Kur'an'da Kıyamet Sahneleri - Seyyid Kutub Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kur'an'da Kıyamet Sahneleri kimin eseri? Kur'an'da Kıyamet Sahneleri kitabının yazarı kimdir? Kur'an'da Kıyamet Sahneleri konusu ve anafikri nedir? Kur'an'da Kıyamet Sahneleri kitabı ne anlatıyor? Kur'an'da Kıyamet Sahneleri kitabının yazarı Seyyid Kutub kimdir? İşte Kur'an'da Kıyamet Sahneleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Seyyid Kutub
Çevirmen: Ömer Aydın
Tasarımcı: Yunus Karaaslan
Orijinal Adı: Meşahidu'l-Qıyame fî'l-Qur'an
Yayın Evi: İşaret Yayınları
İSBN: 9789753502337
Sayfa Sayısı: 326
Kur'an'da Kıyamet Sahneleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kur'ân'da Kıyâmet sahneleri, tasvîrin en açık şekilde yapıldığı yerlerdir. Kur'ân, Kıyâmet sahneleriyle, ölümden sonra dirilişi, hesabı, nimet ve azâbı hedeflemektedir. Bu yüzden, yaşadığımız şu âlemden sonra insânlara va'dettiği âhiret âlemini sadece tavsîf ederek bırakmamış, bilâkis tasavvur edilebilir, hissedilebilir, canlı, hareketli, bâriz ve müşahhas olarak zikretmiştir.
Kur'ân-ı Kerîm'de Âhiret âlemi, çok basittir ve İslâm akîdesi gibi apaçıktır: Ölüm, ölümden sonra diriliş, nimet ve azab. Fakat bu basit ve apaçık hakîkat, çeşitli tablolar hâlinde sunulur ve onlarca pozisyon, şekil ve nitelik ihtivâ eden sahnelerle dolu tam bir âlem şeklinde resmedilir. Böylece rûhu saran, hayâl etmeye sevkeden, duyuları kaplayan, renk ortaya koyan ve edebî zenginliğe eşi ve benzeri görülmemiş değerli safhalar ekleyen yüksek sanat unsurları bir araya getirilir.
Büyük mütefekkir Seyyid Kutub bu eserinde, mü'minler için kimi zaman haşyet kimi zaman ferahlama vesilesi olan Kıyâmet sahnelerini, Kur'ân'da tasvîr edildikleri şekilde tıpkı bir film şeridi gibi gözler önüne seriyor. Bunu yaparken de sûrelerin nüzûl sırasına göre tertibini esas alıyor. Çoğunluğunu Mekkî sûrelerin oluşturduğu 80 sûreye serpiştirilmiş olan 150 kadar Kıyâmet sahnesini, birbiri ardınca sıraladıktan sonra her sahnenin açılımını sade ve akıcı üslubu ile okuyucuya sunuyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Kur'an'da Kıyamet Sahneleri Alıntıları - Sözleri
- "De ki; Ben, Rabbim'e isyan edersem gerçekten büyük bir günün(kıyametin) azabından korkarım. O gün kim azaptan kutarılırsa, gerçekten Allah onu esirgemiştir. İşte apaçık kurtuluş budur." [En'am sûresi]
- size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? niçin inanmadınız? fatır 36-37
- "Benimle o yarattığımı yalnız bırak."{Müddessir} Beni onunla yalnız bırak. Ne korkunç! Büyük gücün şu zayıf mahlukun karşısına çıkması...
- Kelimelerin çevresinde oluşan gölgelerin, derin ve engin bir tesir gücü vardır
- benimle o yarattığımı yalnız bırak (müddessir) beni onunla yalnız bırak. ne korkunç. büyük gücün şu zayıf mahlukun karşısına çıkması.
