diorex
life

Kürtler, PKK ve A. Öcalan - Ahmet Cem Ersever Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kürtler, PKK ve A. Öcalan kimin eseri? Kürtler, PKK ve A. Öcalan kitabının yazarı kimdir? Kürtler, PKK ve A. Öcalan konusu ve anafikri nedir? Kürtler, PKK ve A. Öcalan kitabı ne anlatıyor? Kürtler, PKK ve A. Öcalan PDF indirme linki var mı? Kürtler, PKK ve A. Öcalan kitabının yazarı Ahmet Cem Ersever kimdir? İşte Kürtler, PKK ve A. Öcalan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 17.09.2022 04:00
Kürtler, PKK ve A. Öcalan - Ahmet Cem Ersever Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Cem Ersever

Yayın Evi: Milenyum Yayınları

İSBN: 9789758773251

Sayfa Sayısı: 215

Kürtler, PKK ve A. Öcalan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Celal Talabanî, Irak Millî Türkmen Partisi'nin Kuzey Irak'ta Türkmen haklarını korumaya yönelik faaliyetlerini engelleyebilmek için elinden geleni yaptığı hatta, Demirci soyadını kullanan ve Snober olarak bilinen Necmettin Kakaf'a "Türkmen Kardeşlik Partisi" adı altında kukla bir parti kurdurduğu için Türkiye dostu oluyordu. Hem de ERBİL ve Şaklavva sokaklarına "Kerkük Kürdistan'ın Kalbidir" sloganını yazdırarak !

"Çok samimi olarak şu noktaya temas etmek istiyorum; benim milliyetçiliğim, kültür milliyetçiliğidir. Milliyetçiliğimin temelinde dilde, fikirde, işte birlik vardır. Kültür milliyetçiliği esastır. Anadolu kültürüne herkes uymak zorundadır. Çünkü bu kültür beşbin yıllık Turan kültürüdür. Laz'ı, Çerkez'i, Tatar'ı, Azerî'si, Kürt'ü, Türkmen'i bu kültürün içindedir. Efendim, mozaikmiş. Bir bilge politikacının dediği gibi (Ne mozaği ulan!) İşte mozaiğin Kürt taşı gidiyor. Hainin biri çıkıyor bu taşı oynatıyor. Biraz haysiyetli olmak lazım."

A. Cem Ersever

(Tanıtım Yazısından)

