diorex
Dedas

Kayıp Kıta Mu - James Churchward Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kayıp Kıta Mu kimin eseri? Kayıp Kıta Mu kitabının yazarı kimdir? Kayıp Kıta Mu konusu ve anafikri nedir? Kayıp Kıta Mu kitabı ne anlatıyor? Kayıp Kıta Mu PDF indirme linki var mı? Kayıp Kıta Mu kitabının yazarı James Churchward kimdir? İşte Kayıp Kıta Mu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 21.05.2022 07:00
Kayıp Kıta Mu - James Churchward Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: James Churchward

Çevirmen: Pelin Tornay

Yayın Evi: Omega Yayınları

İSBN: 9786050200348

Sayfa Sayısı: 400

Kayıp Kıta Mu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Eskiden bilim adamları Pasifik Okyanusu'nun ortasında Mu gibi devasa bir kıtanın var olduğu fikrine oldukça kuşkuyla yaklaşıyorlardı. Ancak, bugüne dek yapılan araştırmalar sonucunda böyle bir kıtanın varlığını kanıtlayan verilere ulaşıldı.

Hindistan'daki bir tapınakta bulunan ve bilgili bir rahibin yardımıyla şifreleri çözülen kutsal tabletler bu veriler arasında önemli bir yer tutar. Valmiki'nin kaleme aldığı klasik Hint destanı Ramayana gibi metinlerde de Mu'nun varlığı teyid edilir. Valmiki, ayrıca Ramayana'da Nakalların Burma'ya Pasifik Okyanusu'ndan geldikleri bilgisini de verir.

Kayıp Kıta Mu'nun varlığına işaret eden başka bir veri de konumları ve üzerlerindeki semboller yoluyla Mu'nun insanlığın anavatanı olduğu bilgilerini taşıyan harabelerdir. Mısır, Burma, Hindistan, Japonya, Çin, Güney Denizi Adaları, Orta Amerika, Güney Amerika ile bazı Kuzey Amerika Kızılderili kabileleri ve diğer eski medeniyetlerin yaşadığı yerlerde bulunan eski semboller ve sürdürülen geleneklerin evrensel bir niteliğe sahip oluşu da bu veriler arasında yer alır.

Kayıp Kıta Mu, ömrünü neredeyse bu konuya harcayan James Churchward'ın Mu araştırmaları hakkındaki temel bilgilerini içeren ilk kitabıdır.

(Tanıtım Bülteninden)

