Kısa Romanlar Uzun Öyküler - Henry James Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kısa Romanlar Uzun Öyküler kimin eseri? Kısa Romanlar Uzun Öyküler kitabının yazarı kimdir? Kısa Romanlar Uzun Öyküler konusu ve anafikri nedir? Kısa Romanlar Uzun Öyküler kitabı ne anlatıyor? Kısa Romanlar Uzun Öyküler PDF indirme linki var mı? Kısa Romanlar Uzun Öyküler kitabının yazarı Henry James kimdir? İşte Kısa Romanlar Uzun Öyküler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Henry James
Çevirmen: Necla Aytür
Çevirmen: Ünal Aytür
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789944880657
Sayfa Sayısı: 280
Kısa Romanlar Uzun Öyküler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
19. Yüzyılın son çeyreğinde yerleştiği İngiltere'de, ölümüne dek, gerek romanlarında gerekse uzunlu - kısalı öykülerinde, doğup yetiştiği Amerika ile Avrupa'nın farklılıklarını sarsıcı bir gözlem gücü ve derinlikle işlemiş bir yazı ustasıdır." Madam de Mauves"ten "Erdemin Öyküsü"ne elinizdeki kitapta bir araya getirilen yapıtları da James'in bu "özel"liğini alabildiğine göstermektedir.
Kısa Romanlar Uzun Öyküler Alıntıları - Sözleri
- Başarısızlık, iflas, onurunu yitirmek, işkence görmek, asılmak değildi; hiçbir şey olmamaktı.
- "Güçlü duygular budalaca bastırılırsa patlarlar” dedi.
- Paris’e indi. Bulvarlarda dolaştı, boş gözlerle dükkânların önünde durakladı, bir süre Tuileries bahçelerinde oturdu, doğa diye, yaz diye bir tek burayı bilen kılıksız zavallıları seyretti; ama tüm bunlar sonuçta, Madam de Mauves’un kendisini tozlu, tatsız, ıssız bir dünyaya saldığını bir kez daha hissettirmekten öte bir işe yaramadı. Can sıkıntısı içinde, yeniden kentin hareketli merkezine döndü; sıcak asfalttan oluşan o büyük alanda, bir kafenin kapısının önünde bir masaya oturdu. Akşam olmuş, lambalar yanmıştı; çevresindeki masalar doldu, Paris’in yüzünde, geceleri takındığı o her zamanki ekşi ifade belirmeye başladı –dökme camların, tiyatro kapılarının göz kamaştırıcı ışıkları altında, hızla giden arabaların tekerleklerinden çıkan kısık takırtı sesleri arasında size, cepleriniz tıka basa parayla dolu, duygularınız iyice bayağılaşmış değilse, buralar size göre yerler değil, diye sesleniyordu sanki.
- Hayallerimiz, yaşamamız için yürek atışlarımız kadar gerekli bize.
- Hayat katı bir düzyazıdır; düzyazıyı şikâyet etmeden okumayı öğrenmemiz gerek.
- “Bir kere sevmiş” dedi, “sonsuza kadar sürecek bir aşk bu. Evet, evet; birini yeniden sevse, sıradan bir kadın olurdu o zaman.” Durup uzun uzun kentin ve ormanın yıldızlar altındaki sessizliğine baktı; benim kendi sadakatim onunkiyle daha önce karşılaşsaydı, acaba nasıl bir hayatım olurdu, diye düşündü. Ama hayatı artık işte buydu ve yaşaması gerekiyordu.
- Avrupa’ya Flaman ressamları, tüm öteki sanatçıları görmek için gelmişti, ama Van Eyck’in ya da Memling’in hangi bukle bukle sarı saçlı azizesi, Saint-Germain’in o yalnız kadını kadar ilginç olabilirdi ki?
- “Özür dilerim” dedi genç kadın, “sizi dinleyemeyecek kadar tedirgin durumdayım. Bugün bir düşmanla başa çıkabilirdim, ama bir dosta dayanabilecek güçte değilim.”
- Mösyö de Mauves’un hem inançsız, hem boş bir adam olduğunu çok iyi biliyordu o; gözlerinde, burnunda, dudaklarında, sesinde, davranışlarında, yürüyüşünde açıkça yazılıydı.
- Aslında kötümser bir insan değildi, ama düş kırıklığına uğramış bir gözlemci diye tanımlayabileceğimiz biriydi; gezerken, sağa giden yolu seçti mi, bir saat yürüdükten sonra, sola sapan yolun belki de daha iyi olduğunu düşünmeye başlardı hep.
- Evet, burası, bu çevre Amerika değil, ama bir o kadar Fransa da değil. Fransa şu bahçenin ötesinde; Fransa, kentte ve ormanda; ama ben burada, yakın çevremde, odamda” bir an durdu, “ve zihnimde, adı sanı olmayan kendi küçük ülkemde yaşıyorum; kuşkusuz, sıradan bir ülke bu; ama” diye ekledi, “bir kadını mutlu ya da mutsuz eden, içinde yaşadığı ülke değildir ki.”
Kısa Romanlar Uzun Öyküler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Henry James sonradan hoşuma giden bir yazar oldu. Ilk iki okudugum kitabi pek hoşuma gitmemisti. Bu kitabi da yine etkileyici öykülerle doluydu. Mutlu son pek olmuyor romanlarinda. Zaten kitaplari sona odakli yazılmış değil. Olaylardan ziyade insanın icine dönük yazılmış bir eser. (allpacino)
Henry James'in dört güzel öyküsünü içeren bu kitabı çok beğendim. Kitabın isminden de anlaşılabileceği gibi öyküler biraz uzun. Novella denilen tarzda esasen. Özellikle Madam de Mauves 100 sayfadan uzundu yanılmıyorsam. Favorim Daisy Miller oldu. Çok içten geldi bana. Ormandaki Canavar'da ise okurken sıkıldım ama yine de çok iyi bir öyküydü. Sürükleyicilikten uzak ama mesajı çok net veriyor son tahlilde. Henry James'in Amerika/Avrupa hattında, kıyaslarla yazdığı öyküleri ve romanları çok farklı deneyimler yaşatıyor okuyucusuna. Ben kendisinin yazılarını beğeniyorum. Tavsiye de ediyorum. Tek dikkat edilmesi gereken, bence bu yazar klasiklere yeni girdiyseniz acele etmemeniz gereken bir yazar. Azıcık idmanlı olursanız daha keyifli gelecektir. (Burak Kuşcu)
Yıllar önce Bir Kadının Portresi ile tanıyıp, hayran kaldığım, Henry James, romanlarıyla tanınsa da 110’dan fazla öykü yazmış.Henry James’in gerek romanlarında, gerek hikâyelerinde en çok odaklandığı tema Avrupa’daki Amerikalıların yaşamı ve kültür çatışmasıdır.Avrupa’nın köklü kültürü, gelenekleri ile karşılaşan Amerikalılar genellikle bocalar.Amerikalılar saf, dürüst, zengin ancak biraz görgüsüz olarak çizilir Henry James roman ve öykülerinde. Genellikle, durağan fakat sıkıcı olmayan (benim için en azından) dingin bir anlatımı var Henry James’in. Karakterlerinin psikolojisini metinlerinde güçlü bir şekilde yansıtan Henry James,Paris’te kaldığı dönemde Turgenyev, Flaubert, Zola, Daudet, Maupassant gibi isimlerle tanışmış, dostluk kurmuş. Kitapta yer alan, Madam de Mauves, Daisy Miller, Ormandaki Canavar öykülerine nouvelle denilebilir.Erdemin Öyküsü kısa bir öykü. Daisy Miller ve Ormandaki Canavar öykülerini özellikle çok beğendim. (Özlem Akbaş)
Kısa Romanlar Uzun Öyküler PDF indirme linki var mı?
Henry James - Kısa Romanlar Uzun Öyküler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kısa Romanlar Uzun Öyküler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Henry James Kimdir?
1843'te New York'ta doğdu. Babası dönemin önde gelen dinbilimci ve filozoflarındandı; ağabeyi William da tanınmış bir filozoftu. New York'ta başladığı eğitimine Londra, Paris ve Cenevre'de devam etti. 1862'de Harvard'da Hukuk Fakültesi'ne girdi. 1865'ten itibaren dergi ve gazetelerde kısa hikayeler yazmaya başladı. 1875'te bir seneliğine Paris'e taşındı, burada Flaubert, Turgenyev ve dönemin ünlü yazarlarıyla tanıştı. Ertesi yıl Londra'ya geçti, 1915'te İngiliz vatandaşı oldu ve 1916'da öldü. Kısa hikayeler, oyunlar, eleştiriler, seyahat kitapları ve özyaşam öyküsü dışında yirmi roman yazdı.
19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında edebiyat eleştirileri, romanlar ve kısa hikâyeleri ile ünlendi. Ana tema olarak insan bilincini işleyen James, hayatın çoğunu Avrupa'da geçirdikten sonra, ölümünden kısa bir süre önce İngiliz vatandaşı oldu. Psikoloji biliminin kurucularından sayılan William James'in kardeşidir. The Ambassadors, Daisy Miller, The Turn of the Screw ve Portrait of a Lady gibi klasik eserleri bulunmaktadır. Eserlerinden Bir Kadının Portresi'nin sinema uyarlamasında ünlü aktrist Nicole Kidman başrolü oynamıştır. Romanlarında çoğunlukla kadına ve kadınların iç dünyalarına göndermelerde bulunmuştur. Eserlerinde resim kullanmayı sevmez.
Henry James Kitapları - Eserleri
- Yürek Burgusu
- Daisy Miller
- Bir Hanımefendinin Portresi
- Son Derece Tuhaf Bir Durum
- Geçmişin İzi
- Ustanın Dersi
- Washington Meydanı
- Kısa Romanlar Uzun Öyküler
- Dostlarımızın Dostları
- Güvercinin Kanatları
- Aspern' in Mektupları
- Pandora
- Ormandaki Canavar
- Tutkun Seyyah
- Halıdaki Motif
- Bir Başyapıtın Öyküsü
- Amerikalı
- Hayalet Hikayeleri
- Güven
- Kurgu Sanatı
- Tutku
- Portreler
- The Ambassadors
- Altın Kase
- Londra Kuşatması
- Yürek Burgusu - Ormandaki Canavar - Daisy Miller
- The Jolly Corner
- Poynton’daki Ganimetler
- A Bundle of Letters
Henry James Alıntıları - Sözleri
- "Yitirecek bir şeyim olduğunu sanmıyorum, ancak, kuşkusuz, kazanacak bir şeyim var" dedi Newman (Amerikalı)
- Fransızca bilir misin evladım? (Son Derece Tuhaf Bir Durum)
- "Beni muhtemelen, asla anlamayacaksın; zaten anlasan da bu neyi değiştirir ki?" (Pandora)
- -sahte tanrılara tapınmanın hüzünlü, acınacak bir görüntüsü olmayın. (Ustanın Dersi)
- "....Bir insanı on yıl önce olduğu yere geri götürmek çok korkunç...." (Ormandaki Canavar)
- Nasıl böyle kötü , böyle acımasız olabilirsin ? Ben ne yaptım ki sana ? Neden rahat bırakmıyorsun beni ? Her şeyi bozacağından korkuyorum, çünkü sen elinin değdiği her şeyi bozarsın ! (Washington Meydanı)
- İnsan inandığı tanrıyı savunmaz: İnsanın tanrısı, kendi içinde bir savunmadır zaten. (Aspern' in Mektupları)
- Hoşnutsuzluğunu iki üç dilde akıcı olarak anlatabilir; işte entelektüellik budur. Ben İngilizce dışında küfredemediğim için, bana tam anlamıyla veryansın ediyor. (Amerikalı)
- “Ruhun ölümsüz bir şey olduğuna hiç inanmıyorum. Yok edilebileceğine inanıyorum. “ (Bir Hanımefendinin Portresi)
- Kitap yazmak, eğer biri büyük bir dâhi değilse - hatta olsa bile - zenginliğe giden son yoldur. (Aspern' in Mektupları)
- İlk belirtilerini gösteren olağanüstü olaylara karşı tavır takınmak için olağanüstü olmam gerekiyordu. (Yürek Burgusu)
- Bazen takip edemeyeceğimiz yollara sapıyoruz. .... ~... (Geçmişin İzi)
- "En iyi şeyi yapmış olmanın verdiği his - sanatçının gerçek hayatı olan ve yokluğunun sanatçının ölümü olduğu hissi; doğanın entelektüel çalgısında gizlediği harika bir müzik parçasını çıkarma ve onu çalınması gerektiği gibi çalma hissi." (Ustanın Dersi)
- "Nasıl da acımasız geçiyor zaman, değil mi? Kendi kendine mi geçiyor; fark edilmeden, ölçülüp biçilmeden? (Tutkun Seyyah)
- Sen öyle benden bir parçasın ki; kendi içinde bulunan ancak benim varlığımın sonucu olan bir şey gibi. (Ormandaki Canavar)
- Newman, düşündüğü gibi, kendini suyun akışına bırakmaya karar vermişti, akıntıya kapılınca çığlık atmayacaktı. (Amerikalı)
- Bir kadının güzelliğini ayrıntılarıyla anlatmaya ya da çürütmeye kalkışmanın temelinde bir kabalık hatta felsefeye ters düşen bir şeyler vardır ve bir erkek sonuçta çeşitli hatların toplamının bütünü oluşturmadığını farkedince tam anlamıyla layığını bulur. (Bir Başyapıtın Öyküsü)
- Onunla birlikteyken her şey çok yolunda ama ondan uzaktayken sanki canlıların dünyasından dışlanmışım gibi hissediyorum kendimi. (Bir Başyapıtın Öyküsü)
- Hiçbir mutluluk coşkusu, içindeki iyi bir insanın aldatılmış olduğu duygusunu gideremeyecekti. (Amerikalı)
- “Demek insan hayran olsa da ihtiyatı elden bırakmamalı.” (Halıdaki Motif)