diorex

Kırmızı Büyü Yazmaları - Cassandra Clare Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kırmızı Büyü Yazmaları kimin eseri? Kırmızı Büyü Yazmaları kitabının yazarı kimdir? Kırmızı Büyü Yazmaları konusu ve anafikri nedir? Kırmızı Büyü Yazmaları kitabı ne anlatıyor? Kırmızı Büyü Yazmaları PDF indirme linki var mı? Kırmızı Büyü Yazmaları kitabının yazarı Cassandra Clare kimdir? İşte Kırmızı Büyü Yazmaları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 16.03.2022 12:00
Kırmızı Büyü Yazmaları - Cassandra Clare Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Cassandra Clare

Yazar: Wesley Chu

Çevirmen: Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur

Tasarımcı: Asmin Ayşe Gündoğdu

Orijinal Adı: The Red Scrolls of Magic: The Eldest Curses #1

Yayın Evi: Artemis Yayınları

İSBN: 9786053045793

Sayfa Sayısı: 335

Kırmızı Büyü Yazmaları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Aşkın Gücü Büyük Laneti Yenebilecek mi?

Büyük büyücü Magnus Bane’in tek istediği Gölge Avcısı sevgilisi Alec Lightwood’la güzel bir tatil geçirmektir. Ancak daha ilk durakları Paris’telerken tatlarını kaçıracak bir haber alırlar. Eski bir dostu, yıllar öncesinde Magnus tarafından kurulduğu düşünülen bir tarikattan ve bu tarikatın zararlı faaliyetlerinden bahseder.

Böyle bir tarikat kurduğunu hatırlayamasa da Magnus’un başı beladadır. Adının bu zararlı faaliyetlerle anılmasını önlemek için tarikatın şimdiki liderini bulmak ve Magnus’un hafızasından silinenlerin yani yüzyıllar öncesinin izini sürmek gerekir.

Magnus ve Alec romantik tatil planlarını bir kenara bırakıp başlarındaki dertten kurtulmak için yola devam ederken Paris’ten Venedik ve Roma’ya uzanan bu yolculuk birbirlerini tanımaları için de bir fırsat olacaktır. Tehlikelere birlikte karşı koyarken bazı sırları öğrenmenin aşklarını nasıl etkileyeceğini henüz kendileri de bilmiyordur.

