diorex
life

Korku Kültürü - Doğan Cüceloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Korku Kültürü kimin eseri? Korku Kültürü kitabının yazarı kimdir? Korku Kültürü konusu ve anafikri nedir? Korku Kültürü kitabı ne anlatıyor? Korku Kültürü kitabının yazarı Doğan Cüceloğlu kimdir? İşte Korku Kültürü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 20.02.2022 14:00
Korku Kültürü - Doğan Cüceloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Doğan Cüceloğlu

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751417619

Sayfa Sayısı: 336

Korku Kültürü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Cüceloğlu'nun, "Mış Gibi" Yaşamlar adlı kitabının devamı...

Bir toplumda "korku kültürü" egemense, orada ne "gerçeğe koşulsuz saygı" vardır ne de 'can' önemsenir. Her şeyde olduğu gibi bilimsel düşünce de gelişemez ve hayatlar ancak "mış gibi"yaşanır.

Doğan Cüceloğlu, oğlu Timur ve öğretmen Arif'le bir Türkiye yolculuğuna çıktı. Bu yolculukta, "Niçin 'mış gibi' yaşıyor ve bunu sürdürüyoruz?" sorusuna yanıt aradı ve 'mış gibi'liğe neden olan durumları irdeledi.

Cüceloğlu şimdi okurlarına soruyor: Bizimle yolculuğa var mısınız? Korku kültüründen kurtulmak için üçümüz el ele verdik, aydınlığa bir adım attık; bize katılmak ister misiniz? Haydi öyleyse!

(Tanıtım Yazısından)

Korku Kültürü Alıntıları - Sözleri

  • "Gülmesini bilmeyenin, ağlamasının bir anlamı yoktur."
  • "Bir insanın anavatanı çocukluğudur; çocukluğunu doya doya yaşayamamış bir insanın mutlu olması çok zordur. O nedenle, bir anne ve babanın en temel görevi çocuklarının çocukluğunu doya doya yaşamalarına olanak yaratmaktır."
  • "Ülkemin çocuklarına yazık oluyor."
  • "Siz Müslüman mısınız?" diye sorsak, hiç şüphem yok ki, "Elhamdülillah Müslümanız" derler. "Müslümanlıkta temizlik önemli midir?"diye sorsak, önemli olduğunu söylerler. Bu insanlara, " Yola böyle kâğıt parçalarını savurduğunuza göre, siz gerçek Müslüman olamazsınız" desek,hayretle ve öfkeyle bakarlar. Evin dışındaki temizlikle ilgili bireysel bir sorumluluk geliştirmiş değiller. O nedenle kâğıt atarak sokağı kirletmek ile temiz olmak arasında bir ilişki kuramazlar.
  • Niçin kadınlara değer verirmiş gibi yasalar yapıyor, konuşuyor ama bunu davranışlarımızla hayata geçiremiyoruz? Niçin çevreye önem veriyormuş gibi yasalar yapıyor, konuşuyor ama davranışımızla sürekli tersini yapıyoruz? Yani temel neden, 'mış gibi'lik. 'Mış gibi'liğin sorun olarak var olduğunu kabul etsek ve gerçekten bir sorunun var olduğunu anlasak, o zaman, "Niçin bu sorun var?" diye rahat rahat konuşabiliriz.
  • Bir çocuk, bir köpekle ilk karşılaştığı zaman yanındaki bir büyük, "Köpek ısırır, ondan uzak dur," derse korkmayı, "Ne tatlı şey, gel sevelim," derse sevmeyi öğrenir. Ve çocuğun sevmeyi ya da korkmayı öğrenmesi için bir tek deneyim yeter.
  • "Çünkü insan eyleminin kökünde, temelinde, inançlar ve duygular vardır, bilgi değil."
  • Okumak bilgi için değil ki, okumak bir cila...
  • "Haydi bugün alışveriş merkezine gidelim" diyen erkek henüz tanımadım. Kafama korum ne alacağımı, daha önce araştırmamı yaparım ve almak istedi­ğim neyse, nerede bulursam alır, oradan ayrılırım. Bir kere, alışveriş merkezlerinde hava kirli, sürekli bir gürültü var, müzik sesi arkada, insan gürültüsü, yani insanın sinir sistemi sürekli bir bombardıman altında. Ama kitapçıda durum farklı; orada hafif müzik çalarken gezip kitaplara bakmak, incelemek hoşuma gidiyor, hiç yorucu olmuyor.
  • Ruhu öldürmek, bedeni öldürmekten daha büyük bir cinayettir.
  • Gerçek eğitim, bilgiyi beceriye dönüştürür ve kişinin davranışlarına farkındalık olarak yansır.
  • "İnsan sevmeden anlayamaz."
  • "Bir yüzyılın felsefesi, bir sonraki yüzyılın sağduyusudur." Henry Ward Beecher
  • Şartlar tarafından sürüklendiğimi hissediyorum.
  • Doğuştan getirdikleri genetik özelliklerin mutlaka etkisi vardır ama insanların inandıkları değerler, içinde büyüdükleri ortamla sıkı sıkıya ilişkili.

