıllar." (Typee)
- Rahatsızlık, gün boyunca daha bezdirici çabalara engel olamamıştı. (Benito Cereno)
- "Çünkü onun yarası vicdanında ve vicdan yarasının kanını da hiçbir şey durduramaz." (Moby Dick)
- kentlerde ya da ailelerde, hatta doğada bile sefalet kadar düzen bozucu bir şey olamaz. (Benito Cereno)
- Kaygılar altında ezilen insan sevemez; kasvet içindeki insan Tanrı’yı bulamaz. (Pierre ya da Belirsizlikler)
- Yeryüzündeki tüm araçlar arasında en çabuk bozulanı da insanlardır. (Moby Dick)
- "Tam nasıl olduğunu bilmiyoruz ama, ne olduysa oldu." (Moby Dick)
- Şafaktan bir mutluluk beklemeyen insan, şafağın bir tek göz tırmalayan bulutlarını görür, yalnızlık ve acı içinde sürüp giden gecesini sona erdirmek üzere olan aleni günü neredeyse lanetle karşılar. (Pierre ya da Belirsizlikler)
- Onun bedenine yardım edebilirdim, ancak ona acı veren bedeni değil ruhuydu ve ben onun ruhuna ulaşamazdım.. (Katip Bartleby - Billy Budd)
- "Düşüncelerin bir başka adam yaratmış senin içinde. Kendini bir Prometheus'a çevirmişsin azgın kafanla! Bir akbaba her gün gelip yiyecek yüreğini senin, kendi yarattığın bir akbaba!" (Moby Dick)
- "Zira akıllı insanların bildiği, beklediği ve önlemini aldığı şeylerle cahiller ancak yüz yüze gelince tanışırlar. Ve deneyim onlara ders verdiği zaman bile ders ancak o günlük işe yarar; çünkü bolluk içinde yaşayan ahmaklar dara düşme ihtimaline hayatta inanmazlar; gökyüzünde güneşi görür ve onun hiç batmayacak kadar parlak olduğuna inanırlar." (Redburn)
- Hayatımın akışı içinde birçok istisnai tesadüfe tanık olmuşumdur. (Katip Bartleby)
Editör: Nasrettin Güneş