Kayıp Kıta Mu Alıntıları - Sözleri

  • ..... Çünkü hepsi haklıdır..!
  • Bir halkın gözünde para dürüstlük ve onurdan daha değerli hale geldiğinde o ulus dünya tarihinde elde ettiği saygın yeri kaybeder. Genel anlamda kazanma hırsının yaygınlığı büyük kargaşa ve felaketin habercisidir.
  • Uygurlar, uygarlığın ve kültürün yüksek sınırına ulaşmışlardı; astrolojiyi, madenciliği, tekstil endüstrisini, mimarlığı, matematiği, tarımı, okumayı, yazmayı, tıbbı vs. biliyorlardı. İpek, metal ve ağaç üzerine yapılan süsleme sanatında ustaydılar ve altın, gümüş, bronz ve kilden heykeller yaptılar, ve tüm bunlar Mısır tarihinin başlangıcından önceydi.
  • Uygarlığın vahşilikten değil, vahşiliğin uygarlıktan geldiğini söyleyen bir tek ben değilim.
  • Efsaneleri ilginç ve epey geniş kapsamlı. Oldukça şaşırtıcı efsanelerinden biri, ilk insanın yaratılışıyla ilgili: kutsal kitaplardaki Âdem ve Havva. Anavatanın dilinin anlaşılması zor kelimeler içermesinden dolayı, bu efsane en değerlisidir. Zuni ve Hopilerde insanoğlunun kaderini şekillendiren iki özel tanrı vardır. Bu tanrılar kutsal sayılır fakat onlara tapılmaz. Diğer bir deyişle bizdeki erenlerle kıyaslanabilirler. Bu iki tanrının adı Ahaiinta ve Matsailema'dır. Bunlar güneş tanrısının ilk çocuklarıydı. Bu cümle dikkatli incelemelere dayanır. Hopi Kızılderilileri, tanrının genel sembolü güneşle tanrının kendisini ayırır. İlk kadının ve ilk erkeğin, tanrının sembolü olan güneşin çocukları değil, tanrının kendi çocukları olduğunu belirtirler.
  • Lhasa kayıtlarından ilginç bir alıntı: Değerli taşları ve parıldayan giysileri içindeki kadın ve erkekler ‘Mu kurtar bizi’ diyerek yalvardı ve Mu’nun cevabı şöyle oldu: ‘Hepiniz kıymetli eşyalarınız ve uşaklarınızla birlikte yok olacaksınız ve sizin küllerimizden yeni uluslar doğacak. Giydiklerinden dolayı değil de çıkardıklarından dolayı üstün olduklarını unuturlarsa aynı şey onların da başına gelecek.’
  • ... Genel anlamda kazanma hırsının yaygınlığı büyük kargaşa ve felaketin habercisidir.
  • Beş bin yıl önce şeytan ve cehemnem bilinmiyordu....
  • Hindu inancından, cennete giden sekiz yolun, hayattaki davranış ve düşüncelerden geçtiğini öğreniyoruz. Bu yollar: 1-Doğru inanç 2-Doğru konuşma 3-Doğru yaşama 4-Doğru düşünce 5-Doğru eylem 6-Doğru çaba 7-Doğru meditasyon 8-Tanrı'ya doğru tapınma NİVEN
  • "Su altında kalmış bu kıtalar üzerinde artık güneş parlamayacak."
  • Sembollere tapmayı ilk öğretenler vicdansız ruhban sınıfıydı, sonra da nöbeti ağaç, taş ve -korku ve rezaleti taçlandıran insan kurban etme fetişistleri devraldı.
  • İlkel insan bir sembol kullandığında asıl olan nesne değildi, zihninde temsil ettiği şeydi.
  • "Meksika'nın en eski kavmi Moğolların soyundandır."
  • Hepsi ruhun ölümsüzlüğüne ve sonunda geldiği “ yüce kaynağa” geri döndüğüne inanıyordu.
  • Bir ulus dünya tarihindeki sahip olduğu yeri; para,halkının kalbinde dürüstlük ve onurdan daha değerli olduğunda yitirir.Genel,yaygın bir kazanç hırsı, büyük bir karışıklık veya felaketin habercisidir.

Kayıp Kıta Mu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Atatürk'ün ilgi duyduğu ,araştırılması için görevliler tayin ettiği ve çevirilerini okuduğu bir konu, kayıp kıta Mu. On binlerce yıl önce Pasifik Okyanus"u'nun derin sularına gömülmüş olan bir kıtanın, bir uygarlığın izlerini dünyanın her yerinde Her yönden; din, dil, ırk, kültürel, coğrafik ve jeolojik gibi İzini sürdüğümüz bir kitap. Tarih ufkumu eski Mısır'dan, Maya'lardan, İnkalar'dan daha öncesine taşımamı sağlayan bir kitap oldu. Arkeoloji ve tarih meraklıları için güzel bir ziyafet. (Özkan Duran)

Kayıp Kıta Mu! Belki bir gün tüm gerçeğe erişebiliriz, belki biliniyor, belki gizleniyor gerçekler... Belki bir paradoksta sadece görevimizi yerine getiriyoruz. Biz insanoğlu bu evrende yaşamaya devam ettikçe ilk varoluşumuz ve sebeplerini sorgulamaya her zaman devam edeceğiz. Hayatın ana kaynağını ve başlangıcını bilmek, bilmeyi istemek en temel güdümüz. İnsan, bilmeden varolamazdı. Okumalı, düşünmeli ve sorgulamalı. (ilknur)