"Romantizmle örülü çılgın bir macera" -Entertainment Weekly

“En Büyük Lanetler serisine afili bir giriş” -Publishers Weekly

Kırmızı Büyü Yazmaları Alıntıları - Sözleri

  • "Tatilini anlat. Nasıl geçiyor? Magnus iyi mi? Sağlığını sormuyorum tabii." Alec öksürmeye başladı. "Bazı konulardaki yeteneklerinden bahsediyorum. Sihir, büyü işleri değil elbette."
  • Alec, "Simon'la nasıl gidiyor?" diye sordu Izzy'e. "Sıra numarasını aldı. Şimdi kapımda kuyruk olan erkeklerin arasında bekliyor."
  • "Eğer bu şey sihirliyse ben de Melek Raizel'im." "Gölge Avcıları Melek Raziel'le çıkmamı kesinlikle onaylamazdı," dedi Magnus. "Yine de sana iyi davranmak zorunda kalırlardı," dedi Alec heykeli bırakarak. "Yoksa onları ölümle cezalandırırdım."
  • İnsanlar bazen kendilerinden farklı olanlara karşı son derece zalimce davranabiliyordu.
  • "Ya, gerçeği söylediğim için onu kaybedersem?" "Ya, sakladığın için kaybedersen?"
  • "Hem kendini kurtarmışsın hem de başkalarını," diye fısıldadı Alec kulağına. "Ama kendini kurtarmasaydın onları da kurtaramazdın. Ben de seni asla bulamazdım." . . . Alec şimdi aynaya bakıp da orada tamamlanmış bir insan görüyorsa bunun sebebi Magnus'tu.
  • “Belki de aşkla çılgınlık arasında incecik bir çizgi vardı.Aşk ne kadar büyükse tehlike de o kadar artıyordu.”
  • “İnsanlar bazen kendilerinden farklı olanlara karşı son derece zalimce davranabiliyordu.
  • İleride bu hatıranın canını yakmayacağını umdu.
  • Magnus, bazen kendini Alec'e ya da Alec'i ona hayranlıkla karışık şaşkınlıkla bakarken yakalıyordu. Sanki ikisi de başlarına gelmesini hiç ummadıkları, ama sonsuz bir arzu duydukları bir şey yaşıyordu.
  • "Hayatımı kurtardığın için minnettarım. Bilirsin, canım pek kıymetlidir. Ama bir daha kendi hayatınla benimki arasında bir seçim yapman gerekirse lütfen şunu aklından çıkarma. Ben yeterince uzun yaşadım Alec."
  • Sonra birden balo salonunun ortasına göktaşı düşer gibi bir ses ve ışık patlaması oldu. Magnus da Alec de donup kaldı. Merdivenin dibinde yeni bir büyücü belirmişti. Malcolm Fade'le göz göze geldiler ve Alec onu tanımamasına rağmen, kalabalığa yayılan paniği net bir şekilde hissetti. Magnus'u arkasına çekti. Serbest eliyle melek kılıcını çekip bir meleğin adını fısıldadı. Odanın karşısında, Dj Bat'le Raphael shot bardaklarını aynı anda bara koydu. Raphael kalabalığı yararak vampirlerine doğru ilerledi. Lily'le Elliott da ona doğru ilerliyordu. Melek kılıcının ışığı odaya yayılırken, Alec herkese sesini duyurabilmek için bağırdı. "Ben, Gölge Avcısı Alec. İsteyen herkes himayeme girebilir!"
  • "Daldın," dedi Magnus. "Ne kadar romantik ve harika bir sevgilin olduğunu mu düşünüyorsun?" "Hayır," dedi Alec. "Balonu bir bacaya çarparsak seni nasıl kurtaracağımı düşünüyorum."
  • Sevgi bazen en umutsuz durumlarda bile mucizeler yaratırdı.
  • "Kurtburger mi? Aman ne yaratıcı," dedi Magnus. "Açlıktan ölsem, iştahım kaçar!"

