Labirent - Sevil Atasoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Labirent kimin eseri? Labirent kitabının yazarı kimdir? Labirent konusu ve anafikri nedir? Labirent kitabı ne anlatıyor? Labirent kitabının yazarı Sevil Atasoy kimdir? İşte Labirent kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sevil Atasoy
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786051118871
Sayfa Sayısı: 256
Labirent Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Wolfgang Amadeus Mozart öldü mü, öldürüldü mü?
Öldükten sonra pırlanta bir yüzük olup eşinizin parmağında takılı kalmaya ne dersiniz?
Napolyon'un komutasındaki 690.000 Fransız askerinin donarak öldüğü sanılıyordu. Peki DNA sayesinde ortaya çıkan asıl sebep neydi?
Kurbanını bir internet sitesine "30'larında, kızartılabilecek zayıf erkek" ilanı vererek bulan katilden haberiniz var mı?
Marilyn Monroe'nun katili CIA, FBI, mafya ya da başka bir örgüt mü?
Olay yeri incelemenin, adli tıbbın her geçen gün gelişmesinin nedeni suçlular mı?
Katiller işi bilince bilimde gelişir mi?
Tüm soruların ve daha nicelerinin yanıtları Labirent'te.
(Arka Kapak)
Napolyon'un Rusya seferine katılan 690 000 Fransız askerinin yalnızca 3 000'i geri dönebildi. Tarih onların, dondurucu soğuk, açlık, dizanteri ve yüksekateşten öldüklerini yazdı. Ama?.. Marilyn Monroe'nun ölümünün arkasında Mafya, CIA veya FBI gibi örgütlerden biri olmasın sakın?.. Wolfgang Amadeus Mozart öldü mü,öldürüldü mü? Kıskanç bir kocanın mı kurbanı, yoksa yeteneğini kıskananların mı? 2006 yılında doğumunun 250. yılı kutlanan Mozart'ın ölümünün ardındaki sır perdesi, tıpkı diğerlerinde olduğu gibi aralanıyor. DNA'yla belki de tarih yeniden yazılıyor. Günümüzün "suç" dünyasındaki ençapraşık olaylarda bile suçlunun ve suç aletlerinin saptanmasında, çok farklı ve kesin sonuçlara varılmasında bilimsel ve teknolojik gelişmeler önemli rol oynuyor artık. Adli tıp alanında uluslararası bir üne sahip Prof. Dr. Sevil Atasoy, Labirent'te suçların ve suçluların ortaya çıkarılmasında geliştirilen yöntemleri bilimin ışığında ve örneklerle gözler önüne seriyor. Dünyanın dört bir yanında, olay yeri inceleme birimlerinde ve kriminal laboratuvarlarda çalışanların labirentlerde dolaşarak suçu nasıl aydınlattıklarını, suçluyu, suçsuzdan nasıl ayırdıklarını anlatıyor. Ve gerçeğe, sadece gerçeğe ulaşmaya çalışan delil avcılarının, zor ama bir o kadar gizemli ve çekici dünyasında yolculuğa çıkarıyor okuru.
(Tanıtım Yazısından)
Labirent Alıntıları - Sözleri
- Polis, savcı ve psikologların çoğunlukta olduğu, “Ceza ve Hukuk Davalarında Bilimsel Deliller” adlı lisansüstü dersimde, görgü tanıklığına hangi koşullarda güvenilebileceğine bir örnek olarak, her yıl şu basit deneyi yaparım. Bambaşka bir konu hakkında konuşurken, derslik kapısı açılır ve içeriye Adli Tıp Enstitüsü çalışanlarından biri girer, yanımdaki masanın üzerinden bir kitap alıp, bana bir kâğıt verir, sandalye üzerindeki çantayı alır. Bu arada ben konuşmamı kesmem, o da hiç sesini çıkartmaz ve girdiği yoldan aynen dışarı çıkar. 15 dakika sonra öğrencilerime, ders sırasında olağandışı bir durumu fark edip etmediklerini sorarım. Hemen her zaman, öğrencilerin sadece bir bölümü içeriye birisinin girdiğini hatırlar. Bir kâğıda, birbirleriyle konuşmadan, gördükleri kişiyi tarif etmelerini isterim. İnanın, hiçbiri tam olarak tarif edemez. Hatta etekli olana pantolonlu, sarışın olana esmer diyen bile olur. .
