diorex
Dedas

Kızıl Tarlalar - Jorge Amado Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızıl Tarlalar kimin eseri? Kızıl Tarlalar kitabının yazarı kimdir? Kızıl Tarlalar konusu ve anafikri nedir? Kızıl Tarlalar kitabı ne anlatıyor? Kızıl Tarlalar PDF indirme linki var mı? Kızıl Tarlalar kitabının yazarı Jorge Amado kimdir? İşte Kızıl Tarlalar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.06.2022 16:00
Kızıl Tarlalar - Jorge Amado Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jorge Amado

Çevirmen: İpek Gürsoy Manavbaşı

Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınevi

İSBN: 9786052986301

Sayfa Sayısı: 392

Kızıl Tarlalar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ancak en vahşi hayvanların ve onların da en vahşisi olan insanın sağ kalabildiği, bir damla suya hasret, çorak ve haşin topraklar. Mülksüzleştirilerek açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilen köylülerin, güçlünün adaleti karşısında ya eşkıyalar ya da azizlerden medet umduğu çetin bir coğrafya. Ve hayata tutunabilmek için, daha pek çokları gibi evini barkını terk eden, daha iyi bir hayat ümidiyle São Paulo’ya doğru yollara düşen bir ailenin hazin göç hikâyesi.

Brezilya’nın dünya edebiyatındaki güçlü kalemlerinden Jorge Amado, aynı zamanda Komünist Parti üyesi olan radikal bir solcuydu. 1946 yılında yazdığı bu roman, 1929 Buhranı ve 2. Dünya Savaşı’nın ardından kırsal ekonominin varlıklı toprak sahipleri lehine yeniden düzenlendiği bir devirde, daha da yoksullaşan köylülerin dramını ve yükselen siyasal başkaldırısını yansıtıyor.

Kızıl Tarlalar Alıntıları - Sözleri

  • "Kedisinden başka bir şeyi yoktu."
  • "Dünyanın her yanında bol bol bulunan tek şey sefaletti."
  • "Öylesine yorulmuşlardı ki açlık bile hissetmediler."
  • "Ekmek,toprak ve özgürlük "
  • Ataliba bu gece patlatmak için kasabadan satın aldığı yarım düzine havai fişeğe bakmaya gitti. Bir adamın mutluluğuyla kıyaslandığında paranın ne önemi vardı ?
  • "... ama dünya böyleydi zaten, açıklaması olmayan şeylerle doluydu."
  • … dünya böyleydi zaten, açıklaması olmayan şeylerle doluydu.
  • Dünyanın her yanında bol bol bulunan tek şey sefaletti.
  • "Çile çekmek kimseyi iyi kılmaz Doktor Bey...Acı bizleri sadece daha kötü yapar,berbat birine dönüştürür."
  • "Ne de olsa insan yaşamak için bir iş yapmak zorundaydı."
  • Açlık yolları , dost doğru mezarlığa gider.
  • Bir adamın mutluluğuyla kıyaslandığında paranın ne önemi vardı?
  • Asla bitmeyen bir yolculuktu bu, bir bardak suyun bir başka bardaktakine benzediği gibi birbirine benzeyen adamlarca tekrar tekrar başlayan bir yolculuk. … İsimler değişse de göçmenler hep aynıydı. Yüzleri birbirinin aynıydı, açlık aynıydı, kadercilik aynıydı, yürüyüşlerindeki azim aynıydı. Taşların, dikenleri, yılanların, kertenkelelerin üstesinden gelip Caatinga’yı aşarak taşı toprağı altın olan Sao Paulo’ya gidenler ve ne toprak ne de altın bulabilmiş olarak Sao Paulo’dan dönenler…
  • Bu hikâyelerde hep kuraklık vardı ,insanların ellerinden alınan topraklar, güçlü toprak sahipleriyle mücadeleler , ölen çocuklar , hastalıklar ve koca karı ilaçları vardı.
  • “Çile çekmek kimseyi iyi kılmaz… Acı bizleri sadece daha kötü yapar, berbat birine dönüştürür…”