- Bütün yüzler (insanlar), diri ve her şeye hâkim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur. Her kim, mü'min olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o,ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
- o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar.. o gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır. abese
- Hal böyle iken inkar ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günden (kıyametten) nasıl korunursunuz? - Müzzemmil 17. Ayet
- Şu kısacık dünya hayatında insan nefesi sayılı, günleri ise sınırlıdır. İnsan doğal bir yaşama arzusu, sınırsız beklentiler ve sonu tahayyül edilemeyen ihtiyaçlarla dolu bir varlıktır. Fakat ölüm onu yakalayacaktır. Ölecek ve uçsuz bucaksız tahayyüllerini burada bırakacak. Canından çok sevdiği dostlarından ayrlacak.
- haydi ikiniz her inatçı kâfiri, bütün gücüyle hayra engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilah edineni, şiddetli azaba birlikte atın. müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: rabbimiz, ben onu azdırmadım. fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi. kaf suresi
- Dönüş sahibi olan(yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederimki Kur'an, (hak ile batılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir.
- O cehennem her şeyi yutuyor, insanlarla taşlar eşit düzeydedir. Bu şekilde cehennem ehline hakaret edilmektedir. Çünkü onlar taştır.
- "İşte bu elbette en gerçek hakikattir. O halde ismini tesbih et."
- "Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetiştirdik. Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunları yaptık). Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek daneler bitirdik. Kullara rizik olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir."
Kur'an'da Kıyamet Sahneleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
•“Kuran’da kıyamet sahneleri” •Bu kitap yazarın kurmaya azmettiğim dediği “yeni kuran kütüphanesi”in ikinci kitabıdır. İlki “kuranda edebi tasvir” adında yayınlanmıştır. (Okumadım henüz, ilk önce bunu okumak daha iyi bence) •Kitap kendisinin yaptığı bi “AÇIKLAMA”yla başlıyor, burda kısaca kitabın muhtevası hakkında bilgi vermekte yazar. Bazı alıntıları: Ona göre tasvir kuran metodunda tercihe şayan bir anlatım türüdür. Tasvir metodu olayları, şahısları, mekanları hayalde duygular şeklinde canlandırır, zihindeki manayı karaktere aktarıp, ruhta etki bırakır. Bu metod yaklaşık Kuran’ın dörtte üçünü teşkil eder. Geri kalanı teşri(yasama) konularıdır. Yazar zorlama tevillere gitmeden bu sahnelerdeki Dini ve Sanatsal gayeyi buluşturma çabasındadır. Yani ilk araplarda olan şekil(sanatsal ve edebi yönü) geri getirilmeli (ortaya çıkarılmalı) diyor çünkü Kuran’ın sanatsal güzelliği onların ruhlarını titretiyordu. Kuran’ın etkileyici özelliğini Mümin de kafir de kabul ediyordu ancak kefere bundan kaçıyordu. { FUSSİLET - 26 } Sahneler çoğunlukla Mekki surelerde geçer. “Biz bu kitapta 150 sahneyi 114 sureden 80 sureye dağıtılmış şekilde gözler önüne seriyoruz.” (S-13) Sureler sebebi nüzullerine göre sıralanmıştır. •AÇIKLAMA kısmından sonra “İNSANIN DERİNLİKLERİNDEKİ AHİRET ALEMİ” başlığı altında insanlık tarihinde Ahiret düşüncesini ele alıp sırasıyla eski Mısır’da, Farslılarda (zürdüştlük dininde), yunan mitolojisinde, eski Hint dinlerinde(Hinduizm-Budizm), Yahudilikte ve hristiyanlıktaki Ahiret düşüncesini Onların kaynaklarından kısa Metinler aktararak okuyucuya sunar. •Sonradaki bölümde “KURANDAKİ AHİRET ALEMİ” bağlığında özet olarak kıyamet sahnelerinin tabiatını ve metodlarını açıklar.