- Şimdilerde, dünya piyasalarında bulunan eroinin çok büyük bir bölümü Afganistan kaynaklı. Bu ülkede ekilen haşhaştan, önce ham afyon elde ediliyor, daha sonra ileri ülkelerde üretilen kimyasallar kullanılarak diasetilmorfin, yani eroin sentezleniyor. Elden ele geçen ürün, Moskova, Frankfurt, Londra, İstanbul ve Bangkok gibi kentlerde gramına 80-100 dolardan alıcı buluyor ve parmakla sayılacak kadar az sayıda “uyuşturucu lordu” 65 milyar dolar düzeyinde satış yapıyor. Bu sayı, dünya genelindeki kahve satışlarının 10 katı, tütün ürünlerinin 3, içki satışının 2 katı.
- Interpol verilerine göre, son 30 yılda ülkemizden yüz bin şahin ve beş yüz bin şahin yumurtası kaçırıldı. İyi eğitilmiş bir şahinin 5000 ila 50000 dolar arasında alıcı bulduğu düşünülürse, bilim adamı, diplomat ya da turist kisvesi altında, lüks otolarla Kayseri’nin Sultansazlığı civarında neden dolaşıldığı anlam kazanır. Bu bölgede 2005 eylülünde, ara sıra olduğu gibi, gene yangın çıktı. Yangının çıkış nedeni “Kırık cam şişelerinin taban bölümleri güneş ışıklarını, kuru ot ve sazlara mercek gibi yansıtarak yangına sebep olmuştur. Bölgede yapılan incelemelerde yangına sebep olan cam şişe parçaları bulunmuştur.”şeklinde açıklandı. Umarım ele geçen cam parçaları, piknikçilerin aşka gelip, şişe kırdığı şeklinde yorumlanmadı ve yangın çıkartmak amacıyla kasten oraya yerleştirildiği varsayılarak, şüpheliler bulunduğu takdirde, kimin eliyle kırıldığını kanıtlayabilmek üzere, kriminal laboratuvarlara gönderilerek inceletildi. Öte yandan, şahin peşinde olanların her zaman Karacaoğlan misali, “Ben bir şahan olsam sen bir balaban, alsam cırnağıma çıksam yola ben” diyerek masum türküler söylemediğini, eğitimli şahinlerin Güney Amerika’da kokain ve Batı Asya’da eroin kuryeliği yaptığını da unutmamak gerek. .
- Her suç tipiyle mücadelede, iş birliği şarttır.
- Kan ve idrar analizleriyle kişinin eroin kullanımı hakkında en fazla bir gün geriye gidilebilir. Buna karşılık saç ve vücuttaki diğer kılların içerdiği bilgi, idrar ya da kanın çok ötesindedir. Saçın keratin matriksinde “ksenobiyotik” olarak adlandırdığımız, organizmaya yabancı maddelerin pek çoğu, bu arada uyuşturucular, kalıcı biçimde yerleşir. Yıkamayla, boyatmayla yok olmazlar. Üstelik tıpkı bir teyp bandı gibi okunabilir ve kökten uca doğru her bir santimi, yaşanan yaklaşık bir aya denk gelecek biçimde, hangi maddenin ya da maddelerin kullanıldığını gösterir. Özetle, 5 santim saç, 5 aylık geçmiş hakkında bilgi verir. Kafanız kelse, saçlarınızı kazıtmışsanız ya da ektirdiyseniz, vücudunuzun başka yerlerindeki kıllar da işe yarar.
- Merdivenleri çıktı, durağa yürüdü ve kendisini karşı kıyıdaki, Bulgarca haber spikeri olarak çalıştığı BBC binasına götürecek, kırmızı, iki katlı otobüsü beklemeye başladı. Birden, sağ baldırında garip bir sızı hissetti. Etrafa bakındı. İri yarı, 40 yaşlarında, siyah pardösülü birinin, yerden şemsiyesini kaldırmakta olduğunu gördü. Adam, homurtulu bir sesle anlaşılmaz bir şeyler söyledi ve geçmekte olan bir taksiye binerek trafiğin içinde kayboldu. ''Yabancı olsa gerek'' diye düşündü ve 4 gün sonra öldü.