Kızıl Tarlalar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Merhaba Latin yazar Amado'dan okuduğum ilk kitap kızıl tarlalar oldu.Kitabı uzun zamandır merak ediyordum ve tanışmayı çok istediğim bir yazardı Amado.Kitap çiftlik sahipleri tarafından yönetilen arazilerde çalışan yoksul insanları ve onların açlık,sefalet ve hayatta kalma mücadelesini konu alıyor.Bir aileyi oluşturan bir grup insan çiftliklerin satılmasıyla işsiz kalır.Kendilerine yeni bir yer,yurt,iş bulma umuduyla yollara düşer.Bu yolculuk aynı zamanda hayatta kalabilme mücadelesi olacaktır.Kimisi yollarda hayatını kaybeder.Kızgın bir çölde aç ve susuz şekilde yolculuk ederler.Hayatta kalanlar deniz ve tren yolculuğuyla birlikte hastalık ve türlü badireler atlatır. *** Bir aile'nin yollarda geçen dokunaklı hikayesi sizi çok ama çok etkileyecek.Her bir karakter'in neler yaşadığını başına neler geldiğini unutamayacak ve de etkileneceksiniz.Beni özellikle etkileyen marta ismindeki karakterin yaşadıkları oldu. Kitap bölümler şeklinde anlatılmış ve her bölüm de bir yolculuk eklenilmiş.Başladığınız gibi akımına kapılacağınız olay örgüsüne sahip bir kitap.Bir çok karakter bulunmasına rağmen kafa karışıklığı olmadan okunan akıcı bir eser.Ben uzun süre kalınlığından dolayı ertelemiştim okuduktan sonra baya bi pişman oldum.Ama yazarla tanıştığım için mutluyum.Çok severek okuduğum keyifli bir kitaptı tavsiye ederim.Mutlaka okuyun. . . . #kızıltarlalar #jorgeamado #latinedebiyatı @kirmizikediyayinevi #tavsiyekitap #neokudum #kitapyorumu #kitap #reading (Ayşen demirci)

Merhaba sevgili okur, Amado uzun zamandır haberdar olduğum bir yazardı ama okumak kısmet olmamıştı. Ülke edebiyatlarını karşılaştırdığımda her birinin farklı bir frekansı olduğunu hissediyorum. İnsan aynı insan, öyle ki zalim de mazlum da aynı, yaşananlar benzer şeyler ama bunun yaşanışı da edebi yönü her ülkede başka bir tınıda yankılanıyor. Kitaba değinecek olursam, ilk yarısında tarumar oldum. En dirayetli insanı bile ağlatacak türden, fazlasıyla etkileyici bir dram. Diğer yarısında ise ideoloji ön plandaydı ve haliyle daha durağan ilerliyordu. Kitap sanki iki bölümden oluşuyor gibiydi. Okurken kendi kendime dedim ki: “Bu nasıl bir hayat? Nasıl bir dünya yaşıyoruz?” Diogenes’in cevabı hazırdı “B**tan” ve haksız da sayılmaz. Bu “b**tan” dünyada iyi ki edebiyat var… Hoş, edebiyat karın doyurmaz, derler ya neyse… İdeolojik açıdan herkese hitap etmeyebilir belki ama edebi açıdan okumanızı tavsiye ederim efenim. Puanım: 9/10 Kitabın içeriği hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorsanız alıntıyı okumayınız efenim. Kitabı bir alıntıyla anlat deseler bu alıntıyı seçerdim “Asla bitmeyen bir yolculuktu bu, bir bardak suyun bir başka bardaktakine benzediği gibi birbirine benzeyen adamlarca tekrar tekrar başlayan bir yolculuk. … İsimler değişse de göçmenler hep aynıydı. Yüzleri birbirinin aynıydı, açlık aynıydı, kadercilik aynıydı, yürüyüşlerindeki azim aynıydı. Taşların, dikenleri, yılanların, kertenkelelerin üstesinden gelip Caatinga’yı aşarak taşı toprağı altın olan Sao Paulo’ya gidenler ve ne toprak ne de altın bulabilmiş olarak Sao Paulo’dan dönenler…” (Hilal)

HERŞEYE İNAT BURDAYIZ;: Kısa sürede eseri bitirme sebebim büyük...Yazarı keşfettiğim ilk kitabı olmasına rağmen...Olayın içinde okuyucuyu sürekli merak içinde bırakması,anlatımın duruluğu,sadeliği ve içtenliği yazarı okumanın ilk nedenleri arasındadır kanımca. Evet, çocuklukta yaşanan tramvaların yazarın hayatına ve bir eseri nasıl ürettiğine şahit oluyoruz satırlar boyu... Her satır buruk doluydu,yürek sızlatıcıydı, iç acıtıcıydı. Ve bu sıkıntılarla baş etmeye çalışan güzel aile sizden ayrılmak zor geldi. Yaşadığınız onca ızdıraba,kayıplara olumsuzluklara rağmen içinizdeki yaşama gücü bana güç verdi.Bitmeyen umudunuz,ordan oraya rüzgar misali savrulurken,birbirinize kenetlenmeniz ailenin önemini tekrar tekrar hatırlatmanız harikaydı... Tanımanızı isterim bu aileyi.. İşçinin,emekçinin,dik durmanın yıkılmadan yoluna devam etmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlamanız için ve okunan satırlarda büyük dersler yatıyor çünkü... (Bahar Esen)

Kızıl Tarlalar PDF indirme linki var mı?

