Kördüğüm - Ayşe Kulin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kördüğüm kimin eseri? Kördüğüm kitabının yazarı kimdir? Kördüğüm konusu ve anafikri nedir? Kördüğüm kitabı ne anlatıyor? Kördüğüm kitabının yazarı Ayşe Kulin kimdir? İşte Kördüğüm kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ayşe Kulin
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9786051851969
Sayfa Sayısı: 296
Kördüğüm Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Hayatım, beni cehenneme savuran bir rüzgârla altüst olmuştu, böyle olmasında ne suçum ne de katkım vardı. Etrafımda neler dönüyor, bilmiyordum.
Fakat tuhaf bir şekilde içinde bocaladığım çaresizlik duygusu giderek mücadele ruhuyla yer değiştiriyordu…”
Esrarengiz bir kaza sonucu bellek kaybı yaşayan, bu nedenle
“Gizem” adıyla anılan genç kadının tek bir isteği vardır:
kendi gerçeğine ulaşmak…
Bir süre hastanede kaldıktan sonra özel bir kliniğe yatırılan
Gizem, bu kapalı ortamda, hayal bile edemeyeceği travmalar yaşamış genç bir kadınla ve onunla özel olarak ilgilenen
Doktor Orhan’la ilişki kurar. Zamanla kendinde unutuşun o sımsıkı kilitli kapısını aralayacak gücü bulan Gizem, hatırladıklarıyla
kumpaslar, entrikalar ve rastlantılarla örülü, Türkiye’de
yaşanan bu karmaşık günleri de içine alan esaslı
bir kasırgaya kapılmış gitmekte olduğunu görecektir.
Kördüğüm, hayatının hassas bir evresinde, günümüzün
acımasız çarkları arasına sıkışmış genç bir kadının yaşadıklarını çarpıcı bir “geri dönüş” hikayesiyle anlatıyor.
Ayşe Kulin çok sevilen Kanadı Kırık Kuşlar’da olduğu gibi,
ülkesinin çalkantıları ile sarsılan ama tutkularına da sorumluluklarına da sahip çıkan genç bir kadının
ayakta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Kördüğüm Alıntıları - Sözleri
- "Ama ben beni anlayacak birileriyle dertleşmek istiyorum."
- "Sevgi illa dip dibe olmayı gerektirmiyor."
- Kimseye hesap vermeden yaşayabilmek, zoraki arkadaşlığa mecbur kalmamak ve elbette "Ey Özgürlük!"
- "Beraber gülebildiğim insanlara içim hemen ısınır."
- "Hayat asla dümdüz bir çizgide gitmiyor."
- "Kimseye ama kimseye inanmıyorum, güvenmiyorum.Çünkü maskelerin ardında saklıyız her birimiz."
- Maskelerin ardında saklıyız her birimiz hepimizin içinden bir başkası çıkıyor ve her yeni yüzümüzle,tıpkı matruşkalar gibi, biraz daha küçülüyoruz..
- "Sevgi illa dip dibe olmayı gerektirmiyor."
- "Bilgi her zaman lazımdır insana."
- Sadece kendi rızasıyla yanında kalanlar senindir.
- "Her birimizin hayatı öyle kırık ki..."
- “Görünüşte ben de sakindim ama içimde fırtınalar kopuyordu.”
- Sabır sabır iyi de nereye kadar ! Ya sonra ? Sonrasını göremiyorumdum ! Kalın , gri bir sisin içinde gibiydim ..
- "Hangi genç istemez dünyayı dolaşmayı..."
- "Bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor."
