diorex

Kızlarıma Mektuplar - Emre Kongar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızlarıma Mektuplar kimin eseri? Kızlarıma Mektuplar kitabının yazarı kimdir? Kızlarıma Mektuplar konusu ve anafikri nedir? Kızlarıma Mektuplar kitabı ne anlatıyor? Kızlarıma Mektuplar kitabının yazarı Emre Kongar kimdir? İşte Kızlarıma Mektuplar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.03.2022 22:00
Kızlarıma Mektuplar - Emre Kongar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Emre Kongar

Editör: Yasemin Aktaş

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751407801

Sayfa Sayısı: 255

Kızlarıma Mektuplar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Prof. Emre Kongar, bu kitabında, bireysel yaşam deneyimlerinden ve bilimsel bilgi birikiminden süzdüğü duygu ve düşüncelerini, kızlarına yazdığı mektuplar aracılığıyla bütün gençlere, anne-babalara ve öğretmenlere aktarıyor.

Kızlarıma Mektuplar Alıntıları - Sözleri

  • "Zeki insan, başkalarının deneyimlerinden yararlanmasını bilen insandır."
  • Ya duygular? Sevgi, aşk, güven, dostluk? Tabii öbür yanda, kin, nefret, öfke ve kıskançlık. Bütün bunlar ölümlü insanın, ölümsüz duyguları değil mi?
  • İnsanları seveceksiniz. Ama karşılıksız seveceksiniz. Çünkü insanoğlu çiğ süt emmiştir. Çünkü insanoğlu vefasızdır. Çünkü siz insanları severken, onlar size her türlü kötülüğü ve kalleşliği yapacak. Çünkü sevginize aynıyla karşılık beklerseniz mutlaka düş kırıklığıyla karşılaşacaksınız: Hem de hemen bugün, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün, ama bir gün mutlaka, hem de çok yakında.
  • "İnsanlara ve yaşama gülümseyin ama size her gülümseyene de kanmayın."
  • Unutmayın, sıradışı olmanın sırrı, insanları rahatsız eden çarpıcı kişilik özelliklerinde değil, günlük yaşamın küçük ayrıntılarında saklıdır.

Kızlarıma Mektuplar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Herkese merhaba kitaplığımda uzun zamandır bulunan bu kitabı yeni okudum ve keşke daha önce okusaydım dediklerimden biri oldu. Kitap Marmara üniversitesi iletişim fakültesi tarafından 2001 yılı En İyi Kitap Ödülü almış bir kitap. Kitap 22 bölümden oluşuyor. Çok akıcı yalın bir dille yazılmış çok severek okudum. Emre kongar ikiz kızları Ebru ve Elif e yazmış bu mektupları kendi hayatında yaptığı iyikiler ve yanlışlar kızlarına tavsiyeler kendi yaşadığı zorluklar abisini kaybetmesi gibi her şeyden bahsediyor kitapta. Sevgi aşk yemek dinlemek kıskançlık vs. bunlar gibi bir çok konu üzerinde duygu ve düşüncelerini dile getiriyor. Bu kitap bu ay okuduklarım arasında favorilerimden biri oldu. Hayatta bazı önem vermem gereken şeyleri de bana hatırlatmış oldu bu yönüyle de çok çok daha fazla sevdim kitabı . Kitabı herkese öneririm. Herkese bol keyifli okumalar. Umarım çoğu kişi için Eylül ayı güzel bir ay olmuştur. Isteyenler bu ay severek okudukları favorim dedikleri kitapları yazabilirler. (Eda Nur Hınç)

