Kum ve Köpük - Halil Cibran Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kum ve Köpük kimin eseri? Kum ve Köpük kitabının yazarı kimdir? Kum ve Köpük konusu ve anafikri nedir? Kum ve Köpük kitabı ne anlatıyor? Kum ve Köpük kitabının yazarı Halil Cibran kimdir? İşte Kum ve Köpük kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Halil Cibran
Çevirmen: Kenan Sarıalioğlu
Editör: Gamze Varım
Orijinal Adı: Le Sable et l’écume : Livre d’aphorismes
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053320937
Sayfa Sayısı: 83
Kum ve Köpük Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Halil Cibran'ın zamanında küçük kâğıt parçalarına ve defterlerine karaladığı aforizma ve mesellerden oluşan bu küçük kitap, sanatçının parçalı bir "otoportresi"ni ortaya koyuyor. Ruhunun derinliklerinden gelen çarpıcı ve çağrışımlı imgelerle aşk, güzellik, doğa ve insanlık durumuna ilişkin bir türlü ifadesini bulamayıp "suskunluğa gömülmüş" olanı ifşa ediyor.
Cibran'ın yetmiş yılı aşkın bir süre önce yayımlanmış yapıtları, bugün dünyanın dört bir yanındaki okurlara ulaşmayı sürdürüyor. Sözcüklerinin bütün coğrafyalara uzanmasında, bu yapıtların birçok dile çevrilmesinin yanı sıra onun ırk, din, dil ayrımı gözetmeksizin insanlığı bir bütün olarak ele alan felsefesinin de rolü var kuşkusuz. Bir de insana dair verdiği mesajların her dönemde geçerli, "ezeli-ebedi" olmasının.
Ermiş'in ardından, 1926'da yayımlanan Kum ve Köpük 1960'larda düşünen ve üreten insanların yüreğine dokunmuştu. Beatles üyesi John Lennon, bir trafik kazasında yitirdiği annesi için yazdığı "Julia" adlı şarkıda bu yapıttan satırlara yer vermişti.
Kum ve Köpük Alıntıları - Sözleri
- Eşikte durdurdum misafirimi ve şöyle dedim: "Yalnızca girerken değil, çıkarken de ayaklarını temizle."
- Bugünün kederine ait en acı şey dünkü sevincimizin hatırasıdır.
- Dün bana, hayat dairesinde kararsızca dalgalanan bir zerreymişim gibi gelirdi. Oysa bugün, çok iyi biliyorum ki o dairenin ben kendisiyim. Ve düzenli zerreleriyle hayat, bütünüyle bende devinmektedir
- Her insan içinde iki varlık barındırır: Biri karanlıkta uyanık, öbürü ışıkta uyuyan.
- “Ağaçlar toprağın göklere doğru yazdığı birer şiirdir. Biz onları kesip yıkar ve hiçliğimizi yazmak üzere kağıt yaparız.”
- Kalbimin mühürleri parçalanmadan nasıl açılacak?..
- “İki kadın konuştuğunda hiç bir şey söylemezler; ama bir kadın tek başına konuştuğunda bütün hayatı ortaya döker.”
- Her halükârda bu kötü bir zindan değil. Ama beni diğer odadaki mahkûmdan ayıran duvarı sevmiyorum.
- “Bir insan sana açıldığı kadar değil; içinde sakladığı, sana açılmadığı kadardır. Bu yüzden onu anlamak istiyorsan ne söylediğine değil, ne söylemediğine kulak vermeye çalış.”
- Bir kadın bir gülüşle örtebilir yüzünü.
- “Bir kadını anlayabilecek veya bir dahiyi açıklayabilecek veya bilimin sırrını çözümleyebilecek biri işte o kişidir, güzel bir düşten uyanıp, bir kahvaltı sofrasına oturan.”
- Bir insanı ancak onun hakkında bildiklerinle yargılayabilirsin. Ama onun hakkında neyi ne kadar bilebilirsin ki!
- “Hepimiz mahpusuz. Ama kimimizin hücresinde pencere var, kimimizinkinde yok..”
- “Genellikle geçmiş günlerimize olan borçlarımız için geleceğimizden ödünç alırız.”
Kum ve Köpük İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kum ve Köpük: Cibran’ın aforizmalardan oluşmuş bir eseri. Daha önce okumuş olduğum Ermiş ve Ermişin Bahçesi eserinde tanıdım onu ve kalemini. Harika bir şair, harika bir filozof. Filozofluğunu bu eserinde de konuşturan şair bu kitabında da yoğun bir anlatımla okurlarını düşündürmeye sevk ediyor. Her bir sözü durup düşüneceğiniz, kendinizi zaman zaman bulacağınız sözlerle dolu bir aydınlık kitap. Çok beğendiğim bir sözü: “İnsan iki türdür; biri karanlıkta uyanıktır, diğeri ışıkta uyur.” Peki ya biz hangi türe ait hissediyoruz kendimizi? Birazcık durup düşünelim. Keyifli okumalaaar :) (Muallime.)