Kördüğüm İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Polisiye kitapları okumayı sevmiyorum. Belki işimi mesai saatleri bitiminde hayatıma taşımak istemediğimden olsa gerek diye düşünsem de, asıl mesele polisiye romanlarını okurken anlatımın bana çok komik gelmesinden kaynaklı. Hakikatten okurken çok gülüyorum. Yazarlar genellikle; Arka Sokaklar dizisinden esinlenerek karakterleri belirleyip olayları şekillendiriyorlar. Ama inanın ki o dizi ile uzaktan yakından alakamız yok. Hiç bir zaman bu denli aile birliği derecesinde iş arkadaşlarına bu kadar da anlayışlı üstlere sahip olmadım. Bir de Behzat Ç vardı ki, zannedersiniz teşkilatta hiç disiplin tüzük yok:) Sayın Polisiye Roman Yazarları; Tunceli'li olup; Elazığ'lıyım , Elazığ'lı olup Malatyalı'yım, Malatya'lı olup Sivas'lıyım diyerek batılı olmayı lütuf zanneden, buna rağmen ben Şafiiyim abdest aldığımda bana dokunma abdestim bozulur, aleviyim ramazan ayında oruç tutmam diyebilecek yürekte memurlarla çalıştım. Para ödememek için WC lerde kimlik göstermeye kalkan hatta bunu verilmiş hak olarak kabul edip itiraz edildiğinde kavga çıkaran memurların yanı sıra, aldığı maaş ile hiç bir kanı bağı bulunmayan öğrencileri okutan bunun duyulmaması için elinden gelen gayreti sarf eden adam gibi adamlarla çalıştım. Şirin gözükmek için gündemim gerektirdiği gazeteleri okumadıkları halde sırf tarafım bu işte demek için araçlarının ön camlarında sergileyen zavallıların gündem değişince birden bire sahte milliyetçilik ahkamlarına tanık olurken, Ahmet Kaya da dinlerim, Orhan Pamuk , Zülfü Livaneli de okurum ben neysem oyum diyerek ruhuna ihanet etmeyenleri de gördüm. Saçlarım sarı olduğu için (boya aslında :)) ) ''ben amir karısıyım sadece benim saçlarım sarı olacak değiştir rengini'' diyen , eşleri bir rütbe alırken kendileri iki rütbe atlayan densiz amir eşleri ile de didiştim, çocuğum hasta olduğunda benimle birlikte hastanede sabahlayan halen dualarımda yer alan vefalı amir eşlerini ise her daim saygıyla andım. Eskiden sadece hemşehricilik gruplaşmalarına maruz kalırken; ''toprağım, memleketlim '' korumalarını üzülerek seyrederken o günleri arayacak zamanları yaşadım. İbadet etmeyen, eden, alkol alan almayan, işinden çıkıp hemen evine giden, gitmeyen kategorilerinin oluşturulduğu, birbirine zıt iki karakterin aynı ekip aracında düşmanlık beslediklerini iki tarafın da kişiliklere saygı duymadan açık arayarak kaba tabirle satışa getirme oyunlarından nefret ettim. Bunları bilmiyorsunuz evet bilemezsiniz de. Yani yazmayın polisiye romanları. Ayşe Kulin 'in her ne kadar kitabın türü polisiye olarak belirtilmemişse de konusunun belirlenmediği bir olay içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Casusluk, örgütler, polisler, tanık korumalar var. Ama dediğim gibi olay ne öğrenemedim. Bir iki yerinde bir kaç terör örgütü gündemi yazmak adına anlatılıyor ama inanın onu da anlamadım. Sayın Ayşe Kulin, sen biyografi yaz, Kardelenleri yaz, ama illa gündemde satış yapar kitaplarım diye düşünerek açıkça ifade edemediğin olayları polisiye kisvesi altında yazma lütfen. Niye mi okudum? Bir yazarın bir çok kitabını okumuş isem diğerlerini de okumalıyım zaafından kaynaklı bir hata. Okumanıza değecek hiç bir tema yok. Okudum hata ettim, okur musunuz bilemem. Gerisi size kalmış:) (Ferah)
KÖRDÜĞÜM... Ahhh sen nasıl bir kördüğümdün öyle içinde âdeta kayboldun ama bu kayboluştan hiç şikayetçi değildim bilinmez yollara , kendi içime , geçmişime mazi bir yolculuk yaptım . Sen aslında bir parça bendin sevgili Kördüğüm her satırın içime işledi... (Ülkü kurt)
Popülerlik kaygısı güdülerek yazılmış bir kitap gibi geldi bana...Ana karakter bir kördüğümün içinde fakat biz okuyucular sadece onun bilinçli düzeyiyle iletişim kuruyoruz.Karmaşanın iç dünyasında ona ne hissettirdiğine dair yeterli bir anlatım göremedim ben. Olayların akışı,anlatılma şekli de,anlattığım durumla benzer.Yeteri kadar işlenilememiş, “Hemen yazayım da,piyasaya sürülsün bir an önce” denilip yazılmış gibi. Kitap okumak bir vakit kaybı değildir çünkü beynimizin önemli bölgelerini çalıştırır bu yüzden “vakit kaybı” diyemeyeceğim.Haftayı kitap okumadan geçmek istemiyorsanız,okunabilir. (İpek T.)
