Leopar - Jo Nesbo Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Leopar kimin eseri? Leopar kitabının yazarı kimdir? Leopar konusu ve anafikri nedir? Leopar kitabı ne anlatıyor? Leopar PDF indirme linki var mı? Leopar kitabının yazarı Jo Nesbo kimdir? İşte Leopar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Jo Nesbo
Çevirmen: Can Yapalak
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050934205
Sayfa Sayısı: 720
Leopar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Leopar’ın gerilimi hiç düşmeyen hikâyesi, nefes kesen sürprizleri ve kestirilmesi güç ihanetlerle dolu çatışmaları tek kelimeyle... enfes.” The Independent
Oslo’da iki kadın ölü bulunur; nasıl açıldığı belirlenemeyen yirmi dört yarayla kendi kanlarında boğulmuşlardır. Bir seri katilin işine benzeyen bu cinayetler kısa zamanda basının ilgi odağı olur. Ortada bir ipucu yoktur, polisin eli kolu bağlıdır ve onlara yardım edebilecek tek kişi, Harry Hole Hong Kong’da inzivaya çekilmiş, Kardan Adam vakasının travmasından kurtulmaya çalışmaktadır.
Babasının ağır hasta olduğunu duyan Harry gönülsüzce Oslo’ya döner. Katil elini yeniden kana bulayınca soruşturmaya dahil olmaktan kendini alamaz. Ve çok geçmeden hem mesleki yeteneklerini, hem de kişiliğini sınayan bir psikopatla karşı karşıya olduğunu anlar.
Leopar Alıntıları - Sözleri
- Əzab verən zaman duyduğun hakimiyyət duyğusu gözəldir. Əzab verdiyin adamın necə təslim olduğunu hiss edirsən. İxtiyarının həm yerdə , həm göydə necə bərqərar olduğunu anlayırsan.
- " Unutmayın ki , insan ruhu kövrəkdir . "
- O, içindəki nifrətdən əzab çəkən insanı axtarırdı. Ürəyində nifrətdən başqa bütün hissləri itirmiş adamı... Ürəyi buza dönmüş adamı .
- Gözlerin karşında ruhum ateş BB '
- Oturma odası boştu. Dışarısı boştu , koca dünyada bomboş. Ama terk edilmiş değildi. İkisi vardı. Geriye kalanlar.
- Şu anda en çok ne isterdim sorusunun cevabını biliyordu.ZIRHLI BİR KALP
- '' Onları tanımıyorsun bile. '' '' Evet ama kimi tanıyoruz ki? En azından aynı topraklarda doğup büyüdüğüm insanlar. Belki de tüm mesele budur. Kabile. Hepimiz kendi kabilemizin içinde olmak istiyoruz. '' '' Evet , öyle. Farkında olsak da olmasak da istediğimiz bu. ''
- Katrine Bratt '' Sence?... '' diyerek söze başlayacak oldu ama duraksadı , biraz bekledi ve sakin bir tonla devam etti. '' Sence ben salak mıyım? ''
- Tebessüm ettiği ve güldüğü zamanlar sanki olduğu yere güneşi getirirdi. Onu gördüğün an tüm dertlerin , nasıl desem... güneşin altındaki çiy taneleri gibi buhar olup uçardı. Ama kötü bir günündeyse de durum tam tersi olurdu. Etrafındaki her şey sessizleşir , hava adeta yaklaşan bir trajediyle dolar , sessizliğin içinde o trajedinin sesi kulağına kadar gelirdi. Minör bir şarkı gibi. Aynı anda hem güzel , hem de korkunç , anlıyor musun? Yine de gözlerinde günışığının bir kısmı kalmış olurdu çünkü hala gözleri gülerdi. Ürkütücüydü. ''
- '' Ve bu bozuk akıl sağlığımla kimse beni mahkemeye çıkaramaz. '' '' Doğru '' dedi Harry , gülümseyerek. '' Ayrıca ağzını sıkı tutacağına inandığım az sayıda insandan birisin. Dahi olmasan bile ortalama bir dedektiften daha akıllı olduğun kesin. ''
- Stensbergata'ya ve ardından Ullevalsveien'a çıkarlarken devamlı diziz aynasına baktı. Hiç bir şey göremedi. Demek ki iki ihtimal vardı. Ya kendi paranoyasıydı. Ya da bir profesyoneldi.
- Kafası kopmuş...Gazeteciler konuşurken de haber yazıyor gibiydi. Ters piramit diyorlardı bu yönteme : Önce daima en önemli bilgi verilirdi.