Bu alıntıyı paylaşmadım sevgili okur, sona sakladım zira benim kitaptan keseme kattığım öz budur. "Susmayı gevezeden, hoşgörüyü fanatikten, edebi edepsizden öğrendim. Bütün bunlardan daha garibi, bu öğretmenlere hâlâ teşekkür etmemiş olmamdır." diyor üstat. Belki de burada kaybediyoruz.Hayatımıza giren insanlar bizi aynalar, tekamül sürecimizde bize eşlik ederler. Mutlaka bize öğretecekleri olan bu kişileri birer öğretmen birer keşiş gibi görüp günün sonunda yaşattıklari hayal kırıklıklarına, acılara rağmen teşekkür edebiliyorsak senden çok şey öğrendim diyebiliyirsak hem karma işini çözmüşüzdür hemde Cibran 'ın felsefesini az da olsa anlamışızdır. 83 sayfalık devrim olan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar. (özge)
Halil Cibran okumaktan zevk almaya başladım doğrusu. Çok akıcı bir dili var yazarın. Hani bazen böyle herşeyden daralırsın, uzaklaşırsın, bunalırsın, kitap okumak istersin ama okuyasın gelmez sıkılırsın ya hemen hah işte o dönemde okunması gereken br kitap bence. Çünkü hem kısa, hem dili sade ve akıcı.. Kitap hakkında ufak bir spoiler : Kitapta herhangi bir olay kurgusu vs beklemeyin hayata dair küçük küçük anektodlar var. Yazarımız Halil Cibran'ın küçük kağıtlara, defter köşelerine karaladığı kısa kısa sözlerin bütününü oluşturan bir kitaptı. Şiir kitabı değil ama o şekilde de düşünülebilir. O kadar çok alıntı yapıp taslağa kaydettim ki bi ara dedim Gizem kendine gel direk kitabı paylaştın :) Keyifli okumalar :) (Gizem Dindaroğlu)
Kitabın Yazarı Halil Cibran Kimdir?
Cibran, 1883 yılında Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı'nda Maruni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ailesi ve kardeşleriyle 1895'de ABD'ye göç etti. Annesi terzi olarak çalışırken Boston şehrinde bir okula başladı. Cibran'ın yaratıcılığını fark eden öğretmeni Cibran'ı fotoğrafçı ve yayıncı F. Holland Day'le tanıştırdı. Gibran, Beyrut'taki Collège de la Sagesse'e kaydolmak için on beş yaşında ailesi tarafından memleketine geri gönderildi.
1904'te, Cibran'ın çizimleri ilk kez Boston'daki Day's stüdyosunda sergilendi ve Arapça ilk kitabı 1905'te New York'ta yayımlandı. Cibran, yeni tanıştığı hayırsever Mary Haskell'in mali yardımıyla 1908'den 1910'a kadar Paris'te sanat okudu. Oradayken, Jön Türk Devrimi'nden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda isyanı destekleyen Suriyeli siyasi düşünürlerle tanıştı; Gibran'ın aynı fikirleri ve aynı zamanda antiklerikalizmi dile getiren bazı yazıları, sonunda Osmanlı yetkilileri tarafından yasaklanacaktı.
Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressam idi. Resimlerinin bazıları günümüzde dünyanın birçok şehrinde sergilenmektedir.
Yaşamının yaklaşık son yirmi yılını ABD'de geçiren yazar, ölümüne kadar kaldığı bu ülkede eserlerini İngilizce yazmıştır.
Halil Cibran'ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan Nebi adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır. Cibran'ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle peygamber Hz. Muhammed'i işaret ettiğini iddia edenler vardır. Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta'ya göre İncil'in 5. bölümünde yer alan İsa'nın Dağdaki Vaaz'ıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa'nın Meryemoğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır. Ermişin Bahçesi Halil Cibran'ın Ermiş kitabının devamı niteliğindedir. Türkçeye çevirisi R.Tanju Sirmen tarafından yapılmıştır. Yayın yılı 1999.
Halil Cibran Kitapları - Eserleri
- Ermiş
- Fırtınalar
- Ermişin Bahçesi
- Asi Ruhlar
- Kum ve Köpük
- Aforizmalar
- Vadinin Perileri
- Rüzgar Gülü
- Gönlün Sırları
- Bilgelik Kitabı
- Bütün Eserleri - 2
- Bütün Eserleri - 1
- İnsanlık Yalnızlığında Oturur
- Umutsuz Aşık
- Bilgelik ve Erdem
- Bir Gözyaşı ve Bir Tebessüm
- Mezarlar Ne Söyler?
