Kum Adam - E. T. A. Hoffmann Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kum Adam kimin eseri? Kum Adam kitabının yazarı kimdir? Kum Adam konusu ve anafikri nedir? Kum Adam kitabı ne anlatıyor? Kum Adam PDF indirme linki var mı? Kum Adam kitabının yazarı E. T. A. Hoffmann kimdir? İşte Kum Adam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: E. T. A. Hoffmann
Çevirmen: Anıl Alacaoğlu
Editör: Alican Saygı Ortanca
Orijinal Adı: Der Sandmann
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9786257913430
Sayfa Sayısı: 80
Kum Adam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“‘Kumadam' bütünüyle tekinsiz bir öykü.” –Sigmund Freud
E. T. A. Hoffmann, Alman gotik edebiyatının en önemli isimlerinden; belki de en önemlisi. İki asırdan fazladır okurlara musallat öyküsü “Kumadam” ise kâbus ve gerçek arasındaki ince çizgide duran ürkütücü bir eser.
Gece olunca gelip çocukların gözlerini çaldığı söylenen, çocukken babasının ölümüyle alakalı olduğunu düşündüğü Kumadam'ı hiçbir zaman unutamayan Nathanael'in hayatı, eğitim gördüğü şehre Coppola isminde bir satıcının gelmesiyle altüst olur. Coppola'nın Kumadam'la olan ilişkisini çözmeye çalışan Nathanael, Profesör Spallanzani'nin “tuhaf” kızı Olimpia'yla tanışınca işler iyice çetrefil bir hal alır.
Bu ciltte “Kumadam”a ek olarak Hoffmann'ın “Issız Ev” adlı öyküsünü de bulacaksınız.
Merdivenlerden gelen seslere kulak ver... Kumadam yaklaşıyor.
Kum Adam Alıntıları - Sözleri
- Ona inandığın sürece orada ve etkin olacak, onun gücü sadece senin inancından ileri geliyor.
- ... sahiden de hayatımı düşmanca mahvetmeye muktedir şeyi nasıl hissettirsem sana!
- Kalbini, aklını ve düşüncelerini, oradaki diğer her şeyi bastırıp tamamen kaplayan bir şeyi hiç yaşadın mı?
- (...) "Ah! Güzel gözler, güzel gözler!" diye bağırarak korkulukların üzerinden atladı.
- Senden ayrılmak, seni bir daha hiç görmemek; bu düşünce kor halinde bir hançer gibi göğsüme saplandı.
- zihnime musallat olan görüntüsünden boş yere kurtulmaya çalıştım.
- tuhaf bakışlarla boşluğa baktığına göre aklında ilginç bir şeyler olmalı.
- Sonra kendi kendime düşünüyordum: 'Sıradan şeylerde olağanüstü bir şeyler göreceğim diye didinip duracak kadar kaçık mısın sahiden?'
- Hatta belki, sevgili okurum, hiçbir şeyin gerçek hayattan daha tuhaf ve daha muhteşem olmadığına, yazarın da bunu ancak donuk bir aynanın bulanık yansımasında görür gibi yakaladığına kani olursun.
- Korkunç bir şey girdi hayatıma! Beni tehdit eden korkunç bir kadere ilişkin karanlık sezgiler kara bulutlar gibi üzerimi kapladı, dostane tek bir güneş ışığı geçmiyor içlerinden!
- "...idrakin ve arzunun mantıklı hiçbir gerekçeyle savunulamayan her türlüsüne acayip denir, olağanüstü olansa insanın imkansız, anlaşılmaz saydığı, doğanın bilinen güçlerini aşan ya da benim ekleyebileceğim üzere sıradan gidişata karşıymış gibi görünen şeye denir."
- Çok az konuşuyor, doğru, ama söylediği birkaç sözcük bile ölümden sonraki sonsuzluk fikriyle sürdürülen tinsel bir yaşamın yüksek idrakinin ve sevgiyle dolu bir iç dünyanın gerçek hiyeroglifleri.
- Uyum içinde bir araya gelmiş olanı ancak şair ruhlu biri fark eder!
- ona inandığın sürece orada ve etkin olacak, onun gücü sadece senin inancından ileri geliyor.
