diorex
sampiyon

Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir - Epiktetos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kimin eseri? Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kitabının yazarı kimdir? Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir konusu ve anafikri nedir? Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kitabı ne anlatıyor? Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir PDF indirme linki var mı? Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kitabının yazarı Epiktetos kimdir? İşte Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.06.2022 00:00
Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir - Epiktetos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Epiktetos

Editör: Aslı Perker

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9786053115878

Sayfa Sayısı: 88

Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Güneşin, ayın, yıldızların, yerin ve denizin tadını çıkaran kişi ne yalnızdır ne de çaresiz.”

Frigyalı bir köle olarak doğduğu hayatı, stoacı bir filozof olarak tamamlayan Epiktetos'un sadelik, akıl, güven, seçme özgürlüğü, an'ı yaşama ve huzur üzerine inşa ettiği basit ama köklü felsefesi, günümüz insanının anlam arayışına iki bin yıl öncesinden ışık tutmaya devam ediyor hâlâ....

Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir Alıntıları - Sözleri

  • ... ve bir adam iradesine rağmen bir yerdeyse, orası ona zindandır.
  • Tanrım bana değiştiremeyeceklerimi kabullenmem için sabır, değiştirebileceklerimi değiştirmek için cesaret, farkı anlamak için akıl ver.
  • "Tanrım,bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için kuvvet, değiştirebileceğim şeyler için cesaret ve bu ikisini birbirinden ayırmak için akıl ver."
  • Güneşin , ayın ,yıldızların, yerin ve denizin tadını çıkaran kişi Ne yalnızdır ne de çaresiz.
  • Birinin hakkımda kötü konuştuğunu duyarsam itiraz etmem. Onun yerine ‘’Belli ki diğer yanlışlarımdan haberi yok, yoksa onlardan da bahsederdi’’ diye karşılık veririm..
  • "Anı yaşa. Detaylarına dikkat et. Karşındaki kişiye cevap ver, o an yapman gerekenleri yap ve karşılaştığın zorluklarla mücadele et. Kaçma. Gerçekten yaşamak zamanıdır: İçinde olduğun anı tam olarak yaşamak zamanı."
  • "İnsanın gerçekten ne olduğunu gösteren şey yaşadığı zorluklara verdiği tepkilerdir."
  • Sen saçından ve bedeninden ibaret değilsin. Senin kim olduğunu belirleyen seçimlerindir ve seçimlerin güzelse sen de güzelsindir.
  • “Senin olmayan bir şeyi zaten kaybedemezsin.”
  • ... Düşmanından nasıl mı intikam alırsın ? • en asil hayatı yaşayarak. ...
  • Bedene verdiğinizi muhakkak kaybedeceksiniz, ama ruha verdiğinizi daima orada kalacak
  • Yine unuttun mu? İyi bir insan nasıl göründüğünü önemsemez, o iyi biri olmak için yaşar.
  • Tanrı sana bir şey söylemek istediğinde bir insana bunları söyletecektir.
  • Ölmek değil, utançtan ölmek korkunç olan.
  • Sizin ruhunuzu aydınlatacak insanlarla arkadaşlık edin.

Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir İncelemesi - Şahsi Yorumlar