- Beş yıl sonra sizi öldüreceğini bilseniz, bu süre içinde gireceğiniz bütün yarışları kazandıracak, üstelik doping kontrollerinde bulunmayacak bir maddeyi kullanır mıydınız? Bu soruyu 1992 yılında Goldman ve Klatz, dünya çapında derece sahibi 198 sporcuya sordular ve 103’ünden “Evet” cevabı aldılar. Dayanıklılık, performans, fizik görünüm, şöhret ve para uğruna canını vermeye razı insanlar olduğu sürece, bedenler üzerinde oynanan oyunlar, erkeklik hormonu, anabolik steroid, kan dopingi, eritropoietin, büyüme hormonu, gen dopingi gibi madde ve yöntemlerle alabildiğine sürecek. .
- İyi tanımlanmış bir problem, yarısı çözülmüş bir problemdir.
- 25 mayıs 2004 günü ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın yaptığı basın açıklaması sadece iki satırdı ama, duyunca başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. “Bay Mayfield ve ailesine vermiş olduğumuz rahatsızlık nedeniyle özür dileriz. Parmak izi incelemelerinde kullandığımız yöntemleri gözden geçireceğiz.” Gerçi geçen yüzyılın başından bu yana, dünyanın dört bir yanında, zengin, fakir, gelişmiş, gelişmemiş birçok ülkede failin kim olduğunu bulmak üzere gerçekleştirilen milyonlarca parmak izi karşılaştırmasında zaman zaman sorunlar yaşanmıyor değil. Bu sorunların, uzun yıllar suçsuz yere cezaevlerinde yatmaya yol açtığı da bizce malum. Ancak 2004 yılında FBI Parmak İzi Birimi, tarihinde ilk kez “pardon” demişse, bu kıyamet alametidir. Hele ki pardon denilen, gerisinde 191 ölü ve 2000 kadar yaralı bırakan Madrid bombacılarından biri olduğu iddiasıyla 2 haftadır tutuklu, Amerikan vatandaşı, İslamiyet’i kabul etmiş, 37 yaşındaki Avukat Brandon Mayfield ve ailesi ise.
- Belli bir bölgenin kayalarındaki izotop imzası, kayaların ufalanmasıyla oluşan topraktakinin aynıdır. Aynı imza sularda, bu su ve toprakla yetişen bitkilerde, bu bitkileri yiyen hayvanlarda ve bu bitkiler ile hayvanları yiyen insanlarda tekrarlanır. Diş mineleri, erken çocukluk döneminin geçirildiği yerin “izotop imzasını” taşır. Buna karşın, dişin dentin kısmı ile kemikler son yıllarda yaşanan bölgenin stronsiyum izotop oranına sahiptir.
- — Avrupa Konseyi ve Dünya Bankası raporları, 16-44 yaş arası kadınların başlıca sakatlanma ve ölüm nedeninin şiddet olduğunu öne sürüyor. — Hindistan’da her gün 14, ABD’de 3 kadın, eşi ya da erkek arkadaşı tarafından öldürülüyor. — Dünya Sağlık Örgütü; İngiltere, Avustralya, Kanada, İsrail, Güney Afrika ve ABD’de öldürülen kadınların katillerinin yarısının, birlikte yaşadıkları erkekler olduğunu açıklıyor. — İsveç’te her 10 kadından 7’si, Botswana’da 6’sı şiddete uğruyor. — Yeryüzünde her 3 kadından 1’i, tanıdığı bir erkek tarafından dövüldüğünü, cinsel ilişkiye zorlandığını ya da bir başka biçimde istismara uğradığını bildiriyor. — Hollanda’da her yıl 200.000 kadın, eşinin şiddetiyle karşılaşıyor.
- Her ne kadar, ara ara “suç patlaması” şeklindeki haberlere rastlansa da, İnterpol’e göre Türkiye, nüfusa oranlandığında, suç sayısının düşük olduğu ülkelerden biridir. Bunlar arasında kadınlarımızın payı yüzde 7’dir ve pek çok ülkenin gerisindedir. Örneğin İsrail, Fransa, Yunanistan ve Macaristan’da tüm suçların yüzde 14’ünü, Portekiz, İsveç, Avusturya, ABD ve Almanya’da yüzde 20’sini kadınlar işlemekteler. Ancak ne yazık ki, son 30 yılda, kadın nüfusumuz içerisindeki suçlu sayısı –kadın nüfusundan çok daha hızlı biçimde– arttığı gibi, suça itilen 18 yaşından küçük kızlarımızın sayısı, erkek çocuklarımızdan çok daha hızlı biçimde yükseldi.