- "Yaptığım imaların başka türlü anlaşılmaması için eklemek isterim ki ruhsal bir gücün diğer güçler üzerinde mutlak bir hâkimiyeti olduğuna kesinlikle inanmıyorum, daha ziyade bu gücün hâkimiyetine alan sağlayanın bir irade zayıflığı, zaaf veya karşılıklı etkileşim olduğunu varsaymaya meyilliyim."
Kum Adam İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Gotik Atmosferde Seyreden Psikoloji Temalı Bir Öykü: Kum Adam: 1776’da doğan Ernst Theodore Amadeus Hoffmann, hukuk eğitimini bitirmesinin ardından uzun yıllar müzik alanında çalışmıştır. Belirli dönemlerde devlet memurluğu, 1814’e kadar da müzik eleştirmenliği, öğretmenliği ve yönetmenliği yapan yazar/e-t-a-hoffmann’ın “Amadeus” ismi Mozart sevgisinden gelmektedir. “Wilhelm” isminin yerine Amadeus’u ekleten Hoffmann, 1814 yılından itibaren kendisini edebiyata adamıştır. Alman Romantik edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olarak anılan yazarın öykülerinden birçoğunun gotik bir atmosferde seyrettiğini söylemek mümkün. Bu açıdan, kendisinden sonra bu türün sırtlayıcısı olan yazar/edgar-allan-poe ve yazar/H-P-Lovecraft gibi yazarların öncülü ve aynı zamanda ilham kaynaklarından biri olduğu söylenebilir. Düşle geçeği birbirinin içine geçiren fantastik öykülerin usta ismi olarak anılan Hoffman’ı, yazar/stefan-zweig şöyle tanımlıyor: “Duman ve düşten biçimlenmiş, kişileri fantastik olan dünya dışı bir dünya.” yazar/fyodor-dostoyevski ise Hoffman’ı, yazar/Homeros ve yazar/friedrich-schiller ile birlikte anarak yazara olan saygısını ifade etmiştir. 1822’de yakalandığı bir hastalığın ardından bir yazarın en verimli olabileceği yaşlardan birinde, 46 yaşında Berlin’de hayata gözlerini yuman Hoffmann arkasında birçok öykü ve roman bıraktı. Onlardan en meşhur olanlarından biri ise yine doğaüstünün cisimleşmesi olarak adlandırabileceğimiz, adeta gerçeklikle dalga geçtiği öykülerinden biri olan “kitap/kum-adam--262284”dır. Ünlü psikanalist yazar/sigmund-freud’un da okuduğu ve etkilendiği öykülerden biri olan Kum Adam, fantastik, gotik ve bilimkurgusal unsurlar barındırıyor. Freud, Hoffmann’ın öyküsünü bir makalesinde uzun uzun irdeleyerek “tekinsizlik” kavramını geliştirir ve bir insanın çocukluğunda yaşadığı korkutucu olayların ve bunun sonucundaki bastırılan duyguların yetişkinlikte de peşini bırakmayacağını ifade eder. Hoffmann’ın öyküsünde işlediği tema da tam olarak budur. Nathanael, çocukluğunda annesinden sık sık tekinsiz öyküler dinlemektedir. Bir an önce uyuması için anlatılan bu öykülerden biri de Kum Adam isimli bir karaktere sahip olan tedirgin edici öyküdür. Kum Adam’ın gelip gözlerini oyacağını düşünen Nathanael bu öyküden bir hayli korkar. Annesine gerçek olup olmadığını sorup sadece uydurma bir karakter olduğunu öğrendiğinde dahi buna inanamaz, Kum Adam onun için etten kemikten var olan son derece gerçekçi bir canlıdır. Zihnindeki “yaratık” imgesini, babasının ölümüyle de ilişkilendiren Nathanael, artık yetişkin bir insan olmasına rağmen sık sık bu korkutucu durumla karşı karşıya kalır ve arkadaşı Lothar’a bir mektup yazarak durumu bildirir. Sevdiği kadın Clara’nın da bu durumdan haberi olur ve giderek melankolik bir ruh haline bürünen Nathanael, karamsar edebi metinler yazar. Profesör Spalanzani, Olimpia, Coppola gibi karakterlerin de dahil olduğu öykü giderek karmaşık bir hal alır. Dikkatle takip edilmesi gereken öykünün finali de yine insanın