diorex
sampiyon

Köleliğin Alfabesi - Mahmut Toptaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Köleliğin Alfabesi kimin eseri? Köleliğin Alfabesi kitabının yazarı kimdir? Köleliğin Alfabesi konusu ve anafikri nedir? Köleliğin Alfabesi kitabı ne anlatıyor? Köleliğin Alfabesi PDF indirme linki var mı? Köleliğin Alfabesi kitabının yazarı Mahmut Toptaş kimdir? İşte Köleliğin Alfabesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.07.2023 00:00
Köleliğin Alfabesi - Mahmut Toptaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mahmut Toptaş

Yayın Evi: Mgv Yayınları

İSBN: 9786055000967

Sayfa Sayısı: 75

Köleliğin Alfabesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkçe karşılığı el bombası anlamına gelen kumbara yı çocuklarımızın eline küçükken verip yememeyi, dağıtmamayı, para biriktirmeyi, para şıngırtsını dinlemeyi öğreterek yetiştirirsek;büyüyünce paradan başka kavgası verilecek birşeyin olmadığını, para sesinden daha güzel bir sesin bulunmadığını iddia eden ve para için herşeyi yapmaya hazır, köle ruhlu bir nesil yetiştiririz. ilk okuldan üniversite sonuna kadar, on beş senelik tahsil koşusunun sonunda ödül olarak hep ekmek gösterilirse;yetişen genç, maaş veya makama mahkum olmuş köledir.

Köleliğin Alfabesi Alıntıları - Sözleri

  • İnsan ise, enerjisini iç dünyasından alır. Eğer iç dünyasını, kendisi gibi insanlar işgal etmişse veya para, makam gibi şeyler işgal etmişse, ufku daralmış kendi hayal ettiği sınırlar içine kendisini mahkum etmiştir.
  • insan haksız yere kırılmamalıdır. rabbimiz: "kim haksız yere bir insanı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir." buyurur. buradaki kırılma ve öldürmedeki kastım, yalnız bedenin kırılıp yok edilmesi değildir. kabiliyetlerin değerlendirilmemesi, nice beyinlerin çalışması için ortam hazırlanmaması, çalışan ve gelişen akıl ve kabiliyetlerin engellenmesi veya yavrularımızın çocukluğundan itibaren yanlış yönlere kanalize edilerek israf edilmesi, köleleştirilmesi kastedilmiştir.
  • Türkçe karşılığı "el bombası" anlamına gelen "kumbara"yı çocuklarımızın eline küçücükken verip yememeyi, dağıtmamayı, para biriktirmeyi, para şıngırtısını dinlemeyi öğreterek yetiştirirsek; büyüyünce paradan başka kavgası verilecek bir şeyin olmadığını, para sesinden daha güzel bir sesin bulunmadığını iddia eden ve para için her şeyi yapmaya hazır, köle ruhlu bir nesil yetiştiririz. İlkokuldan üniversite sonuna kadar, on beş senelik tahsil komşusunun sonunda ödül olarak hep ekmek gösterilirse; yetişen genç, maaş veya makama mahkum olmuş köledir.
  • Rabbimiz ise bize: "Cennete doğru koşunuz ve yarış ediniz." buyuruyor Ahiretteki cennete, bu dünyayı cennet eyleyenler layıktır.
  • Allah'a imanla hürriyetini edenlerde dünya isterler. Amma! Peygamberlerin istediği gibi isterler Karun'un Firavun'un Ebu Leheb'in sonunu gördük. Mal insanı korumuyor, insan malı koruyor
  • Bülbülün altın kafeste çırpınması, özgür güller diyarının hasretindendir.

Köleliğin Alfabesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Köleliğin Alfabesi PDF indirme linki var mı?

Mahmut Toptaş - Köleliğin Alfabesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Köleliğin Alfabesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mahmut Toptaş Kimdir?

Mahmut Toptaş'ın kendi dilinden hayat hikayesi:

1947 Karaman-Göcer köyü doğumluyum. İlkokulu köyümde okudum. Öğretmenim bu çocuk zayi olmasın diye babamı ikna ederek Köy enstitüleri imtihanına sokmak için Karaman'a getirdiğinde bir camiye öğle namazı kılmak için girdik. Müezzin Ahmet efendi babamla hoşbeşten sonra geliş sebebimizi öğrenince, köy enstitülerinin İslam'a aykırı işler yaptığını söyleyerek babamı vazgeçirdi.