Bir babanın doktora yapmak için yurt dışına çıkan ikiz kızlarına özlemle yazdığı mektuplar... Normalde kitapları almadan önce bir araştırır ondan sonra alırım. Ama bu kitabı kütüphanede gördüğümde içine şöyle bir bakıp, bir iki cümle okumam almam için yeterliydi. Kitabın adını okuduğum an tek düşündüğüm şey "bir babayı anlayabilir miyim acaba?" olmuştu. Babası ile sıkıntıları olan, oturup adamakıllı konuşamayan pek çok kız var malum. Bir baba neler düşünür, neler hisseder, neye göre davranışlarını belirler vs. Sadece bir babayı anlamak istiyordum. Belki de kendi babamı... Kitapta 22 mektup var. Farklı farklı konulara, anılara değinerek yazılan 22 mektup. Içeriği hakkında çok güzel incelemeler yazıldığı için bu konuda fazla durmak istemiyorum. Canım Aliye, ruhum Filiz incelememde yazdığım gibi mektuplardan oluşan bir kitabı nasıl eleştirebilirim bilmiyorum. O yüzden sadece duygularımı ve düşüncelerimi yazmak istiyorum. Mektuplarda bir babanın kızlarını ne kadar çok sevdiğini okudum aslında. Bu bilmediğim bir şey değildi. Kitabın bir kısmında da geçtiği gibi anne babaların çocuklarına duyduğu sevgi başka bir boyut. Mesele bu sevgiyi nasıl gösterdikleri. Yazarımız Emre Kongar'ın bu sevgiyi kızlarına çok güzel gösterdiği de ortada. Kitabı bitirdiğimde ise bir babayı anlayamacağımı anladım. Kendi babamı bile. :) Babalar farklı farklıydı. Herkes farklı bir insan sonuçta. Bunu unutmuştum ve anladım ki bir kitap okuyarak tüm babaları anlayabileceğimi düşünmem saçmalıktı. Kitaptaki konular hakkında daha fazla şey öğrendim ama. Bana çok şey kattılar. Farklı bir pencere açtılar. Ilerde daha iyi bir anne olmam için bana bir çok öğrettiler. Anne babaların okumasının çok iyi olacağını düşünüyorum. Özellikle de ilerde iyi bir anne baba olmak isteyenlerin. (Bayan Kaktüs.)

Emre Kongar'ı tanıyorum diyemem. Birkaç kez televizyonda görüp çok ciddi bir adam ve bir bilim insanı olduğunu düşünmüştüm. Onun da herkes gibi insan olduğu veya bir baba olabileceğini hiç düşünmemiştim. Bu kitabında Emre Kongar karşımıza baba kimliğiyle çıkıyor. Kitap, Kongar'ın yurtdışına eğitim için giden  ikiz kızlarına yazdığı 22 mektuptan oluşuyor. Kongar, her mektubunda farklı bir konuyu ele almış; sevgi, zeka, aşırılık, demokrasi, cinsellik, şiir, aşk... Ayrıca Kongar zaman zaman kendi çocukluğundan,tecrübelerinden ve kızlarının çocukluğundan da bahsediyor. Okurken bir babanın kızlarına olan sevgisine, özlemine ve endişelerine tanık oldum. En çok dikkatimi çeken üç şey oldu. Birincisi; Kongar, cinselliğin de yemek, uyumak kadar doğal bir şey olduğundan, utanılacak bir şey olmadığını belirtmiş ve bununla birlikte zinayı kesinlikle savunmadığının da altını çizmiş. Her nedense ülkemizde cinsellik konusuna tabiri caizse öcü gözüyle bakılır. Bu konu öyle ulu orta konuşulmaz, çocuk " ben nasıl oldum?" gibi bir soru sorduğunda anne baba ya sessiz kalır, ya "ayıp" derler ya da çocuğa kızarlar. Çocuğun bunu sorması kadar doğal bir şey yoktur. Buradaki yanlış, anne babanın tutumudur. Hal böyleyken çocuğa, gence verilmesi gereken cinsel eğitimde verilmez. Neden? Çünkü ayıp (!) tır. Ama her ne hikmetse bu zihniyetteki insanlar evli çiftlere " çocuk düşünüyor musunuz?" gibi sorular sorar, " çocuk yapsanıza" gibi şeyler söylerler (Kardeş, ayıp (!), çok büyük ayıp (!) sorulmaz öyle şeyler!!!). Madem ayıp o zaman sormayın! Bazıları ayıpla özeli karıştırıyor. Cinsellik ayıp değildir sadece özel bir konudur.Bu yüzden evli çiftlerin çocuk sahibi olup olmaması veya kaç cocuk sahibi olmaları gerektiği kimseyi ilgilendirmez. Kızlar anneleriyle bile cinsellik konuşamazken bir baba olan Kongar'ın bu konuya değinmesi ve bunun da diğer her şey gibi normal bir şey olduğunu söylemesi takdiri hak ediyor doğrusu. En çok dikkatimi çeken ikinci şey ise; Kongar'ın bir kadının ekonomik bağımsızlığını elde edip bunu sonuna kadar devam ettirmesi gerektiğini  ve karşı tarafın (erkeğin) hoşgörülmeyecek bir hareketi, sözü olduğunda ilişkiyi bitirmesi gerektiğini söylemesidir ve bu iki konu maalesef  kadınların en büyük dertlerindendir. ( Kadınlarla ilgili bölümlerde kadını aşağılayan erkeklere bir feminist yumruğu çakmak istedim, şiddete karşıyım aslında. :) ) En çok dikkatimi çeken üçüncü şey ise; Kongar'ın ikiz kızlarıyla olan bir anısıydı. Kongar'ın kızları ilkokuldayken okula tek başlarına gidiyorlarmış. Bir gün babalarının onları takip ettiğini görmüşler. Kongar aslında kızlarına bilerek görünmüş (Çünkü Kongar'a göre bu sayede kızlar hem tek başlarına okula giderek özgüven sahibi olacaklar hem de arkalarında babalarının olduğunu bilmek onlara güven verecekmiş). Kızları bizi takip etme deyince "tamam" demiş Kongar. Ama takibe devam etmiş, bu sefer hiç görünmeden.:) Keşke tüm anne babalar Kongar gibi olsa. Çocuklarına sorumluluk verebilseler keşke. Bir çocuğun okula tek başına gidebilmesi ona o kadar çok şey katar ki. En basiti hangi havada nasıl giyinmesi gerektiğini öğrenir, yanına ne zaman şemsiye alması gerektiğini öğrenir. Tabii bir taraftan da zaman kötü olunca bir çocuğun tek başına okula gitmesi tehlike olur. O zaman ya biz de Kongar gibi takip edelim :) veya başka şeylerde çocuğumuza sorumluluk verelim. Bazı mektupları okurken,konusundan dolayı, sıkıldım ama genel olarak gayet güzel, samimi ve akıcı bir kitaptı. (Medine T.)