- Görünmeyen parmak izleri, çeşitli tozlar, sıvılar, buharlarla renklendirilerek ya da lazerler, alternatif ışık kaynakları, morötesi ışık kaynakları tutularak “görünürleştirilir”. Kimi koşullarda pütürlü yüzeyler, düz kumaşlar, hatta insan vücudu üzerinden bile parmak izi elde edilir.
- Hücrelerimizin büyük bir bölümünde bulunan mitokondrilerdeki DNA, çok ilginç bir özelliğe sahiptir. Çünkü taşıdığı genetik bilginin yarısını anneden, kalan yarısını ise babadan alan çekirdek DNA’sından farklı olarak mtDNA, sadece anneden alınan genetik bilgiyi içerir. Bu nedenle, kadın olsun, erkek olsun, anne tarafından akraba olan herkesin, kuşaklar boyu mtDNA özellikleri birbirinin aynıdır.
- Küllerinizdeki karbonu, 24 hafta kadar süren bir işlemle “sertifikalı, yüksek kaliteli” bir pırlantaya dönüştürenler de var. Müşteri sayısı bine ulaşan LifeGem, taşın büyüklüğüne göre, 3000-25000 YTL alıyor. Özel kesim ve montür isterseniz, biraz daha fazla para ödemeniz gerekecek. Böylece, sevdiğinizin boynunda bir kolye, parmağında bir yüzük olarak hatırlanmaya devam edersiniz. Küllerinizin tamamından, her biri 1 kıratlık (0,2 gram) 50 pırlanta yapılabiliyor.
Labirent İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Araştırma inceleme kitapları içinde en hoşuma giden bilimsel araştırma kitapları ve okumayı en sevdiğim kişilerden Sevil Atasoy. Kitabı çok beğendim. Kitapta gerçek hayatta olan olayların adli açıdan nasıl incelendiği, nasıl çözüldüğü yada çözülemediği adli bilimlerde nasıl bir noktada olduğumuzu öğreniyoruz. Özellikle gerçek hikayelerle destekleyerek anlatılması insanın tüylerini ürpertmiyor değil. Eğer polisiye kitaplar yada diziler seviyorsanız bu tarzı sevmeseniz bile bir şans verebilirsiniz (Mely)
Adli Bilimlerin neredeyse tarihine ışık tutan olay döngüleri anlatılan eserde; bu bilim dalının her geçen gün nasıl geliştiği ile ilgili çözülmüş ve çözümlenmiş davalar yer alıyor... Yirmi yıl saklanılan bir kıl, bir insanın masumiyetine nasıl ön ayak oluyor? Haksız yere mahkum olan kurbanların adalet karşısında bundan yıllar önce ne kadar çaresiz oldukları yaşanmış olaylar ışığında gün yüzüne çıkıyor. Tabi bu bilim gelişmeden önce yapılan analizler ile hüküm giyen insanlarda az değil. DNA verileri dışında sadece parmak izleri ile mahkum olan insanlar uzun süre mahkum olmalarına rağmen hala masumiyetlerini savunarak davalarının yeniden açılmasını istemekte hiçte haksız değiller... Prof. Dr. Sevil Atasoy'un dünyanın en ünlü davalarında Adli Bilimlerin sağladığı kolaylıkları 2006 yılında kaleme aldığı bu eserinde ne kadar ilerleyebileceğini de ön görmüş. Bazı davalar oldukça şaşırtıcı ve günümüzde bile sırrını koruyor. Bu sırların bu kadar uzun yıllar çözülememesi, katilin zekasından mı yoksa bilimin o dönemlerde ki yetersizliğinden mi kaynakladığını eseri okuyunca anlayacaksınız... Örneğin Marilyn Monroe'nin ölümü sırrını korurken, Kennedy kardeşlerinde ölümlerinin de aydınlatılamaması bir tesadüf mü? Buna benzer bir çok dava Adli Bilimlerin gelişmesine sebep olurken, gizemini koruyan ve tekrar gündeme gelmek için bekleyen dosyaların bilim eşliğinde çözülmesi için tozlu raflarda sıralarını beklemeye devam edecek gibi görünüyor... Eseri bu bilime ilgisi olan her okura tavsiye ederim.... (Nurhan Işkın)
Labirent'e dair: Merakla ve heyecanla okudum Bilimsel güzel bir tad bıraktı zihnimde Diğer kitaplarını da okumak büyük bir zevk Bilim kadını olmasına rağmen dili anlaşılır,kitap akıcı (Ayşe Okşan Üçgöz)
Kitabın Yazarı Sevil Atasoy Kimdir?