Babam elimden tuttuğu gibi imtihana sokmadan köye götürdü. O müezzin Ahmet efendiye hep dua ederim.

Babam, eski yazı yasak olduğu için Kuran okumasını öğrenememiş. Yeni yazıyı da öğrenmeme konusunda inat etmiş, sözü senet, sır saklayan, güvenilen, hiçbir zaman veresiye alışveriş yaparak borca girmeyen bir adamdı. Babamdan etkilenmişim ki ben de taksitle alışveriş yapmam; borç para istemem; halimi kendimden başkasına söylemem. Sevinilecek hallerimi eşim, çocuklarım ve dostlarımla paylaşırım ama üzücü olayları benden başka kimseye söylemem.

Biri kız, üçü oğlan, dört kardeşin en küçüğüyüm. Annem de iki yazıyı da bilmezdi. Allah onları mal yönüyle fakir kılmış ama ten ve gönül yönüyle zengin kılmış. Kadın erkek eşitliğini, ailemizi geçindirmek için birlikte çok çalışarak sağlarlardı. İşçilerin gündelikleri beş lira iken babama yedi buçuk lira verirler ve gündeliğe götürmek için iş sahipleri sıraya girerlerdi. Babam: "Oğlum, yarın yine işe çağırsınlar diye ben iki kişinin yapacağı işi yaparım, dinlenmem ve temiz yaparım" derdi. İş veren hastalanırdı, akşama kadar dinlenmeyen babam hastalanmazdı.

Köyümüz, Karaman oğlu Mehmet bey'in en önemli komutanı Göcer bey tarafından kurulmuş eski bir köydür. Dilimiz arı, duru, saf Anadolu Türkçesidir. Almanya'ya işçi olarak gidilinceye kadar köyümüzün dışından köye gelin gelmemiştir, köyün dışına da gelin gitmemiştir. Dinimizi, dilimizi, örf ve adetlerimizi korumuş bir köy dür. İlkokulu bitirdiğim 1959 yılının yaz mevsiminde köyümüzde herkese, evinde Kur'an okumasını öğreten Mahmut Karaköse'den ben de Kur'an okumasını öğrendim. Bu hocam, bir hastalık sonucu iki bacağı dizlerinin üzerinden kesildikten sonra Kur'an okutmaya başladı. Ayaklarının kesilmesi ona zahmet oldu ama Kur'an okutmasına sebep oldu ve köyümüze de kendisine de rahmet oldu.

Köyümüze yaya olarak bir günde varılan Toros'ların eteğinde, alt tarafında nar, üst tarafında kar olan bir köyde Süleyman Hilmi Tunahan hoca efendinin öğrencilerinden değerli bir hocadan Arapça okumaya başladım. Daha sonra Karaman'a geldim. Orada da yine Arapça öğrenimim devam etti. İmam-Hatip okulunu hariçten imtihanlarla bitirdim. 27/10/1966 dan 01/07/1967 yılına kadar İmam olarak Diyanette görev aldım ve Karamanın Bucakkışla nahiyesinde imamlık yaptım. O yılın Temmuz ayında Jandarma eri olarak askere alındım. Silvan, Van, Hakkari ve Beytüşşebab'da 24 ay askerlik yaptım. Hakkari'de iken "Elli Bir Nolu Hudut Taşı Aslanları" diye bir tiyatro eseri yazdım ve alay komutanı Albay İbrahim Baskın'ın izni ile bir gece subay ve erlere, bir gece de Hakkari halkına sahneledim.

Askerlik dönüşü Karaman'da çok değerli arkadaşlarla "Uyanış" gazetesini çıkarmaya başladık (1969). Gazetedeki ilk yazımı kırk yıllık arkadaşım, bu arkadaşlığımı kız kardeşiyle evlenerek akrabalığa çevirdiğim Muzaffer Can hocayla hazırladığımız "Hz.Ömer'de Tecelli Eden İslam Adaleti" başlıklı yazı serisidir. Gazete hala yayın hayatına değerli dostum Ahmet cici sahipliğinde devam etmektedir.

02/04/1970 tarihinde Karamanda Cömmen camiinde İmamlık görevime başladım. Oradan İmaret camiine geçtim Oradan da Larende mahallesi camiine geçtim.