(en çok kuranda teferruatlı olarak anlatılmış kıyamet sahneleri) •Kitabın son kısmı(en uzun kısmı) “KIYAMET SAHNELERİ” bölümüdür. Sebebi vürudlarına göre 80 surede olan kıyamet sahnelerini sırasıyla ayrıntılı bi şekilde ele alır. Önce ayetlerin Arapçasını zikredip mealini verir (burda bazı eksiklikler var) genel değerlendirmeden sonra tek tek ayetleri ele alıp sanatsal yönünü dolayısıyla ruhtaki etkisini açıklamakta. Duygudan duyguya geçiş evresi burda başlıyor, öyle güzel anlatıyor ki oradaki açıklanan sahnelerdeki duyguları bizzat hissedeceksiniz. Etkilenmemek mümkün değil. İki alem arasındaki uzaklık çok yakınlaşmış hatta uzaklık yok oluyor bazen. Ahiretteki bir hali anlatırken sanki şimdi yaşanıyormuş gibi yahut yaşanmış gibi anlatılır, ve bunun ruhtaki etkisi inkar edilemez bi şey. Yazara göre bu metod ruhta bu sahneleri canlandırmakta ve duyguların tesirini kuvvetlendirmektedir. Genel itibariyle azap şekilleri Naim şekillerinden daha tafsilatlıdır, çoğunlukla ilk önce azap ayetleri, inkarcıların halleri anlatılır, dünyadaki ayetleri ahiretin varlığına delil olarak zikredilir. Sahneler ise maddi-manevi azap ve mükafattan oluşmaktadır. Kitap aynı zamanda (تفسير الموضوعي) mevzui tefsir mahiyetindedir. (zey)
Seyyid Kutup okumayı seven kimselerin elbette bu kitabı okuması gerekir. Silkin ve kendine gel, niteliğinde bir kitap. Açıkçası kitabı okuduktan sonra gecesine kafamı yastığa rahat koyamamıştım. (Nazik Karaova)
Kur'ân da Kıyamet Sahneleri: Seyyid Kutub'un yeri gönlümde bir başka. Her kitabında onun sözleri ve düşüncelerini okuduğum, öğrendiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Rabbim Firdevs'te bizi buluştursun. Bu kitabın incelemesi de Seyyid abimden olsun. Kitap şu zarif sözlerle başlıyor; İthaf Bu kitabımı senin ruhuna ithaf ediyorum ey babacığım! Daha küçücük bir çocukken kalbime ahiret korkusunu yerleştiren sensin. Fakat bunu, nasihetle veya dövmekle değil, gözlerimin önünde kalbinde ahiret korkusu, dilinde ahiret zikri olduğu hâlde fiilen yaşatarak yaptın. Zira sen, üzerinde bulunan bir hakkı titizlikle yerine getirir, başkasındaki hakkın hususunda ise hoşgörülü davranırdın. Ahiret gününden korktuğun için, sana yapılan kötülükleri -karşılık verebilme gücüne sahip olduğun hâlde- o gün sana kefaret olsun diye bağışlardın. Bazen muhtaç olduğun birşeyi bile ahiret gününde sana azık olması için tasadduk ederdin. Seni daima şu şekilde hatırlıyorum: Her akşam yemeğinden sonra bir Fatiha okur ahirete intikal etmiş olan anne ve babanın ruhuna hediye ederdin. Çocukların olan bizlerde, henüz Fatiha'nın tümünü bilmediğimiz için seni taklid ederek okumaya çalışırdık. Bu kitabımı sana faydalı ve Allah indinde makbul olması dileğiyle senin ruhuna ithaf ediyorum. İyiye, güzele ve doğruya muvaffak kılan Allah Teâlâ'dır. Oğlun Seyyid. Ve Kitap şu sözlerle sona eriyor; Kur'ân, kıyamet sahnelerine, bilhassa da ölümden sonra dirilmeye, Cennet nimetlerine ve Cehennem azabına ilişkin beyanlara önem vermiş, insanlara vaadettiği, ahiret alemini yalnızca haber verip tasvir etmekle yetinmemiş, müşahede edilen bir manzara, hareket eden bir canlı ve müşahhas bir varlık hâline getirmiştir. Müslümanlarda bu tasvir sayesinde bu alemi tam anlamıyla yaşamışlar, sahnelerini görmüşler, hâdiselerini seyretmişler ve bunlardan etkilenmişlerdir. Öyleki bazen yürekleri hoplamış, bazen tüyleri ürpermiş, bazen içleri korkuyla dolmuş, bazen ruhlarını huzur ve güven sarmış, bazen ateşin alevleri yüzlerini yalamış, bazen de Cennet'ten esen hafif ve tatlı rüzgâr gönüllerini ferahlatmış ve vaaddedilen o gün henüz gelmeden evvel, o günü dünyadayken görüp öğrenmişlerdir. Seyyid Kutub♡ (verâ)
Kitabın Yazarı Seyyid Kutub Kimdir?