Jorge Amado - Kızıl Tarlalar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kızıl Tarlalar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jorge Amado Kimdir?

Jorge Amado Brezilyalı romancı (Pirangi, Bahia 1912). Başlangıçta kakao tarım işletmeleri sahipleri döneminde Bahia'daki yaşamı işleyen, toplumsal yergili romanlar yazdı. Daha sonra lirik, düşünce ve mizah yüklü bir üslupla kaleme aldığı Dona Flor e Seus Dois Maridos (Dona Flor ve İki Kocası, 1966) gibi romanlarıyla ün kazandı. Amado, 2001’de Brezilya’nın Salvador kentinde öldü.

Jorge Amado Kitapları - Eserleri

  • Kızıl Tarlalar
  • Dona Flor ve İki Kocası
  • Tarçın Kokulu Kız
  • Mucizeler Dükkanı
  • Kızgın Toprak
  • Tereza Batista
  • Jubiaba
  • Gecenin Çobanları
  • Ölü Deniz
  • Kırlangıç ile Tekir Kedi
  • Su Kinkasının Qeyri-Adi Ölümü
  • Boksör
  • Amerika'nın Türkler Tarafından Keşfi
  • Pusu
  • İhtiyar Denizciler
  • Möcüzələr Dükanı
  • Top ve Kaleci