- '' Çenene ne oldu? '' '' Uzun ve sıkıcı bir hikaye. '' '' Her neyse , tekrar hoş geldin. Seni getirdiğimiz için kusura bakma. '' '' Sana istifamı verdim diye hatırlıyorum. '' '' Daha önce de yaptın. '' '' Daha kaç kere istifamı vermemi istiyorsun? ''
- '' Benim yaptığım hiçbir şeyi yapmamayı ilke edinmemiş miydin sen? '' '' Öyle bir şey yok. '' '' Her neyse. Zaten sen her seferinde bildiğin yoldan gittin. Şu polislik meselesi falan... Galiba benim yaptıklarımı yapmadığın için sana minnettar olmam gerekiyor. Ben kimsenin örnek almaması gereken biri oldum hep. ''
- Mənə həmişə elə gəlib ki , biz nifrətə lazım olduğundan daha çox güc sərf edirik. Buna görə də xoş hisslərdən qaynaqlanan digər əməlləri yerinə yetirməyə qüvvəmiz qalmır. Atam isə başqa cür düşünürdü . O deyirdi ki , məhəbbət və nifrət eyni şeydir. Hər şey məhəbbətdən başlayır , nifrət isə bu hissin o biri üzüdür . --Ola bilər... Amma bundan belə nəticə çıxır ki , biz gərək əks istiqamətdə də hərəkət etməyi bacaraq - nifrətdən məhəbbətə. Yəni dəyişmək və başqa vaxt başqa tərzdə hərəkət etməyi öyrənmək üçün nifrət çox yaxşı səbəbdir.
Leopar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kesinlikle yine 10 üzerinden 10 bir Jo Nesbo klasiği derim ben es geçmeyin eğer ki iskandinav polisiyesi okumayı seviyorsanız içeriği çok şık tam tadında. :)) (ibiaryu)
Jo nesboya takmış durumdayım bu kitabıylada beni mest etti herkesden şüphelenmiş bir halde o mu bu mu diye beynim düşüne düşüne heyecandan delirdim.Kajadan da tiksinti duymuştum sonradan erişte çorbasını sırf harry seviyor diye getirtmesi yaptırması duygusunun gerçek oldugunu gösterdi ama harry haksızlık etti ona bundan sonraki kitabı elimde yok :( yarım yamalak okuyorum ama fırsatı elime geçirirsem devamınıda okucam mutlaka çünkü mest etti beni (Özlem Akgün)
Leopar PDF indirme linki var mı?
Jo Nesbo - Leopar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Leopar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jo Nesbo Kimdir?
Yazar Oslo'da doğmuş, Molde'de büyümüştür. Norveç Ekonomi Okulu'nda iktisat ve işletme bölümlerinde okumuş; buradan dereceyle mezun olmuştur. Dedektif Harry Hole karakteri hakkında yazdığı romanlar sayesinde oldukça popülerleşmiş; Norveç çapında bir buçuk milyonluk bir satış elde etmiş ve eserleri kırk dile çevrilmiştir. Norveçli ünlü rock grubu Di Derre'nin de solistliğini yapan yazar, ilk çocuk kitabını da 2007 yılında "Doktor Proktors prompepulver" ismiyle yayımlamıştır. 2010 yılında Edgar Ödülleri'nde aday olurken, Flaggermusmannen isimli ilk romanıyla 1997 yılında Riverton ödülünü, 1998 yılında da Glass Key ödülünü kazanmıştır. Türkçe'ye Koridor Yayıncılık tarafından iki kitabı, yani "Kızılgerdan" ve "Şeytan'ın Yıldızı" isimli romanları çevrilmiştir.
Romanları
- "Flaggermusmannen" - (1997) (Türkçe: Yarasa)
- "Kakerlakkene" - (1998) (Türkçe: Hamamböcekleri)
- "Rødstrupe" - (2000) (Türkçe: Kızılgerdan)
- "Sorgenfri" - (2002) (Türkçe: Nemesis)
- "Marekors" - (2003) (Türkçe: Şeytan Yıldızı)
- "Frelseren" - (2005) (Türkçe: Kurtarıcı)
- "Snømannen" - (2007) (Türkçe: Kardan Adam)
- "Panserhjerte" - (2009) (Türkçe: Leopar)
- "Gjenferd" - (2011) (Türkçe: kitap/hayalet--85037 )
- "Politi" - (2013) - ing. Police
- "Tørst" - (2017) - ing. The Thirst
Jo Nesbo Kitapları - Eserleri
- Kardan Adam
- Yarasa
- Şeytan Yıldızı
- Nemesis
- Kızılgerdan
- Hamamböcekleri
- Leopar
- Hayalet
- Kurtarıcı
- Polis
- Susuzluk
- Bıçak
- Oğul
- Macbeth
- Krallık
- Doktor Proktor'un Osuruk Tozu
- Zaman Küveti
- Qisas ilahəsi
- Kim Osurdu?
