Kule - William Golding Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kule kimin eseri? Kule kitabının yazarı kimdir? Kule konusu ve anafikri nedir? Kule kitabı ne anlatıyor? Kule PDF indirme linki var mı? Kule kitabının yazarı William Golding kimdir? İşte Kule kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: William Golding
Çevirmen: E. Efe Çakmak
Orijinal Adı: The Spire
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789754582864
Sayfa Sayısı: 242
Kule Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Romanlarında gerçekle efsaneyi ustaca birleştiren, insan doğasının en karanlık yanlarını gözler önüne sermeyi hedefleyen Nobel ödüllü yazar William Golding, bu kez ortaçağ dünyasına götürüyor bizleri. Başrahip Jocelin, sağlam temellerinden yoksun olan Meryem Ana Katedral Kilisesi'nin tepesine dev bir kule dikmeye karar vermiştir. Yapı ustası Roger Mason, karısı Rachel, kuleyi tamamlamak için gece gündüz çalışan işçiler, olup biteni hayretler içinde seyreden rahipler, katedralin temizlik işlerine bakan topal Pangall ve başrahibin bile kayıtsız kalamayacağı güzellikte bir kadın Goody Pangall, sonucu merakla beklemektedirler. Kule günden güne yükselmekte ama bu arada öngörülemeyen şeyler olmaktadır. Umudunu yitirmeyen Jocelin mucizenin gerçekleşeceği günü sabırsızlıkla beklemeye koyulur...
Kule Alıntıları - Sözleri
- Bilirsiniz üç çeşit insan vardır. Kaçanlar, direnenler ve bir de yerinden kımıldamayacak olanlar.
- Benim deli olduğumu düşünüyor olabilirler; bunun ne önemi var ki?
- Söylediğim gibi, kafamda bu kadar belirsizlik olduğu sürece her şeyden şüphe duyabilirim.
- Acıyı ve kederi görmüştü.
- Sen de en az benim kadar iyi biliyorsun, hayat katlanılmaz uzunlukta, gelgelelim katlanmak zorundayız.
- Bilirsiniz, üç çeşit insan vardır. Kaçanlar, direnenler ve bir de yerinden kımıldamayacak olanlar.
- Artık gülmüyordu.
- Hiçbir yerde huzur yoktu, sarmal merdivenin dibinde bile huzur bulamadı.
- Sözlerin kafasının içinde yankılanmasından hiç hoşlanmıyordu.
- "Gidenin yerini almaya hazır bir başkası her zaman vardı."
- Bilirsiniz üç çeşit insan vardır. Kaçanlar, direnenler ve bir de yerinden kımıldamayacak olanlar.
- Benim deli olduğumu düşünüyor olabilirler; bunun ne önemi var ki?
- Söylediğim gibi, kafamda bu kadar belirsizlik olduğu sürece her şeyden şüphe duyabilirim.
- Acıyı ve kederi görmüştü.
- Sen de en az benim kadar iyi biliyorsun, hayat katlanılmaz uzunlukta, gelgelelim katlanmak zorundayız.
- Bilirsiniz, üç çeşit insan vardır. Kaçanlar, direnenler ve bir de yerinden kımıldamayacak olanlar.
- Artık gülmüyordu.
- Hiçbir yerde huzur yoktu, sarmal merdivenin dibinde bile huzur bulamadı.
- Sözlerin kafasının içinde yankılanmasından hiç hoşlanmıyordu.
- "Gidenin yerini almaya hazır bir başkası her zaman vardı."