Sevil Atasoy (d. 1949, İstanbul), İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim üyesi olan Türk bilim kadını. Prof. Dr. Şemsi Gök ve Dr. Ferda Gök'ün kızıdır.
Alman Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi'nde yüksek tahsilini tamamladı "Tıp Bilimleri" doktorası yapan Sevil Atasoy, biyokimya uzmanı oldu.
Türkiye'de, DNA delilleri ve kriminal laboratuvarların gelişmesine katkısı nedeniyle "Yılın Bilim İnsanı Ödülü"ne lâyık görüldü.
2005 - 2010 arasında Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Üretiminde Tahminler Daimi Komisyonu üyeliği ve Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu başkanlığı (2010) yaptı.
1980-1993 yılları arasında T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Kimyasal Tahliller İhtisas Dairesi başkanlığını üstlenen Atasoy, 1988-2005 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nün müdürlüğünü yürüttü ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde öğretim üyeliği yaptı.
İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen Atasoy, Hürriyet Gazetesi'nin Pazar ekinde "Delil Avcısı" adlı sayfada 250 kadar gerçek suç öyküsü yayınladı
Okan Bayülgen'le birlikte yürüttüğü Muhabbet Kralı adlı talk show programıyla İsmail Cem ödülünü aldı.
Temmuz 2010'dan itibaren Kanal D'de yayınlanan Kanıt adlı eğlendirici-eğitici polisiye dizinin konsept ve hikaye danışmanıdır.
Uluslararası Adli Bilimler Merkezi'nin ortağı, Teşvikiye Laboratuvarı ve Atasoy Danışmanlık şirketlerinin sahibidir. Masumiyet Projesi (Innocence Project)
Sevil Atasoy Kitapları - Eserleri
- Kusursuz Cinayet Yoktur
- Labirent
- Acayip İşler
- Her Çikolata Yenmez
- Karanlığa Yolculuk
- Züppe Kocanın Şarkıcı Karısı ve Başka Nahoş Gerçekler
- Yeraltındaki Melekler, Yerüstündeki Şeytanlar
- Çürük Elmalar Masum Mahkumlar
- Bu Ayak İzi Senin, Dr. Watson!
Sevil Atasoy Alıntıları - Sözleri
- Ister Douglas ve Ressler'in orijinal tanımlaması gibi Criminal profilleme deyin, isterseniz daha sonraki adlarıyla psikolojik profilleme, davranış profillemesi ya da soruşturmacı profillemeyi tercih edin, izlenen 5 basamaklı yol hep aynıdır. Bunlar delil toplama, sınıflama, suçla ilgili davranış dizisinin rekonstrüksiyonu, saldırgana ait bir imza varlığının yada varsa kişisel özelliklerinin saptanmasıdır. Toplanan bilgiler, artık önceki çalışmalardan elde edilen deneyime dayalı olarak değil, gelişmiş matematik formüller kullanılarak değerlendiriliyor. Coğrafi bilgi sistemlerinden de yararlanılarak bir profil oluşturuluyor. (Yeraltındaki Melekler, Yerüstündeki Şeytanlar)
- Türkiye'nin iki katına varan yüzölçümüne karşılık, nüfusu ancak dörtte birimiz olan Sincan'da (Doğu Türkistan), Uygurların yanı sıra Kazak ve Kargu gibi Türki topluluklarla Han, Hui, ve Mogollar da yaşıyor. Ancak Müslüman olan Uygurlar en kalabalık etnik grup ve Çin'in genel nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Hanlar ile hiçbir genetik ortaklıkları bulunmuyor. (Züppe Kocanın Şarkıcı Karısı ve Başka Nahoş Gerçekler)
- Pakistan Ulusal Cocuk Haklari Birligi, genc erkegin yasliya hizmetini, sosyal statu gostergesi kabul eder. (Bu Ayak İzi Senin, Dr. Watson!)