ÜRÜN DEĞİL HİKAYE SATAR: Türümüzün evrimsel süreçten sağ çıkabilmesinin, topluluk oluşturması sayesinde olduğuna önceki yazılarımda değinmiştim. Bu yazımda ise nasıl topluluk oluşturduğumuza ve bu bağlamda Stoa’cılığın neden dine dönüşemediğine değineceğim. İlk insanlar doğaya karşı durabilmek için bir arada kalmalıydılar. Bunun için birkaç alternatif mevcut. İlki aile olmak yani kan bağı kurmak. Bu yolla kurulan bir topluluk muadillerine göre sağlam olur ama ufak kalmaya mahkumdur. İkinci seçenek toplumun çıkarlarını düşünmek yani rasyonal amaç uğruna toplanmak. Azınlık halinde güçsüz kalınacağını fark edip “Tek başımıza hayatta kalamayız, birbirimizin arkasını kollayalım” denilerek kurulan bir topluluk önceki seçeneğe göre daha kalabalık olabilir. Ama anlaşmazlık çıkması kaçınılmazdır, bunu günümüz ilişkilerinde de görebiliriz. Bu şekilde kurulan bir toplulukta bireysel çıkarlar toplumsal çıkarların önüne geçeceği için zamanla yalanlar atılacak, gruplaşmalar olacaktır. Üçüncü seçenek; grubu bir öyküye inandırmak, ortak bir mit yaratmak. İnsanların kişisel menfaatlerini göz ardı edip kutsalı korumaya yönelecekleri değerler topluluğu oluşturmak hem kalabalık hem de uzun süre topluluklar için gereken formül. Muhtemelen bu üç seçeneği deneyen gruplar mevcuttu. Dönüp kendimize, yaşadığımız toplumlara bakınca 3. Seçeneğin başarılı olduğunu görebiliyoruz. Hepimiz toplumsal, milli, dini öykülerle donatılmış bir çevrede gözlerimizi açıyoruz. Öykü dediğimde basit masallardan bahsetmiyorum, biz bu öyküleri bizzat hayatı anlamlandırmak için kullanıyoruz. Bu öyküler o kadar yüceltiliyorlar ki toplum nezdinde kutsal, dokunulmaz bir yere ulaşıyor. Dünyaya bu öyküler çerçevesinde bakıyor, bunlar uğruna savaşlar yapıyor, yeri geliyor ölüyoruz. Sonuç olarak, itiraz etmeden kabul ettiğimiz, dil uzatanı linçlediğimiz ama bunu neden yaptığımızı sorgulamadığımız normlar arasına atılıyoruz. Bir kısmımız bunu sorguluyor,eleştiriyor ve karşılığında ötekileştimeye maruz kalıyor. Yani grubun dışına atılıyor. Burada da doğal seçilimin çalıştığını görüyoruz. The Storytelling Animal kitabında Jonathan Gottschall, bizim Homo Sapiens değil Homo Fictus (öykücü hayvan) olduğumuzu söylüyor. Yani biz en akıllı sapienslerin değil en iyi öykü anlatan fictusların torunlarıyız. Epiktetosun nasihatlerinin ve dünya görüşünün semavi dinleri anımsattığını fark ettim. Epiktetos da maddi hazları azaltıp, manevi hazlara yönelmemiz gerektiğini söylüyor. Maddeden uzaklaşmış ve ruha yönelmiş bir felsefe onunki. Sadece varlığımızı ve tanrıyı duyumsayarak huzura ulaşmanın rehberi. Aza tamah etmemiz gerektiğini, her şeyde tanrıyı görmemiz gerektiğini, başımıza gelenleri tanrıya yormamız sabretmemiz gerektiğini dile getiriyor. “Epiktetos içindeki tanrı parçacığına güvendiği sürece dünyada acı çekmeyeceğini düşünmektedir. Bunun sebebi başına hiçbir şey gelmeyecek olması değil, başına ne gelirse gelsin bunun tanrıdan geldiğini bilerek kabul etmesidir. Epiktetos dinden bahsetmez, her zaman içimizdeki Tanrı'ya dönmemiz vurgular.”