Kürtler, PKK ve A. Öcalan Alıntıları - Sözleri

  • Bu insan haklarına, PKK yatakçıları ve işbirlikçileri gözaltına alındığında bir takım kişiler sahip çıkmakta; PKK denilen melanet örgütü, arkadaşları ile ava giden polis memurunu yakalayıp sorgu sırasında teker teker kollarını ve ayaklarını kestiği zaman sahip çıkmamaktadırlar. İzinden dönen Erler elleri arkadan bağlanarak, kafa derileri yüzülmek suretiyle öldürülmekte, Subaylar şehirler arası yollarda otobüslerden kadın ve çocuklarının yanından alınarak kurşuna dizilmekte gene insan haklarından bahseden olmamaktadır.
  • "Bölgede PKK örgütüne ihanetin cezası ölüm, devlete ihanetin cezası Diyarbakır 1 No.'lu Tutukevi'nde "Akademik PKK kariyeri" yapmaktır.
  • Hazine arazileri; kadın kavgası, kan davası, canı sıkılanın keçisini alıp köyden gitmesi sonucu ikişer-üçer evlik yerleşim merkezi haline gelmiştir. Toprak işgalinin, vurgunculuğun hesabını soran yoktur. Hazine ile vatandaş arasındaki toprak anlaşmazlığı dava dosyalarının bulunduğu mahkeme arşivleri arkeoloji müzesi gibidir. Milyarlarca Türk lirası kentlerin kaçakcı pasajlarında parfüm, makyaj malzemesi, bebek, radyo, müzik seti, çakmak, çengelli iğne, hacı yağı gibi ıvır-zıvır şeylerle bloke edilmiş durumdadır. Kaçakçılık sırtçılıktan çıkmış bilimsel boyutlarda icra edilmektedir.
  • Terörle mücadele bir demokrasi ayıbı değildir. Cereyan eden hadiselerin boyutları o kadar büyüktür ki; bu olaylardan çıkar bekleyen, belirli ölçülerde destekleyen bilgisiz ilgililer, siyasi çözüm önermek gafleti ve hıyaneti içersine bile girmişlerdir. Kırsal kesimde faaliyet gösteren PKK'nın askeri gücü etkisiz hale getirilmeli sade vatandaşın rahatlaması sağlanmalıdır. Bu yapıldığı takdirde yasa tanımayanlar yasalara sarılacak, demokrasiyi çiğneyenler demokrasi diye feryat edeceklerdir.
  • Abdullah Öcalan, 1981 yılı Haziran ayında Şam'dan Lübnan'a geçerek Suriye sınırında ve Lübnan toprakları içersinde bulunan ayrıca daha önce kararlaştırıldığı kesin olan, Suriye ordusunca özel olarak korunan ve Filistin Demokratik Halk Cephesinin cephaneliklerinin bulunduğu HELVE Kampı'nı tamamen PKK'ya tahsis ettirdi. PKK 1. Konferansı HELVE Kampında yapılacaktı. Filistin karakollarına dağıtılan gruplardan ileri düzeyde bulunan ikişer-üçer kişi seçilerek kampa çağrıldılar. Böylece değişik yerlerden yaklaşık 60 kişi PKK 1. Konferansına katılmak üzere bir araya gelmiş oldular. Ayrıca 20 kadar militan da nöbet, yemek ve benzeri işler için kampta bulunuyordu.
  • Zayıf toplumlar eşkiyalarını kahramanlaştırıp yaparlar.
  • Fransız manda yönetimince oluşturulan Lübnan Cumhuriyeti Anayasası'nda Hıristiyan-Müslüman çelişkisini canlı tutacak hükümler mevcuttu. Bu durum Lübnan'da ekonomik ve sosyal dengesizliklere sebep oluyordu. Ülke siyasi çekişmelere sahne oluyor ve bu çekişmeler sıcak savaşa dönüşüyordu. Lübnan'da iç savaşın 1974'te başlayıp sürekli devam etmesi, ülkenin ikiye bölünmesi ve ardından Suriye Ordusunun "Arap Barış Gücü" sıfatıyla Lübnan'ı işgal etmesi bahsedilen çarpıklıkların düzeltilmesi için değildi. Suriye, Lübnan'a parçalanmışlığı sürekli kılma, hatta parçalanmışlığı daha da artırarak devam ettirmek için girmişti.