Dünyadaki ilk insanın Mu kıtasında ortaya çıktığını ve buradan yayıldığımızı anlatıyor. Bunu kadim medeniyelerin kalıntıları olan tabletler ve kalıntılarından kanıtlamaya çalışıyor. Ve bazı tabletler papirüslerden resimler koymuş bunları açıklarken sürekli aynı terimlerin yazması biraz sıkıyor. Kitabı yarıda bırakacağım sırada Uygur Medeniyeti yazsını görünce meraktan okudum çünkü Uygur medeniyeti Türklerin atası ve Türklerin tarih sayfasına nasıl çıktığı nereden geldiği konusunda bir bilgi yok sonra Türkler Mu’dan gelmiş olabilir mi diye düşününce araştırma yapayım derken yıllar önce Atatürk’te aynı soruyu sormuş olacak ki Churchward Kitaplarını okuduktan sonra Churchward davet edip sohbet ettikten sonra Tahsin Bey’i Mu Kıtasını araştırmakla görevlendirmiş bunu görünce daha da merakla okudum. Fakat Churchward bulduğu tabletler ve kalıntılar tam olarak nerede bir bilgi yok birazda hep kendi düşüncelerini destekleyen türdeki savları örnek olarak vermiş verdiği bilgilerin yabana atılamacak olduğunu düşünüyorum belki yalan belki gerçek bilmeyiz. (Mutlu Fidan)

Kayıp Kıta Mu PDF indirme linki var mı?

James Churchward - Kayıp Kıta Mu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kayıp Kıta Mu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı James Churchward Kimdir?

Londra'nın Devon kasabasında doğmuş, yükseköğrenimini Oxford'da tamamlamış maceraperest bir İngilizdi. Araştırmacı, sorgulayıcı ve çok meraklı bir yapıya sahipti. Çok genç yaşlarından itibaren farklı disiplinlerle uğraşmaya başlamıştı. Churchward; askerlik, eğitimcilik, ressamlık, mühendislik, balık uzmanlığı, maden bilimciliği, kaşiflik ve tarihçilik gibi niteliklere sahipti. Fakat onun en sevdiği ve en fazla öne çıkan niteliği kaşiflikti.

1930'lu yıllarda yazdığı kayıp kıta Mu ile ilgili Naacal Tabletlerini çözmüş; The Children of Mu (1931), The Lost Continent Mu (1933), ve The Sacred Symbols of Mu (1935) adlı kitapları ile gündeme gelmiştir. Bilinen en ünlü esrarengiz İngiliz yazarıdır. Aynı zamanda uzman bir balıkçı ve mühendistir.

Churchward'a göre, Mu'nun yerini "kuzeyde Hawaii, güneyinde ise Fiji ve Paskalya Adası olarak verdi." O, Mu kıtasının 64.000.000 nüfusa sahip olduğunu iddia etti. Churchward günümüzden 50.000 yıl önce, Mu kıtasının teknolojik olarak çok gelişmiş olduğunu iddia etti. Bu uygarlığın kolonileri arasında Hindistan, Babil, Pers, Mısır ve Maya uygarlıklarının olduğunu araştırmaları ile tespit etti.

Yazarın bu üç kitabı Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün okuduğu kitaplar arşivinde de yer almaktadır. Atatürk 1930'lu yıllarda Tahsin Mayakon (Mayatepek) Bey'i araştırma görevlisi olarak Amerika'ya yollamıştır. Mu kavmi hakkında bilgi edinmesi için birçok rapor düzenlemiştir Tahsin Bey. En ünlüsü 14. rapordur. Ön Türkler ile Mu kavmi arasındaki bağı sorgulamak babında yapılan araştırmalar sonucu Mu ile Meksika'daki kavimler ve Naacal Tabletleri arasında bir bağ bulunmuştur.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/James_Churchward

