Kitle ve İktidar - Elias Canetti Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kitle ve İktidar kimin eseri? Kitle ve İktidar kitabının yazarı kimdir? Kitle ve İktidar konusu ve anafikri nedir? Kitle ve İktidar kitabı ne anlatıyor? Kitle ve İktidar kitabının yazarı Elias Canetti kimdir? İşte Kitle ve İktidar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Elias Canetti
Çevirmen: Gülşat Aygen
Orijinal Adı: Masse Und Macht
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9789755392301
Sayfa Sayısı: 528
Kitle ve İktidar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Elias Canetti'nin 30 yıllık çalışmasının ürünü olan Kitle ve İktidar sosyoloji, antropoloji, psikoloji... gibi disiplinleri içeren; ama onların sınırlarıyla yetinmeyen benzersiz bir çalışma olarak tanınıyor.
Canetti bu kitabında "kitle" ve "iktidar"ın birbirlerini nasıl etkileyip çoğalttığını; insanlar arasında "emir" ve "itaat" ilişkisinin nasıl biçimlenerek saldırganlık mekanizmalarına dönüştüğünü anlatıyor. En az sorgulanan, dolayısıyla en tehlikeli şey olan "emir verme"nin emredilende özgür bir kişilik edinmesini önleyen bir sızı bıraktığını, bu sızının sürekli emredilen-lerde katmerleşerek itaati içselleştirdiğini gösteriyor.
Canetti 1930'larda kitle eylemlerinin her tür politik mücadelenin en önemli silahı olduğunu fark ederek "kitle" ve "iktidar" ilişkisi üzerinde çalışmaya başlar. Çalışması ilerledikçe ilişkinin "tarih üstü" boyutlarını keşfeder ve insanın özüne yönelir. Hayvan sürülerini, bir araya gelmiş her tür insan topluluğunu çağ, coğrafya, din farkı gözetmeksizin devasa bir literatür taraması yaparak inceler. Yaşadığı yıllar, özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın tarihteki en büyük kitle hareketlerinin ve kitlesel yıkımların görüldüğü yıllar olması; bir "iktidar" simgesi olarak Hitler'in vahşeti doğru iz üzerinde olduğunu gösterir: Kitle yıkıcı, iktidar öldürücüdür. İnsan "iktidar" isteği ile Tanrı'nın kıyamet ve dehşet tehdidini çalmıştır. Ölüme karşı direnmenin yolu ise emre karşı koymak ve yaratmaktır.
Canetti "düşünmek ısrar etmektir" diyerek Kitle ve İktidar'ı kaleme aldığı 30 yıl boyunca bu çalışmasını gölgeleyecek kapsamda başka eser vermedi. Çok sayıda araştırmaya ve her yıl Viyana'da düzenlenen bir sempozyuma konu olan bu kitaptan sonra insan doğasının kitle ve iktidarla ilişkisini bu denli kuşatan başka bir kitap da yayımlanmadı. Düşünsel zenginliğinin yanı sıra böylesi kitaplarda çok az rastlanan edebi bir anlatıma da sahip olan Kitle ve İktidar, zamana karşı direnerek insanı anlamada başvuracağımız vazgeçilmez kaynaklardan biri haline geldi.
Anlamanın müthiş bahtiyarlığını hissetmek isteyenler için...
(Tanıtım Bülteninden)
Kitle ve İktidar Alıntıları - Sözleri
- "Yere düşenler kendilerine geldiklerinde, artık başka bir insan olurlardı.."
- Hiç kimse başına gelen ani değersizleşmeyi hiçbir zaman unutmaz çünkü bu çok acı veren bir deneyimdir. Bu acıyı başka birine yüklemezse hayatı boyunca taşır.
- Gerçek cellat, idam sehpasının etrafında toplanmış olan kitledir.
- İnsan yarattığı mesafelerle taşlaşır ve çoraklaşır. Bunların yükünü sırtlanır ve yerinden kıpırdayamaz.
- Paraya güvenmeye alışmış bir insan onun değer kaybını kendi değer kaybıymış gibi hissetmeden edemez.
- Yere düşenler kendilerine geldiklerinde, artık başka bir insan olurlardı.
