diorex

Köpekleşmenin Tarihi - Nihat Genç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Köpekleşmenin Tarihi kimin eseri? Köpekleşmenin Tarihi kitabının yazarı kimdir? Köpekleşmenin Tarihi konusu ve anafikri nedir? Köpekleşmenin Tarihi kitabı ne anlatıyor? Köpekleşmenin Tarihi PDF indirme linki var mı? Köpekleşmenin Tarihi kitabının yazarı Nihat Genç kimdir? İşte Köpekleşmenin Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.06.2022 23:00
Köpekleşmenin Tarihi - Nihat Genç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nihat Genç

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789754706598

Sayfa Sayısı: 219

Köpekleşmenin Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Köşe yazılarıyla, kitaplarıyla, televizyon konuşmalarıyla, kürsü performanslarıyla "aşmış insan" şovları yapanların yıpratma alanında yaşıyoruz. Onlar her şeyi aşmışlardır; ateşi, öfkeyi, küfürü... Şov öylesini gerektirirse, -amatörlüğü de aşmışlar ya- en klas biçimde öfkeli, ateşli insan görüntüsü de çizebilirler tabii. Böylece, "aşmış" olmanın aşama yaptırıcı gücünü daha bir derinden hissederler. Lakin, ortak bir insanlık kaderi ya da ortak bir ülke kaderi olarak bakıldığında, tarih, o tür aşamalarla haysiyet, omurga sahibi olma, gelişme, paylaşma vb. şeyler arasındaki ters etkileşimi anlatır. Tarihi de "aşmış insanlar"dan okumuyor, dinlemiyorsanız tabii...

O zaman tarih öfkelendirir, "ateş yapar" ki, öfkenin ve ateşin böylesinde doğallık vardır, haysiyet vardır, "ne mutlu henüz aşamamış olanlara"nın gizli huzuru vardır... Köpekleşmenin Tarihi'nde derlenen Nihat Genç yazılarının sert iklimi, geniş tarih perspektifi, derinliği de işte bu doğallıkla, haysiyetle, gizli huzurla açıklanabilir belki. "...bin yılın doymak bilmeyen beleşçe yaşanmış o şevki, haksızca yaşanmış o saadet", günümüzün henüz aşamamış olanlarına "daha alçak bir bataklık olabilir mi?" diye sorduruyorsa... Köpekleşmenin Tarihi çok "uygun" bir kitap adı; Nihat Genç de, aşamamışlığı gibi, çok "uygunsuz" bir yazar ki... Bugünü de kapsayan tarih, asıl böylelerinden okunmalı, dinlenmeli...

(Tanıtım Bülteninden)