Profesör Seyyid Kutub (Arapça: سيد قطب), (d. 1906, Mısır ö. 29 Ağustos 1966). Mısırlı yazar, müfessir ve düşünce adamıdır.
Hayatı
1906 yılında Mısır'ın Asyut kasabasısında, dindar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Orta ve lise tahsilini el-Ezher de bitirdi. Kahire Üniversitesi'nin Darul Ulum fakültesine girdi. 1933 yılında mezun oldugu fakülteye aynı yıl öğretim görevlisi olarak tayin oldu. 1939 ve sonrasında İslami düşünceye yöneldi. 1946'da Konum Dersleri isimli makalesini yayımladı. Çoğuna göre bu makalesi onun İslami düşünceye girişini temsil eder. Makalesinde toplumun ıslahının ve Müslümanların bu yönde çalışmasının Kur'an'ın emri olduğunu savunuyor, Mısır'ın o dönemki toplumsal yapısını ve geçirmekte olduğu dejenerasyonu eleştiriyordu.
1949 yılında ABD'ye gitmiştir. Bu dönem boyunca Amerikan yaşam tarzını ve toplumunu, tanık olduğu ırkçılığı eleştirmiş ve Amerikan medeniyetini primitif olarak görmüş ve reddetmiştir. Ayrıca, 1949 yılında, o yurtdışındayken, İslam'da Sosyal Adalet isimli eseri yayımlanmıştır. Bu eserinde gerçek sosyal adaletin İslam'da olduğunu öne sürmüştür. Ayrıca yine ABD'deki yıllarında, daha önce kaleme almış olduğu edebi makale ve eserleri eleştiriyor, o dönemlerde sahip olduğu daha seküler olarak tanımlanabilecek edebiyat anlayışından ziyade edebiyatın da kaynak olarak en başta İslam'ı alması gerektiğini savunuyordu.
Kitaplarında, genellikle geleneksel İslam'a karşı, sahih bir çizgiyi savundu. Tasavvufta var olan hurafeleri eleştirdi. Mısır'a döndüğünde, kamu hizmetinden ayrılıp Müslüman Kardeşler teşkilatına katılmıştır. Teşkilatın gazete ve dergilerinden devamlı olarak düşüncelerini aktarmaya çalışırken, teşkilatın genel düşüncesiyle kendi fikirleri arasındaki bazı farklılıklar ortaya çıksa da, Müslüman Kardeşler ile olan ilşkisi devam etti.
Cemal Abdül Nasır'a düzenlenen 1954 tarihli suikast girişimi nedeniyle birçok Müslüman Kardeşler üyesi gibi o da tutuklandı. Yargılama sonunda Seyyid Kutub'a onbeş yıl ağır hapis cezası verilmiştir. Hapiste ileride büyük bir önem ve üne kavuşacak iki eseri olan, Kur'an tefsiri Fi zilâl-il-Kur'an ve Kutub'un siyasi ve düşünsel görüşlerinin en son ve bütününü ifade eden Yoldaki İşaretler`i kaleme almıştır. 1964'te serbest bırakıldıktan sonra, 1965'te tekrar tutuklandı. Bu kez de birçok Müslüman Kardeşler üyesi ile birlikte tutuklanmıştı ve tutuklanma nedeni devlete karşı bir darbe girişimi idi. 22 Ağustos 1966'da hakkında idam cezası verildi. Kararı Pakistan, İngiltere, Lübnan, Ürdün, Sudan ve Irak gibi ülkelerdeki birçok dini otorite ve grup tepkiyle karşılasa ve Nasır'ı kararından döndürmeye çalışsalar da, Seyyid Kutub 29 Ağustos 1966'da idam edildi.