31/10/1973 yılında resmi İmamlık görevimden istifa ederek Fransa'ya gittim. Bir buçuk yıl çalıştıktan sonra tatil için Türkiye'ye geldiğimde Üniversite imtihanlarına katıldım, İla;hiyat fakültesine dönüştürülen, Konya Yüksek İslam Enstitüsünü kazanınca "Ne Fransızın yüzü nede Frangı" dedim ve okuluma devam ettim. 23/11/1975 tarihinde Konya Ereğli ilçesine Mürakıp olarak atandım.

1979 yılında mezun oldum. İmtihanla 1980 yılında Mersinin Mut kazasına Vaiz olarak atandım. Aynı yıl Haseki Eğitim Merkezinin imtihanına katıldım ve Ocak 1981 yılında Haseki Eğitim Merkezinin Arapça bölümünde eğitime başladım. Değerli hocalardan istifade etmek için çok çalışırken Üniversite öğrencilerine de sohbetler ve konferanslar vermeye devam ettim. İki yıllık eğitimimiz sona erince ben Balıkesir'in Edremit ilçesine Vaiz olarak atandım (1983). Bir buçuk yıl orada kaldım. Kayın biraderim Nebi Can, siyasalda okurken geçimini temin etmek için değerli dostumuz Duran Kömürcü'nün kurduğu Şamil yayınevinde çalışıyordu. Kırk yıllık arkadaşlığımızı hiç üzmeden bu günlere getirdiğimiz ve arkadaşlığı akrabalığa çevirdiğimiz, Milli güreşçimiz Muzaffer Can hocayla beraber üçümüz Cantaş yayınevini kurmaya karar verdik. Ben Vaizliğin resmi tarafından istifa ederek İstanbul'a geri geldim. Sözlü ve yazılı yayıncılığa devam ederken, Ayasofya camiinin imamlık kadrosunun boşaldığını öğrendim. İmtihana katıldım, kazandım 26/08/1987. Fakat cami kapalı olduğu için Vaiz olarak istihdam edildim. Şubat 1991 yılında caminin küçük bir bölümü ibadete açıldı. İki ay görev yaptım, Milliyetçi ve de Mukaddesatçı Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'in diyanete baskıları neticesinde oradan ayırıldım. Bir müddet daha imamlık yaptıktan sonra 23/03/1995 yılında İstanbul Merkez Vaizliğine atandım. Ocak 1999 yılında resmi Vaizlikten emekli oldum.

Hocanın rahmetlisi olurda, emeklisi olamaz. Milli gazete'de haftada beş iş gününde köşe yazılarıma, Marmara FM 105,3 de Cuma günleri saat 09,00-10,00 arası "Şifa tefsiri" sohbetlerime devam ediyorum. Hafta sonları İstanbul dışına konferanslara gidiyorum.

Mahmut Toptaş Kitapları - Eserleri

  • Sünnet Savunması
  • Küfür Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
  • Köleliğin Alfabesi
  • Modern Hayatta Nebevi Mücadele
  • Kuran-ı Kerim ve Türkçe Meali
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri Cilt: 1
  • Okyanus ve Damla
  • Kelebek ve Dağ
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri Cilt: 2
  • Tanıdığım Ünsüzler
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri Cilt: 3
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri Cilt: 4
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri Cilt: 5
  • El-Esma’ül Husna Şerhi
  • İbn-i Haldun'a Yön Veren Kur'an Ayetleri
  • Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri Cilt: 8
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri Cilt: 7
  • Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri Cilt: 6
  • Mevlana'nın Diliyle Kur'an Tefsiri
  • Konferanslar
  • Medine Devletine Giden Yol
  • İslâm Hukuku
  • Duha'dan Nas'a Surelerin tefsiri
  • Seyahatinizde Arapça Konuşma Kılavuzu
  • Arapça - Türkçe / Türkçe - Arapça Lügat
  • Arapça Ticari Yazışmalar

