diorex
Dedas

Kız Kulesi'ndeki Kızılderili - Sunay Akın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kız Kulesi'ndeki Kızılderili kimin eseri? Kız Kulesi'ndeki Kızılderili kitabının yazarı kimdir? Kız Kulesi'ndeki Kızılderili konusu ve anafikri nedir? Kız Kulesi'ndeki Kızılderili kitabı ne anlatıyor? Kız Kulesi'ndeki Kızılderili kitabının yazarı Sunay Akın kimdir? İşte Kız Kulesi'ndeki Kızılderili kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.03.2022 04:00
Kız Kulesi'ndeki Kızılderili - Sunay Akın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sunay Akın

Yayın Evi: Çınar Yayınları

İSBN: 9789753480970

Sayfa Sayısı: 182

Kız Kulesi'ndeki Kızılderili Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir yaz akşamı Boğaz'ın ortasındaki Kız Kulesi'nin beyaz duvarlarında Kızılderililerin vahşi olarak gösterildiği bir kovboy filmi izlediğinizi düşleyin... İşte, o an, omuzunuza konan martı kulağınıza şunları söyleyecektir: "Kız Kulesi"ne de bakıyorsun, Kızılderililere de... Ama gerçeği göremiyorsun... Gel benimle."

Kız Kulesi'ndeki Kızılderili Alıntıları - Sözleri

  • “Birçok söz verdiler ama yalnızca bir tanesini tuttular. Topraklarımızı alacaklarını söylediler ve aldılar.”
  • Biz hepimiz sabah yıldızıyız. Işığı getirmek hepimizin elinde.
  • Bizden sevgiyle alabileceğiniz şeylere niçin zorla sahip olmaya kalkıyorsunuz ?
  • Bütün yurdumuzu elimizden aldınız da gene gözleriniz doymadı.
  • “Özgürlüğü bir kadın simgelese de, heykelin dikildiği yıllarda kadınların oy hakkı yoktu!.. ”
  • “Gülümsersen kendini daha iyi hissedersin…”
  • Kızılderililer kiliseye kapatılırlar. Vaaz verilen kürsünün üstünde şunlar yazılıdır: "Yeryüzünde Barış, İnsanlara İyi Niyet"...
  • “Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne alıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir.”
  • Artık dağdan dağa kaçmak istemiyorum; büyük bir antlaşma yapmak istiyorum. Taşlar eriyinceye dek tutacağım sözümü.
  • "Hürriyet Heykeli"ndeki kadın, beyaz adamın kadınıdır. Ne zaman ki,başındaki kraliçe tacı yerine iki tane Kızılderili tüyü takar, işte o zaman gerçek anlamıyla özgürlüğün simgesi olabilir... Ancak o zaman!
  • “Gençlikte zaman daha ağır yürür gibi geliyor insana. ”
  • “Ben rüzgârın özgürce estiği, günışığını hiçbir engelin durduramadığı kırlarda doğdum. Hiçbir şeyin sınır tanımadığı, her şeyin özgürce soluk aldığı bir yerde doğdum. Ve şimdi de orada ölmek istiyorum, duvarların arasında değil.”
  • “Bir kurşun ile ancak bir Kızılderili öldürülür. Mikroplu battaniyeler ile binlercesini katletmek çok daha kolay olmaktaydı.”
  • “Sizi hor görüyor, size köle gözüyle bakıyor, hayatınızla oynuyorlar. Davranışlarınıza, düşüncelerinize, duygularınıza hükmetmeye kalkıyorlar. Sizi hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp, aç bırakıp topun ağzına sürüyorlar. Doğaya aykırı olan bu adamlara teslim etmeyin kendinizi. Bu makine gibi duygusuz, makineleşmiş adamlara! Sizler birer makine değilsiniz! Sizler birer hayvan değilsiniz! Yüreğinizde insan sevgisi taşıyorsunuz!”
  • “Ey dostlar! Sevgilinin elini öpme arzusuyla ölürsem, toprağımdan testi yapın ve onunla sevgiliye su verin.” Fuzuli