Seyyid Kutub Kitapları - Eserleri
- Yoldaki İşaretler
- Din Budur
- İstikbal İslamındır
- İslam Kapitalizm Çatışması
- Ruhun Sevinci
- İslâm'da Sosyal Adalet
- Yahudi ile Savaşımız
- İslam Toplumuna Doğru
- Kur'an'da Kıyamet Sahneleri
- Tarihte Düşünce ve Metod
- Kur'an'ın Gölgesinde Kadın
- Fi Zılal'il Kur'an (10 Cilt Takım)
- Çağdaş Uygarlığın Sorunları ve İslam
- İslami Etüdler
- Peygamberlerin Hayatı
- Köyden Bir Çocuk
- Kur'an'da Edebi Tasvir
- İslam Düşüncesi - 1
- Faiz
- İşte İslam
- İmtihanın Hikmeti
- Tevhid Daveti
- Cihan Sulhu ve İslam
- Peygamberimizin Hayatı
- Gördüğüm Amerika
- Dini Hikayeler
- Tevhid Bilinci
- Davetçinin Yol Azığı
- Tağut
- Tevhidin Anlamı
- Bela ve İmtihan
- Kuran'ın Gölgesinden Mesajlar
- İslami Hareket Metodu
- İslam Düşüncesi - 2
- İslam Bilinci
- İman Bilinci
- Fıtrat Bilinci
- Namaz Bilinci
- Cihad ve Şehadet
- Dikenler
- İslam Düşüncesi - 3
- Fi Zılali'l-Kur'an 1. Cilt
- İmtihan'ın Hakikati
- Kuran'ın Gölgesinde Şirk ve Müşrik
- Kur'an'ın Gölgesinde Namaz
- Kur'an Işığında Peygamberler
- İslamın Dünya Görüşü
- İslam'a Göre Hayat
- Kurtuluş Yolu
- Bedir ve Uhud
- Sabır Bilinci
- Bu Din!..
- Tevekkül Bilinci
- İslam Davasının Stratejisi
- Son Sözler
- Davetin Temel Özelliği
- Fizilal'il Kur'an da Haktan Sapmak
- Faiz Ayetinin Tefsiri
- Hicab Bilinci
- İslam Toplumunun Doğası
- Kur'an-ı Kerim'den Dini Hikayeler
- Cihad Bilinci
- Dua Bilinci
- İslam ve Emperyalizm
- Yegane Dünya Nizamı İslam
- Ümmet Bilinci
- Takva Bilinci
- Fi Zılali'l-Kur'an 2. Cilt
- Sünnet Bilinci
- Fizılal- il Kur'an 5. Cilt
- Devlet Bilinci
- Cahiliye Bilinci
- Fi Zılali'l-Kur'an 11. Cilt
- Fi Zılali'l-Kur'an 10. Cilt
- Mücadele Bilinci
- Kadın ve Aile
- Kuran Işığında Kültür ve Medeniyet
- Çocuklar İçin Resimli Dört Halife'nin Hayatı
- Fi Zılali'l-Kur'an 8. Cilt
- Fi Zılali'l-Kur'an 12. Cilt
- Çocuklar İçin İslam Tarihi Peygamberlerin Hayatı
- İstikbal Bu Dinin Olacaktır
- Fizılal-il Kur'an 3. Cilt
- Fi Zilal-İl Kur'an 6. Cilt
- Özlenen İslam Toplumu
- İslam ve Faiz
- Fizılal-il Kur'an 4. Cilt
- Fi Zılal-il Kur'an 7. Cilt
- İşte Tevhid Budur!