(S.20) “Senin bilgin olmadan kımıldamam bile”(s.23) diye seslenişi Allahın haberi olmadan bir yaprağın bile kımıldamayacağı inanışını anımsatıyor. “Bize verilmiş olan her şey aslında bize ait değildir. Hepsi emanettir ve bir gün zamanı geldiğinde bırakılacaktır. Bir şeyi kaybettim demeyin demeyin. Bir şeyi geri verdim deyin” (s.36) “Tanrı sana bir şey söylemek istediğinde bunu bir insana bunu söyletecektir.” S.49 Daha pek çok örnek semavi din öğretilerini çağrıştırıyor. Epiktetosun huzurlu yaşam öğütleri semavi dinlere bu kadar benzerken neden dinler kadar popüler değil de sadece bir stoa öğretisi olarak azınlık tarafından biliniyor. Bunun başlıca sebeplerinden biri epiktetosun görüşünü sağlam bir hikaye üzerine oturtmaması. Peygamber yaşantılarıyla, melek şeytan gibi doğaüstü varlıklarla, ölümden sonra yaşanacaklarla bezeli hikayelerden bahsetmemesi. Felsefesi sadece içsel bir süreç olarak kalıyor, maddi bir kazanç gütmüyor, ödül-ceza sistemi işlemiyor. Sadece dünya edimlerinden elimizi ayağımızı çekip huzura kavuşma yollarından bahsediyor. Bahsettiği şeyler hiç de kolay değil, bunları düşünebilmek için derin bir görüş gerekiyor. Muhtemelen bu fedakar tutum halkın büyük bir kısmının işine gelmemiştir. Epiktetos gibi derin düşünebilen kaç kişi olabilir ki? Kaldı ki Epiktetos sadece kendini heyecanlandıran donanımlardaki kişilere kendini açmanın değeceğini, halkla çok yüz göz olmamak gerektiğini söylüyor. İçsel huzura ulaşmış biri olarak, halkın arasında bunları yaymaya çalışıp keyfini kaçırması bence daha abes olurdu. Tasavvufta dört ölüm çeşiti vardır. Beyaz ölüm, açlık. Kızıl ölüm, nefse muhalefet etmek. Yeşil ölüm, eski elbiseler kullanmaktan gocunmamak. Siyah ölüm, insanlardan gelen eza ve cefaya tahammül. Epiktetosun tasavvuftaki dört ölümün 3ünü gerçekleştirdiğini ama siyah ölümü ıskaladığı için peygamber mertebesine ulaşamadığını düşünüyorum. Epiktetos halkla uğraşıp kahırlarını çekmeyi tercih etmiyor. Sayfa 55-57 arasındaki diyalog bunun güzel bir örneği: “Sana bütün söyleyeceğim bu ki bu bile fazla. Neden, çünkü sen benim ruhumu canlandırmadın” “Bilmeyenler ilkeler hakkında konuşmak istediğinde, en sakin olun. Çünkü sindirilmemiş bilgileri kusabilirsiniz.” (S.53) Bu konuda Epiktetosa hak veriyorum. Zira kendi felsefesini yaymaya çalışsaydı muhtemelen eli boş dönecekti. Soyut düşünme, ileri düzey bir bilgi ve kültür birikimi gerektiriyor. Entelektüel seviyesi düşük halk kitleleri, ancak gözü korkutularak ya da daha somut ödüller verilerek böyle bir yola sokulabilirdi. Epiktetosun içsel huzur gibi muallak şeylerle kimsenin ilgisini çekebileceğini sanmıyorum. İlerleyen dönemlerde ahiret inancıyla, dünyada çeşitli somut getirilerle ve tüyler ürpertici ceza sistemleriyle Epiktetosun düşüncelerinin modifiye edilmiş halleri semavi din peygamberleri tarafından hayata geçirilecekti. Yani ürün değil hikaye satacaktı. (Nurettin Duymuş)