- Gerçek cellat, idam sehpasının etrafında toplanmış olan kitledir.
- Gerçek cellat, idam sehpasının etrafında toplanmış olan kitledir.
- Stoacı soğukkanlılık erdemi, aşırıya götürülürse, sessizliğe yol açar.
- Hayvanlar yanan ormandan kaçarlar, kitlesel korku hayvanların büyük yangınlar karşısında duyduğu doğal ve değişmez bir tepkidir; bir zamanlar insanların da tepkisi buydu. Ama insan ateşi ele geçirdi. Elinde ateşin yaktığı bir meşale vardır ve artık korkmasına gerek yoktur. İnsanın yeni iktidarı eski korkusunun yerini alır; bu iktidar ve korku tuhaf bir ittifaka girer.
- Gerçek cellat, idam sehpasının etrafında toplanmış olan kitledir.
- Kalıcılığının olmaması taklidi kolaylaştırır
- Sonunda, en büyük kitle ölüler kitlesi oldu.
- İnsanlar “çocukları uğruna” bir şeyleri biriktirir ve başkalarının açlıktan ölmesine izin verirler. Aslında yaptıkları, yaşadıkları sürece her şeyi kendilerine saklamaktır.
- Kasıtlı olarak suskunluğunu koruyan insan tam olarak neyin söylenmemesi gerektiğini bilir.
Kitle ve İktidar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tavsiye üzerine kitap okumanın ne kadar büyük bir risk taşıdığını acı bir tecrübe ile tekrar yaşamış oldum. Yazarın bu kitap için 30 yıllık bir çalışma yapması beraberinde aslında bütünlüğü kaybetme riskini doğurmuş. Düşünün ki 30 yıl öncesinden bir şeyler anlatmaya başlıyorsunuz, konu 30 yıl içinde dallanıp budaklanıp farklı kulvarlara kayıyor. Çok şey anlatmaya çalışıp aslında bir şey anlatmıyor gibi bir hava ile tamamladım kitabı. Cenetti’de eserin kaynakça kısmında; uzun yıllar üzerinde çalıştığı bu eser için faydalandığı kaynakları eksiksiz sunmanın imkânsızlığından bahsetmiş. Açıkçası kesinlikle kendi açımdan değerlendirdiğimde fayda sağlamadığım kötü okumalardan biri oldu benim için. Eserin adı sizi tavlamasın. Eserde isminden yola çıkarak Dünya üzerindeki kitleleri yöneten iktidarlar hakkında bir analiz okuyacağınızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Ne Hitler’in Nazi Almanya’sında, ne Mussolini’nin İtalya’da, Ne Napolyon’un Fransa’da, ne Stalin’in, Lenin’in Rusya’da kitleleri nasıl etkileyerek iktidar aracı haline getirdiklerinin cevaplarını okuyacaksınız bu eserde... Hiçbiri yok. Nasıl olur demeyin. Ben de bu güçlü karakterler ve yönettikleri kitleler üzerinden bir sosyolojik araştırma bekleyerek okumaya başlayıp 511 sayfa boyunca mitolojik ritüellerden, efsanelerden, kabilelerin saçma sapan detaylı hikâyelerinden, hayvan belgeseli izler gibi avına odaklanan canlılardan bahsetmesi dışında bir şey bulamadım. Gerçekten o kadar saçma sapan batıl kabile efsaneleri ve masalları var ki bunları anlatarak kitleler hakkında sosyolojik bir saptama yapma fikri Canetti’ye nereden esmiş bilemiyorum. Eser kesinlikle bir tür sınıfına girmiyor. Bu platformda kitabın türüne bakmanızı öneririm. Bir yere koyamamış olacaklar ki roman dışında her sınıfa sokulmuş eser. Benim siyaset politika türüne aldanarak başlayıp sabırla okuyup bitirdiğim esere 7-10 arasında puan verenleri faydalandıkları için ayrıca ayakta alkışlıyorum. Tabi gerçekten okudularsa… Bir de bu kadar birbirinden kopuk bir eseri Türkçe ’ye çeviren Gülşat Aygen’e de madalya verilmesi gerektiğini düşünüyorum. (Gökhan Uzunoğlu)
