Kürt İsyanları - Ahmet Kahraman Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kürt İsyanları kimin eseri? Kürt İsyanları kitabının yazarı kimdir? Kürt İsyanları konusu ve anafikri nedir? Kürt İsyanları kitabı ne anlatıyor? Kürt İsyanları PDF indirme linki var mı? Kürt İsyanları kitabının yazarı Ahmet Kahraman kimdir? İşte Kürt İsyanları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Kahraman
Yayın Evi: Evrensel Basım Yayın
İSBN: 9789756525487
Sayfa Sayısı: 424
Kürt İsyanları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kürtlerin tarihi, acılı bir tarihtir. Hiç dinmeyen bir var olma mücadelesinin kan ve gözyaşıyla, aldatma, hile ve ihanetle iç içe ilerlediği yüzlerce yıllık bir tarih. Kürt isyanları, tarihin en acılı kesitlerinden birini oluşturan bu tarihin kapısını aralıyor ve okuru tanıklığa çağırıyor. Büyük mücadeler, büyük oyunlar, büyük ihanetler önümüze seriliyor. Aynı darağacında sallanan babalar ve oğullar, insani, hayvanı ve barınaklarıyla topluca yok edilen köyler, kurşunlanmış bedenlerden dolayı kıpkızı akan dereler, ele geçmemek için kendilerini uçurumlardan atan genç gelinler...
Kürt İsyanları Alıntıları - Sözleri
- .... Çok ölü vardı.Birbirine sarılıp kalmış çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar orada burada düşüp ölmüşlerdi..
- Dersim 1937'de büyük taaruza uğradığında, *ele geçirilen suç aletleri'nin* başında kitaplar sayılmıştı.
- Allah için, halkımızı zulümden kurtarmak üzere ayağa kalktık. Niyetimizin sonunu getiremedik, iyi sonuç alamadık. Ama, Allah nezdinde müsterihim. Eğer,kıyamet günü Allahutaala bana neden ayağa kalktın diye sorarsa, ona sorumluluğum vardı. Halkıma karşı sorumluluğumu yerine getirmek için ayağa kalktım diyeceğim. Eğer zulüm karşısında ayağa kalkmasaydım, Allah nezdinde bu halkın hakkı nedeniyle sorumlu olurdum.
- ... Ölümden kaçışın tek yolu dağlara sığınmaktı..
- Babalar idam edilmeden önce bir kez de evlat acısıyla öldüler...
- "Kaderim" dediği idamdan sonra, adıyla halk arasında adeta kutsanmış Kürt ulular arasına karıştı.
- 1925 yılında yürürlüğe giren "Şark Islahat Planı" ile Kürtlerin dili, kültürü yasaklanıyor, varlıkları inkar ediliyor, onlara, "sen, hiç olmadın" denilerek,"Türk" kimliği boyunlarından aşağı asılıyordu. İsmail Beşikçi'nin deyimiyle Kürt coğrafyası,artık "sömürge bile değil, alt sömürge"oluyordu. Kürtler resmen "yok"tu. "Var" olduklarını söylemek suçtu
- Kürt ulusu sağ olsun!
- Bahtiyar ve Kureyşan aşiretlerinin büyük bir kısmı, şeref ve namuslarını korumak için, kendilerini uçurumlardan sarp taşlar üzerine veya Munzur ve Harçik sularının kurtarıcı derinliklerine atarak, Kürt kadınına yakışır şekilde ölmüşlerdir.
- Hukuk,diktatörlüğün emrindeydi.
- Kürtler, Osmanlı egemenliğine karşı isyanda, bir bakıma öteki halklara öncülük etmişlerdi.
- Sansür duvarı nedeniyle dünya, Dersim'de olanlardan haberli de değildi. Dünyanın gündemi, Almanya'da yükselen Hitler rejimiydi. Kürtlerin sorunu kimseyi fazla ilgilendirmiyor, dikkatleri bile çekmiyordu.
- Ferit Melen, Mehmet Ali Birand'a şöyle diyordu: "İşte bugünlere, bu hatalar sonucunda geldik. Kürtlerin istekleri; adam yerine konmak, insan muamelesi görmek, dayak yememek, küçük düşürülmemek ve pastadan pay alabilmek. Kürt sorunu, bizim doğurduğumuz ve şimdi altından kalkamayacak duruma getirdiğimiz bir sorundur."
- Savaştan yana değiliz.Biz bir çul,bir ekmek peşinde koşan yoksul insanlarız. Savaş istemiyoruz.
