Kuğu Boynu - Ayşegül Genç Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kuğu Boynu kimin eseri? Kuğu Boynu kitabının yazarı kimdir? Kuğu Boynu konusu ve anafikri nedir? Kuğu Boynu kitabı ne anlatıyor? Kuğu Boynu PDF indirme linki var mı? Kuğu Boynu kitabının yazarı Ayşegül Genç kimdir? İşte Kuğu Boynu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ayşegül Genç
Yayın Evi: İz Yayıncılık
İSBN: 9786053261100
Sayfa Sayısı: 136
Kuğu Boynu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ayşegül Genç, Kuğu Boynu’nda bir saatin kadranını esas alarak hayatın döngüsünü okurlarının kalplerini kanatacak bir hikayeye dönüştürüyor. Maden kazasında vefat eden babasının ardından İstanbul’a yerleşen Mualla, onu gözeten eski bir mühendis Atilla, antika bir saatin peşindeki Metin, duvarın içinden gelen tik taklar ve Bülent, Celalli saatçi ve akıp duran zaman romanın karakterleri. Her şey yarım kalırken, tamamlanıyor romanda. Her şey tamamlanırken bir şeyler eksiliyor.
Kuğu Boynu Ayşegül Genç’in Ölü Serçe Dönemeci ve Çile Kırgını’ndan sonraki üçüncü romanı.
Kuğu Boynu Alıntıları - Sözleri
- Çünkü haksız yere kırılırsa kalp, hakikat onu bir gün onaracaktır.
- -İyi de Bülent , "herkes gibi olmak olmamak gibi bir şeydir" demiş şair. -Desin, "olmak" isteyen kim?
- ''Selam'' der aşk! Aşk selam verdi mi işler zora girer... O selamı almak ya da almamak işte bütün mesele budur. Ondan sonra olmak ya da olmamak gelir.
- Evet, geçmeyen zaman beni çıldırtır. Fazladan her dakika ensemden tutup yalnızlık çukuruna yuvarlar beni.
- Işığı kim yakacak Mualla, güneşi bulutların ardından çıkarıp da göğümüze kim koyacak?
- Oysa herkesin bir ömrü olurdu ve sırtını yaslayıp gölgesinden geçeceği bir ağacı...
- Bir âşık vardı yaşadığım yerde. Sürekli hay hak dediği için ona Hayhak Dede derlerdi. Bir gün parktaki kaydıraktan hay hak deyip kayıp gittiğini görmüşler. Gülmüşler. Ben ağladım. Onun körlüğünden istedim, onun yola olan sadakatinden. O, yolun kenarında olan her şeye kördür çünkü. Yolun getirdiği kayak ise kayar, uçurumsa atlar, çimense ayakkabılarını çıkarır, çamursa paçalarını sıvar, dikenliyse eteklerini toplar. Yoldan başka her şeye kör olmak istedim onun gibi...
- Bir haksızlık ortaya çıktığında o an verilen tepki ve bu tepkinin hızıdır sizi siz yapan. En güçlü yargı sistemi bile kalplerin derununa vakıf olamaz.
- Siz hiç Allah’a neşe içinde, mutlulukla, lay lay lom ulaşanı gördünüz mü? Dert sahipleri, hüzünperestler, acıdan kıvrananlar, kendi durumu iyi olsa bile düşkünleri, acizleri, fakirleri düşünüp de kendisine değişik değişik dertler edinenler ulaşabilirler Allah’a.
- ''Kendi içine doğru yürüyene yoldan bol ne var?''
