Kim Korkar Virginia Woolf'tan? - Edward Albee Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kim Korkar Virginia Woolf'tan? kimin eseri? Kim Korkar Virginia Woolf'tan? kitabının yazarı kimdir? Kim Korkar Virginia Woolf'tan? konusu ve anafikri nedir? Kim Korkar Virginia Woolf'tan? kitabı ne anlatıyor? Kim Korkar Virginia Woolf'tan? PDF indirme linki var mı? Kim Korkar Virginia Woolf'tan? kitabının yazarı Edward Albee kimdir? İşte Kim Korkar Virginia Woolf'tan? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Edward Albee
Çevirmen: Tuncay Birkan
Orijinal Adı: Who's Afraid of Virginia Woolf
Yayın Evi: Kabalcı Yayınları
İSBN:
Sayfa Sayısı: 150
Kim Korkar Virginia Woolf'tan? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
20. yüzyıl Amerikan tiyatrosunun en önemli birkaç isminden biri olan Albee 1928’de, Washington DC’de doğdu. İki haftalıkken ABD’deki iki yüzü aşkın vodvil tiyatrosunun sahibi olan Albee ailesi tarafından evlat edinildi. 1939 ile 1946 arasında birçok okula devam etti ve hemen hepsinden kovuldu. Öğrencilik yıllarında başladığı şiir, öykü ve oyun yazma denemelerini, ofisboyluk, satıcılık, barmenlik gibi çeşitli işlerde çalıştığı 1948 ile 1958 yılları arasında da sürdürdü. 1958 yılında yazdığı ve ilk olarak Berlin’de sahnelenen The Zoo Story (Hayvanat Bahçesi) ile adını duyurdu. Arada yine başarılı oyunlar yazmasına karşın, ancak Who’s Afraid Of Virginia Woolf’tan sonra adı her yerde duyuldu. Aralıksız 664 kez temsil edilen ve Tiyatro Eleştirmenleri Ödülü dahil birçok ödül kazanan oyunla ilgili asıl gürültü Pulitzer ödülüne aday gösterildiğinde koptu. Basında oyun aleyhine birçok yazı yayımlandı. Aile gibi, "kutsal" Amerikan değerlerinin savunucusu olan Time dergisi, oyunun ‘yarattığı karakterlere hiç şefkat duymayan birisi tarafından yazıldığını’ söylüyordu. Oyun birçok yerde sansüre uğradı, hatta yasaklandı...
Kim Korkar Virginia Woolf'tan? Alıntıları - Sözleri
- Üniversite o. O burayı devraldığı zaman buranın ne durumda olduğunu ve şimdi nasıl olduğunu biliyor musunuz? Vaktiniz olduğunda bir araştırın isterseniz.
- Sadece aklımızın son kırıntıları üzerinde durmaya çalışıyoruz.
- MARTHA - (Neşeyle): Nerden buldun bunu orospu çocuğu?
- GEORGE -Herhalde öyledir. Bayağı iyi . .. hele bir de kaç yaşında olduğun düşünülürse. MARTHA -KES ŞUNU! Bir an Sen de o kadar genç değilsin. GEORGE -(Çocukça bir keyif alarak . . . şarkı söyler gibi): Senden altı yaş daha gencim ... Hep öyleydim, hep de öyle kalacağım. MARTHA -(Üzgün): Ama .. . kelleşiyorsun sen de. GEORGE -Sen de oy le. Bir an . .. ikisi de güler. Selam hayatım. MARTHA - Selam. Buraya gel de anneciğine söyle kocaman ıslak bir öpücük ver bakayım. GEORGE -... şey yani.. MARTHA -·KOCAMAN ISLAK BİR ÖPÜCÜK İSTİYORUM! GEORGE -(Dalgın): -Seni öpmek istemiyorum Martha.
- Bak canım, içki niyetine seni bile içebilirim ben, cehennemin dibinde olsan gene içerim...
- Bazı insanlar başkalarının başına gelen felaketlerle besleniyor nedense.