  • 1982 yılının Haziran ayında İsrail, Güney Lübnan'da üslenmiş olan Filistin kamp ve karakollarına karşı topyekün bir harekat başlattı. Bu harekat neticesinde Filistinliler önce Batı Beyrut kesimine hapsedildiler ardındanda Lübnan'dan sürüldüler. Filistin gerillaları Kuzey Afrikadaki Arap ülkelerine Fas, Tunus ve Cezayir'e kaçtılar, bir kısmı da Güney Yemen ve Suriye'ye sığındı. Bu harekat sırasında Suriye ordusu İsrail ile bir günlük hava çatışmasına girdi ise de Güney Lübnan'daki kara harekatına karışmadı. İşte o zamana kadar Güney Lübnan'daki Filistin gerillaları arasında kendilerini saklamış olan PKKlılar topluca Suriye'ye geçtiler. Fakat 20 kişilik bir grubu gene HELVE Kampında bıraktılar. Suriye'ye geçen PKK militanlarına kısa sürede Şam, Halep, Kamışlı gibi yerlerde onlarca ev tahsis edilerek garantiye alındılar. Bu evlerde yaklaşık olarak 300 PKK'lı militan barınıyordu. Bunları her ev bir grup olmak şartıylaki her evde 8-10 kişi barınıyordu teorik eğitime devam ettiler. Dışarı çıkmaları ve gezmeleri yasaktı.Aylarca kalınan bu evleri hiç kimse terk etmiyordu. Yiyecek ihtiyaçları APO tarafından görevlendirilmiş ve Suriye "EMİN KAVMİYYE-MİLLİ İSTİHBARAT"isimli merkezi istihbarat örgütünün kimliklerini taşıyan kişilerce karşılanıyordu. Bu kimlikler özel ve güvenilir kişilere verilmişti. PKK bu arada bir grup adamını da İran ve Kuzey Irak'a yerleştirmişti. İran'dakiler İran istihbarat teşkilatının bilgisi dahilinde Kuzey Irak ve Türkiye'ye komşu Urmiye şehrine yerleştirildiler. Oradan hem Türkiye'ye hem de Kuzey Irak'a giriş çıkış yapabiliyorlardı. İran'a geçişlerini Suriye Hükümeti, İran ile anlaşarak uçakla göndermek suretiyle sağlamıştı. 1982 yılında Irak hükümeti İran ile olan savaştan dolayı Kuzey Irak bölgesini tamamen kontrolsüz bırakmış bu nedenle, Kuzey Irak'ın uçsuz bucaksız dağları, vadileri ve derelerinde Mesut Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) denetiminde bir tampon bölge oluşmuştu. Celal Talabani'nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) da oradaydı ama esas kontrol Irak KDP'sinde idi.
  • Kürt sorunu ve Pkk adı hala beraber anılıyorsa, asker-sivil, günahlı-günahsız hala insanlar öldürülüyorsa tedbirler üzerinde biraz düşünmenin zamanı geldi de geçiyor demektir. Güneydoğu'da bir telefon ile esnaf dükkânlarını kapatıyor veya açıyorsa, bir sloganın etrafında on binlerce insan toplanıp yürüyüş yapabiliyor ve "Kahrolsun Türkiye ", "Yaşasın Başkan Apo" diye, bağırabiliyorsa, ilçeler içerisinde saatler ve hatta günler süren silahlı çatışmalar çıkabiliyorsa ve bütün bunlara "İnsan Hakları" adına ses çıkarılamıyorsa değişmesi gereken bir şeyler var demektir. Bu insan haklarına, PKK yatakçıları ve işbirlikçileri gözaltına alındığında bir takım kişiler sahip çıkmakta; PKK denilen melanet örgütü, arkadaşları ile ava giden polis memurunu yakalayıp sorgu sırasında teker teker kollarını ve ayaklarını kestiği zaman sahip çıkmamaktadırlar. İzinden dönen erler elleri arkadan bağlanarak, kafa derileri yüzülmek suretiyle öldürülmekte, Subaylar şehirler arası yollarda otobüslerden kadın ve çocuklarının yanından alınarak kurşuna dizilmekte gene insan haklarından bahseden olmamaktadır.

