Kültür Yorumları - Terry Eagleton Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kültür Yorumları kimin eseri? Kültür Yorumları kitabının yazarı kimdir? Kültür Yorumları konusu ve anafikri nedir? Kültür Yorumları kitabı ne anlatıyor? Kültür Yorumları PDF indirme linki var mı? Kültür Yorumları kitabının yazarı Terry Eagleton kimdir? İşte Kültür Yorumları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Terry Eagleton
Çevirmen: Özge Çelik
Tasarımcı: Sevinç Altan
Tasarımcı: Arslan Kahraman
Orijinal Adı: The Idea Of Culture
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9789755394466
Sayfa Sayısı: 176
Kültür Yorumları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kendine yeten doğal varlıklar olmadığımız gibi, doğuştan kültürel varlıklar da değiliz. Hayatta kalmak için doğayla aramızdaki uçurumu kültürle kapatmak zorundayız. Eagleton, her zamanki akıcı ve çarpıcı anlatımıyla, böylesine mecbur olduğumuz kültür düşüncesinin geçmişten günümüze izini sürüyor. Farklı kültür yorumlarını titizlikle irdeleyerek tartışmaya açarken, bir yandan toplum tasarımlarına, bir yandan da ideolojinin belirleyiciliğine dikkat çekiyor.
Egemenlik kurma/direnme süreçlerinde, aslında doğası gereği politik olmayan kültürün politikanın aracı haline getirilişini de ortaya koyan Eagleton, örneğin, kendini evrenselleştirme çabasında olan Batı kültürünün, yeni dünya düzeninde klasik sanat eserinde olduğu gibi, bütünün gelişmesi için her bileşenin istikrarı gerekir düşüncesiyle diğer kültürlerin işlerine burnunu sokusunu ve kendi evi saydığı dünyayı istediği gibi düzenlemeye kalkışını gözler önüne seriyor. Bizlere, "İnsani olan hiçbir şey bana yabancı değil" sözünün bugün eski inceliğinden oldukça uzaklaşmış bir şekilde "Yeryüzünde her geri kalmış bölge çıkarlarımız için tehdit oluşturabilire dönüştürülüşünü izletiyor ve ister istemez düşündürüyor. Kültürün din, milliyetçilik, kültürelcilik, seçkincilik, doğalcılık, ulus-devlet, kapitalizm, modernizm ve postmodernizmdeki yeri nedir? Bütün bu anlayışların kültürü yorumlayışları nasıldır? Uygarlık, özdeşlik ve ticari ilişkiler olumlu kavramlar gibi algılanırken nasıl oluyor da en büyük kültür savaşlarının sebebi olabiliyor? Kültür kavramının yazgısı ya somutlaştırıimak ya da indirgenmek mi?
“Bütün ‘iyi’ şeylerin altında ne çok kan ve vahşet yatıyor!” diyen Nietzsche, bir anlamda kültür savaşlarının en kısa ve çarpıcı özetini veriyor. Yine de hiçbir kültür tümüyle olumsuz olamaz. Çünkü şeytani amaçlarına ulaşmak için olsa da her zaman erdemden de dem vurmak, muhakeme, inisiyatif ve zekâya alan açmak durumundadır. Bu anlamda bütün kültürler kendisiyle çelişir, çelişirken de bize umutsuzluk için olduğu kadar umutlanmak için de neden verir. İşte kültür politikalarının amacı, umudumuzu gerçeğe dönüştürmek olmalıdır.
Edebiyat eleştirisinin ve “edebiyat eleştirisi”nin eleştirisinin günümüzdeki en etkili kalemlerinden olan Eagleton, modern dünyanın uçucu olduğu kadar seçkinci de olan “kültürlü olma” mitini ve “kültürlü insan”ı kriz, savaş, farklılık ve doğa gibi farklı açılardan, keskin ve ironik bir biçimde yorumluyor.
(Arka Kapak'tan)
Kültür Yorumları Alıntıları - Sözleri
- Bizi bencillikten kurtaran refahtır.
- Kısaca kültür, diğer insanlardır.
- "Bütün kültürler iç içedir; hiçbiri tek ve saf degildir. hepsi melez, heterojen, son derece farklılaştırılmıştır ve hiçbiri tek parça değildir.
- "Kültür" kelimesinde örtük olarak tarih ve siyaset varsa, teoloji de vardır.
- "İmalat" kelimesi özünde el becerisi anlamına gelir ve buna baglı olarak da ''organik''tir. Ancak zamanla, mekanik seri üretimi karşılamaya başlar ve "insansız imalat bölümleri"nde oldugu gibi, ustalığı kücümseyici bir anlam alır.
- Yoksulların böbrek üstü bezleri genelikle , daha fazla stres çektikleri için zenginlerinkinden büyüktür.