James Churchward Kitapları - Eserleri

  • Kayıp Kıta Mu
  • Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları
  • Kayıp Uygarlıklar 2 - Kayıp Kıta Mu
  • Kayıp Kıta Mu'nun Kutsal Sembolleri
  • Mu'nun Kozmik Güçleri 1
  • Aztek ve Maya Mitolojisi
  • Kayıp Şehir Atlantis

James Churchward Alıntıları - Sözleri

  • ..... Çünkü hepsi haklıdır..! (Kayıp Kıta Mu)
  • Matematikte, dört işlemi, yüzdeyi, sonsuzluk kavramını da kullanan ilk toplum Mayalardı. (Aztek ve Maya Mitolojisi)
  • Günümüzde Çinlilerin birçoğu son derece beyaz tene sahiptir. Bu, damarlarındaki Uygur kanına işaret eder. Günümüzün alt sınıflara mensup Çinlileri ise Uygur kanı taşımazlar; onlar eski sarı Moğolların torunlarıdır… (Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları)
  • Bir ulus dünya tarihindeki sahip olduğu yeri; para,halkının kalbinde dürüstlük ve onurdan daha değerli olduğunda yitirir.Genel,yaygın bir kazanç hırsı, büyük bir karışıklık veya felaketin habercisidir. (Kayıp Kıta Mu)
  • Atlantis'in yalnızca birkaç tepesi yüzeyde kalmıştır: Azor Adaları, Maderia Adaları, Kanarya Adaları ve Cape Verde Adaları. Bunlar zamanında Atlantis dağlarının tepeleriydi. Atlas Dağı, Atlantis'teki en masif (deprem riski az) dağdı. Bugün burası, Pico Alto olarak tanınmaktadır ve yeri Azor Adaları'ndadır. Atlantis zamanında, Atlas Dağı, topraktan yukarıya doğru dimdik uzanan dev bir sütun gibiydi. Dağın volkanik derinliklerinden çıkan buhar nedeniyle oluşan bulutlar, dorukları çevreliyor ve sanki orada cennet varmış gibi bir görüntü oluşuyordu. Kocaman dağa "Atlas" adı verilmişti, çünkü Atlas, denizler tanrısı Poseidon'un ilk oğluydu. O zamanki, zirvesi karlı Atlas Dağı ve diğer tepeler, mutlaka, şimdinin Alpler'inden veya Himalayalar'ından daha muhteşem bir görüntü sergiliyor olmalıydı! Kim bilir Atlantis'e denizden gemilerle yaklaşmakta olanlar için ne kadar tarifsiz güzellikte bir manzara oluştururdu! (Kayıp Şehir Atlantis)
  • İlkel insan bir sembol kullandığında asıl olan nesne değildi, zihninde temsil ettiği şeydi. (Kayıp Kıta Mu)
  • Başlangıçta her şey kaostu; evren sessizdi ve her şeye karanlık hükmediyordu. (Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları)
  • Dünyaya çık oğlum ve tabiatın yazmış olduklarını öğren. Tabiat insanın öğrenmesi için temin edilmiş büyük bir okuldur. Tabiat kuramsallaştırmaz. Tabiat yalan söylemez. Tabiat kişileşmiş hakikattir. (Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları)
  • İnsanlar gerçekliğe dair sade ve dürüst şekilde eğitim aldıkları sürece hiçbir kilise onları ellerinde tutmayı başaramayacaktır. (Kayıp Kıta Mu'nun Kutsal Sembolleri)
  • Biyolojik evrim bir mittir. (Mu'nun Kozmik Güçleri 1)
  • Uygurlar, uygarlığın ve kültürün yüksek sınırına ulaşmışlardı; astrolojiyi, madenciliği, tekstil endüstrisini, mimarlığı, matematiği, tarımı, okumayı, yazmayı, tıbbı vs. biliyorlardı. İpek, metal ve ağaç üzerine yapılan süsleme sanatında ustaydılar ve altın, gümüş, bronz ve kilden heykeller yaptılar, ve tüm bunlar Mısır tarihinin başlangıcından önceydi. (Kayıp Kıta Mu)