Kitabın Yazarı Emre Kongar Kimdir?

Prof. Reşit Emre Kongar (d. 13 Ekim 1941, İstanbul), Türk toplum bilimci.

Babası, Şişli Terakki ve Pertevniyal Liseleri felsefe öğretmenlerinden İhsan Kongar, annesi ise yine Şişli Terakki Lisesi'nde bir süre felsefe öğretmenliği yapan, Zapyon Kız Lisesi felsefe öğretmeni Mesude Kongar'dır.

İlk, orta ve lise eğitimini Şişli Terakki Lisesi'nde gören Kongar, 1958-1959 öğretim yılında fen şubesinden mezun oldu. 1963 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nü, 1966 yılında da Michigan Üniversitesi Sosyal Çalışma Yüksek Okulu'nu, M.S.W derecesiyle bitirdi. 1968 yılında Hacettepe Üniversitesi'nde Sosyal Çalışma Yüksek Okulu'nu kurdu ve buraya müdür olarak atandı.1981 yılı Temmuz ayında "Atatürk ve Devrim Kuramlar" adlı takdim teziyle Hacettepe Üniversitesi Senatosu'nca profesörlüğe yükseltildi.

15 Şubat 1983 tarihinde, askerî rejimin üniversite konusundaki uygulamalarını protesto etmek için üniversiteden istifa etti. 1983-1987 yılları arasında Hürriyet gazetesinde danışmanlık, 1987-1991 yılları arasında ise KAMAR Kamuoyu Araştırma Şirketi'nde yöneticilik yaptı. 17 Nisan 1992 yılında Kültür Bakanlığı Müsteşarlığı'na atandı. Kasım 1995'de bu görevini bırakıp Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeliğine geri döndü. 2001 yılında Cumhuriyet gazetesi yayın danışmanlığına atandı. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat bölümünde sosyoloji ile Türkiye'nin Toplumsal Yapısı dersi vermekte ve Mehmet Barlas'la birlikte NTV'de Yorum Farkı programını sunmaktadır.

Emre Kongar Kitapları - Eserleri

  • Kızlarıma Mektuplar
  • Tarihimizle Yüzleşmek
  • Abd'nin Siyasal İslam'la Dansı
  • Konsantremi Bozma! Medya ve Medyatik Türkçe Notları
  • Hocaefendi'nin Sandukası
  • Ben Müsteşarken

  • İçimizdeki Zalim
  • Demokrasimizle Yüzleşmek
  • Babam, Oğlum, Torunum
  • Yaşamın Anlamı
  • Gezi Direnişi
  • 21. Yüzyılda Türkiye
  • Atatürk

  • 28 Şubat ve Demokrasi
  • Herkesten Bir Şey Öğrendim
  • Türk Toplumbilimcileri
  • 12 Eylül Kültürü
  • Atatürk Üzerine
  • Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği
  • Yozlaşan Medya ve Yozlaşan Türkçe

  • Küresel Terör ve Türkiye
  • Yamyamlara Oy Yok!
  • Trajikomik
  • Demokrasi ve Vampirler
  • Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk
  • Yazarlar, Eleştiriler, Anılar
  • Diren!