- Kültür, "bilgiyi, inancı, sanatı, ahlakı, hukuku, adetleri ve bireyin toplumun bir üyesi olarak kazandığı diğer tüm yeti ve alışkanlıkları içeren karmaşık bütün"dür.
- Kültür tutkudan çok duyarlılığın tarafındadır; başka bir deyişle, öfkeli kalabalıktan çok bir tarz sahibi olan orta sınıfların.
- Uygarlığın eş anlamlısı olarak "kültür" dünyevi olana rağbetin, ilerici kendini geliştirmesiyle Aydınlanmanın genel ruhunun bir parçasıydı.
- Kültür kendine hakim olmak kadar kendini gerçekleştirme meselesidir de.
- Yaratıcılığa yalnızca sanatta rastlansaydı, bunun nedeni başka hiçbir yerde bulunamaması mı olacaktı? Kültür sadece bilim ve sanat, bir avuç insanla sınırlı küçük faaliyetler anlamına geldiğinde düşünce güçlenmekle birlikte bir anlamda da zayıflar.
- Önemli olan eserlerin kendileri değil, kolektif olarak yorumlanma biçimi, eseri meydana getirenin kolay kolay tahmin edemeyeceği yorumlanma biçimleridir.
- Bugün yalnızca Batı empati kurabilir. Çünkü kendini bir Arjantinli'nin yada bir soğanın yerine koymaya vakti olan yalnızca Batı'dır
- Doğa her zaman bir anlamda kültürelse, kültürler de kendileriyle doğa arasındaki sürekli alışverişten, yani emek dedigimiz şeyden oluşurlar.
- Her ne kadar bugünlerde doğayı kültürün türevi saymak moda olsa da kültür etimolojik açıdan dogadan türemiş bir kavramdır.
Kültür Yorumları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kültür Yorumları, Teryy Eagleton: Eagleton’un bu kitabıyla kültürün farklı anlamlarını, toplum üzerindeki etkisini, siyaset ve doğa ile arasındaki ilişkisini inceleme şansı ediniyoruz. Tabi bugüne kadar bilim insanları, filozoflar, psikologlar ve antropologlar kültüre dair birçok açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu açıklamalarda illaki eksik kalan yerler vardır çünkü kültür kavramı çok geniş ve çok anlamlı bir kavramdır. Eagleton, Kültür Yorumları adlı kitabında bu eksikleri ele alıp, kültür kavramının kökenine kadar inerek kültüre ilişkin olan farklı algıları ortaya koymuştur. Kültürün çeşitli anlamları, “kültür ve uygarlık (medeniyet)” arasındaki farkların tartışılması, özellikle modernden postmoderne geçiş esnasında yaşanan kültür tartışmaları, kültür savaşları, kültür krizleri gibi konular Eagleton ve Williams’ın gözünden ele alınarak Kültür Yorumları kitabında incelenmiştir. (Ayşenur)
Güzel özet, ince eleştiri ama fazlası değil: Şehrime gelen önemli bir profesörün önerisiyle okuduğum kitap, hocanın dediğinin aksine yeni bir şeyler söylemeyip, başta 3 önemli modernist dediği #marx #nietzsche ve #freud 'un bilinen tezlerinden başlayarak #foucault Rotry ve #slavojzizek 'le devam eden, #raymondwilliams #tseliot hatta #wittgenstein 'ın kültür üzerine yazdıklarını yorumlamaktan ibaret kalıyor sadece. Kültür kelimesinin kökeninden girip, tarihsel dönemleriyle oluşan tanımları, yarattığı çatışmalar, hakkında edebiyatçılar başta herkesin fikir yürütmesi, Uygarlık kavramıyla karıştırılması ve sonunda varılan katıksız kapitalizm özelinde yaşanan dışlayıcı bir postmodernizm altında oluşturulan kitle kültürü. Yazarın kimi yerlerde yaptığı yorumlarda Katolik & Sosyalizm sentezi vurgusuyla beraber eleştirel süreç #marxnedenhaklıydı eserini yazarak Marksist kimliğini ortaya koymuş olmasına rağmen 21yy'ın reel felsefesindeki bazı açıklamalara yetmiyor. Tam 2000'de yazdığı bu incelemeyi ünlü Arap kuramcı dostu #edwardsaid 'e ithaf etmiş. Güzel bir özet, ince eleştiri, fazlası değil. (Hayat Bu)
Kültür Yorumları PDF indirme linki var mı?
Terry Eagleton - Kültür Yorumları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kültür Yorumları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Terry Eagleton Kimdir?
Terence "Terry" Eagleton (d. 22 Şubat 1943, İngiltere), İrlanda asıllı İngiliz akademisyen ve yazar. Edebiyat ve kültür teorileri uzmanı. Özellikle Marksist edebiyat kuramı üzerine çalışmaları ile tanınır. Şu anda Manchester Üniversitesi'nde görevlidir.