Kitlenin sosyoloji , antropoloji ve psikoloji temelinde , yer yer tarihsel örneklemelerle avcı toplayıcılıktan , günümüz modernitesine kadar süregeldiği unsurların iktidarı oluşturmasındaki süreçleri ele alıyor yazar. Kitabın dili ağır , ayrıca yazar konunun iyi anlaşılması için kendini çok tekrar eder vaziyete düşmüş. Bu kitabı düşüne düşüne , tane tane okumak anlaşılması için daha iyi olur kanaatindeyim. Kitap verdiği ana fikir uyarınca iyi ama sadece dili çok tekrarlı ve gereksiz detaylara çok girilmiş bu da beni bazen sıkıyordu açıkcası. Yine de çok şey öğrendim , hiç ummadığım bakış açılarıyla iktidarın doğasını anladım (Özgün)
İnsanın tapınma ihtiyacı sınırsızdır: Öncelikle otuz yıllık bir çalışmayı birkaç satırla tavsiye ettiğim için özür dilerim. Kitle nedir, kendi içinde hangi gruplara ayrılır, iktidarla olan bağı nasıl yorumlanır? "Ağır kitaplar" serisinin hakkını veren bu "ağır kitap" bize özünde ilkel tavırlar yatan kitle hareketlerini ve beraberinde getirdiği kitlesel yıkımları anlatmakta, yani şiddetin doğasını. Bunu yaparken düşüncelerini çeşitli mitlere dayanarak anlatan Canetti sizi dolu dolu bir okuma serüvenine çıkarıyor emin olun. (Furkan YILDIZ)
Kitabın Yazarı Elias Canetti Kimdir?
Elias Canetti (d. 25 Temmuz 1905 – ö. 14 Ağustos 1994), Bulgar modernist romancı, oyun yazarı, anı ve kurgusal olmayan düzyazı yazarı. EserleriniAlmanca yazan Canetti, "geniş bir bakış açısı, fikir zenginliği ve sanatsal güç ile işaretlenmiş yazıları için" 1981 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı.
Hayatı
25 Temmuz 1905'de, Rusçuk'ta (Ruse, Bulgaristan) yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğan Elias Canetti, 1905'den 1911'e kadar ailesiyle Rusçuk'ta yaşamıştır. Daha sonra aile İngiltere'ye taşınmış, babanın 1912 yılında vefat etmesiyle ise Viyana'ya gitmişlerdir. Viyana'da aile yeni bir hayata adım atarken, Canetti Ladino, Bulgarca, İngilizce ve biraz da Fransızca konuşabiliyordu. Fakat, sadece 7 yaşındayken geldiği Viyana'dan itibaren genellikle kullandığı dil Almancadır. Gelecekte kaleme alacağı önemli eserlerini de Almanca yazmıştır. Viyana'dan da taşınarak aile sırasıyla Zürih veAlmanya'yada yaşamıştır. 1924 yılında Canetti Almanya'da liseden mezun olur ve kimya eğitimi görmek için aynı yıl Viyana'ya gider. Viyana'da geçirdiği yıllarda ise ömür boyu en büyük tutkusu olacak edebiyatla ilgilenmeye başlar. Viyana Üniversitesinden 1929 yılında kimya lisansını tamamlayarak mezun olur. Daha öğrenciyken yazmaya başlamış ve Viyana'daki edebiyat çevrelerine girmiştir.