- Büyük Altın Soygunu
- Blod På Sneen
- Yanğı
Jo Nesbo Alıntıları - Sözleri
- Dünyanın akıllı genç kadınlar için iş fırsatlarıyla dolu olduğunu anlamanın tam zamanıydı ve onlara engel olan tek şey cesaret ve hırstan yoksun olmalarıydı. Zekâlarını başkalarına doğrulatma değil, bir fark yaratma hırsı. (Susuzluk)
- Demek istediğim şu ki, insan beynini çalıştırıp da kendi yanıtlarını bulmaya çalışınca çabucak yalnız kalır. (Kurtarıcı)
- İnsanlar gerçekleri duymaktansa yalanlarla avunmak isterler (Şeytan Yıldızı)
- ...dediği gibi: Yağmur yağarsa ben de herkes gibi ıslanırım." (Hamamböcekleri)
- Önemli ya da önemsiz her şey, kısmen önceden belirlenmiş ve rastlantısal olaylar demeti; bu ben miyim, hepsi bu mu, hayatım bu mu? (Hayalet)
- Sonuçta yaşamayı erteleyemeyiz, değil mi? (Krallık)
- Acıyı bir süreliğine kandırabilirsin ama o ne yapıp edip seni yakalar. Biraz olsun rahatladiginda, gardını düşürdüğünde, başını siperden çıkardığında... (Bıçak)
- Artık zamanı gelmişti. Hayat pınarından yeniden içmenin vaktiydi. (Susuzluk)
- Çünkü insana uygun olan sadakat değil, ihanetti. (Macbeth)
- Ama kaptanlar da gerçekte fırtınalı havalarda belli oluyordu değil mi ? (Polis)
- Kendin olacak kadar cesur olabilmek önemli bence. Bir ilişkideki en önemli şey dürüstlüktür, değil mi? (Nemesis)
- Neyin ne anlama geleceğini asla bilemezsin. Bir dava sırasında topladığın bilgilerin yüzde doksan dokuzu değersizdir. Ama burnunun dibine geldiğinde o yüzde biri görebilecek kadar tetikte olman gerekir. (Hamamböcekleri)
- Önemli olan birinin yaşamasına ya da ölmesine karar vermek değil; önemli olan insanlara adaleti geri verebilmek. Bazen adaleti sağlamak için, birilerine ölüm cezası vermek gerekir. (Kızılgerdan)
- '' Onları tanımıyorsun bile. '' '' Evet ama kimi tanıyoruz ki? En azından aynı topraklarda doğup büyüdüğüm insanlar. Belki de tüm mesele budur. Kabile. Hepimiz kendi kabilemizin içinde olmak istiyoruz. '' '' Evet , öyle. Farkında olsak da olmasak da istediğimiz bu. '' (Leopar)
- “Hayatın gidişatını ne belirliyordu? Hiçbir etkimizin olmadığı gelişigüzel olaylar silsilesi mi, yoksa herşeyi zaten gideceği yöne doğru çeken kozmik bir yerçekimi mi? (Oğul)
- "Kıza onu sevdiğini söyledin mi?" "Hayır. Sen söylüyor musun?" "Her zaman, günde birkaç defa. Oksijen gibi düşün, daima ihtiyacın olan bir şeymiş gibi. Seni seviyorum, seni seviyorum. Bir dene, ne demek istediğimi anlayacaksın." (Oğul)
- Eğer ilerlemek istiyorsak, kanun ve kurallara uymalıyız. Kaos ortamı, ancak suçu beraberinde getirir. (Kızılgerdan)
- -Fotoğraf albümlerinden hazzetmem -Hazzetmez misin? -Geçmişi unutma ya engel olurlar (Kurtarıcı)
- Bazı insanlar sırf riski sevdikleri için risk alırdı. (Hamamböcekleri)
- İyi bir kral olarak anılmak istiyorsanız iki seçeneğiniz vardı. Ya güzel günlerin kralı olup bereketli yıllar da tahtınızda refahla oturdunuz ya da ülkenizi kriz zamanında yöneten kral olurdunuz. Kriz yoksa da varmış gibi gösterir, bir savaş başlatıp bu savaşa girmezse ülkeyi ne kadar korkunç bir krizin beklediğini ve her şeyin kötüye gideceğini gösterirdiniz. Önemli olan savaşın büyüklüğü değil, onu kazanmaktı. (Susuzluk)