Eagleton'ı özgün bir edebiyat kuramcısı olarak düşünmek mümkündür. Marksizm'e dayalı materyalist bir eleştiri teorisi oluşturmaya çalışmıştır. Kurduğu Marksist teori birçok eleştirmenin çalışmalarının kuvvetli ve etkili yönlerinin sentezinden oluşmaktadır. Genelde modernite ve modernizm üzerine eğilmektedir. Postmodernizme temel olarak itiraz etse de, yine de tümden yadsımamaktadır.
Eagleton doktorasını Cambridge Üniversitesi, Trinity Koleji'nde yaptı. Marksist edebiyat eleştirmeni Raymond Williams'ın öğrencisiydi. Kariyerine 19. ve 20. yy edebiyatları üzerine çalışarak başladı. Sonradan Williams'ın Marxist edebiyat kuramına yöneldi. Oxford Üniversitesi'nin Wadham, Linacre ve St. Catherine's Kolejleri'nde görev aldı. 1960'larda Slant etrafında toplanan sol eğilimli bir Katolik gruba katıldı ve birkaç teolojik makale ve bir de kitap yazdı, Towards a New Left Theology (Yeni Bir Sol Teolojiye Doğru). Bu eserin Türkçe çevirisi bulunmamaktadır.
Daha yakın bir zamanda Eagleton kültürel çalışmaları daha geleneksel edebiyat teorisiyle birleştirdi. Son zamanlardaki yayınları teolojik alanlara tekrar ilgi duyduğunu gösteriyor. Eagleton üzerindeki önemli bir diğer etki de psikanaliz oldu ve İngiltere'de Slavoj Zizek çalışmalarının önemli bir savunucusudur.
Halen New Statesman, Red Pepper ve The Guardian gibi önde gelen İngiliz yayınlarında politik olaylar üzerine yorum yazıları yayınlanmaktadır.
Terry Eagleton Kitapları - Eserleri
- Azizler ve Alimler
- William Shakespeare
- İngiliz Romanı
- Hayatın Anlamı
- İdeoloji
- Walter Benjamin ya da Bir Devrimci Eleştiriye Doğru
- Edebiyat Olayı
- Marksizm ve Edebiyat Eleştirisi
- Tatlı Şiddet
- Kötülük Üzerine Bir Deneme
- Şiir Nasıl Okunur
- Marx Neden Haklıydı?
- Kültür Yorumları
- Kuramdan Sonra
- Estetiğin İdeolojisi
- Postmodernizmin Yanılsamaları
- Edebiyat Kuramı
- Tanrı'nın Ölümü ve Kültür
- Edebiyat Nasıl Okunur
- Aykırı Simalar
- İyimser Olmayan Umut
- Kapı Bekçisi
- Milliyetçilik Sömürgecilik ve Yazın
- Güç Mitleri
- Radikal Kurban
- Eleştiri ve İdeoloji
- Kültür
- Eleştirmenin Görevi
- Mizah
- Akıl, İnanç ve Devrim
- Trajedi
Terry Eagleton Alıntıları - Sözleri
- Belki de hayatın anlamı nefes alıp vermek kadar basit ve farkında olmaksızın şu an yapmakta olduğum bir şeydir. (Hayatın Anlamı)
- Bilgi, alışkanlık ve töre ürünüydü. Ahlak da, benzer şekilde, hiçbir metafizik temeli olmayan bir insan icadıydı. (Tanrı'nın Ölümü ve Kültür)
- Sanat, güncel toplumsal sorunlardan ne kadar uzaklaşırsa o kadar siyasileşir. (Kültür)
- Kısaca kültür, diğer insanlardır. (Kültür Yorumları)
- Nasıl bilimde bir doz mitoloji varsa mitte de Aydınlanmacı bir öğe vardır. (Akıl, İnanç ve Devrim)
- Karnaval keşmekeşi, tersyüz etme küstahlığı, putkırıcılığın kıkırdayışı: Bunlar tarihsel materyalizm için çelişkinin şakası ve onun haz verici salımı olan derin komedinin alternatifleri değil, uğraklarıdır. (Walter Benjamin ya da Bir Devrimci Eleştiriye Doğru)
- Kafayı çekiyorlardı. Yattıkları yerden aşağılanmanın acısını çekmektense, bu acıyı sırtlanmış oluyorlardı böylece. (Azizler ve Alimler)
- kendilerini kendi sırtlarında günlük bir yük gibi taşıyorlardı. (Azizler ve Alimler)
- Egoistlik doğal halimizdir; iyi olmak ise hayata dair bir dizi karmaşık beceri öğrenmemizi gerektirir. (Kötülük Üzerine Bir Deneme)
- "Birinin acısını paylaşmakla (sempati) hislerini hissetmek (empati) farklı şeylerdir." (Edebiyat Nasıl Okunur)