1930’ların başlarında ABD’li yazar Upton Sinclair’in yapıtlarını Almanca’ya çevirdi. 1934’te kendisi gibi yazar olan, 1963’te kaybedeceği Veza Taubner ile evlendi. Bu arada Hochzeit (Düğün) ve absürd tiyatronun ilk örneklerinden olan Die Komödie der Eitelkeit (Kibir Komedisi) adlı oyunları yazdı. 1967’de Viyana’da sahneye koyulan Die Befriesteten (Sayılı Gün) insanın öleceği zamanı tam olarak bilmesi durumunda ne olacağını sorusunu soruyordu.Nazilerin Avusturya'yı işgal etmesinden çok kısa bir süre önce Paris'e, Paris'ten de Londra'ya geçti. Hayatının büyük bir bölümünü İngiltere'de geçirdi.1970lere kadar yaşadığı İngiltere'den 1952 yılında vatandaşlık kazanmıştır. 1971’de ikinci evliliğini yapacağı, restoratör Hera Buschor’un işi gereği sık sık geldiği İsviçre’de de bir ev edindiyse de, bu döneme kadar İngiltere dışına hemen hiç çıkmadı. Yazarın Hera Buschor’dan bir kızı olduğunda yaşı altmış sekizdi. Hayatının son 20 yılını Zürih'te geçirdi ve 1994 yılında aynı kentte öldü. Elias Canetti, vasiyeti üzerine ünlü yazar James Joyce'unkinin yanına kazılan bir mezara gömülmüştür.
Başlıca Eserleri
Körleşme
Elias Canetti'nin 26 yaşında kaleme alıp 30 yaşında yayımladığı başyapıtı. Kitap 1935’te çıktı ve kısa bir süre sonra Nazi yönetimi tarafından yasaklandı. Roman yayımlandıktan sonra birçok edebiyat otoritesinin ilgisini çekmiş ve İngiltere, Fransa ve Amerika'da yoğun ilgi görmüştür. Gariptir ki, Almanca kaleme alınmış bu eser Almanya'da uzun süre ilgi görmemiş, ancak 1963'deki üçüncü baskısıyla hak ettiği üne kavuşabilmiştir. Uygarlığın yıkılışıyla insanoğlunun aşağılanması, romanın konusunu oluşturur. Körleşme,“dehşet”in romanıdır. “Yüzyılı gırtlağından yakalamaya çalışan” bu eserde Canetti, ontolojik yabancılaşmayı ve seküler dünyanın mekanik dinamiklerini romanın kahramanı, döneminin en ünlü sinoloğu olan Prof. Kien ile serimlemeye çalışır. Kendini insanlardan tamamıyla soyutlamış, insanları değersiz ve küçük gören, Viyana’da 25 bin kitabı ile beraber yaşayan, “odası dünyası kadar büyük” olan Prof. Kien’in tek tutkusu kitapları ve bilimdir. Özellikle kadınlardan nefret etmesine karşın, nasıl oluyorsa, hayatına son derece sıradan, cahil, açgözlü ve bencil bir hizmetçi kadın girer; Therese... Profesör, bu kadından kurtulmaya çalışırken, sineklerden bile değersiz bulduğu, yaşama haklarını bile fazla gördüğü insanların oyuncağı olur ve yıkıma sürüklenir.
Kitle ve İktidar
Canetti "kitle" olgusu ile ilgilenmeye daha 1925 yılında karar vermiştir. Daha sonra 1933 yılında Hitler'in Almanya'da iktidara gelmesi, Canetti'nin 1925'den beri ilgilendiği "kitle" olgusuyla "iktidar" olgusu arasındaki olası ilişkileri düşünmesine ve çözümlemeye çalışmasına neden olur. Kitle ve iktidar üzerine olan fikirlerini "Kitle ve İktidar" (Masse und Macht) ismiyle 1960 yılında yayımlamıştır. Kitabın ilk yarısı kitlenin değişik türlerinin dinamiklerinin çözümlemesine ayrılır. İkinci bölüm ise kitlenin yöneticilere neden ve nasıl itaat ettiği üzerinde yoğunlaşır. Canetti Hitler’i hükmettiği kitlenin büyüklüğünden başı dönen paranoyak bir yönetici olarak sunar. Yahudilere yapılan zulmü Almanya’nın enflasyon deneyimiyle bağlantılandırmaktadır.