Kürtler, PKK ve A. Öcalan İncelemesi - Şahsi Yorumlar

...Ahmet Cem...Kurtler,Pkk ve Ocalan... ben ne "kürtleri seviyorum" derim. nede "kürtleri sevmiyorum" derim. ben kişiyi sevip sevmememi onun ırkına göre belirlemem. ben birisini seviyorsam yada sevmiyorsam burada onun ırkının bir önemi yoktur. ben o kişinin yaptıklarını sevmişimdir yada sevmemişimdir. tek kriter budur. bu sadece kürtler için değil. tüm ırklar için böyledir. Çok samimi olarak şu noktaya temas etmek istiyorum, benim milliyetçiliğim, kültür milliyetçiliğidir. milliyetçiliğimin temelinde dilde, fikirde, işte birlik vardır. kültür milliyetçiliği esastır. Anadolu kültürüne herkes uymak zorundadır. çünkü bu kültür beşbin yıllık turan kültürüdür. laz'ı, çerkez'i, tatar'ı, azeri'si, kürt'ü, türkmen'i bu kültürün içindedir. biraz haysiyetli olmak lazım. " bence bu kitlenin sayıları öyle milyonlar falan da değildir. öyleymiş gibi gösteriliyor ki; ortalığa, pkk misyonunu başarılı bir şekilde yerine getiriyormuş havası vermek için. çünkü abdullah öcalan gibi bir bebek katili, hiçbir zaman, hiçbir kitleye, önder olamayacak kadar aciz bir insandır ve bu aciz adamı önder olarak kabul eden ufak kitle de acizdir.!!! her konuda "özgürce" ve "cesurca" fikir beyan eden bu kitle nedense Abdullah Ocalan gibi bir adamı neden önder kabul ettikleri konusunda fikir beyan etmez... eee teröristin tarafında olmak kolay değil. kaypak, yanar döner, yüzsüz, terbiyesiz, arsız ve hatta alçak olmak lazım... (Vusala121)

kitap/kitap--25312 yazar/i9871 Doğu bölgelerini, halklarının, Talabani, Barzani, Apo, bunların bütün örgütlenme yapılarını dış ülkeler ile ilişkilerini göz önüne seren çarpıcı bir eser. Son derece güzel akıcı bir araştırma tespit eseri diyebiliriz. Akıcı dil ve üslubu ile çok rahat bir şekilde bir gün içerisinde okunabilir bir eser... Öte yandan apo'nun ruh halini, yaşayış biçimi ve düşünce yapısına dair çok derin tespitler de bulunulan bir kitap... Ve PKK'nın Kürtler'e verdiği zararlar ve PKK'nın Kürtler'e rağmen kurulmuş olan bir örgüt olduğunu delil ve ispatları ile anlatan bir kitaptı... (Münzevi Genç)

TSK içersinde çok önemli görevlerde bulunmuş, daha sonra şüpheli bir şekilde öldürülmüş olan Cem komutanın, işin tam içinde olan bir devlet yetkilisi olarak yazdığı bu kitapta, PKK kuruluşundan kitabın yazıldığı tarihe kadar ele alınmış. Kuruluşu, felsefesi ve aldığı destekler, hareket tarzı ve örgüt yapısı gibi bir çok mesele ele alınmış. Meraklılarına tavsiye ederim. Devletimizin bu terör örgütünün doğup büyümesindeki rolü (bu konu geçiştirilmiş gibi hissettim, farklı kitaplarda daha açık ve korkusuz bilgiler var) anlatılmış. Apo , kürtler ve örgüt kapsamlı bir şekilde ele alınmış. En şaşırdığım bilgi veya tez ise kürtlerin Türklerle birlikte Orta Asya'dan beraber göçüp geldikleri tespiti oldu. Farklı bir tecrübeydi, konuya ilgisi olanlara tavsiye ederim. Ama günümüzdeki durumun ne kadar değiştiğini de görüyor insan, çok farklı noktalara gelinmiş. (Adem Taşdemir)

Kürtler, PKK ve A. Öcalan PDF indirme linki var mı?

Ahmet Cem Ersever - Kürtler, PKK ve A. Öcalan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kürtler, PKK ve A. Öcalan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Cem Ersever Kimdir?

Ahmet Cem Ersever, (d. 1950 Erzurum - ö. 1993 Ankara). Varlığı resmi kurumlarca onaylanmamış Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele adlı birimin kilit isimlerinden biri olan Jandarma subayı emekli binbaşı).

Cem Ersever, Güneydoğu Anadolu'da PKK ile yapılan terörist ve istihbarat çalışmalarının tümünde yer almış, silahlı çatışmalara bizzat katılmış, tüm faaliyetleri yönetmiş, PKK'ya yardım ve yataklık eden kişi ve gruplarla irtibat kurmuş, bunları tam yetkiyle ve Komutanlığa doğrudan bağlı olarak yürütmüştür.