Kitabın Yazarı Ayşe Kulin Kimdir?
Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla çok okunan yazarlardan biri olmuş ve birçok ödül kazanmıştır. Üslubundaki akıcılık ve yalınlıkla büyük övgü alan yazarın öykü ve kitapları senaryolaştırılıp beyazperdeye aktarıldı. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı.
Öykülerden oluşan ilk kitabı Güneşe Dön Yüzünü 1984 yılında yayımlandı. Bu kitaptaki Gülizar adlı öyküyü, Kırık Bebek adıyla senaryolaştırdı ve bu filmi 1986 yılında Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı. Kulin, 1986'da sahne yapımcılığını ve sanat yönetmenliğini üstlendiği Ayaşlı ve Kiracıları adlı dizideki çalışmasıyla Tiyatro Yazarları Derneği'nin En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü'nü kazandı, 1996 yılında Münir Nureddin Selçuk'un yaşam öyküsünün anlatıldığı Bir Tatlı Huzur adlı kitabı yayınlandı. Aynı yıl, Foto Sabah Resimleri adlı öyküsü Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, bir yıl sonra aynı kitabı Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı.
1997'de yayınlanan ve Aylin Devrimel'in hayatını konu alan Adı: Aylin adlı kitabı ile, İstanbul İletişim Fakültesi tarafından yılın yazarı seçildi. Bu kitap yazarın çok geniş kitleler tarafından tanınmasını sağladı. 1998 yılında Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 1999'da İletişim Fakültesi tarafından yılın romanı seçilmiş olan Sevdalinka ve 2000'de yine bir biyografik roman olan ve Füreya Koral'ın hayatını aktardığı Füreya yayınlandı.
Ayşe Kulin, 2001 yılında yayımlanan Köprü isimli romanı ile Türkiye'nin doğu illerinde yaşanan dramın kökenleri ve cumhuriyet tarihi içindeki nedenlerini ele aldı. Bu romanı, 2006 ve 2008 yılları arasında Star TV'de aynı isimle dizi olarak yayınlandı. Yine 2002 yılında yayınlanan Nefes Nefese isimli romanı ile İkinci Dünya Savaşı sırasında yüzlerce Yahudi'yi soykırımdan kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını bir aşk öyküsü ile birlikte işliyor. Nefes Nefese romanı toplamda 34 ülkede yayınlandı. Ayrıca Ayşe Kulin bu romanıyla İtalya'da verilen Premio Roma Ödülleri'nde finale kalan beş yazardan biri oldu. Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 2007 yılında Star TV'de aynı adla dizi olarak yayınlandı.
2004 yılında yazdığı Gece Sesleri romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2008 ve 2009 yılları arasında Show TV'de yayınlandı. Yine 2009 yılında yazdığı Tek ve Tek Başına Türkan adlı Biyografik romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2010 ve 2011 yılında arasında Kanal D'de yayınlandı.
2007 yılının Kasım ayında UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi oldu. 2008 yılında yazdığı Veda romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2012 yılında Kanal D'de yayınlandı.
İtalyancaya çevrilen Nefes Nefese adlı romanı, 2016'da İtalya'nın en prestijli roman ödüllerinden Premio Roma'da en iyi yabancı roman dalında ödüle layık görüldü.