Köpekleşmenin Tarihi Alıntıları - Sözleri

  • "Psikiyatri bir şehir dinidir. Psikiyatri ömrü boyu ezilmiş, aç, yoksul bir insana ne söyleyebilir?"
  • "Bir kapı eşiğinde çok yaşlı bir kadın oturuyordu. Üstü başı yama içinde. Bu yaşlı ninenin elinde bir BORAZAN AĞIZLIĞI. Ona baka baka ağıtlar okuyordu. Çanakkale savaşı'nda şehit düşen borozancı oğlunun ağızlığını sağ kalan askerler ona getirmişler. O günden beri o nine, tarlaya çalışmaya gidemeyecek yaşta olduğundan, oğlundan kalan ağızlıga baka baka ağıt söylüyordu. Yetiştirdiği evladından elinde bir o boru ağızlığı kalmıştı. Titrek, hafif sesiyle, onyedi, onsekiz yıldır yaktığı ağıtları okuyordu. Gözlerimden boşanacak yaşları saklamak için gençlerin arkasına saklandım. O seste Türk halkının iniltisi yansıyordu."
  • "Toplumlar açlık, yoksulluk, adaletsizlik, haksız bir düzen içinde çırpınırken, eğitici-öğretici bilgileri bir makineye kaydedip toplumu sosyalleştiremezsiniz. Bunalımın kökleştiği dönemlerde insanlar, yırtıcı kuşlar gibi toplumun her kesimini gagalamaya başlar."
  • Düşüncesi olmayan insanların ellerinde yalnız, babadan, dededen kalma gelenekler, kılıçlar, silahlar vardır.
  • "Kurt birgün çok acıkır, kasabaya iner. İri kıyım, yağlı bir köpeğe rastlar, kurt şaşırır, köpek "sahibim hergün beni yediriyor" der. Kurt, "bu ne güzel insan, bana da verir mi?" der. Yola koyulurlar, tam evin kapısına geldiklerinde kurt, köpeğin boynunda bir iz görür. "Bu nedir?" der. Köpek, "sahibim beni yedirir ama her akşam da bağlar" diye cevap verir. Kurt tekrar ormana geri döner."
  • "Yeryüzü tarihi tarlada çift süren bir büyük lider daha tanıdı: Gorbaçov! O yoksulluğu görünce, Rusya'nın tüm kapılarını boşalttı! Oysa Mustafa Kemal, daha acımasız, içler acısı bir yoksulluk gördü, ne ülkesini Gorbaçov gibi Batının kredilerine, ne de Batının kucağına attı, oturdu, düşündü, elde ne varsa, topladı, çıkardı!"
  • Sanayileşen Batı, bilimsel bilgiyi üretirken, biz, eğitim diye di­ye, büyüklere saygı, onların sözünden çıkmamak, onların yolun­dan yürümeyi ürettik.
  • Ne oldu da coşkumuz derin bir nefrete dönüştü.
  • "Sait Halim Paşa'nın ünlü lafıdır, biz, eşyaya baktığımızda, ona kendi kafamızdaki fikri veriyoruz, oysa, eşya bizden bağamsız kendi ölçüleri ve bilgisiyle var, yani biz o eşyanın bilgisiyle düşünmüyoruz. İşte açın sağcı, solcu, İslamcı dergileri, herkesin kafalarındaki soyut bilgilerle konuştuğunu bunlardan asla bıkmadığını görürüz! "
  • "Kendi karnını doyuramayan insanlar, nasıl yurttaş olacaklar! Mustafa Kemal'in öğretmenleri ziraatçilerdi! Mustafa Kemal'in ziraatçileri hem halk okullarında öğretmenlik yapıyor, hemde tarla sürüyordu."
  • "Ah insanlar! Söyleyin lütfen! Yalnız ve güvensiz bir insanın yarasını neyle örteriz! Telefon rehberimizdeki numaralar çöp yığınları değil midir? Akşama kadar tenimize, suratlarımıza bulaşan bakışlar, çöp yığınları değil midir?Ah insanlar! Siz, diri diri, cici eşyalar topluyorsunuz, yaşlı teyze, ölmüş, cesedi paramparça eşyalar!"
  • "Tarihin en azgın krallığı Hıristiyanlık, ortaçağ boyunca, yoksul, dilenci, evsiz, şehir şehir gezen aç, çıplak dervişler üzerinden mesajını iletti. Hıristiyanlık bir yoksulluk diniydi ve tarihin en azgın krallığını kurdu."
  • "Bu eksiklik, yalnızlık duygusu, tek başınalık. İşte, tam da burası düşüncenin, insanlığın aydınlanma noktası. Batıda bütün büyük bilimsel, felsefi ve sosyal devrimlerin başladığı nokta burası. Tek başınasın, ne yapacaksan, tek başına yapacaksın. En büyük kahramanımız anne-baba yok, siyasi, sosyal kahramanlar, onlar da yok."
  • "Düşüncesi olmayan insanların, ellerinde yalnız, babadan, deden kalma gelenekler, kılıçlar, silahlar vardır."
  • Kurt birgün çok acıkır, kasabaya iner. İri kıyım, yağlı bir köpeğe rastlar, kurt şaşırır, köpek sahibim hergün beni yediriyor" der. Kurt, "bu ne güzel insan, bana da verir mi?" der. Yola koyulurlar, tam evin kapısına geldiklerinde kurt, köpeğin boynunda bir iz görür. "Bu nedir?" der. Köpek, "sahibim beni yedirir ama her akşam da bağlar" diye cevap verir. Kurt tekrar ormana geri döner.

Köpekleşmenin Tarihi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Ve söyler misin? Bugün geniş halk kitleleri kaç tür ölüm tanır? Biri kahraman şehit tabutları! Diğeri sıcağı sıcağına programlarında birbirlerini bıçaklayan zavallı insanlar! Ve bu ölümler de çok tutuluyor. Devlet, medya, burjuva, her yeni nesle salkım salkım bu ölümlerden devşirip armağan ediyor. Kahvede oturduğunuz, liseyi beraber bitirdiğiniz arkadaşınız doğuda ölüyor, onun mutsuz öldüğünü yazacak, söyleyecek, haykıracak tek bir sanatçı, TV dizisi, roman, yok!" (Hakan Arıkan)

Nihat genci yeni okumaya başlayan biri olarak her kitabında farkli hayretler yaşadığımı belirtmeden geçemeyeceğim. Kitap 200 sayfa, eğer diğer kitaplar gibi alıntı paylaşacak olsam sanırım sayfa başı ortalama 5 tane alıntı yapabilirdim. Asil incelememi farkli bir zaman yapmayı düşünüyorum. Hafife alamayacağım bir kitap çünkü.. (Murat YAZICI)

Köpekleşmenin Tarihi PDF indirme linki var mı?