Kuğu Boynu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Kuğu boynu, mekanizmanın hassasiyetini ayarlamak için ince bir ayar mekanizmasıdır. Her saatte bulunmaz." Kitap, ismini her saatte bulunmayan bir parçadan almış olsa da, kusursuz yenilgiler ilmihali olma açısından önem arz ediyor. Herkes, hayatının zembereği bir gün kayınca kendi kusursuz yenilgiler ilmihalini yazar oluyor. Öyle samimi, öyle içten ki Ayşegül Genç... Hani çok sevdiğiniz bir şarkıyı defalarca dinlersiniz ya, ben kitapta geçen her cümlesini özenle, dikkatle kimini birden fazla defalarca okudum. Okudukça durdum. Okudukça döndüm. Akrebin umursamazlığına rağmen etrafında dört dönen yelkovan gibi heyecanlandım.. Duruldum... Yazmak, yazabilmek.. öğrenilen bir davranış değildir bence. O, Allah'ım bazı kullarına doğuştan bahşettiği bir lütuf. Ayşegül Hanım da bu lûtfa mazhar olmuş bir yazar.. Ne mutlu.. Kitabı özetlemek istiyorum, kelimelerim yetmiyor, dilim değil ellerim dolaşıyor... Kitabın neredeyse her sayfasını çizerek, notlar alarak okudum. Her bir bölümde saatlerin bir parçası tanımlanmış, kişilerle olaylarla özdeşleştirilmiş. Hayat = saat dersem abartmış olmam sanırım. Zaman ki o çok ayrı bir olgu. Her şey yarım kalırken, tamamlanıyor... Okuduğunuza sizi pişman etmeyecek, bittiğinde bittiğine üzüleceğiniz kitaplardan... Şiddetle tavsiye.. (akademik amele)
Bu kitabı okuduktan sonra güncel yazarları daha fazla tanımamız gerektiğine karar verdim. Özellikle birkaç bilinen yazar dışındaki güncel yazarları... Daha evvel Müslüman muhafazakar yazarların romanlarında dindar insanı yansıtma şeklini eleştiren bir inceleme yazmıştım (Bkz. gonderi/62280482 ). Aslında sadece muhafazakarlar değil seküler yazarlar da bu konuda genelde aşırı bir yaklaşım sergiliyor. İki uçta gibiler. Okuduğum kitaplarda genellikle dindar insanlar ya tüm kusurlardan ârî, mükemmel varlıklar olarak ya da tamamen boş beyinli, cahil kimseler olarak tasvir ediliyor. Halbuki insan insandır en nihayetinde. Muhafazakar yazarlar adına Ayşegül Genç o algımı yıktı cidden. Karakterleri tiplemeden uzak gerçek birer insan. Hatalarıyla, günahlarıyla, tövbeleriyle, kalplerinin kırığıyla, öfkeleriyle, pişmanlıklarıyla hepsi birer insan... Karakterlerini beğendiğim gibi yazarın dilini de oldukça beğendim. Altını çizdiğim o kadar fazla yer oldu ki. Burada alıntılamadıysam bunun tek sebebi üşengeçliğimdir. :) Sonuç olarak iyi ki tanımışım dediğim yazarlardan biri oldu. Diğer kitaplarını da ara ara okumak istiyorum. Yazarla tanışmama vesile olan beyazkrizantem 'e burda yeniden teşekkürlerimi sunuyorum. Nice yeni yazar keşfetmeli kitaplarımıza diyelim a dostlar ;) (Gecekuşu)
Kuğu Boynu-kusursuz yenilgiler ilmihali-: Kitap ismi,kapağı, ithafı ve içinde barındırdığı daha bir çok özellik ile beni kendine hapsetti resmen. Kitabı çoktan bitirmiş olmama rağmen hâlâ açıp baktığım sayfalar, yine yeniden okuduğum satırlar beni etkilemeye devam ediyor. Kitabın arka kapağında "...hayatın döngüsünü okurlarının kalplerini kanatacak bir hikâyeye dönüştürüyor. "yazıyor. Daha haklı ve gerçek bir anlatım okumadım. Kelimeler ile resmen kalbinizi ve beyninizi delik deşik ediyor. Hepimizin beyninde arkada devamlı çalan sesler vardır. Ve bu sesleri susturmanın yolu olarak ya kafatasimizi patlatmalıyız ya da sesin kaynağını bulmalıyız. Ses kesilince Bülent gibi elimize bavulumuzu alıp hicbir tanidigimizin olmadığı köyümüze dönmeliyiz. Kitapla, bana hissettirdikleri ile ilgili yüzlerce cümle yazabilirim ama hepsi boşa çaba olur. Sevgili _aysegulgenc_ kelimeler ile resmen kalbinizi ve beyninizi delik deşik ediyor. Kitabın çıkış noktası olan saatlere farklı bakmaya başladım diyebilirim . ⏰ "Saat kurulunca, insan kırılınca yerinde duramaz artık. " "Yoldan başka her şeye kör olan yolun getirdiğine razı olur. Ben kurulmak için kırılmaya razıyım. " ⏰ "Yaşamak kadar çürümek de bir hayat belirtisidir, paslanmak ve yanmak da öyle. Her an bitecek bir hayatın belirtisi. " ⏰ "Ben kiminle kavga tutuşsam kaybederim. Kendimle bile." (Fundalı)
Kuğu Boynu PDF indirme linki var mı?
Ayşegül Genç - Kuğu Boynu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kuğu Boynu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ayşegül Genç Kimdir?
1978 yılında Konya’da doğdu. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Maden Mühendisliği bölümünden 1999 yılında mezun oldu. Sayıların ciddiyetinden kaçtığı gün, kendini kelimelerin eşiğinde eğlenirken buldu. Çeşitli dergilerde deneme ve hikayeleri yayımlandı. 2007 yılından beri Genç Dergi’de yazan Ayşegül Genç, evli ve iki çocuk annesidir.