Orgeneral Eşref Bitlis'in şüpheli ölümünden sonra Mart 1993'te bu olayı protesto etmek için askerlikten istifa etti ve Mayıs 1993 ayında Milliyet gazetesine faksladığı özgeçmişinde "1984 yılından bugüne kadar yapılan yanlışlar, ihanetler ve ugulamalar konusunda Türk kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine inanıyor ve görüşmeler sonunda belirlenecek bir tarihte Türk basınıyla kamuoyu önünde Celal Talabani'nin ihanetleri PKK ilişkileri, Güneydoğu'daki gerçek durum, köy korucuları, itirafçılar, faili meçhul cinayetler hakkında ve bazı siyasilerin örgütsel konumları hakkında açıklamalarda bulunacağımı beyan ediyorum." ve "Güneydoğu Anadolu'daki olayların gerçekleri Türk milletinden gizleniyor" dedikten birkaç ay sonra 4 Kasım 1993'te elleri önden bağlanmış kafasına iki el ateş edilmiş cesedi, Ankara Elmadağ ilçesi çıkışında bulundu

Ahmet Cem Ersever Kitapları - Eserleri

  • Üçgendeki Tezgah
  • Kürtler, PKK ve A. Öcalan

Ahmet Cem Ersever Alıntıları - Sözleri

  • 1982 yılının Haziran ayında İsrail, Güney Lübnan'da üslenmiş olan Filistin kamp ve karakollarına karşı topyekün bir harekat başlattı. Bu harekat neticesinde Filistinliler önce Batı Beyrut kesimine hapsedildiler ardındanda Lübnan'dan sürüldüler. Filistin gerillaları Kuzey Afrikadaki Arap ülkelerine Fas, Tunus ve Cezayir'e kaçtılar, bir kısmı da Güney Yemen ve Suriye'ye sığındı. Bu harekat sırasında Suriye ordusu İsrail ile bir günlük hava çatışmasına girdi ise de Güney Lübnan'daki kara harekatına karışmadı. İşte o zamana kadar Güney Lübnan'daki Filistin gerillaları arasında kendilerini saklamış olan PKKlılar topluca Suriye'ye geçtiler. Fakat 20 kişilik bir grubu gene HELVE Kampında bıraktılar. Suriye'ye geçen PKK militanlarına kısa sürede Şam, Halep, Kamışlı gibi yerlerde onlarca ev tahsis edilerek garantiye alındılar. Bu evlerde yaklaşık olarak 300 PKK'lı militan barınıyordu. Bunları her ev bir grup olmak şartıylaki her evde 8-10 kişi barınıyordu teorik eğitime devam ettiler. Dışarı çıkmaları ve gezmeleri yasaktı.Aylarca kalınan bu evleri hiç kimse terk etmiyordu. Yiyecek ihtiyaçları APO tarafından görevlendirilmiş ve Suriye "EMİN KAVMİYYE-MİLLİ İSTİHBARAT"isimli merkezi istihbarat örgütünün kimliklerini taşıyan kişilerce karşılanıyordu. Bu kimlikler özel ve güvenilir kişilere verilmişti. PKK bu arada bir grup adamını da İran ve Kuzey Irak'a yerleştirmişti. İran'dakiler İran istihbarat teşkilatının bilgisi dahilinde Kuzey Irak ve Türkiye'ye komşu Urmiye şehrine yerleştirildiler. Oradan hem Türkiye'ye hem de Kuzey Irak'a giriş çıkış yapabiliyorlardı. İran'a geçişlerini Suriye Hükümeti, İran ile anlaşarak uçakla göndermek suretiyle sağlamıştı. 1982 yılında Irak hükümeti İran ile olan savaştan dolayı Kuzey Irak bölgesini tamamen kontrolsüz bırakmış bu nedenle, Kuzey Irak'ın uçsuz bucaksız dağları, vadileri ve derelerinde Mesut Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) denetiminde bir tampon bölge oluşmuştu. Celal Talabani'nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) da oradaydı ama esas kontrol Irak KDP'sinde idi. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)
