diorex

Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni - Ahmet Şimşirgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni kimin eseri? Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni kitabının yazarı kimdir? Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni konusu ve anafikri nedir? Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni kitabı ne anlatıyor? Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni PDF indirme linki var mı? Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni kitabının yazarı Ahmet Şimşirgil kimdir? İşte Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 27.06.2022 06:00
Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni - Ahmet Şimşirgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Şimşirgil

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786050813036

Sayfa Sayısı: 392

Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mülk ü dünya kimseye bâkî değil, akıbet berbad olur 

Ey Muhibbî, şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz 

Kanunî Sultan Süleyman

 

O, dinin sultanıdır!

Din sarayı, sancaklarının ve süngüsünün direk olmasıyla sağlamlaşmıştır.

O, savaşın sultanıdır!

Ne tarafa yönelse fetih ve zafer onunla birliktedir. Yabancı ülkeler sancağının dinlenme alanıdır.

O, güzel ahlakın sultanıdır!

Cömertlik, cesaret, olgunluk gibi tüm iyiliklerin kaynağıdır.

O, imarın sultanıdır!

Gücünün ve hâkimiyetinin âbidesi Süleymaniye; zarafetin ve estetiğin tasavvur harikasıdır.

O, adaletin sultanıdır!

Devletinin baharı dünyayı aydınlatmaya başlamasıyla birlikte, gül bile dikenden cevr ü cefa görmemiştir.

O, şiirin sultanıdır!

Kendi ifadesiyle: “Her ne gazel ki söyleye hep âşıkânedir”

O, aşkın sultanıdır!

Kahramanlar kılıç şakırtılarından haz duyarlar. O, gerçek aşkına Sigetvar önlerinde top sesleri ve tevhid naraları arasında kavuştu.

 

Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni Alıntıları - Sözleri

  • "Ey Muhibbî bağlamak dünyaya dil layık degül Çünki senden olısardur akıbet âlem cüda" Bu dünyanın gönül bağlanacak yanı yoktur; zira nasılsa insan bir gün onu bırakacaktır.. [Kanunî Sultan Süleyman Han]
  • " Bu fani alemde muhakkak ki her kudretin erişemediği bir meram ve her lezzetin sonunda bir acı vardır."
  • Nitekim atalar; "Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır." demişlerdir.
  • Bu fani alemde muhakkak ki her kudretin erişemediği bir meram ve her lezzetin sonunda bir acılık vardı.
  • Bir gün yaşlı bir kadın saraya gelerek mutlaka padişahla görüşmek istediğini belirtmişti .Ne söyledilerse dinletemediler ve sonunda padişahı haberdar ettiler. Kanuni "Getirin Bakalım ne derdi varmış dinleyelim" buyurdu. Yaşlı kadın huzura çıktığında evinin soyulduğunu, bundan padişahın sorumlu olduğunu ve zararlarının tazmin edilmesini istediği. Kanuni: "Hırsız ne almış ana?" dedi. Yaşlı kadın: "Hiçbir şey bırakmamış ne var ne yok götürmüş." Kanuni gülümsedi ve: "Bütün eve götürürken sen ne yapıyordun. Bu kadar ağır uyku olur mu? kabahatli sensin" deyince yaşlı kadın: "Biz padişahımızı uyanık bilirdik onun için rahat uyurduk. Meğer sen de uyanık değilmişşin" cevabını verdi. Cevap Kanuni Sultan Süleyman'ın çok hoşuna gitti. Derhal ihtiyar kadının bütün ihtiyaçların bizzat kendim mallarından görülmesini emretti.
  • Tarihçiler umumiyetle Hürrem Sultan'ın..... Saçının kızıla çalan renginden doyalı adının Roza, Rossa veya Roxialene olduğu belirtilmektedir.
  • Minnet Huda'ya devlet-i dünya fena bulur Baki kalır sahife-i alemde adımız
  • Kanuni mektubunda Fransuva'ya şöyle hitapta bulunmuştu: Ben ki, Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükumdarlara taç giydiren,, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ve Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Kızıldeniz'in ve Rumeli'nin ve Stanbul'un ve mukaddes Mekke ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Gürcistan'ın ve Rum'un ve Dulkadir vilayeti'nin ve Diyarbekir'in ve Azerbaycan'ın ve Acem'in ve Şam'ın ve Haleb'in ve bütün Arab diyarının ve Mısır'ın ve Cezayir'in ve Tunus'un ve Yemen'in ve Eflak'ın ve Boğdan'ın ve Erdel'in ve Belgrad'ın ve Bosna'nın ve Budin'in ve daha nice memeleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dahi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı, Sultan Beyazıd Han oğlu Sultan Selim Han oğlu, Sultan Süleyman Han'ım. Sen ki, Fransa ülkesinin kralı Françesko'sun.
  • Kanuni Sultan Süleyman : -Dırahtı ger sarmış olsa karınca Zarar var mı karıncayı kırınca? Şeyhülislam Ebussuud Efendi: -Yarın Hakk’ın divanına varınca Süleyman’dan alır Hakkın karınca
  • "Bir devlette zulüm ve haksızlık yayılsa, bunu işitenler de "aman neme gerek" dese ve mani olmasalar; bir koyunu kurt değil de çoban yese, bunu bilenler hakikati söylemeseler; fa kirlerin, muhtaçların, gariplerin feryadı göklere çıkıp, bunları taşlardan başkası işitmese, işte o zaman felakettir. Neslinin o zaman yok olmasından korkulur. Hazinelerin boşalır. Askerin itaat etmez ve yolundan gitmez olur. Şayet bunlar zuhur ederse, işte o zaman yok olmak mukadderdir .. :' Karaların Hakanı ve Denizlerin Sultanı, Müslümanların Halifesi, kelimeleri ezberlercesine dinliyordu. Cevap bittiğinde, yere bakan gözlerinden sakalına ılık yaşlar süzüldü. "Yarabbi milletimizi böyle olmaktan koru" diye can u gönülden niyaz eyledi.

Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tüm detayları ile Kanuni devrine mükemmel değinilmiş. Hakkında bilmediğimiz o kadar konu fetih varmış ki sadece avrupaya yani batı tarafına 7 sefer ve her sefer günlerce sürüyor 46 yıllık hükümdarlığında nice başarılar Avrupa’yı dize getirme hint okyanusuna kadar denizlere hakim olma Akdeniz ve Karadeniz de Kuş uçurmama. Detaylı bir Osmanlı devletini araştırmak istiyorsanız şiddetle tavsiyemdir. (Halil CERAN)

Kanuni Sultan Süleyman: Serinin devamında Kanuni Sultan Süleyman hanın hayatını ve yaptığı seferleri anlatmaktadır. Böyle bir şahsiyeti dizilerden değil de kitaplardan okuyarak öğrenseler keşke o zaman ömrünü haremde kadınlarla sefa içinde değil de, at sırtında seferlerde geçirdiğini daha iyi anlarlardı. Sıkılmadan okuyacağınız bir kitap. (Onur)

Dikkat spoiler içerir. Adından da anlaşılacağı üzere sadece Kanuni Sultan Süleyman döneminden bahsedilen serinin oldukça güzel dördüncü kitabı. Tahta geçişi ve hemen sonrasında Belgrad'ın fethi ile başlayan kitap, ölümüne kadar devam ediyor. Bu arada klasik tarih kitaplarında gördüğümüz çoğu olayı daha detaylıca anlatıyor. Normalde pek anlatılmayan, Özbekler ile olan münasebet ve iş birliği, Şehzade Bayezid'in isyan süreci, Rüstem Paşanın, Şehzade Mustafa olayından sonra sütten ağzı yandığı için bu olayda tarafsız kalması, Hürrem Sultanın Hayırseverliği, Kanuni'nin Mimar Sinan ile İstanbul'a su getirme çalışmaları, Hind okyanusunda Portekizliler ile olan mücadeleler, Barbaros, Turgut ve Piyale Reis'in denizlerdeki başarıları gibi konulara yer veriliyor. Kitabın sonunda bilime verdiği önem, Muhibbi mahlasıyla yazdığı şiirler, kanunlara saygısı, Ebussuud Efendinin verdiği fetvaları tabutuna koydurmak için vasiyetname hazırlaması gibi hikayelere de yer veriliyor. Klasik tarih kitapları dışında bilgi edinmek isteyenlerin okuyabileceği bir kitap. (Serdar Poirot)

Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni PDF indirme linki var mı?

Ahmet Şimşirgil - Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Şimşirgil Kimdir?

1959'da Boyabat'ta doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini aynı yerde tamamladı. 1978'de girdiği Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü'nden 1982'de mezun oldu. 1983'te aynı bölümdeki Yeniçağ Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olarak vazifeye başladı. 1985'te Yüksek Lisansı'nı tamamladı. 1989'da Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü'ne naklen geçiş yaptı.

 

1990'da "Osmanlı Taşra Teşkilatı'nda Tokat (1455-1574)" isimli çalışmasıyla Tarih Doktoru ünvanını aldı. 1997'de "Uyvar'ın Osmanlılar Tarafından Fethi ve İdaresi" isimli takdim teziyle Doçent oldu. Seyyid Muradi'nin kaleme aldığı Barbaros Hayreddin Paşa'nın gazalarını "Kaptan Paşa'nın Seyir Defteri" ismiyle sadeleştirerek, ayrıca Osmanlı tarihi ile ilgili "Kayı I", "Kayı II", "Kayı III", Kayı IV,  “Taşa Yazılan Tarih Topkapı Sarayı” ve “Ahmed Cevdet Paşa ve Mecelle” ile “Slovakya’da Osmanlılar” adlı eserlerini yayınladı. 2003'te Profesör kadrosuna atanan Şimşirgil'in Osmanlı şehir tarihi, siyasi hayatı ve teşkilatı ile ilgili çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda ilmi makalesi bulunmaktadır.

 

Halen Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Öğretim Üyesi görevine devam etmektedir.

Evli ve üç çocuk babasıdır.

Ahmet Şimşirgil Kitapları - Eserleri

  • Kayı 1: Ertuğrul'un Ocağı
  • Kayı 2: Cihan Devleti
  • Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde
  • Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni
  • Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları
  • Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş
  • Otağ 1 / Büyük Doğuş
  • Kayı 10: II. Abdülhamid Han
  • Osmanlı Gerçekleri
  • Kayı 7: Kutsal İttifaka Karşı
  • Otağ 2 / Emir Timur
  • Kayı 8: Islahat, Darbe ve Devlet
  • Valide Sultanlar ve Harem
  • Kayı 9: Sonun Başlangıcı
  • Kayı 11
  • En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları
  • Otağ - 3 Sultan Alparslan
  • Devr-i Gül Sohbetleri
  • Mızraklı Hakikat
  • Osmanlı Gerçekleri 2
  • Eşrefoğlu Rumi
  • Barbaros Hayreddin Paşa
  • Sultan 2. Kılıçarslan ve Aksaray
  • İstanbul: Fetih ve Fatih
  • Edep Yâ Hû
  • Denizler Fatihi Piyale Paşa
  • Yavuz Sultan Selim
  • Slovakya'da Osmanlılar 1663 - 1685
  • Topkapı Sarayı
  • Fatih Sultan Mehmet
  • Fethin Kahramanları
  • Bir Müstakil Dünya: Topkapı Sarayı
  • Birincil Kaynaklardan Osmanlı Tarihi Kayı 1
  • İstanbul Fetih ve Fatih
  • Hakimiyet Sembolü Ayasofya Camii
  • Asırlara Hitabeden Alim Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi
  • Osmanlı Gerçekleri 3

Ahmet Şimşirgil Alıntıları - Sözleri

  • "Ey Muhibbî bağlamak dünyaya dil layık degül Çünki senden olısardur akıbet âlem cüda" Bu dünyanın gönül bağlanacak yanı yoktur; zira nasılsa insan bir gün onu bırakacaktır.. [Kanunî Sultan Süleyman Han] (Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni)
  • Hayali mihmandır daima bu çeşm-i pür-nemde Onunçündür kesilmez eşk-i hasret hiç bir demde Firakıyla nola hep böyle ebyat olsa hamemde “Görenler seyl-i eşki diyeler sahra-yı sinemde Bahar eyyamıdır güya ki ırmaklar bulanmıştır” (Bu sürekli ağlayan gözde sevgilinin hayali misafirdir. Bu yüzden de hiç bir zaman hasret gözyaşları durmaz. Onun ayrılığı yüzünden kalemim hep böyle beyitler yazsa buna şaşılmamalı. “Göğüs düzlüğünde gözyaşı selini görenler sanırlar ki güya bahar zamanıdır ve nehirler bol yağış yüzünden bulanmıştır.”) (III.SELİM HAN) (Kayı 8: Islahat, Darbe ve Devlet)
  • "Osmanlı padişahları içinde Halvetiliğe ilk intisap eden II.Bayezid Han'dır. Onun intisabı Çelebi Halife namıyla meşhur Cemal-i Halveti vasıtasıyla olmuştur." (Osmanlı Gerçekleri 3)
  • Okuma bilmeyip yazan Odur dünyayı bozan (Osmanlı Gerçekleri)
  • "İttihatçılar, Sultan II. Abdülhamid Han'dan o kadar nefret ediyorlardı ki, Sultanın cenaze namazını kendilerinin Şeyhülislam yaptıkları Mason Musa Kâzım Efendiye kıldırttılar.." Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil (Kayı 10: II. Abdülhamid Han)
  • "Edirne'yi vermemek üzere iktidara gelenler bırakın Edirne'yi kurtarmayı devletin bütün bekasını Avrupalı büyük devletlerin inisiyatifine bırakmaktan rahatsız olmamışlardı. " (Kayı 11)
  • "Evet, ben bir askerim ama her şeyden önce Türk'üm ve Müslümanım! Burası benim mukaddes mâbedimdir. en büyük âmir olan vicdânımdan aldığım emirle buraya sizi sokmayacağım! Eğer cebren girmeye çalışırsanız buradaki askerlerim ve ben hepimiz ölünceye kadar çarpışacağız ve bu ihtimâli de düşünerek camiin sütunlarına yerleştirdiğim tahrip kalıplarıyla koca mâbed, taburumuzun üzerine çökecek ve yine buraya giremeyeceksiniz!” (Hakimiyet Sembolü Ayasofya Camii)
  • Emir Timur’un bir diğer önemli lakabı da dünyaya Hükmeden manasına gelen sahipkırandır. Gökyüzündeki gezegen satürün ve Jüpiter’in birbirlerine en yaklaştığı zamanda dünyaya gelen erkek çocuklar bu ünvanı almaya aday olurlardı. Bu iki gezegenin birbirlerine yaklaşması sekiz yüzyılda bir tekrarlanmaktadır. Bu gün doğan çocuklar bahtlı olurlar. Bu şekilde dünyaya üç kişi gelmiştir. İskender-i Zülkarneyn -ki ona Oğuz Han da denilmektedir-, Peygamber efendimiz ve Emir Timur. (Otağ 2 / Emir Timur)
  • Ana başa tâc imiş Her derde ilaç imiş Bir evlat pîr olsa da Anaya muhtaç imiş (Valide Sultanlar ve Harem)
  • İnsan ilimle yaşar. Cahil ise ölü gibidir. (Osmanlı Gerçekleri)
  • Osmanlı devleti Fazıl Ahmet Paşa ile Avrupa’da en haşmetli son 15 yılını geçirmiş ve bir kez daha dünyanın tek kutuplu devlet olduğunu göstermişti. O 15 seneye Yaklaşan sadrazamlığının neredeyse dokuz yılını cephelerde geçirmişti. Fatih, yavuz ve kanuni sultan Süleyman zamanlarında olduğu gibi seferlerinde kısa sürede netice alıyordu. Devletin demir yumruğu Avusturya. Venedik ve Lehistan‘a bir kez daha iniyor dünya bu muazzam gücü gücün karşısında eriyordu. Osmanlı tuğlarını 15 sene Avrupa’da Haşmet ve kudretle gezdirmişti. (Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş)
  • Ya Rabbi! Dinine yardım edenlere yardım eyle. Müslümanlar arasında fitne çıkaranları kahreyle. (Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde)
  • "gayret bizden, tevfik Allah'tan" (Otağ 1 / Büyük Doğuş)
  • 1949'dan itibaren açılmaya başlanan İlâhiyat Fakülteleri'nde tamamen pozitivist bir din yerine koyan bir zihniyet ortaya çıkmaya başlamıştır ve bilim dinin yerini almıştır. Neticede ilahiyatlarımızda önce müctehid alimler, mezhep imamları ve tasavvuf erbabı hafife alındı hatta aşağılandı. Sonra hadisler tartışılmaya ve ayıklanmaya başlandı. İşlerine gelmeyen yaşantılarına uymayan her hadis "mevzu" uydurma denerek atıldı. (Mızraklı Hakikat)
  • Osmanlı-Rus savaşında Hristiyan ordularıyla işbirliği yapılmasını mahzurlu görenler de az değildi.Bu dedikodular üzerine fetva alınmak zarureti doğdu. “Avrupalı askerleri kendi ordumuzda kullanmak caiz midir? “ sorusuna “El Cevab; Madem ki avcılar av tutmak için köpekleri kullanıyorlar biz de onları kullanabiliriz, “ diye teşbihli bir cevaz verilmişti. (Kayı 9: Sonun Başlangıcı)
  • "Allah, peygamber korkusu bilmez alçaklar! Unutmayın ki, intikam gecikir ama asla yaşlanmaz!" (4.MURAD HAN) (Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş)
  • Çünkü denildi ona “Ve’ş-Şems” dahi “Ve’d-Duhâ” Rûyuna alnına mihr ü mâhı benzetsem nola Kur’ân-ı Kerîmdeki sûrelerden biri Şems suresidir. Onun ilk ayetinde geçen “Veşşemsi veduhâ” ifadesi Türkçe anlam olarak “Güneş’e ve onun parıltısı” anlamına gelir. Kanuni sonraki beytinde Resulullah Efendimizi “Güneş’e” benzeterek anlatır. Güneş, nasıl dünyayı aydınlatmışsa Hazreti Peygamber de insanlığı aydınlatan bir güneş hükmündedir. Ay da aynı şekilde aydınlatıcı bir gezegendir. (En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları)
  • Sakarya Meydan Savaşı, Türkler için bir ölüm - kalım mücadelesi oldu. Nitekim Sakarya 'da Türk milleti kadınlı erkekli, vatanlarına saldıran düşman kuvvetlerine kahramanca karşı koyma kudretini gösterdi. Türk ve Yunan kuvvetleri, Sakarya kıyılarında 100 kilometrelik bir sahada 22 gün ve gece süren bir meydan savaşı yaptılar. Meydana gelen kanlı muharebelerde bazen Yunan kuvvetleri, bazen Türk kuvvetleri başarılı oldu. Nihayet Türk hatlarını yaramayan yunan birliklerinde moral çöküntüsü oluştu. Türk ordusu 10 Eylül'de genel taarruza geçti. Beylikköprü, Duatepe ve Kartaltepe muhrebelerinde ağır kayıplar veren yunan ordusu Sakarya'nın batısına çekildi. (Kayı 11)
  • Tarih nostalji demek değildir.Dünü anlatırken bugüne neler miras kaldı,neleri yitirdik görmek gerekir. (Devr-i Gül Sohbetleri)
  • " Öyle bir nesil, öyle bir zaman ki, her şeyin fiyatını biliyor, fakat değerini bilmiyor." (Barbaros Hayreddin Paşa)

Yorum Yaz