Kız Kulesi'ndeki Kızılderili İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Kardeş, bir zamanlar bizim topraklarımız uçsuz bucaksızdı. Sizinse bir karışı geçmiyordu oturduğunuz yerler. Gel zaman git zaman, kocaman bir topluluk oldunuz siz. Bize, yaygımızı serecek bir toprak parçasını bile çok gördünüz. Bütün yurdumuzu elimizden aldınız da gene gözleriniz doymadı.” diyor Algiysi. Evet, bu kitap Kızılderilileri, yaşadıkları acıları, haksızlıkları fakat buna rağmen umutlarını, inançlarını, sevgilerini hiç yitirmeyen insanları anlatıyor. Sunay Akın Kızılderililerin yaşadıkları haksızlıkları,katledilmelerini, topraklarının ellerinden alınırken barış yanlısı Kızılderililerin aynı zamanda dünyaya nasıl vahşi ve katil gösterildiklerini gerçek örneklerle öyle güzel ve etkileyici bir şekilde anlatmış ki her satırında yapılan haksızlıklara isyan edeceksiniz. Onların hayatından bahsederken Türk sinema sektörüne ve şairlerin dizelerine de yer vermesi ve yazarın edebi dili kitabın şairane bir dile bürünmesini ve daha etkileyici yazmasını sağlamış. Her dizede içiniz cız edecek. “Ve orada, o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasının gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada…” (Yıldız)

Kitabın adı: Kızkulesi'ndeki Kızılderili Yazarın adı : Sunay Akın Okuyanın adı: Sıdıka Topal Sayfa sayısı:196 Kızılderililer kötü ve kafa derisi yüzücüsü olarak bilinirler. Aslında hiçte öyle değilmiş. İnsanlık,doğa sevgisi, yardımseverlik onlardaymış. Birçok Yazarın ve şairin andığı ve yazdığına göre öyle kötü insanlar değillermiş. Doğaya sahip çıkarlarmış ki börtü böceği ağaçları Çiçekleri koruyup kollarlarmış eğer bunları korumazsak yarın yaşamımızı sürdürecek hiç yerimiz kalmaz derlermiş. Şimdi bende diyorum ki keşkeeee...... (SIDIKA TOPAL)

Sunay Akın’dan 3. kitabı okudum. Üslubuna ve konuların işleyiş şekline bayıldım. Tereyağından kıl çeker gibi konuları işliyor ve keyifle izlemek düşüyor size. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere Kızılderililere ayrılmış bir içerik var. Öyle bir içerik ki ruhunuzun derinliklerinden yakalıyor ve hüzne boğuyor sizi. Hani kitabı bırakıp haykırasınız geliyor. Sanırım diğer Sunay Akın kitapları sırada... Mutlaka okuyun... (Hüsamettin Çalışkan)

Kız Kulesi'ndeki Kızılderili PDF indirme linki var mı?

Sunay Akın - Kız Kulesi'ndeki Kızılderili kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kız Kulesi'ndeki Kızılderili PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sunay Akın Kimdir?

Şükrü Sunay Akın (d. 12 Eylül 1962), şair, yazar, gazeteci, araştırmacı, tiyatro oyuncusu.

12 Eylül 1962 tarihinde Trabzon'un Maçka ilçesinde doğdu (bu yüzden 18 yaşından beri doğum gününü kutlamamaktadır). Ailesi, onun daha iyi eğitim görebilmesi için, 10 yaşındayken İstanbul'a taşındı. Lise öğrenimini İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu.

İlk şiirini, Meteoroloji Müdürlüğü'nde çalışan bir memurun kızına yazar. Henüz 9 yaşındadır. Kızın isminin baş harflerinin dizelerini oluşturduğu şiiri, evlerinin terasında bulunan odunluk kapısının iç kısmına yazar. Kız, balkona geldiğinde odunluğun kapısını açar mahsusçuktan!. Ama şiir kızın gözüne hiçbir zaman takılmaz. Sunay Akın yıllar sonra (ki bir şairdir artık) çocukluğunun geçtiği Trabzon'a gittiğinde, sert geçen bir kışta, içindeki odunlarla birlikte kapının da sökülüp yakıldığını öğrenir. Şairin ilk şiiri "hava muhalefeti" nedeniyle kayıptır!.. 1984 yılında yayınlanan ilk şiiri de bir sobanın içinde kütürdeyen odunu anlatır! İlk şiir kitabı 1989'da "Makiler" adıyla yayınlanır. Arkadaşlarıyla birlikte 1989'da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından, 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. Adını Cemal Süreyya'nın koyduğu bu kitabı "Antik Acılar, Kaza Süsü, 62 Tavşanı" izler.