  • Fransız manda yönetimince oluşturulan Lübnan Cumhuriyeti Anayasası'nda Hıristiyan-Müslüman çelişkisini canlı tutacak hükümler mevcuttu. Bu durum Lübnan'da ekonomik ve sosyal dengesizliklere sebep oluyordu. Ülke siyasi çekişmelere sahne oluyor ve bu çekişmeler sıcak savaşa dönüşüyordu. Lübnan'da iç savaşın 1974'te başlayıp sürekli devam etmesi, ülkenin ikiye bölünmesi ve ardından Suriye Ordusunun "Arap Barış Gücü" sıfatıyla Lübnan'ı işgal etmesi bahsedilen çarpıklıkların düzeltilmesi için değildi. Suriye, Lübnan'a parçalanmışlığı sürekli kılma, hatta parçalanmışlığı daha da artırarak devam ettirmek için girmişti. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)
  • Zayıf toplumlar eşkiyalarını kahramanlaştırıp yaparlar. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)
  • Kürt sorunu ve Pkk adı hala beraber anılıyorsa, asker-sivil, günahlı-günahsız hala insanlar öldürülüyorsa tedbirler üzerinde biraz düşünmenin zamanı geldi de geçiyor demektir. Güneydoğu'da bir telefon ile esnaf dükkânlarını kapatıyor veya açıyorsa, bir sloganın etrafında on binlerce insan toplanıp yürüyüş yapabiliyor ve "Kahrolsun Türkiye ", "Yaşasın Başkan Apo" diye, bağırabiliyorsa, ilçeler içerisinde saatler ve hatta günler süren silahlı çatışmalar çıkabiliyorsa ve bütün bunlara "İnsan Hakları" adına ses çıkarılamıyorsa değişmesi gereken bir şeyler var demektir. Bu insan haklarına, PKK yatakçıları ve işbirlikçileri gözaltına alındığında bir takım kişiler sahip çıkmakta; PKK denilen melanet örgütü, arkadaşları ile ava giden polis memurunu yakalayıp sorgu sırasında teker teker kollarını ve ayaklarını kestiği zaman sahip çıkmamaktadırlar. İzinden dönen erler elleri arkadan bağlanarak, kafa derileri yüzülmek suretiyle öldürülmekte, Subaylar şehirler arası yollarda otobüslerden kadın ve çocuklarının yanından alınarak kurşuna dizilmekte gene insan haklarından bahseden olmamaktadır. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)
  • . "Ben silahımı teslim etmem ve PKK'nın affına sığınmam kanımın son damlasına kadar PKK ile mücadele edeceğiz, Türk bayrağından başka bir bayrak istemiyorum. T. C. kimlik kartından başka kimlik istemem diyorum, eğer devlet GKK silahını benden alırsa ben ve 300 adamla kendi imkanımla kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Benim aileden ve Türk askerlerinin bu dağlarda döktüğü kanı yerde bırakmayacağım."        "PKK Ermenidir, Komünisttir, Satılmıştır... . (Üçgendeki Tezgah)
  • . Kürt halkının mücadelesine Kürt olduğu için değil sosyalist olduğu için katıldığını söyleyen Hafiz ESAD'ın vesikalı kapatması APO bakın ne diyor; "Kızlar karşıma çıkıyor, en değme artistin ulaşamayacağı kadar ulaşıyorum". "Kürtlük adına namussuzluktan başka ne var." diye basına demeç verme cüretini gösteren bu Mayıs Böceği hangi yüzle Kürt insanını savaşa davet ediyor? . (Üçgendeki Tezgah)