içimi burkacak cinsten. Korku gerilim, gotik ve psikolojik öykü okumaktan hoşlanan herkesin beğeneceğini düşündüğüm bu öykü, Hoffmann’ın en iyi öykülerinden biri şüphesiz. Yine Hoffmann’a ait olan ve Türk edebiyatının değerli kalemlerinden yazar/sabahattin-ali’nin çevirdiği “Duka ile Karısı” isimli öyküyü de “kitap/uc-romantik-hikaye--64818” adlı bu kitaptan okuyabilirsiniz. Ayrıca Sabahattin Ali'nin bu kitapta Hoffmann için yazdığı şu cümleleri de incelemeyi tamamlaması açısından buraya eklemek istiyorum: “Fakat hayatı yine karışıktı, kendisi gibi serseri ruhlu şair, muharrir ve aktör arkadaşlarıyla meyhanelerde sabahlıyor, zekâsını ve kabiliyetini çürütüyordu. Daima hareket halinde olan muhayyilesi hakikatlerden ziyade vehimlerin pençesindeydi. Bu içki âlemlerinde en güzel nüktelerini, hikâyelerini harcıyordu. Nihayet, şarap parası bulmak için yazmaya başladı. Adeta içebilmek için yazıyor, yazabilmek için de içiyordu.” Öyküyü birkaç farklı yayınevinden okumak mümkün. İthaki Yayınları'nın Karanlık Kitaplar dizisinde, İş Bankası Kültür Yayınları'nın da Hasan Ali Yücel klasikler dizisinde yayımladığı öykü Cem Yayınevi'nden de okunabilir. Can Yayınları ise yalnızca bu öyküye yer verdiği kısa bir kitapçık şeklinde yayımlıyor. Lacivert Klasikler dizisinde yer alan öykünün çevirmenliğini yazar/ersel-kayaoglu üstleniyor. Keyifli okumalar dilerim. (Bahri Doğukan Şahin)
İthaki yayınlarından çıkan "Kum Adam" adlı kitabı arkadaş tavsiyesiyle aldım. Çevirisi ayrı güzel. Kum Adam'ı gotik türde bir korku hikayesi diye aldım. Ama Bilim Kurgu çıktı, sanırım 1700'lerin sonlarında yazılmış. O zamanlar Decartes, Fransa'da makine insan ayrımı üzerine yazılar yazıyordu. İnsanı makineden ne ayırır diye merak ettiğinden "Düşünüyorum öyleyse varım" demişti. Kısacası bu makine-insan tartışması bu kitapta Kum Adam efsanesiyle birleştirilerek anlatılmış. Ortaya nefis bir kitap çıkmış. Bu kitabı okurken o dönemki ve aslında günümüzdeki yapay zeka kavramlarını düşünerek okursanız daha bir anlaşılır olur. Kitapta ikinci bir öykü daha var. "Issız Ev" adlı o daha bir korku gibi. İyi okumalar (Başak)
Önerilerini dikkate aldığım bir arkadaşım sayesinde okuduğum kitap; Kumadam. E.T.A. Hoffmann ile tanışma kitabım aynı zamanda. Hoffmann çok yönlü bir insan; edebiyatçı kişiliğinin yanısıra besteci, ressam, avukat, karikatürist. Kendini müzisyen olarak tanıtmayı tercih ediyor. Hatta Mozart’a olan sevgisini üçüncü adı olan Wilhelm’i Amadeus’a değiştirerek kanıtlamaya çalışıyor. Alman romantizm döneminin önde gelen isimlerinden biri. Korkuyu gotik türle harmanlayan bir tarzı var. Bu kitabı da bilim kurgu türünde gotik kıvamlı iki hikayeden oluşuyor. Okurken gerçekten korku-gotik-bilim kurgu üçlüsü hissediliyor. Hikayede hangisinin daha hakim olduğuna karar veremiyorum. Bazıları bilim kurgu türünde olduğunu iddia ediyor. Çünkü kitabın yazıldığı zamanlar, makinelerin konuşulduğu bir dönem; Descartes’in makineyle insan arasındaki farkı sorgularken “Düşünüyorum, öyleyse varım”dediği bir dönem. Ama ben okurken özellikle de ‘Issız Ev’ adlı ikinci öyküde korkuyu bir nebze baskın hissettim. İki hikayenin de sonu beklenmedik ve ürperticiydi. Sigmund Freud’un da okuduğu ve etkilendiği öykülerden olan Kumadam’ı okumanızı öneririm. Korkunun, bilinçaltını yönlendirme üzerine ne kadar etkisi olduğunu görebilmenizi sağlayacak. (dr.ilisia)
Kum Adam PDF indirme linki var mı?