- İnsani kudretlerin modern çağdaki kadar serbest bırakıldığı başka tarihsel bir dönem yoktur; bunun sonucu olarak zincirlerinden boşaldığı o kudretlerce böylesi hükmedilme riski altında olduğu bir başka dönem de yoktur. Max Weber’in öne sürdüğü gibi, “Antik dönem tanrıları akın akın, büyübozumuna uğramış ve böylece gayrişahsi güçler haline gelmiş olarak mezarlarından çıkıyor, hayatlarımız üzerinde egemenlik kurma mücadelesi veriyor ve birbirlerine karşı ezelden beri devam eden savaşlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.” (Trajedi)
- Gelişmiş kapitalist sistem doğası gereği tanrıtanımazdır. (Akıl, İnanç ve Devrim)
- İyimserlik midemi bulandırıyor. Tam bir sapkınlık. Cennetten düştüğü günden beri insanın evrendeki işi bihakkın ıstırap çekmek olmuştur (İyimser Olmayan Umut)
- Tanrı ve evren toplanınca iki etmez. (Akıl, İnanç ve Devrim)
- “Tanrı’dan özerkliğini çekip alan insanlık, karşılığında tahtından Söylem ile indirilecektir.” (Edebiyat Olayı)
- Amerikan gençliginin konuşması- garip, iğrenç, acayip, ürkünç:- gerçekten de, modernizm ortaya çıkmadan önce edebi gerçekliliğini bulabileceğimiz en yetenekli hasmı olan Gotigin söylemidir. Kötü niyetli baronlar, şehvet düşkünü papazlar, kurban edilmiş bakireler, ürkütücü harabeler, küf kokan zindanlar: Bu abartılı tiyatro eserleri büyük edebiyat türleri olarak- özellikle akıl çağında baskı altındakileri temsil eden kadınların bakış açısından görülmüyor olsalar bile -aydınlanma anlayışının radikal eleştirisini dile getirmişlerdir.. Gotik, grotekstin merhametsiz ışıltısının yarattıgi ucube bir gölge, endişelerini ve bir türlü vazgeçemedikleri hayallerini kurguya emanet etmiş olan bir orta sınıf toplumunun politik bilinçsizliğidir. (Aykırı Simalar)
- Edebiyatta yaşanan yeni bir işbölümüyle roman, şimdi fikirler ve kurumlarla ilgilenen bir toplumsal form olarak görülmeye, şiirin ise kişisel hisleri muhafaza ettiği düşünülmeye başlanmıştı. Sanki lirik şiir bütün şiir türünü tanımlıyor gibiydi. (Şiir Nasıl Okunur)
- Hegel konusunda fazla bir şey bilmese de, Henry'nin de kendine göre bir felsefesi vardı. Kimi zamanlar, 'Burada bir tek biz yokuz,' diyerek kendi görüşünü bildirirdi. 'Burada' sözcüğüyle, çalıştığı mağazayı değil, evreni kastediyordu. Onda ayrıca, depoda çalışan ve kendisinden daha pragmatik olan iş arkadaşlarını rahatsız eden, yaslı ve metafizik bir taraf da vardı. Böylesine geniş kozmik yorumlarında, pezevenkçe bir şey vardı. Cinselliğe ve kadınlara o kadar düşkün değildi, ama cebinde, 'yetmiş altı santimlik kontrol edilemez bir alete' sahip Korsikalı bir balıkçı hakkında yazılan bir gazete haberinin küpürünü saklardı. Depodaki erkekler, bu uzunluğun gevşekken mi yoksa sertken mi ölçüldüğü konusunda ateşli tartışmalara girerlerdi. Fakat Henry'nin bu canavarımsı organa duyduğu ilginin, cinsellikle değil, bilimsellikle ilgili olduğunu hissediyordum. Bu, onun evrene duyduğu ilginin bir parçasıydı. Aynı zamanda, iş arkadaşları tarafından tartışılan çok kültürlü biriydi. Bana bir defa, etnik gruplara karşı olmadığını söylemişti. 'Lehler, İskoçlar, Amerikanlar, Hintliler, Yunanlılar ve hepsi.' Sonra bir süre düşünmüş ve eklemişti: 'Engelleyici İtalyanlar.' Liberal bir çoğulcuydu, fakat eleştiriden de uzak durmazdı. Bu da ortak yanlarımızdan biriydi. (Kapı Bekçisi)
- Kanserin tedavisini muhtemelen bulacağız ama cinayetin değil. (İyimser Olmayan Umut)
- İçinde yaşadığımız, Beckett'ın oyunlarını andıran evrendi, hem özenli hem de saçmaydı. Her şey hem açık seçik hem de silikti, tuhaf bir gizem ve saydamlık karışımından oluşuyordu. (Kapı Bekçisi)