- Aslında, erkek gibi davranmayıp, cinayet silahı olarak tabanca ya da bıçağı değil, ilaç ve zehirleri tercih ettiklerinden, birçok kadın katil hiç yakalanmamış olabilir. (Karanlığa Yolculuk)
- Korkaklar her gün, cesurlar bir kez ölür. (Züppe Kocanın Şarkıcı Karısı ve Başka Nahoş Gerçekler)
- Keske Bay Sherlock Holmes gercek olsaydi da, Londra polis muduru Karindesen Jak'i bir turlu bulamadigindan istifa etmek zorunda kalmasaydi. (Bu Ayak İzi Senin, Dr. Watson!)
- "Hiçbir şey apaçık görünen kadar aldatıcı değildir" demiş Sherlock Holmes'in yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle. (Her Çikolata Yenmez)
- Her sadist bir mazoşist, her mazoşist bir sadisttir (Kusursuz Cinayet Yoktur)
- Hiçbir şey, apaçık ortada olan kadar aldatıcı değildir. “Boscombe Vadisinin Gizemi”nde Sherlock Holmes, Dr. Watson’a, (Karanlığa Yolculuk)
- Şu gerçeği kabul etmeliyiz ki, ünlü bir seri katil etkili ve ekonomik biçimde iki ihtiyacı karşılar: Ölüm ve şöhret. (Çürük Elmalar Masum Mahkumlar)
- Roman yazabilmek için mi öldürdüler yoksa cinayeti işledikten sonra romanını mı yazmak istediler, bilinmez. (Çürük Elmalar Masum Mahkumlar)
- 2008'in son günlerinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, açık ve net biçimde, hüküm giymemiş kişilerin parmak izi ve DNA bilgilerini bir veri tabanında sonsuza kadar tutmanın insan haklarına aykırı olduğuna karar verdi. 19 yargıcın oybirliği ile verdiği bu karar, hükümetlerin ellerindeki verilerin bir bölümünü (şüpheli olduklarından parmak izi ve DNA'sı alınmış, ancak olayla ilgisi bulunmadığı anlaşılmış kişilerin bilgilerini) silmek zorunda olduğunu ve Avrupa Konseyi'nin 47 üyesinden biri olan İngiltere'nin de buna uyması gerektiğini belirtti. Yazımın başında sözünü ettiğim, hırsızlıkla suçlanan ama beraat eden küçük S. ve kız arkadaşıyla tartıştığı için tutuklanan, ancak kız şikâyetini geri alınca davası düşen Michael Marper'e 42 biner İngiliz Lirası tazminat vermeye mahkûm etti. Bununla birlikte AİHM, İngiltere'nin İskoçya örneğinin de izlenebileceği sinyalini verdi. İskoçya, bir cinsel ya da şiddet suçu olmadığı takdirde, beraat eden ya da soruşturmaya uğramayan kişilerin bilgisini bankasından siliyor. Ancak silinceye dek üç yıl bekleme izni var, yargıç kararıyla bu süreyi beş yıla uzatabiliyor. (Her Çikolata Yenmez)
- Sung Tz’u, bundan tam 762 yıl önce yazdığı Hsi Yuan Çi Lu (Hataları Yıkamak) adlı kitabında, bir çeltik tarlasında bıçaklanarak öldürülen adamın öyküsünü anlatır. Cesedin bulunuşunun ertesi günü, Sung Tz’u, köylülere ellerindeki orakları yere bırakmalarını söyler. Sinekler oraklardan birine üşüşünce, Sung Tz’u katilin kim olduğunu bulur. (Ölenin küçük bir doku parçası, bıçağın üzerinde kalmış olsa gerek.) Yazarın anlattığına göre, köylü hem suçunu itiraf eder, hem de öylesine şaşalar ki “kafasını yerlere vurur”. (Karanlığa Yolculuk)
- Evet her insan kötü, her insan yalancı Şeytani dilleriyle kara ruhlar korosunda Yüzsüzce tutturmuşlar bir şarkı (Züppe Kocanın Şarkıcı Karısı ve Başka Nahoş Gerçekler)
- İmkansızı eledikten sonra geri de kalan ne kadar akıl dışı gelse de gerçek olmalıdır. Sherlock Holmes (Çürük Elmalar Masum Mahkumlar)