E. T. A. Hoffmann - Kum Adam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kum Adam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı E. T. A. Hoffmann Kimdir?
Romantizm Döneminde, Alman Fantezi ve Korku Hikâyeleri Yazarı, Jüri Üyesi, Besteci, Müzik Eleştirmeni, Çizer ve Karikatürist olarak tanınır.
Prusya'nın Königsberg (günümüzde Kaliningrad, Rusya) şehrinde doğan Hoffmann'ın hikâyeleri 19'uncu yüzyılda oldukça ilgi bulmuş ve romantizm akımının önemli yazarlarından biri olmuştur. Berlin'de 1882'de ölene kadar da hikâyeler yazmıştır.
Hukuk öğrenimi gördükten sonra 1800’de devlet memurluğuna atandı ve Prusya’nın işgali altında bulunan Polonya’da çalışmaya başladı. 1806’da Prusya’nın Napoléon güçleri tarafından yenilgiye uğratılmasına kadar bu görevinde kaldı. Hoffmann, 1814’e kadar müzik eleştirmenliği ve tiyatrolarda müzik yönetmenliği yaptı. 1811’de Arlequin adlı bir bale besteledi. Alman Romantizminin ilk yazarlarından olan dostu Friedrich de la Motte Fouqué’nin Undine adlı masalını operalaştırması da bu döneme rastlar. Hoffmann, 1814’ten itibaren edebiyata yöneldi. 1814-1815 tarihli Phantasiestücke in Callots Manier adlı öykü kitabı, yazar olarak ün kazanmasını sağladı. 1816’da yeniden devlet hizmetine girerek Berlin Temyiz Mahkemesi’nde yargıçlık yapmaya başladı.
Ernst Theodor Amadeus Hoffmann, Alman Romantik Dönem’in ekollerinden birisidir. Hoffmann, eserlerinde gerçekliğin sınırlarını aşar ve fantastik bir dünyaya yelken açar. 1763-1825 yılları arasında yaşamış olan Alman yazar Jean Paul Friedrich
Richter’in 1776 yılında kaleme aldığı eseri Siebenkäs’de ilk kez kullanılan Eş ruh motifi, ikinci kez Ernst Theodor Amadeus Hoffmann tarafından kullanılmıştır.
Şeytanın İksirleri (1815-1816) ve Kedi Murr’un Hayat Görüşleri (1820-1822) adlı romanları, Gece Tabloları (1816-1818) ve Die Serapionsbrüder (1819-1821) adlı öykü derlemeleri büyük ilgi gördü. Hoffmann’ın peri masallarından doğaüstü felaket öykülerine kadar eşsiz hayal gücünü sergilediği eserleri, Çaykovski’nin bale süiti Fındıkkıran da dahil olmak üzere pek çok opera bestesine esin kaynağı oldu. Eserleriyle Honoré de Balzac, George Sand ve Théophile Gautier gibi isimlerin saygısını kazandı; Victor Hugo, Charles Baudelaire, Guy de Maupassant, Aleksandr Puşkin, Fyodor Dostoyevski ve Edgar Allan Poe’yu etkiledi. E.T.A. Hoffmann, 1822’de Berlin’de öldü.