  • Bu insan haklarına, PKK yatakçıları ve işbirlikçileri gözaltına alındığında bir takım kişiler sahip çıkmakta; PKK denilen melanet örgütü, arkadaşları ile ava giden polis memurunu yakalayıp sorgu sırasında teker teker kollarını ve ayaklarını kestiği zaman sahip çıkmamaktadırlar. İzinden dönen Erler elleri arkadan bağlanarak, kafa derileri yüzülmek suretiyle öldürülmekte, Subaylar şehirler arası yollarda otobüslerden kadın ve çocuklarının yanından alınarak kurşuna dizilmekte gene insan haklarından bahseden olmamaktadır. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)
  • . Bazı olaylarla ilgili olarak çok sağlıklı istihbarat elde ediliyor, fakat birileri alınan istihbaratı ne yapacağını bilmiyor. Modern istihbarat, istihbaratçının aldığı bilgileri gene kendisinin icra elemanlarıyla değerlendirmesi esasına dayanmaktadır. . (Üçgendeki Tezgah)
  • . Buna rağmen; bu kanlı terör örgütüne eleman yetiştiren, ama bu işi erkekçe değil de bir takım sosyal ya da kültürel maskelerin ardına gizlenerek yapan bu kuruluşlar, kültürel ve sosyal maskelerinden dolayı hoş görülüyor, diğer yandan çok sayıda PKK sempatizanı, PKK'nın İstanbul'da basılıp dağıtılan yayınlarını okuyarak bilinçlendiklerini ve daha sonra kırsala gidip eylemlere katıldıklarını beyan etmekteydiler. ...Bunun böyle olduğunu güvenlik kuvvetleri de biliyor, PKK ve APO da biliyor, o meşhur kuruluşlar ve yayın organları da biliyor. Bir tek politikacılarımız, aydınlarımız ve halkımız bilmiyor. . (Üçgendeki Tezgah)
  • Terörle mücadele bir demokrasi ayıbı değildir. Cereyan eden hadiselerin boyutları o kadar büyüktür ki; bu olaylardan çıkar bekleyen, belirli ölçülerde destekleyen bilgisiz ilgililer, siyasi çözüm önermek gafleti ve hıyaneti içersine bile girmişlerdir. Kırsal kesimde faaliyet gösteren PKK'nın askeri gücü etkisiz hale getirilmeli sade vatandaşın rahatlaması sağlanmalıdır. Bu yapıldığı takdirde yasa tanımayanlar yasalara sarılacak, demokrasiyi çiğneyenler demokrasi diye feryat edeceklerdir. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)
  • Savaşa davet ediyormuş! Ne savaşı? Irza geçme becerisi çok gelişmiş Abdullah Öcalan isimli bu sefil ve alçak yaratık savaşa davet ediyorum diye; Pazarcık'lı Evin, Ankara'lı Zehra, Tunceli'li Delal, Lübnan Kürtlerinden Roza, Suriye'li Canda, yine Lübnanlı Adife-Saadet bayanlara ve PKK Merkez Komite Üyesi Sarı Hüseyin'in karısı Elazığlı Nafiye'ye tecavüz etmedi mi? Kod adı Medya olan Suriyeli Kürdi Abdullah'a tecavüz etmedi mi? Bilmiyorsanız öğrenin! Çaresiz kızlara, kadınlara tecavüz etmekte uzmanlaşan ve ahlaksız ilişkilerde pervasızlaşan Apo gençleri savaşa değil, yatağına davet etmektedir. (Üçgendeki Tezgah)
  • . Olaylar sona erdikten sonra, yakalanan kişilerin militan olup olmadığı tartışması başlıyor. İşe bakın! Devletin bir vilayetinde günlerce karşılıklı olarak silahlar patlayacak, resmi binalar ve sivillere ait evler hasar görecek, güvenlik güçleri ve sivil kişilerden, insanlar ölecek ve yaralanacak, bütün bunlara rağmen, yakalanan kişilerin militan olup olmadığı tartışması yapılacak!..        Şehirde aktif provokatörler varken; iki kelimeyi biraraya getiremeyen, silahtan başka birşey bilmeyen ve dağda sığır gibi kullanılan adama ne gerek var?        Milisin aktif olduğu yerde terörist asla içeri giremez! Zaten milisin görevi; böylesi toplumsal olayların ve provokasyonların yaratılmasıdır. . (Üçgendeki Tezgah)