Kim olduğunu bilmeyen, ne için doğduğunu bilmeyen, bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu anlamayan, o yüzden de ne işe yaradığını bilmeyen, iyiyle kötüyü birbirinden ayıramayan, güzellikle çirkinliği ayırt edemeyen... Doğruyla yanlışı bilemeyen hiçbir zaman arzularını, içgüdülerini ve tiksindiği şeyleri şekillendirirken mantığını kullanmayacaktır; aslında hiçbir şey bilmezken tek kelimeyle kör ve sağır dolaşacaktır. Ama bu şaşırtıcı bir şey mi?İnsanlık başladığından beri zaten bütün hataların sebebi bu cehalet değil midir? ### Hayatı sorgulatan, kendi benliğini ve yolculuğuna çıkmak isteyenlerin kitabı. Adeta bir hayat kılavuzu. İnsanın anlam arayışına ışık tutan bir eser. (Ayşegül ÇETİN)

Epiktetos'un kitapları, kendisi tarafından değil de öğrencilerinden Arrianus tarafından toparlanıp derlenmiş. Bu kitapta da Epiktetos'un kendi dilinden ifadeler bulunmakla birlikte, daha çok eseri yayıma hazırlayan Aslı Perker' in Epiktetos'un felsefesini, hayat, mutluluk ve erdemli yaşama dair söylemlerini aktardığı bir bilgilendirme metni hakim. Kitap akıcı ve sıkılmadan okunup bitirilebilecek kıvamda. İçerisinde bolca alıntılar mevcut. Bu serinin en sevdiğim şeylerinden biri de alıntıların olması. (Fatmanur Zeybek)

Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir PDF indirme linki var mı?

Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Epiktetos Kimdir?

Epiktetos (d. 55 – ö. 135), Yunan stoacı filozof. Muhtemelen Hierapolis, Frigya'da köle olarak doğdu. Kuzeybatı Yunanistan'daki Nicopolis'e sürülene kadar Antik Roma'da yaşadı, hayatının büyük bölümü Nicopolis'de geçti ve orada da öldü. Şayet bir isim verilmişse, ailesince verilen ismi bilinmiyor. Epiktetos sözcüğü Yunanca'da en basit anlamıyla “kazanılmış, elde edilmiş” anlamına geliyor.

Bilindiği kadarıyla, Epiktetos hiçbir şey yazmadı. Çalışmalarından kalan her şey Anabasis Alexandri'nin yazarı, öğrencisi Arrianus tarafından yazıya döküldü. Temel eseri, orijinali 8 kitaptan oluşan konuşmaların muhafaza edilmiş 4 cildidir. Arrianus ayrıca Enkhridion ya da el kitabı olarak başlıklandırılan bir özet de derlemiştir. Arrianus Konuşmalar'ın önsözünde Lucius Gellius'a hitabında şöyle der:

“Ondan ne duyduysam, onun düşünce biçimini ve konuşmasındaki içtenliği kendim ilerde kullanmak üzere elimden geldiği kadar ve onun bir anı olarak muhafaza edilmesine çalışarak sözcüğü sözcüğüne yazıya döktüm.”

Epiktetos Kitapları - Eserleri

  • Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
  • İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar
  • Düşünceler ve Sohbetler
  • Enkheiridion
  • Söylevler
  • Kılavuz Kitap
  • İnsan Nasıl Özgür Olur?
  • Düşünceler ve Konuşmalar
  • El Kitabı
  • Yaşam Felsefesi
  • Epiktetos’un Öğretileri
  • Yarın Bambaşka Bir İnsan Olacağım Diyorsun. Niye Bugünden Başlamıyorsun?
  • Discourses, Fragments, Handbook
  • Kılavuz Kitap