Ayşegül Genç Kitapları - Eserleri
- Kuğu Boynu
- Ceylan Uykusu
- İç Bir Şey
- Kalbin Arka Odası
- Çile Kırgını
- Ölü Serçe Dönemeci
- Metropol Bedevisi
- Dünyayı Kurtaran Kız
Ayşegül Genç Alıntıları - Sözleri
- Aşkın tevekkül hâli hüzündür bende, bu yüzden aşkın tefekkür hâli kederdir.. (Ölü Serçe Dönemeci)
- Ahmet Bey'e namazı kıldın, gayesini de kıldın mı diye sorardı. Dudağın depreşti, kalbin de depreşsin derdi.Güzeli gör ama maksadını gözetmeyi unutma derdi. (Ceylan Uykusu)
- ''Selam'' der aşk! Aşk selam verdi mi işler zora girer... O selamı almak ya da almamak işte bütün mesele budur. Ondan sonra olmak ya da olmamak gelir. (Kuğu Boynu)
- Kimin için ölüyorsun ve kimin için yaşıyorsun bu karanlıkta? (İç Bir Şey)
- Hayatımız iri iri mevzuları tolere etmekle geçmiyor mu sizce de? (Çile Kırgını)
- İki kalp iki çocuk gibi en kısa mesafeden birbirine sarılıp ağlamak ister. (Kalbin Arka Odası)
- "evine geri dönene eşik yüksek gelir" demiş eskiler. (Dünyayı Kurtaran Kız)
- Cinayeti gördüm. İnsanları yoksulluğun pençesine bırakıp ortadan kaybolmak en büyük cinayettir... (Çile Kırgını)
- Aynı apartmanda yaşamak dikey durmayı gerektirir ve bu hiç de mütevazı bir hareket değildir. İnsanlar birbirlerine dikey, önyargılı ve güvensizlikle bakmayı balkonlar ve merdivenler sayesinde öğrenirler. (Çile Kırgını)
- Fark etmek şu tek düze hayata bir kare daha eklemek demekti. Uyandım ve fark ettim rabbim. Ölümü fark ettim. Sana sonsuz şükrederim. (Ölü Serçe Dönemeci)
- 'Toprak hep haklıdır el hâk...' (Ceylan Uykusu)
- Bilmiyorum. Tek bildiğim, düştüysek kalkmamız gerekir. (İç Bir Şey)
- Bir haksızlık ortaya çıktığında o an verilen tepki ve bu tepkinin hızıdır sizi siz yapan. En güçlü yargı sistemi bile kalplerin derununa vakıf olamaz. (Kuğu Boynu)
- "Her şeyin “ânında” yaşandığı zaman dilimi, tetris oyununun beşinci bölümü gibi... Gökten sağanak hâlinde şekiller yağıyor ve biz ânında o şekillerle evirip çevirip gedikleri tıkamak zorunda kalıyoruz." (Dünyayı Kurtaran Kız)
- İnsanın içi ve dışı hakkında sayfalarca yazı yazılabilir. Benim içim ve dışım hakkında ise söyleyecek tek sözüm var. Testinin içindeki neyse dışındaki o değildir: testinin içi akışkandır, dışı bu akışkanlığı zapt etmek için taş kesilmek zorundadır. (Ölü Serçe Dönemeci)
- Evet, geçmeyen zaman beni çıldırtır. Fazladan her dakika ensemden tutup yalnızlık çukuruna yuvarlar beni. (Kuğu Boynu)
- Artık vücudumdan çıkan seslerden başkasını duymayacağım. Kemiklerimin gıcırdamasını, karnımın gurultusunu, ayağımın çıtırtısını, kalbimin çırpınışını dinleyeceğim. Bu sesler duruncaya kadar yürüyeceğim. Ruhumun gücüyle yürüyeceğim. Bu güç vatanım olacak artık. (İç Bir Şey)
- İnsan; kendisi ile karşılaşıncaya kadar kurgulanmış her şeyin üstesinden geleceğine inanır!. (Kalbin Arka Odası)
- 'Yaşlılar sözlerini söyler kenara çekilir, gençler çığlıkları ile ortada kalır...' (Ceylan Uykusu)
- Kelimeler yaşamı ve ölümü barındırıyor içinde. Her kelime bir şekilde kalbe giriveriyor. Orayı ya mezara çeviriyor ya da yeni filizlenmiş değerli bir an parçasına. Kalplerinde bir ‘mezar’ ya da değerli bir ‘an parçası’ ile gezinir insanlar. (Ceylan Uykusu)