  • Biz, kitabımızda "korku filmi" falan anlatmadık. Senaryosunu emperyalizmin yazdığı, geri zekalı Abdullah ÖCALAN'ın başrolü oynadığı, figüranlığını yönetim hataları ve yasadışı örgütlerin baskıları altında ne yapacağını şaşırıp ezilen Türk ile Kürt insanının yaptığı, 9 yıldır PKK adı altında; Kürt Ulusal Hareketi ismiyle de 65 yıldır oynanan "traji-komik" bir filmi daha iyi anlamaları için kamuoyuna yardımcı olduk. (Üçgendeki Tezgah)
  • Korucular, aile efratlarıyla birlikte toplu katliamlara maruz kaldılar. Ankara'da keyif çatan sayın bazı kişiler ise; "yok canım, PKK katliam yapmaz, bu iş olsa olsa Kontrgerilla'nın işidir" diyerek dalgalarını geçtiler. Ama atalarımızın bir sözü vardır; "alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste." (Üçgendeki Tezgah)
  • Hazine arazileri; kadın kavgası, kan davası, canı sıkılanın keçisini alıp köyden gitmesi sonucu ikişer-üçer evlik yerleşim merkezi haline gelmiştir. Toprak işgalinin, vurgunculuğun hesabını soran yoktur. Hazine ile vatandaş arasındaki toprak anlaşmazlığı dava dosyalarının bulunduğu mahkeme arşivleri arkeoloji müzesi gibidir. Milyarlarca Türk lirası kentlerin kaçakcı pasajlarında parfüm, makyaj malzemesi, bebek, radyo, müzik seti, çakmak, çengelli iğne, hacı yağı gibi ıvır-zıvır şeylerle bloke edilmiş durumdadır. Kaçakçılık sırtçılıktan çıkmış bilimsel boyutlarda icra edilmektedir. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)
  • . Savaşa davet ediyormuş! Ne savaşı? Irza geçme becerisi çok gelişmiş Abdullah ÖCALAN isimli bu sefil ve alçak yaratık savaşa davet ediyorum diye; Pazarcık'lı (Evin) Kod, Ankara'lı (Zehra) Kod, Tunceli'li (Delal) Kod, Lübnan Kürtlerinden (Roza) Kod, Suriye'li (Canda) Kod, yine Lübnanlı (Adife-Saadet) Kod bayanlara ve PKK Merkez Komite Üyesi (Sarı Hüseyin) Kod'un karısı Elazığlı Nafiye'ye tecavüz etmedi mi? Bilmiyorsanız öğrenin! . (Üçgendeki Tezgah)
  • "Bölgede PKK örgütüne ihanetin cezası ölüm, devlete ihanetin cezası Diyarbakır 1 No.'lu Tutukevi'nde "Akademik PKK kariyeri" yapmaktır. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)
  • Abdullah Öcalan, 1981 yılı Haziran ayında Şam'dan Lübnan'a geçerek Suriye sınırında ve Lübnan toprakları içersinde bulunan ayrıca daha önce kararlaştırıldığı kesin olan, Suriye ordusunca özel olarak korunan ve Filistin Demokratik Halk Cephesinin cephaneliklerinin bulunduğu HELVE Kampı'nı tamamen PKK'ya tahsis ettirdi. PKK 1. Konferansı HELVE Kampında yapılacaktı. Filistin karakollarına dağıtılan gruplardan ileri düzeyde bulunan ikişer-üçer kişi seçilerek kampa çağrıldılar. Böylece değişik yerlerden yaklaşık 60 kişi PKK 1. Konferansına katılmak üzere bir araya gelmiş oldular. Ayrıca 20 kadar militan da nöbet, yemek ve benzeri işler için kampta bulunuyordu. (Kürtler, PKK ve A. Öcalan)

Yorum Yaz