Korku Kültürü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bitti: Doğan hocamla bir sohbetin daha sonuna geldim. Cok gercek ve dogru gozlemler ve tespitler okudum yine, hem onlar yolculuk yapti hem ben kitap boyunca. Karsilastirilan ulke ve kulturler bana bir cok sey katti. Neden boyleyiz, neden kurallara itaat etmiyoruz, neden bozuk olani duzeltmiyor da bozuk seylerle yasamayi kabul ediyoruz, uymadigimiz kurallari neden biliyoruz, bildiklerimizi neden uygulamiyor, uygulatmiyor, uygulayani yadirgiyoruz... neden neden neden...soracak onca sey var ama cevaplar cok zor. Neyse tum kitaplarini okuma hedefime dogru giderken 2021 in son kitabi olarak listemde kalsin. (ALBATROS)

Niçin “Mış” gibi yaşıyoruz?: Korku Kültürü, Doğan Cüceloğlu’nun okuduğum üçüncü kitabı. Kitap; Doğan Cüceloğlu , oğlu Timur ve Arif Hoca arasındaki sohbetlerden oluşuyor. Bu sohbetlerde Korku Kültürü ile Saygı Kültürü arasındaki farklar yaşanan olaylar üzerinden aktarılıyor. Öyle etkiliyor ki kitap çocukluğunuza iniyor, bazı tepkileri neden verdiğinizin farkına varıyor hatta anlam veremediklerinize anlam vermeye başlıyorsunuz. Mesela; evlerimizi temiz tutarken neden umuma açık yerleri bir türlü temiz bırakamıyoruz , sorusunun cevabını buluyorsunuz. Etkilendiğim ve sindire sindire okuduğum bir kitap oldu. Biz öğretmenlerin , ebeveynlerin ve bu toplumda yönetici olan herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap yazmış rahmetli Doğan Cüceloğlu. “Niyet ile bilgi, bilgi ile eylem, niyet ile sonuç arasındaki tutarsızlıklar ne kadar büyükse, kişinin yaşamı o kadar mış gibidir.” (Esra)

Öncelikle iyi akşamlar. Eğer psikolojiye ve toplumsal konulara ilgiliyseniz müthiş bir kitap önerisiyle geldim. Kitapta üç ana karakter var. Doğan Cüceloğlu, oğlu Timur Cüceloğlu ve sanal bir karakter olan Arif Öğretmen var. On gün süren bir Türkiye gezisinde gördükleri olaylar üzerinden toplumsal normlar hakkında yaptıkları analizler ve tartışmalar, kendinizi bir anda sıcacık bir sohbet ortamının içerisinde bulmanızı sağlıyor. Kitabı sadece bir gezi yazısı olarak sınırlandırmak doğru olmaz. Bence kitap psikoloji türünün en iyilerinden. Kitabın içeriğine gelirsek; korku kültürü konusu detaylı bir şekilde çeşitli örneklerle müthiş bir biçimde anlatılmış. Yazar 'mış gibi' yaşanan hayatları ikiye ayırmış. Kalıplayan korku kültürü ile can baskın geliştiren saygı kültürü. Kalıplayan korku kültüründe insan ilişkilerinin insanların güçlü ve güçsüz olduğuna dayandığını ve bu nedenle insanların güçsüz duruma düşmemek için para, mevkii, mal mülk peşine düştüğünü ve 'gerçeğe koşulsuz saygı' yı bir değer olarak görmediklerinden bahsetmiş. Bu durumda toplumun mış gibi yaşayanların bulunduğu cahil bireyler ortamına dönüştüğünü akıcı bir şekilde anlatmış. Fakat saygı kültüründe çocuk büyürken, anne ve babasının bu değerleri yaşattığını gördüğünü ve bunun sonucunda farkındalıklı, kendisini seven ve birey olduğunun bilincinde topluma faydalı insanlar olduğunu çok güzel ve detaylı bir şekilde ifade etmiş. Normalde Doğan Cüceloğlu kitaplarına bayılırım ve bir solukta bitiririm ama bu kitabı sindirerek her cümlesi üzerine düşünerek yavaş yavaş bitirmek istedim. Zaman zaman kendime çok uzattığım için kızdım fakat iyi ki hemen bitirmemişim diyorum şu an. Çünkü kitabın her sayfası altın değerinde bilgilerle dolu. Bu kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. İncelememi okudugunuz için de teşekkür ederiim. :) (Eda Nur Koç)

