Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş - Soren Kierkegaard Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş kimin eseri? Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş kitabının yazarı kimdir? Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş konusu ve anafikri nedir? Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş kitabı ne anlatıyor? Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş PDF indirme linki var mı? Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş kitabının yazarı Soren Kierkegaard kimdir? İşte Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Soren Kierkegaard
Çevirmen: Nur Beier
Yayın Evi: Pinhan Yayıncılık
İSBN: 9786057768155
Sayfa Sayısı: 56
Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kierkegaard, bu kısa lakin anlam ve mesaj yüklü eserinde, İncil’deki Dağ Vaazını temel alarak, insanın varoluşsal gerçeklerini ve koşullarını ince ve yer yer ironik bir dille mercek altına yatırıyor, ve diğer eserlerinde olduğu gibi bunda da dini inanışı eleştirel düşünceye açıyor.
İnsanoğlu, Kierkegaard’un “karşılaştırma huzursuzluğu” dediği şeyden muzdarip; hep olduğundan daha fazlasını istiyor, komşunun bahçesindeki çimen ona hep daha yeşil görünüyor. Kuş gibi hür olma arzusu samimi bir arzu olabilir, lakin bu arzu hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğine göre, insanı endişe ve umutsuzluğa da sürükleyebiliyor.
Biz insan olarak hiçbir zaman bir kuş gibi kaygısız olamayız, lakin bir kuşun “ah keşke insan olsaydım” dediğini de hiç duymamışızdır. İşte, gökteki kuştan ve kırdaki zambaktan öğrenebileceğimiz ilk şey bu oluyor: bir şey dememek, sükut etmek! Fazla lafın, çenebazlığın endişeye götüren bir yol olduğunu söylüyor Kierkegaard.
Sonra kırdaki küçük bir zambak kendini başka bir şeyle veya diğer zambaklarla mukayese etmekle de uğraşmıyor. Onun öbürlerinden daha güzel olmak veya göze en güzel görüneceği başka bir yerde yetişmek, veyahut kendini öbür zambaklara göre kanıtlamak, tanımlamak gibi bir emeli yok.
Kuşla zambaktan öğrenebileceğimiz ikinci şey: zambağın itaatkârlığı! İnsan olarak kaderimize razı olmamız ve habire başkalarıyla meşgul olmamamız icap ediyor. Mütemadiyen belli bir yere doğru yolda olmamamız ve her şeyi sorguya tabi tutmamamız icap ediyor. Mütevazı olmayı öğrenmemiz icap ediyor.
Gökteki kuştan ve kırdaki zambaktan öğreneceğimiz son şey, Kierkegaard’a göre, dert ve endişelerimizin yükünü Tanrının omuzları üzerine yüklemek oluyor.
Yarın ne olacağını önceden kestirebilmemiz mümkün değil; dolayısıyla endişe etmek gayet abes oluyor. Tam burada ve tam şu anda yaşamamız, laf söylemekten ziyade lafa kulak vermemiz, kendimizi başkalarıyla mukayese etmeyi bırakmamız, ve son fakat aynı derecede önemli, sevince kendimizi bilfiil kaptırmamız icap ediyor.
Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş Alıntıları - Sözleri
- Konuşmak insanı hayvana üstün kılıyor,evet, hiç şüphesiz - ama susabildiği takdirde.
- "İnsan konuşabiliyor diye, tam da bunun içindir ki, susabilmek bir hünerdir."
- Yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter.
- “Yarın için kaygılanmayın.Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter...”
- O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter.
- “Her günah itaatsizliktir ve her itaatsizlik günahtır....”
- Kuş susar ve sabırla bekler o her şeyin kendi vaktinde olacağını biliyordur veya daha doğrusu buna kesinlikle inanır kuş bu yüzden sabırla bekler ama gününü ve saatini bilmeden üstüne vazife olmadığını da biliyor onun için susar uygun vakit gelince elbet olacaktır daha kuş
- ........zira bir çığlık tek kelimeyle şiir olmaz, ama çığlığın sonu gelmez yankısı başlı başına şiirdir.
- "Kırdaki otu izle - ki o bugündür."
- Ah, biz insanlar sevinçli olmak için şartlar koyar, bir alay zahmete ve endişeye gireriz - bütün şartlar sağlansaydı dahi, belki buna rağmen bile kayıtsız şartsız sevinçli olmazdık.
- Yarının kaygısı yarının olsun,her günün derdi kendine yeter
- .... “arzu” biçareliğin icadıdır. Zira arzu pekala bir an için teselli eder ama , daha yakından bakıldı mı, yine de teselli sağlamadığı görülür; ve tesellinin, çaresizliğin icat ettiği teselli olduğunu söylememiz bu yüzdendir.
- bilirsin ki sevinç iyi bir muhbirdir
- Gökteki kuşları seyredin; onlar ekmez, ve biçmez, ve ambarlara istiflemez onlar yarından kaygısızdır. "Kırdaki otu izle - ki o bugündür. "
- İnsan konuşabiliyor diye, tam da bunun içindir ki susabilmek bir hünerdir.
Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Karl Ove Knausgaard'ın sayesinde Søren Kierkegaard'ın Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş Üç Dini Sohbet kitabını okudum.İsa'nın dağ vaazındaki zambak ve kuştan yola çıkarak üç erdemden söz etmiş bu kitapta Kierkegaard.Doğadan öğrenilecek ilk şey, kuşlara ve çiçeklere bakarak elbette; şikâyet etmeden, kimseyi yargılamadan, sesizlik içinde ve kabullenerek yaşamak.Kuşlar ve çiçekler ânı geldiği gibi yaşarlar. İnsan hayvanlara ve bitkilere bakarak itaat etmeyi öğrenmeli, yaratılışını kabul etmelidir. Ânı yaşamanın sevincini de doğadan öğrenebileceğimizi söyler Kierkegaard. Çok severek okuduğum bir kitap olmadığını söyleyebilirim.Aslında benim tarzım olmayan bir kitaptı. (Özlem Akbaş)
Meğer kitaplığımda 55 sayfalık bir hazine varmış da benim haberim yokmuş. Onu farketmeme Karl Ove Knausgaard'ın Türkçe'ye çevrilen ve geçen hafta yayımlanan eseri sebep oldu. Belki sıralama ters oldu ama ben önce Karl Ove'un bu kitaptan etkilenerek yazdığı "Gökteki Kuşlar"ı okudum. KIRDAKİ ZAMBAK ve GÖKTEKİ KUŞ' u okurken de Karl Ove nereden nasıl etkilenmiş diye kendimce çıkarımlarda bulundum. Bu incecik kitap aslında bize çok şey söylüyor. Dün gece okuyup bitirdim ama halâ üzerinde düşünüyor, kitabı elimden düşürmüyor, rastgele sayfaları açıp okuyorum. Okudukça da Kierkegaard bizi tefekküre davet ediyor diye geçiyor aklımdan doğal olarak. Sus diyor, içinde bulunduğun koşulları kabul et, durumundan şikayetçi olma, gereksiz konuşma, kendini Tanrı'ya emanet (ki sen zaten her zaman Tanrı'nın yanındasın), her ne kadar o gökte sen yerde olsan da, onun gözü hep senin üzerinde) diyor. Bunu için de, kendine, kırdaki zambağı, gökteki kuşu örnek almalısın diyor. Bunu da aşağıdaki alıntıdaki gibi açıklıyor: "Gelin şimdi, ders alacağımız o zambağı ve kuşu daha bir yakından izleyelim. Kuş, susar ve sabırla bekler; o her şeyin kendi vaktinde olacağını bilir, veya daha doğrusu, buna kesinlikle inanır, kuş bu yüzden sabırla bekler, ama gününü ve saatini bilmenin üstüne vazife olmadığını da bilir, onun için susar.... Zambak da böyledir; o da susar ve sabırla bekler. " Bahar ne zaman gelecek?" diye sabırsızca sormaz, zira onun kendi vaktinde geleceğini bilir, ve mevsimleri tayin etmek kendi üzerine vazife olsa bile bunun bir şeye yararı dokunmayacağını bilir..." syf.21 Ben bunları okurken kendi kendime sürekli zambak ve kuş, nasıl olacak da konuşacak, bulunduğu koşula itiraz edebilecek diye düşünmeden edemedim tabi. Ama Kierkegaard bunun cevabını tak diye 38 ve 39.sayfalarda karşıma çıkardı. Özetle şöyle dedi bana: "...susacaksın ve itaat edeceksin -zambak ve kuşun zarureti meziyet yaptığı sahi ise, zarureti meziyet yapmak sana da kısmet olabilsin diye."syf.39 Bu kısacık kitaptan alınacak dersleri ben aldım. Sakin ve salim kafayla okunmalı diyor ve meraklısına tavsiyebediyorum. Hele "GÖKTEKİ KUŞLARI" okuyacaksanız bu eseri atlamayın (Seda Ediz)
Kırda bir zambak ve gökteki bir kuş olmayı ne çok istedim bu kitabı okurken. Ahh, sükût etmenin ne büyük bir nimet olduğunu, sessizliğe ne çok ihtiyacımız varmış. Kitabı okurken, sükût, mütevazı, sevinç ve duanın güzelliğini hissettiriyor. Dert, keder, umutsuzluk, endişenin hayatımızda ne kadar çok yer edindiğini anlıyoruz. Ve en güzeli sevinç içinde yaradana itaat ederek bir ömür yaşamak, o yolda olabilmek. (Efhem)
Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş PDF indirme linki var mı?
Soren Kierkegaard - Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Soren Kierkegaard Kimdir?
Soren Aabye Kierkegaard (1813-1855), Danimarkalı filozof ve teolog.
Kierkegaard dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dini atmosfer içinde yetişti.Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hıristiyan inancinin tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi. Kierkegaard, din ve Tanrıyı tamamen bireysel bir konu olarak değerlendirdi. Bu yönde giderek sistematik felsefenin bireyi göz ardı eden bütüncüllüğünü de reddetti. Felsefesinde bireyi merkeze aldı.
Felsefesi
Kierkegaard, varoluşçuluğun öncülerinden sayılır.Varoluşçu felsefe bir bakıma her varoluşçu filozofta kendine özgü bir nitelik kazanarak ayrıca tanımlanır, ancak bilinen genel nitelikleri ve felsefi özgürlüğü açısından varoluşçuluğun kurucu isimlerinin başında Kierkegaard sayılmaktadır. Kierkegaard'ın belli bir felsefî sistematik geliştirmediği doğru olmakla birlikte (Kierkegaard bu anlamda Nietzsche gibi bağımsız ve dizgesiz filozoflardandır), kullandığı kavramlar ve felsefe yapma tarzı sonradan varoluşçu felsefelerde görülen nitelikleri barındırır. Kierkegaard'ın itiraz ettiği ve sürekli eleştirdiği filozof Hegel'dir. Hegel'in rasyonalist ve sistematik felsefesi Kierkegaard için kabul edilemezdir.Varoluşçu felsefelerde görülen kavramların çoğunluğu öncül olarak Kierkegaard'da görülür: saçma, bunaltı, korku ve kaygı.Kierkegaard'ın felsefî sorunsalı bir bakıma mevcut Hıristiyanlık içinde ve hatta karşısında nasıl iyi bir Hıristiyan olunacağı noktasına da bağlıdır. Kierkegaard, felsefe tarihinin soyut mantıksal kurgularla geliştiğini ve bu nedenle bireyi, bireyin gerçek yaşamını gözden kaçırdığını düşünür.Ona göre varoluş, somut ve öznel insanın yaşamıdır.Bu nedenle felsefe somut düşünmeye, yani varoluşa yönelmelidir.
Soren Kierkegaard Kitapları - Eserleri
- Baştan Çıkarıcının Günlüğü
- Korku ve Titreme
- Ölümcül Hastalık Umutsuzluk
- Kahkaha Benden Yana
- Kaygı Kavramı
- Felsefe Parçaları ya da Bir Parça Felsefe
- Kendinizi Sevmeyi Unutmayın
- Hakikat Şaraptadır
- Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş
- Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir
- Aforizmalar
- Meseller
- Tanrı'ya İhtiyaç Duymak
- Tekerrür
- Evliliğin Estetik Geçerliliği
- Ya / Ya Da
- Etik-Estetik Dengesi
- İroni Kavramı
- Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine
- Müzikal Erotik
- Sevginin İşleri
- Günlüklerden ve Makalelerden Seçmeler
- Ölüme Götüren Hastalık
- Evliliğin Estetik Geçerliği / Korku ve Titreme
- Toplu Eserler 1
- İtirazlara Cevaben Evlilik Üzerine Muhtelif Gözlemler-Bir Kocanın Kaleminden
- Dolayımsız Erotik veya Müzikal Erotik Evreler
- Kierkegaard Yazılarından Seçmeler
- Fear and Trembling and The Sickness Unto Death
- For Self-Examination
- Suçlu mu? Suçsuz mu?
- The Difference Between a Genius and an Apostle
- Aşk Eserleri
Soren Kierkegaard Alıntıları - Sözleri
- Benim için önemli olan, uğrunda yaşayıp uğrunda ölmek istediğim fikri bulmaktır. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- "Her insanda, kendisine karşı tamamen şeffaf olmaktan bir derece alıkoyan bir şeyler var. Bu şeffaflıktan uzak olma, kişinin kendi dışında yer alan yaşam şartları yumağına açıklanamaz bir şekilde dâhil olması ve bu yüzden neredeyse kendisini açıklayamaz hale gelmesi ölçüsünde gerçekleşmektedir. Kendisini açıklayamayan kişi sevemez ve sevemeyen kişi tüm insanların en mutsuzudur. Ve sen aynı serkeşlikle kendini herkese karşı bir bilmece olma sanatında eğitiyorsun. Genç dostum! Peki ya hiç kimse senin bilmeceni çözme zahmetine katlanmazsa O zaman yaptığının ne zevki kalacak? Ama her şeyden önce kendin için, kendi kurtuluşun için bu vahşi kaçışı, içinde kabaran bu imha etme hırsını durdur. Senin yapmak istediğin bu; sen her şeyi yok etmek yaşama dair kuşku açlığını doyurmak istiyorsun. Kendini bu amaca göre yetiştiriyorsun. Zihnini buna göre eğitiyorsun. Memnuniyetle kabul edeceğin gibi, başka hiçbir şeyde iyi olmasan da bunda iyisin. Sana zevk veren her şey yaşamın etrafını yedi kez dolanıyor ve borusunu üflüyor ve böylece her şeyin tepe taklak oluyor ki senin ruhun huzur bulabilsin. Evet ne üzücü ki yankı yapıyorsun ve yankı ancak boşlukta işitilebilir." (Toplu Eserler 1)
- Asıl mesele kendimi anlamak, Tanrının gerçekten benden ne yapmamı istediğini görmek; asıl mesele, benim için doğru olan bir hakikati bulmak, uğrunda yaşayıp öleceğim fikri bulmak. (Kahkaha Benden Yana)
- Evlenirsen pişman olursun; evlenmezsen yine pişman olursun. Evlen ya da evlenme, ikisinden de pişman olursun. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- Deliler ve gençler insan için her şeyin mümkün olduğunu düşünürler. Yanlış! (Korku ve Titreme)
- "Korkaklığın en korktuğu şey karardır, zira karar, bir anlığına olsun, sisleri daima dağıtır. Bu yüzden korkaklık en sevdiği düşüncenin ardına saklanır: Zamanın koltuk değneği. Korkaklık ve zaman acele etmemek için "Bugün değil yarın " demeye daima bir neden bulur. Oysa göklerdeki Tanrı ve ebediyet der ki : "Bugün yap. Kurtuluş günü şimdidir." (Tanrı'ya İhtiyaç Duymak)
- Kendi olmayı istememek, kendi ben 'inden kurtulmayı istemek, ve bu da şu anlama gelmektedir; kendi olmanın umutsuz istenci. (Ölümcül Hastalık Umutsuzluk)
- . Aslında artık her şey için elkitapları var, yakın zamanda eğitim, tüm dünya çapında, az ya da çok sayıda ezbere yorumun öğrenilmesinden oluşacaktır. Baskı makinesinin mektupları tek elden çıkarması gibi, insanlar da muhtelif olguların arasından uygun olanı seçip çıkarma kapasitelerine bağlı olarak başarı gösterecekler, bu arada hiçbir şeyin anlamından haberleri olmayacak. . (Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine)
- Benim için önemli olan, uğrunda yaşayıp uğrunda ölmek istediğim fikri bulmaktır. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- Hayat nasıl da boş ve anlamsız. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- Aşk en üstün neşe olsa bile ondan vazgeçiyorum, birini gocundurmayı ya da kıskandırmayı istemeden; ve eğer aşk hayal edilebilecek en büyük faydayı bağışlama hali olsa bile bana onun için verilen fırsatı reddediyorum -fakat düşüncelerimi fahişeliğe sunmadım. (Kierkegaard Yazılarından Seçmeler)
- “Ben kendim için acı çekerken tutunacak bir şeyim olabilsin diye ızdırabın yoluna işaretler yerleştiririm, ama başkası için acı çektiğim vakit, yolumu kaybederim, zira başkasının aslında nerede olduğunu haliyle bilemem ve her an sil baştan başlamam, bir sonraki an herhangi bir şeyi es geçmemek için kabusuna dayanmak zorunda olduğum daha da korkunç bir ihtimali düşünebilmeye hazırlıklı olmam gerekir.” (Suçlu mu? Suçsuz mu?)
- “Oğul, babanın kendi yansımasını gördüğü bir ayna ve baba ise, oğulun kendisinin gelecekte ne olacağını gördüğü bir aynadır.” (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- İnsan konuşabiliyor diye, tam da bunun içindir ki susabilmek bir hünerdir. (Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş)
- “sevgi her şeye inanır - ve yine de hiçbir zaman aldanmaz..” (Sevginin İşleri)
- Hiç kimse sahici ben olmaya cesaret edemiyor. Herkes bir tür "beraberlik" içerisinde gizleniyor. Duyarlı organların bedenden korunduğu ve nesnelerde doğrudan temas içinde olmayışı gibi biz sıradan insanlar da ebedi olana kişisel, dolaysız bir temasa girmeye korkuyoruz. Bunun yerine geleneklere ve başkalarının sesine bel bağlıyoruz. Hakikatin önünde bireysel sorumluluktan korunan bir yaşam süren bir numune ya da nüsha olmaktan memnunuz.. (Tanrı'ya İhtiyaç Duymak)
- “Hayata bakışım tek kelimeyle anlamdan yoksun. Kötü bir ruh burnumun üzerine bir gözlük yerleştirdi herhalde, gözlüğün bir camı dev gibi büyütüyor, öbür camı aynı ölçüde küçültüyor.” (Ya / Ya Da)
- . Kendini kaybetmişleri veya her anlamda bütünüyle yoldan çıkmış olanları anmayacağım bile: Onlar para için köpek rolünü oynayanlardır... . (Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine)
- Belki de sana karşı aşırı derecede yumuşak sözlerle konuşuyorum. Belki de sana çok fazla katlanıyorum. Belki de tüm gururuna karşı üzerinde kullandığım otoriteyi artırmalıydım. Ya da belki seni bu konuya hiç katmamalıydım, zîra sen bir çok yönüyle tehlikeli bir kişisin ve bir kimse seninle ne kadar birlikte olursa, o kadar kötüleşir... (Evliliğin Estetik Geçerliği / Korku ve Titreme)
- Herkes kendisi tarafından kandırılır. (Kaygı Kavramı)