- Şair Cemal Süreya, küçücük bir çocukken, ailesiyle birlikte hayvana reva görülmeyecek biçimde trene doldurulanlar arasında Bilecik'e sürülmüş, Dersimli Kürt bir ailenin oğluydu.Aşağılanıp horlanmanın acı ve hüznü ruhunu karartmış olacak ki, kurtuluşu kimliğini inkarda aradı. Yaşadığı sürece Kürt olduğunu gizleyerek korkularından kurtulmaya çalıştı.Irkçı saldırganlık,insanı kimliksizleştirecek boyuttaydı.
Kürt İsyanları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Şimdiye kadar bir kitapta yaptığım en çok alıntı oldu bu kitaptaki alıntılar. Aslında her bir cümlesi alıntı yapılmalı ve sağduyulu, sorgulayan her bireye ulaştırılmalı, üzerinde düşünülmeli, yaşanan acıları hafızasına canlandırması adına. Kitaba başlanmadan önce 1k da incelemesi okuma sayısı vb. şeylere baktım pek ilgi görmüş bir kitap gibi görünmüyordu. Ve emin olun ki her bir bireyin okuması gereken kitaplarından biri. Kitap Kürt isyanlarını anlatıyor. Yazar isyanları anlatmıyor aslında. Yapılan zulümle vehşetlere başkaldırıyı anlatıyor. Osmanlı döneminden tutunda yakın zamana kadar Kürtlere sistematik olarak yapılan baskıyı zulmü kabul etmeyen halkı konu alıyor. Bir Kürt olarak umarım kitapta yazılanların hepsi bir kurgudur diyorum yoksa böyle bir vahşeti Hitler'in Almanya'sı bile yapmamıştır. 1. Dünya savaşında Rus, Fransız, İngiliz işgallerine karşı direnen Kürtler, işgalleri bertaraf eden Kürtler ve ödül olarak onları tanımama inkar etme, asimile etme, sürgün, toplu kıyım... Seyit Rıza nın dediği gibi " ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun." Ama tek gerçek şu ki, o dönemde zulüm eden de, zulmü gören de şimdi eşit şartlarda. Kimilerine rahmet okuyoruz kimilerine de... İyi okumalar (Diyar)
eşit ve adaletten uzak bir kardeşlik: Barış olmadan bitmeyecek bir mesele.Kardeşlik adı altında beraber bir yaşam kandırmaca sadece.Kardeşlik eşitlik ister adalet ister,özgürce dilini,kültürünü,tarihini yaşamak ister.Kürtçe yoktur kürt yoktur anlayışı içinde kardeşlikten söz edilemez.El sıkışıp kucaklaşmak yerıne,diğer ülkeleri bu işe ortak ediyoruz.Kazanan onlar kaybeden bizleriz.Bir isyan biter bir isyan başlar sürüp gider. (Çetin)
Kitabı okumak bir kürt genci olarak onur verici bir durum benim için ,özellikle kürt gençlerin okuması ,tarihini anlaması gerektiğini düşünüyorum. Kürtler ,tarih boyunca varlığı olmasına rağmen Kürtler yok denildi(deniliyor.) Yok deniliyor fakat Kürtler isyan çıkartıyor. Türkiye Cumhuriyet 'inin varlığını tehlike altına aldığı vurgulanıyor. Yazarın dediği gibi Kürtler yoktu fakat isyanları vardı ne tezat bir durum. Sözde isyanlar oluyor ,Kürtler katlediliyor. Ve bunu Tedip” ve “tenkil” olduğunu söylüyorlar. Arapça deyimlerdir. Osmanlı döneminde, Kürtler üzerine düzenlenen “yok etme ve bastırma” seferleri bu deyimlerle adlandırılıyordu. Cumhuriyetçiler, “miras” gibi kabullenip kullandılar. Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne göre Tedip, “yola getirmek, terbiye etmek, uslandırmak” demektir. “Tenkil”in sözlük anlamı ise şöyle açıklanıyor: “Kamuya zararlı kişi ya da topluluğu, başkasına korku ve ibret verecek biçimde cezalandırma, ortadan kaldırma. ” Tedip ve tenkil ile günahsız bir çok kürt katledilmiştir. Örneğin, tarihin en kanlı sayfalarından biri olan “Dersim olayları” resmi tarihte “İsyan”dı. Oysa, aynı tarihin sayfalarını dikkatlice karıştıranlar, “Dersim İsyanı yok, tedip ile tenkil var” gerçeğiyle karşılaşıyordu. Yani dersimde katledilen onca kişi **Türkiye Cumhuriyetin varlığını tehtit ediyor.