Epiktetos Alıntıları - Sözleri

  • "Fakat yarın bambaşka bir adam olacağım" diyorsun. Niye bugünden başlamıyorsun? (Düşünceler ve Sohbetler)
  • "Öyleyse karşılaştığın her musibet karşısında elimizde olan şeylerden olup olmadığı yönünden incele ve eğer elimizde olmayan şeylerden ise senin için hiçbir şey ifade etmediğini söylemeye hazır ol." (Kılavuz Kitap)
  • Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niye bugünden başlamıyorsun? (Epiktetos’un Öğretileri)
  • Birinin hakkımda kötü konuştuğunu duyarsam itiraz etmem. Onun yerine ‘’Belli ki diğer yanlışlarımdan haberi yok, yoksa onlardan da bahsederdi’’ diye karşılık veririm.. (Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir)
  • Kadınlarla evlilik öncesi gayrimeşru birlikteliğe karşı tüm gücünle kendine engel ol; yine de bu duruma düşenlere acımasız veya şiddet dolu olma ya da aksini yapıyor olmakla da övünme. (El Kitabı)
  • "Şeyleri, hiçbir zaman sana rahatsızlık verebilme gücüne sahip olacak kadar önemli görmemelisin." (Kılavuz Kitap)
  • "Toplumsal kabullenilme ve konforlu bir yaşama ulaşma peşindeki birçok insan, ruhsal idealleri olan ve filozofça bir yaşam yaşamakta kararlı olan insanlara karşı kesin bir öfke gösterir. Böyle fakir ruhlara tepki göstermekle geçirmeyin yaşamınızı. Onlara karşı şefkatli olun ve aynı zamanda doğru bildiğiniz şeyi yapmaya devam edin." (İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar)
  • “Sana ait olmayan şeyleri ararken bizzat sana ait olanları da kaybettiğinin farkında mısın?” (Söylevler)
  • . Diğer her şeyi şekillendiren ve düzenleyen 'Akıl' olduğu için, kendisi düzensizliğe terk edilmemelidir. ... (Epiktetos’un Öğretileri)
  • "Her şey kendini dinlemekle başlar çünkü insan, doğasını bilmiyorsa boşlukta devinmekten öteye gidemez." (Kılavuz Kitap)
  • “Sana ait olmayan şeyleri ararken, bizzat sana ait olanları da kaybettiğinin farkında mısın ?” (Söylevler)
  • Bir insanın bilgeliğe giden yolda olduğuna dair ilk göstergeler diğer insanları kötülememesi, hiç kimseyi met etmemesi, şikayetçi olmaması, önemli bir insanmış gibi kendisinden söz etmemesi, ya da bir şey biliyormuş gibi davranmamasıdır. (İnsan Nasıl Özgür Olur?)
  • İnsanları rahatsız eden şeyler değil, o şeylerle ilgili fikirleridir. Örneğin ölüm korkutucu değildir, Sokrates de böyle düşünüyordu, buna karşın ölümün korkutucu bir şey olduğu fikrinin kendisi korkutucudur. Dolayısıyla engellendiğimizde, rahatsız edildiğimizde veya kederlendiğimizde kendimiz, yani fikirlerimiz dışında kimseyi suçlamayalım. Cahil insan sorunun kaynağı kendisi olduğu hâlde başkasını suçlar; insanın eğitimi kendisini suçlamasıyla başlar, kendisini veya başkasını suçlamamaya başladığında ise eğitimi tamamlanmış olur. (Enkheiridion)
  • Epiktetos'un "iyi yaşam" kavramı, bir çamaşır yıkama listesi gibi sıralanmış emirlerin izlenmesiyle değil, edimlerimizin ve arzularımızın doğa ile uyumlu hale getirilmesiyle ilgiliydi. İyi edimler, tanrıların desteğini sağlamak ya da başkalarının hayranlığını kazanmak için değil, içsel huzura erişmek ve böylece ebedi kişisel özgürlüğü kazanmak için gerekliydi. İyilik, herkesin her zaman erişebileceği ve zengin ya da fakir, eğitimli ya da eğitimsiz herkesin erişebilmek için eşit şansa sahip olduğu bir şeydi. İyilik keşişler, azizler ya da münzeviler gibi “ruhsal profesyoneller”in özel uzmanlık alanı değildi. (İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar)
  • Tanrım bana değiştiremeyeceklerimi kabullenmem için sabır, değiştirebileceklerimi değiştirmek için cesaret, farkı anlamak için akıl ver. (Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir)
  • "Başınıza gelen iyi ve kötü olayların sorumluluğunu üstlenin. Dikkatiniz amacınızda ve ruhunuzda olsun." (İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar)
  • Ölmek değil, utançtan ölmek korkunç olan. (Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir)
  • Gerçekleşecek olan her şeyin senin istediğin gibi olmasını arzulama, aksine her şeyin olduğu gibi olmasını iste, böylece yaşamın huzurlu olacak. (Enkheiridion)
  • Eşlik ettiğin kişi kirliyse, sen ne kadar temiz olursan ol, ona yakın olduğunda onun kirini paylaşırsın . (Enkheiridion)
  • Eğer kendinizi depresyonda olan, incinmiş, kırılmış birisiyle konuşurken bulursanız, onlara şefkat gösterin ve "can kulağıyla" dinleyin. Ama onların olumsuz duygularının sizde de oluşmasına izin vermeyin. (İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar)

Yorum Yaz