Nihat Genç - Köpekleşmenin Tarihi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Köpekleşmenin Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nihat Genç Kimdir?

Nihat Genç, (d. 1956, Trabzon) Türk gazeteci, yazar.

Yaşamı

İlkokulu Meryem Mehmet Kayhan İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi de Trabzon Ticaret Lisesi'nde okuyarak 1974 yılında mezun oldu. İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi ile Ankara Bankacılık Okulu'na kayıt yaptırdı ancak siyasi olaylar nedeniyle bu okullardan ayrıldı. Ardından Sağlık İdaresi Yüksek Okulu'ndan 1983 yılında mezun oldu. Okul bitimi Sağlık Bakanlığı/Ankara Rehabilitasyon Merkezi'nde, ardından ise Kültür Bakanlığı’nda toplam dokuz yıl memuriyet yaptı.

Gençlik yıllarında gazete ve dergilerde teknik eleman olarak çalıştı. 12 Eylül öncesinde, ülkücü hareketin genç entelektüellerinin en önemli isimleri arasındaydı ve çeşitli ülkücü dergilerde yazmıştı. O yıllardan bugüne, Bağımsız ve Kırmızı-Beyaz gibi ulusalcı siyasî dergiler ile Leman dergisinde yazıları yayımlandı. Kısa bir süre Akşam gazetesinde köşe yazıları yazdı ve bu gazeteden yine aynı gazetenin yazarı Engin Ardıç'ın Genç'in eskiden çalıştığı Leman dergisini Saddamcılık ve Apoculuk ile suçlaması sonucunda ayrıldı. 2008 Eylülü'nde Leman'a geri döndü. [1] Yazar 2008 yılının Aralık ayında Aydınlık dergisinde makaleler yazmaya başladı. Bir Soru - Bir Cevap adlı köşesinde Genç, güncel meseleleri ulusalcı bir bakış açısıyla değerlendiriyor.

Sky Türk adlı televizyon kanalında Serdar Akinan ile 2008 Eylülüne kadar "Nihat Genç ile Ne Var Ne Yok" adında bir program yaptı.[2] Kanal Akşam gazetesi ile kardeş kuruluş olduğundan, Genç, programına da son verdi. Bu progamın ardından ise 18 Ekim 2008 tarihinde Avrasya TV'de Lale Şıvgın ile ,"Nihat Genç ile Veryansın" programı yaptı.Son olarak günün siyasi olaylarını değerlendirdiği www.odatv.com adresinde yazıları yayınlanmaktadır.

Öykülerinde insancılık arayışı egemendir, insan hikâyeleri ile birlikte yaşanılan zamanların sorunlarını ve toplumsal değişimi gayet ince çizgilerle betimler ve kahramanlarını her zaman ezilen kesimden insanlar içinden seçer. Siyasi ya da siyasi olmayan fikir makalelerinde ise çok daha sert çizgilere sahip, kızgın ve hatta saldırgan bir tarza sahip olduğu görülür. Gizli ama derin bir yalnızlık duygusu, öykülerinde de fikir yazılarında da alt metni oluşturan güçlü öğelerden biridir.

2005 yılında Bilgi, Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi üniversiteleri tarafından düzenlenen İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri başlıklı konferansı eleştiren bir yazı[3] yazması üzerine uzun süredir tüm kitaplarını yayınlamış İletişim Yayınları, Nihat Genç ile ilişkilerini kesme ve kitaplarını yayınlamama kararı almış[4], bunun üzerine yazar kitaplarını diğer yayınevlerinden çıkarmaya başlamıştır.

Kitapları

Dün Korkusu (1989)

Bu Çağın Soylusu (1991)

Ofli Hoca / Şeriatta Ayıp Yoktur

Kompile Hikayeler

Dar Alanda Tufan 1993

Üfürükten Üniversite Bilimi (1993)

Soğuk Sabun (1994)

Köpekleşmenin Tarihi (1998)

Modern Çağın Canileri (2000)

Memleket Hikayeleri

Arkası Karanlık Ağaçlar (2001)

İhtiyar Kemancı (2002)

Amerikan Köpekleri (2004)

Edebiyat Dersleri (2004)

Nöbetçi Yazılar (2004)

Hattı Müdaafa (2005)