- Tarih Düşünce ve Metottur
- Kur'an-ı Kerim'den Çocuklar İçin Resimli Dini Hikayeler/Peygamberlerin Hayatı
- Fî Zılâl-il-Kur'ân / Kur'ân'ın Gölgesinde
- Çocuklar İçin İslam Tarihi Örnek Halifelerin Hayatı
- Çocuklar İçin İslam Tarihi Peygamberimiz'in Hayatı
Seyyid Kutub Alıntıları - Sözleri
- Biz sana ağır bir söz vahyedeceğiz. (Müzzemmil 5) (Davetçinin Yol Azığı)
- Bu hakikatin vicdanda yer etmesi, insanın göklerde ve yerde olanların gerçek malikini bilmesi, "malım" diyebileceği her şeyden elinin boş olduğunu, bunları göklerde ve yerde olanların gerçek malikine vermeyi, elinde olanların sınırlı bir süre için kendisine ödünç verildiğini duyumsaması ve bunları kendisine ödünç verene geri vereceğini sırf düşünmesi bile insanı, kötülüğün, tama'ın, cimriliğin hırs ve yakıcı arzunun pençesinden kurtarmaya yeterlidir. (Tevhidin Anlamı)
- Allah inancı, verebileceği bütün faydaları vermiş bulunuyor. Bunun ötesinde artık yapabilecek herhangi bir şeyi kalmamıştır. İnsana gelince; o, kavrayamadığı şeylerin yükünü omuzlarına yıkmak için, harikulade güçleri uydurdu. Bu bakımdan ilkel insan büyüye inandı. Arkasından ruhlara inanç noktasına geldi. Bundan sonra çok tanrıcılığa, çok tanrıcılıktan da tek tanrıcılığa ulaştı... (İslam Düşüncesi - 2)
- Esselâmü aleyküm,ey kabir ahalisi,bu geceniz ve sabahınız size hayırlı olsun.Karanlıklar gibi fitneler de birbirini kovalıyor.Sonraki gelecek fitneler,önceki gelen fitnelerden daha kötü... (Peygamberimizin Hayatı)
- Fert, ilerlemek için nisbî bir yalnızlık ve küçük aile ocağının dikkatini ister. (Çağdaş Uygarlığın Sorunları ve İslam)
- Yeryüzünün batısında ve doğusunda, gündüzün erken saatlerinde gecenin son saatlerine kadar, milyonlarca sesin yükselerek `Lâ ilâhe illâllah` cümlesini tekrarlaması, haykırması... Ve bu tekerrürün, bu haykırışın on dört asır boyunca, yıkılan devletler, değişen vaziyetler yanında yılmadan, kuvvetini kaybetmeden, sönmeden, sanki zamanın şuuruna mühürlenmiş gibi ölümsüz kalması, Abdullah'ın oğlu Hz.Muhammed (sav) 'in zaferinin dile gelmiş canlı bir delilidir. (Kuran Işığında Kültür ve Medeniyet)
- Cahiliyenin hakimiyet düzeni, bir kulun tüm kullara rablık etmesi esasına dayanmaktadır. Alemlerin Rabbine davet ise, tüm kullara Yaratanın rablık etmesi esasına dayanır. (İslam Bilinci)
- İnsan sahip olduğu mal ve mülkün yok olmayacağını sanmasın. Sahip olduğu servet kendisini dünyada da ahirette de Allah’ın azabından kurtaramaz. (Kur'an Işığında Peygamberler)
- Bu, Vicdanlarda Donup Kalan Mücerred Bir İnanç Değildir! ... (İslam Bilinci)
- "Bir taraftan İslâm'ı savunup insanlığı ona çağırırken diğer taraftan da küçük menfaatler ve basit zararlardan kurtulmak için. bâtıl dúzeninin açık bıraktığı, fakat İslâm kanununun şiddetle kapattığı haram kapısından girmeye çalışırsak, insanlığı tevhid düzenine, söz ve hareketlerimizin uyumlu olmasıyla çağırma hakkını kaybederiz." •Faiz Ayetinin Tefsiri // Seyyid KUTUB Risale, s.9 (Faiz Ayetinin Tefsiri)
