diorex
sampiyon

Kayıp Kentin Yakışıklısı - Yılmaz Erdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kayıp Kentin Yakışıklısı kimin eseri? Kayıp Kentin Yakışıklısı kitabının yazarı kimdir? Kayıp Kentin Yakışıklısı konusu ve anafikri nedir? Kayıp Kentin Yakışıklısı kitabı ne anlatıyor? Kayıp Kentin Yakışıklısı kitabının yazarı Yılmaz Erdoğan kimdir? İşte Kayıp Kentin Yakışıklısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 03.03.2022 16:00
Kayıp Kentin Yakışıklısı - Yılmaz Erdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yılmaz Erdoğan

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755700182

Sayfa Sayısı: 96

Kayıp Kentin Yakışıklısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim,

çocuk olmaktan...

Ve beslenme çantamda

otlu peynir kokusuydu babam...

Kayıp Kentin Yakışıklısı Alıntıları - Sözleri

  • Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim! Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel bir şey yok...
  • Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde El tutmak yol açıyor diye hesapsız Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları Yasak kelime oyunu yapmak Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok Tomurcuklanmak günah Ve bir insan gözü yüzünden 100 gün ardarda uyumamak Kimse ölmesin diye Kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak Güneşi ayı ve hatta hiç bir tabiat olayı Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya Ne deniyorsa onu atacak kalp Ve süresi 24 saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın...
  • ve ben ne zaman, kiminle sevişsem hala seni aldatıyorum!
  • Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama Yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, Adam gibi hasretleri özlemeye başladım Sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
  • Ben senin beni sevebilme, ihtimâlini sevdim..!
  • şimdi ölüm bile yetmiyor acılarımızı tartmaya dostlar alıngan bir sahili pinekliyorlar bir merhaba'yı bıçaklar gibi artık selamlaşmalar
  • Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum..
  • Ben seninle herhangi bir insan elinin terli Coğrafyasında olma ihtimalini sevdim…
  • ne kadarını sustuk konuştuklarımızın?..
  • Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde; El tutmak yol açıyor diye hesapsız, Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları... Yasak kelime oyunu yapmak, Yalan söylemek mecburi... Ve serbest ayyuka çıkmak. Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok, Tomurcuklanmak günah. Ve bir insan gözü yüzünden 100 gün art arda uyumamak... Kimse ölmesin diye kimsenin aklında; Her sevdalı verdiği sözü geri alacak. Ve süresi yirmi dört saate çıkacak meskun mahallerde ağlamanın... . . . Sen beni sevmekten gidince ben bana borçlu kaldım; Ya sen bana fazla geldin Ya ben sana az kaldım...
  • Berfinim İçimin güler yüzü yaşanılası iklimim hoş geldin
  • soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
  • Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim! Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel bir şey yok...
  • sanki şiirini bilmediğim bir fransız akşamında kaldırım taşlarını sayıyorum kalbimin.. içimde ayak izlerin, aylak bir yaz geçiyor avuçlarınimdan... ve ben ne zaman, kiminle sevişsem hala seni aldatıyorum
  • Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla.

Kayıp Kentin Yakışıklısı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir sezgi, bir anlam, bir hissediş Ne kadar da basit görünen kelimeler Önemli olan bunları hissettirebilmek. Kitabı beğenmemek elde değil.. Umarım okunurluğu daha da artar.. (Şa)

Yılmaz ERDOĞAN “Kayıp Kentin Yakışıklısı” adlı bu şiiri 1990’lı yıllarda Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu başkan yardımcısı olan amcası Namık ERDOĞAN için yazmıştır.Yani “Kayıp Kentin Yakışıklısı” Yılmaz ERDOĞAN’ın amcasıdır ve eser adını bu şiirden almaktadır,ayrıca bu şiirin yazılmasına neden olan birçoğumuzun bilmedeği hatta ve hatta tahmin edemeyeceği gerçek nedenler canımı çok ama çok sıktı… .....Delirmemek elde değil….. Şiirden de anlaşılacağı üzere Namık ERDOĞAN kaçırılıp öldürülmüş dürüst bir adam.-->9 mayıs 1994'de evine dönerken kaçırılmış ve cesedi 12 mayıs günü kafasına iki kurşun sıkılmış halde bulunmuştur. Merak ettiğiniz neden mi öldürüldü? Evet- Ölmeden önce tehdit ediliyordu çünkü; görevi gereği eroin(peynir,bit,blue magic…) üretiminde kullanılan asitlerin Türkiye'ye kimin adına ve ne miktarda girdiğinin, belgeleri(asit ithal izin belgeleri) arasında yaşıyordu.Bu cümleden neden ve kimler tarafından öldürüldüğünü de tahmin edeceğinizi umarım. Olayın en dramatik yanlarından biriyse Namık ERDOĞAN’ın kendisi gibi aslen Hakkari’li olan Leman SAM’ın henüz 16 yaşındayken sevgilisi,nişanlısı olmasıdır.Şiirde fark edilmese de öldürüldüğünde de öldürülmeden önce de Leman SAM’a aşık olmasıdır.Hey gidi hey..Nereden nereye ... :( Eser genel ve içerik olarak herkese hitap ediyor.Kalemine hayran olmamak bence imkansız.Bu adam yaptığı her şeyi hakkıyla çok iyi yapıyor.Benden yine bu kadar,içim buruk kaldı. https://www.youtube.com/watch?v=OQ0-9s8AeXc (Shello'S'" 鲻)