Ayşe Kulin Kitapları - Eserleri
- Köprü
- Türkan
- Bora'nın Kitabı
- Gizli Anların Yolcusu
- Adı: Aylin
- Sevdalinka
- Füreya
- Güneşe Dön Yüzünü
- Nefes Nefese
- Umut
- Gece Sesleri
- İçimde Kızıl Bir Gül Gibi
- Veda
- Sit Nene'nin Masalları
- Bir Tatlı Huzur
- Foto Sabah Resimleri
- Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964)
- Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)
- Geniş Zamanlar
- Bir Gün
- Bir Varmış Bir Yokmuş
- Dönüş
- Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları
- Hayal
- Babama
- Sessiz Öyküler
- Handan
- Tutsak Güneş
- Taş Duvar Açık Pencere
- Saklı Şiirler
- Kanadı Kırık Kuşlar
- Kördüğüm
- Son
- Her Yerde Kan Var
- Dönüş
- Hayat
- Hazan
- Taksiii
Ayşe Kulin Alıntıları - Sözleri
- "Kimi değiştirmemişti ki zaman?" (Sevdalinka)
- Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır, içinden taşar... Sakın yalan söyleme. (Sessiz Öyküler)
- Kin zehirler insanı. (Tutsak Güneş)
- "Neredeydi adalet?.." "Bu insanlar nasıl serbest kalmıştı?.." (Bir Varmış Bir Yokmuş)
- Sen nereden bilebilirsin ki benim ruh halimi! Ben bu hale gelene kadar nerelerden geçtim, ne bilirsin sen? (Geniş Zamanlar)
- Yeter ki isteyelim, eğitim alalım ve çok çalışalım. Bir yerlere, hatta istediğimiz yere varmamamız için hiçbir neden yok! (Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları)
- Savaş insana her şeyi öğretir. Bir de barış içinde yaşamayı öğretse, keşke. (Sevdalinka)
- Biz anlaşabiliriz. Biz anlaşmaya mecburuz. (Bir Gün)
- ...kendine acımaya vaktin yok, yürü git, önemli işlerinin peşinden... (Tutsak Güneş)
- Yaşam buydu. Gerçekleşmeyen beklentilerdi. (Foto Sabah Resimleri)
- Demek içimdeki fırtınayı yüzüme aksettirmiyorum, çok iyi! (Her Yerde Kan Var)
- Para icat edildiği andan itibaren yeryüzünde inançla, ahlakla, adaletle kısacası iyi ve güzel her şeyle sıkı bir rekabet halindeydi ve çoğu zaman da yarışı kazanan para oluyordu, ne yazık ki! (Taksiii)
- ... bence "üstün insan," ezen öldüren kumandan değil, yücelten, kurtaran, yaşatan hekimdir! (Türkan)
- "İnsanlar kaldıramayacakları acıları hatırlamak istemedikleri zaman bilinçaltına itiyorlar,hiç olmamış gibi yapabiliyorlar." (Dönüş)
- "Ayıp bir şey değil ki, meme herkeste var." (Hayal)
- Tuhaf bir ülkeydi benim memleketim. Birilerinin başı mutlaka dertte oluyordu. Memleketin tüm insanlarının dertsiz tasasız yaşayabilecekleri bir günün güneşi henüz doğmamıştı bu topraklarda! (Hayat)
- "...aşktan da üstün olan şefkat ve milli hisler vardır,'' diye yazmışım. Son nefesime yakınken dahi aynı şekilde düşündüğüme göre, hak etmemişim aşkı ben! Ee, ben hak etmeyince, Allah da vermemiş elbette! (Türkan)
- Ben yanlış zamanda yanlış yerde doğmuşum. (Bir Gün)
- "Sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam memleket gibi esir ve yoksuldur odam." (İçimde Kızıl Bir Gül Gibi)
- "Beraber gülebildiğim insanlara içim hemen ısınır." (Kördüğüm)
Editör: Nasrettin Güneş