1987 yılında Halil Kocagöz Şiir Ödülü'nü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla aldı. 1990 yılında ise Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü'nü Makiler şiiri ile kazandı.

Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri, Orhan Veli'nin şiirindeki bazı özelikleri günümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir. Ayrıca, bu tür şiirlerde genellikle rastlanmayan, yumuşak, lirik bir tonu vardır. Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreya'nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir.

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ders verdi, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde 5 yıl boyunca hem ders verdi hem ders aldı. Bu deneyimin de yardımıyla, tek kişilik oyunlar hazırlayıp oynamaya başladı. Türkiye'nin çok sayıda merkezinde ve yurtdışında (Frankfurt, Nürnberg, Londra) sayısız kez tek kişilik oyunlarını sergiledi. Halen Sunay Bey Tarihi adlı gösterisini sunmaya devam etmektedir.

23 Nisan 2005 tarihinde 11 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla, yıllardır hayalini kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi'ni Göztepe, İstanbul'da ailesine ait dört katlı tarihi bir konakta açtı. Müze, Türkiye'de türünün ilk ve tek örneği olup, Avrupa Konseyi'ne bağlı Avrupa Müze Forumu (European Museum Forum) tarafından verilmekte olan Avrupa Yılın Müzesi Ödülü'ne 2010 yılı için aday olmuştur.

TRT 2 ve CNN Türk'te "Stüdyo İstanbul", "İzler", "Akşama Doğru", "5N1K" gibi kültür sanat programları ve belgeseller hazırlayan ve bunlara katkıda bulunan Sunay Akın, TV8'de de "Gezgin Korkuluk" ve "Mahya Işıkları" adlı programları hazırlayıp sundu.

Yaşam Radyo, Radyo Kent ve Best FM'de radyo programları yaptı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezinde öğretim görevlisi olarak ders verdi.[5] Atv'de Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu ve Nebil Özgentürk ile birlikte "Yaşamdan Dakikalar"da yer aldı. Skyturk360'ta "Hayat Deyince" programını sunmuştur.

Sunay Akın Kitapları - Eserleri

  • Bir Çift Ayakkabı
  • Geyikli Park
  • Antik Acılar
  • Ay Hırsızı
  • İstanbul'da Bir Zürafa
  • Kız Kulesi'ndeki Kızılderili
  • Kırdığımız Oyuncaklar
  • İstanbul'un Nazım Planı
  • Onlar Hep Oradaydı
  • Kalede 1 Başına
  • Önce Çocuklar ve Kadınlar
  • Tuncay Terzihanesi
  • Ayçöreği ve Denizyıldızı
  • Hayal Kahramanları
  • Kule Canbazı
  • Aslanlı Yol
  • Kaza Süsü
  • Makiler
  • 62 Tavşanı
  • Şiirli Yastık
  • Çorap Kaçığı
  • Şiir Cumhuriyeti
  • Kırılan Canlar
  • Veşaire...Veşaire...
  • Şairler Matinesi

Sunay Akın Alıntıları - Sözleri

  • "Çocukluklarını bütün bütün kaybedenler, bir daha çiçek açmak gücü bütün bütün yok olan kurumuş ağaç gibidirler. Tahtalarından maroken koltukları iskelet de yapılabilir, sobaya odun da olabilirler. Ancak bir damlacık çiçek vermezler bir daha!.." (Hayal Kahramanları)
  • At eyersiz, insan eğersiz güzeldir. (İstanbul'da Bir Zürafa)
  • “Merdiven çıkarken bir başkasının önüne geçmek,uğursuzluktur.Merdiven altından geçmeye kalkışmak da öyle.Bunun nedeni,merdivenlerin Tanrılara uzanan yollar olduğu inancıdır.” (Tuncay Terzihanesi)
  • Anadolu'yu sömürüden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk'ün "manevi mirasım" dediği bilim ve sanatın yolundan yürüyen beyaz kukuletalılar ile devrimlerini yok etmeye çalışan uzun boylu Gargamel arasındaki serüven Cumhuriyet tarihinde de devam etmektedir. (Hayal Kahramanları)
  • “Bir müzik şövalyesidir her sokak çalgıcısı…İşsizliği,açlığı herkesin gözü önünde düelloya davet eden birer müzik şövalyesi!…” (Tuncay Terzihanesi)
  • "Önünüz karanlık, farlarınızı yakınız." (Onlar Hep Oradaydı)