Kitabın Yazarı Doğan Cüceloğlu Kimdir?

Cüceloğlu'nun dilinden...

On bir çocuklu bir ailenin on birinci çocuğu olarak Mersin'in Silifke kasabasında doğmuşum. On yaşındayken annemi kaybettim ve ölümün ne demek olduğunu anladım: artık onu bir daha hiç göremeyecek, dokunamayacak, naz edemeyecektim.

Silifke'de en yüksek dereceli okul olan ortaokulu bitirdikten sonra subay olan ağabeylerimin yanında Ankara ve Kırklareli'nde okudum ve Kırklareli Lisesi'nden mezun oldum. Kırklareli Lisesi'nde ilk aşk şiirimi yazdım.

Ankara Atatürk Lisesi'nde edebiyat ve kompozisyon öğretmenim olan Cahit Okurer bir gün ne olmak istediğim sordu; mühendis olmak istediğimi söyledim. Bilim adamı olmak istemez misin, dedi. Onun etkisi altında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'ne yazıldım ve oradan mezun olduktan sonra ABD'de Illinois Üniversitesi'nde doktoramı yaptım. Uzmanlık alanım iletişim psikolojisidir.

Amerika'da doktora öğrencisiyken, benim gibi doktora öğrencisi olan Kaliforniya'da doğmuş büyümüş Emily ile tanıştım ve evlendim. On bir yıl süren evliliğimizde üç çocuğumuz oldu: Ayşen, Elif ve Timur.

Evlendiğimde ne kendimi tanıyormuşum, ne de evliliğin ne olduğunu. Silifke'de büyürken çevremde gördüğüm evlilik, koca, baba modelleriyle Kaliforniya'da büyümüş feminist bir Amerikalı kıza kocalık yapmaya çalıştım. Sonuç: hem ben çok ıstırap çektim hem de Emily'ye acı çektirdim. Benim şimdi yüreğimi en çok yakan çocuklarıma verdiğim acılar. Onlardan dört yıl ayrı yaşadım.

Yaşadığım acılar her şeyi bilmediğimi, öğrenmem gereken çok şey olduğunu gösterdi ve yalnız bilgi yönünden değil, insan olarak gelişmem gerektiğine ikna oldum.

Kendimi geliştirme süreci içinde kitap yazmaya başladım; ilk kitabım İnsan İnsana bu sürecin ilk ürünüdür. Gelişim süreci içinde kazandıklarımı kitaplar yoluyla paylaşmaya devam ediyorum.

Amerika'daki görevimden emekli olup ayrıldıktan sonra Türkiye'de kitap yazmayı sürdürdüm. Kitap yazmanın yanı sıra konferanslar ve seminerler verdim, televizyon programlarına başladım.

Şu devrede önceliğim kitap yazmak.

Ünlü psikolog 16 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Beşiktaş 'taki evinde hayatını kaybetmiştir.