Kule İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kule: Öncelikle kitap bir çırpıda okunmuyor. Başlarda kitabın geçtiği kilise bölümlerinin detaylı betimlemesi beni zorlasada romanın geri kalanını daha rahat kurgulayabilmek için önemli. Kitap hırslı ve kibirli bir rahibin seçilmiş olduğuna inanarak başladığı amacının ardından azimle, inatla gitmesini anlatıyor. Burada beni en çok etkileyen şey rahip amacın kutsallığına inandıkça önüne çıkan rasyonel eleştirilere kulak tıkıyor, onları şeytanın işi olarak görüyor ve daha da hırslanıyor. Hırsımız ve kibirimizi kontrol altına almazsak etrafımızdaki her uyarıcının bizi daha da kamçılayacağının, felakete bir adım daha gideceğimizin göstergesi. Kitabın sonunda her ne kadar başlangıç amacı Tanrı’nın evinin görkemini arttırmak olsa da, akıl sağlığını kaybetmiş bir rahip ve uzun zamandır ibadet edilmeyen bir katedral ile bu amaçtan fersah fersah uzaklaşıldığını görüyoruz. (Faruk Akdeniz)
William Golding ile Sineklerin Tanrısı aracılığıyla tanışmış olduğumdan çok yüksek tuttuğum beklentimi karşıladığını söyleyemem. Kitap, başrahip Jocelin’in kiliseye bir kule inşa etmeye karar vermesiyle başlıyor ve bitmek bilmeyen inşaat terimleriyle insanı biraz sıkıyor. Bence kitapta eksik olan insan ilişkilerinin azlığı ve karakterlerin derinine inilmemiş olmasıydı. Tüm bunları dışında son sayfalarda Jocelin’in gerçekçiliği ile kaynaşıyoruz ve oldukça etkileyici bitiyor. (Esra Şen)
Hristiyan sembolizmi ile bezenmiş cümleler yoğun, okuması ağır ve akıcı olmayan bir kitap. Kitabın baş karakteri bir rahip. Tanrısına ulaşmak, ona daha yakın olmak, onun sevgisini, merhametini hak etmek için kiliseye yüksek bir kule inşa ettirmek istiyor. Fakat bu çok zor ve imkansıza yakın bir iştir. Fakat rahip çok inandığı ve istediği bu eylemi gerçekleştirmek için sancılı ve bir o kadar da trajik günler yaşıyor. Amacı ise sadece Tanrısı için bir eser inşa etmek. Fakat gerçeklerle yüzleşince hikaye acınası bir hal alıyor. (V. Bogart Zazayev)
Kule: Öncelikle kitap bir çırpıda okunmuyor. Başlarda kitabın geçtiği kilise bölümlerinin detaylı betimlemesi beni zorlasada romanın geri kalanını daha rahat kurgulayabilmek için önemli. Kitap hırslı ve kibirli bir rahibin seçilmiş olduğuna inanarak başladığı amacının ardından azimle, inatla gitmesini anlatıyor. Burada beni en çok etkileyen şey rahip amacın kutsallığına inandıkça önüne çıkan rasyonel eleştirilere kulak tıkıyor, onları şeytanın işi olarak görüyor ve daha da hırslanıyor. Hırsımız ve kibirimizi kontrol altına almazsak etrafımızdaki her uyarıcının bizi daha da kamçılayacağının, felakete bir adım daha gideceğimizin göstergesi. Kitabın sonunda her ne kadar başlangıç amacı Tanrı’nın evinin görkemini arttırmak olsa da, akıl sağlığını kaybetmiş bir rahip ve uzun zamandır ibadet edilmeyen bir katedral ile bu amaçtan fersah fersah uzaklaşıldığını görüyoruz. (Faruk Akdeniz)
William Golding ile Sineklerin Tanrısı aracılığıyla tanışmış olduğumdan çok yüksek tuttuğum beklentimi karşıladığını söyleyemem. Kitap, başrahip Jocelin’in kiliseye bir kule inşa etmeye karar vermesiyle başlıyor ve bitmek bilmeyen inşaat terimleriyle insanı biraz sıkıyor. Bence kitapta eksik olan insan ilişkilerinin azlığı ve karakterlerin derinine inilmemiş olmasıydı. Tüm bunları dışında son sayfalarda Jocelin’in gerçekçiliği ile kaynaşıyoruz ve oldukça etkileyici bitiyor. (Esra Şen)
Hristiyan sembolizmi ile bezenmiş cümleler yoğun, okuması ağır ve akıcı olmayan bir kitap. Kitabın baş karakteri bir rahip. Tanrısına ulaşmak, ona daha yakın olmak, onun sevgisini, merhametini hak etmek için kiliseye yüksek bir kule inşa ettirmek istiyor. Fakat bu çok zor ve imkansıza yakın bir iştir. Fakat rahip çok inandığı ve istediği bu eylemi gerçekleştirmek için sancılı ve bir o kadar da trajik günler yaşıyor. Amacı ise sadece Tanrısı için bir eser inşa etmek. Fakat gerçeklerle yüzleşince hikaye acınası bir hal alıyor. (V. Bogart Zazayev)
Kule PDF indirme linki var mı?