  • Atlantis'in 90.000 yıllık tarihi incelenecek olursa çok belirgin bazı noktalar göze çarpmaktadır. Denilebilir ki, "Tabiat Ana", başını şiddetle salladığı zaman insanların ayaklarının altındaki toprağı kaydırıyor, kızgın lavlar ve volkanik küllere boğuyor, ülkelerini sulara gömüyordu. Bütün bunlara rağmen, üç kez büyük uygarlıklar doğdu, gelişti, çok yüksek boyutlara ulaştı, ama sonra bozuldu ve yok oldu. Hep doğal bir afetle gelen felaketler, yeryüzünün geri kalan kısmıyla birlikte Atlantis'i de etkiliyordu. Tarihi boyunca Atlantis, birçok insan grubunun, hem sığınma, hem de terk etme noktası olmuştur. (Kayıp Şehir Atlantis)
  • Hepsi ruhun ölümsüzlüğüne ve sonunda geldiği “ yüce kaynağa” geri döndüğüne inanıyordu. (Kayıp Kıta Mu)
  • Doğa insana öğrenmesi için sunulmuş büyük bir okuldur. Doğa teori nedir bilmez. Doğa yalan söylemez. Doğa gerçeğin canlı bir örneğidir. (Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları)
  • Uygur İmparatorluğu muhtemelen Mu’ya ait koloni imparatorluklarının ilki ve kuşkusuz en büyüğü, en önemlisi ve en güçlüsüydü… (Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları)
  • Efsaneleri ilginç ve epey geniş kapsamlı. Oldukça şaşırtıcı efsanelerinden biri, ilk insanın yaratılışıyla ilgili: kutsal kitaplardaki Âdem ve Havva. Anavatanın dilinin anlaşılması zor kelimeler içermesinden dolayı, bu efsane en değerlisidir. Zuni ve Hopilerde insanoğlunun kaderini şekillendiren iki özel tanrı vardır. Bu tanrılar kutsal sayılır fakat onlara tapılmaz. Diğer bir deyişle bizdeki erenlerle kıyaslanabilirler. Bu iki tanrının adı Ahaiinta ve Matsailema'dır. Bunlar güneş tanrısının ilk çocuklarıydı. Bu cümle dikkatli incelemelere dayanır. Hopi Kızılderilileri, tanrının genel sembolü güneşle tanrının kendisini ayırır. İlk kadının ve ilk erkeğin, tanrının sembolü olan güneşin çocukları değil, tanrının kendi çocukları olduğunu belirtirler. (Kayıp Kıta Mu)
  • “Bir zenginin cennete gitmesi, bir devenin iğne deliğinden geçmesinden daha zordur.” (Kayıp Kıta Mu'nun Çocukları)
  • Tarih boyunca medeniyet kimi zaman ileri, kimi zaman geri gitmiş, kimi zaman da hem ileri hem geri medeniyetler aynı dönem içerisinde yaşayabilmişlerdir. (Aztek ve Maya Mitolojisi)
  • Tarih boyunca medeniyet kimi zaman ileri, kimi zaman geri gitmiş, kimi zaman da hem ileri hem geri medeniyetler aynı dönem içerisinde yaşayabilmişlerdir. (Aztek ve Maya Mitolojisi)
  • Atlantik silsilesi, yeryüzünün içinden gelen, daha çok bazaltın oluşturduğu ağır, yoğun ve volkanik okyanus kabuğundan meydana gelir. Suyun üzerindeki bazalt madde kısa ömürlüdür ve zamanla zayıflayıp kırılır. Oysa kıtalar, daha çok granitten oluşmuştur ve milyonlarca yıl istikrarlı bir şekilde dayanırlar. Granit, kıtaların hareket edip kırılmalarına rağmen, yoğun sıvının üzerinde yüzebilecekleri kadar hafiftir. Atlantik silsilesi bazalt yapıdır, ağırdır, batar. (Kayıp Şehir Atlantis)

Yorum Yaz