  • "Bu ülke hepimizin ama esas siz gençlerin. Mücadeleden yılmak yok." Mustafa Kemal Atatürk (Şiirli Yastık)
  • Hepimiz üşüyorduk... (Şiir Cumhuriyeti)
  • Ters düşmesin diye yaşamın gerçeklerine şair olmasını istemez çocuğunun kitabı yalnızca başucunda masal okumak için eline alan bir anne (Çorap Kaçığı)
  • Kadından şair olamayacağını iddia edenler, ilk aşk şiirinin bir kadın tarafından yazıldığını elbette bilmezler. (İstanbul'un Nazım Planı)
  • Eşit olmadığı Söylenir insanların Aynı boyda olmayan Beş parmağı Gibi bir elin Oysa uzanır Nice yorgun Emekçinin dudağı Su dolu Avucuma Elimin Eşit olmayan Beş parmağının ucunu Getirince Biraraya (Şiir Cumhuriyeti)
  • Artık dağdan dağa kaçmak istemiyorum; büyük bir antlaşma yapmak istiyorum. Taşlar eriyinceye dek tutacağım sözümü. (Kız Kulesi'ndeki Kızılderili)
  • Aşırı derecede miyop olan ve gözlüğünü çıkardığı zaman "ileriyi" göremeyen Fenerbahçeli Orhan Menemencioğlu'nun lakabı "Vallah" idi. Vallah Orhan, ilk gece maçında sahaya çıkarken arkadaşlarını uyarır: "Topu bana atarken seslenin..." Kendisine pas atan arkadaşları "Orhaaan" diye bağırırken, sahada Adana şivesiyle şu ses duyulur: "Nirde?.. Nirde?.." (Ayçöreği ve Denizyıldızı)

  • Değiştirilmesi önerilen ülke bayrağı Amerika Birleşik Devletleri'ninkidir. Değişimi öneren de ünlü romancı Mark Twain'den başkası değildir. Yazar şunları söyler: "Bayraktaki beyaz çizgileri siyaha boyayalım. Yıldızların yerine de kurukafa ile çapraz kemik amblemi koyalım." (Ayçöreği ve Denizyıldızı)
  • Neden mi, onlara "Atatürk düşmanı" demeyeceğiz? Çünkü onlar Atatürk'ün düşmanı bile olamazlar! (Şiirli Yastık)
  • Oyuncakları onun Yırtık kutuları Sarı hıyarları Ve küçük patlicanlardı. (Kırdığımız Oyuncaklar)
  • Yoksul bir çocuk görsem Yağmur altında üşüyen Köprü olmak geçer Hiç değilse İçimden (Makiler)
  • Heinrich Bünting'in Asya haritasında dikkatle bakmamız gereken yer, "Küçük Asya" olarak tanıttığı Anadolu'dur. Bu toprak parçasından gözümüzü ayıramayaşımızın nedeni Anadolu'nun Pegasus'un başı olarak çizilmesidir. Bu benzetme akılları elbette Nâzım Hikmet'in ünlü dizelerini getirir: Dört nala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket Bizim (Hayal Kahramanları)
  • "Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet, Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin İstiklal." 'Benim bu milletten daima hatırlamasını istediğim ve en beğendiğim vecizeler işte bunlardır.' Mustafa Kemal Atatürk (Geyikli Park)
  • Gitme kal demeni bekliyorum ama yalnızca rüzgar çekiştiriyor atkımı (62 Tavşanı)

Yorum Yaz