E. T. A. Hoffmann Kitapları - Eserleri
- Kum Adam
- Üç Romantik Hikaye
- Matmazel De Scudery
- Altın Çanak
- Şeytanın İksirleri
- Üstat Pire
- Kedi Murr'un Hayat Görüşleri
- Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober
- Uğursuz Miras
- Duka ile Karısı
- Gece Tabloları
- Kum Adam Seçme Hikayeler
- Fındıkkıran
- Prenses Brambilla
- Sıradan Şeylerin Fısıltısı
- Taş Kalp
- The King’s Bride
E. T. A. Hoffmann Alıntıları - Sözleri
- Ruhunun derinliklerine bakıyorum ve görüyorum ki, sen özgür olmak istiyorsun. (Şeytanın İksirleri)
- Dediğini yapabilirsin, kendini öldürebilirsin (Uğursuz Miras)
- Darağacında ölmek istemiyorum! Gökyüzündeki Tanrı yargısını verir. (Uğursuz Miras)
- İnanç ve sevgi sonsuzdur, bilgi de öyle! (Kum Adam Seçme Hikayeler)
- Ona inandığın sürece orada ve etkin olacak, onun gücü sadece senin inancından ileri geliyor. (Kum Adam)
- Felaketten cesaretleri kırılanlar başka zaman hiç hissetmeyecekleri darbelerden iki misli acı duyarlar. (Üç Romantik Hikaye)
- Aşk yıllansa da pas tutmaz! (Üstat Pire)
- – Bu böyle gelmiş böyle gider, bir kere aşkın saadetini tadan, artık günlerce, haftalarca, aylarca, altın bir ışıkla sarılmış bir halde, cennet rüyaları görür.. (Üç Romantik Hikaye)
- .... dolunaylı gecelerde çoğu zaman korkunç acı haykırışları taş yığınları arasından duyulurmuş. (Uğursuz Miras)
- Ümidin altın çiçeği âşıklara açmaz da kime açar? (Duka ile Karısı)
- Kapıyı açın , Kutsal Mesih uslu çocuklara armağanlarını gönderiyor (Üstat Pire)
- – İz bırakmadan kaybolan şeyin izi olur mu? (Üç Romantik Hikaye)
- "Umutsuz bir âşık gibi hüzünlü gözlerle dolaşıp durmuşsundur, insanların hayatın karmaşası içinde sürdürdüğünü gördüğün çeşitli uğraşları sende ne acı ne de sevinç uyandırmıştır, sanki sen artık bu dünyaya ait değilsindir." (Altın Çanak)
- Ay ışığında dönüp dolananların yüreğindeki dönekliğin ölçüsünü kim bilebilir? (Kedi Murr'un Hayat Görüşleri)
- İnsan alnına yazılmış olandan kaçamaz! (Üç Romantik Hikaye)
- Kimin hayatında bir kerecik olsun, yüreğinin en derin köşesinde, gizli bir aşkın o harikulade esrarı uyanmamıştır ki? (Şeytanın İksirleri)
- “Le vrai peut quelquefois n’être pas vraisemblable.” “Gerçek bazen mümkün görünmeyebilir.” - [Nicolas Boileau-Despréaux’dan alıntı. (1636-1711), Kanto III, I.48. (e.n.)] (Matmazel De Scudery)
- "İz bırakmadan kaybolan şeyin izi olur mu?" (Duka ile Karısı)
- Tanrı uykuyu keşfeden o zeki adamı ödüllendirmeli; oysa aslında rüyayı bulan kişi daha da büyük ödüllere layıktır. Ama uykunun yumuşak yorganı altında yatarken ruhumuzda. Yükselen rüyaları kastetmiyorum-hayır!- ben ömür boyu bizi büyüleye , çoğu zaman dünyevi sıkıntıları yükünü kanatlarının üzerine alıp hafifleten , acı veren üzüntüleri ve boşa çıkan umutların tesellisiz feryatlarını dindiren , kendi bağrımızdan fışkıran bir ilahi ışık olarak için için yanan sonsuz özlemimizin sona ereceğini vaat eden rüyalardan söz ediyorum. (Prenses Brambilla)
- "…yürekli bir özgüven, saygın bir devlet adamının içinde barındırması gereken gücün kanıtıdır!" (Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober)