Kilitli Kapılar - Anne Sexton Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kilitli Kapılar kimin eseri? Kilitli Kapılar kitabının yazarı kimdir? Kilitli Kapılar konusu ve anafikri nedir? Kilitli Kapılar kitabı ne anlatıyor? Kilitli Kapılar PDF indirme linki var mı? Kilitli Kapılar kitabının yazarı Anne Sexton kimdir? İşte Kilitli Kapılar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Anne Sexton
Çevirmen: Dilek Değerli
Yayın Evi: Artshop
İSBN: 6038284004
Sayfa Sayısı: 63
Kilitli Kapılar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Biçimleri sürekli olarak değişse de
bu kasabada oturan melekler için,
her gece soğuk patates ve bir kase süt
bırakırız pencere kenarına.
Cennette otururlar genellikle,
bu arada, gözyaşlarına izin verilmez orada.
Ayı itip kalkarlar
haşlanmış Hint patatesi gibi.
Samanyolu, onların dişi kuşudur
birçok çocuğuyla.
İnekler gece olunca yatarlar
ama ay, o büyük boğa,
kalkar ayağa.
( Tanıtım Bülteninden )
Kilitli Kapılar Alıntıları - Sözleri
- İkiye ayrılırım ama ele geçireceğim kendimi. Gururu kazıp çıkaracağım. Makası alacağım ve dilenciyi kesip çıkaracağım. Bir kaldıraç alacağım ve dışarı çıkaracağım içimdeki Tanrı'nın kırılmış parçalarını, O'nu tekrar bir araya koyacağım bir satranç oyuncusunun sabrıyla. Kaç parça? Binlerce gibi hissediliyor, bir fahişe gibi giyinip süslendi Tanrı yeşil su yosununun sümüğüyle. Yaşlı bir adam gibi giyinip süslendi Tanrı, ayakkabılarının üstünde sendeleyerek. Bir çocuk gibi giyinip süslendi Tanrı, tümüyle soyunuk, derisinden bile. Soyduğunuzda bir avokado kadar yumuşak olan. Ve diğerleri. Diğerleri. Diğerleri. Ama onların hepsini ele geçireceğim ve içimdeki Tanrı'nın tam bir ülkesini kuracağım - ama birleşik. Yeni bir ruh yaratacağım deriyle süsleyeceğim onu, Ve sonra gömleğimi giyeceğim ve bir ilahi söyleyeceğim. Kendimin şarkısını.
- Su öyle temizdi ki içinde kitap okuyabilirdiniz.
- isterim o kapının kilidini açmayı, ve her düşeni kollarımda taşımayı. ama yapamam, yapamam.
- Gömmek isterim Tüm nefret eden gözleri Kumun altına.
- Ölümün yüzüne bakmaktansa Ölmeyi seçmeye İleri derecede özlem duymaz mıyım?
- Günün farkına varmadan önce İnsan geceyi görmeli.
- Bu bir başlangıçtır. Uyandım.
- Kuzeye dönerken gökyüzü bile gitgide daralıyordu.
- (...) takvimle pazarlığa gireceksin ve son noktada ölüm arka kapıyı açınca yumuşak terliklerini giyip koşar adım gideceksin.
- Cennette otururlar genellikle, Bu arada, göz yaşlarına izin verilmez orada.
Kilitli Kapılar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Anne Sexton 1928 yılında doğmuş, ailesinin mental rahatsızlıkları arasında büyümüş ve ileri ki yıllarda kız kardeşi intihar etmiştir. Sexton, Boston Üniversitesinde şiir sanatı üzerine eğitim görmüştür. 20li yaşlarının ortalarında başlayan ağır bunalımlarla baş etmek zorunda kalmıştır. 1959 yılında yine kendisi gibi yazar, şair olan Sylvia Plath ile tanışmıştır. Plath'de, Anne gibi gelgitli, bunalımlı ruh halleri ve mental rahatsızlıkları olan bir kadındı. (Sırça Fanus harika bir yarı otobiyografi kitabıdır.) Bu dostlukları Plath'in 1963 yılındaki intiharına kadar devam etmiştir. İki şair de "gizdökümcü şiir" akımının tanınan isimlerindendir. Ayrıca Sexton, "Kilitli Kapılar" şiir kitabında Sylvias Death (Sylvia'nın Ölümü) adlı bir şiir yazıp dostu Sylvia'yı anmıştır. Sexton'da hayatının çoğu döneminde intihar girişimlerinde bulunmuştur. 1970 yılında 5 tane ödül almış ve bu sürede yine intihar girişiminde bulunmuş ancak kurtarılmıştır. Bu durumu ise "Ölmüştüm neredeyse ki/ gelip damarlarımdan çektiler zehri/" sözleriyle dile getirmiştir. 1973 yılında eşiyle boşanmış, bir taraftan da verimli çalışmaları devam etmiş olan Sexton artan ruhsal bunalımları ve alkol problemleri nedeniyle evinin garajında, arabasından çıkan egzoz gazıyla intihar etmiştir. Sexton 'ın "Kilitli Kapılar" isimli şiir kitabı, bir kadının attığı acı bir çığlık aslında. Oldukça etkileyici olan bu şiirlerin konusu genellikle, kadının rolü, özgürlüğü, toplumdaki konumu, bireyin yalnızlığı olmuştur. Kürtaj hakkı, mastürbasyon gibi konuları da dönemine göre oldukça cesur bir dille aktarmış ve bu sebeple ilk feminist şair olarak da nitelendirilmiştir. Anne'in şiirleri derin anlamlı, buhranlı olmasının yanı sıra bir kadının tutunma çabasını da göstermektedir aslında. Aynı zamanda Tanrı'ya olan öfkesi, bitmek bilmeyen hesaplaşması da şiirlerine metaforik olarak yansımıştır. Ölüm teması da şiirlerinde ağırlıklı olarak rol almıştır. İşlediği özgün konular, duygularını ve düşüncelerini korkusuzca yansıtması, iç hesaplaşması ve bu duyguları bizlere etkili şekilde geçirebilmesi ne kadar saygı duyulası bir şair olduğunu göstermektedir aslında. Herkesin okumasını tavsiye ediyorum, mutlaka yüreğinizde bir yerlerde o muazzam dörtlüklerinden biri içinize işleyecektir. (Şeyma)
"Böyle bir kadın ölmekten utanmaz.": Anne Sexton gizdökümcü şairlerden bir tanesi ve 20. yy’da, feminist hareketin yükselişe geçtiği, kadın şair ve yazarların erkek takma isimleri ile değil, kendi isimleriyle eserlerini yayımlamaya başladıkları, kadınların birçok haklarını elde ettikleri ve aynı zamanda da “kadın” kimliğinin karmaşaya büründüğü bir yüzyılda, bir kadın. Hal böyle olunca şiirlerinden “kadın oluşlar” akıyor. Çekinmeden, korkusuzca… “Böyle bir kadın tam kadın değildir Ben böyle birisi oldum.” Ailesindeki bazı insanların da birtakım psikolojik rahatsızlıkları olduğundan mı bilinmez kendisi de depresyona, bunalıma oldukça yatkın ve defalarca kez intihar girişiminde bulunmuş. Ölümle dans edenlerden anlayacağınız.. “ Ölmüştüm neredeyse ki Gelip damarlarımdan çektiler zehri” Gizdökümcü şiir bir nevi şairin itirafları niteliğinde olduğundan ve Anne de hayatını sanata dönüştüren isimlerden biri olduğu için şiirlerini daha iyi anlamlandırabilmek adına hayat hikayesini araştırmalıyız, onu okuyup yorumlamaya çalışmadan önce. Tıpkı Sylvia Plath’ de olduğu gibi. Sylvia’dan söz açılmışken, aralarındaki ilişki sadece hayatlarındaki birtakım benzerliklerden ibaret değil. 1959 yılında Robert Lowell’ın şiir yazma kursunda tanışmışlar ve Sylvia’nın ölümüne kadar da iyi bir dostlukları olmuş. ( Sylvia Plath’in günlüklerinde 1959 yılından itibaren Anne Sexton ismi geçmeye başlar. Sylvia, Anne’e gıpta ettiğini çünkü onun kendisi gibi “zorlayarak” yazmadığını, rahat bir tarzı olduğunu söyler.) “Çok sık olarak Sylvia ile uzun uzun intihar girişimlerimizden konuşurduk. Bir taraftan cips yerken diğer yandan da intihar girişimlerimizin ayrıntılarını konuşurduk. İntihar en çok şiirin zıddıdır ve biz genellikle uçta olandan konuşurduk” Kitaba geri dönecek olursak, Anne’in Sylvia Plath’in ölümünden sonra onun için yazdığı şiir de bu kitapta bulunmakta. gonderi/115321400 Anne, Sylvia’ya hırsız der, ikisinin de zaman zaman arzuladığı ölüme tek başına ve daha çabuk gittiği için, birlikte konuştukları şeyi ondan “çaldığı” için. Dostça bir üzüntüdür bu. ( İleriki yıllarda birçok ödül alan ve birçok şiir yazan Anne Sexton da intihar ederek yaşamını sonlandıracaktır.)gonderi/115329298 “Böyle bir kadın yanlış anlaşılır Ben böyle birisi oldum.” Şiirlerinde kadın, aile, din, intihar, ölüm ve delilik gibi konuları işler. “ TANRILAR” adlı şiirini ben özelikle beğendim: "Her an, her şeyi, her yerde" aradığımızda “hiçbir zaman hiçbir şeyi” bulamayız. Oysa ki aradığımız tüm cevaplar başlangıç noktamızdadır ve biz bunu oraya döndüğümüzde (dönersek) fark ederiz ancak. (Yani Tanrılarınız tuvalette kapalı olabilir, önce orayı kontrol etmekte fayda var :)) “ Ms. Sexton tanrıları aramaya çıktı. Gökyüzüne bakmaya başladı. -mavi çatal değnekli büyük beyaz bir melek umarak Hiçbiri Sonra tüm öğrendiği kitaplara baktı Ve yazılar arkasından tükürdüler Hiçbiri O büyük şaire bir hac yolculuğu yaptı Ve şair yüzüne geğirdi. Hiçbiri Dua etti dünyanın tüm kiliselerinde Ve kültür hakkında epeyce şey öğrendi Hiçbiri Gitti Atlantik’e, Pasifik’e, kesinlikle Tanrı için… Hiçbiri Buda’ya, Brahma’ya, Piramitlere gitti Ve çok büyük kartpostallar buldu., Hiçbiri Sonra kendi evine dönüş yaptı Ve tuvalette kapalı buldu tüm tanrılarını Sonunda ! Bağırarak ağladı Ve kilitledi kapıyı” Kitapla ilgili beni en çok üzen şey kısa olmasıydı diyebilirim ve Anne’in çevrilmiş tek kitabı olması. Ayrıca beni üzen bir başka şey de başarılı şiirlerinden, kadınlık durumunu ve toplumdaki rolünü sorguladığı “Böyle Birisi” şiirinin ve benim en sevdiğim şiiri olan “Cehaletin Şairi” adlı şiirlerinin olmamasıydı. Böyle önemli şiirleri neden koymadıklarını merak ettim Bu şair hakkında o kadar fazla şey söyleyebilirim ki.. Eminim bahsetmeyi unuttuğum milyon tane şey vardır. Onları keşfetmeyi de size bırakıyorum. "Yazan bir kadın çok hisseder, O esrimeleri ve kehanetleri!" Keşke daha çok yaşasaydın Anne tüm yalnızlığınla, büyünle, kadın oluşlarınla.. ve bize daha da çok şiir bıraksaydın. O zaman cehaletin şairi adlı şiirini de buraya bırakarak “dağınık” incelememi sonlandırıyorum ve yazdıklarımı okuyan herkese teşekkür ediyorum :) CEHALETİN ŞAİRİ Belki dünya havada süzülüyordur, Bilmiyorum. Belki yıldızlar birtakım dev makaslarla kesilen küçük el işi kağıtlarıdır. Belki ay donmuş bir gözyaşıdır, Bilmiyorum. Belki Tanrı sadece sağırlar tarafından duyulan kalın bir sestir, Bilmiyorum. Belki ben hiçkimseyim. Doğru, bir bedenim var ve ondan kaçamıyorum. Kafamdan dışarı uçmak isterdim, ama bu imkansız. Burada, bu insan formu içinde mahsur kalmam kader kitabında yazılı. Hâl böyleyken Derdime dikkat çekmek istiyorum. İçimde bir hayvan var, kalbime sımsıkı yapışan, kocaman bir yengeç. Bostonlı doktorlar Pes ettiler. Neşterler, iğneler, zehirli gazlar ve benzeri şeyler denediler. Yengeç hâlâ orada. Büyük bir yük bu. Unutmaya çalışıyorum, kendi işime bakmaya, brokoli pişirmeye, açıp kapatmaya kitapları, dişlerimi fırçalamaya ve ayakkabılarımı bağlamaya. Dua etmeyi de denedim ama ben dua ettikçe daha sıkı tutunuyor yengeç ve acı büyüyor. Bir keresinde bir rüya görmüştüm, bir rüyaydı belki de yengeç, benim Tanrıya dair cehaletimdi. Ama ben kimim ki rüyalara inanıyorum (Esma)
İçindəkiləri sözlər, şeirlərlə ifadə etməyə çalışan və səssizlikdə boğulan bir qadın daha. Sylvia Plath ilə yaxınlığı təəccübləndirici olmadı. İkisində də bir səy var: ikisi də səssizlikdən qurtulmağa çalışdı. (Gülnar B.)
Kilitli Kapılar PDF indirme linki var mı?
Anne Sexton - Kilitli Kapılar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kilitli Kapılar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Anne Sexton Kimdir?
Garland Junior kolejini bitirdi. 1947 yılında Alfred Muller Sexton II ile evlendi. 1953 yılında depresyon tanısıyla Westwood Lodge'da tedavi gördü. Kızının doğumuyla 1955 yılında yeniden aynı hastaneye yatırıldı. Tedavi için doktoru tarafından şiir yazmaya teşvik edilen Sexton, 1957'de Boston Üniversitesi'nde Robert Lowell'un şiir sanatı seminerlerine Sylvia Plath ile birlikte katıldı. Modellik ve kütüphanecilik yaptı, çeşitli lise ve üniversitelerde ders verdi. Anoreksiya ve depresyon sebebiyle pek çok başarısız intihar girişiminden sonra 1974'te yaşamına kendi kararı ile son vermiştir.
Anne Sexton Kitapları - Eserleri
- Kilitli Kapılar
- Yaşa Ya Da Öl
Anne Sexton Alıntıları - Sözleri
- (...) takvimle pazarlığa gireceksin ve son noktada ölüm arka kapıyı açınca yumuşak terliklerini giyip koşar adım gideceksin. (Kilitli Kapılar)
- oysa ben olsam ağlardım, içerisine kök saldığım bir zamanlar annem olan duvarda, hatırlayabilseydim ağlamayı ve olsaydı gözyaşlarım. (Yaşa Ya Da Öl)
- Ölümün yüzüne bakmaktansa Ölmeyi seçmeye İleri derecede özlem duymaz mıyım? (Kilitli Kapılar)
- Cennette otururlar genellikle, Bu arada, göz yaşlarına izin verilmez orada. (Kilitli Kapılar)
- Bu bir başlangıçtır. Uyandım. (Kilitli Kapılar)
- Su öyle temizdi ki içinde kitap okuyabilirdiniz. (Kilitli Kapılar)
- Kuzeye dönerken gökyüzü bile gitgide daralıyordu. (Kilitli Kapılar)
- “Kalbimiz, yük dolabımız…” (Yaşa Ya Da Öl)
- “Tüm iyimserlik çözümlerine karşın bazen melankoli ağır basar: insanoğlu kesinlikle berbat etmiş gezegeni!” (Yaşa Ya Da Öl)
- Bir rüyadaymışım gibi kocakarıların konuşmalarını duyuyorum. kadınlıktan bahsediyorlar. Kendime dair hiçbir şey duymadığımı hatırlıyorum. Yalnızdım. Bir hedef gibi bekledim. (Yaşa Ya Da Öl)
- Karanlığı miras alacak olsam da soldan sağa aramaya devam edeceğim. Bir cerrah gibi çırpınacağım. Ayın parıltısını çağıracağım aceleyle. (Yaşa Ya Da Öl)
- Ah güzelim, bırak bedenin içeri girsin, bırak bütünleşsin seninle, rahatça. Söylemek istediğim şey, Linda, kadınların iki defa doğduğudur. (Yaşa Ya Da Öl)
- Gömmek isterim Tüm nefret eden gözleri Kumun altına. (Kilitli Kapılar)
- isterim o kapının kilidini açmayı, ve her düşeni kollarımda taşımayı. ama yapamam, yapamam. (Kilitli Kapılar)
- Bilmiyordum kemiklerimin bu sağlam şeylerin, bu heykel parçalarının dağılmayacağını. Bilmiyordum olacağım kadını ne de her ay yabancıl bir çiçek gibi içimde tomurcuklanacak kanı. (Yaşa Ya Da Öl)
- “Kalbimiz, yük dolabımız..” (Yaşa Ya Da Öl)
- Biz sevgili değiliz. Birbirimizi tanımıyoruz bile. Birbirimize benziyoruz fakat söyleyecek sözümüz yok. Güvercinler gibiyiz... (Yaşa Ya Da Öl)
- Günün farkına varmadan önce İnsan geceyi görmeli. (Kilitli Kapılar)
- İkiye ayrılırım ama ele geçireceğim kendimi. Gururu kazıp çıkaracağım. Makası alacağım ve dilenciyi kesip çıkaracağım. Bir kaldıraç alacağım ve dışarı çıkaracağım içimdeki Tanrı'nın kırılmış parçalarını, O'nu tekrar bir araya koyacağım bir satranç oyuncusunun sabrıyla. Kaç parça? Binlerce gibi hissediliyor, bir fahişe gibi giyinip süslendi Tanrı yeşil su yosununun sümüğüyle. Yaşlı bir adam gibi giyinip süslendi Tanrı, ayakkabılarının üstünde sendeleyerek. Bir çocuk gibi giyinip süslendi Tanrı, tümüyle soyunuk, derisinden bile. Soyduğunuzda bir avokado kadar yumuşak olan. Ve diğerleri. Diğerleri. Diğerleri. Ama onların hepsini ele geçireceğim ve içimdeki Tanrı'nın tam bir ülkesini kuracağım - ama birleşik. Yeni bir ruh yaratacağım deriyle süsleyeceğim onu, Ve sonra gömleğimi giyeceğim ve bir ilahi söyleyeceğim. Kendimin şarkısını. (Kilitli Kapılar)