- Interpol verilerine göre, son 30 yılda ülkemizden yüz bin şahin ve beş yüz bin şahin yumurtası kaçırıldı. İyi eğitilmiş bir şahinin 5000 ila 50000 dolar arasında alıcı bulduğu düşünülürse, bilim adamı, diplomat ya da turist kisvesi altında, lüks otolarla Kayseri’nin Sultansazlığı civarında neden dolaşıldığı anlam kazanır. Bu bölgede 2005 eylülünde, ara sıra olduğu gibi, gene yangın çıktı. Yangının çıkış nedeni “Kırık cam şişelerinin taban bölümleri güneş ışıklarını, kuru ot ve sazlara mercek gibi yansıtarak yangına sebep olmuştur. Bölgede yapılan incelemelerde yangına sebep olan cam şişe parçaları bulunmuştur.”şeklinde açıklandı. Umarım ele geçen cam parçaları, piknikçilerin aşka gelip, şişe kırdığı şeklinde yorumlanmadı ve yangın çıkartmak amacıyla kasten oraya yerleştirildiği varsayılarak, şüpheliler bulunduğu takdirde, kimin eliyle kırıldığını kanıtlayabilmek üzere, kriminal laboratuvarlara gönderilerek inceletildi. Öte yandan, şahin peşinde olanların her zaman Karacaoğlan misali, “Ben bir şahan olsam sen bir balaban, alsam cırnağıma çıksam yola ben” diyerek masum türküler söylemediğini, eğitimli şahinlerin Güney Amerika’da kokain ve Batı Asya’da eroin kuryeliği yaptığını da unutmamak gerek. . (Labirent)
- En iyisi bilmediğini bilmektir. Bilmediğin halde bilir gibi yapmak bir hastalıktır. Lao - Tzu (Çürük Elmalar Masum Mahkumlar)
- Basariya gereken sans mi, zeka mi? (Bu Ayak İzi Senin, Dr. Watson!)
- Ukrayna asıllı İsrail vatandaşı 31 yaşındaki Wolfman'ın Kıbrıs ve Ortadoğu'da organ ticareti yaptığı, Türkiye'de de bu faaliyetlere başladıkları ve yeni hedeflerinin ise Türkiye'deki mülteci Suriyeliler olduğu ileri sürüldü. Tahran kaynaklı Fars Haber Ajansı'nın 1 Ağustos 2017 tarihinde geçtiği, doğruluğu kanıtlanamayan bir habere göre, şimdilerde Halep'in kuzeyinden kaçırılan çocuklar Gaziantep, Kilis ve Urfa hastanelerinde organ nakli için kullanılıyor. (Züppe Kocanın Şarkıcı Karısı ve Başka Nahoş Gerçekler)
- 19. yüzyıl sonlarında Orta Avrupa, Fransa ve kısmen Amerika'da absent, çok modaydı. Sayısız sanatçı ve edebiyatçı, yaratıcılığını geliştirmek amacıyla, yüksek ayaklı bir cam kadehe absent doldurdu, üzerine delikli bir kaşık, kaşığa bir kesme şeker yerleştirdi, buz gibi su dökerek hem şekeri içkiye kattı, hem absentini seyreltti ve bundan ciddi biçimde zarar gördü. Bu arada, Yahya Kemal Beyatlı'nın da, Paris'te geçen gençliğinde sıkı bir absentçi olduğunu ve bundan "Büyü Şiir"de söz ettiğini belirtelim. ("Paris'te genç iken koyu Baudelaire'perest idim / Balkon'la, Yolculuk'la, Güzellikle mest idim. Sinmişti şi'ri ruhuma ulvi keder gibi / Absente damla damla sızan şeker gibi.") Toplumlarda yaşanan şiddetin sorumlusu olarak da görülen absent, 1900'lerin ilk yıllarında, 82 bin İsviçrelinin imzasıyla önce bu ülkede, ardından Avrupa'nın hemen tamamında ve Amerika'da yasaklandı. 1988'de Avrupa ülkelerinde, 2007'de Amerika'da satışı yeniden serbest bırakıldı. Van Gogh, Degas, Toulouse-Lautrec, Picasso, Edgar Allen Poe ve Charles Baudelaire gibi pek çok ünlüde gözlenen algı, duygudurum, bilinç ve davranış değişiklikleri, içtikleri fazla miktarda absente bağlanır. (Her Çikolata Yenmez)
Editör: Nasrettin Güneş