** Bir yandan katliamlar dönem dönem yapılırken diğer yandan Kürtlere psikolojik baskı yapılıyor. Günümüzde de bu aptalca olay devam ediyor. Devlet kuramadığımızı ,terörist olduğumuzu söylüyorlar. Ve en güldüğüm şey sanırım Kürt ,Türk kardeştir. Evet Kürtler her zaman insanları korumuş ,ayrım yapmamış ,misafirperverdir...bunları kimse inkar edemez. Türkler ,Kürtleri kötülerken ,bazen küçük düşürmeye çalışırken ,kendi tarihlerine bakmıyor ya da gerçekleri görmek istemiyor. Amacım Kürtleri yüceltip Türkleri aşağlamak değil . Fakat kitapta da yer alan bu kısım sizler ile paylaşmak isterim. Batılı tarihçiler ise Kürtleri, yalnız Batı Asya'da değil, dünyada kendi etnik yüzünü koruyabilmiş nadir halklardan biri olarak belirliyorlar. Batılı kaynaklar; iç içe yaşadıkları, komşuluk ettikleri birçok etnik varlık, soykırımlar, sürgün ve asimilasyonlar sonucu eriyip yok oldukları halde, “devletsiz halk” Kürtlerin, çevrilmiş, kuşatılmış hallerine, yok edici darbelere rağmen, etnik yapılarını koruyabilmelerini mucizevi başarı olarak niteliyorlar. Bu doğru özellikle 1k da gördüğüm Kürt kardeşlerimi 'özgürlük ,asimile olmama ' istekleri takdire şayandır. Kitap dediğim gibi Kürtlere karşı yapılan haksızlıkları ,eşitsizlikleri ,katliamları..gibi konulara değinmiş. İlk defa tarih kitabı okumama rağmen bu Kürt İsyanları adı altında bir eser olduğu için onurlandım. Çünkü kendi tarihimi daha yakından görmeme sebebiyet verdi. Ne mutlu Kürdüm diyene .. yeni isimler,maalesef hiç duymadığım olayları okudum. İnsan bazı yerlerde hayret ediyor ,üzülüyor,mutlu oluyor. Devletsiz Kürtler asimile olmuyor ve kökenlerine bağlılığı güzel bir şekilde ilerliyor. Kitabın üzerine en çok durduğu dersim katliamını da gonderi/71457011 bu iletimden öğrenebilirsiniz..uzun bir inceleme yapmak istiyordum ama vazgeçtim . Merakı olan okusun..öneririm ..iyi okumalar (Merve Yıldız)
Kürt İsyanları PDF indirme linki var mı?
Ahmet Kahraman - Kürt İsyanları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kürt İsyanları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ahmet Kahraman Kimdir?
Ahmet Kahraman Kitapları - Eserleri
- Kürt İsyanları
- Mukayeseli Dinler Tarihi
- Üç Asılmışların Hikayesi
- Darağacı
- Ve Deniz ve Hüseyin ve Yusuf
- Sanık Ayağa Kalk
- Yılmaz Güney Efsanesi
- Darağaçları Gölgesinde Korku Cumhuriyeti
- Dinler ve Misyonerler
- Kınalı Keklik
- Deniz
- Bize Özgürlük Verdiler
- Bir Dönemin Türk Büyükleri
- Cici Basının Sefalet ve Rezaleti
- İslamköylü Süleyman
- Bana Evren Paşa Deyin!
- Devr-i Süleyman
- Dinler Tarihi
- Kurtarıcılar
- Hayaletler Prensi
Ahmet Kahraman Alıntıları - Sözleri
- Unutulmamalıdır ki insanın en hassas ve zayıf anı hastalık halidir . (Mukayeseli Dinler Tarihi)
- Birine çok, çoğuna hiç vermeyen dünya batsın... (Yılmaz Güney Efsanesi)
- İnsandaki din duygusunun temeli korku ve ümittir... (Mukayeseli Dinler Tarihi)
- İnsanlık onuru öldürülmek istendi işkencehanelerde... (Sanık Ayağa Kalk)