Jorge Amado Alıntıları - Sözleri

  • Benim hiç kimsem yok. (Jubiaba)
  • Asla bitmeyen bir yolculuktu bu, bir bardak suyun bir başka bardaktakine benzediği gibi birbirine benzeyen adamlarca tekrar tekrar başlayan bir yolculuk. … İsimler değişse de göçmenler hep aynıydı. Yüzleri birbirinin aynıydı, açlık aynıydı, kadercilik aynıydı, yürüyüşlerindeki azim aynıydı. Taşların, dikenleri, yılanların, kertenkelelerin üstesinden gelip Caatinga’yı aşarak taşı toprağı altın olan Sao Paulo’ya gidenler ve ne toprak ne de altın bulabilmiş olarak Sao Paulo’dan dönenler… (Kızıl Tarlalar)
  • Durmaksızın büsbütün hayallerini gerçekleştirmek için Yola koyulan ve o yolda hayallerini gerçekleştiren durmaksızın durmaksızın.. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Bana söyleyebilir misin neden hep iki aşka ihtiyaç duyulur, neden gönül bir taneyle yetinmez? (Dona Flor ve İki Kocası)
  • Ne beyazlar ne de siyahlar var, para beyazlatıyor, burada siyah olan yoksulluktur. (Mucizeler Dükkanı)
  • Bu diyarda, bir kakao plantasyonu bir piskopos bile yetiştirebilir. Kakao plantasyonu tren, katiller, mala el koymalar, şehirde evler, kahveler, okullar, tiyatrolar, barlar ve hatta bir piskopos bile verir. Evet, bu diyarda yalnız kakao değil, her şey, ne istersen yetiştirir. (Kızgın Toprak)
  • Ah! Arkanjo. Sen insanların ışığıydın, görmek için gözlerimiz, konuşmak için ağızlarımızdın. Sen bizim gücümüzdün, aklımızdın. Geçmişi, geleceği sen biliyordun, başka kim bilebilir? (Mucizeler Dükkanı)
  • Kocanın onuru , suçluların kanıyla temizlenir. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Ezilenlerin savunucusu sayın önder acaba biliyor mudur ki, hiçbir sınıftan olmayan, bütün sınıflarca hor görülen, yaşamın dürüst savaşımlarına sokulmayan, alınlarına kara vurulmuş milyonlarca kadın vardır? Haklarını koruyan yasaları yoktur, örgütleri yoktur, emeklilikleri yoktur, manifestoları, bayrakları yoktur, hastalanırlar, doktorları, hastaneleri yoktur, aç susuz kalırlar, işsizlik ödenekleri yoktur, çocuk doğurmaya, ev kurmaya, sevmeye hakları yoktur, yalnızca orospuluk etmeye hakları vardır, bunları biliyor muydunuz? (Tereza Batista)
  • İyi ya da kötü her şeyin sonu vardır. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Her şey için bir yer ve her şey kendi yerinde (Dona Flor ve İki Kocası)
  • Ölüyə təzə kostyum geyindirmək axmaqlıqdır. Bu paltar qurdlara yaxşı yem olacaq! Amma gör nə qədər adam geyinməyə şey tapmır... (Su Kinkasının Qeyri-Adi Ölümü)
  • Çiftliklerde ırgatların ayaklarına yapışan yapış yapış kakao, çanuru hiçbir su ile yıkanıp temizlenemeyecek kalın bir kabuk haline getirdi. Herkesin ırgat, katil, albay, hukuçu, doktor, tacir, ihracatçı; herkesin ruhuna, içine, yüreğine bu çamur yapışmıştır. Bunu oradan sökecek ne eğitim ne kültür ne de duygu inceliği vardır. Çünkü kakao zenginlikti, kakao güçtü, kakao hayatta her şeydi. Sadece kara toprağa dikilmiş, usaresi bol bir şey değil, onların içine işlemiş bir şeydi de. Onların içinde bitiyor, yüreklerine her cömertçe hamleyi boğan uğursuz bir gölge serpiyordu. (Kızgın Toprak)
  • Aşk, yaralı bir yüreğin kapısına dayandığı zaman içeri girmek için izin beklemez. (Tereza Batista)
  • Jesuino'nun dediği doğruydu: fakir fukara için yaşamak çok şeydi zaten. Bunca yoksulluğa, sonsuz güçlüklere, hastalıklara göğüs gererek hiçbir yardım görmeden, yalnızca ölmek gelirken ellerinden, yaşamak. İnatçı insanlardı bunlar, kolayca süpürülüp yok edilmeye boyun eğmiyorlardı. Yoksulluğu, açlığı, hastalıkları, göğüsleme yetenekleri ta eskilerden geliyordu. Onlardaki bu güç, Zenci taşıyan gemilerde, kölelik günlerinde doğmuş, gelişmişti. Vücutları zahmete alışmış, yoksullukla yoğurulmuşlardı. Dahası var, yaşamakla yetinmiyor, yaşamanın zevkini çıkartıyorlardı ayrıca. Karşılaştıkları zorluklar arttıkça, gitara, armonika çalarak gülüp eğleniyorlardı. Kedi Öldüren tepesinden Liberdade yoluna, Retiro'ya ve Bahia'nın bütün yoksul mahallelerine, çalgı sesleri ve şarkılar yayılıyordu dalga dalga. Güler yüzle göğüslüyorlardı sefaletlerini, yoksulluklarıyla alay ediyor ve yaşayıp gidiyorlardı. Doğdukları zaman, beşiklerinin çevresine gökten melekler inmiyordu. Tanrı'nın olduğu kadar dizanterinin, açlığın, bakımsızlığın da sevgilisi olan bu çocuklar, bu çetin ve neşeli hayat okulunda yetişiyorlardı. Analarından babalarından alıyorlardı dayanma gücünü ve gülüp eğlenerek yaşama yeteneğini. Yazgıya boyun eğmiyor, teslim olmuyorlardı yenik ve düşkün olarak. Hayır, her şeye karşı duruyor, hayatı göğüslüyor, yaşantılarının bütün çıplaklığını ve acılığını kahkahalara, müziğe, kardeşlik sevgisine ve Bahia halkının uygarca inceliğine bürüyorlardı. İşte böyle yaşıyordu bu sade insanlar, bu çetin cevizler. İşte biz böyleyizdir halk adamları, neşeli ve inatçı. Asıl gevşek olanlar yüksektekiler. Sinirleri yatıştırıcı bir sürü ilaçları tıkınarak yaşar bunlar. Bunalım, psikanaliz baskıları içinde çırpınırlar, Oedip ve Elektra komplekslerinin etkisiyle içlerinde, analarıyla yatmak, babalarıyla sevişmek isteğini duymanın sıkıntısı içindedirler. Serserilik etmeyi ve buna benzer abuk sabuk şeyler yapmayı pek hoş bulurlar. (Gecenin Çobanları)
  • On yıllık bitmez tükenmez konferanslar, bir günlük savaştan daha değerlidir ve daha ucuza mal olur; tutukevleri ve polisler bütün düzenlerde aynıdır ve hiç ayrımsız hepsi aynı derecede rezildir. Üniformalar sadece müzelik bir nesne oldukları zaman dünya gerçekten uygarlaşmış olacaktır. (Mucizeler Dükkanı)
  • Bir orospu soyunup bir adamın altına yattığı ve ona ufak bir ücret karşılığında yaşamın en yüce zevkini verdiği zaman, bu paradan kaç kişi pay alır, sosyal adaletin ateşli savunucusu sayın bay bunu biliyor mu? (Tereza Batista)
  • “Bu kadar çok şey bildiğiniz halde neden hala bu kadar çok okuyorsunuz üstat Pedro?” “Ah arkadaşım ,gördüklerimi ve bana söylenenleri anlamak için okuyorum.” (Mucizeler Dükkanı)
  • Zaten bu dünyada kim beklenmedik bir ihtiyaçla karşılaşma tehlikesinden azadeydi ki? (Dona Flor ve İki Kocası)
  • zaman daima geçmişin özlemini çekmekteydi. (Kırlangıç ile Tekir Kedi)

Yorum Yaz