Ödülleri
Canetti, Nobel Edebiyat Ödülü (1981) başta olmak üzere birçok ödül kazanmıştır. Kazandığı başlıca ödüller :
Foreign Book Prize (1949, Fransa)
Viyana Ödülü (1966)
Critics Prize (1967, Almanya)
Great Austrian State Prize (1967)
Bavarien Academy of Fine Arts Prize (1969)
Bühner Ödülü (1972)
Nelly Sachs Ödülü (1975)
Order of Merit (1979, Almanya)
Europa Prato Ödülü (1980, İtalya)
Hebbel Ödülü (1980)
Kafka Ödülü (1981)
Great Service Cross (1983, Almanya)
Elias Canetti Kitapları - Eserleri
- Körleşme
- Marakeş'te Sesler
- Kitle ve İktidar
- Hayvanlar Üzerine
- İnsanın Taşrası
- Sinek Azabı
- Saatin Gizli Yüreği
- Sözcüklerin Bilinci
- Kurtarılmış Dil
- Ölüm Üzerine
- Gözlerin Oyunu
- Edebiyatçılar Üzerine
- Kulaktaki Meşale
- Kulak Misafiri
- Öbür Dava
- Soylu Sınıfın Sonbaharı
- İnsanın Sılası
- Davalar
- Günleri Sayılı Olanlar
- Auto Da Fé
Elias Canetti Alıntıları - Sözleri
- “Övgü, soluk almanın kuralını bozar.” (Saatin Gizli Yüreği)
- Okumanın düzensizliği olmasa edebiyatçı da olmaz. (Edebiyatçılar Üzerine)
- İnsanlar birbirleriyle iletişim kurmak için kıvranıp duruyor,her yolu deniyorlardı ama birbirlerini anlamayı başaramıyorlardı. Herkes yalnızca kendisini düşünüyordu. Herkes tek başınaydı,düşleri ne olursa olsun,yapayalnızlardı,ama gene de durup dinlenmeden solucan gibi kıvranıyorlardı. (Kulaktaki Meşale)
- "Bugün nasılsınız?" "Yorgunum,” der, ister öğlenin on ikisi olsun, ister gece yarısının on ikisi, yanıt değişmez, ayrıca da yorgunluğunun nedenini mutlaka belirtir. (Kulak Misafiri)
- Yere düşenler kendilerine geldiklerinde, artık başka bir insan olurlardı. (Kitle ve İktidar)
- Cennette, der vicdan, doksan dokuz doğrudan çok, eğriyken doğrulmuş bir kişinin gelişine bayram edilir. (Körleşme)
- Paradan daha kirli ne vardı? (Marakeş'te Sesler)
- "Yere düşenler kendilerine geldiklerinde, artık başka bir insan olurlardı.." (Kitle ve İktidar)
- Sonunda, en büyük kitle ölüler kitlesi oldu. (Kitle ve İktidar)
- Tahminler yürütüp, sanıp durmaktansa başkalarının neler hissettiklerini bir kez olsun gerçekten bilmek fena olmazdı. (Soylu Sınıfın Sonbaharı)
- Başarılı insan yalnızca alkışları duyar. Bunun dışında sağırdır. (İnsanın Sılası)
- onu asla bir kişi olarak görmüyordum; kişinin karşıtıydı o. (Gözlerin Oyunu)
- Karanlıkta sözcüklerin ağırlığı bir kat artıyor. (Marakeş'te Sesler)
- Tanıştığın her yeni insan karşısında kapıldığın beklenti yüzünden hep çocuk kalmışsın. Ardından yaşadığın hayal kırıklığı yüzünden de hızla sinirli bir ihtiyar oldun. (Sinek Azabı)
- “BOYUNEĞMECİ, kadere sığınır, kaçınılmaz olan ya da yazgı, onun için mutluluk kaynağıdır. Yazgıya hayır demek anlamsızdır, dolayısıyla kaçınılmaz daha ortaya çıkmadan adam evet der.” (Kulak Misafiri)
- (…) Günümüzde, birbirinizi sevin, diyen, artık bunun için fazla zaman kalmadığını biliyor. (İnsanın Taşrası)
- "Ötekinin bakışı benim cehennemimdir." (Soylu Sınıfın Sonbaharı)
- . O giderken.. İçimde onun gülümsemesi ve sözcükleri vardı.. . (Saatin Gizli Yüreği)
- ..aynılarının bastığı yere basan, bilinen, kabullenilmiş iktidar ve güç, tatmin etmez. (Soylu Sınıfın Sonbaharı)
- Sıkıcı bulduğum yegâne insan cinsi,akrabalarım.. (Sinek Azabı)
Editör: Nasrettin Güneş