- İnsan hayatında ve evrensel işlerin idaresinde hakimiyet sadece Allah’a aittir. (Tevekkül Bilinci)
- Çünkü bu hayat, her şeyden önce bir hakikattir. Hakkı anlatan ALLAH (subhanehu ve Teala)'nın bildirdiği bir hakikat.... (İslam'a Göre Hayat)
- Bakanın veya yüksek mevki sahibi olan birinin çocuğu olmak; zekanın, kabiliyetin, ahlaklı çalışmanın yapamadığını başarmaktır. (İslam Kapitalizm Çatışması)
- Oysa Doğu'da matem; sevginin, merhamet ve şefkatin yansımasıdır." (Gördüğüm Amerika)
- İslâm, insan için vazgeçilmez bir sistemdir. Realiteyle ve hayatın pratik gerekleriyle uyumlu bir sistemdir. (Kadın ve Aile)
- "Kimi zaman öyle olur ki, hayal kurmak bizzat görmekten daha güçlü bir şekilde şehevi arzuları uyandırır." (Kadın ve Aile)
- Müslüman, meslek edindiği geçim sağlama yolları peşinden koşarak rızkını elde ederken elde ettiği şey aslında yüce Allah'ın lütfu ve bağışıdır. (Dua Bilinci)
- Islâm, yeryüzünde savaşı gerektiren sebeplerin bir çoğunu, daha ilk başta koyduğu ana prensiplerle ortadan kaldırır, birçok savaş biçimini kendisinden uzak tutar ve gayelerini asla onaylamaz! (Cihan Sulhu ve İslam)
- Hakikat şudur ki ithal ettiğimiz kanunlarla, halkımızın bünyesi arasında oldukça büyük uyumsuzluklar vardır. İşte bu nedenledir ki halk, kanunlara başkaldıran insanların kahraman gibi görüyor ve yardım ediyor. Bunu kanunun ayakta tuttuğu hegamonyaya duyduğu nefret oranında yapiyor. Peki bu niçin böyle oluyor? 'Halk bilgisiz olduğu için' diyorlar. Hayır! Halkın bilgisiz olması bunun asıl ve tek sebebi değildir. Çünkü tahsilli kesim de genellikle kanunlara uymamaktadır. Bunun asıl sebebi, uydurma ve ithal kanunların halkın bünyesine ters gelmesidir. Çünkü bu kanunlar, milletin ictimai durumundan, tarihinden, inanç ve geleneklerinden değil, kendine has bir tarihi, dini, kültürü, geleneği ve ihtiyaçları olan yabancı bir kültürden ithal edilmiştir. Kanunlar milletin ruhuna, bünyesine ve ihtiyaçla rına göre olmazsa halkı saadete götüremeyeceği gibi, ona boyun da eğilmez. Biz bu sözlerimizle, halkımızı devamlı ilerlemekte olan insanlık kafilesinden ayrılıp başka bir topluluk oluşturmaya davet etmiyoruz. Biz de o kafilenin içindeyiz ve insan medeniyetinin bir parçasıyız. Bu medeniyete birçok şey katan, müsbet yolda oldukça faydalı olan bir milletiz. Bugün medeniyete yaptığımız katkıları bilmeyen ve yapılanları takdir edip saygı duymayan bir millet haline gelmiş olabiliriz. (İslam Kapitalizm Çatışması)
- Allah'tan uzaklaşmanın sonucu acılarla dolu bir çöle düşmüş ve bu çölde hayat acılarının her türünü tatmıştır! (Din Budur)