- Çok basit. . . insanlar şeylerle olduğu gibi başa çıkamadıkları zaman, bugünle başa çıkamadıkları zaman, iki şeyden birini yaparlar. . . ya. . . ya, benim yaptığım gibi, geçmişi düşünüp dururlar, ya da geleceği değiştirmeye... karar verirler. Bir şeyi değiştirmek istediğin zaman da ne yaparsın . . . BANG ! BANG! BANG ! BANG!
- NICK - Buna pişman olacaksın. GEORGE - Herhalde. Her şeyden pişman olurum ben. NICK - Yani, ben seni pişman edeceğim. GEORGE - Şüphesiz. Akut bir mahcubiyet, haa? NICK - Oyunu senin kurallarınla oynayacağım. Senin dilini kullanacağım. Ne olduğumu söylüyorsan o olacağım. GEORGE - Zaten osun ... sadece bunu bilmiyorsun.
- "Kendimden iğreniyorum. Hayatımı ucuz, tamamen anlamsız sadakatsizliklerle harcıyorum."
- MARTHA - (Müstehcen-NICK'E): Herkes senin gibi görünecek demek, haa? NICK - Aa, tabii. Özel bir sikiş makinesi olacağım !
Kim Korkar Virginia Woolf'tan? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
BÖYLE ÇİFTTEN KORKMAYAN DAŞ OLSUN :D: Oyunun bol kavgalı hırgürlü kaoslu şamatalı gergin bir yapısı vardı.Evli olan George ve Martha'nın sağlıklı olmayan kendi psikolojik durumları ile sağlıklı olmayan ilişkileri oyunun ön planında. Misafirleri yeni evlenmiş bir çift ve George ve Martha sürekli bir oyun içinde oyun oynayıp kendi kafalarınca yalanlar dolanlar uydurup nabzı istedikleri gibi arttırıp azaltıp kurgu bir gece yaşatıyolar bu misafirlere. Absürt tiyatronun o anlamsızlık iletişimsizlik ilkeleri çokça yer alıyor.Okuru içine çeken onu yoran geren ve birçok duyguyu hissetmesini sağlayan çok kompleks bir akış var. Ana temaya gelince ise yanılsamalar ortadan kalkınca ne kadar saf bir kötülükle yalan dolanla örülmüş ilişkiler olacağını gösteren harika bir oyun. (Berkay Kantaroğlu)
Spoiler İçerir!: Oyun, orta yaşlı çift George ve Martha'nın, küçük New England üniversitesi başkanı George'un kayınpederi tarafından düzenlenen bir fakülte partisinden dönmesiyle başlar. Martha, parti dönüşü üniversitenin yeni biyoloji profesörü Nick ve karısı Honey'i eve davet eder. Orantısız biçimde sabaha kadar içki içen iki çiftin başından geçen durumları, ilişkilerin ortada kalmışlığına ve yüzleşmelere şahit oluruz. George ve Martha'nın sağlıklı bir evlilikleri yoktur. Zaten bu durumu ikisi de kabullenmiştir. Genellikle Martha, George'nin geçmişte yaşadığı başarısız olaylarını, Nick ve Honey'e keyif alarak anlatır. George'nin moralinin bozulması Martha'nın hoşuna gider. Binevi onun acı çekmesini ister. Fakat çektiği acının kendi yaşadığı acı gibi olmasından yanadır. Martha, güç arzusu olan bir karakterdir. İnsanlarda ilk izlenimi, onların ne kadar güçlü ya da güçsüz olduğu üzerinedir. Zaman zaman Nick'i bu konuda över. George tarih ile, Nick ise biyoloji üzerine uğraşır. Bu bence oyuna çok derin ince bir yorum katmış. Oyun boyunca, tarihselliğin ve bilimselliğin çatışmasını karakterler üzerinden hissedebiliyoruz. Nick, daha yenilikçi ileriye dönük bir bakış açısındadır. Ama bunu oyunda bize çok hissettiremez. Genel anlamda hep havada kalan sözler işitiriz. George ise geçmişe dönük olaylarda takılı kalan bir karakterdir. Geçmişiyle yüzleşemez. Bu yüzden de karısının onu kışkırtabildiği tek alan, George'nin başarısız geçmişinden örneklerdir. İlerleyen sahnelerde Martha, George'yi daha fazla sinir edebilmek için, Nick ile yakınlaşır. Ama George bu duruma fazlasıyla kayıtsız kalır umursamaz. Martha George'ye nasıl aşık olduğundan bahseder. Güç arzusu olan birisinin, güçsüz ve pasif bir karaktere aşık olması belki de onda bu öfkeyi yaratır. Aslında kavga ettiği kişi George'dan çok kendisi olabilir... Ama aşk duygusuna da engel olamaz. George ve Martha, hayal dünyalarında bir oğulları varmış gibi davranır. Oyunun sonlarına kadar da bunu bize belli etmezler. Nick ve Honey'de oyun boyunca bunu anlayamaz, gerçek olduğunu düşünürler. George ve Martha ne kadar didişseler bile, beraber bir hayal dünyası, oyun havuzu yaratırlar. Aynı zamanda aralarındaki iletişimsizlik, bir çığ gibi hissedilir. Bu iletişimsizlik ilerleyen bölümlerde, Nick ve Honey arasında da başlar. İlk adım Honey'den gelir. Honey: Ne zaman hoşuma giden bir şeyler yapsam üzerime geliyorsun. George'nin Nick'i ifşalaması sonucu, ikinci adım yine Honey'den gelir. George, Honey'e; Nick'in onunla babasının parasından dolayı beraber olduğunu söyler. Honey ikinci adımı atar, fakat bu sivrileşme oyun boyunca çok hissedilmez. Oyunun yazarı Edward Albee'nin, Honey karakterinden bilinçli olarak kaçtığını düşünüyorum. Honey'in oyun boyunca olan pasifliği, Nick'in karakter gelişimine de engel olur. Üç perdelik uzun bir oyunda, Honey'i; Martha gibi işlevli bir yapıda görebilirdik. Zaman zaman oyunun kendini tekrar ettiği yerler olduğunu düşünüyorum. Bunun en büyük nedeni, Nick ve Honey'e zengin bir anlatım kazandırılmadığı için olduğundan yanayım. Oyun kesinlikle, insana tüm duyguları hissettiriyor. Ve o derinlerde yatan, var oluş sancısını da beraberinde getiriyor. Hayal ve gerçek arasında sıkışmış karakterler, boğulmuş benlikler, kaybedilmiş zamanlar... (Laforêt)
Albert Albee, uyumsuz (absürd) tiyatro türünde eserler vermiş Amerikalı bir oyun yazarı. Kitabı haksızlık yapmadan doğru anlayabilmek için absürd tiyatronun temel özelliklerini bilmek yararlı olacaktır. Absürd tiyatroda olayları mantıklı şekilde birbirine bağlamak gereği duyulmaz. Saçma ve anlamsız diyebileceğimiz olaylar, durumlar yer alır. Saçma olarak niteleyeceğimiz olaylar var ama sağlam eleştiriler de var, absürd tiyatroda. Kitabın okurken benim de anlamakta zorlandığım, bu ne dediğim yerler oldu doğal olarak. Kitaptaki karakterleri tanıtarak devam ediyorum. Martha: 52 yaşında kadın, eşine göre daha baskın, güçlü olduğu izlenimini veriyor. Ama bu güçlü duruş zayıflığını gizlemek için bir maske gibi duruyor. George: Marthanın eşi, eşinden yaşça küçük, ilişkilerinde alttan alan taraf gibi gözüküyor ama beklenmedik çıkışları da yok değil. Diğer iki karakter ise Nick ve Honey isimli genç evli çifttir. Kitap, Martha ve George' un Nick ve Honey isimli genç çifti evlerinde misafir ettikleri süre boyunca oynadıkları çeşitli oyunları konu alıyor. Oyun diyorum ama pek eğlenceli olduğu söylenemez oyunların. Çoğu zaman can yakan ve yaralayan oyunlar. Martha ve George daha belirleyici rol oynuyor oyunlarda. Anladığım kadarıyla bu çift için bu tür oyunlar bir çeşit gelenek halini almış. Eşler arasındaki ilişkilere vurgu kitabın odağında duruyor hep, en azından bana göre. Martha ve George çiftinin sağlıklı bir ilişkileri yok ve bunun farkındalar, en azından çoğu evli çift gibi "her şey yolundaymış gibi" yapmıyorlar. Diğer çiftimiz ise daha normal gözüküyor ancak gece ilerledikçe onların da evliliklerinin bir yalan üzerine kurulu olduğu anlaşılıyor. Haliyle de gördüklerinizin gerçeğin ne kadarı olduğunu sorgulamaya başlıyorsunuz.ş (Tugay Toğrul)
Kim Korkar Virginia Woolf'tan? PDF indirme linki var mı?
Edward Albee - Kim Korkar Virginia Woolf'tan? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kim Korkar Virginia Woolf'tan? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Edward Albee Kimdir?
Edward Franklin Albee (d.12 Mart 1928) Amerikan tiyatrosunun önde gelen yazarlarındandır.Kim Korkar Hain Kurttan (Who's Afraid of Virginia Woolf?) adlı oyunuyla tanınan yazar modernite ve savaş sonrası Amerikan kültürünü eleştiren oyunlarıyla dönemin farklı seslerinden biri olmayı başarmıştır.
1946- 1947 arasında Hartford’taki Trinity College’ta öğrenim gördü. Bir süre roman ve şiir yazan Albee, daha sonra oyun yazarı olmaya karar verdi. Başta tek perde 1962’de tamamladı. 1966’da sinemaya da uyarlanan bu oyun, Türkiye’de çeşitli kereler sahnelendi ve 1993’te Kabalcı Yayınevi tarafından Kim Korkar Virginia Woolf’tan adıyla yayınlandı. Albee oyun yazarlığının yanı sıra ABD’de çeşitli okullarda dersler de verdi. Seascape (1975, Deniz Manzarası), A Delicate Balance (Kılpayı, 1966) ve Three Tall Women (1991, Üç Boylu Kadın) adlı oyunlarıyla üç kez Pulitzer Ödülü kazandı. Albee’nin ilk dönem oyunları absürt tiyatronun önemli örnekleri arasında yer almıştır
Edward Albee Kitapları - Eserleri
- Kim Korkar Virginia Woolf'tan?
- The Zoo Story
- Three Tall Women
- Kılpayı
- The American Dream
Edward Albee Alıntıları - Sözleri
- "Kendimden iğreniyorum. Hayatımı ucuz, tamamen anlamsız sadakatsizliklerle harcıyorum." (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- JERRY: You're married! PETER: [with pleased emphasis] Why, certainly. JERRY: It isn't a law, for God's sake. (The Zoo Story)
- Bak canım, içki niyetine seni bile içebilirim ben, cehennemin dibinde olsan gene içerim... (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- Don't you see? A person has to have some way of dealing with SOMETHING. If not with people... SOMETHING. With a bed, with a cockroach, with a mirror... no, that's too hard, that's one of the last steps. With a cockroach, with a... with a... with a carpet, a roll of toilet paper... no, not that, either... that's a mirror, too; always check bleeding. You see how hard it is to find things? With a street corner, and too many lights, all colours reflecting on the oily-wet streets... with a wisp of smoke, a wisp... of smoke... with... with porno. graphic playing cards, with a strong-box... WITHOUT A LOCK... with love, with vomiting, with crying, with fury because the pretty little ladies aren't pretty little ladies, with making money with your body which is an act of love and I could prove it, with howling because you're alive; with God. How about that? WITH GOD WHO IS A COLOURED QUEEN WHO WEARS A KIMONO AND PLUCKS HIS EYEBROWS! WHO IS A WOMAN WHO CRIES WITH DETERMINATION BEHIND HER CLOSED DOOR... with God who, I'm told, turned his back on the whole thing some time ago ... with ... some day, with people. (The Zoo Story)
- Bazı insanlar başkalarının başına gelen felaketlerle besleniyor nedense. (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- "If we can so misunderstand, well then, why have we invented the word love in the first place?" (The Zoo Story)
- (Jerry) The dog is black, all black; all black except for the bloodshot eyes, and ... yes ... and an open sore on its ... right forepaw; that is red, too. (The Zoo Story)
- Now, here is what I had wanted to happen: I loved the dog now, and I wanted him to love me. I had tried to love, and I had tried to kill, and both had been unsuccessful by themselves. I hoped ... and I don't really know why I expected the dog to understand anything, much less my motivations . . . I hoped that the dog would understand. (The Zoo Story)
- Çok basit. . . insanlar şeylerle olduğu gibi başa çıkamadıkları zaman, bugünle başa çıkamadıkları zaman, iki şeyden birini yaparlar. . . ya. . . ya, benim yaptığım gibi, geçmişi düşünüp dururlar, ya da geleceği değiştirmeye... karar verirler. Bir şeyi değiştirmek istediğin zaman da ne yaparsın . . . BANG ! BANG! BANG ! BANG! (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- Sadece aklımızın son kırıntıları üzerinde durmaya çalışıyoruz. (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- Eğer birbirimizi bu kadar yanlış anlayabiliyorsak neden sevgi diye bir sözcük icat ettik (The Zoo Story)
- Üniversite o. O burayı devraldığı zaman buranın ne durumda olduğunu ve şimdi nasıl olduğunu biliyor musunuz? Vaktiniz olduğunda bir araştırın isterseniz. (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- GEORGE -Herhalde öyledir. Bayağı iyi . .. hele bir de kaç yaşında olduğun düşünülürse. MARTHA -KES ŞUNU! Bir an Sen de o kadar genç değilsin. GEORGE -(Çocukça bir keyif alarak . . . şarkı söyler gibi): Senden altı yaş daha gencim ... Hep öyleydim, hep de öyle kalacağım. MARTHA -(Üzgün): Ama .. . kelleşiyorsun sen de. GEORGE -Sen de oy le. Bir an . .. ikisi de güler. Selam hayatım. MARTHA - Selam. Buraya gel de anneciğine söyle kocaman ıslak bir öpücük ver bakayım. GEORGE -... şey yani.. MARTHA -·KOCAMAN ISLAK BİR ÖPÜCÜK İSTİYORUM! GEORGE -(Dalgın): -Seni öpmek istemiyorum Martha. (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- MARTHA - (Neşeyle): Nerden buldun bunu orospu çocuğu? (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- “I'll tell you something now; you're not really a vegetable; it's all right, you're an animal. You're an animal, too. “ (The Zoo Story)
- PETER: [stares glumly at his shoes, then] About those two Empty picture frames ...? JERRY: I don't see why they need any explanation at all. Isn't it clear? I don't have pictures of anyone to put in them. PETER: Your parents ... perhaps ... a girl friend ... JERRY: You're a very sweet man, and you're possessed of a truly enviable innocence. (The Zoo Story)
- NICK - Buna pişman olacaksın. GEORGE - Herhalde. Her şeyden pişman olurum ben. NICK - Yani, ben seni pişman edeceğim. GEORGE - Şüphesiz. Akut bir mahcubiyet, haa? NICK - Oyunu senin kurallarınla oynayacağım. Senin dilini kullanacağım. Ne olduğumu söylüyorsan o olacağım. GEORGE - Zaten osun ... sadece bunu bilmiyorsun. (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)
- Her şey insanın istediği gibi olmuyor. (The Zoo Story)
- MARTHA - (Müstehcen-NICK'E): Herkes senin gibi görünecek demek, haa? NICK - Aa, tabii. Özel bir sikiş makinesi olacağım ! (Kim Korkar Virginia Woolf'tan?)