Karanlığa Okunan Ezanlar (2006)

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar (2007)

Kavga Günleri (2007)

Veryansın (2008)

Bir Millet Uyanıyor 17: "Kavga Günleri" (2009)

Sordum Kara Çiçeğe (2009)

Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşı (2011)

İşgal Günleri (2011)

Öykülerinden örnekler

Narlıbahçe Sokağı (Modern Çağın Canileri)

Şeriatta Ayıp Yoktur (Ofli Hoca)

Bu İşin Tövbesi Var midur? (Ofli Hoca)

İhtişam ve Sefalet (Köpekleşmenin Tarihi)

Türkan (Arkası Karanlık Ağaçlar)

Hero Marka Mızıka (Kompile Hikayeler)

İhtiyar Kemancı (İhtiyar Kemancı)

Televizyon programları

Nihat Genç ile Ne Var Ne Yok? (Sky Türk, 2003-2008)

Nihat Genç ile Veryansın (Avrasya TV, 2008-2011)

Nihat Genç Ko-nu-şu-yor! (Halk TV, 2012-...)

Nihat Genç İle Ver-yansın (Ulusal Kanal, 2013-...)

Nihat Genç Kitapları - Eserleri

  • Karanlığa Okunan Ezanlar
  • Köpekleşmenin Tarihi
  • Veryansın
  • Amerikan Köpekleri
  • Memleket Hikayeleri
  • İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı?
  • Arkası Karanlık Ağaçlar
  • Aşk Coğrafyasında Konuşmalar
  • Hattı Müdafaa
  • İhtiyar Kemancı
  • Soğuk Sabun
  • Bu Çağın Soylusu
  • Tek Tabanca
  • Bizim De Günümüz Gelecek
  • Modern Çağın Canileri
  • Edebiyat Dersleri
  • Kompile Hikayeler
  • Dün Korkusu
  • Aslanlı Yol'a Doğru
  • Ofli Hoca
  • Yurduma Alçakları Uğratma!
  • Anadolu Yazarını Dinliyor
  • Nöbetçi Yazılar
  • Direniş Günleri
  • İşgal Günleri
  • Bir Millet Uyanıyor! 17
  • Sordum Kara Çiçeğe
  • Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşı
  • Opus 61
  • Nihat Genç’le Veryansın
  • One Man Show
  • Saraya Kılınan Namazlar
  • Bizi Kandırası Umman Bulunmaz
  • İhtiyar Kemancı
  • Dar Alanda Tufan
  • Anadolu Yazarını Dinliyor
  • Edebiyat Derslerine Giriş