William Golding - Kule kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kule PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı William Golding Kimdir?
1911 yılında Cornwallde doğdu. Oxford Üniversitesini bitirdi. 1934te Poems yayınlandı. 1954te Sineklerin Tanrısı ile ün kazandı. Bu kitabından sonra yayınlanan kitapları (özellikle Piramit) çok daha güçlü bir edebi yapıya sahip olmasına rağmen aynı etkiyi yaratmadı. 1980de Rites of the Passage adlı eseriyle Man Booker Ödülünü aldı. 1983te İsveç Akademisi "Gerçekle söylenceyi ustaca birleştiren, insanın ruhsal ve fiziksel boyutlarını derinlemesine inceleyen romancı bu yılın ödülüne layık görüldü" diyerek Nobel Edebiyat Ödülünü William Goldinge verdi. O dönemde İngiliz yazar John Fowles, Golding için "En iyi İngiliz yazar" demiştir. 1988de "Sir" ünvanını alan Golding, 1993te ardında yarım kalmış bir roman bırakarak (The Double Tongue) kalp yetmezliğinden öldü.
William Golding Kitapları - Eserleri
- Sineklerin Tanrısı
- Piramit
- Çatal Dil
- Kule
- Serbest Düşüş
- Ceberut Martin
- Görünür Karanlık
- Geçiş Ayinleri
- Yan Yana
- Aşağıdaki Yangın
- Mirasçılar
William Golding Alıntıları - Sözleri
- Cahilliklerini bilmenin utancı içindeydiler ve bilgisizliklerini nasıl açıklayacaklarını da bilmiyorlardı. (Sineklerin Tanrısı)
- Her şey iyiydi eskiden; güler yüzlü ve dostçaydı her şey... (Sineklerin Tanrısı)
- Ve bundan böyle, gelmeden önce gitmeyi unutma. (Piramit)
- "Yüzündeki sinirleri kontrol edebilseydi ya da bir surata yaşam ile ölüm arasında askıya alınmış bilincinin durumuna uygun bir biçim verilebilseydi,o suratta öfkeli bir hırıltı görülebilirdi." (Ceberut Martin)
- "En büyük düşünceler en basit olanlarıdır." (Sineklerin Tanrısı)
- "En büyük düşünceler en basit olanlarıdır." (Sineklerin Tanrısı)
- Nereden geldinse, oraya döneceksin. (Sineklerin Tanrısı)
- Nereden geldinse, oraya döneceksin. (Sineklerin Tanrısı)
- Cahilliklerini bilmenin utancı içindeydiler ve bilgisizliklerini nasıl açıklayacaklarını da bilmiyorlardı. (Sineklerin Tanrısı)
- Nereden geldinse, oraya döneceksin. (Sineklerin Tanrısı)
- "En büyük düşünceler en basit olanlarıdır." (Sineklerin Tanrısı)
- Yaşam bilimseldir. (Sineklerin Tanrısı)
- Cahilliklerini bilmenin utancı içindeydiler ve bilgisizliklerini nasıl açıklayacaklarını da bilmiyorlardı. (Sineklerin Tanrısı)
- Her şey iyiydi eskiden; güler yüzlü ve dostçaydı her şey... (Sineklerin Tanrısı)
- "En büyük düşünceler en basit olanlarıdır." (Sineklerin Tanrısı)
- Yaşam bilimseldir. (Sineklerin Tanrısı)
- Yaşam bilimseldir. (Sineklerin Tanrısı)
- Nereden geldinse, oraya döneceksin. (Sineklerin Tanrısı)
- "En büyük düşünceler en basit olanlarıdır." (Sineklerin Tanrısı)
- Her şey iyiydi eskiden; güler yüzlü ve dostçaydı her şey... (Sineklerin Tanrısı)