- Tabii Senatör Ahmet Yıldız'ın konuşması... "Gençler, Türkiye'deki genel gidişi kötü görüyor ve düzeltici hiçbir umutla karşılaşmıyorlardı. Alabildiğine azgınlaşan gericilik iktidardan destek görüyordu. Sola karşı silahlı, sopalı, saldırılar düzenlenmeye başlandı. Güvenlik kuvvetleri yan tutar duruma düştü. İktidar seyirci, etkisiz kaldı. Yan tuttu. Meydanlarda insan öldürenler bir türlü bulunamıyordu. Taylan Özgür'ü öldüren el sıkılıyor, kayboluyordu. Adam öldürenlerin ödüllendirildikleri mahkemelerde konuşuluyor. Herkes başının çaresine baksın. Devlet yok dedirten bir ortamı hep birlikte yaşadık. Sonuçta suça itenler, 12 Mart öncesinin iktidar bireyleri olmalıdır. Otobüs kaçıran gençlere karşı halkı savaşa çağıran, tüm kuruluşların bölünüp, parçalanmasına, birbirleriyle dövüşmesine yol açan bu tutumdaki hükümeti işbaşında tutarak, ülkeyi bunalıma sürükleyenlerin vebali büyüktür. Eski hükümet hakem bile değildi. Ortamın karışmasında, insanları suça iten, kendi mensuplarıyla savaşa sokan bir taraftı... " Paragrafta geçen "eski hükümet" başkanı kimdi derseniz? Birkaç yıl önce geberdiğinde, medyanın %99'u tarafından "demokrasi kahramanı" gösterilen Süleyman Demirel'di. (Ve Deniz ve Hüseyin ve Yusuf)
- "Ben ve arkadaşlarım,ne bir sol maceracı,ne bir anarşist,ne de sokak kabadayısı değiliz.Biz bağımsızlık demokrasi ve sosyalizm için demokratik halk devrimine baş koymuş ve onun teorik, ideolojik yol göstericisi bilimsel sosyalizme inanmış, kitlelere güvenen ve dayanan proleter devrimcileriz. (Yılmaz Güney Efsanesi)
- İnsan dindar doğan ilahi bir varlıktır. Bu itibarla din duysusundan uzak yaşamasına imkan yoktur. (Mukayeseli Dinler Tarihi)
- Muslumanlar, bugunku haliyle de olsa eski ahitte varligi dusunulen ilahi kelama tereddutsuz inanirlar .cunku ilahi kitaplarin tamami, islamin iman formulune dahildir. (Mukayeseli Dinler Tarihi)
- "İnsan insana bunları nasıl yapar diye düşündüm durdum. Bir insan, başka insanlara nasıl bu kadar acı verebilir." (Sanık Ayağa Kalk)
- Ferit Melen, Mehmet Ali Birand'a şöyle diyordu: "İşte bugünlere, bu hatalar sonucunda geldik. Kürtlerin istekleri; adam yerine konmak, insan muamelesi görmek, dayak yememek, küçük düşürülmemek ve pastadan pay alabilmek. Kürt sorunu, bizim doğurduğumuz ve şimdi altından kalkamayacak duruma getirdiğimiz bir sorundur." (Kürt İsyanları)
- Savaştan yana değiliz.Biz bir çul,bir ekmek peşinde koşan yoksul insanlarız. Savaş istemiyoruz. (Kürt İsyanları)
- Onursuzca yaşamaktan, buyruklara boyun eğmektense, onurumla ölümü tercih ettim. (Sanık Ayağa Kalk)
- Dünyayı dolaşınız; duvarsız, edebiyatsız, kanunsuz ve servetsiz şehirler bulacaksınız. Fakat mabedsiz ve mabudsuz bir şehir bulamayacaksınız. (Mukayeseli Dinler Tarihi)
- Sessiz bir gecede yıldızların gökyüzünü süslemeleri karanlık gecelerde ayın aydınlığı , hele aydınlık ve ısısıyla her şeye hayat veren güneşin doğması , bütün varlıkların hayatını koruyan billur gibi yağmurların inmesi ... insana bir ümit kaynağı olmuştur ... (Mukayeseli Dinler Tarihi)
- Sansür duvarı nedeniyle dünya, Dersim'de olanlardan haberli de değildi. Dünyanın gündemi, Almanya'da yükselen Hitler rejimiydi. Kürtlerin sorunu kimseyi fazla ilgilendirmiyor, dikkatleri bile çekmiyordu. (Kürt İsyanları)
- Dersim 1937'de büyük taaruza uğradığında, *ele geçirilen suç aletleri'nin* başında kitaplar sayılmıştı. (Kürt İsyanları)
- Oysa, ikiyüzlülük gensel bir kalıtım gibi ruhlara sinmişti. (Sanık Ayağa Kalk)
- Bu misyoner okullarında okuyan millet çocukları hıristiyan olmamışlar ama , Müslümanlık ve Türklükleri ile idealleri konusunda zaafa uğratılmışlardır . Bunun tek çaresi , milletine inanmış ve manevi değerlerine bağlı öğretmen ordusunun yetiştirilmesidir ... (Mukayeseli Dinler Tarihi)
- Yunancadaki(Psykhe) hem kelebek, hem de ruh demektir. (Mukayeseli Dinler Tarihi)
- Hukuk,diktatörlüğün emrindeydi. (Kürt İsyanları)