Yılmaz erdoğanın kaleminden olunca pek eliştirmek mümkün olmuyor ama şunu demeliyim ki insanların şiirlerde kendini bulabileceğini sanmazdım. Hayatı tüm gerçeğiyle ve çıplaklığıyla önümüze seriyor. (jaksın)

Kitabın Yazarı Yılmaz Erdoğan Kimdir?

Kürt kökenli Türk oyuncu, yazar, şair, seslendirme sanatçısı, komedyen ve yönetmen. Sadri Alışık Ödülleri en iyi erkek oyuncu, Altın Kelebek Ödülleri en iyi komedi dizisi, AACTA en iyi yardımcı erkek oyuncu, Afife Tiyatro Ödülleri Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü sahibidir.

Erdoğan 1967 yılında Nazım Erdoğan ve Süheyla Erdoğan'ın ortanca oğlu olarak dünyaya geldi. Ayrıca Anadolu Ateşi dans topluluğunun kurucusu Mustafa Erdoğan'ın küçük kardeşi, ses sanatçısı Deniz Erdoğan'ın ağabeyidir. İlk ve ortaokulu bitirdikten sonra Ankara Aydınlıkevler Lisesine devam eden oyuncu, lise eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesini kazandı. İstanbul'un Kocamustafapaşa semtinde 3 arkadaşının bekâr evine yerleşti. Eğitim hayatını yarıda bırakarak Ferhan Şensoy'un Nöbetçi Tiyatro kadrosuna katılmıştır.

İlk kez 1988 yılında Olacak O Kadar adlı televizyon komedi programının senaryo yazar kadrosunda yer aldı. 1993 yılında kendi yazdığı ve Demet Akbağ ile başrolünü paylaştığı Bir Demet Tiyatro isimli televizyon dizisi ile geniş kitleler tarafından tanındı. Erdoğan 1993-1998 yılları arasında Sanem Oktar ile evli kalmış, 1996 yılında Berfin Erdoğan isimli bir kız evladı dünya gelmiştir. 2006-2018 yılları arasında evli bulunduğu Türk sinema ve dizi oyuncusu Belçim Erdoğan ile evli olan sanatçının bu evlilikten 2010 yılında doğan Rodin Erdoğan isimli bir erkek çocuğu vardır.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Yılmaz_Erdoğan

Yılmaz Erdoğan Kitapları - Eserleri

  • Kayıp Kentin Yakışıklısı
  • Hüzünbaz Sevişmeler
  • Hijyenik Aşklar
  • Anladım
  • Haybeden Gerçeküstü Konuşmalar
  • Bana Bir Şeyhler Oluyor

  • Sahiler Düş Düşler Sahi
  • Kelebeğin Rüyası
  • Bin Aşık Yılı Uzakta
  • Kadınlık Bizde Kalsın
  • Feriştah'ın Fentezileri
  • Laz Bakkal İle Tombalak
  • Tatlım Tatlım

  • Kadınlık Bizde Kalsın
  • Bayram Sevinci
  • Bir Yağmur Olmalı Bir de Çınar

Yılmaz Erdoğan Alıntıları - Sözleri

  • Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim! Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel bir şey yok... (Kayıp Kentin Yakışıklısı)
  • Bu sıradan, bu sürpriz i bulunmayan, bütün günleri birbirinin aynı olan hayatın aslında hayat değil, gerçek bir hayat için kaba bir prova olduğunu düşünüyorum! (Haybeden Gerçeküstü Konuşmalar)
  • Sonuna geldim ki bataklık Ve anladım Bizimki sevgiye yardım Aşka yataklık Safi duman Hiç alev yok Nasıl bir yanmaksa artık… (Bin Aşık Yılı Uzakta)
  • Hoş insanın eli boş olmuş bir ehemmiyeti yok, iş ki yüreği dolu olsun. (Feriştah'ın Fentezileri)
  • ¶¶ Herkes gibi olana şiir yazılır mı? ¶¶ (Kelebeğin Rüyası)
  • Aşk bahanesidir şiirin (Kelebeğin Rüyası)

  • Şiir diye bir şey tutturmuşlar, kimseye acımıyorlar. (Hijyenik Aşklar)
  • Bir ayrılık yaşadım hepinizinkine bin basar! (Hijyenik Aşklar)
  • Anlatıcı: Fakat fetih işi zora saplanmış. İstanbul'un fethinde sorunlar yaşanıyor. Fatih Sultan Mehmet havlu mu atıyor ne? Allah'tan valide sultan dişli bir dişi. Her güçlü erkeğin arkasında dişli bir dişi vardır. İnanmayan tarihe baksın. Tarihte devam mecburiyeti ve seçmeli dersler vardır. Temize çekerken olayları ak sakallı tarihçiler, unutmuşlar kadınları yazmayı. Oysa her vaka-i hayriyede hayriye gibi bir kadın vardır. Anlatıcı çıkar... Sahnede bir taht vardır. Fatih bağıra çağıra girer, valide sultan da peşindedir. Fatih: Fethetmiyorum ulan fethetmiyorum. İstanbul'u artık hiç fethetmiyorum. Israr etme valide, fethetmiyorum. Valide: Aman devletli evladım, streslere gark olmayasuz. İstanbul'u fethetmeye mecbursun. Bu hususta muvaffak olamazsan koca Osmanlı'da herkes karalar bağlayacak. O kadar siyah elbiseyi nereden bulacağız. Sevgili yavrum, bizi Neslihan Yargıcı'ya mahkum etmeyiniz. Çok kazıkçı diyorlar. Fatih: Mahfoldum valide, ne gecem kaldı, ne gündüzüm. Pazar günleri bile açığım. Yirmi bir yaşındayım ben valide, millet boğazda rakı içecek diye kendimi çar çur edemem. Bu ne yaman çelişki valide. Valide : Aman padişahım. Mehmedim, ikinci Mehmedim. Kapris yapmayasuz. Siz şol İstanbul'a artist olmak için gelmediniz. Siz bu fethi eylemezseniz ikinci köprüye kimin adı verilecek. Fatih: Yok ya? Koskoca İstanbul'u şeyimizden ter atarak fethedeceğiz, ondan sonra içine edecekler. Yok öyle yağma. Valide: Nereden bilirsin evladım içine edileceğini. Fatih: Ben mallarımı tanırım valide. Aha, şuraya yazıyorum. Şu haliç var ya haliç, önce orayı maffedecekler. Biri diyecek haliç "benim gözüm gibi olacak" diğeri diyecek, "yok, asıl benim gözüm gibi olacak." göreceksin sonunda haliç, benim ... ... gözüm gibi olacak. Valide: Sükut evladım sükut. Böyle laflar yakışıyor mu size? Zinhar böyle şer beyanlarda bulunmayasuz. Fethedesiniz Konstantiniye'yi, orta çağ kapana, yeni çağ açıla. tebamız çağ atlaya. Fatih: Fethetmiyorum valide, fethetmiyorum. Valide: Tarihi değiştirmeye muktedir değiliz haşmetli evladım. İstanbul'u almak senin alnına yazılmış. Bak (Fatih'in alnından okur.) Al Mehmet al, Mehmet İstanbul'u al. Fatih: (Çok şaşırır.) Yapma ya? Öyle mi yazıyor hakkatten? Dikkatli bak valide, daktilo hatası falan olmasın. Valide: Hayır evladım. İlahi yazılarda hata olmaz inanmazsan al kendin oku. (Bir ayna tutar fatih aynadan okur.) Fatih: la temhem la, ulubnatsi temhem la. Ne demek oluyor bu valide. Valide: Evladım ayna olduğu için tersten okuyorsun. Doğrusu, "Al Mehmet al, Mehmet İstanbul'u al..." Fatih: Öyle ya... O halde alacağız Konstantiniye'yi başka yolu yok. Fakat valide, bir terslik olur da, İstanbul'u başka bir padişah alacak olursa, çok mühim bir vasiyetim olacak. Valide: Nedir evladım söyle? Fatih: Topkapı sarayı'nı Topkapı'ya kurmasınlar, sapa kalıyor. Oraya otogar yapılsın, Tatlıses Turizme yer ayrılsın. Valide: Başüstüne evladım. Vasiyetine ekleyecek başka birşey var mı? Fatih: Var valide var. Vasiyetim daha bitmedi. Derhal İstanbul'a felç halinde bir trafik eylensin, tebam yollarda fıtık olsun. Denizlerin içine edilmek suretiyle balıklar telef eylensin, balıklardan boşalan yere koyunlar konuşlansın. Boğaz sırtları arap kardeşlerimize verilsin. Rus, bulgar, romen ve bilcumle şark blokuna mensup orospular laleli'ye yerleştirilsin. Sokak ve caddeler devamlı kazılsın ve kat'a doldurulmasın. İski'nin çukuru PTT'ninkinden alçak olsun. Suların akmasına mahal verilmesin. Buna rağmen sular inatla akmaya devam ederse derhal bütün oylar Refah'a verilsin. Gecekondulara önce tapu verilsin, seçimden sonra hepsi yıkılsın. Bütün mafyalar illere göre adilce dağıtılsın. Pazar mafyası Malatyalılara, hamal mafyası Maraşlılara, arazi mafyası Çorumlulara, otopark mafyası Tokatlılara verilsin. Bütün tiyatrolar yıkılsın. Yerlerine birahaneler yapılsın. Tebam temsil seyredeceğine, devamlı bira içip, devamlı çişe gitsin. İstanbul'a tramvay yapılsın. Sonra tramvay kaldırılsın. sonra tekrar tramvay yapılsın. Sonra tramvay kaldırılıp yerine yine tramvay yapılsın. sonra tramvay yine kaldırılıp yerine bir türlü metro yapılamasın. İstanbul'un bilimum pazarcı esnafı, tedris ve terbiye edilsin. Sabahın erken saatlerinde, bilhassa tebam en derin uyukudayken "patates soğaaaaaan!" diye bağırtılsın. "patates soğaaaaan! kurabiye bunlaaaaar! patates soğaaaaan.... aygaaaaaz... " çok istiyorsan fethedeyim konstantiniye'yi valide ama olacağı bu haldir. Ben mallarımı tanırım... (Kadınlık Bizde Kalsın)
  • Yeri geldi diye ağlıyorum Yoksa hiç aklımda yoktu (Anladım)
  • Kimi cüret etsem sevmeye Kendime küçük geldim Zayıf kaldım he murathan esir düştüm Sefil oldum (Sahiler Düş Düşler Sahi)
  • Her akşam yeniden bestelenen hayat Her gün iştahla aranan mutluluk Kovalanan aş-k... (Bin Aşık Yılı Uzakta)
  • Belki sen ve belki ben... Belki yıllar sonra... Tuhaf şey... (Hüzünbaz Sevişmeler)

  • Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim! Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel bir şey yok... (Kayıp Kentin Yakışıklısı)
  • ... Hakiki yaralar şiirle onarılmaz. ... (Bin Aşık Yılı Uzakta)
  • Senin sevdiğin senin tarafından sevilmeyi sevmiyor ki... Senin sevdiğin, senin sevdiğinden daha az seviyorsa seni, sen de sevme gitsin o zaman seni sevmeyeni. (Feriştah'ın Fentezileri)
  • Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama Yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, Adam gibi hasretleri özlemeye başladım Sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... (Kayıp Kentin Yakışıklısı)
  • Numan'la kavga ettik, ayrılma arifesindeyiz. Burada arife kelimesini bilhassa kullanıyorum. Çünkü Numan'dan ayrıldıktan sonra benim için bayram başlayacak. (Feriştah'ın Fentezileri)
  • kör olmak pahasına görmektir hayat bilirim (Anladım)
  • ... ADEM: Haklısın, saçmaladım... Ama ne olursa olsun, tanrı önce beni yarattı! HAVVA: Aslında düşünüyorum da, öyle olması normal. ADEM : Neden? HAVVA: Sanat şaheserleri yaratılmadan önce, müsveddeleri yapılır da ondan... Neyse, bırakalım bunları da, eşit iki insan olup bir sürü kardeş, bir sürü kardeşlik üretelim! Ne dersin? ... (Kadınlık Bizde Kalsın)

Yorum Yaz