- Haberci
- Aşk Mektupları
- Meczup
- Bir Ozanın Ölümü Onun Yaşamıdır
- Gezgin
- Kendimle Konuşmalar
- İnsanoğlu İsa
- Lazarus ve Sevgilisi
- Dost Mektupları
- Sevgili Ermiş
- Kabuklar ve Özler
- Yeryüzü Tanrıları
- Cibran Neden Evine Gidemedi?
- Ermiş - Gezgin
- Gece ile Sabah Arasında
- Usta'nın Sesi
- Derin Akıl ve Derin Yürek
- Bütün Eserleri
- Öz
- Kırık Kanatlar
- Musiki
- Sus Kalbim
- Ben Bir Sisim
- Kum ve Köpük - Avare
- Şeytan
- Seçme Eserleri
- Medcezir
- Cibran'ca 3: Şeytan - Deli
- Kafir Halil
- Reenkarnasyon Öyküleri
- Gavur Halil - Deli
- Felsefi Öyküler
- Halil Cibran Seti
- Bütün Şiirler ve Şiirsel Yazılar
- Şairin Ölümü Hayatıdır
- من به خوشبختی شما اهمیت می دهم
- Vadinin Perileri
Halil Cibran Alıntıları - Sözleri
- Binlerce ifadeye ev sahipliği yapan bir yüz de gördüm, kalıptan çıkmış gibi tek bir ifade barındıran yüz de. (Meczup)
- Biz çok ekeriz, biçtiğimiz ise hiçtir . (Vadinin Perileri)
- "Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var içimde ve orada oturan için benim tek başınalığım kalabalık bir pazar yeridir ve sessizliğim seslerin bir karmaşasıdır." (İnsanlık Yalnızlığında Oturur)
- Bunlar kelimelere dökülenlerdi. Fakat kalbindeki pek çok şey, söylenmemiş olarak kaldı. Çünkü en derin gizemini açıklayamazdı… (Ermiş - Gezgin)
- Fırtınalar ve karlar çiçekleri öldürebilir fakat çiçek tohumlarını öldüremezler. (Mezarlar Ne Söyler?)
- - Nereye ilkbaharım, nereye? (İnsanoğlu İsa)
- Dün, hayat dairesinde kararsızca dalgalanan bir zerreymişim gibi gelirdi bana. Oysa bugün, çok iyi biliyorum ki o dairenin kendisiyim. Ve düzenli zerreleriyle hayat, bütünüyle bende devinmektedir. (Ben Bir Sisim)
- Ve zaman da, tıpkı sevgi gibi bölünemez ve ölçülemez değil midir? (Derin Akıl ve Derin Yürek)
- “Bir kadını anlayabilecek veya bir dahiyi açıklayabilecek veya bilimin sırrını çözümleyebilecek biri işte o kişidir, güzel bir düşten uyanıp, bir kahvaltı sofrasına oturan.” (Kum ve Köpük)
- "Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir." (Bilgelik Kitabı)
- Delillerimi dinleyin. Acımayın, fakat adaletli olun. Çünkü şefkat zayıf günahkarlar içindir. Adaletse masum insanların isteğidir. (Gavur Halil - Deli)
- Bu, ölümün pençeleri arasındayken hayata döndüğünü hisseden bir insanın, ümitsizliğe düştükten sonra ümitlenen kişinin bakışıydı. (Kafir Halil)
- Bizler bu dünyaya aşağılık birer sürgün olarak gelmedik. Aksine hayatın güzelliklerini, gizemlerini öğrenmek, ölümsüz evrensel ruha ibadet etmek ve bedenlerimizin sırlarını araştırmak için cahil birer çocuk olarak geldik. (Mezarlar Ne Söyler?)
- "Her birimizin bir yerlerde mutlaka dinlenecek bir yerleri olmalı, sevgili Mary. Benim ruhumun dinlenme yeri, içinde senin üzerine edindiğim bilginin yaşadığı güzel bir koruluk." (Sevgili Ermiş)
- Cehalet ise bir zencinin teninden daha siyahtır. Sizler,zulüm ve zorbalığa tamamen teslim olmuşsunuz. (Asi Ruhlar)
- Kimimiz mürekkep gibidir, kimimiz kâğıt. Bazımızın siyahlığı olmasa, beyazlık sağırlaşırdı. Ve bazımızın beyazlığı olmasa, siyahlık kör olurdu.. (Halil Cibran Seti)
- "Hatırlamada mesafeler yoktur; sadece farkında olmadan ne sesinin ne de gözlerinin daraltacağı bir uçurum vardır." (Bütün Eserleri - 1)
- Bilmez misin ki ruhun, hayalinde aşamayacağı hiçbir uzaklık yoktur? Ve bu uzaklığı aştığın zaman ruh bir uyuma kavuşur. (Ermişin Bahçesi)
- *İnsanın hayal gücü ile hedefledikleri arasında bir uçurum vardır. Ve bu uçurum ancak tutkuyla aşılabilir. (Bütün Eserleri - 1)
- " Ne kadar yaşam eder bu para! " (Rüzgar Gülü)