Kırmızı Büyü Yazmaları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ef-sa-ne: Sanırım okuduğum en iyi Cassandra Clare kitabıydı! Tabii ki, itiraf etmek zorundayım, bu konuda Wesley Chu'nun da büyük katkıları olduğunu düşünüyorum çünkü Cassie'nin Ölümcül Oyuncaklar serisinde (ilk üçleme için söylüyorum) konuşturduğu kalemden çok daha güçlüsünü okudum. Zaten basım sırasına göre, bu kitap, hem Ölümcül Oyuncaklar hem Cehennem Makineleri hem de Karanlık Sanatlar serilerinden sonra, 2019'da basıma girmiş ancak kitap, Ölümcül Oyuncaklar serisinin ilk üçlemesinin ardında geçtiği için, seriye ara verip, bu kitabı okudum. Yani, bu yüzden Cassie'nin bu kitabı yazarken kaleminin çok daha güçlendiğini tez elden görmüş bulunmaktayım. Gelgelelim, sadece anlatım mı gelişmişti? Hayır. Benim bu evrene dalış şeklim kesinlikle Malec hakkında gördüğüm editlerden kaynaklanıyordu. Diziyi, Malec için izlemeye başladım sonra, "Acaba kitaplar nasıl?" diye düşünerek kitapları parça parça sipariş etmeye başladım. Pek çok kişi, kitapları vasat buluyordu ve ergence diyorlardı. Kaldı ki, Ölümcül Oyuncaklar da yazarın ilk serisiydi ve amatörce olduğunu kabul edebilirim ve Clary'nin ergenliğinin kitabı ele geçirdiğini de itiraf edebilirim. Ancak, evrenin güzelliğini inkâr edemem. Bu evrenin içindeki en güzel çiftse, benim gözümde şimdilik Malec çifti. Bu kitabı bu kadar sevmemin nedeni de buydu zaten. Birbirlerini tanımaya çalışmaları, birbirleriyle vakit geçirirken, davranışlarını izleyip bunların ardında nelerin olduğunu görmeye çalışıyorlardı. Elbette bu romantizmin içine, bir de macera katmışlar ki sormayın. Soluksuz okudum. Zaten, Magnus'un parıltılı ve eğlenceli dünyasında olmaktan zevk alıyordum bir de bütün ciddiyet gerektiren olaylarda, "Ama hayatım, benim olayım bu..." girişleri yapmasıyla kitabı çok sevdim. Alec'in, "Yasa katıdır ama yasa yasadır," söylemini Magnus için karşısına alması, bütün Gölge Avcıları dostlarına karşın, Magnus'u korumaya çalışması çok inceydi ve ilişkilerinin bu ilerleyişini detaylı bir şekilde görmek beni çok mutlu etti. Ayrıca, kitap öyle bir yerde bitti ki ikinci kitabını okumak için kuduruyorum ama tahmin edersiniz ki... Sevgili Cassie'ciğimiz, "En Büyük Lanetler" adını verdiği bu seriyi, yazarken kitaplardaki boşluklara yaymış. Mesela, serinin ilk kitabı Kırmızı Büyü Yazmaları, Ölümcül Oyuncaklar'ın ilk üçlemesinden (Kemikler Şehri, Küller Şehri ve Camlar Şehri'nden) sonra geçiyor. Serinin ikinci kitabı olan Kayıp Ak Kitap ise, son üçlemeden (Düşmüş Melekler Şehri, Kayıp Ruhlar Şehri ve Cennet Ateşi Şehri'nden) sonra geçiyor. Oradaki olay bu kitabın devamı olacak ama elbette ki araya son üçlemedeki ayrıntılar da gireceği için ilk önce Ölümcül Oyuncaklar serisini tamamlamam gerekiyor... Ama arkadaşlar, sonu öyle bir bitti ki... Merakımdan cidden kuduruyorum. Ek olarak, aslında Kemikler Şehri'ne başladığım kadar beklentisiz başladım ben bu kitaba. Wesley Chu katkısını görünce, biraz Harry Potter ve Lanetli Çocuk kitabında olduğu gibi bir fanfic okuyacağımı düşünmüştüm fakat öyle bir şey değildi. Onun kadar vasat bir şeyle karşılaşmadığım için aşırı mutluyum. En azından bu serinin dik duran bir Magnus Bane imajı vardı. Kesinlikle, çok daha enerjik ve sağlam bir kalemle, Magnus'un unutmaya çalıştığı, karanlık geçmişini gizlemek için kullandığı eğlenceli kişiliğin kalp kırıklıklarını Alec'e açtığı; Alec'in kendi içsel hesaplaşmaları arasında Magnus'a karşı duyduğu sevginin harlandığı harika bir kitaptı. Canım sıkıldıkça açıp bakarım ben bu kitaba... :') (s.)

MÜKEMMELDİ,MÜKEMMELDİ,MÜKEMMELDİ!!! Ah, Alec ve Magnus!! Sizi yerim.Cidden o kadar güzelsiniz ki! Birbirinize karşı hissettikleriniz, zor anlarda daima el ele olmanız,aşklarınız,birbirinize bakışlarınız,her zaman birbirinize destek olmanız...Sizi o kadar çok seviyorum ki! Bir yandan da kıskanıyorum acaba ben de böyle bir aşk bulabilecek miyim diye.Ama bence bulamam çünkü sizinki bambaşka bir şey.Gerçekten. Kitap Ölümcül Oyuncaklar Serisi’nin 4. Kitabı “Düşmüş Melekler Şehiri” ile aynı zamanda geçiyor ki zaten kitabın büyük bir kısmında Alec ve Magnus yok.Biz sadece onların Avrupa’ya romantik bir tatile gittiklerini biliyoruz.Tabii olaylar hiç de planlandığı gibi gitmiyor. Bir Büyücü veya Gölge Avcısıysan tehlike asla peşini bırakmaz.Kırmızı Büyü Yazmaları ,Düşmüş Melekler Şehrini okurken farkında bile olmadığımız mükemmel bir macerayı anlatıyor.Cassandra Clare yine mükemmel bir iş çıkarmış.Kitapta aradığım her şey vardı: Canavarlar,sıralar,gizem,iblisler,partiler,romantizm, parlak bir aşk ve en çok da bolca Malec. (Kit Herondale’s Freckles)