  • İzmir’de Kentsel Aile
  • Türkiye Üzerine Araştırmalar
  • İmparatorluktan Günümüze Türkiye'nin Toplumsal Yapısı Cilt 1 - 2
  • Kültür Üzerine
  • Demokrasi ve Kültür
  • Atatürk Ve Devrim Kuramları
  • Demokrasi ve Lâiklik

  • İstanbul
  • Cavit Orhan Tütengil
  • Kültür ve İletişim
  • 12 Eylül ve Sonrası
  • Demokrasi İşçinin Ekmeğidir
  • Üniversite Üzerine

Emre Kongar Alıntıları - Sözleri

  • Unutmayın, sıradışı olmanın sırrı, insanları rahatsız eden çarpıcı kişilik özelliklerinde değil, günlük yaşamın küçük ayrıntılarında saklıdır. (Kızlarıma Mektuplar)
  • Çünkü ancak bireyin hak ve özgürlükleri güvence altında ise, iktidara ters düşen düşünceler savunulabilir. (Demokrasi ve Kültür)
  • Pek doğal olarak bütün toplumlarda paylaşma iktidarlarla doğrudan ilgilidir, çünkü kim iktidarda ise, üretimden kimin, ne pay alacağına da o karar verir. (28 Şubat ve Demokrasi)
  • Bana kalsa hayatında hiç aşık olmamış insanlara kesinlikle politikayı yasaklarım: Çünkü aşkın ateşiyle yanmamış bir insana ülke yönetimini emanet edemem. Çünkü tek bir insanı tutkuyla sevmeyi bilmeyen, bu duyguyu yaşamayan birinin, ülkesini, ülkesindeki insanları gerçekten sevebileceğine inanmam. (İstanbul)
  • Saltanat hanedanı hala milletten gaspedilmiş malları muhafaza için avukatlar tutarak mahkemelerde uğraşırken Atatürk'ün bu teberru ne kadar manalıdır. (Atatürk)
  • İçte sömürü, dışta kan ve savaş, ve bütün bunların gerekçesi olarak kullanılan tek tanrılı dinler ve onların mezhepleri, Birinci Küreselleşme'nin dünyaya armağanlarıydı. (Diren!)

  • Türkiye’nin eski deyimle “İstiklal Harbi” yeni söyleyişle “Bağımsızlık Savaşı” gerçek bir destandır. (Tarihimizle Yüzleşmek)
  • Sovyetler ve Yugoslavya deneyimleri, bize; * Bireysel özgürlüklerin güvencede olmadığı sistemlerde, farklı kültürel kimliklerin korunmasının ve geliştirilmesinin, ister üniter ister federal devlet yapıları çerçevesinde olsun, olanaklı olmadığını göstermiştir. (Diren!)
  • "Ben yazılarımı , bütün yaşamımla bile bu dünyada hiçbir şeyi etkileyemeyeceğimi bilerek umutsuzca , ama tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirebilecekmiş gibi bir sorumlulukla yazıyorum." (Herkesten Bir Şey Öğrendim)
  • İlkel insan dünyaya ben ve düşmanlarım olarak bakar. (28 Şubat ve Demokrasi)
  • Büyük medyadan öğrendiğimize göre anlışanlı klüplerimiz kendi futbol sahalarına ve kalelerine büyü yaptırıyorlar­mış. Böylece karşı takımın "kısmeti bağlanıyor'', kendi şansla­rı ise açılıyormuş. Bu büyüleri yapanlar da Afrika büyüsü gibi evrensel yön­temler kullanıyorlarmış. İşte size müthiş bir mizah: Anadolumuz'un, etkisi ispatlanmış muska ve büyüleri du­rurken, büyük klüplerimizin Afrika kökenli büyüler kullan­ması kadar gülünç ve mizahi bir olay olabilir mi? Doğrusu ben haberleri okuyunca çok güldüm ve "Ne ka­dar komik bir durum," diye düşündüm: Sen, büyü tarihine geçecek her türlü dua ve muskayla tüm bir kültür ve gelenek oluştur, kısır kadınlardan kocalarını eve bağlamak isteyenlere, koca arayan genç kızlardan rakibinin zürriyetini engellemek isteyenlere kadar her derde deva ol, ondan sonra senin futbol takımların gitsinler Afrika büyüsü yaptırsınlar! Olacak iş değil. Gerçek hayatın gülünçlükleri, her türlü kurmaca mizahı ve hicivi aşıyor Türkiye' de! (Trajikomik)
  • "HER HALK LAYIK OLDUĞU İKTİDAR TARAFINDAN YÖNETİLİR." (Diren!)
  • Kitap düşmanlığı, kâğıt zamları, kısacası, okumaya karşı ekonomik, hukuksal ve siyasal engeller, hep toplumumuza, kendimize, kendi fikirlerimize yeterince güvenmememizden geliyor. (Yaşamın Anlamı)