Nihat Genç Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlar düzgün konuşuyor ölçülü konuşuyor diye uygarlık olmuyor insanlar istediği gibi rahat uluorta konuşunca uygarlık oluşuyor. (Nöbetçi Yazılar)
  • Kelimelerin sonsuz gücü vardır. (Bizi Kandırası Umman Bulunmaz)
  • Yaşadığım her gün ne kadar yoğun işim olursa olsun mutlaka elime bir kitap alır hiç değilse birkaç sayfasını okumaya karıştırmaya çalışırım, sebebi, Osmanlı ordularıyla topyekün yenildi mağlup oldu yüz yıl oldu içimizde acısı ağıtı yarası dinmedi ve bir şeyler yapalım, daha zinde daha akıllı olalım, cumhuriyet mağlup olmasın, diye... (Bizi Kandırası Umman Bulunmaz)
  • “Hayattan memnun Amerikan işgalinden rahatsız değil, IMF canınızı sıkmıyorsa artık “mizahla” işiniz yok demektir. Mizahın, mutlu, bahtiyar, bana dokunmasınlar,keyifli, şeker bu tatlı yaşamın arasında yeri yoktur. Gayesiz,meselesiz insanlara mizahın söyleyebileceği bir şey yoktur.” (Hattı Müdafaa)
  • Sebatkâr, sanatlı ve çok derin bir heyecanınız varsa ; dünyanın hiçbir hayal kırıklığı ve umutsuzluğu ve kilisesi ve ideolojisi ve patronu sizi yenemez. (Tek Tabanca)
  • “Aydınlarımız iki yüzyıldır,şahlanmayı,ayağa kalkmayı öğretiyor ve her nesil kollarını, ayaklarını kırıyor.Bakın hâlâ İstanbul’un fethini öğretiyorlar. Bu nesle birileri ‘düşmeyi’ öğretsin. Bir tarafımızı kırmadan “düşebilmek...” (İhtiyar Kemancı)
  • Batıya, malımızı verdik, madenimizi verdik batıya köle olduk, şebek olduk, köpek olduk, en onursuz ittifaklara girdik, batının ve diplomasinin kuklası olduk, komşularımıza bu yüzden kalleş olduk. ihanet içinde olduk, OrtaDoğu'yu topa tutan İncirlik'i peşkeş çekip batının işbirlikçisi olduk. Ama batı durmadı, hala bir şeyler istiyor, onurumuzu almakla yetinmedi, şerefimizi almakla yetinmedi, dinimizi topyekun kazımakla yetinmedi ve şimdi topraklarımızı komşularımızı ve tüm kutsallarımızı topyekün bizden almak istiyor. (Hattı Müdafaa)
  • Yalan söylemeden büyümeyi başarabilecek miyim? İnsanlar çoğaldıkça, kalabalıklar, kitaplar, düşünceler, olaylar karmaşıklaşınca ne yapacağım? Şeytan tenine dokunuyor. Sapık diyecekler, kızgın demirlere oturtacaklar, pişman ol, tövbe et diyecekler, yeryüzünün en iğrenç pazarlığına alet edecekler beni. Hayır. Ben, yalan söylemeden büyüyeceğim... (Dün Korkusu)
  • "Düşüncesi olmayan insanların, ellerinde yalnız, babadan, deden kalma gelenekler, kılıçlar, silahlar vardır." (Köpekleşmenin Tarihi)
  • Millet fincana bakıp dünyalar ötesini görüyor, biz bir adım ötemizi göremiyoruz, gel de kendini yeme. (Hattı Müdafaa)
  • "Çukur gözleri, artık bir onur adası olmuş kalbinden başka yerde rahat etmiyor gibi..." (İhtiyar Kemancı)
  • "... O kadar insan suçlu hissediyor kendini. Artık topluma güvenmiyor. Medyaya güvenmiyor. Annesine güvenmiyor. Artık bilgiye güvenmiyor. Artık habere güvenmiyor, konuşulanlara güvenmiyor ve toplumdan kuşku duyuyor. Eğer çağımız bir depresyon çağıysa, bu sahte bilgi, sahte haber, yalan, uydurma, suçlama, söylenti, dedikodu, iftira ve yakıştırmaların; bu depresyon çağının büyümesinde katkısı yüzde yetmiş. Hepimizde her gün; biri bize iftira atacak, bizi yanlış anlayacak, yanlış şeyler söyleyecek, falan falan şeyler yapacak ve insanlar benim hakkımda kötü düşünecek duygusu. Bu duyguyu oluşturuyorlar." (Anadolu Yazarını Dinliyor)
  • "... Batı’da ve Doğu’da, ‘Allah’la kul arasında bir aracı kurum’ tartışması gelmiş geçmiş tarihlerin en kanlı ve en hararetli tartışmasıdır." (Saraya Kılınan Namazlar)
  • Oturup ürün, oturup tarla, bağ, oturup kültür üretmeye ve bağımsızlığın artık silahla ve marşla ve yaygarayla değil, bunlarla olabileceğini bilmiyorlar mı? Biliyorlar! Ama o zaman yüz yıllık iktidarları sarsılıp yok olacak korkusu taşıyorlar! Onlara ürün toplamak, kitap yazmak, gün boyu çalışmak çok kadınsı geliyor olmalı. Onlar lak lak dükkânları gibi, ağır makamların sert erkekleri... (İhtiyar Kemancı)
  • Bir köy imamı kadar zekası olan insanlar 1400 yıllık İslam düşüncesini yeniden yazıp , moda oldular." (Edebiyat Dersleri)
  • "Senin gözlerin kadar güzel bir ülkem olmadı." (Bu Çağın Soylusu)
  • "Benim de bir zamanlar 'ne derler' dinim vardı. Bırakın bu ne derler dinini, ne derlerden arının çok hafifleyeceksiniz, hadi hoşçakalın." (Bu Çağın Soylusu)
  • Bir kiraz ağacının altına on dakika uzansalar bütün panik bitecek biliyorum. (İhtiyar Kemancı)
  • Şimdi sokaklarımızda gezinen halk, o fütursuz, lafını Karagöz gibi esirgemeyen halk değil.Şimdi sokaklarımızdaki bu halk, Hacıvatların yetiştirdiği halk... (Nöbetçi Yazılar)
  • Hangi Müslümanlık, hangi ülkenin hangi mezhebin Müslümanlığı, hangi çağın Müslümanlığı? Anne babalarımızla yaşayan Müslümanlık mı, bugünlerde icat olunan ideolojik İslamcılık mı? (İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı?)

Yorum Yaz