Kırmızı Büyü Yazmaları: En Büyük Lanetler serisinin ilk kitabı Kırmızı Büyü Yazmaları beklediğimden de iyi bir kitaptı. Büyük savaştan sonra Magnus ve Alec Avrupa turuna tatile çıktılar. Ama geçmişten gelen bir takım olaylar tatillerinide onları da rahat bırakmadı. Bol heyecanlı, bol maceralı bir seri başlangıcı oldu. (Aleyna Aydoğdu)

Kırmızı Büyü Yazmaları PDF indirme linki var mı?

Cassandra Clare - Kırmızı Büyü Yazmaları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kırmızı Büyü Yazmaları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Cassandra Clare Kimdir?

Cassandra Clare, ilgisini romanlara yöneltmeden önce uzun yıllarca Hollywood Reporter’da gazeteci olarak çalıştı. “Ölümcül Oyuncaklar” serisi birçok çoksatar listesinde yer aldı. 2009’un yıldızlarından birine dönüştü. Cassandra, Brooklyn’de yaşıyor.

 

Cassandra Clare Kitapları - Eserleri

  • Mekanik Melek
  • Kemikler Şehri
  • Düşmüş Melekler Şehri
  • Kayıp Ruhlar Şehri
  • Mekanik Prens
  • Camlar Şehri
  • Küller Şehri
  • Mekanik Prenses
  • Cennet Ateşi Şehri
  • Ebedi Öpücük
  • Demir Yılı
  • Gölge Avcısı’nın El Kitabı
  • Bane Günlükleri
  • Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap
  • Yazdan Geriye Kalanlar
  • Gölge Avcısı Akademisi'nden Hikayeler
  • Bakır Eldiven
  • Bronz Anahtar
  • Gölgelerin Lordu
  • Gümüş Maske
  • Hava ve Karanlık Kraliçesi
  • What Really Happened in Peru
  • Chain of Gold
  • Kırmızı Büyü Yazmaları
  • The Lost Book of the White
  • Ghosts of the Shadow Market
  • Kayıp Ak Kitap
  • Chain of Iron
  • The Golden Tower (Magisterium 5)

Cassandra Clare Alıntıları - Sözleri

  • "Ya, gerçeği söylediğim için onu kaybedersem?" "Ya, sakladığın için kaybedersen?" (Kırmızı Büyü Yazmaları)
  • Christopher looked terribly alarmed. “Oh, what ho, tears,” he said helplessly. (Chain of Iron)
  • Ben mutlu şeylerle bağ kurma konusunda hep sorun yaşamışımdır. (Yazdan Geriye Kalanlar)
  • "Bir dost, seni asla tehlikeye atmaz." (Bronz Anahtar)
  • Şimdi sırrı gün yüzüne çıkmaya her zamankinden de yakınmış gibi geliyordu. Keşke onlara gerçekleri anlatabilseydi. Keşke Call'un Constantine'den farklı olduğuna inanabilselerdi. (Bronz Anahtar)
  • "Güzelliğin solmadığı, hiçbir şeyin eskiyip çürümediği, neşenin bilgelik ve zamanın sonsuz bir şarkı olduğu yerde seni öpüyorum ve dünya yitip gidiyor." -William Butler (Chain of Gold)
  • Her nereye gidersen, geleceğim; Öldüğün yerde ölecek ve orada gömüleceğim: İzin versin buna Meleğim ve fazlasına ölüm bizi ayırana dek —Parabatai andı (Gölge Avcısı’nın El Kitabı)
  • "Çoğu kimse üzüldüğünde veya korktuğunda değil hayal kırıklığına uğradığında ağlar." (Kemikler Şehri)
  • Herkes sevdiğini öldürür, Bu böyle biline, kimi bir bakışla yapar Kimi iltifatkar kelimelerle. Korkak, bir öpücükle öldürür, Cesur olansa kılıcının darbesiyle. - Oscar Wilde, Reading Zindanı Baladı (Mekanik Melek)
  • "Hadi yarın bisikletle Robin Ridge'e gidelim." "Hep beraber mi?" Eli'ın kaşlarının arasındaki çizgi göründü. "Eh, tabii," dedi. "Sen ve ben." Hep beraber. (Yazdan Geriye Kalanlar)
  • İyiler acı çeker, kötüler serpilip gelişir ve bütün ölümlüler dünyayı terk eder. (Mekanik Prenses)
  • 'Her biri konuştu büyük bir kibirle Ve gönlünün en aziz kardeşine hakaretle... Ayrıldılar ki bir daha hiç görüşmemecesine!' (Mekanik Prens)
  • "Kimse gerçekleri sahiplenemez," diye mırıldandı Cristina. "Onlar asla değişmez." (Hava ve Karanlık Kraliçesi)
  • "Bu oğlanlara bir borcum var. Bu borcu da bir sonraki Makaris nesline zarar gelmemesini sağlayarak ödeyeceğim. Ben yaşlı bir kadınım ve büyük kayıplar yaşadım fakat ölmeden önce ikinizin de güvende olduğunuzdan emin olmak istiyorum. Callum ve Aaron, siz daha iyi bir gelecek ümidimsiniz." (Bronz Anahtar)
  • İki dünya arasında hayat bir yıldız gibi parlar Gece ve yas ufkun sınırında bekler Kim olduğunu insan ne kadar geç anlar Kim olabileceğini ne kadar geç çözer - Lord Byron (Mekanik Melek)
  • "Sana kimse değer vermezse gerçekten var olabilir misin?" (Mekanik Prens)
  • "Ayrıntılara takılmasak?" dedi Magnus. "Sorun şu ki... Pardon, adınız neydi?" Goblin burnunu çekti. "İlla öğrenmek istiyorsan, Kethryllianalæmacisii." "Sahi mi? Pekala, Keth... Size Keth diyebilir miyim?" "Hayır." (Kayıp Ak Kitap)
  • "Aile üyeleri sarmaşıklar gibi sıkıca bağlıdır. Ve bazen, sarmaşıklar gibi, öldürecek kadar sıkıca bağlanırlar." (Küller Şehri)
  • Savaşı kazanmayı sağlayan bir silah değildir, silahı kullanan Nefilim’dir. (Gölge Avcısı’nın El Kitabı)
  • "Eylemlerden söz etmiyorum," dedi Julian. "Sana karşı duygularım hep aynıydı. Hiçbir şey beni seni sevmekten vazgeçiremiyordu. Yavaşlatmıyordum bile. Bir çare bulmalıydım." Emma'nın boğazı düğümlendi. "Ne yaptın?" "Magnus'a gittim," dedi Julian. "Bana bir büyü yapmayı kabul etti. Ama bu tür büyülerin, insanların duygularıyla oynayanların yani, tehlikeli yan etkileri olabilirmiş ve..." "Duygularla oynayanlar mı?" Emma bir adım gerilediğinde, Julian'ın elleri düştü. "Ne demek bu?" "Magnus duygularımı aldı, Emma. Senin için hissettiklerimyok oldu." "Anlayamıyorum." Emma insanların gayet iyi anladıklanı durumlarda bu lafı etmelerini saçma bulurdu. Ama şimdi nedenini biliyordu. Aslında bir tepkiydi. Söylediğin gerçek olamaz, sana inanamıyorum, demek istiyorlardı. Bana bunun gerçek olmadığını söyle. (Hava ve Karanlık Kraliçesi)

Yorum Yaz