  • Teknolojik değişikliklerin ve ilerlemenin insanlar arasın­da barışı, dostluğu, sevgiyi geliştireceğini düşünenler yanılı­yorlar. İnsan hep aynı insan olarak kalacak: Yine uyuşmazlık, yine şiddet ve yine huzursuzluk süre­cek. Genetik çalışmalarla insanların saldırganlık dürtüleri yok edilse bile, bunları yok edenler, yani yöneticiler bu duyguları sürdürecekleri için insanlığın yazgısı değişmeyecek. Bazı yazarlar, istedikleri kadar gelişen ve ilerleyen teknolo­jinin toplumsal sorunları çözeceğini öne sürsünler, teknolojik gelişme asla bunu getirmeyecek. Tam tersine, elindeki yok edici araçlarla çok gelişmiş insan­oğlu, daha etkin bir biçimde çevresini ve düşman belledikleri­ni tahrip etmeye yönelecek. Belki daha başka boyutlarda ve başka görüntüler altında, ama savaş devam edecek. Uzayda karşılaşacağımız öteki canlı türlerinin "Vay haline!" (Trajikomik)
  • "Kimleri "kafir" ilan edip kelle isteyeceğine ise o sırada iktidarda kimlerin olduğuna, kendi çıkarlarına hangi grubun en iyi hizmet edeceğine bakarak karar verirdi. Önce iktidardaki gruba karşı "düşmanlar" üretir, sonra bunları "kafir" ilan eder, en sonunda da kellelerini isteyerek, egemen grubun ne denli sadık bir hizmetkarı olduğunu kanıtlardı." (Hocaefendi'nin Sandukası)
  • 12 Eylül darbesini yapan askerler üniversiteyi bütünüyle susturmak için, yeni bir yasa çıkarmışlardı. Bu yasaya YÖK deniyordu. (Yaşamın Anlamı)
  • Atatürkçülüğün en kolay tanımı Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşam döneminde yapılabilirdi: Mustafa Kemal Paşa’nın ya da Gazi’nin yanındaysanız, Atatürkçü idiniz. Onun yaptıklarının karşısında iseniz de Atatürkçü değildiniz. (Atatürk Üzerine)
  • İktidara gelen Demokrat Parti, hükümet programında da işçilere grev hakkını tanıyacağını belirtiyordu. Fakat, Demokrat Parti, sendikalara grev hakkı vermek bir yana, siyaseti yasaklayan ünlü beşinci maddeyi son derece dar yorumlamaya başladı ve sendikaların nefes alması bile zorlaştı. (Demokrasi İşçinin Ekmeğidir)
  • Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti'ni hem laik diye nitelemekte, hem de din derslerini ilk ve ortaöğretimde zorunlu kılmaktadır. (28 Şubat ve Demokrasi)
  • Bakın nasihatnamede Keykavus ne diyor: teklik yalnız Allah’ta vardır. Allah’tan başkası çifttir. Yani her şey ikişerdir. Ve bu iki birbirine düşmandır. Nitekim cisim ve can; ölmek ve dirilmek; ve suret ve sıfat; ve akıl ve nefis; ve asıl ve feri; ve zaman ve mekan; ve sezgi ve işaret; ve kuşku ve kesinlik hep ikilik alametidir. (Hocaefendi'nin Sandukası)

Yorum Yaz