Doğan Cüceloğlu Kitapları - Eserleri

  • İletişim Donanımları
  • Mış Gibi Yaşamlar
  • Bir Kadın Bir Ses
  • İçimizdeki Çocuk
  • İnsan İnsana
  • Savaşçı

  • Öğretmen Olmak
  • Onlar Benim Kahramanım
  • İçimizdeki Biz
  • Başarıya Götüren Aile
  • Damdan Düşen Psikolog
  • Korku Kültürü
  • Mış Gibi Yetişkinler

  • Gerçek Özgürlük
  • İnsan İnsana Sohbetler 1
  • Derviş'in Aklı
  • Geliştiren Anne-Baba
  • Evlenmeden Önce
  • Öğretmenim Bir Bakar mısın?
  • İletişim ve Etkili Yaşam Semineri

  • İnsan ve Davranışı
  • Var mısın?

Doğan Cüceloğlu Alıntıları - Sözleri

  • Olgun insan şu özelliklere sahiptir: (1) iyi belirlenmiş benlik sınırları vardır; (2) kendini değerli bulur; (3) yaşamın değişik yönleri arasında denge kurar; (4) duygularını tanır ve ifade eder. (İçimizdeki Çocuk)
  • Yarın dağların yerini değiştireceğini hayal ediyorsan, bugünden küçük taşları kaldırmaya başlamalısın. (Onlar Benim Kahramanım)
  • "Ama ben hiç akıllanmadım... Yok sayılmışlığın farkında bir deliyim hâlâ..." (Bir Kadın Bir Ses)
  • Kitabın ilk hâlini değerlendirmesini istediğim Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten değerli bir eğitimci dostum bana şöyle yazmış: "Öğretmen, aslında her biri saklı, potansiyel bir rezerv olan öğrencilerini açığa çıkaran bir maden mühendisi olmalı. Sınıfın en akıllı ve en yaramaz çocukları bilinir, diğer rezervler hep saklı kalır. İşte öğretmen asıl bu öğrencileri ortaya çıkaran olmalıdır!" Çok güzel bir benzetme : Toprağın altında gömülü, saklı maden rezervini ortaya çıkaran bir mühendis olmak! (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
  • “Kim olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum.” (Var mısın?)
  • "Özgürlüğünün sorumluluğunu alan ve bu sorumluluğun gereğini yapan insan benim gözümde bir kahramandır." (Onlar Benim Kahramanım)

  • Hüznünüzü kaybetmeyin. Acınızı ucuza satmayın. (Gerçek Özgürlük)
  • Hayallerimiz kendimiz için beslediğimiz umutlardır; hayaller kaybolduğunda umutlar kaybolur. (Geliştiren Anne-Baba)
  • Öyle yorgunum ki.. . . (Bir Kadın Bir Ses)
  • İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın çok yaklaşma yanarsın SADİ ŞİRAZİ (İletişim Donanımları)
  • Genetik yapının çalışma şekli evrenseldir. (İnsan ve Davranışı)
  • Bir nazlı kuşa benzer Çocuk dediğin. Ev ister, ekmek ister Öpülmek okşanmak ister. Cahit Külebi (Başarıya Götüren Aile)
  • Bence bir ülkenin bir numaralı sorunu , her öğrencinin yetenekleri doğrultusunda tırmanabileceği yere kadar tırmanmasına imkan sağlamaktır. (Derviş'in Aklı)

  • "Bence dünyada öğretmenlik gibi hiçbir meslek yok ki sadece bir saatlik bir dersle bile bir insanın kaderini etkileyebirsin". (Öğretmen Olmak)
  • “Sevgi ve anlayışla hareket eden hiç kimse kaybetmez; veren de kazanır, alan da!” (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
  • Korku ortamına alışmış bu insanlar, korku ortadan kalkınca, iyi muamele eden kişiyi zayıf olarak görürler. (İletişim Donanımları)
  • "Ruhen çöken insanın şevki kaybolur. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük budur." (İçimizdeki Biz)
  • Hepimizin içinde güzel söz ve gülümseme bekleyen bir çocuk var... (Geliştiren Anne-Baba)
  • Kendini bil ve çıkabildiğin yere kadar çık. (Derviş'in Aklı)
  • Her din, kendi tarihi içinde belirli devrelerde yozlaştırılmış ve yobazların hakimiyeti altında kalmıştır. (İnsan İnsana)

Yorum Yaz