Mahmut Toptaş Alıntıları - Sözleri

  • insan haksız yere kırılmamalıdır. rabbimiz: "kim haksız yere bir insanı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir." buyurur. buradaki kırılma ve öldürmedeki kastım, yalnız bedenin kırılıp yok edilmesi değildir. kabiliyetlerin değerlendirilmemesi, nice beyinlerin çalışması için ortam hazırlanmaması, çalışan ve gelişen akıl ve kabiliyetlerin engellenmesi veya yavrularımızın çocukluğundan itibaren yanlış yönlere kanalize edilerek israf edilmesi, köleleştirilmesi kastedilmiştir. (Köleliğin Alfabesi)
  • Bizim, Arapça kılıcın kırk adını bilen ancak bağlı duran kılıcı görünce baygınlık geçiren hocaya da elindekinin kılıç mı sopa mı olduğunu bilmeyen, ama zulüm merkezlerinin belkemiğine vurmaya çalışan gencimize de ihtiyacımız var. (Sünnet Savunması)
  • Allah'a imanla hürriyetini edenlerde dünya isterler. Amma! Peygamberlerin istediği gibi isterler Karun'un Firavun'un Ebu Leheb'in sonunu gördük. Mal insanı korumuyor, insan malı koruyor (Köleliğin Alfabesi)
  • Efendimiz(sas)’in sağlığında hadisleri yazılmaya başlanmıştır.Hatta Abdullah b. Amr’ın bir sandık dolusu yazdığını haber verir Ahmet b. Hanbel. (Sünnet Savunması)
  • Rabbimiz ise bize: "Cennete doğru koşunuz ve yarış ediniz." buyuruyor Ahiretteki cennete, bu dünyayı cennet eyleyenler layıktır. (Köleliğin Alfabesi)
  • Bu dünya da ahiretin ana rahmidir. Bu toprak ana üzerinde yaşar büyür ve ölerek ahirette doğarız. (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • İnsan akla hayale gelmeyen pislikler yaparken "Bir insan bunu nasıl yapıyor?" deniyor. (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • Hz. Musa: "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım." (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • Yunus Emre: "Dervişlik baştadır, tacda değildir. Kızdırmak od'dadır sac da değildir. Ararsan Mevlayı kendinde ara. Kudüs'te Mekke'de hacda değildir." (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • Allah bizi İslâm yolunda daim eylesin ve rızasına kavuşanlar zümresine dahil eylesin... Amin (Sünnet Savunması)
  • İlim öğrenin, öğrenmek iyiliktir. Talebelik ibadettir. Müzakeresi teşbihtir. Araştırması cihaddır. Öğretmesi sadakadır. (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • İnsan ise, enerjisini iç dünyasından alır. Eğer iç dünyasını, kendisi gibi insanlar işgal etmişse veya para, makam gibi şeyler işgal etmişse, ufku daralmış kendi hayal ettiği sınırlar içine kendisini mahkum etmiştir. (Köleliğin Alfabesi)
  • Kim gönülden iyilik yaparsa o iyilik kendisinedir. (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • Ahirette ateş yok, kişiler ateşini bu dünyadan götürür. (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • Türkçe karşılığı "el bombası" anlamına gelen "kumbara"yı çocuklarımızın eline küçücükken verip yememeyi, dağıtmamayı, para biriktirmeyi, para şıngırtısını dinlemeyi öğreterek yetiştirirsek; büyüyünce paradan başka kavgası verilecek bir şeyin olmadığını, para sesinden daha güzel bir sesin bulunmadığını iddia eden ve para için her şeyi yapmaya hazır, köle ruhlu bir nesil yetiştiririz. İlkokuldan üniversite sonuna kadar, on beş senelik tahsil komşusunun sonunda ödül olarak hep ekmek gösterilirse; yetişen genç, maaş veya makama mahkum olmuş köledir. (Köleliğin Alfabesi)
  • Kişi yaptığının karşılığını görecektir. (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • “Biz hadisi kabul etmeyiz diyenler” Kuran’ı anlamak için Buhari’den sonra yazılmış lügat kitaplarını kabul eden insanlardır. Kuran’da geçen bir kelimenin ne manaya geldiğini öğrenmek için hadis kitaplarına bakmayanlar lügat kitaplarına bakmak mecburiyetindeler. (Sünnet Savunması)
  • Erişilmeyen, elde edilemeyen, tutulamiyan, yapılanmıyan hayaller vardır.  (Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri 8 Cilt Takım)
  • Bülbülün altın kafeste çırpınması, özgür güller diyarının hasretindendir. (Köleliğin Alfabesi)
  • Sünnetimden yüz çeviren benden değildir...(Buhari/sahih) (SAV) (Sünnet Savunması)

Yorum Yaz